27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CrüMHURlYET 28 Ocak 1973 u sütunlarda 14 Ocak 1973'te çıkan «Çetin Ceviz» başlıklı yazımızı eğer okumadınızsa, bulup buluşturup mutlaka okumanızı salık veririm. cBu da nesi? Bir yazann, okurlanna kendi yazısım sahk vcrmesi görülmüş şey midir!» diyecekler bulunacak belki. Bunu biliyorum. Ne var ki, utanmadan, sıkılmadan ve halkın deyimiyle Allahtan korkmadan bize yapılan iftiralar karşısında, «solculuk» neymiş, «vatanseverlik» neymiş; okurlanmın bunlan, başkalannın ağzından duyarak bilmesinl istiyorum: • Çünkü o yazıda, Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildiği gün yani 11 haziran 1945 tarihli toplantıda devrin Tanm Bakanı Saym Şevket Raşit Hatipoğlu'nun yaptığı konuşmanın en önemli bölümlerl var. • Çünkü o yazıda, Erzincan Milletvekili rahmetli Behçet Kemal Çağlar ve arkadaşlarının, yine o günkü toplantıda «sürekli alkışlarla kabul edildiği» Meclis tutanak dergilerinde tescil edilmiş bulunan dört maddelik önergesi var. • Ve çünkü o yazıda, Melen Hükümetinin Devlet Bakanı Saym tlhan Öztrak'ın, tam 27 yıl sonra, 1972 Eylülünde, Sivas'ta Toprak Reformu üzerino söylediği sözlerin en önemli parçası var. B Olaylar ve goiüşler Solculuk mu, Yurtseverlik mi? HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU aile ve sülâlelerln elindedir. Bn dnrnm, çağımınn gerçekleri ve insanlık onuru ile bağdaşmaz.» Demek ki Türkiye'de toprak konusunda «çağın gerçekleri ve insan onuru ile bağdaşmayan bir durum», 1945'teki «devrim hareketi» ne rağmen, 1972 yılına d'eğin sürüp gelmiş! 1945'ten önceki duruma gelince: Yukarda görüldü ki, CHP iktidarının Tanm Bakanı Hatipoğlu: Bu inkılâp kanunu, Cmnhnriyetin kurnlnşnndan beri sürüp gelen bir davasını halledecektir» diyordu, 1945 yılında! Bu iki konuşma birbirine eklenlnce şu sonuçlar ortaya çıkıyor: 1 1945 tarihli Çiftçiyi Topraklandırma Kannna «Cumhuriyetin kuralnşundan beri sürfip gelen bu davayı» halletmemlştir. 2 Çağın gerçekleri ve insan onuru ile bağdaşmayan toprak, daha doğrusu topraksızLk davası: «Cumhuriyetin kuruluşundan beri sürüp gelmektedir». 3 Atatürkçü doğrnltnda olduğunn söyleyen 12 Mart Mnhtırası'ndan sonra da, aynı durum, iki yıldan beri sürmüş ve sürmektedir. 4 Cumhuriyet'ten önceki reform çabalan ise, başından beri engellenmiştir. Bunlara nasıl çelme takıldığını kuşbakısı olarak görmek isteyen okurlanm çıkarsa, onlara da bir örnek vereyim: Bu sütunlarda, tam Saym tlhan öztrak'ın Sivas'ta konustuğu ayda çıkan 17 Eylül 1972 tarihli «Reform • Meform» başlıklı yazımıza, Keçecizade Izzet Molla'nm, yaklaşık olarak 150 yıl önee Ptvdisaha sunmus oldnfu :slâhat lâyihasından (reform raporundan) aktardığımız bölümleri okusunlar. Görülüyor ki, yazılarımı okurlara salık veriyorum diye beni kınamağa kimsenin hakkı yok: Ben «kendi yazılarımı» değil onlara kısaca aktardığım başkalannın söz ve yazılarını salık veriyorum. Onları okuyup yargıya varacak olan, okurlann kendisidir. Gelelim Sağcılık ve Solculuk Sorununa • Yukarıda sözünü ettiğim ve 14 Ocak tarihli yazıma geniş özetini koyduğum 1945 konuşmasını yapan Sayın Şevket Raşit Hatfpoğln solcu mudur? Asla! Kendisi o'.dum olası sağcıdır. O kadar sağcıdır ki, CHP'dekl «ortanın solu» hareketinden sonra, Saym Feyzioğlu grubuyla birlikte, CHP'den aynlıp Milli Güven Partisini kuranlar arasına geçmiştir. • Aynı yazıya, 1945 önergesinin tümünü, olduğu gibi aktardığım rahmetli Behçet Kemsl Çağlar mütareke devrl halnlerinin bu vatanı batırmak isteyen gayrimeşnı torunlarımn kasıtlı biçimde kullandlklan «komünist» anlamında «solcu» muydu? H«yır. O, tam milliyetçi bir Atatürk devrimcisiydi. • Çiftçiyi Topraklandırma gününün bütün yurtta toprak bayramı olarak kutlanmasına ilişkin önergeyi 11 Haziran 1945'te oybirliğiyle ve sürekli alkıslarla kabul eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üyeleri solcu muydular? Elbette defil. • Kişi, aile ve sCIalelerm koea bir köye veya köylere sahip olmasır.ın «çağın gerçekleri ve insan onuru ile bağdaştnadığım» söyleyen Sayın öztrak solcu mudur? Hasâ! O kadir solcu değildir ki, kendisi, son yıllarda, hele 12 Mart 1971'den sonra, «Türkiye'nin Mc. Carthy'si» iinünü «bihakkın» kazanmış olan Sayın Feyzioğlu'nun başkam bulunduğu MGP' nin bir üyesi ve yine MGPTİ Melen Hükümetinin bir bakanıdır. Üzerinde «solculuk» kavramının sadece «S»si bulunsa, kendisini derhal hem kabinenin, hem de partisinin dısında buluverir. Ne Düşünüyorlardı, Ne Oldu? Şevket Raşit Hatipogln, 27 yıl önceki korıuşmasının bir yerinde: «Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu mühim bir inkılâp kannnodnr; memleketimizin, Cumhuriyetin kuruluşundan beri sürüp gelen bir davasını halledecektir ve faydaları milletlmizln gelişmesi noktasmdan çok çabak tesirini çBstereccktir» diyordu ve Meclis onun komışmasını •bravo sesleri» ve coşkun alkıslarla karşılıyordu. Behçet Kemal Çağlar ve arkatfaşlan, verdikleri önergenin başında ve 2. maddesinde, Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun kabulünü, harfi harfine: «Devrim hareketl» olarak niteliyor ve 4. maddesinde «bu kanunun kabul edildiği günü izleyen ilk Pazar gününün her yıl bütün ynrtta toprak bayramı olarak kotlanmasına, karar verilmesini» istiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu önergeyi de «sürekli alkıslarla» kabul etmişti. tlhan öztrak ise 11 Haziran 1945'te gerçekleşen! yukarıki «devrim hareketi»ncfen 27 yıl sonra 12 Mart hüküraetlerinden üçüncüsünün Devlet Bakanı kimliğiyle, Eylül 1972'de şunları söylüyordu: «Her 100 köyden 2'si kişi. Bu anlattıklarım neyi gösterir? Şunlarıî 1 Türkiye'de toprak sorununu adaletll bir çözüme bağlamak, bir sağcılık, solculuk sorunu olmaktan çok, bir «çağa dönüklük», bir «insanlık». bir «yurtseverlik» ö*avasıdır. 2 Bu dava siyasi iktidarlarca şimdiye değin inanılarak ve içtenlikle yürütülmemiştir. 3 Çünkü bu dava ancak taviz .tanımâyan, devrimei bir zihniyet ve uygulama ile kesin bir çözüme bsğlanabilır. Bu devrimci zihniyet ise, Atatürk'ün ölümünden sonra, ne yazık ki, toplum bünyesinden vavaş yavaş silinmeğe yüz tutmuştur. Kendilerini Atatürkçü sananlar bunun farkında değillerdir. Bu gidiş tehlikeli bir gidiştir. Yeni bir «yosunlanmS» doğrultusundayız. 4 Keçecizade tzzet, Molla'nın, yukanda sözünü ettigim raporunda birbuçuk yüzyıl önce dediği gjbi: «... Hülâsa su üslubı kadim üzere ,kim çare mülâhaza ederse vâhl ve izaai inayet olduğu zâhirdir.» (Yani: «Kısacası sı» eski düsende kalmak suretiyle kim tedbir dfisünürse, bunun saçma ve boşu bosnna çab» harcama oldnğn açıktır.») (Şuracığa kaydedelim ki, ünlü, sadrazam Fuat Paşa'nın babası olan bu a'çık sBzlü bilgin ve şair, önce Keşan'a ve ardından Sıvas'a sürülmüş ve sürgünde .ölmüştür.) 5 Bizler ise. hem bugünkü topTak düzeninl değiştirmevelim, .hem de «refornj yanalım» diye Cumhuriyetîin başından berî,' değirmende su öğütürcesin'e çabalayıp'dÖTuyoruz. Ve sizler, ey Mütareke Deyri "hainİPrinin, Atatürk'ü .ve Atatürk devrimcfnğini ölö*ürmek için, her fjrsattan yararlanarak, boş yere çırpınıp duran yeni hain kuşaklan! Bu gerçekleri söyleyip yazmak sizin (Jeyiminizle «aşırı solculuk» değil. Atatürk düşmanlıği ile yanıp tutuşan yüreklerinizde zerresl bulunmayan «yurtseverlik», «halkseverlik». ve «insanseverlik»tir. Sizlerin anlayamayaca£ınız. bilemeyeceğiniz, «ırrına eremeyeceğinu kavramlardır bunlar! DÜZELTME: Ord. Prof. H. V. Velldedeoğlu'nun 21 Ocak ir/3 t«rih!i Cumhuriyette çıkan Başkamn Tabii Senatör!üjü« başhklı yazısının üçüncü siitununun 18. satırındaki ıBununla birHkte» kelimelerinden sonraki iki satjr. dizgide atlanımstır. Bu sa r tırlsr jöyle olacaktı: cBununla birlikte, e^cr 1934 tarihli Tesküâtı Esasiye Kanunundaki Cumhurbaskanı y»5 haddl değiştirilmemiş olsaydı, bugün de 6meğ!n bir parlamento üyesl 30 yatmda Cumhuıbaskanı seçilir..j. Ayrıca aynı vazının dördüncü sütununun 19. satırındaki «seçim mücadeleleri» kelimelerl yanlışlıkla cparti mücadeleleri* olarak dizilmij. Düzeltir, özür dlleriz. Neyi Gösterir? Okuyucu Mektupları Öğretmenler mutemedi açıJilamada bulundu 1 Aralık 1972 tarihli gazetenizin (Okuyucu Mektupları) kBşesinde «Mutemet öğretmenlerden para kesiyor» başlığı altında işmi saklı kişi adına Sayın • Valimiz, hitabiyle şahsımı kasteden bir yazı yayımlamış bulunuyorsunuz. . 25 yıllık okujucusu ve halen Tavşanlı'da Mehmet Gülsereti gazete. bayiine 9 numara ile abonesi buıunduğum gazetenizin adı geçtn yazj ve doIayısiyle mektupta tenakıız ve yalanlara (sa,nki nakikaınaiş) yer verip neşrını vapmanız, cidtii bir gazete ve.emeğın savunucusu •kanaatlerırni zedeler duruma getirmiştir , Şimdi hakikat olan durumu vesikaiarla açıklamak istiyorum: 1 Ben, asll görevim haricinde öğretmen BrkadaşİBnmın itimadı karşılığı ve onların seçimi ite mutemetlik yapmaktayım. Ücretim onların ka rarlan ile sapttuımıştır. 2 T Kütahya vo Uçeleri Jwrumları personelinin 9 'aylık maaş farklarinı' bu işte mütahassıs kişiler,e ücret karşılığı yaptırdıklar. bir Oakikattir. Ben ögretraen olarak, MilU Eğitimin bir ferdi^olaJak kendi Isimizi kendimiz yapabilma nin güvenini duymak ve du' yurmak istemenin yadırganaca , ğını ummamışUm. Bilâkis tak dir' • edileceğini ummuştum. ' HakkırndakJv bu tür haksız dav ranışlara önem • verilmiyeceğı • k>naatini taşıyordum.» 3 Mektupta 300 öğretmenin maaş farklaruıı aldığı iddia edilmektedir. Bunun ne kadar gerçek dışı olduğu ekli listeden anlaşılacaktır (163 kisidir). 4 Yine mektupta, kesilen mutemetlik Ueretinden kimsenin haberi ve nzası olmadığı belirtümektedir. pılarak hareket ettiği, dolayısiyle de gazeterüz vasıtası ile Tavşanlı .öğretmenler topluraunun derin üzüntülerine sebep olduğu ortadaçür öğretmenlerin imzalan aynı zamanda şahsi çıkarlan için toplumun adını kullananlara karşı nefretin ifadesidir. " NETİÇE: Yayımladığınız ya a şahsnndaa çok Tavsanu öğretmenlerinin Üzüntülerine sebep olduğu bir hakikattir. (İmza listelerini verirken gazeteye duyurulmasmı şahsımdan rica ettiler) Çayet maksadınız şahsa hızmet yerine bir topluma hizmetse, vesikaiarla ekli Tavşanlı öğretmenlen toplumunun en içten bir isteği olan hakikatı ayni sUrunlarda bir açıklama ile yapmanız şeref ve hasiyetinizle ilgili oİacaktır. • Ali Piri Süzen İstiklâl tlkokuln ğ ,meni (öğretmenler mutemedi) Tavşanlı N o t: îmza Idstelerinde halen Tavşanlı'da görev yapmakta olan öğretınenlerin imzalan (bir kişi hariç) tamamdır. Naklen gjtmiş olanlann paralan bir kısmı adresleri bı linemedlğülden gönderilememiş, bankada bloke edilmektedir. AYRICALIK İSTEYEN YOK! OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Gitnün ardından VİETNAM BARIŞI ve NİXON iKonun danışmam Henry Kissinger ile Kuzey Vietnam politbüro üyesi Le Dulc Tho arasında yapılan gizli görüşmelerde nihayet anlaşmaya varılmış ve metin dün Pariste imzalanmıştır. Buna göre ateş kesüiycr, C gün içinde Amerikan 0 askerleri Vietnam'dan çekilecek, Kuzey Vietnam da Amerikan savaş tutsaklarını geri verecektir. Haberi Nixon, Radyo ile dünyaya duyurmuştur. Böylece Amerika'nın 1954'ten beri sürdürdüğü kanlı savaş sona eriyor. Savaşta 50 bin Amerikalı ve belki de üç milyon Vietnamlı ölmüştür. Elde etfilen sonuç da 1954'te Amerika müdahale etmeseydi, elde edilebilecekten farklı değildir. Bu can kaybınm sorumlulan da, sırasiyle, para ve silâh vaadlyle Diem'i kışkırtan Eisenhower, danısman yollayan Kennedy, asker vıgan Johnson ve savaşı Jenosite çeviren Nison'dır. Barışın sağlam kurulacajh da söylenemez. Amerika çekilince içsavaş başlayabilir. dalet Bakanı MGP'li Alpaslan gazetecilerden, yazarlardan nedense pek hoşlanmıyor. İkide bir söylemekten kendini alamadığı bir söz var: «Gazetecilere imtiyaz tanınamaz». Sanki böyle bir imtiyaz isteyen varmış gibi! Ne imtiyazı bay Bakan, böyle bir ayncalık ne özlenir, ne de istenir! Bir toplumda yaşayan herkes eşittir, politikacısından Bakamndan yazarına, işçisine, çöpçüsüne kadar. Bunu biliyoruz. Siz de bilin! Şu kelepçe takma işi... Kaç kez yazdım, bir gazeteciye, bir yazara kelepçe takmak neden diye. Bu demek değil ki yalnız gazetecileri, yazarları herkesfen üstün kişiler sayıyorum! Hayır, o pek be|enilen deyimle fikir suçu işleyen kimseleri söz konusu ediyorum. Böylelerinin adalet öniine elleri kelepçeli getirilmesinin pek çirkin oîduğunu... Siz de kabul ediyorsunuz zaten. Ama bakm nasıl kaçıyorsunuz bu kararı kesinlikle uygulamaktan: «Ne var ki takdir jandarmaya kaldığına göre zaman zaj[nan tatbikatta hiç kimsenin hoşuna gitmez haOler meydana gelmelrtecKr.» Yani iş Jandarmanın elindedir, ne yapsak boştur, fikir suçlulanm kelepçelemek alışkanlıgı süriip gidecektir! Böyle demek ister MGPIi Bakan! Oysa «Fikir suçlulanna kelepçe takılmamasını kararlaştırdık, her >ana bunu duyurduk» diyemez miydi? Katillerden, hırsızlardan başkalarına kelepçe taJalmayacak emrini veremez miydi? Kelepçe neye yarar? EUeri birbirine bağlamaya... Niye takılır? Adam, kaçma olanağı bulamasın, saldınya kalkışamasm, ya da canına kıyamasın diye... Bir gazete yazı işleri müdürü başka birinin yazdığı bir yazıdan, bir haberden ötürü adalet öniine çıkarılryor. Niye kaçsm? Bir tanınmış jazar, şair şu yada bu nedenle duruşmaya götürülüyor. Kaçar mı, kaçabilir mi? Nereye kaçacak adı büinen, kişiligi bilinen bir yazar, bir şair, bir bilim adamı, ünlü bir aydm? Çetin Altan'a kelepçe taksan ne olur takmasın ne olur, kaçacak, kaçabilecek bir kişi değil ki! Hem niye kaçsm? Yazılarını savunmaktan aciz biri mi? Adalete hesap vermekten çekinen bir korkak mı? Hayır... Hem böyle biri kaçsa da nereye gider, nereye saklarur? Alpaslan diyor ki: «Bir gazetecinin mahküm olmasından ötürü ben Adalet Bakanı olarak gazetecinin hem şahsı hem mesleği adına hem de memleket hesabma üzüntü duyanm. Ama gazeteciye imtiyaz tanımayı da herhangi bir mantıkla izah etmek mümkün değildir.» Mümkündür, ayncalık tanımayı degil. ama kelepçe takılmasınm, adl suçluymuş gibi davranılmasmın, doğru olmadığını söylemek mümkiindür. Adam öldürmüş biri, dolandıncılık yapmış biri, hırsızlık etmiş biri değil ki gazeteci... Bilerek kötülük etmemiş kimseye tam tersine topluma, insanlara yararlı olmak için yazmış, yayımlamış o yazıyı, o haberi. Ama iktidardakilerin görüşü turumu o yazıya, o habere uygun düsmemiş! Bakarsınız aradan Uç beş yıl geçer o gazetecinin, o yazann söylediklerinin doğru olduğu anlaşılır. Bir de bakarsınız aradan on yıl, yirmi yıl geçmiş, bir zamanlar zindanlara atılan, elleri kelepçelenen yazar, fikir adamı okul kitaplanna geçmiş, yaşantısıyle, eserleriyle. siyasal görüşü, carpışmasiyle kuşaklara örnek diye gösteriliyor îşte Namık Kemal, daha ba?kalan. Bizde ve dünyada bu konuda sayısız örnek sayayun size... A HI AMERİKANIN MÜDAHALESİ, SONUCU DEĞİŞTİRMEDİ NİXON, KONGRE İLE ÇATIŞABİLÎR HELSİNKİ: KONFERANSA SOVYETLER SOĞUK DAVRANIŞ İÇİNDE SİLÂH İNDİRİMİ GÖRÜŞMELERİ. Prof. Dr. Ahmet Sükrü ESMER sundakl önerisini yapmıştır. Moskova önceki hafta 91ar (Ortakpazar) namına Belçika tarafından ileri sürülen gündem önerisini prensip olarak kabul etmektedir. Fakat, insanlar arasında temaslar, haberlesme ve kültür alışverişi konulannda, ırkçıhk, fasizm, yıfacı faaliyetler ve müstehcen yazılar konulannda kayıtlan ileri sürüyor. Ilımlı gibi görünen bu kayıtların yorumlamada nerelere varacağı kestirilemez. Akdeniz güvenliğinin de gündeme alınması hatta Avrupslı sayılmayan Akdeniz ülkelerinin konferansa katılması önerisine Cezayir ve Tunus'tan sonra Fas rfa katılmıştır. Şu var ki, umduklarınt elde edebileceğinden süphelenen Sovyetler. konferansa karşı soğuk bir davranıs içine girmis görünüyorlar. merika ile illşkiler konusunda, Fransa ile Almanya arasındaki görüs ayrılığı bu defaki görüşmelerö*e kaldınlmıstır. GUneydoğu Asya'da barış kurulurken, Afrika'da savaş tehlikeleri belirmektedir. Bir kaç ay önce Uganda ile Tanzanya arasında savas çıkıyordu, öteki Afrikalılann arabuluculuğu ile önlendi. Gerillaların sızmasını önlemek gerekçesiyle Rodezya'nm bir kaç hafta önce Zambiya ile arasındaki sınırı kapaması yüzünden doğan bunalım devaın ediyor ve savaş tehlikesi henüz atlatılmış değildtr. Fakat belki de daha büyük tehlike geçen hafta içinde tanınmış Kurtuluş Savaşçısı Amilcar Cabral'ın Konakri'de öldürülmesinden doğmuştur. Cabral. Portekiz Ginesinde kurtuluş hareketi yürütüyordu ve Ulkenin üçte ikisini Portekiz'in boyunduruğundnn kurtarmıs, Gine'ye geçip. yönetimi eline almak hazırlıgı içinde idi. Afrika kurtuluş hareketlerinin sembolü olduğundan öldürülmesi Afrikalılar arasında büyük tepki varatraıştır. Başkan Seku Ture, tüm Afrika ülkelerini Portekiz sömürgeciliğine karşı savaşa çağırmıştır. Afrikalılar, Portekiz, Rodezya ve Güney Afrika'va karşı gerilla savaşı yürütüyorlar ve bu savaşların hızlanması beklenir. Afrikalılar karsısında Portekiz, Araplar karşısında Israil'e benzemeve başlamıştır. Seçim yaklaştıkça Kıbns'ta Rumlar arasında çatışmalar da şiddetlenmektedir. Görünürde dört grup vardır: 1 Makarios taraftarları, 2 Yunanistan'ın nüfuzu altında olanlar, 3 Grivasçılar, 4 AKEL (Yani Komünistler). Seçimi engellemeye kararlı olan Grivas, yer yer, çeteleriyle harekete geçmiş ve köyler üzerine baskınlar yapıyor, Rum gazeteleri bir içsavaşın başlamak üzere bulunduğunu yazıyorlar. AKEL, 1968 seçimlerinde olduğu gibi, Makarios ile işbirligı halindedir, Grivas tarafından sıkıştırılan Makarios, Yunanistan'ın yardımını saSlamak üzere Dısisleri Bakanını Atina'ya yollamıştır. Atina'ya vardığında beyanatta bulunan Hristofides: «Ifıbns sorunu her zamandan daha nazik bir dönemdedir ve Yunan Hükumetı ile sıkı temas ve tsbirUği gerekmektedir. îşbirUgi yapılmaması halinrfe «Ulusal dava» tehlikeye düşebilir» demiştir. Bakamn «Ulusal dava» dediği Enosis. yani Ada'nın Yunanistan'a ilhakıdır. Afrika'da: Kıbrıs: Nixon'dan Nixon'a: Geçen hafta sonunda kongre binasının merdlvenleri üzerinde kurulan kürsü üzerinde and içen ve bir nutuk söyleyen Nixon, görevinin ikir.ci dönemine başlamıştır. Fakat Nixon bu törende konuşurken. Amerika'nın ve Avrupa'nın bir çok şehirlerinde aleyhte gösteriler yapılıyor. Vietnam'da giriştigi bombardımanlar protesto ediliyordu. Bazı kongre üyeleri törene boykot etmisler. törenden dönüşünde Nixon'urı arabası da taşlanmıstır. Daha iki ay önce ezici çosunlukla Başkanlığa seçilen bir kimsenin. kısa süre içinde bu derece itibar kaybettigi görülmemistir. Bunun nedeni de binlerce cana kıyan bombardımanlardır ve görülüyor ki, agır kayıplan haklı gösterecek sonuç da elde edilememiçtir. Savaşın sona ermesi halkın duvgularını teskin edebilir, fakat Nixon, kongre ile catişacaktır. Son zamanlarda Nixon kongreden uzakta kalmıs, kabinesi ile bile danışmamıs, etrafına d'anışmanlar toulayarak. «Beyaz Saray»ı Abdülhamit'in «Yıldız Sarayı»na çevirmiştir. Bu bövTe devam edemez. 9 aylık maa? farklannın ve. rilmesi Vilâyetçe kararlastırıİmca zamapuı ilköğretim müBizler PTTde büro işcile> dürü beni çagırdı, öğretmenriyle aynı şartlar altında idalerin maaş farklannın nasıl hesaplanabüecegınj sordu Ken reye girmiş işletme servisledilefine 19W yılmda ödenen rinde çalısan görevlileriz. maaş, eğitun ödeneği, avans, Per=onel Kanununun 99. mad makam taıminatlannın. her ayını personel kanunu gereğin desi' bir lşçi eünde, 7 haftada 39 saat çalışır der. tdare d« ce Mart 197ü Kasım arası bu kanuna uyarajc büro kedurumlan belirten ıntibak cet velleri göstergelerinin yeniden simlerinde çalısan arkadaslatahakkuku ile karşılaşBrma ya nmıza bu kanunu aynen uvgular ve eünde 7 saat çalıştınr. pılması gerektiğini bıldirdim öyleyse sen taemen bu tşlere Oysa öte yandan işletme kesimlerinde çalısan bizler bu başla dedi. Kendilerine bu yasadan mahnım bırakilrmşız. işin güçlüğunU. uzun zamana ihtiyag olduğunu, gece gUndüz Günde 8 saat cahşıyonız ve blr kuruş mesai alamıvoruz. çalışılması Iâam geldiğinı heı ayın ayn &yn karşı lastırma ya EŞer islerin c»klujhı btelerin pılacağınj dolayısryle de aylık bir saat feria calısmamızı ön ücretim olan 2.5 lira besabı görüvorsa idare de bizim brı ile 9 aylık tıakkım venlirse mesailerimizi ödemekle müyapabilecegim* söyledim. öğ kelleftir. Yahotta büro iscileri retmen arkadaşlarımm da ha gfbi blzi de etinde 7 saat ca» beri oldu. Gerek tlköğretim lıstırsınlar. Esitlik ve hakkaMüdürü ve gerekse öğretmen nlvet Brensfbini Sneören Ana•ler, «Sen hesabı çabuk yap, Uc vasamızın 13. maddesi acaba retini al» dediler. Sonuç ola bteleri tlvev evlat «ribi ayırmı? rak ds çahşmalanm karşılığı mıdır bunn bnmlyörua. Ocretimi aldım. Hiçbir öğretmen arkadaş iüraz etmedi Ga Bir gün bteler de bürolanzete yayımmdan sonra da bu mızda çalısmak olanaSma kana ögretmenler, mutemetlik vusnrsak idaremiz işletme keücretine hiçbir ltirazlan olma simlerinde bialerin VPTİTI*' kimdıklannı ekli imza Usteleriyle Ieri caJıstırscaktn. Merak ediispa^adılar. yerur. Sonuc olarak ssvm vetkililerden riea edivor ve hu avmmı kaldınr) blzlerin de bu Şu hale gör», Tavşanlı Bğretmenleri imzalanyle mutebirer saatlik mesailerimizi Smetlik ücretine (bir kişi hademeierinl bekliyoruz. savgılariç) itiraz etmemiş olmalan, nmızla. bir şahsın kendi hislerine kaPTT tsletme Personen" PTTdeki bu ayırımlar • « neden? Silâh Indirimi: • Karşılıklı ve dengell» silâh indirimî görüşmelerine girişmek için NATO ülkeleri tarafından yapılan çağrıya Varşova ülkelerinin hafta içinde verdikleri cevap, konuyu kanştırmış ve NATO çevrelerinde şaskınlık yaratmıştır. Görüşme NATO ve Varşova Paktı'nın Orta AVTUpa'daki üyeleri arasında yapılacak ve Orta Avrupa'da kuvvptleri oldugundan, tabii Araerika da katılaeaktı. Varşova Paktı üyeleri verdikleri cevapta eörüşmelere «Bütün ilgili tarafların» katılmalarını ileri sürmüş ve toplantı yeri olarak Cenevre yerine Viyana'yı ötrermiştir. NATO ülkelerine göre, böyle kalabalık bir konferanstan etkili sonuçlar elde edilmesi olaSan degildir. Sanıldığına göre Sovvetler bövle bir görüsü. Breinev ile Pompidou arasında Minsk'te yapılan görüşmeden sonra benimsemişlerdir. BilindİŞİ gibi, Fransa eörüsmelere karsıdır ve onlan sabote etmenin bir yolu da budtar. FEŞEKKÜR Birkaç senedenberl devara ecen rahatsızlıgımı. kısa' ıa<manda sefkat ve lhflmamla tedavi ederek beni yeniden hayaU kavusturan Haydarpasa GoSüs Hastanesinin cok kıymetll bashekiml Pr* Dr. candan tesekkürleriml Dildirirken, yine mesai arkadaslarından Dr. Ayhan Sener. Dr. Atlllâ. Dr. Selâhattin ve Dr. Cemal Beylere ve bashemstre Üe hastanenln bütün Dersoneline sonsuz tesekkürlerimi bildirirtm. ' Gozteps . EMİN NEPTITN Cumhuriyet 544 TEŞEKKÜR KırmeUl eslm, seveill karde»lmlr, teyremlz, ve vengemiz Muhlise ÖZKAYA'nın vefatı dolayısiyle ea.mle ve kabristana kadar bizzat eelen v« celenk eSndererek. telefonla ve ayrıca eve kadar celerek tadyette bulunan butfin akrsba " ve dostlarımıza •sonsuı te«ekkürlertaılzi büdlririz. KederU aUed SİYAMİ ERSEK'e Evet, fikir suçlulan ad! suçlulardan ayrıdır. Bunu görmek, kabul etmek o kadar zor mu? Bir hukuk adamı olan Adalet Bakanına biz mi anlatalım adi suçluyla fikir suçlusu arasındaki ayrımı? Üstelik de fikir suçu diye bir suçun bulunmadığını gerçek demokrasiyle yönetilen uygar ülkelerde... Benden daha iyi bilir bay Alpaslan bunlan. Bilir ya MGP'nin şu günlerdeki politikasına uymaz fikir suçlannı hoşgörmek, hoşgördüğünü söylemek! Hiç değilse açsm MGP Başkanı Feyzioğlu'nun 1960'dan önce gazetelerde çıkan. sonra da kitaplara giren yazılannı okusun. Eski bir fikir özgürlüğü savaşçısı olan Bay Feyzioğlu'nun yazılan yararlı olur kendisine... Fikir suçu olmaz. Haydi oldu diyelim. Haydi bizde oluyor, böyle bir suç «icad» ediliyor. Bu, bir gerçek. Garip bir gerçek, ama gerçek. Hiç değilse fikir suçlulannı katiller, hırsızlar, hainler, dolandmcılarla bir tutmayalım. O kadarcık bir «büyüklük» gösterelim, gösterebilelim! VEFAT Kilyos eşrafından merhum Ahmet Ağa'nın ve merhume Fatma Mir'at'ın oğulları; Saadet Sözer'in eşi: Vural Sözer ve Meral Gider'in babaları; Ali Sözer, Muzaffer Yirmibes ve merhume Sündüs Tekçe'nin ağabeyleri; Perizat Sözer ve Ramazan Gider'in kayınpederi; Ozan Sözer, Ahmet Sözer ve Filiz Gider'in dedeleri; Cumhuriyet 540 «Mektupçu» Johnson: ADRES DEĞlŞİKLİĞt Şirket Merkezimizin 22.1.1973 Pazartesi gününden ltfbaren, kendi binamız olan, İstiklâl Gaddesi 314Beyoğlu adresine nakledilmiş olduğunu sayın müşterilerimizin ilgililerin bilgilerine arzederiz. PAŞABAHÇE TtCARET LtMİTED ŞtRKETt BEYOĞLU CİHETİ MUVAKKAT GAZ İŞLETMESİNDEN 1 Dış memleketlerden geürilmek üzere fabrikamız Dıtiyacı bulunan 161.546 Kg. şekilli silika tuğla, 31.200 Kg. normal silika tuğla ile 15.000 Kg. silika harcı mühürlü kapalı zarf mektupla fiat ve teklif alma suretiyle satm almacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler Beyoğlu Ipek Sokak 2 no. da kâin Umum Müdürlük veznesinden 100. (Yüz) TL. sı bedel mukabilinde temin edilir. 3 Bu hususa ait tekliflerin en geç 12.3.1973 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar Umum Müdürlük Sekreterliğine verilmesi ilân olunur. (Basın: 10841) 534 lnönü'ye 1964te yazdığı ve Amerika taraiından verilen silâhlann Kıbns'ta kullanılmasını engelleyen mektubu ile Türklerce «Mektupçu» diye tanman eski Başkanlardan Lyndon Johnson, ölmüştür. Bir ay kadar önce de Amerika ile ilişkilerimiz. le ilgili başka bir eski Başkan Truman, ölmüştü. 1947'deki ünlü yardım doktriniyle Truman Türk • Amerikan ilişkllerinde bir yakınlık dBnemi actığı gibi, Johnson da mektubu ile soğukluk döneml açmıştı. Mektup olayı dış politika tutumumuzda hueflne kadar suren bir volun dönüm noktası oldu. Johnson, Amerikalılarca olumlu ve olumsuz icraatlarii le anılacaktır Fakirlere sosyal haklar ve zencllere eşitlik sağlayan kanunların konçreden geçirilmesi olumlular, Vietnam savaşım açması da olumsiızlar arasında savılacaktır. Senatör iken 1960ta Kennedv'nin yanmda yardımcı* lıffa seçilen Johnson. Başkanın ölümü üzerine 1963'te Başkan olmus ve Vietnam'a banş getlrecegi vaad! ile 1964'te Baskanlı*a «ecilince. konffreyi altîatarak Vietnam savaşım açmıştı. CEMAL SÖZER (CEMAL AGA) geçirdiği kalb krizi sonucu vefat etmiştir. Cenazesi (YARIN) 29 Ocak 1973 Pazartesi günü, Kilyos Camiinde kılınacak ikindi namazım müteakip, Kilyos Ağlamışdede mezarlığına defnedilecektir. A 1L E SI (Cumhuriyet 543) Türkiye1 Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünden PRATİSYEN DOKTOR ALINACAKTIR Batman'da Bölge Müdürlüğümuzde işyeri hekimi olarak çalıştmlmak üzere PRATİSYEN DOKTOR almacaktır. ' Taünin edici ücret verilecek ve lojman tahsis edüecektir. Müracaatlann, şahsen veya öz geçmişlerini bildirir mektupla 10 Şubat 1973 tarihine kadar «Mudafaa Caddesi No: 22 Bakanlıklar Ankara. adresindeki Genel Müdürlüğümüz Personel Müdürlüğüne yapümasını rica'ederir. (Basm: 10807) 535 Helsinki: AvTupa Güvenlik ve Işblrliği Konferansı için hazırhk görüşmelerinin yapıldıgı Helsinki'de Sovyetler Birliği, gundem konu Fransa ile Federal Aîmanya arasmdaki dostluk ve işbirligı antlaşması uyannca, Brandt, altı ayda bir yapılan gez) İçin Fransa'ya gitmiş ve Pompidou başta olmak üzere Fransız yöneticileriyle görüşmüştür. Antp lasms 1963 yılı Oeak ayında imzalandığmdan, ziyaret, onuncu yıldönümüne de rastlamış ve taraflar bu geçen on yıllık iliskilerin muhasebesini yaparak olumlu sonuçlar elde edildiîi kanısına varmıslardır. Su da doğrudur ki, geçen on yü, Pederal Almanya'nın lehine işlemiştir. Adenauer zamanına oranla 7. Almanya bugün çok daha güçlüdür ve Avrupa'nın en Eüçlü bir devlet adamının y5netimindedir. Fransa ise, dengede eski agırlığmd'an kavbetmistir. De Gaulle, 1963'te Adenauer İle anlasmayı imzalarken. Avrupa' da Fransa'nm eeemenligin! kuracagını ummuştu. Bu düşünce iledir ki, Vetosu ile îngiltere'yi Ortakpazar dışında bırakmiştı. Simdl Ingiltere Ortakpazar içindedlr ve Federal Almanva da örgütün en gCçlü ortağıdır. A Fransa Almanya: İzmir Belediye Başkanlığındân 1 Şehrin muhtelif yerlerinde yaptınlacak kanalizasyonlarda kullanümaJc üzere font baca kapağı yaptınlacaktrr. Keşif bedeli 96.612. lira ve geçici temfnatı 6080,60 liradır 2 Üçkuyular 116 plân 6184 ada lmar yolu ile 68 sokakta yeniden kanaHzasyon inşaatı yaptmlacakür. Keşü bedeli 86.740. lira ve geçici teminaö 5587. liradır. Yukanda gösterilen işlerin ihaleleri 95.1973 Cuma günü saat 15.30 da kapalı zarflı eksiltme suretiyle Encümen salonunda ayn ayn vapılacaktır. thaleye iştirak edecek olanlann her iki iş için ihale tarihinden Uç gün önce CTatiller dahil) Fen tşleri MüdürlUğüne müracaatla ihaleye iştirak belgesi almalan şarttır. Ke if ve şartnamelert mesal gunlerl saat 9.0012.00 arasında Encümen kaleminde görülebilir. tsteklile•rtn 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlayacaklan teklif mektuplannı ihale günü en geç saat 14.30'a kadar Encümen Başkanlığma vermeleri İlân olunur. (Basın: î . 173 10705) 532 3 1 1 1 1 1 1 Satılık Mdtbaa Mdkinaları Adet Adet Adet Adet Adet Adet Adet ENTERTYPE dizgi makinası • ' • ' .""'"." 56x80 Albert 1967 Modçt ' '' ' ""' . 41 x57 Albert 1969 Model .'• Maşah Heidelberg • ' • • Motorlu Pedal • • 120 santimlik Perfekta otomatik bıçai Motorlu Tel Dikiş Makinesi '. 1 Adet Büyük ayaklı zımba koniği Ue ; 1 Adet Kalamoza makinası 1 Adet büyük Pres 1 Adet Yaldız presi ' * . • 1 Adet Delik Makinası ve aynca Komple KLİŞEHANE NOT: Yukanda yazılı makinalar ayn ayn 'da satlhr. Mnracaat: tTlusal Ba«ınnevt Müd Riizeârlı Sok No: 3 Tel: 11 53 73 11 71 73 ANKARA (Cumhuriyet 541) fcj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle