18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET "*"" 18 Eylül 1972 r evlet Bakam îlhan öztrak, Sıvas Kongresinin 53. yıidönümü îörenlennd'e 4 Eylüi 1972 gunu yaptığı konuşmada, beş a> önce «Ziraatçiler Kongresi* nde verdiğı «ağa köylerı» sa>:sınj 724'ten 743'e yükselterek şöyle diyordu: «Bugün memîekeümizde 743 köy şahıs, aile ve sülâleîere ait bulunmaktadır. Yanı yaklaşık olarak 100 köyden 2'sı şahıs, aile ve sülâleîere aittir. XX. yuzyıl gerçekleri ve insanhk onuru ile bağdaşmayan bu hale. bugüne kadar son verilememiş oîması, büyük bir talihsizlik olmiîştur. Bu duruma süratle son vermek azim ve kararındayız*. Saym îlhan öztrak'm «XX. yüzyıl gerçekleri ve insanhk onuru ile bağdaşmaz» buîduğu bu müîkiyet biçirai «Toprak Reformu» nun tek sebebi ve gerekçesi değildir. Topraksızhğın, cüee işletmelerin ve asırı toprak parçalanmn yamsıra büyük toprak mülkiyeti, ortaya çıkardıgı çok yanh iliskiler düzeni ile topraâa yöneîik bir reformun en can alscı odak noktası olmaktadır. «Kut^al müîkiyet» kavramma dayanarak savunulması mümkün oîmayan, doğadan gelen bir smjrîılığm ve yarathğı iliskiler duzciinin iîk pîanda arıtılmassm zorunlu kıldığı büyük toprak mulkiyeti, her ülkede olduğu £ibi Ti'.rkiye'de de, toprak reformunun gerekliîifinin ve güçlüğünün ikiz nedenidir. Toprak reformlarmm başarısı, zoruniuiuküara dayanan bir smırlandırma il° politik baskı sonucu yasalasan bir sımrîandırmanln uygunluguna ya da aykırıhğma yakmdan bağlıdır. Bunun için de gerçekleri bilmemiz, arayıp buîmamız kaçımlmaz bir görev olmaktadır. D Toprakiarın da bolunüşunü form oncesmde konusunda bır heîli ailolesde toplanması ve aile fertleri arasmgösteren dıkkate aeğer örnekierden birkaçı, resırisılen ve «malsk» îerce ahnan «öntedbirîer* ( î ) fıkır verehihr: Diyarbakır'da toprak dağılımı Prof. Dr. Cavit Orhan TUTENGİL ailelerin ü Sîçü^ündeki ortaîamass 'r46.8 olup Çıîngüs köylerino 0 de. ol8 4'e kadar dustüğü halde Bismıl kövlerınde >o73.1'e kadar yukselmektedir 9 Topraksız aüeierin <5'o68'ı tarım işçisi olarak geniş arazi o sahıplerinin yanında, /o31.9'u da ortakçıhk yaparak çalışmaktadır. c # «200 ddnümden fazla olan büyük işîetmelerin oranı o6.6 olduğu halde bunlarm kapladığı saha bütün arazinin %63'üdür Hattâ bu miktar Bısmil ilçesinde %88'e kadar çıkmaktadır. Buna karşılık Çüngüs ve Hani ilçeîerinde 200 dönümden fazla arazisi olan isletme sahiplerine rastlanmamıştırv (s. 109) # îşletme başına ortalama olarak 4.3 parça arazi düşmektedir # «Diyarbakır ilinin 83 köyünde kacfastro çahşması yapılrmştır. Toprak Komisyonu ise 70 köyde faaîiyet göstermiş, 583 aileye 161.330 dönüm arazi dağıtîimıştır. Bu cümleden olarak 33.032 dönüm de mer'a tahsis edilmiştir» {s. 110). # «... muhtclif problemleri halietmek suretiyle 146 köyde topraklandırma yapılabilecekse de, mevcut Hazine arazilerinin hak sahibi köylülerin ihtiyacmı tamamen karşılaması mümkün görüîmemektedir». (s. 114). o ÇtZELCiE: 3 Toprakîarın beiîi ailelerdc toplanması (Merkez îlçe) Ailenin adı Abc Def Ghi Jkl Malık oJduğo arazi miktarı 41.500 22 000 16 000 21.Ü00 10 400 10 000 12 000 18.000 Malik sayısı 11 6 io •4~ Mrso öpr ' 7 * 5 4 Üfke öîçüsünden ii ölçüsüne Yurt gerçeklerine somut bir görünüs kazandırabiîmek için çerçeveyi daraltarak üîke öîçüsünden ii ölçüsCne inmek bize zoruniu göründü. Bunu yaparken de bir yazımıza (1) çıkiş noktas! olan Diyarbakır îlini seçtik Böyîece. toprak reformunu zorurlu kjlan koşullann kesiştiği bir ilimizden konuya bakmış oîaca5i7. tlk bakış açımız Köy îsîeri Bakanhğmm «toprak reformu bak'rrından faydalanılacak değerler elde etme» amacıyla yapıp yayımiadıgı bir arastırmava dayalıdır (2). Bu araştırmava göre Diyarbakır îlinin topprağa ilişkin özelliklerini aşağıdaki biçimde Ö7e*'eTîPk mümkündür: • îlin 663 kövünden 70'i «aga kövü». geriye kalan 593'ü de «nhaH kövü» dür. Ziya Gökalp'in bu «ınıflamasmda «ağa köyü> Devlet Bakanınm konuşmasında ver alan «aileye, şahıs veya süîâleîer*»» ait kövleri içermekte, «ahali köyleri»" nde ise «araziler köv balkma ait bulunmaktadır». • Köylerdeki hiç topraksız (ortakçı, kiracı, tarım işçisi) mizi sağhyacaktır Dr Rıfki Arslan'ın yerinde derledığı bılgilere davandırdî§imi2 çizclgeler çok dusundurucüdur ÇİZELGE: 1 1.000 dönüm \e daha fazla arazi mülfciyettnde dağılım: îlçesi Arazı miktarı Malik sa>ısiı Aile s a j ı s ı 81 Merkez 375 550 no 78 117 Bismil 352.900 32 55 Çınar 133 750 23 31 Sılvan 170 000 25 35 fi8 000 Ergani 9 5 Hazro 34 000 10 15 21 100 Çermik 2 3 Kulp 4 100 T o p l a m 1.160.300 417 256 A ç ı k ç a g o r u i d u ğ ü gîbi, D ı j a r b a k ı r î l i n d e k i b ü y ü k arazı m ü l k i y e t i s a d e c e 256 aileyı v e 417 «malik» i i l g ı l e n d i r e n b ı r s o r u n d u r A r a z i m ü l k i y e t i n d e b ü y ü k l ü k b a k ı m ı n d a n d u r u m a ş a ğ ı d a k i çızelgede görülebilir: Ç Î Z E L G E : 2 Arazi b ü y ü k l ü ş ü n e göre d a ğ ı l ı m Ara7i b ü y ü k l ü ğ ü A r a z i m i k t a r ı M a l i k sayısı Aile sayısı 1.000 2.500 422 600 237 180 2 501 4.999 216.650 P3 51 5 000 9.999 226 %0 47 32 10 000 v e + 294 150 34 23 Sşt Uuv a Ro\lece. Dıv?rb'îkır'ın «rnerkez» ilçesînde 8 aîle, 1503G0 dönıim olan ara/ılrnm aıieierinin 50 mensubu adma tescıl cîUrrrıişleıdîr Öte yandan Sılvan ılçesınde î aüenm 4 mslikî 33 000 Erçani jlçe.mde 1 ailenin 4 mahki 11.000, Çınar ıiçesinde Bde ailennin 7 maiıkj 17 150 ve Fki aîie^înın 5 malikı de Î3000 donum arazının sahıbı görünmektedır Bismiî'de Kmn ailesınm 4 maiıkmin 15 600. Lnp ve Nrs ailelerinm 3'er malıkınm de, sirasıyle, 11000 ve 3Î.000 dönüm arazileri vardır. • * Gec kahnmıstır V Düşündürücü çizelgeler Toprak reformu açısmdan gcrçekten yararh «değerler», başka bir deyisie ipuçları veren bu resmî bulgulan, ikinci bir bakış açısı ile daha da aydmhğa kavuşturma olanağı bulacağız. Tarım teknhvenlerinin yerinde yaptıklan saptamalarla 1971 yıh başmdakı durumu yansıtan tapu kayıtları «büyük toprak milîkiyeti» bakımmdan Diyarbakır îlinin özelliklerini daha yakından bilme Dıvarbakır'da toprak dagıhmı konusunu, daha da aynntılanna girerek inceîememız mümkün, fakat bir yerde de gereksizdır Bir atasözümüzün de belirttiği gîbi «Görünen köy kılavuz i^tcmez* Ülkesinin bır ilınde hnle yukanda sözkonusu ettığimız çöstergeler bulunan bır «Deviet», toprak reformunu uyguiamakîa geç kalrmş demeknr. Yetkih ağızlarm ın^anlık onuru ile bs2da^madısmı söyîediğı iîi^kılenn temelinde «XX yüzvıl geıçeklerıvle de baSdaşmayan» bir toprak sorunu yatmaktadır «Artakaîan» görünümündekı her şeyi bu «ortam» ın ayakta tuttuğu göturmez (3) (1) Bk. C. O Tütençıl. Toprak în*an îlişkileri, Cumhuriyet, 8 Eylül 1972, s 2 (2) Bk Kov Envanter Eîüdlenne Göre Divarbakir, Ankara 1%6. (3) Bu gorünumlerm yeni bır isareti olarak bakımz: Rıza Zelyut, Biraz d"a Doğu, Toplum dergisi, S 20, s. 22 (18 Ağustos 1972). T o p 1 a m 1.160.300 441 * 286 * (Not: Malık ve aile sayısmdaki farklar dilımlerdeki tekrariardan doğmaktadır). Sana bana öliim var OKTAY AKBAL gıbi Olumu duşundüğüm çok olur H?.tta duşlerımde olduğum bile Bütün yürekler taş kesılmış Kendım ağlarım öldüğüme. Bugün varsmız, yaşıyorsunuz. Şu an dernektır bugün. Bir an sonrasım ise kım bıle1 bı'.ır ? Yaşayıp yaşamayacağınızı En yakmınızdakım bır saat, bir dakika sonra görilp goremeyeceğinizı. ölum bır aynlıktır. Kesin, önceden bilinen bir sonuç v Evet, o halk türküsundekı gıbi, «Sana bana *olum var», Zaman zaman ölümil düşünür kışi. Kım hayır ben duşunmem derse, yalandır. Kendini aldatmak ıçın der öyle. Sevdiklerini aldatm?k için Sankı yüz yıl, bın yıl yaşanacak! Kımseler ölmeyeeek! Hep bırlıkte sürüp gıdecek bu yaşam şöleni! Acılarıyla, tek tuk sevmçlenyle, anlaşmazlıklanyla .. Gariptir, kişı ölmeh, aramızdan çekilmeli ki onu bütün boyutlarıyla tanıyabilelim, anlayabilelim. Ancik o zaman . Yaşarken bırakıı'ız onu kendi dar evrenine. Sıkıntısıyla, üzüntüsüyle başbaşa, ancık sevınçler» varsa onları da karartırtak, golgelemek için elimizden gelenı yapanz. Yaşıyot ya, acı çeftsin! Yaşıyoruz, ya, mutlu olm'ayalım! Kimse olmasm! Ne bîz, ne başkalarıi Biri birazcık sevindı mi, içıne bir mutluluk ısığı düştü mü, düşman oluruz ona. El ele vcıerek kapatırız o ışığın girdiği pencereyı, Dir snn,uzluğa açılan kapıyı sürgüleriz üstüne Ustunç,.. Baki Suha evınde bir kalp krizi sonunda öldu, Ulvı Cemâl de Ankara'da... tşliyor işliyor günlerce yıllarca, sonra bır an geliyor duruyor o kalp denen şey. öyle işte, birdenbire... lMi,ını nedcni yok. Kırk yıl, elli yıl, altmış yıl, hadı nlsun olsun yetmiş yıl. Sayıh zaman geçer tükr>nır yol, bır kapıya varırsın. Ama yaşarken öl'imle nice ıçh dışlı da olsak. yaşarken düşünmemeli ölümü. Bıhnçle, sağduyuyla yenmelı bu yapışkan korkuyu. Hıç ölmeyecekmiş gıbi yaşaraah. Duyarak mutluluğun, hiç değiise mutluluk özleminin tadını. Arayarak, bul Evet U BASKIYI KIMLER YAPMIŞ.. duğunu sanarak. Duyarak an an yaşamanm güzelliğini. Ölum bir kurtuluş mudur? Bağımsız mı kılar kışıyi? Belki, bazı durumlarda... Baki Süha'nın «Karanlıkta Geçen Gemıler» adlı kıtabını okuyorum. Bağımsızlık saymış 6 d3 ölumü, Öltiyü. Yaşamm bir yığm sıkıcılığından kopuş. «Denize karşı Bütün kapılar ardına kadar açık Yosun kokusu doluyor evlere Geçıyor rüzgârlı sokakJardan Eller üstünde cenaze. Gökleri denizleri Ağaçları evieri Çarşı çarşı, meydan meydan Insanları terk ederek Gidiyor tek başına. Şarkılan, ıçkilen unutmuş Kurtuluş içinde taze Yeni süren kök Cenaze». «Şarkılan, içkileri unutmuş»... Baki Süha şarkılarla, içkilerle, şiirlerle, duyarlıklarla yaşadı. Radyoda, evde, içki masasmda, ak kâğıtların önünde. Gazetecilik, yazarlık, şaırlik, spikerlik, radyoculuk... Elli yedi yıl süren bir oykü. Çizgi çekildi, tamam. 19151972... Necatigü'in dedıği gibi, ne var o iki tarih arasındaki çizgıde, ne varsa, ne yoksa! Kısacık bir çizgi, yaşam dediğimiz. Nokta kadar ktiçük. Evrenin sonsuzluğu içinde ha elli yıl, ha seksen yıl yaşamışsm, sabah doğup, akşarn öjüp giden böceklerden farkın yok hıç. Her dostun ölümü eksiltır bızi. Bır yandan da yaşamı daha iyi duymamızı sağlar. Herkes ölecek, öyleyse yaşadığm zamanm değerinı bil, der sanki her ölüm. Bilır mıyiz, duyar mıyız bu gerçeği iyice? Yaşamamızdâ uygular mıyız? Sıze kalmış orası. İşte, duruverrnış iki sanatçımn iyilik, güzellik için çarpan kalbi bir eylül günü... Bir gün bütün kalpler duracak. Öyleyse niye üzülmeli vara yoga, ona buna? Neden yaşamı birbirimize, kendimize zehır etmeli? Niye yaşamı bize doğamn en büyük armağanı saymamalı? Niye bilmemeli her günün, her gecenin değerini? Besteleri kaldı Erkin'in dinleyeceğiz. Şiirleri kaldı Bakı'nm, okuyacağız. Bir avuntudur bu. Ölüme karşı bır çeşit başkaldırıştır sanat. Sanatçılar büsbütün ölmezlerse, ölmüyorlarsa, bundan. milyon çocuk, her sabah ant ARTIK ÖYLE BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ içiyor: «Ey bngünümüzü sağlayan Kİ, BİR KULPUNU BULUP HERKES Ula Atatürk ! Açtığın yolda, BİRBİRİNİN İŞİNE BURNUNU SOKUkurdnğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceYOR. BAŞBAKAN MELEN, KUŞKUSUZ, ğime ant içerim.» îlkokul çocuklarınm her saDÜNYA GAZETECİLERİNİN, TAM ECEbah derse başlamacTan önce «Türküni, doğruyum, çalışkaVİTLE YAPTIĞI TARTIŞMA SIRASINnım..» dıye yıllardır içtıkleri anDA ARAYA GİRMELERİNDEN HOŞda bu yıl yeni bir ek yapılmış, geçen haftamn ortasmdan beri, LANMAMIŞTIR. gencecik çocuk sesleri yurdun her tarafmda çmlıyor: «Ey bugünümüzü sağlayan Ulu Atatürk..» Ve zannediyoruz ki, çocuklarımız bu örnek antları içe içe büyürlerse hepsi Atatürkçü, devrimci, ilerici, reformcu kesilır; hepsi ülkücü olur, hepsi çağgresî, Türk Anayasasmm ilkelerl însancıl, sıcak, yumuşak bir sevdaşlığa doğru heyecanla koşar... ve Türkiye'nin imzalamış olduğu gisi vardı. Başbakanlıkta omuzuEğitimci uzmanlarımız böyle düEvrensel tnsan Hakları Beyan mu saran kolunu ve fotoğrafçıya şunmüş olmalılar. namesi ve Avrupa İnsan Hakları büyük bir mutlulukla poz verişiKonvansiyonu uyarınca, basın mizi hatırlıyorum. 1960 yazıydı.. özgürlüğünün ve ifade özgürlüBütün özgürlüklere şal örten ve ğüııün korunması için Türk mahele fikir özgürlüğüne, basın özOysa, çocuklarımızı daha iyi kamlarına çağrıda bulunur. Kongürlüğüne en ufak bir hoşgörüsü yarmların hazırlayıcısı olarak gre bu ilkelerin günümüzde dikolmayan, adı demokrasi, kendi yetiştirmenin yolu, «Bugünükate alınmadığmı belirtir ve parlâmento çoğunluğuna dayah müze şükür» dualarıyla açılmaz. Türk basmınm üzerindeki siyave çalmmış millî irade maskeh Atatürk «şükür» cü değildi, Asal ve ekonomik baskıyı iuüntü bir dikta olan Demokrat Parti tatürk böyle yorumlanamaz ve ile karşılar.» yönetiminden kurtulmuştuk. Ün 50 yıl sonra, hızla değişmesi geArtık öyle bir çağda yaşıyo lü Başbakanlık Odasmda Gürsel rekli bir ortamda yaşıyorsa çoruz ki, bir kulpunu bulup herkes ihtilâlin başı, biz de basmın hay cuklarımız; sorumlu kuşaklar birbirinin işine burnunu soku siyetini korumağa çahşmış ?aböyle ant içmelerle arınamaz ! yor. Başbakan Melen, kuşkusuz, zeteciler olarak buluşmuştuk Be Bugün ülkenin bütün dertledünya gazetecilerinin, tam Ecevit ni, içtenliği, taşan insan sevgisi rinden sorumlu olanlar Cumhuile yaptığı tartışma sırasında ave daha ilk sözlerinden anlaşılan riyet çocuklarıydı.. Meselâ Deraya girmelerinden hoşlanmamış çağdaş kişiliği ile büyülemişti. mirel, «Türküm, doğruyum, çatır. îstanbul'da, Sağmalcılar CeBirbirimizi kucaklıyor ve kutluzaevinde yatan Çetin Altan, Do yorduk. Ülkemizin ve kişisel ha hskanım..» diye ant içenlerdengan Koloğlu gibi gazetecilerin yatlarımızm üzerinden bir kâdir, «Ülküm yükselmek ileri gitFIJ temsilcileri tarafından ayabus geçti sayıyorduk. Yeniden mektir» diye diye büyüyenlerret edilmesi de, Başbakanm devrimden önceki günlere dö dendir. Aynı Demirel, bugün, «Kime, hangi fikir adamına basnülmez, o acı tecrübeden ahnan ileri gitmek ülküsünü toplumun kı yapılmıstır?» sorusuna örnek ders, yeter sanıyorduk. Gürsel, tümüne degıl, bır azmhüjına tagösterme gayreti anlamı tasjıyorkalın, ağır, yumuşak sesiyle dev nımak politikasımn şampiyonu du. Dünya büyük artık ve inrimin güvencini ve geleceğe olan ofarak aramızda dolaşıyor. 1920' sanlar birbirlerinin kaderiyle ilinancını anlatıyordu. Ölümünün den 1972've varısm sonuçlarını gileniyorlar. Gerçek dünya ay altmcı ve devrimin onikinci yıE^osterip «tste reform, iste kaldınları, insan haysiyetinin her lında bir masal gibi büyülü, ukınma, daha ne istiyorsunuz?» tarafta korunmasıyla insanhğın zak, çekici anılar doluyor içi diye bizleri bugünümüze şükretyükseleceğine inanıyorlar. me.. Kaybolan zaman yüreğimizmeyen kişiler olarak suçlamağa de acıdır ama, geleceğe güveniheveslenivor. miz kaybolmamıştır. 6 reğini söylerken; kuşkusu» haft tasarruflarmın devlet tarafından korunması, denetlenmesJ geıeklerinı de kabui ediyor Böylece karma ekonomi özel sektör'ün tasfiyecı inkârcı anlayışırdar sıyrılıp devlet kontrolünün h^lfe adma etkın hale getirilmesl vönünde yenı bır voruma dcğrı surüklenıyor gibi... Milyonları avutmak Olimpiyadm son günü, M?ra tonun bitişine yakın sakacj bi Alman gencinin yarattıgı oiaj hatırlıyor musunuz? Yarışı baş ta götüren ve stadın giriş kapı sına yaklaşmakta olan Amenka atlet Frank Shorteri kollavü' genç bir Alman çocugu, stac dolduran 80 bin kişınln başiaur giriş kapısma çevirdiklert Dir s rada atlet kıyafetivle piste dal verdi ve çılgm bir alkış selı arc sında koşusunu sürdüıüıke Shorter stada girince, öbüı kî pıdan kendini dışan attı. Bu hoş biı şakaydı. Zamani i: hesaplanmış dıkkatin toptan noktası tyi ötçülmüştü Bövıe b şakayı hazırlayan gencin, başkî sma ait bir şereften kendtne ps koparmayı düşündüğü de ak gelebilir Genç bir çocuk İçin > bin kişimn alkışını toplama hayranhgını çekmek tatlı bu an dan ötede bir şevdir Halkm. büyük feitienln aikısl: rını sevgisim çekebilmek bi vüleyıcıdir Bu tılsımı ÇOK I anlatan bır Sıtap var su sırad Amerikalı ıkl vazar Larry < rt iıns ve üominıque Lapierre uı lü matador El Cordobes'ir n: vatı etrafında dalgalanan tspaı ya'vı anlatıvorlar tste Kitaptan tcüçük bir vorur «Kİ Cordohes'in izlediei ç» f yol, amansız bir sosval van'n kıskacında kıvranan İRpaıtvari voksul tabakanın servete ve n gürlüğe kavuşabilmesi için U acık kapıdır. I'alma'lı bu öaldırıçıplak kpn başarısıvla milvonlarca tspanvt un vokvsunluklarını silivor.» Mılyonların yoksunlugunu t Dasarıyla avutmaft ve uvurtn: yontemını öıraz daha dikkai arar mısıni7 etrnfınızda.. SADUN TANJU Şükürcü eğitim geçen gün, gelecek biraz daha yaklaşıyor bize. Her aianda iyi yonetim ve iyi yöneticıler düzenı kurulmadıkça, arayış ve bekleyiş sürüp gidecek. Ünlü iş adamı Vehbi Koç, Parlâmentoda bekleyen yığınla kanundan bıri hakkında, Sermaye Piyasası Kanunu üzerinde düşüncelerinı söylerken, halk tasarruflarmın ülke ekonomisinin yararına yöneHilmesıni, kurulacak şirket ve tesislerin iyi yönetilmesi şartma bağlıyor. tyi bır yönetım, bizim bü^ün alanlarda çektiğimiz bir özlemdir. Halk tasarruflarmın şımdıye kadarkı klâsik toplanma şekli Bankalar'dı. Bankalar, düşük faizle aldıkları parayı yüksek faızle ve kısa süreler için verirlerdi. Oysa bugünkü sanayinın ihtiyacı düşük faizli ve uzun vâdelı krediyedir. Halk tasarruflarmı bu alana çekmek, halk sermayesınin yaratıcı gücünü arttırmak ve meydana gelen ekonomik değerde halkm payını çoğaltmak gibi sosyal ve adaletll bir amaç da taşıyor. Ancak, ne var ki, ilk tecrübeler. halkın iyi niyetlert ve kazanç arzuları üzerinde fırsatçı, vurguncu bir rüzgârın estırildiğı ni de ortaya koydu. ünbinlerce emeklinin, dar gelirlinin ömür boyu bıriktirebildiğı küçük sermayeler. parlak vaatlerle avlandı ve çok kimse aldatıldı. Vehbi Koç, DU tecrübe*lerın ürkekliği ve yılgmlıgını silmek pe Bu zorlamanın sebebi ne? CİHAD BABAN aym Demirel büyük ve gösterişli bir kampanya açtı. Bazılanna göre açık kapı zorluyor, 1973'te seçim olmayacak mı kı, Demirel gürültülü nümayişlere başvurmakta! Sorusu kafalarda canlanıyor. öte yandan onun açtığı bu kampanya; Demirel'in boyle korkulu bir şüphe ve tereddüt içinde yaşadığmı da belirtiyor. Herkesin bildiği bir gerçeği tekrarlayayım: Türk Ordusu iktidarı fiilen ele almak arzusunda değildir. Böyle bir niyeti de yoictur. Böyle bir arzu ve niyeti yoktur, çünki Ti'rk Orduisu bilir ki ordu politikaya kanştığı gün savunma görevini yerine getiremez, Akdenizde Sovyet denizaltılarınm adedi Batı blokuna mensup milletlerin deniz altılarmdan beş defa daha fazla iken ordumuzun savunma görevini bır yana ıterek kendisini politikanın çekuiliğine kaptırmasmm anlamı da yoktur. Dünyada ve Orta Doğu'da barış ancak kuvvetler dengesi sayesinde güçlükle korunurken, bu dengeyi bozarak memleketi tehlikelerin yokuşıından kaydıracak kadar Türkiye'de akılsız ösker de yoktur, kumandan da... Orduiç işlerimize hiç mı müdahale etmezî Eğer ıç kavgalar bizi içerden çökertiyor, memleket tehlikelerin bataklığına sürüklenıyorsa, miLlî birliği korumak, anarşiyi önlemek, vatandaşın yüreğine sinen bulutları dağıtmak için ordıınun 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta olduğu gibi işlere müdahale etmesi mümkündür. Fakat ordu da bılir ki bu şekil en iyi hal şekli değil, o koşullar içinde en az kötü olan hal şeklidir. Durum bu ıken ve Demirel böyle bir anarşi ortamında ıktidardan uzaklaştırılmış iken, anlaşılıyor ki 12 Mart mUdahalesi sayesinde ortam biraz düzeldikten, anarşik. hareketler durakladıktan sonra Demirel, yeni bir seçim ve AP'ye verılecek kitlevî oylarla tekrar iktıdara gelecek ve onu devirenler bu sonuca çaresiz rıza göstereceklerdir Hıç şüphe yok bır devlet adamı için, bır kere ıktidardan düştükten sonra tekrar iş başına gelmek, politikada diploma almağa mua Günden dil bir hayırh iştir. Demirel de bırçok hususiarda tecrübe sahibi olmuştur ama, öyle görünüyor ki büyük ve önemlı bir konuda bu t3crübesini olgunlaştırmış değildir. Memlekette rejım demokratık olur, tek parti sistemi ile yaşar, faşist olur, komünıst olur, ne olursa olur, fakat bunlarm hıçbiri bu türlü güçsüz zorlamalarla yola getirilemez, aksine mukavemet ve tepki duygusu çoğalır.. Tabii eğer ortada bir darbe yapmak, meseleyi kökünden zor kullanarak halietmek mümkün değilse... Evet Demirel her gün seçimlerden ve demokrasiden yüksek sesle bahsedıyor ve «bızı iktidara gelmekten kimse men edemez!» dıyor Millet iradesi öyle isteyince tabii öyle olacak. Yeni bir seçimde çok muhtemel olarak AP iktidara da gelecek.. Fakat İstanbul'da, Edirne'de, Tekirdağ'ında yanaklarından, alnından öpülen Demirel'e hiç bir AP'li çıkıp da şu soruyu sormadı: Saym Başbakan, iktidara gelmek için neden 1973 seçimlerini bekliyorsun? Bugün çoğunluktasm!.. tstiyorsan Ferit Melen iktidarını devirir ve onun yerine oturabilirsin!.. Senin için bu imkân varken neden bugün kadere rıza gösteriyor, ve sahilden açık denizlere sesleniyorsun!... Efendim, önümüzdeki seçimler AP'ye büyük oy getirecek ve Türk milletinın 12 Mart'ı reddettiği anlammı taşıyacak. artık Demirel'e kimse el süremeyecek!.. Acaba Demirel, 12 Mart ile çelişkiye bCyle meydan okuyarak düşmeğe mecbur mu? Türk milletinin 12 Mart'ı nehyettiği hakkında karar almağa teşebbüs etmeden, yani şüpheh ve karanlık ortamların yaratılmasma, sinırlerin ayaklanmasma, yeni buhranlann, yeni istikrarsızlıkların doğmasma sebebıyet vermeden akıllı uslu gitse, ve bu memleketi yeni bunahmların eşiğine getirmese daha iyi oLmaz mı? Belki kendi çevresinde ve kendı partisınde büyük bir parti lideri olmak vasfını kaybeder ama, ciddî ve memleket sever bir insan olmak sıfatmı kazanır... Bu kazanç Başbakan olmaktan daha değerli değil midir? S Ecevit Melen niye aniaşamazlar? Yürek kabartan antlar Önümüzdeki zaman Nasıl bir gelecek var önümüzde? Merak ediyor herkes ve her Haysiyetli, mükemmel bir as kerdi Orgeneral Cemal Gürsel Başbakan Ferit Melen de reformu, ilerıcıliği, Ataturkçulüğü farklı anlıyanlardandır. Hafta içinde, Ecevit'le giriştiği tartışmada «düzen koruyucu» bir reform anlayışında olduğunu belirtti. Başbakan, Ecevit'in düzen değişikliği isteklerincfen ürken bir yapıdadır; o istiyor ki, kendi tutumu, kendi politikası yeterli gorülsün; Melen hükümetinin reformculuğuna inanılsm, o ne yapıyorsa yetinilsin.. Ama kalkıyor Ecevit, 12 Mart' ın amaç bildiği reformları yapmak bir yana diyor; «yıllar süren birikimin oluşturduğu ilerici, reformcu kamuoyu dağıtılmak istendi.» îlerıcı reformcu kamuoyunu oluşturan aydınların, yazarların baskı altına alındığım, susturulduğunu belirten Ecevit'e Başbakan Melen'in verdiği cevap ilginç: «Kime ve hangi fikir adamına baskı yapılmıstır? Bu baskıyı kimler yapmıştır? Buna kimse örnek gösterilemez !» VEFAT Merhum Cemile Taşçıoğlu'nun eşi; Ferhan Tuvan; Dr Kenan Tteşçıoğlu; Hakkı Taşçıoğlu'nun babaları; Hüseyin Tüvan: Aynur Taşçıoğlu; Buket Taşçıoğ. lu'nun • kayınpederleri; Orhan; Burhan; Faik Tüvan ile Faruk ve Mesut Taşçıoğlu'nun büyük babaları; Başbakanlık Kanun. lar ve Kararlar Tetkik Dairesl Müdürlüğünden emekli » Malul Gazi TEŞEK Kıymetli eşim, sevgili babamız, kaympederimiz, enistemiz ve dedemiz İzmir'in tanınmış 1 ? adamı hayırsever ve müşfik insan, AV U K A T KEMAL TAŞÇIOĞLU 1791972 Pazar günü vefat etmiştir. 1891972 Pazartesi günü Şışli camıinde kılınacak öğle namazından sonra Zincırllkuyu Asrî Mezarlığında toprağa verilecektır. Cumhuriyet 6619 cenaze merasimine ve evımıze bızzat gelmek zahmetınde Duiunan Dizı sunsu^ cicnnızda tesellı eden, çeienk gönderen, eğitim vakfına bağışta bulunan, telgraf ve telefonla başsağlığı ve «lahır dlleyen dostlarımıza ve müesseselere ayrı ayrı teşekküre büyük acımız mânı olduğundan alenl teşekkürü bir borç bıliriz. Eşi: Nedime BELER Berrin ve Reşat Aksoy Behiç BELER vc Eşi İzmir Senatörü Belis BELRR Fehmi. Zihni. Karuk Inksarı Torunlan: Nesliçül. Binav Binnk Bınşen Ümıt Bilsen Beçen. D OKT O R Dillîgil'in şakası Eskı bir A.P milletvekilinin, Adalet Ga7etesi sahibi Turhan Dilligil'in ayak bileğinden zıncırli olarak çektirdiği resim, Basbakanın sorularına karşi yapılmış siyasî bir saka oldu Zaten şakacılar olmasa, toplumun üstüne abanan ağır havayı binz aralayıp soluk almanın imkânı kalmayacak. Dilligil, «İste örnek uenim» dive ortaya çıktı Bu istendigi kadar bir böbürlenme. bır ö^ünme sayılsın. yine de bir olaydı. Faknt asıl olay, İstanbul'da i p lanan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu «FÎJ* in Basın ^7gürlüğü Komisyonunca hazırlanan rapor oldu. Şcyle bashyordu rapor: «IJlusIararası Gazeteciler Federasyonunun XI. Dünya Kon Tarık Z. Kırbakan Deri Saç ve Zührev! Hastalıkları Mütehassısı tsîiklâl Cad Parmakkapı No. 66 TFX: 44 10 73 *••••• (Cumhıınvpf Yarınici çekili Yarın bir lrişiye 1 MİLYOIS ÜRA, topUun olarak ta 8 MİLYiM 784 BİJS LİRA dasthyor (İlâncılık: 8842 6607) (Basın: 20910) 66( ı ,£•••••••••••••••••••••••••••••••»•••••••» S İ Dahiliye Mütehassısı DOKTOK PROFİL ALINACAKTIR Son teklif verme tarıhi 12/10/1972 olup teklifler Bahçekapı 27 Mayıs Han Kat. 3 de Satınalma Komisyonu Baskanlığına verilecektir. Şartnamesi MAT.ZEME MÜDÜRLÜĞÜNDEN temin edilebilir. Dos. No: 1972/3049 DENİZCÎLİK BANKAS1 T.A.O. (Basın: 21381 6611) Mustafa ÖZD1LER Lftleli Mesihpaşa Caddesi No: 11 Tel: 11 88 40
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle