Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 4 Eylül 1972 ürklyenin ekonomlk yapuı, cktrma ekonomi» ye dayanır. Bu sistem, herhangi bir fikir, teori ve ideoloji neticesi olarak seçilmlş değildir. Türkiye, karma ekonomi slsteraine, diğer ekonomik sistemler arasında tfaha lyi, daha üstün, daha mükemmel olduğu için girmedi. Vaktiyle ülkemiz bu sisteme, ancak tabiî yoldan, zaruri olduğu İçin, bizim o devredeki tarihl iktisadî durumumuza göre, âdeta kaçınılmaz olduğu için girdi. Böylece de iki iktisadî «ektör, yanl devlet teşebbüsleri ile özel tesebbüs, yeni devletin temel yapısmda temel sektörler olarak yeraldılar. '• Ama şimdi, aradan elli yıl geçtikten sonra memleketimizde, bir esektörler davası» veya «mücadelesi» karsısmdayız. Bu dava, günden güne artan bir taşkınhkla, siyasî ve iktisadi hayatı* mızd'a yeralmaktadır. Fakat mücadele, iki taraflı da değildir. Bu bir tartışma da sayılmaz. Çünkü hem saldırı, bem suçlama* lar tek tarafhdır. Yani daha 19j5O'de başlayan, bilhassa 1965'te alevlenen, hele 12 Mart müdahalesinden sonra ölçüsüz, ırîantıksız, gerçeklere aykın, fakat bir düşman cepheye yöneltilen bir hücum seli, özel sektör adına ve onun sözcüleri geçinenler tara. lerinde ve ,her türlü sosyal tesislerden yoksun, çıplak fabrikalar fmdan, devlet sektörüne yöneltilmektedir. halinde kurarken; devlet işletmeleri, yurdun uzak ve ücra yerBu saldırıda devlet sektörünün, ne sözü, ne sözcüsü varcfır. ' lerine dağılırlardı. Öralarda; bahçeler, parklar, hastaneler, mekHiç kimse onlar adına konuşmaz. Onlar adına da konuşturulmaz. tepler, spor alanlan açarlar ve çağdaş hayatm şartlarmı, icaplaBakanlar, özel sektör temsilcileriyle topla'nırlar. Odalar ve Borrını oralara götürürlerdi. . salar Birliği, Ticaret ve Sanayi Odalarının sözcüleri, tşadamla'rı Devlet teşekkülünün gittiği 1ıer boş saha, az zamanda uygar Konseyi, bütün siyasî partilerle, kaygısız kürsü hatipleri, şimdi bir şehir olurdu. Kulüpleri, toplantıları, balotarı ile çağdaş hahep, devlet sektöninün aleyhindedirler. yat seli, ıssız ve uzak Anadolu topraklarına akardı. Onlara göre, devlet teşebbüsleri, özel teşebbüse devredîlmeliBunların bir de mektep olmak vazifeleri vardı. Yarınki, yadir. Devlet yeni iktisadî teşebbusler kur,mamalı. Karadeniz bani bugunkü özel teş'ebbüsün idarecileri, mühendisleri, hesap uzkırları işinde olduğu gibi, Karabük de dahil. devlet demir çelik manları, ustaları ve tecrübeli işçileri oralarda yetişecek ve sonişletmeleri de özel teşebbüsün eline geçmeli. Hattâ maden işletra, gelisecek özel sektörün emrine gireceklerdi. Nitekim öylş de meleri bile. Kısacası iktisadî devlet teşekkülleri, millî bün.yed'en oldu. Ama buna rağmen dahi devlet üretiminde maliyet daha temizlenmelidir. Hatıralan, tarihin kara say'falarına gdmülmedüşük olurdu. Modern işletmecilik, oralardan yurda girerdi. Bulidir. nun içindir ki, meselâ Sümerbank mağazalarının kapıları önünde daha mağazalar açılmad'an, alıcı vatandaşlar sıraya girerlerdi. Bu Kıüesseselerin vergi kaçırmadıgını, maliyet hileleri yapmadıklarını, fazla olarak onların fiyatları devletçe tâyin edildiŞunun için ki, iktisadî devlet teşekkülleri çok adam çalıştıği halde, özel teşebbüse kimsenin karışmadığmı da aynca benrlar. Zarar ederler. Masrafa boğulmuşlardiF. Daha da binbir lirtmeliyiz. kusur aranabilir.. îyi ama, madalyonun bir ters tarafı da var. ŞÖyle ki: İktisadî devlet teşekkülleri, kuruluşlanndan itibaren ve uzun yıllar. ziyan etmezlerdî. 1950'de Demokrat Parti iktidarına da, ziyan Devlet işletmjeleri; partilerin, idarecilerin, sokak politikacıeden işletmeler olarak devredilmediler. Çatılarının altında lülarınm, mahallî âyan ve eşrafın sayısız adam kayırdıkları besi zumsuz adara kaynayan müesseseler de değildiler. Bunlar biryerleri haline getirîlmiştir. Bu eski uyşal ve çalışkan kovanlatakım a n kovanları gibiydi. Uysal ve verimli arılar, bu kovan. ra, üretici balarılarının ürettikleri balları yağma. eden parazit larda baljarmı üretirler ve bu balı, millî hasılaya sunarlardı. arılar doldurulmuştur. Şevk ve heyecan ile; faydalı olmak guruBu kovanlara, sevk, idealimı ve faydalı Olmak gururu hâkimdi. runu her şeyin üstünde sayan ve müessesenin alt kademelerinözel teşebbüs, işletmelerini, sayılı birkaç şehrin gecekoncTu semtden adım adım yükselen hak sahibi kacTronun yerini, hariçten T Olaylar ve görüşler Arılar konuşursa? ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR ve bütün kad'emeleri asarak gelen bir nevl yabancı kâdro almiştır. tsraf ve lüzumsuz masraflar, emir ve kumanda ile bunlara yükletilmiştir. Bu neticenin suçlusu, devlet sektörü değıldir.. Ama jıuçlu ve sorumlu var mıdır? Elbette ! Fakat hücumlar, saldırılar, ısmarlama suçlama nutukları, a'rtık günün edebiyâtı haline gelmiştir. Ve perdelerle kulislerin ardında, garip tasarılar, hızla hazırlanma safhasına girmiştir, Kısacası kovanlar, artık alabildiğine tekmelenmektedir. Ama ne var ki, bir uysal ve gesl çıkmayan kovana hu kadar insafsızca tekmeler savrulursa, arılar, nihayet konuşabilirler.. konutlardan 700 dairenin usulsüz verildiğini, Imar Bakanı etrafıyl» açıkhyor. tyi ama, şu Petrol Ofisteki suüstimalin, §u çobanmı kefU gösterip, aldığı kredinin üstüne oturanın, yahut 700 sosyal konutu, usulsüz ellerine geçirenlerin işlemlerini de, birtakım bürolar yapar. Birtakım amirler imzalar. Birtakım vekâletler izlerler. Çünkü ortad» bir hükümet ve onun kanunları vardır? Fakat insan düşünüyor. Ya su özel teşebbüs bütün kovanlan tckmeleyip de, her kovanda arılar dile gelirse ne olacak?... Özel teşebbüs, arıları uyandırmalıdır? Ola.cak şey malum: özel teşebbüs, başladığı i§e devam etmelidir. Kovanları tekmelemeli ve arılan uyandırmalıdır. Çünkü o zaman görülecektir ki, ortada, soysuzlaştınlan İktisadî Devlet Teşekküllerinin, bu soysuzlaştırmada suçluları, sorumlulan vardır. Ve bunlar, cski Devlet Işletmesi geleneğinin şevk, heyecan ve faydalı olma gururuna bağlı olan temsilcileri değildir. Bunlar, hemen bütün teşekkülleri saran, bir ruh ve bir sorumsuz eylem ordusudur. Eğer partiler bu teşekkülleri arpalık, yemlik ve geniş bir sömürücü kütleye geçim sahası haline getirmişse, bunun mekanizması artık meydana çıkarılmalıdır. Çünkü bugünkü hal, bir yerde yangm çıkarıp da, arkasmdan: Yetişin, yangm var, diye haykıran bir sistemden nişan vermektedir. Bu devam edemez. Bir müesseseyi, aslî gayesinden ve çalışma geleneklerinden ayıracaksın. Orasmı bir' imaret haline getireceksin. Evvela idare bozulacak, sonra da bu idareye bir yığm sömürücüyü saldırtıp, o müessesenin "kasalarını ve imkânlarım rüzgâra savuracaksın. Eğer bir gün bu halin neticelerini açıklayan olursa, onu da, iki günde susturacaksın. Daha sonra da, tktisadî Devlet Teşekkülleri zarar ediyor, masraflı çalışıyor, çok adam kullanıyor diya tasarılar hazırlayıp, bunları özel teşebbüse devredelim diyeceksin. îgte buna, yalnız toplumun sağduyusundan gelen kanunlar değil, ilâhî adalet de meydan bırakmaz. Ve ergeç bu düzensizlikler, sorumlularını bulur. Onlan, halk efkârı önüne çıkarırlar... Bunun içindir ki şimdi bizim tekrar tcmennimiz, özel teşebbüsün, ne kadar soysuzlaştırılmak istense de, bu kovanların kenarlarmda» köşelerinde uyuşturulan soy arıları, artık konuşmaya sevketmesidir. Gerçi İktisadî Devlet Teşekküllerine giren ve yerleşen hava, elbette ki cesaret kırıcıdır. Ama insanoğlunun, bir de asırlar boyu ve herşeye rağmen bozulmayan asâleti var. Bu asâlet elbette ki, kendi ölçülerini kaybedenler kadar, ölçülerini ve karakterlerini bozmayan^ ların da cesaretli olmalarını emreder. Böyle bir karşılaşmada ise, dürüst insan, karakteri zayıf olandan, elbette kl daha güçlüdürNOT: Sevket Süreyya Aydemir'in, 23 Ağustos tarihli ve geçen haftakl Pazartesi yazısında, dördüncü sütunda, 700.000 ton rakamı 700.000.000 ton olarak çıkmiştır. DÜ7Pİtirİ7 Arılar konuşursa? Nitekim şimdi artık arılarm, konuşmaya başladığım görüyoruz. Meselâ şu Petrol Ofisi hikâyçsini alalım.. Bir gün canına tak ed"en bir Umum Müdür, başdöndürücü «çıklamalar yaptı: «Petrol Ofis'te 100 milyon liralık şuiistimal var. Bazı iş ve politika adamlarınm baskısı sürmektedir. Politik baskılar vardır. Petrol Ofisi arpalık gibi sömürülüyor.. V.b...» Bunları söyleyen Umum Müdüre göre, 1970 yılında zarar 10 milyon liraydı. 1971 yılında zarar kapatılmış ve 24.500 000 lira kâra geçilmiştir. Borçlular takip edilecek ve suiistimaller önlenecektir. Ama aradan iki gün geçmeden şunu okuyoruz: Bunları açıklayan Umum Müdür, isinden alınmıştır.. Fakat gene de konuşan arılar var: Et Balık Kurumu Umum Müdürüne göre de Kurumun 16.000.000 lirası havaya gitmiştir Ve arada garip bir gerçek de açıklanır: Kurumdan büyük ölçüde kredi alan ve borcunu ödemeyen bir zatm, kefili kendf çobanıdır. Ve tabii ne borç tahsil edilebilmekte, ne de çobanm kılı kıpırdamaktadır! Sosyal hizmetlerde de garip işler geçmiş. Osmaniye'deki sosyal Pek iyî ama niçin? Halbuki şîmdî? Anlamlı kesitler... OKTAY AKBAL Evet Hayır Değişen çağ ve değişen insan aha iyi bir dünya, fakat daha zor bir dünya.. Çağımu> zın karakteri bu. Amerika Birleşik Devletleri Başsavcısı Richard Kleindienst'in açıklaması insanı ürpertiyor. Dünyanın gözünde tekniğin ve refahm erişilmez örneği gibi duran bir Süoer Devlette, her 39 saniyede önemli bir suç kaydediliyor. Baş savcınm raporuna göre; Amerika'da her 3 dakikada bir cinayet, her 13, dakikada bir ırza tedavüz, her 82 saniyede bir hırsızlık suçu işleniyor. • * dun o yoksul, sömürüldüğünün, ezildiğinin ir mektuptan: clstanbul ilimizln dibinde farkında olmayan çileli insanlannı öylesine seÇatalca ilçesinde ve köylerinde ilkokul ço. "viyoruz ki !. Onlar bizi sevmeseler bile !.» cuklarına acayip kıyafetler giydirilerek Kur'an kurslarında, Kur'an kursu olmayan Bir mektuptan: «Sonra ortayı kasabada yerlerde ise camilerde Arapça dersi verilmekbitirip şehre gittim. Hayata kısa yoldan atıltedir. Dersleri verenler ise Çatalca Müftülümak gerekti. Sanat Enstitüsüne yazıldım. Kiğünce gönderilen tahsilsiz kimselerdir. Bunlar taplıkta daha çok okuma imkânı buldum. Şim çocuklara devamh olarak sapık fikirler aşıladi orayı da bitirdim. On aydır is anyorum. maktadırlar. Bu durumlardan Kaymakamın Yok.» ve îlköğretim ilgililerinin haberleri olduğu Bir mektuptan: «Çarşıda bize halkı salhalde, bunlar sırf iyi görünmek maksadıyla dırtmak için ellerinden geleni yapıyorlar: "lşgöz yummaktadırlar.» te bu komünist* diye kesip atıyorlar. HalkBir mektuptan: cBizler, öğretmen Okullatan kopmuş birtakım ipsizler, öğrencilerl dövrımn 5. sınıfına gelmis öğrencileriz. Elimizden meye kalkışıyorlar. Ve fırsat buldukları yerde okuma olanaklarımızı almak için birtakım tutaşa tutuyorlar. Atatürkçü,. solcu olmak kozaklar kurulmuştur. Yıl içerisinde bu yüzden münist olmak mıdır? Atatürk ilkelerine karşı beşaltı arkadaşımızın istikbaline son verdiolup da rahat yaşayacağımıza Atatürkçü olaler. Sıra bana geldi. Disiplin kurullarında sdrak yoksulluk içinde ölmek bizim İçin en bürünüyoruz. Artık tutunacak hiç bir dalım kalyük mutluluktur. Şu satırların yerine aydınmacU; Şu çünlerrfe ölümle karşı karşıyayım. ^hk ve routluluk mektu^arı yazmak is^rdik^ T&nVü^ yıl olrouş, evimi anneml Wbamı lcö* ' ama ortam çok gördü bize aydınlığl Ve ortaK yütfrti törkedip' düştnüşüm yaban ellere. Belki EyîüTtfonunda ultulu bırakacağlm: Bu şartlar •" Bir mektuptan: «Işçiler rica ettiler, içerde altında ne yapmamı istiyorsunuz? Bize bir yol esyamız var, dediler. Zaten yolculuk ve sikıgösterin. Isterseniz gelin Hasanoğlan'a dinleşık gümrüğün bunaltıcı sıcağından kanter yin şu mahzun öğrencilerln derdini..» içindeydiler. Sendeledilçr. îki isçi birden ba« Bir mektuptan: «İki yıldanberi blnlerce ğırdı: *Bu ne biçim iş? Avrupa'da bunları. Sğretmenin kademe ve terfilrri Bakanlıkça görmüyoruz. Eşyamızı 'alacağız." Oradaki gönderilen onay kâğıtlannda beklemektedir. bir ilgilinln yumruğu işçinin ağzma oturdu. Bu hukuk devletinde bu chırum bir çeşlt huVefakâr, yurda döviz getiren Türk Işçisi kankukî ve malî gasp değil midlr? Personel Kalar İçinde yere yuvarlandı. Arkadaşı, o ilgiliyi nununun şimdiye kadar Sdenmesi gereken ilk tuttu "Yapma ağabey" dedl. Düdükler öttü. dokuz aylık maaş farkı bir yana itilmis, son Işçiler, üzerleri yırtılarak sürüklendiler. Binİki yılda artan hayat pahalılığı, bu kanunun lerce seyirci önünde bir acı komedi oynandı. getirdiği nispî refahı çoktan silip süpürmüşIşçilerin "Etmeyin, bizi kurtann* demeleri butür. Parlamenterlerimiz memur olmadıkları na ayrı bir çeşni katıyordu. Evet Oktay bey, halde geçen yıl dokuz aylık maaş farklarını değerli Işçilerimlz bizlere böyle döviz getirialdıkları gibi bu yıl da barem tavanını tfeleyorlar.» rek 1970 Martmdan bu yana yeniden birikmiş îşte size güntfelik yaşamdan kesitler. Yüzgösterdıklen maaş farklan toplamı 54'er bin lerce mektuptan gelişigüzel aldığım birtakım lirayı, Meclıs'ten görülmemiş bir hızla geçirparçalar. Her biri ayn bir gerçeğimizi yansıdikleri bir kanunla ahrken, hayat pahalılığı tıyor, Bir teki bile sevinçli, mutlu, aydınlık ile savaşan on binlerce öğretmenin, kanun«n değil. Hep acı, hep korkutucu, hep umut kıödenmesini emrettiği terfilerini durdurmak rıcı, Bana güvenmişler, içlerini dökmüşler. hangi hukuk devleti anlayışı ile bağdaştırılBir çey bekledikleri, umduklan için mi? Ne maktadır, merak ediyorum. O kanun her yeryapaİjilirim ben? Ne dayak yiyeni kurtarabide eşit uygulanamar mı?» lirim, ne de verilmeyen aylıkları ödetebilirim, Bir mektuptan: «Çünkü biz daha gencit. ne de köyleri gericilerin elinden çekip alabiYüreğimiz sevgl, acıma 6*olu. Kaskatı olmadık lirim, ne de Atatürk devpimcisi öğretmenleri daha. Bütün bu tarifsiz acılara uğratılmamıjua yobazlara karşı d"aha güçlü kılabilirim. Hiç rağmen hiç kimse bize her an halkı yaşaraabir şey yapamam. Üzülürüm, bir şeyler yazamızı, yurdu sevmemizi, İnsan sevgisini, devrım, o kadar. Bunu da hep yapacağım. Sonurimciliği, banşçılığı yüreğimizden sökemez. na dek... Biz hep halk için yasayaeağız. Çünkü bu yur B D POLİTİKACI VE AYDIN HIZLA DEĞİŞEN ÇAĞI VE YENİ İNSANLARI GÖRMEZLİKTEN GELİRSE, MUTLULUĞU ARTTIRMA ÇABALARI BOŞA GİDER VE YARATTIĞI MUTSUZLUĞU ANLIYAMAZ... manlığma uğradığımız kızgmlığını yaratıyor. Böylesıne ters bır morâl, şüphesiz, kendi nalkınm yenikleriyle zafer kazanmışlan arasında, daıma başanya ulaşmış ların yanında olur ve yeniklerm, ezılmişlerin derdine eğilemez. Değişen çağ ve . değişen însan Oysa biz, kendi toplumunun bütün gerikalmışhğmı yenecek; meseleleri deşecek ve çözümler getirecek vatandaşlar istiyoruz. Demirel İstediği kadar yabancı televizyon muhabirlerine «Önce ekonomik gelişme, sonra sosyal adalet, sosyal güvenlik» desin. Günümü» lö*kC6Si HtatkMufisaların teTnelindeki feisefe, .çaj£daş bir politikacının ağzma yakışjnıyor. Onlar daha önce bunu yapabildiler, çünkü insanlar bambaşka bir çağın katlanmaktan başka çaresi olmayan kuşaklan idiler. Hiç pay almadığı halde, kendi sıkıntıları Üzerinde heybetle yükseldiği halde, uzak fakat güzel kalkıqma eserlerinden gurur duyabi liyordu insanlar. Ve biz anhyamıyoruz şimdi îstanbul köprüsünden şikâyet edenleri! Köprünün getireceği nimetlerden hemen faydalanacak olanlar için, şikâyet edenler bir «hain» dir Oysa, gerekli olan, bu nefret'in kökenindeki yâbancılaşmayı bulup çıkarmaktır. Demirel tipi politikacılar, kolayca, vatandaşiarın her nimetten faydalanma, pay alma istegini suçlayabilirler ve onlardan geçmiş kusakların sabrım, katlanmasmı, itaatini lsteyebilirler. Politikacı ve aydın, hızla değişen çağı ve yeni insanları görmez likten gelirse, mutluluğu arttırma çabalan boşa gider ve vara^ tığı mutsuzluğu anlıyamaz Sadun TANJU Böyle bir açıdan baktmız mı, kolayca «Amerikada yaşanmaz» sonucuna vatabilirsiniz. Bir yıl öncesine göre suçlar yüzde 7 oranında artmış. Demek, cinayet, ırza tecavüz, hırsızJıJs jSuçları gittikçe daha da'ççğalıyor; bü gidiş» le 13 ^4 yıl sonra 3 dakika yerine 1,5 dakikada bir cinayet işle• necek, hırsızlık olayları her 40 saniyede bir tekrarlanacak ve ır?a tecavüzlerin sayısı bir misli artacak. Peki, nereye gidiyor dünya, denilebilir. Daha şimdiden New York veya Washington sokaklarmda yalnız dolaşamıyorsunuz saat 22,30 23.00 oldu mu. Polis, dikkatli olun, kendinizi koruyun diyor. Peki yarm? Yaşam pahalılaşıyor Zor tarafı budur, bizim gittikçe teknikte ve refahta iyiye, mükemmele giden dünyamızın. Yaşam gittikçe pahalılaşıyor ve aynı oranda çekiciliği, güzelliği artıyor. Baksanıza şu Münih 1972 Olimpiyat masahna! Düpedüz bir cennet bu. TV ekranlan önünde milyonlarca insan dünyaya erken geldiği düşüncesiyle üzüntüye ka pılmaktadır. Hiçbir kuşak, bugün küler kadar bol fırsat ve imkân bulamadı. İnsan emeği ve tekniği, hiçbir zaman bugünkü kadar güçlü olmadı. Çağımız, refahm en yaygm dönemini yaşıyor. Dünya nimetleri çoğalıyor ve haberleşme olanakları ile, pay alma istekleri aynı oranda büyüyor Bir gerçek çıkıyor , o zaman ortaya. Evet mutluluk artıyor, insanları mutlu eden araçlar çoğahyor, bugünün dünyasmöa büyük kitleler yaşamm tadmı çıkarıyor; ama yine de geride kalan mutsuzlar, pay alamıyanlar, görüp duyup bilip de dünya nimetlerine ellerini uzatamıyanlar o kadar çok ki.. r. önümüzgefekli \>îr olaydıfiBU gene, ftdeki 30 yılda bir misli büyüyerek dam, seçtiği hayat arkadaşınm yanında moral gücünü ortaya 2 milyara yaklaşacak geng kuşakkoymak isterken; bizim gerek larm mutluluk payı İstekleri karaile vfe toplum olarak, gerekse şısında ezilecek olan dünyada, eğitim kurumlarımızla nasıl ger »din, silâh ve töre ile değil, çağçekçi olmayan moral değerler daş akıl ve bilimle kurtuluş yoldağıttığımızı da hatırlatıyor. Ço ları bulacağjz. Hırsızlıklan, cinacuklanmıza daha iyi bir dünya yetleri, ırza tecavüzleri, servet hazırlamak daha mutlu b"ir ya düşmanlıklarını önlemek istiyorşam vermek b'izim kişisel gücü sak; herkes için tek ve tekrarlanmaz olan yaşam fırsatını, dengemüzün üzerindedir, toplumsal li, eşit ve cömert bir düzeyde bübir emeği gerektirir. Kişisel mo tün insanlara sunacağız. Çağdaş ral, insanın öz hayatı için bir morâl, sadece kendi çocuğunu değer taşısa da, ortak bir top değil, dünyada yaşayan bütün lumsal güç teşkil etmedikçe, et çocuklan düşünerek; onların da kili olamaz. Vatana mıllete ve sorumluluğunu taşıyarak ve kitöreye uygun bir evlat yetiştir tap, silâh, töre üzerine yemın mek amacı; çağdaş, ileri bir top etmeden, sadece akılla ve bilimlum yaratmak, üzerinde herkesin le ve ona dayalı bir eğitimle yamutluluk ve güven bulduğu bir ratılabilir, buna inanacağız. vatan yaratmak idealle.ri ile birleşmelidir. Bu, çağı kötülemekle değil, kutsamakla olur. Çağımız, daha iyi geleceklerin müjdecisidir. Sıkmtılanmız, dertlerimiz, zorluklarımız; onları mutlaka yenme O, bizim kusurumuzdu.. Çağdaş bir morâl yaratmak endişeniz olmazsa, çocuğunuz, günün birinde Serbest Güreş Millî Takımımızm kaptanının yaptığı gibi, yenik düştüğü rakibini sopayla kovalamağ» kalkar, bir yenilgiyi kabul etmeyiş'in bütün iç ezici, baş eğdirici duygularım tattmr. . Yanlış bir morâl terbiyesinin kurbamdır bizim ağır siklet şam piyonumuz. Sonucu öğrendikten sonra tek başma dikilip kaldığı, terketmek istemediği minderde, bütün dünyanm gözleri önünde, çâresiz, kızgm, ne yapacağı kestirilmez bir ruh hall içinde idi çocugumuz. Gıyaseıtn Yılmaz'm davranışmda toplumsal kusurumuzu görmek istemiyenler onu ayıplamışlardır, hattâ cezalandıracaklardır; ama bütün bunlarda, bizim «Türk gibi kuvvetli» böbürlenmelerimizin, bileği bükülmez, sırü yere getirilmez Cihan şampiyonlan tefrikalanmızın hiç mi rolü olmadı? Morâl değerleri geçmişte arayan bir gazete, «Biz müstemleke halkı değiliz» diye isyan bayragını kaldırdı. Bir pehlivanımızın yenilmesi, cihanm gadrine, düş Neden üzülüyorsunuz! CİHAD BABAN BÜYÜK ACIMIZ Günden Güne Merhum Konya Milletvekili Hulkl Karagülle ile Şefika Karagülle'nin sevgili kızları; merhum Nilüfer özlen, Sevim Külünk, Avukat Hilâl Yalçm ve Yük. Müh. özgen Karagülle' nin biricik kardeşleri;, Karagülle, Aydıner, özlen, Yılmazer, özbay, Serter, Terlikli, öztaşbaşı, Selçuk ve Futtu ailelerinin kıymetli kuzinleri; Konya Senatörü Fakih özlen,. Yük. Müh. Mümtaz Külünk ve Avukat Ahmet Yalçın'm vefakâr baldızları; kard"eş, dost ve iyi insan, Sosyal Sigortalar Kurumu Çocuk Hastahklan Mütehassıslarından SATILIK Cağaloğlu, Tasvir Sokakta, 412.30 M2 kargir Depo satılıktır. MÜRACAAT: t ş günleri: 22 42 90 Cumhuriyet 6285 amuoyumuz da, gazetelerimİK de Münlh Olimpiyatlarındaki Türk sporcularının aldıkları sonuçlardan yakmıyorlar. Hakları var çünkü, milletlerin bütün varlıklan ile ortaya çıktıklan bu er meydanında, insanın gönlü, ba»arı, altm madalya istediği gibi, Türk bayrağınm da îstiklâl Marşımızın refakatinde direge çekilmesinl bekliyor. Ama gönlün bir «eyi «rzu etmesi başka, vücudun rekor kırman veya rakibin sırtım yere getirmesi gene başka bir şeydir. Olimpiyatlarda zafer kazanma işi her şeyden evvel, sporcu ve idarecinin, müşterekbir spor ahlâk ve anlayışına varmış olması ile mümkün olur. Şu son dört yıl içinde Güreş Federasyonunda kaç başkan değişti? Ve niçin? Bunlarm cevabmı verirsek güreşteki başarısızlığımızm da nedenini öğrenmiş oluruz! Etrafımız denizlerle çevrili olduğu halde deniz sporlarında hiçbir başan gösteremeyişimizin sebebi aeaba nedir? Bir spor kulübümüzde sporculuğa yakışmayacak şekilde başkaldıran iki genci ibret olsun diye cezalandırmak gerektiği zaman, onları korumak için basmda kopan fırtmayı gördünüz! Bir memlekette ki spor ahlâkına uymayan serkeşükler yapanı geçici basarılar uğnında savu» nurlar, o memlekette centılmen sporcu yetigmiyeceği gibi, o memleket olimpiyatlarda da bizim gibi yaya kalır! K otelde bırakıldığı için, gureşe katılamıyor!.. Bu örgüt ciddî çalışabilir mi? Nasıl mahkemelerde hakkm ivedilikle temin edilmesine bir çare bulamıyorsak; nasıl politikada, haklı olduğu zaman rakibin elini sıkmayı şerefsizlik telâkki edecekjcadar kompleksler içînde isek; nasıl bir trafik kazasında iki taraftan biri mutlaka haksız olduğu halde; iki taraf birbiriyle kavga ederek üzerine suçu almak istemezse, ve Türkiye'de (efendim kusur bende) diyen bir tek adama rastgelinmiyorsa, Münih'teki er meydanmda da namusumuzla centilmence yenilerek değil, ihtar lar alarak minderden temizleniriz! Biz her işi yumurta kapıya geldiği zaman yapmağa çalışırızî Spor ise uzun, sürekli, sabırlı çalışma ister. Inönü'nün bir sözü çok doğrudur! Biz, der (sıkışık zamanda canımızı feda edecek kadar kendimizi ortaya atarız! Ama birisi çıksa ve dese ki, sıkışık zamanda canmı feda edeceğine, sıkışmamak ve ölmemek için şu kuyudan her gün bir kova su çek!) işte bunu bu sürekli işi yapamayız!. *** Sporla, eğitim arasında, sporla bir milletin karakteri arasında büyük ilişki vardır.. Evvelâ birbirimizle eğitim konusunda anlaşmak zorundayız!. Ahlâk ve anlayış temeli üzerine oturmayan spor, bir sirk oyunu olmaktan ileri geçemez! Türkiyede futbol şantajları ile, açık arttırmaları ile, komisyoncuları, aracıları ve çike siyle bir sirk oyunudur! Bizdeki sporun ne be den ne ruh eğitimi ile hiçbir ilgisi yoktur! 01 madığı için de her gün yeni bir hayal kırıklıi? ile karşılaşmak mukadderdir. Münih'teki başa ı ısızlıkları" bu gözlükle ve bu açıdan görmek lâ zımdır. " l'ABÎBİ tSTANBVL VtLÂYETt DAİMÎ ENCÜMEMNDEN 1 Îstanbul Beyoğlu Ilçesindeki gecekoncfu yollarının 618.211,43 lira çevreslnde adi kaldırım inşası. llk teminatı 28.479 liradır. 2 Kadıköy ve Kartal llçelerindeki gecekondu yollannın 525.963,41 lira çevresinde adi kaldırım olarak inşası. llk tenrinatı 24.789 liradır. 3 Beykoz ve Üsküdar llçelerindeki gecekondu yollarının 497.272,94 lira çevresinde adi kaldırım olarak inşası. llk teminatı 23.641 liradır. 4 Eyüp llçesi gecekondu yollannın 452.644,56 lira çevresinde adi kaldırım olarak inşası. llk teminatı 21.856 liradır. 5 Sarıyer ve Şişli llçelerindeki gecekondu yollarının 420.485,35 lira çevresinde adi kaldırım olarak inşası. llk teminatı 20.570 liradır. 0 Bakırköy llçesi gecekondu yollarının 402.768,21 lira çevresinde adi kaldırım olarak İnşası. llk teminatı 19.861 liradır. 7 Gaziosmanpaşa Ilçesindeki gecekondu yollannın 243.763,61 llra çevresinde adi kaldırım olarak inşası. llk teminatı 13.439 liradır. 8 Y.S.E. Müdürlüğü emrinde köy yollarında çalışan Flat marka kamyonlar için 36 kalem yedek parçanın 108.559,50 lira dairesinde satın alınması. llk teminatı 7.178 liradlr. 9 Y.S.E. Müdürlüğü şantiyelerine ve merkez binasına lüzumlu sobahk kesflmiş 80 ton odunun (meşe) 32.000 lira çevreslnde alımı. llk teminatı 2.400 liradır. 10 Y.S.E. Müdürlüğünün Anadolu Yakası şantiyelerine lüzumlu sobahk kesilmlş 50 ton meşe odununun 20.000 llra dairesinde alımı. llk teminatı 1.500 liradır. Keşif ve tahmin bedellerl ile ilk teminatlan yukanda yazılı işler 19 Eylül 1972 Sall günü saat 15'te Îstanbul Sultanahmet Yerebatan Cacfdesindekl özel İdare binasında toplanan Daiml Encümende ayn ayn kapalı zarf suretiyle lhale edilecektir. Şartnamelerl tstanbul Y.S.E. Müdürlüğünden alınacaktır. tsteklilerin llk teminat makbuz veya mektubu 1972 yıh Ticaret Odası vesikası ve aynca yalnız yol inşası için şartna. melerinde yazılı kayıtlara göre eksiltmeden 3 gün evveline kadar (tatll günleri hariç) Vilâyet Makamına müracaatla alırmış yeterlik belgelerlnl havl olarak hazırlayacakları kapalı zarflanm lhale günü saat 14'e kadar Daimî Encümene verme. leri lflzımdır. (Basin: 20396)' ~ 626T Geleceğin güvenîni duymalı Ege Sanayi Odası Başkanı Şinasi Ertan, hafta içinde «Nüfusumuzun yüzde 10'una bile sosyal güvenlik sağlıyamadık» diye yakmiyordu. Sosyal Sigortalar Kurumundan sonra, yeni kurulan BağKur'la sosyal güvenliği bir ölçüde garanti altına almabilecek nüfus 3, 3,5 milyona yükselmektedir ve bugünün Türkiyesinde hiç şüphesiz herkes, Sayın Şinasi Ertan'm dediği gibi geleceğinin güvenlik altına alınmasmı istemektedir. Bu istek, moral bir problem doğurmaktadır ve çağımız uygarlığı, insan moralini ezerek değil ylikselterek başanya ulaşacağını bilmektedir. DOKTOB NÎHÂL KARAGÜLLE genç yaşında, yakınlarını sonsuz acılar içinde bırakarak, anl olarak vefat etmiştir. Cenazesi 4 Eylül Pazartesi günü (bugün) öğle namazından sonra, Hacıbayram Camiinden kaldırılarak, Cebeci'deki aile kabristanına defnedilecektir. Allah rahmet eyleye. (Cumhuriyet 6288) TCDD İşletmesi Merkez Alım ve Satım Komisyonu Başkanlığından 6240 Adet Lokomotif ve Vagon Bandajı satın alınacaktır 1. Hariçten teklif alma suretiyle 6240 adet lokomotif ve vagon bandajı satmalmacaktır. V" 2. Tekliflerin engeç 29 Eylül 1972 Cuma günü saat 15. ft • kadar An!;ara'da TCDD îşletmesi Genel Müdürlüğü binasmdakl Malzeme Dairesinde toplanacak Komisyonumuza verilmiş veya gelmiş olması şarttır 3. Şartnameler Ankara'da Merkez ve tstanbul'da Sirkecl veznelerinden 50. lira bedelle temin edilebilir. 4. Pirmalar. teklif alma şartnamelerini TCDD'den aldıklanm tevsik için vezne makbuzunu teklifleriyle birlikte TCDD'ye göndereceklerdir. 5. TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve dilediği talibe yapmakta tamamen serbesttlr. 6. Teklif zarfları tizerine, teklifin hangl işe ait olduğu yazılacaktır. 7. Bu 1? için dahil! piyasadan verilecek teklifler nazan Itlbare almmıyacaktır. (Basui: A • 13553 • 20649) 6264 Münih Olimpiyatlarının 1972 ağustosunda açılacağmı dört yıldan beri biliyorduk, nitekim 1976 OUmpiyatlarınm Kanada'da olacağını §imdiden biliyoruz! Eğer olimpiyatlardan milll varlığımızı ispat için istifade etmeyi düşünseydik, döıt yıl ciddl çalışarak birçok spor kollarında iyi üeticeler alabilirdik. Ama örgüt o hale gelmiş ki, Spor Bakanmın gözleri önünde güreşçi İnsan morali üzerine.. y i , . tnsan moralini yükseltmek için eski metodlara güvenmek aldatıcıdır. Hafta içinde Selçuk'ta evlenen genç bir çıftin nikâh törenindekj özellik ilgi çekici idi. Genç koca, karısının yanında. Kur'an. Bayrak ve Silâh'a el basarak, «Bu can bu tende kaldığı sürece vatanıma milletime ve töreme uygun evlât yetiştireceğime yemin ederim» dedi. Bu, değişik bir tören şekli de olsa, penç bir adamm moral gösterisi yönünden üzerinde durulması İ DR. SFLIM BERKOL. t Kadıköy, Altıyol, Bahariye Cad. No. 24 Tel: 36 42 66 ANALÎZ LABORATIİARI Orhan TÜZÜN saat: 13.ao Samatya Cad No. 400 Tel: 21 75 82 •••••••••••••••• ••»••••••»••••••••••••j • •• • • • • • •• • • • # • • • • # • • tlâncılık: 8728 6279 f