18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 29 Eyîüî 1972 Olaylar ve görüşler Enerji sorunu ve kömür Ihsan TOPALOĞLÜ •*• • 36 gibi onemîi bir yeri rsrdır. Teseğin yakıt oîarak kulîamlmasmı « ' önlemek ve ormanlann korunmasıaı sağiamak için köylü vatandaşlaramnn diğer yakıtlan tüketebilmesi içio »atın alma güçlerinin artmasmı beklemek çıkar yol değildir, Sosyal Devleün köylü vatandaşlsnmıza bu alanda «lini uzatması başhca görevlerinden sayıîmaiıdır. * > Kömüre yönelmell a!kmmamm sanayîleşmeye Ijstîamt? buîımuyoruz. Sanayüeşmek için ise en önemîi koşuîlardan biri yeteri miktarda, emniyetli ve uygun fiyatlarîa enerji sağlayabilmektir. «Emin ve uygiîn fiyatla enerji» deyimini, «bol ve ucuz enerji» deyimine karşı kullanıyoruz. Çünkü uzun vadeli bir enerji pîânı yapmadan, yurdumuzdaki oîanaklan bir tarafa iterek, yalnız boî ve ucuz oiduğu üeri sürülecek, dış kaynaklara bağlı bir enerji poîitikasının, sanayıîeş memizi, kaîkınmamızı ve hattâ bağımsızhğımm tehîikeye düşüreceği kanîsmı taşıyoruz. Bütün dünyada petrol ürünîerinin enerji üretimindeki paymm artması bizde de bu yönde teşvik edici tedbirler slmmasım gerektirmez. îzîenen poiitikanm yanhşhğı üzerinde geçmişte bütçe müzakereîeri sırasında israrîa durmuştuk. Petrol üreten ülkelerle yabancı petrol tekelleri arasmda çıkan anlaşmazlıkîar, özellikle büyiik miktarîarda petrol üretilen Ortadoğu ülkelerindeki politik gelişmeler, değil bizim gibi ekonomik oîanaklan dar ve sımrlı ülkeîeri, her bakrmdan gelişmiş ve güçlü üîkeîeri dahi yenu den kendi kaynakîarma dönmeye zorlamaktadtr. Hâlen yurdumuzda bilinen önemü enerji kaynakları şunlardır: Su, Kömür ve Petrol. K rölmektedir. Eîbisian îinyitîerinsn miktan 3 milyar ton olarak hesaplanmaktadır. Kaiitesi düşük oian bu kömürîerden Türkiye Eiektrik Kurumu 1200 MW'bk (Ambarh Santralmm iki misîi) bir termik santrah kurma çabası içindedir. Geriye kalan kömür rezervlerinin devlet eîinde buîunanları hakkmda daha kesin bilgiye sahip bulunuyoruz. Taşkömürü rezervi 200 miîyon tomt (1> görünür olmak üzere 1,3 miîyar tonu bulabileceği tahmin edilmektedir. Linyit rezervleri ise 370 miîjon tonu görünür olmak üzere 550 milyon ton olarak hesaplanmaktadır. Özel teşebbüsün elindeki linyit miktarlanna gelince 1 milyar tonu aştığı kabui ediîmektedir. Bu maden yataklarımn ciddi olarak inceienmemiş olması, madencilerimizin geneîlikle rezervleri küçük göstermekte yarar buîmalan, bunların daha zengin olacağı kanısı uyandırmaktadır. Bunun dışında mostra göstermemekîe beraber jeolojik açıdan kömür bulunabilecek bölgelerin aranması da yeni kömür yatakîarmm keşfini sağhyabilir. Yurdumuzda enerji üretim ve tüketimi ise 12 Mart 1971 muhtırasmdan sonra Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanhğmda uzun vadeli bir enerji ve yakıt plânlamasına hazırhk olmak üzere yapıîan bir ön çahŞmanm verdiği sonuçlara göre çöyledir: Elektrik enerjisi üretımi 196165 yıilarj arasında *« 12, 1965 / 1970 yıllan arasmda ise °B 11,7 bir artış hızı göstererek 2,8 milyar KWH'tan 8.6 milyar KWH'a yükselmiştir. Elektrik üretiminin 1975 yı'lmda 17 milyar KWH, 1980 yümda ise 30 milyar KWH saata uîaşaçağı beklenmektedir. Bu suretîe 197,0 yıhnda kişi ba;ma düşen 242 KWH'lık miktar. 1980 yılında 650 KWH'a varmış olacaktır. Bütün bu gelişmelere rağmen bir yönden de uygarhk göstergesi oîarak kabul edilen efektrik üretîm ve tüketiminin neresinde olduğumuzu anlamak için yakın komşularımızdaki insan başma düşen miktarlan da öğrenmekte yarar vardır. Yunanistanda kişi başına düşen tüketim daha 1965 yılında 513 KWH saata ulaşmışür. Yugoslavyanın aynı tarihte fert başım düşen tük#timi 783, Rumanyanın ise 887 KWH dır. Elektrik üretiminde hidroelektrik enerjisi dışmda kullanılan yakıl* miktarı ,1970 yılında petrol eşdeğeri olarak 1,5 milyon ton oîmuştur. Bu miktar 1980 \ılında#4,5 milyon tonu buîacaktır. Elektrik dışı tüm enerji tüketimi de gittikçe artmış, 1970 yılında petrol eşdeğeri olarak 11,2 milyon tonu bulmuştur. Bu tür enerji tüketiminin gelecek yıllarda daha da artacağı ve 1980 yümda petrol cinsinden 32,6 mılyona varaoağı hesapîanmaktadır. O tarihte elektrik enerjisi üretmek için gerekli enerji miktan ile beraber yakıt ihtiyacı petrol eşdeğeri olarak 37 milyon ton olacaktır. Enerji ve yakıt ihtiyacımızvn karşılanmasmda Tezek, odun gibi yakıtlann bütün gelişmelere rağmen Petrolde yetersîzlik Petrol sorunu her bakımdan taşıdığı önem dolayısiyle ayrı ys.zi' konusudur. Bununla birlikte 18 yıldır yürütülen ve bizim de yıllardır karşısmda olduğumuz petrol politikası bekîenen sonucu vermemiştir. Yeterli petrol sahaları buîunmamıştır. Üretim gittikçe azaîmaîctadır. Buna karşjhk artan bazı petrol fiyatları bizim gibi fakir ülke3er için altmdan kalkılması güc koşullar yaratmaktadır. Su kaynakları itibariyîe daha büyük olanaklara sahip bulunuyoruz. Zengin ülkeler arasmda yer aîıyoruz. Hidrolik Enerji potansiyelimizin yılcja 69,5 milyar KWH, olduğu hesaplanmaktadır. Ancak bu kaynakîasm değerlendirilmesi büyük yatırırrJara ve uzun sürelere ihtiyaç göstermektedir. Etüdlerin cıddi yapılmadiğı politik etkilerin ve idari hataîarın yapıldığı hallerdf ise bu süre daha da uzamaktadır Örneğin Keban Barajîmn dört yıl gecikmesi milîi gelirimiz için büyük kayıpîara sebep olmuş, ortaya çıkan enerji darlığmı gidermek için bir takım yeni ve füzuli yatırımlara sebep olmuştur. Yurdumuzun kömür kaynaklan belki dünyadaki bazı ülkelerin bu tür zengin]iklerine nazaran az oîduğu söylenebilir. Örneğin A B.D. nin Wyoming eyaletindeki linyit rezervinin 21 milyar ton olduğunu bir gezi sırasmda öğrenmiştik. Bizde is« görünür, muhtemel ve mürnkün linyit rezervlerinin miktarı 6 milyar tona vardığı ileri sü Yunhmsuzda 1971 yümda üretilen komür miktarîarı şöyîedir: Taş k5mürü olarak 7,8 miîyon ton üretiîmektedir. Satıîabilir miktarı 4,6 milyon tondur. Devlet «ektöründe üretilen linyit ise 7.2 miîyon tonu buîmuş oîup sahlabilir kısmt 4,2 milyon ton kadardır. Özel teşebbüsün ürettiği miktar ise elindeki geniş rezervlere rağmen 2 miiyon ton civannda seyretmektedir. Yıkanmadan taşı toprağı iîe satıtmaktadır. Geleceğe ait yapılan hesaplara göre, 1980 yılında üretilen ta? kömürü tuvenan olarak S9,5 milyon tona bnyit üretimi ise, Eîbîstan sahasmdan üretilecek 20 miîyon dahil, 33,5 milyon tona ulaşacağı bekîenmektedir. Geçen yıî 8,5 miîyon ton olan ham petrot tüketimi ise 1980 döneminde 20 milyon tona varacaktır. Bugünkü üretim seviyesinin 3.4 miîyon tonun o tarihde de kofunacağı kabul edilecek oîursa cari rayiçler üzerinden 300 milyon dolar bir döviz ödemesine ih^ ciyaç oıaraktır Hütün bu üretim ve tüketim değerlerinl p?t»"ol eşdeğsri üzerinden karşılaştırarak ohırsak, 1980 yıhnda 8 miîyon ton petrol cinsinden enerji acsğı ortaya çıkar. . Bunun da ham petroî iîe giderilmesi istenirse yalnız ham petrol için 140 miîyon dolar daha ödemek lâzrm geîir. Bu sureüe ham petroî için gerekîi döviz ihtiyacı, o tarihte ihracattan sağîanabiîecek dövîzin yaklaşık olarak yarıstdır Dış ülkelerden sağlanan enerjinin büyük dövize ihtiyaç göstermesi ve emniyet bakımmdan doğurduğu sakmcaîar su enerjisinin üretiminin de uzun vadeli büyük yatmmlar gerektirmesi. bizi ister istemez kömür kaynaklanrmza dönmeye ve bunîarı süratle değerîendirmeye rorlamaktadır. Bu yapılmaz, kısa süre içinde yeni petrol ve gaz sahaîan buîunmarsa smai geiişmemiz bir çıkmaza girecektir. Bunun çözüm yolu enerji üretiminde 8 miî«" yon tonîuk petrol eşdeğerindeki ?çığ« kapamak için kömüre ağırlık vermektir. Bu ise linyit kömürü cinsine göre munzam 3040 müyon ton üretim demektir. Bugünkü değerlerle bir ton kömür üretebilmek için ortaîama 300 lirahk bir yatınma ihtiyaç vardsr. Böylesine bir üretimi sağlıyabilmek için 9 2 milyar lirahk bir yatırım ihtvyacı ^ 1 dosar. Sorunun çözümü Devîetin konuyu ele alması ile mümkündür. Onlarca milyar liraya varan bir yatırımı özel teçebbüs yapamaz. Devletin elindeki rezervler de böylesine bir üretim yapılmasma. olanak sagrlayacak miktarîarda değildir. Tek çıkar yoî olarak geriye maden kömürlerimizin devlet eliyle işletilmesi kalıyor Maden Kanununa göre verilen hak ve imtiyazîar geri almmah, maden ocaklan Türkiye Kömür İşîetıneleri Kurumuna verilmeli, Devîçt İşletmeciliğine ya» rayan ocakîar TKİ eliyle, küçük rezervler ise aynı müessesenin hazırlayacağı projelere göre özel kişilerce ihale yoîu ile işletilmelidir. Ama bütün bunîarm gerçekleşmosi için ise yıllarca savunduğumuz teknik personeî sorununun oîumlu bir sekilde çözülmesi şarttır. Esasen bu konu çözülmediği takdirdf 'alkınmamız bir hayal olsrak kalacaktır. Cumhuriyet Gazetesi Yazı îşleri Müdürlüğüne Gazetenizfn I? msrt 1971 tarih ve Î6746 sayılı sfis&asmm t e! sahifesinde pencere sutannnda (tnz kokosn) baklıkh y a » tle yine gazetenizîn 17 mart 1971 tarih ve 16751 sayıh nüshasmjn t ci * sahifesinde pencere suinnnnâa (suçîularm yakasınx btrakmıyacağı) basîıkîa yazıîarımz tetkik edildi: îstanbuJda gelami çesmede Akbank şnbesiniB »oygvn f«IÎlerinden olan selman kaya nm dövüldügü iddiası fayri T»rttt!»*. Saygılar : Tekzip MUZAFFER ÇAGLAR îstanbnl Emniyet njfidfirfl ••••nııtııııııııııııııııtııııııııaıiiiıııııifiııııiMiımMM (1) Dünya Enerj! Konferansı Millî Komitesi «Türkîye Genel Enerji Envwıteri 1970» Yayımlarmdan Hac, uçakla yapılacak Edebiyat sohbetleri TÜRKİYE DĞRETMENLER MEVÛÛAT MİLYARA CİHAD BABAN ükUmetin verdiği karâra göre bu yıl haeca ?idecek" olanlar bu yolculuğu, yalnız uçaklarla yapabileceklermiş,.. Hükümet otobuslerle gidiş gelişı, sağlık nedenleri ve yol emniyeti bakımmdan münasip görmemiş!. Hava Yollarmda çalışan bir doötumla k o nuşuyordum: Bizim için çok iyi olacak, bu hat bize iyi kâr bırakıyor, dedj. Ben de derin derin düşünmeye başladım, geçsn yıl hacı taşıyan Hava Yoil&rımız oylesıne yoldan çıktılar ki hâlâ bugün aradan bir yila yakın zaman geçtigi halde uçaklar muntazam işlemiyor.' Zaten Türkiye'de bir kere lâubaliliğe ahşılmasın.. O lâübalilik .kimsemn önüne geçemeyeceği tarzda devam eder gider. Artık memurlarla yolcular da ytiz göz oldıı, hiç bir memur bir uçağın saatinde kalkacağmı söyleyemiyor. Ümid ederim efendim, » Anons ederler efendim! Ve cevaplar şu tarzda r Böyle Hava Yollarmın!... Monşer dünyada böyle şey olmaz. Kulagınız saatlerce ne dedıği balH olmayan hoparlöre takıhr kalır, Bu idare, hoparlörlerin kplîmeleri anlaşılır tarzda sövlemesini bile olanaftm Içine koyamamıştır. Bronşitli, hınltılı ve yankılan birbirinin içine giren heceler... Snnra bir ses daha: Falan sayılı uçak teknik sebepler yüzünden 45 dakıka kadar gecikecektir! Ve arkasmdan memurlara artık vız geien, yolcu homurtuian, beddualan, küfürleri! Uçakla seyahat eden vatandaş, eskiden tstanbul'dan kaçta kalkacaSıoı, Ankara'ya kaçta varacağım, işini ne zafnan göreceğini ve akşam evın? ne zaman döneceğini biürdl. Buşun saat ll'lerdekl işine ulaşabümek Içln bir gece evvel gidiyor, hava meydanındaki otobüsün ne zaman kalkacağım bilemediği için taksi tutuyor, aksarn dönerken. İki uçak evvel kendini yedek yazdırıyor. Gazetelerde bir haber vardı, Am'erika'da sJa;9ra ıçenlerin yeri uçaklarda ayrılacak diye.. Bu habere, belki tatbikat Türkiye'ye kadar uzamr diye çok sevinmiştik. (Sıgara içmeyiniz!) ışıklan sönef sönmez aç kurtlar gibi pakete sanlanlarm arkalarmda mişıl mışıl uyuyan kucaktakl yavrunun ci|er KIRKINCI YIL lerîne, onu ÖksÜrteeck kadar duman « u r larjm gördüğüm »aman kendi kendime (her halde sigara içebilirsiniz!) iznl sağım solunu kollamasını bilen insanlar içüıdir, diye düşünmüştüm, oysa bizde nefes darlığına, anfizeme, anjine müptelâ olanlann karşısına dikilen emperyallst bir hak!., Hastalar, sigara dumanından hoşlanmayanlar, hamile kadrnlar, hava sarsuıtısmdan müteessir olanlar; ağızlarım açıp bir şey söyleyemiyorlar, çünkü sigara içen yolcunun saygısızhk etmesi, komşusunu veya arkadakini rahatsız etmesi haktır. Yanl uçaktan iner inrnez otobüslerdeki duman, nefesinizd daraltan, üstünüze, başınıza sinen duman!.. Belediye kendi otobüslerinde sigara içilmesinJ men ediyorda, acaba hava yollarının otobüsleri için neye bir şey söylemiyor? Evet, görenek meselesü. Başka memleketlerda bu işe izin veriyorlar ya!.. Evet veriyorlar, ama oralarda bizdeki kadar dumao tiryakisi hep bir arada birbirlerinin burnuna duman* savurmuyor. Ne ise, diyeceğimiz bu değildi, haç seferlerinden bahsedıyorduk. Eğer bu yıl da Hava Yollan hacılan taşiyacak olursa... î ç hatlarda uçak var demek hata olacaktır. Kim ne derse desin; hangi sebep ve bahaneyi gösterirlerse ^östersınler, geçen yıl 60 r milyon liraya mal olan ve v.cus geçiştirilen uçak kazası ile, işlemeyen mekanizma, uçnkların gecikmesi, hoparlörün islememesi arasmda büyük ilişki vardır. Yem Saym Genel Müdürden, rica edeceğiz!., Uçak yoleulan koyun değil, insandırlar.. Hac seferlerinden, Avrupa seferlerinden, herşeyden, her şeyden evvel, taşıdıkları yolcunun insan olduğunu, insanca • muamele görmeğe müstahak olduğunu kâbul etmeğe ve maiyyetlerine kabul ettirmeye mecburdurlar. Ama tapu dairesi, nüfus dairesi, memle ket hastanesi, mübaşirler,' EtBalık Kurumu. karakol, böyle düşünmüyormuş ve böyle olunca Türk Hava Yollan neden böyle düşünsünmüş! Bizde zaten şikâyet hürriyeti var, diye içimizden gelenleri söylüyoruz, işler düzelir, uçaklar vaktinde kalkar, halk hava meydanlarmda sürünmez, gibi bir ihtimali hatmmıza hiç getirmiyoruz... H MEVLİDİ ŞERtP Tcyzezadem ' Emlâkçi BOĞAZlÇl ÜNİVERSİTESİ . RERTÖRLÜfitîNDEN Üniversitemıze 1972 1973 öğretim yılında Dıl Hazırlık ve Birinci Sınıflara alınacak öğrencilerden, • * DİL HAZIRLIK SINIFINA GİRECEKLERE: 1. Daha önce ilân edilen süre içmde Ünjversitemize ön kaydını yaptırmış olan adaylardan Üniversitelerarası Giriş Smavmda 373,00 ve daha yukan toplam puan almiş olan öğrencilerin kesın kayıtlan 26 ve 27 Eylül 1972 günlerinde yapılmıştır, Kontenjan dolmadığmdan, Dil Hazırlık Sınıfı için aranılan toplam puan 365.00'e düşürülmüştür. * BİRÎNCÎ SINIFLARA GfRECEKLERE: 2. îngilizce sınavını geçip ünlversitenin Birinci Smıflarına girmeye hak kazanan 165 öğrencinin Iistesi daha önce açıklannııştır. 27 Eylül 1972 Çarşamba günü saat 17.00'ye^kadar 126 öğrenci kesin kaydanı yaptırmış olduğu cihetle, toplam puamna göre tespit olunan aşağıda adlajı yazılı 39 öğrencinin üniversitemize müracaat ettiklerinde kesin kayıtlan yapılacaktır 3. Yeni öğrencilerin kesin kayıt süresinin 30 Eylül İ972 Cumartesi günü saat 13.00'de sona ereceği adaylara önemle duyuTulur. 4. Boğaziçı Univörsitesinde 1972 1973 öğretim yılına 2 Ekim 1972 Pazartesi günü başlanılacaktır. t Avni Başargan Başargan'ın olüm yıldönümlerine rastlayan 1 Ehim 1972 Pazar gunü öğle namazını r.ıütaakip glşli Catniinde aziz nıhlarına ithaf edilmek uzere; sehrimizin tanın. mıs hafızlan tarafından okunacak Mevl'dî Şerife akraba; dost ve diıı kardeslerimlzin teşriflprl rica olunıır. Ali Galip Er^el Cumhuriyet: 6932 [Çok Acı Biî Kayıp îstanbullu Pano ve Niça Lipari'nitl kızlarj; Arnavutköy Koleji mezunu ve hâlen Fransada Akademi tahsili yaparı trina Lipari Türkiyeye dönerkon bir trafık kazası sonunda hayata • ^ozlerini kapamıştır. Akraba; ,dost ve arkadaşlai'ina duyurulur. Dayısı Antoni Gdondelli Birinci Sınıfa alınacak öğrenciler için ek liıste: Mehmtt Ongun Ferda özlü Betüı örnekol Nedim Sener Yıldız Dural Simuzer Kora Şule Kehnemi Fatma Ergene, Mehmet Ali önal CumhUi Akgündüz Sueda Göksu F. Gülriz Olcay Yalçın Eker R'ha Keskintepe Lizet Sason Merih Türkoğlu Adnan Köymen Hülya Özbek Kadri Yücel Çağlayan Erendağ Eyüp Kaya E. Fahrünnisa Küllük Be 'ds Uzunoğlu f Güliz ijevrimel Melâhat Tosunoğlu Firdevs Kocagöz ' . Mehmet Uybadın Merih Tannsever Reha K ala Ercan Gurel Nilüfer Gökmen Nil Parman Bilge Bil Ufuk tren Nil Kızıltan Serap Yaylacı Zehra Yeşil üğur özden '.eylâ M^rsinlİ (Basm: 22078 6939) (Cumhuriyet. 6938) il Bayramı 40. yılına ulaşDİL, DÜŞÜCE DEĞİŞİKLİĞİNİN GEÇtı. Ataç Usta olsa, cDil Bayramı kutlu olsun!» diMİŞİ OLDUKÇA GERİLERE UZANIR ye başlardı söze. Yürekten, iç« ten coskulanırdı. Coşkusunu BİZDE, TAA TANZİMAT'A GİDER. TANbiz okurlarına da ulaştırırdı o güzel Türkçesiyle. ZİMAT YAZARLARI, AYDINLARI YÂZŞimdilerde, öz Türkçe tutku DIKLARI DİLİN BATIYA AÇILIŞLA sunu Ataç Usta gibi ateşli tutan, o coşkuyu yurekten duyan BAĞDAŞMADIĞINİ GÖRMÜŞ, OSMANyazarımız yok pek. Karşıcılar, öz Türkçe yağılan (Ataç, '*ya LICAYA KARŞI DAHA SADE BİR DİL . .ğı» derdi onlara), öz Turlıçe ÖZLEMİŞLERDİR düşmanları ile Tanrı'nın her gunü yazıp çiziyorlar. Çok sayıda dergileri, gazeteleri var. Örgütleri var Yazıp çiziyorlar ya, söyledikleri de ne? Kırk yıldır hep aygöre bile, göz kamaştmcı bir nı ağıdı (doğrusu, cmersiyeyı» tu. Ya sonrt ne yaptı aşama içindedir. Türk yazarı, demeliydim burada) a^layıp du Rıfkı Atay? Türk ozanl bugün, özenli bir ruyorlar: «Dil elden gidiyor! Yıllarca savunduğu akıma, dil sevgisiyle, Türk dilinin en Dil elden gidiyor!» * yani kendi kendine karşı çıktı. guzel ürünlerini ortaya koy Gazetesini öz Türkçe karşıcılaBir düşunelim, hangi dil elmaktadır. < rının, dil devrimi karşıcılarının den giden? Osmanlıca! % Şu geçen 40 yıl içinde, Türk Bunlar bilmıyorlar mı ki, Os« yazılarına açtı. Onunla da kalDil Kurumu, dilde özleşme amadı, kendi de yazılar yazdl. manlıcayı toprağa vereli kırk kımının bilinçli, bilgili bir yön yıl oldu? Ölünün ardından ağıt Dil Bayraminın 40. yılında vericisi olmuştur ama, bu akıyakılır elbette. Duygusal bir niçin andım, niçin yaptıklannı mın yandaşları, çoğu kez onu seydır bu. Ama, kırk yıl.ağlan kısaca sayıp döktüm bu üç yada geçmıştir. Türk Dil Kurudıgı nerede görülmüştur bir o* zarın? munun görevi de buydu bence: lü için? Akımı ulusa, topluma benimset Şunun için kı, bu geçen kırk Bayramlar, sevinçli günler imek! yıl içinde dil devrimine karşı şe, her yıl kutlanır. Doğaldır çıkanlar arasına böyle etkin ki Bu da olmuştur. bu. şiler de katılmıştır ama dilde öylesine ki, dil devrimine Bız dilseverler, öz Türkçe gö özleşme akımı, gücünden hiçbir karsı olanlar bile, ellerinde olnüldeşleri için 26 Eylül, sevinçşey yıtirmemiştir. Bu akım ger madan, bu akımm dilimize kah li bir gündür, bayramdır, dil çek ^bir gereksemeden doğmuş zandırdığı sözcükleri kullanmak bayramıdır. tur çünkü. Ulusal uyanış, uy • tadır, «Bizde öyle kelimeler garlık değiştirimi, dil ve dü gördüğünüz zaman güzeUm ve 26 Eylülün «Dil Bayramı» ol» şünce de^iştirimini gerektirmi? cahim (?) Türkçeye «aygısızlıCumhuriyet masını 40 yıl önce kim önermiş mıza değil, form düşüklüğüne, •«•••••••••••••••••«••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••«•••••I tir çünkü. tir, biliyor musunuz? Bılenlerigününde olmayışa verin.» denız vardır elbette, ama bilrrieDil, düşünce değişikliğinin seler de. Bunu söyledikleri cüm yenler için söyleyeyim: Haht geçmişi oldukça gerilere uzamr lede bile bu akımm dilimize Fahri Ozansov! bizde, taa Tanzimat'a gider. kazandırdıfı bir sözcüğü, «sayTanzimat yazarları, aydınları, Ben, benım kuşağım doğma • Ablam HATİCE ÖZDİLER'in çok nazik ameliyatıru üs gı» sozcüğünü kullanarak hem mıştık bile o günlerde, ama Ha yâztfıkları dilin, Batıya açılışla tün ehliyet ve başarı ile gerçekleştîren Ist. Üni. Tıp Pah de. lit Fahri Ozansoy, bizim bugünbağdaşmadı^ını görmüş, Osman K.B.B. Kliniği öğretim tiyesi, fazilet timsali ve mümta Bunlar, ne yaptığını bilme kü yaşımızdan da büyüktü o lıca adını verdikleri bu karma insan, yen kişilerdir. sıra: 41 yaşında, oldukça ünlü dile karşı, daha sade bir dil Geçenlerde, bir haberinde «ör bir ozandı, yazardı. Dil devriözlemişlerdir. Arapça ve Farsça güt» ve «sorun» sözcüklerini mini benimsiyor, onu savunu kurallan Türk dilinden atmak, kullânan bir gazeteyi okurların yordu. Dilini, öz Türkçeyi se bir sözcüğün Türkçesi varken, ile hastalığın teşhisinde her türlü yardım ve ilgilerini esiı dan biri, bu sözcükleri kullanviyordu. ö z Türkçe akımının Arapçasını, Farsçasınl kullan gemeyen SSK Gedikpaşa Dispanseri K.B.B. Mütehassiî dığı için haşlamıs: «Sizin gaze örgütlendiği günü «Dil Bayramamak! Tanzimatçılann özledoât, arkadaş, • • .. . teniz de Türkçe katliâmına işmı» olarak önerecek denli hem dikleri budur. tirak edecek ve uydurmacıhğın de. Bu özlem, daha sonra ö a pek bayraktarlığım eyleyecekse biz * Ya sonra ne yaptı bu Halit kime bel bağlayahm? Hangi ga çok yandaş bulmuştur. TartışFahri Ozansoy?* Yaşamınm son zeteyi okuyahm?» Bu okura, malar sürüp gitmiştir. Şu var ayrıca gerek ameliyatmda, gerekse hastanede bulunduğ yıllarında birdenbire öz Türk«Hiçbir gazeteyi okuma!» deki, ilkeleri belli, yönü doğru çi süre içinde büyük hizmetlerini unutamryacağım Sayın O\ çe yağısı (düşmanı) olup çıktı, mek var ya, o gazete öyle diyezilmiş bir akım durumuna geliş Dr. ARSLAN AKMANGİL'e, Sayın " ' , başîadı «Ah dil, vah dil'%» de£ek soydan değil. Söz veriyor ancak Atatürk'le, dil devrimiymeye, «Dil elden gidiyor!» deo okuruna, bir daha böyle sözle olmuştur. Yani, Türk Dil meye. cükler kullanmayacağını söylü Kurumu'nun kurulmasiyle. Işte Sayın As. Dr. MEHMET GÜLAL ve ameliyathane hemşire * Daha önce Peyami Safa da yor. Bunu söylemek için kul • ancak o zaman öz dil özlemi, Safiye Güven, servis hemşireleri Lâmia Sancak, Seval Ç; öyle yapmıştı. Yıllarca Türk landığı sözcüklere bir bakın: kişisel bir takım çabalar olmak kar, Emine Demir ile diğer personele sonsuz minnet ve şti' Dil Kurumu'nun yönetimine ka «Yazar», «konu», «çoğunluk», tan kurtulmuş, örgütlü ve bilranlanmı bildiririm. " Dr. MUSTAFA ÖZDtLE tılrrfıştı, dil "devrimini savun«sözlük», «görüş», «belirtmek», gili bir çalışmaya b'ırakmıştır mustu, yeni sözcükleri kullan«öne sürmek», «gerekmek», coy ^•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«••••••••ı yerini. mıştı, terimlerin Türkçeleştiril sa», «davranmak» vb... Bu çahşmamn verimleri buCumhuriyet mesi gereğini durmadan ileri ^••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a gün ortada. Dilimiz, yakın geçîşte, dil devrimi 40. yılında * sürmüştü. Ama bir dönem gelmişe göre bile, on yıl önceye bu noktaya ulaşmıştır. di, öz Türkçe 'akımı, dil dev rimi «tu kaka» oldu: Peyami Safa'nm siyasal yönü rfeğişmiş ti çünkü. Atatürk devrimlerine Bebeğimiein doğuraundaki çabalarını unutamıyacağımi7 Sa^ alabildiğine saldınldığı günler gelmişti. O da dil devrimine saldırarak katıldı o kervana. Dil devrimini yıllarca savu ni'p, ona gönül verip de dönen ile yardımcılarına, Sağlık Hastanesi görevlilerine, ve do| bu iki yazar değildi yalnızca, doğmaz bebeği, uzmanlığının denetimine alan Sayın bü/ük bir gazeteci, bir crüzyazı ustası da böyle bir tutum içindeydi yaşamının son yılların • da: Falih Rıfkı Atay. Merkezimize 657/1327 sayıh Devlet Memurlan Kanununun O Falih Rıfkı Atay k,i, gerçek şükranlar, saygilar. kapsamı içinde ve aynı kanunun 48. maddesindekl çartlan. ten, Türkçeyi iyi kullânan sa • haiz olmak üzere smavla 1 ktitüphane memuru, 1 muhasebe Tülin ve Turhan yılı yazarlarımızdandı. Yazdıkmemuru, 1 şoför, 1 .gümrük memuru, 1 merkezi teshin âmiri, ^•••••••••••••»•••••••••••••••••••••••••••••(•••••••••••••^••••••••••••••••••P« ları, «söyleşi» türünün, «dene1 galvanoplâsti teknisyeni, 1 elektrik teknisyeni, 1 kaloriferci me» türünün yetkin örneklerin (Cumhuriyet ı almacaktır. dendir. Kıvrak anlatımı, lâyik Taliplerin en geç 10 Ekim 1972 Salı akşamma kadar «Çekdünya görüşüyle birleşir, Ata • mece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü Postürk devrimlerinin, Batıülaşta Kutusu No: 1, Havaalanı/tSTANBUL adresinde bulunacak manın yanında yer «lırdı. Yi • sekilde mtiracaat dilekçeleriyle birlikte tahsil durumlan ve git bir savaşçıych bu alanda. etraflı hayat hikâyelerini, aynca varsa, şimdiye kadar çahşAskerliğini henüz yeni yapmış, Almanca veya Fransu Geniş bir k tarih deneyimi, anımıs oldukları yerleri ve zamanlan hâvi bir listeyi göndermeları, gözlem gücüyle Falih Rıfbilen gençler aranıyor. tsteklilerin kısa biyografılerı ve fotı leri gereklidir. kı Atay, etkin bir yazardı. Dil raflan ile birlikte Posta Kutusu: tstanbül 789'a müracaatla Sınav tarihi bilâhare bildirilecektir. devriminln içinde bulunmuç, oCumhuriyet 69: nun oluçumunda sorumluluk ta (Basm: 22007 6917) şımış, onu yılmadan savunmuş•••••••••»•»•••••••• • • • • • • • • •• •• • • • • • • • • D Ali PÜSKÜLLÜOĞLU Gösterifen İlgiye Teisekkürlerirnizi Sunariz ÖİEîMENİRf BANKASI , TEŞEKKÜR Prof. Dr. Behbut CEVANSÎR Dr. Nurettin ÖZTÜRKER'e Op. Narkozitör Dr. FERHAN MURAT'a T.C. Başbakanlık ' Atom EnerjişpKomîsyonu TEŞEKKÜR Doç. Dr. REFİK ÇAPATSOĞLl Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğünden Prof. Dr. OĞUZ AKSU'YA Eleman Alınacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle