24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 CUMHURtYET 9 Eylül 1972 urkiye nüfusunun H9SJ*n kSylerde yaşamaktadır (1998 geael nttfuı nyımına gOre). Oerçek bir toplum kalkınmaıı için de köylerin kalkınmasım lağlamak torunda olduğumuz •çıktır. Köye r* kSyltiyt ulasmayan refah, köy ve kSylfly* ula«mayan hiımet yaygra bir etkenlik kazanamıyacaktır. Bu bakımdan, aağhk hizmetlerimizia etkenliği lçin de köylerimizin laghğı doğru bir görterge olacaktır. Devlet Plftnlama Teşkilfttı tarafmdan yapılan «TOrk Köyünde Modernleşme Eğilimlerl Araştırman» diğer konular aransda köy sağhğı lorununa da ışık tutmaktadır. Bu arastırmadan yararlanarak konuyu okurlanmıza tunmak istedik (1), örnekîeme metoduyîa yapüan araştırma köyün geael yapmm da ortaya koymakiadır. Bu konuyla flgüi önemîi bir diğer lorun da köyîerin şehirlere göçüdür. Yannlar için karar verirken, bu föçler, «anayileşme «üreci, yurtdışma giden işçüerin aayısal ve küîtürel etkiîeri fibi çeşitli faktörleri elbette hesaplamak zorundayız. T Olaylar ve görüşler Köylerimizin sağlığı.. ur. ERDAL ATABEK Hastahk sikâyetîerînîn bsşînda beden ağrılarî <y»27.3), şikâyetUri <»/«19.5), akciğer «ikâyetleri, verem, »afiyet ( başağn» (H 8.7), kalp ve dolaşım şiksyetleri (*b 7.4) gelmektedir. Elbette, bu Iiste kSyiüîerin kendl hastahklannı değerlendirmeleri «çısmdan anlamhdır, fakat bp aeısından bu şikâyetlcrin 1 değerlendiriîmesi tamamen a y n sonuçiar «rerebilir. , Köy »ağhğmdan *öx açtığımızda geleneksel tıp dediğimlz, • halk tababetint (foîk medicine) unutmamak gerekir. Gelenekseî tababet topîumun inanç ve değçrler «isteminin bir parçasıdır. Haîkın iyiîeştirici etkisine inandığj, büyü ve din kayramla * rıyla iyileşme arasışdaki ilişkiye tfayanan geîeneksel tıp, T köyünde yatır, ocak, hoca gibi «emboîlerde şekillenmiştir. halkmm bu eğilimi' iîtnıldığından çok daba yaygındır, ' ama sağlık hizhıetlerinin gelişmesiyle bu eğilimin azaldığml görmekl i teyiz. Geleneksel tıp, özellikîe iLç faktöre bağh olarak yürümek tedir. Bu faktörlerin birincisi uzun güredenberi bir sağhk tesisinin ya da bir «ağlık elemanmın bulunmaması, ikîneisi geç| . meyen ve tıbbm kesin iyileşme sağlayamadığı hastaiıktır, öçün • cijsü de ruh v« akıî hastalıklandır. .* Geleneksel tıbbm kökeni, hastahk lağbk ikilemini.n kötü. lük iyilik lkilemine bağh olduğu inancma rfayanan ilkel insan kültürüdür. Bu kültüre göre, hastahk bir sugun cezalandırıl' masıdır. îyüeşme, bu cezamn blttiğinl gösterir, eğer suçu^ı affedilmesi sağlamrsa iyileşme erkeri olacaktır. Bu kültür, ashnd.a insanlık kadar eskidir. Tıp tarihinde, ayni gerekçeyle hris» v tiyajı düı adamlarımn * çiçek aşısı yapılarak hastahğın önlenme}»* sine* karşı çıktıklarını görüyoruz. Bu kaderci inanca gore, hastahkla i n koruyucu tedbirler almak yanhş, hattâ günahtır. Hastahk"; mutlaka çekilmeli, işlenen luçun eezası çekilmelidir.. Birhocaya, ©ea£a ya tfa yatıra gitmekîe, işlenen luçua affediîmeii lağîamak istenir. Hattâ köylerd» çahsan hekimferin gözîem. lerine göre hâttajıkîar köyîülerce «doktorluk» ve «hocalık» diye aynlmaktadır. ** Afhndâ, bu davramş köylere özel değildir. Kasabalarda v« hattâ bazı şehirlerde. dahi bu inançlar yürürlüktedir. Bir görevle Xütahya*da bulunduğum* sırada, hastahklann geçmesi için bir fidanjn ortadan .'yarıldığım, hasta çocuğun bu arahktan geçirildiğini, sonra yaYılan fidanm tekrar birleştirilip sarıldığım ve fidanm iyileşmesiyle, hastahğm geçmesi arasında tam bir 'iiişki kurulduğunu, fidanlan da görerek öğrenmiştim. Bu inanç Kütahya 11 merkezinde geçerliydl, ilde hem Devlet hastaneri, hem Sigorta hastanesi vardı, hekim sayısı da az değildi. Gelenekiel tsp, başağnsmdan kısırhğa kadar her çeşit aîana uzanmış, kırık, Çîkıkçı gibi önemli dallara kadar yayılan mütetabbibler tarafından uygulanmış böylece büyük bir etkenlik kazanmıştır. Konu, halk sağhğmı büyük olçüde tehdit etmektedir. Birçok hastahklann gecikmesi, tecPavi sürelerinin kaçırıl' ması, uyguîanan yanhş tedavilerle takathklar yaratması gibi çokyönîü sakmcalan oîan bir sorundur. Köylerde besienme «K8ylerdeki en belîî başh yiyecek maddesi nedir?» sorusuna muhtarlann verdikleri eevapîar şöyîedir: Ekmek (%?5), mısjr (*A92), bulgur (*/«7.3) v» patates (%2.7>. «En çok pişirilen yesıekler» konusunda, birinci «rayı •» 84.1 oranıyîa bulgur, pilâv, / patates (tarhana çorbası, erişte, mısır, makarna) ahyor. îkino «ıra y» 19.5 oramyîa fasulya ve mercimekts, sonra % 11 iîe •ebzeler geliyor, et yemekleri % 0.4 ve baiık V» 0.1 iîe listenin «onlannda. Aylardan beri kentlerde süren et mücadeîesinin köyler ne kadar dışında. Onlar için et diye bir sorun yok. Et yeme, köylerde % 52.9 oramnda «rastgeldikçe, kışm arasıra, kurband'an kurbana, bayramdan bayrama, senede bir defa» gibi sözlerle bertiliyor. (On beş günde» birden az yiyenler V* 19.4 haftada bir yiyenler % 12.7 oramnda.) Köyde bebek beslenmegi de bilimsei Blçüîerden çok uzak. Çocuklar uzun süre anne sütü iîe besîeniyor. Ek besinler yeter»iz ve bilgisizce veriîiyor. Bu konuda okurjazar annelerin çocuklanna okuma yazma bilmiyenlerden rfaha îyi baktıklan <*taya çıkıyor. Araştırmada, köylülerin «ağhk durumlarını kendi açılanndan nasıl gördüklerl lorulmuştur. En çok hastalıktan şikâyet edenlerin, sosyoekonomik ölçülere göre ayrılmış dokuz tarım böîgesinin üç bölümünün az gelişmiş kesiminde bulundukları ortaya çıkmıştır. Az gelişmiş böîgelerde sağlık durumunda» çikâyetçi olanlarm oram Vo23,7 oîduğü halde, orta derecede gelişmiş böîgelerde bu oran »o 14.6 ve gelişmiş böîgelerde *A 8.4'tür., Kadmlarda ve ileri yaşlarda şikâyetçi oram daha da artmaktadır. zenli bir «isttm kurulnıayışıdır*. Gezdiğim yerletde, en tnnulmaz noktalarda çalışan hekimler gördüm. Ama, unutulmuşlarch, orada ne kadar kalacaklanm bilmiyorlardı. Daha da önemliti, kimae onlara elini uzatıp, burada şu kadac şüre kalacak, ıonra fu bölgeye atanacaksın demiyordu. Onlarr orada iessizç* u« nutmak, o ücra köşeye yeni bir atama yapmak zorunda kalmamak yöneticilerin işine geliyordu. Diğer yancfan, iyi bölgeltre iltimash atamalar yapıhyordu. Tayin ve nakfl adaleti lağlanmadıkça tağhk hizmetlerine huzur gelemoz. Hekimleriu ya da »ağlık memurlanmn köyfi. jdyaret sıklık* lan föyledlr: " ' Ziysret «khfı Kly «aym . Xt«4*^ Her fflr* . . . . « « . « . 4 U Haftada bir «; lt * ' f J On b«f gunde bir ^ II «J Ayda bir ^ » Ayda birden as „. w •• Hiç geîme» .« ^. «i *' \ : ü . • Cevapns ... . M «. «. . \t s.. ». . Toplam ... ' XX * ' « Î86." Görülüyor ki, koylerimizift %85'ine belirli törelerle he«B» ya da tağhk memuru gitmemektedîr. Burada hekim ya da saihk memuru ziyareti, «onuçta bir hekime bağh olduğu için btı sistemsiz çahşmada dahl olumîu bir yan mevcuttur. Temel «orun, hekimlerin k5ye gitmek Jstememelert değil, köye uzanan «ağhk hizmeti «lstemini kuramayışımız ve bir adım daha geride köy kalkınmasım sağlayamayışımızdır. Sağhk hizmetlerini «osyalleştirme programının başanya ulasamayift da, köylerin kalkmma programının başanya ulaşmayışındandır. Sonuç.. • ., Köy doktoru.. Vurdumuzun çeçitli bölgelerine yaptığım gezilerde, köylülerin isteklerinin şöyle sıralandığım gördüm, yol, «ı, ürünün değerlendirilmesi ve hekim ebe. Sağhk hizmetleri haîkm çok önem verdiği bir hizmet. Onun içindir ki, bütün hükümetler bu * Ijonuya şu ya da bu şekilde eğiîmek zonınd'a kalmaktadırlar. Bütün iddia ve karşı eğilime rağmen köye en sık giden yüksek eğitim elemam hekimdir. Eğer, biz köylerimizi gerçek > bir »ağlık hizmetine kavuşturamadıysak bunun «orumlusu dü•« • . Köylerimizin sağlıkh olması, temelde bir toplum kaltanması «orunudur. Ekmek ve bulgurla besîenen, içm« ve kullanma suyu olmayan, eğitimsizlik nedeniyle uygar kültüre ulaşamayan, yerleşme sorununun çözümlenmeyişi yüzünden dağınık k8y lere ve köylüye hizmet götürmek güçleşmektedir. Sosyoekonomik az geiişniişliğin hastahklan arttırdığı da ortadadır. Bütün köy sorunlannin tçözümü «ağhk hizmetlerinden beklenemez v« beklenmemelidir. Köy «ağhğının beslenmeden iîaca kadar çözüm bekleyen sağhk hfsmetleri düzenine bağh olduğunu bilmeliyiz. özlemimiz, herkesin eşitlikle paylaşacağı toplum kalkınmasım elbirliğiyle gerçekleştirmektir. (1) Türk Köyünde î£odernleşme Eğilimleri Araştırması. D.P.T. 1970. Tek ışık... OKTAY AKBAL lkemizin kaderi bu Dövülsen de sSvülsen de Karanlıktaki tek ısık Sensin yine» Kim bu ışık? Dövülse de, sövülse de sönmeyen, söndürülemeyen tek ışık nedir, kimdir? Nasü sönrnez bu ışık? Gücünü, dhencini uere^ den alır, kimden ahr? Evet, iyi bildiniz: Öğretmendir o tek ışık. Atatürk devrim*cisi Türk öğretmenleridir. Gücünü Atatürk'ün ölümsüz anısından ahr. înanomı devrimlere bağh aydml^rdan, halktan... On binlerce öğretmenden pek azı sırt çevirmiştir bu devrimlere. Pek azı aşırı akımların, görüşlerin büyüsüne kapılımştır. Türk öğretmeni Atatürk ilkeleri dediğimiz çağdaş düşüncelere açıktır. Halktan, ulusal bağımsızhktan, sürekli atüımlardan yanadır. Her olumlu davranışm yanındadır. Bir öğretmen, Turan Tekdoğan, «Neden Güael Dünya» adh bir şiir kitab; çıkarmış. Yukardaki dörtlüğü oradan aldım. Belli öğretmenliğın, çağımıza yakışan bir eğitim erliğinin çileeini cekmis bir kişi. Dövülse de1, sövülse de horlansa da, itilse de, türlü acılara katlansa da, yoksunluk, yoksulluk çekse de devrimci öğretmenle. rin yıkılmayacağma inanıyor. Bakıyor çevresine kapkara, umutsuz bir ortam.. Haberler geliyor yur dun.dö'rt bir yanmdan, falanca yerde öğretmen bilmem kim mahkemeye verümiş, sonra aklanmıs. Filânca yerde başka bir öğretmen en ağır «uçlarla suçlandırıbnıs, bir şey ispat edilememi?. Başka bir yerde birinin evinden kitaplar alınmış, sonra geri verilmiş. Sürgünler, atılmalar, ordan oraya gönderilmeler, gericilerin düşmanlığını çekmeler, neler neler! .Kıyımlar, kıyımlar, kıyımlar!.. Açın «Döb. Der» dergisini, her sayıda bir kıyım bolümu var ki yürekleri sızlatır. Sütun sütun... Hemen hepsi haksızca, yanhşca, gereksizce yapılmıj işler. Küçük yerlerdeki dar kafalıların elinde zamon zaman oyuncağa döndürülen öğretmenlerin çetin savaş öyküleri... Ayllk azdır, yokluk çoktur, çoluk çocuk geçindirilecck, kitap okunacak, çağa yakışan blr aydın olunacak!.. Tekdoğan'ın kitabında Atatürk'e bir sesle» niş var. Bir oğretmen boyle seslenir ancak. Aci, kara, umutsuz bir çığlık bu. Tüyler ürpertici, içten içe yıkıcı, yokedici: «Bir kara duygular azgınhğı Var yörem Evet Hayır de Korkuyorum Atatürk'üm Korkuyv rum Seni öldürecekler mi^ Ne...» Evet, o durumdayız, Atatürk öldürülecek nerdeyse! Yaşadığı çağ bjle kuşkulu bir hale sokulaeak. Eski bh* yazımda «Atatürk bir düş müydü?» diye sormuştum. öylesine garip bir ortamdayız. Hem izi yok Atatürk/ün, hem de> durmadan adı geçiyor yerli yersiz! Irkçısından, şeriatçisine, nâzisinden, faşistine, yobazından devrim düşfnanına, en aşırısmdan en aşmsızına kadar herkes Atatürkçü bugün! Nasü oluyor böyle bir Atatürkçülük? Anlamıyorum. Düşünceleri, görüşleri bir yana itiliyor; bir biçim, blr söz kalabahğı, bir «öylev çığhğı oluyor Atatürkçülük ! Atatürkçü Sğretmenler eziliyor yurdun orasında, burasmda. Bunu gören kim, gösteren kim? Parlamentodaki partilerimizin liderleri Türk öğretmenlerinin devrim aavaşını gormüyorlar, onlan desteklemiyorlar. Tam tersine, onlann karanlık güçlerin azgınlığı önünde yenilmelerini nerdeyse içten içe özlüyorlar. Fırsat ellerine geçti mi, öğretmenlerimizin devrimei hklerini çirkin lekelerle karartmaya çahşıyorlar. Seslerini duyan pek az, o sesi benimseyen, onlara yardım eden hemen hemen hiç kimse yok. . Ne büyük çoğunluğu .Atatürk devrimlerine karşı çıkan eağcı basın, ne d« aağcı partilerî Hiç biri devrimci öğretmenlerin yanmda değil, hepsi karşısmda!.. O zaman öğretmen, o karanlıkta parlayan tek ışık, çaresizlik içinde sönmeye başlar. Kara duygular azgınhğı içinde korkuya, kuşkuya düşerl «Korkuyorum Atatürk'üm korkuyorum Seni öldürecekler mi Ne» diye sorâr. Atatürk'ü öldürmek!.. Bir «üre önce bir APİi milletvekill «Yahu Atatürk ölmedi mi arkadaşlar» diye «ormuştu gülerek. Atatürk ölmedi, öldürülemeyecek de. Kim isterse istesin, yapamayacak bunu. Dünyanın en güçlüsü de olsa, elinde en korkunç silâhlar da bulunsa, en büyük yetki koltuğunda da otursa, neye, kime dayamrsa da dayansa Yapamayacak bunu. Atatürk'ü öldürmek, yoketmek, anlamını değiştirmek, devrimlerini yozlajtırmak... Bunu başarmaya kimsenin gücü yetmez. O ddvülen, sövülen, horlanan aydın gücü var ya, ,o karanlıktaki tek tek parlayan ıııklar var ya, onlar birleşirler, birleşirler bir yumruk olup inerler Atatürk'ü öldürmeye kalkışanların tepesine. Yeri gelince... «0 Az yağışlı bir haf ta görülecek eçtiğimiz haftanm hava olay ları beklendiği şekilde bir geüşme gösterdi. Hava sıcaklıklan bütün yurtta kısa aralarla azaldı ise de, bilhassa iç kesimlerde artışlar gösterdi Ya ğışlar sadece Doğu Karadenızde devamlı, yurdun kuzey ve iç kesimlerinde de kısa süreli , olarak görüldü. G '.ĞÜNEŞLİ GÜNLER YİNE VAR ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA. FAKAT YAĞIŞLI GÜNLER DE OLACAK. YURDUN BA""."' ZI YERLERİNDE HAFTANIN İLK ^•GÜNLERt BAZI YERLERİNDE SON GÜNLERİ . .YAĞI$LI GEÇECEK. önümüzdeki bir üafta içinde yere yakm seviyelerde Balkanlar Uzerinde bulunan yüksek basıng merkezi ile yukarı atmosferde Akdeniz'in kuzeyinden gelecek nisbi soğuk hava damlalanrun etkisi beklendiğinden haftazun tahmlni söyledır: yerler az bulutlu ve açık cek, hava sıcakhklarında önemli bir değişme olmıyacaktır. Bunu takiben yağışlar kesile. rek güneşii günlere dönülecek ve hava sıcaklıkları artacak, rüzgârlar geceleri hafif, gündüzleri orta kuvvette esecektir. Hafta sonlarına doğru yeni bir sistem ile bölgenin biraz daha geniş bir kısmında öğleden sonraları yer yer sağanak yağışlan görülecek ve bu arada hava sı, caklıklan azalacaktır. .. t PROF. DR. UMRAN E. ÇÖLAŞAN Afyon ve çevrelerinde çok kısa süreli olmâk Uzere zaman zaman devam edecek, rüzgftrla» hafifliyecektir. Hafta sonlarına doğru yeni bir sistemle kuzey ve iç Ege'de hafif yağışlar başlayacak, deniz suyıi sıcaklıkları 2423 derece civarında bulunacaktır. beklenen kısa süreli mevzii yağışlar hariç, az bulutlu ve açık günler etkili olacak, hava sıcaklıklannda blr değişme görühni^yecek, rüzgârlar batıdan hafif, yer yer orta kuvvette esecektir. Bunu, takiben günes/li gühl«r etkili olurken, sıcaklık artışlarî başlayacak ve rüzgArlar hafifliyecektir. Haftanın son günlerinde yeni bir slstemfe Antalya ve çevreleri biraz yağış alacak ve deniz suyu sıcaklıkları önceleri 27, sonraları 25 derece. civarında bulunacaktır. • ? r . ' . , > V .*'• Bir, |ki gün yüksek atmosferden batıdan yaklaşan serin hava etkisi ile bölgenin kuzey kesimlerinde öğleden sonraları kısa süreli yağışlar görülecek, diğer Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri: Oç dört gün süre ile her iki bölgede havalar genellikle az bulutlu ve açık geçecek, hava sıcaklıkları, güneyli hava akımları ile artarak mevsim normallerinin üzerine çıkacak, rüzgâr»lar hafif bir şekilde esecektir. l ' Birkaç gün sonra Doğu Anadolu'nun kuzey kesirrderınde hafif sağanak yağışlan görülecek ve bu kesimlerde hava sıcakhkları biraz azalacaktır. Marmara bölgesj: tlk bir veya iki gün Yunanistan Uzerinden gelecek geçici sistemle bölgenin bazı yerlerinde Josa «üreli. yağışlar görülecek ve bu arada hava sıcaklıkları bir iki derece azalacak, rüzgârlar poyrazdan hafif, yağışla birlikte orta, yer yer kuvvetli olarak esecektir. tki gün sonra serin hava Karadenize geçeceğinden yjağışlar kesilecek ve sıcaklık artıslan başlayacaktır. „' ' 13 veya 14 Eylül'den itibaren yeni bir sistem geçişi ile tekrar yer yer yağışlar başlayacak ve sıcakhklar azahrken rüzgârlar kuvvetlenecektir. Halta süresince denlz suyu sıcaklıkları önceleri 2223, sonralan 2021 derece civarında bulunacaktır. Akdeniz bölgesi: Bir kaç gün göller bölgesinde Ağustosayı nasıl geçti? Geçtiğimiz Ağustos ayuıda yurtta kaydedilen hava sıcaklıkları Akdeniz, Ege bölgeleri İle Doğu ve Güneydoğu Anadolunun doğu kesimlerinde uzun sene normallerinden 1 ilâ 2 derece daha soğuk, Karadeniz Bölgesinde biraz sıcak, diğer kesimlerde normalleri #oivanncta olmuştur. 8 günün « n yüksek sıcaklıklarını uzun yıllar kaydedilen aym sıcakhklarla karşılaştırdığımız takdirde îç Anadolu, Ege, Akdeniz ve Marmaraf Bölgeleri ile Doğu Anadolunun d ö ğ u k e simlerinin " biraz soğuk, diğer yerlerin genellikle normallerine. yakm olduğunu görmekteyiz. Yağışlara gelince: •••••••••••••••••••••••••••«••••masBiar^ Karadeniz bölgesî: İlk bir iki gun genellikle az bulutlu ve açık geçecek, rüzgârlar poyrazdan hafif, yer yer orta kuvvette esecek, hava sıcakhklan Doğu Karadeniz'de artar ken Batı Karadenizde değişmiyecektir. Bunu takiben bir iki gün lçin önceleri Bolu, Kastamonu, sonralan Batı Karadenizin sahil kesimleri ve daha sonra da Doğu Karadeniz'de kısa süreli yağışlar görülecek ve sıcakhklar azalarak rüzgârlar kuvvetlenecektir. Yukan atmosferdekl soğuk hava damlasınüı etkisi kısa sürede geçecek ve hava düzelecektir. ' . . Hafta sonlarına doğru yeni bir geçişle bölgenin önceleri Batı' sonraları diger kesimlerinde de kısa süreli yağışlar başlayacak ve deniz suyu sıcaklıkları genellikle 2324 derece civarında bulunacaktır. Televizyon vergisi CİHAD BABAN emlekete sokulan televizyon ftletinden taten çok yüksek bir gümrük resmi alınıyordu, bu az gelmiş olacak ki, hükumet gümrük ıesmine okkah bir zam daha yaptı.. 1700 lira civarında1 olan gümrük resmi,2200 liraya yükseltildi. Bu; acaba neden böyle oluyor diye sormayınız.. Hükümet mensupları ıle onlara tâbi sorumlu kimselerin, televızyonu bir kültür aracı telâkki ettikleri hakkmdakı so^lerine. de inanmaymız' Demek ki bu idare uygarhğa hizmet eden, ins^nları birbirine yaklaştıran; bilgileri aktaran böyle bir cihaza düşmanmış!. Bihneyenler oğrensinler, bugün bir Fransızca gazete 4,5 lira, ufak 10 formalık bir kitap elli liradan aşağı satılmıyor. Sızı temin ederim Türkiye'de yabancı düşün ve kültürü izleyecek insan, parasızhk yüzünden kalmadı. Bır'taraftan devalüasvon. düşünce dünyamızın çamna ot tikarken, diğer taraftan da fikre karşı duyduğumuz nefret; bizi.'yavaş yavaş uygarlık merkçzinden uzaklaştırıyor! Öyle ya; ne lüzum var televizyona... Arttır vergiyi kimse getirmesin!. Aracınm kâr oranı artsm; veya kaçak. çı onu memlekete gızli soksun ki, karaborsada iyi para etsin!. Ayıp değıl! Ortaya bir hükümet çıkar, biz televizyona taraftar değiliz! Âletlere çok paıa gidecek!. Hem bizim vatandaşımız, dışarda olup bitenlerle, içerde olanları öğrenip ne yapacak? Bızim için televizyon lükstür diyebi Günden Güne hava damlalan oluşarak normal tistü yağışlar görülmüştür. Normalinden fazla yağış alan bölgeler özellikîe Marmara, Karadeniz, Ege ve îç Anadoludur. Normal olarak Ağustos ayınDoğu Anadolu Bölgesi yer yer da, memieketimizde yere yakm normalinden fazla iken, bölgeseviyelerde Basra Körfezi üzenin diğer kesimleri normalden rinde bulunan felçak basmç mer az yağış almıştır. kezi ile yukarı 'seviyelerde» AkAkdeniz ve Güneydoğu Anadeniz uzerinden gelen sıcak ve dolu bölgelerinde blr iki mer' kuru havalann etkisf hâkimdir. kez hariç, genellikle normalleHalbukl bu' yıl Ağustos ayın^ rinden az yağış kaydedilmiştir Mantıara Böîgesinin Ağustcs da yere yakın seviyelerde aynı ayı ' normal yağış ortalaması alçak basınç merkezi mevcut metre karede 8 ilâ 37 kilogram iken, Orta, "Avrupa'da bir yükiken, bu yıl 17 ilâ 151 kilogram sek merkez meydana . gelerek arasında değişmiştır. yağış kuş,ağını bulunduğumuz enlem derecelerine itmîş ve yuKaradeniz Böîgesinin 6 ilâ 203 kan seviyelerde sık sık soğuk* kilogram yağışına karşılık 5 Bu yü Ağustö* ayv ^ze)likle ayın İlk yansüıdah'itibare"n 1968 ve 1971 yıllan gibi normalin üstünde yağışlı geçmiştir. ile 312, Ege böîgesinin 0 ilâ 12 kilogramına karşıhk 3 ilâ 48, îç Anadolunun 1 ilft 14 kilogramına karşıhk 1 ilâ 51 kilogram gibi fazla yağış ölçülmüştür. Ağustos ayı ortalama bölge yağışınm 6 kilogram olduğu îç Anadolu'da kaydedilen yağışlar metre kareye: Çankırı'da 51, Çubuk'ta 49, Sivas ve Ankara'da 35, Konya'da 23, Eskişehir'de 21, Şarkışla'da 18, Polath'da 15, Kır şehir'de 6, Karaman, Nığde, Yoz gat ve Kayseri'de 1 kılogramdır. Güneydoğu Anadolu'da Kilis' in metrekareye düşen 42 kilogramlık yağışı hariç tutulursa, diğer yerler normali civarında yağış almıştır. Hoşça kalın... M lir. Bu fıklr üzerinde'tartışıiır, ama bu fıkir yanlış bıle olsa dürüst ve Bamiml \>i* fikirdir. Oysa bir* taraftan, «Halk televizyon îstiyor! Gümrüklerdeki sahipsiz makineleri dağıttığmu» köyler bayram yaptılar!» diye demeçler vermek, televizyonun bir uygarlık aracı olduğunu soyledıkten ve çağdaş medeniyet seviyesine çıkara , cağız diye Atatürkçü »geçinip göğsünüzü dövdük,ten sonra, onun gümrüğünü bu .sözlerle taban tabana zıt bir tutum içinde arttırmak, evvelâ aamimiyetsizlik, sonra ne yaptığım bilmemek, üçüncüsü de halka vereceğimiz tek' kültür ışığını, halkm üstüne düştüğü tek uygarlık cihazını ona pahalı satmak, halkm, bu arzusunu mert olmayan bir şekilde sömürmektir. Bir hükümetin elbet vergiye ihtiyacı vardır. Vergi kanunlannı çıkarmayan, Emlâk Vergisi nispetierini düşüren, Belediye Resimleri Kanununu hâlâ yürürlüğe koyamıyan Parlamentoyu ve onun tutucu çoğunluk grubunu kınıyoruz, fakat, hoca gönderemediğimiz yere giden, bizi elemde, aevinçte, kederde birleştiren, verdiği bilgi ve havadislerle kadim Yunanın Agorasmı, Romanın Forumunu oturma odamıza getiren, bilgisizliğimizi gideren, tek, ama tek âletten böylesine vergi alınır mı? Hem neden, her televizyondan yılda 250 lira alacağmıaa bu televizyonlan mutlaka gizliliğe itmek istiyorsunuz!. Bir milletin fikrî gıdası Ile oynayan için söylenecek söz yoktur! Bu karardan derhal vazgeçihnelidir. Kızımu BÜLTEN ÖZKAN'm 7 nci yaş gününü dost ve akrabalarla kutlamanın mutluluğu lçindeyi». 9.9.1972 MANtS PATMA ve İSMET Cumhuriyet 6393 '•••••••••••••••••••••••••••>•••••••••••. vÖzlemîni çektiğİDİz Günlük Siyasal Gazete Ege bölgesi: Bugünden itibaren bölgenin kuzey ve iç kesimleri yukarı atmosferde Akdenizden gelecek serin havanın etkisine gireceğinden; bir, en fazla iki gün buralarda kısa süreli yağışlar görülürken, diğer yerlerde az bulutlu ve açık geçecek, hava sıcaklıkları yağış alacak merkezlerde biraz azalacak, rüzgârlar yıldızdan hafif, yer yer orta kuvvette esecektir. îki gün sonra bölgenin sahil kesimlerinde yağışlar kesilerek sıcakhklar artacak, fakat Uşak, Havacılık Cesaret Mesleğidir HAV» KOVVBTLERJNI CtJCLBPfDIRMB «AKri, PAZARTESI CIKIYOR •' •• • ; , •• • 10 İLLER BANKASINDAN SinenıaM ve Şiseleme Tesisi İnsaatı Yaptırılacaktır Geçİci Malî thale Evr. Tesisin adı til K. Bedeli Temlnat Teterlik Sat. Bedeü Gevaş sinema lnşaatı Van 500.000, 23.750, 40.000, 100, Ürgüp Şiseleme inşaatı Nevşehir 700.000, 31.750, 56.000, 100, 1) Yukanda adı yazılı tesisler kapab zarf usulü birim fiyat esam ile eksiltm^ye konmufr tur. 2) Tokhf zarflan 15.9.1972 Cuma günti saat 15.00 de' Ankara'da tller Bankası Satm Ahna Komı&yonunda açılacaktır. 3) Teklif mektuplannın 15.9.1972 Cuma günü saat 12.00 ye kadar Bankaya tesliml gerekmektedir Vaktınde yapılmayan ve postada vukuu bulan gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 4) Tekhf vereceklerin yeterlik belgesi almak için 12.9.1972 Salı günü saat 17.00 .ye kadar Bankaya dilekçe vermeleri ve dilekçelerine yüklenici kamelerini, şimdiye kadar yaptıklan lşlere 1 ait belgelerın lıstesıni, ömeğine göre teknik personel beyannameslni, taahhütleri altmda bulunan işleri gösterir taahhütnamelerini ve tutan yukarda yazıh mali yeterlik belgesinl eklemeleri 1 jndır. & 5) Banka işi ihale edip etmemekte ve dilediğine vermekte serbesttir. (Basin: A. 13890 203976S90) ÖLÜM Merhum Sabri Bey vemerhume Nasip Hanımın büyük oğulları, Muazzez Tunçay'ın eçi, Tarık, Sec"At ve Yıldız Tunçay'lann ağabeyleri, Mete Tunçay ve Melda Biran'ın babaları, Korkud Biran'ın kaymbabası, Kut ve Mut Tunçay ile Meltem Biran'ın dedeleri i'ÂZİZÎSESİN . * YAŞAR KEMAL # KEMAL BİSALMAN MEBUS TUNÇAY 8 Eylül 1972 Cuma sabahı vefat etmiştir. Cenazesl bugün (Cumartesi) öğle namazından sonra Şişli Camiinden kaldınlarak Periköy Mervhğına gömülecektir. AtLESt yenı ortam da Cumhuriyet 62Vt fiumhurlytt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle