27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 18 Ağustos 1B72 M A A yılında ihtiyaç duyulan ve o günün şartlanna göre b m D w ton H I J f D 5° " kadar tankerleri yapması öngorü•WWW len bu proje, geçen 36 yıla rağmen gerçekleşme elanağından günümüzde de uzak gozukmektedar. llk kuruluş düşüncesinde öğrenım Için yurt dışına gönderılen genç mühendis adaylartnın bugün emeklilikleri gelmiştir. Muhtelif tarlhlerde konu aktüel olmuş bazen kendi olanaklarımızla kurmaya karar vermişiz, bazen dünya çapında ortaklık aramışız. tlk ihtiyaç yıllanna göre kapasite ilk artımı olduğu için tersanenln mall portesi bir hayli büyumüştür. Yurt dışı ortaklık ftrazna yanında yurt içinde de kaynak araştırılmıştır. Bunun için Denizcilik Bankası ile özel teşebbüsün ortakhğı veya yalnız özel teşebbüsün gerçekleştirmesi düşünülmüştür. Özel teşebbüsün sipari? ve kâr garantisi şartlan, zamanın yetkililerince sakıncalı görüldüğünden bu düşüncelerden vazgeçilmiştir. 1968 yıhnda projeyi Denizcılik Bankası T.A.O. olanaklariyls gerçekleştirmeye karar veriimiştir. Uluslararası proje Jhalesine çıkılmış ve en ucuz tekliti veren Polonya'nın CEKOP firmasına tersanenln kurulması ihale edilmiştir. Bu ihaleda ve son pazarlıkta sadece proje haztrlaraa fiyatı esas alınrnıştır. Devrin Başbakanı tarafından törenle tersanenln temeli atılmış fakat bir süre sonra «para yok» gerekçesiyle yeniden ortakhk aranmaya çıkılrmştır. Bu sırada bir tesadüf olarak Japon IHI Firmasın» ortakiık teklif edilmig, firma yetkilileri ilgileneceklerini ve projeyi en kısa zamanda tetkik edeceklerini bildırmeleriyle günümüzde sürüp giden IHI Türk orta'klığı görüşmeleri başlamıştır. Olaylar ve görüşler Pendik Tersane projesi YÜK. MÜH. ALİ OSMAN ADAK (GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI) rine inilmeyecektir. Fakat üerde vereeeğimîz yenl protokolda da, aym maddeler, gemı ınşaatını teşvık edıci başka tedbirlerle birlıkte geçecektir. Bu tedbirler ise yıllardır Gemi Mühendıslerı Odası Ue bu sanayıin kalkınmasını isteyenlenn israrla savunduğu isteklerdir. Yetkililenmizin bu gbrüşlere Japonlar gelene dek kuJaklanm tıkamalan, fikirlere inanmaz gözükmelerine rağmen. Japonlar gelince gemi yapım sanayii için çok yüksek olan V 15 o kâr garantisini dahl kabul etmeleri düşünhürücüdür. Sirket kurulamadan 12 Mart 197l'de bu ortaklık sona ernJstır. Bunun yarunda tersanenin kurulacağı sahanın istımlâk işleııılen Denizcılık Bankasmca tamamlanmıs ve bazı alt yapı yatmmları da yapılmıştır. Bugür.e dek, tersane sahasına yukardakı ışler ıçın 40 mılyon TL. cıvannda para harcanmıştır. çirket dışandan bir yardınıa ihtiyaç personeli egitecektir. kalmayacak şekilde teknik Yine Japonlar flzfbilite. raporlarında ilk 6 gemillk «iparff olan 21.000 DW tonluk tankerlenn adam saat yapım surelen of' talaması bır mılyon adam saat olarak vermiîlerdır Bu gemller herhalde Camialtı Tersanesınde de yaklaşık aym adam saaum yapılabilir Bu durumda bu madde ulusal çıkarlarımn İçin takıncalıdır. Tersanenui kuruluşunu ortaklardan IHI yapacaksa, yönetımı d« ancak bırinci kademe konulus nıhayetıyle üzennde sure olarak anlaşmaya varılacak tersanenln çahsma rejımıne gırmesı ıçın geçecek zamanda Jâponlara söz «ahibi olma yetkisi verilebilır. Bu süre de herhalde hiç bir zaman 10 yıl olamaı. Madde konmalı . . » Sakıncalı maddeler Buraya kadar olanJarda son husus hariç kabul' edemiyeceğlmiz bir şey yoktur. Fakat protokolun otekı maddelerınde açıkiık kazanmamış bazı hususlarla. ulusal sanayi ve ekonomımız dçısından sakıncalı maddeler vardır Madde: Amortismsnlar KnnwHow maliyet hesabında ııazan dikkate ahnacaktır. Bu maddede hıçbir açıklık yoktur. Neyin KnowHow ücreti maliyete konacaktır? D. B Deniz Nakliyat Şt.'ce sipariş edilecek olan ilk 12 gemıde • 10 kâr garantisı. mevcuttur. Bu genıı» lerin malijetine girecek olan KnowHow, projelerı ıçın rnıdır' Tersane kuruluşu veva işletmesıne aıt midir? Miktar ne olacaktır?. Madde: Bu gemilerin döviz ihtiyacı için Japon Hükümeti 50 milyon dolarlık kredi açacaktır. Protokolda bu kredinin şart.an nakkında bir bilgi yoktur Yalnız şu sıra üzennde gorüşmeler yapüan fizibilite raporunda ise bu kredinin °'o 30 peşin 5 yıl vade, "o 8 laiz şartlan ile ışleyeceğini göstermektetfir ki. gemi vapımı için ıyimser%bır gorünüşü yoktur. Madde: IHI firması 10 yıl «öreyle vönetim kurulunda eksenyeti teşkiİ edecektir. 19 nl sonrm vönetim, Türk ortaklara geyecektir. Gemi inşa sanayii ulusal bir sanayi olarak cfuşünulmelidir. Kaldı kı, şirketin yeni protokoldaki hisse durumu °/»49 Japon,' • o 1 Turk tarafa aittir, ve IHI bunu yeni getirdiği fizibilite ra/5 o porunda °o47 IHI, o53 Türk hissesi çekline dönüstıirmüştur. Japonlarla hisseleri verilen oranlarda bolüsülen bır şirket mi kuruvoruz. Yoksa esasta başka anlam mı vardır? Japonlar bueun ıçın bizden ustün gozuken gemı yapımındaki teknolojı ve bılgilerini getıriyorlar. Turk işçı ve muhendısi bu sanayıye sıiırdan başlamıyor. Aksaklıklara rağmen belirli bir gorgü ve bilgiye sahiptir. İlk ortakhk tlk ortaklık protokolu 18 Ağustos 1970 tarihinde zamanın Devlet PlânUma Teşkilâb Müsteşan Turgut Özal üe IHI (Ishikawajima Harima Heavy Industrico Ltd.) îkinci Başkanı Hissashi Shinto arasında îstanbul'da imzalanmış, iki taraf hükümetlerinin tasviblne sunulmuştur. Bu protokolda hisseler şu şekilde dağılmakta idl. Türk grubu IPC IHI Yan sanayi konu«unda*olan maddeye de açıklık gefirmeU v« Hukümet bu sanayinm kalkınması ıçin şimdıden gereklı terfbırlerl almalıdır Protokolda ver almayan önemli bır husus vardır Her zaman belirtıyoruz: Gemı yapım sanayii ulusal bır sanavı olarak dusunulmelıdır Ana sanayılerden bırıdır Pek çok s.anavi kolunu peşinden sürukler üretilen peminın dı«an ıhracı lle buyük dovi7 saŞiar Tiraret fılomurun talebı gemılerl karşılamdlc ve donanmamızın ihtiyacı olacak gemilerı sîvı] tersanelenmızrle vapmak. mümkün olması bir var'a. ılende ihtivaç da olabıür. Ulusal çıkarlarımız ve ekonomımiz açısıodan şirketin kuruluş kararnamesine belirli i>n sure sonund^ «Türk tarafı i'îleT» "Japon hissesini satın alabiür» diye bir madde konmalıcTır Jpraş rafinerısinin kuruluşu ve Turk tarafa geçişı buna örnek, alınabüir. ' " . Pendik tersane projesı mutlak sıırette bu yıl gefçekleşmelidır. Çünkü Türkiye'nin' bu tersaneye buyük ihtiyacı vardır Ortakîık fikrmde daha fazla ısrar etmenin bir faydası yoktut Japonlar 2,5 ay önce yaptıkları protokola rağmen. getirdıklerı fızibilite raporunda yeni ısteklerle ortava çıkmaktadırlar Bu ıstekler, yukarıda da acıklamava çalıstığımız husuMarın ötesmrfe, görüşmelen uzatacak. çıkmaza sokacak, projeyi surüncemede bırakacak nıteliktedır Buyük fedakârhklar karsılığı biriktirdiğımiz dovizin ihtiyacımız olan gehıılerin dısardan temın edılerek heba olmasına daha fazla göz yumulmamalıdır Yalnız şu sıra D B Deniz Nakliyatının yurt dışma sıparı? ettiğı gemilerın fıyatı 900 milyon lira clvarındadır Buradan komisyonculann alacağı ücrptle küçük bir tersane kurmak mümkündür Bo nrafa Pendik Tersanesi büyük ölçude dur diyecektir. Japonlann getirdiği teknoloji ve gemı yapımındaki organızasyonu (ki, bunu satın almak mümkündür) bir tarafa bırakacak olursak, proje olarak şirkete koyacaklan sermayeyı. protokolda olduğu gibi, kâr ve sipariş orantısı ile yerli mütesebbıslerden de toplamanın mümkun olduğu ınancmdayım. Bugün Alman ve baskâ Avrupa tersanelermde pek çok ışçimiz çalışmaktadır. Bun ların tasarruflarını da aynı garantüerle bu sermayeye aktarma imkânı olabılir. Burada mahzur olarak, kurulacak tersanenin statüsunün öteki kamu tersaneleri statüsunde olabilme durumudur. Bunu halletmek de yetkililerimizln fiörevldir. Yeni protokol Kendi teknik gücümüze, daha doğrusu kendımize, yapabilme inancımız 6lmadığı, aynca finansman zorlukları nedeni, tekraı IHI firmasının peşine duşülüp ortaklık fikrınin canlandınlmasını doğurdu. Neticede 19.4J972 tarihinde Turk Bakanlık temsılcileri ve Denizcilik Bankası T.A.O. yetkilileri üe adı geçen firma arasında yenl bir protokol imzalandı. Bu protokolu, projemn ydneticisl olan Ulaştırma Bakanlığından görüşmelerin devam ettiği nedenile temin etme imkânı olamamıştır. öğrendiğimize göre eskısınden bazı farklan mevcuttur. Bunlardan biri ilk 12 gemilik sipariş garantisindekl kâr nispeti " 15'ten, • 10'a düşrnüşA / » tiir. Yatınm maliyeti, fıyat «rtışlan ve devalüasyon dolayısiyle, 37,4 mılyon dolara çıkmıştır. Yatınmın döviz ihtiyacı 17,8 milc yon dolar, çirket sermayesi 238 milyon TL.dır. '« 15 vergi iadesi {Uluslararası fiyatlara inene kadar) °» 15 sübvansıyonun yanında Türk Hükümeti 2 milyar TLJık kredl fonunun tahsisini de kabul etmiş olup kararname neşredılecektir. 40 mühendis ve 380 işçinin 4 ay Türkiye'de ve 1315 ay Japonya'da eğitime tabl tutulacağı eğitinr masraflannın ortaklasa bolüşülecegi, 10 yıl içinde V 3433 o */ol514 H51 Suradaki ikincl yabancı ortak, IPC (tnuslararası Finansman Şlrketi) yine Japonlana ortak olduğu bir dış kredi şirketidir. Tersane, 1. kademesinde yılda 135 150.000 DW. ton inşa kapasiteli olarak duşünülmüş, genişletilmesinden sonra ise 200 2S0.000 DW. tonluk büyük tankerlerl yapabilecek seviyeye gelecektır. Protokolda 12 gemilik (6 eş veya 12'si ayni) siparış garantisi ve bu gemilerde •• 15 kar garantisi sartı vardır. Bundan sonraki / ve yabancı siparişlerde de ',ol5 vergi iadesi, subvansiyon gibi teşnk edici ve fiyat düşürücü tedbirler yer alıyor. Bu protokol, basında, bundin önce çeşitll görüşlerin yansımasına. ve tenkitlere konu olması bir yana, iptal de edilmiştir. Bu nedenle, de îrep için... OKTAY AKBAL Evet Hayır dunyada. Dedesi tanımamış onu, kucağına almamış hiç. Benim kucağundaydı îrep. Orhan Kemal'in torunu... Nerden nereyel Şu yaşamın lşine bak dedim içimden. Kan çeker derler. Bunca kişi vardı gazinod*. kimseyi bulmadı dostluk edecek, beni buldu Îrep. Gizli bir bildiriyi getırircesine, taşırcasına... Konuştuk Nâzım'la. Ordan burdan, babasından, yaşamdan, Işten. Orhan Kemal'den bir ruzgâr esti bu yana. «Ölüm birşey yapamaz ona» demiştim öldüğü gün. Ne japacak ölüm büyük bir yazara? Yalnız insana yapar yapacağını ölüm. Ahr götürür, susturur, elinl kolunu kırar. Ama bir yazar, yaşadığı o kısacık süreyi geregi gibi kullanmışsa, doldurmussa ölüm hava alır. ölUmsüzdür o yazar «rtık. öldüğü gilnden sonra baslar gerçek yaşaması. Kitapları yeni yeni dostlar kazandırır ona. Yurttan, yurt dışından, her ulustan, her toplum katından. îrep'le dost olduk. Nerdeyse Orhan Kemaiae yaptığımız gibi, cÇek Jskemleyl çu ağacın altına, bir tavla atalım» diyeceğim Ikbal kıraathanesındeki günlerdeki gibi. Hep karşılaşacaktık, hep göriiseoektik, hep edebiyat tartışmalan yapacaktık. Yasamda hiçbır şeyi ertelememeli! Bir bakıyomz, arkaa rar sandığuruz bir şey bitiyor, yarım kalan bir tefrikaya benziyor yaşam... Îrep, kimseyle konuşmadı. Benden başka kimseye kuru yaprak getirmedi. Bana taşıdı bütün yapraklan. Tek tek. Kucağıma çıktı. baktı gözlerimın içine. Bir haber getirdi Orhan Kemal'den. Bir haber ulaştırdı benden Orhan Kemal'e. Bır gıın büyüyecek Îrep. öğrenecek yaşamı. Herşeyiyle. Dedesınin romanlarını, hikâyelerini okuyacak bir bir. Benim yazdıklarımı da. Başkalannı da... Yolu düşerse Silivrinin o gazinosuna bir gün, beni hatırlayacak mı? Bir Ağustos akşarm tek tek butün kuru yapraklan ordan burdan toplayıp getirdiği dede dostunu? Anacak mı o günü?.. Belki de yazar olur Îrep. Dedesinin yolundan yürtir. Hepimizi geçer. Yeni bir dünya yaratır. Daha mutlu, daha sydınlık bir dünya. Umut onlarda, îrepierde... öyleyse mutlu yarınlar İrep. Sana, kuşağına, hepinize... Bilim yaşantımızda ÇİN HALK CUMHURİYETİNÎ ZÎYARET IDEM AMERİKAL1 DOKTORLAR GRUBü, DÖNÜŞTE İLGİNC AÇIKLAMALARDA BULUNDU. lrkaç ay once Çın Halk Cumhuriyetini ziyaret eden Amerikalı bir doktorUr grubu, dönüşte çok ilginç açıklamalarda bulundular ve Çinlilerin 25 yılhk bir »üre içinde bazı hastalıklara karşı çok etkıli bir mücadele vererek, bu hastalıkların kökünü kuruttuklarını söylediler. Açıklama Batılı ülkelerde büyük yankılaı uyandırdı. Batıü tıp çevrelerinin saşkınlığını haklı bulmamaya da imkân yoktu. Amerikaiı doktorlar, Çinlilerin sürekü ve israrü mücadeleler sonunda bütün Güney Dofu Asya ülkelerinl zaman zaman kasıp kavuran kolera, sıtma, tüberküloz gibi hastahklan kesin yenilgiye uğrattıklarını söylüyorlardı. Gene Amerikaiı doktorlann açıklamasına göre, bugün Batılı ülkelerde kontrol altına alınamayan cinsel hastalıkların da Çin Halk Cumhuriyetinde ortadan kalktığı anlaşılıyordu. Çin Halk Cumhuriyeti nakkındaki izlenimlerini önce kısa ca bir basın toplantısı yaparak genel şekilde ortsya koyan Amerikalı doktorlar, çimdi edindiklerl bilgilen rapor şeklinde yayınlamış bulunuyorlar. Söztı geçen rapor, bugün çin Halk CumhuTiyetinde basta frengı olmak Uzere cinsel hastalıkların tamarrunın ortadan kaldınldığını göstermektedir. Çinüler bu başanyı, cinsel İUskiIeri «ık. şekilde kontrol altın» almak suretiyle sağlamışlardır. Çin Halk Cumhuriyetinde kokü kurutulan tehlikeli hastalıklardan biri de koleradır. Amerikaiı doktorlann raporu, Çin' de çok uzun yıllardan beri bir tek kolera olayına rastlanmadığmı göstermektedir. Çinli yetkililer, bu başanyı Ulkenln her köşesinde temizlik şartlanni sağlamak suretiyle sağlamışlardır. Koleranın Rusya, Bulgaristan gibi ülkelerde bile zaman zaman patlak verdiği hatırlanacak olursa, Çinli yetkililerin başansının değeri daha iyl anlaşüır. Amerikaiı doktorlann hazırladıklan raporun aynntalarına ınmek gereksizdir. Raporun en önemli kısmı, Çinli yetkililerin mücadelelerinde seçtiklerl yöntemle ilgili olan kısımdır. Buna göre, Çinli yetkililer her şeyden önce halka sağlık eğitim; konusunda geniş bilgiler vermişler, halkın desteğini sağladıktan sonra da zorlukların Ustesinden gelmlşlerdir. Bugün olgun bir yaprak getirdi verdi. Teşekkür ettım. Sonra bir tana daha getirdi. Bir daha, bir daha. Yüzüme öyle bir bakıyor ki, kırk yıllık dost, arkadaş bakmaz öyle. Tanıdık, sevgıli, anlayan bır kiji... Oysa minıcık, yeni yeni yüruyor. Şu yer üstünde ilk sdımlannı atıyor. Ama öyle saglam, öyle giıçlü, öyle gtivsnli ki! Bir yaşında ancak. Dönüp dolaşıyor ma salann çevresinde. cKedi lcedi» diyor kovalıyor yavru kedileri. Dostluk kurmak istiyor onlarla. Yaşama dost gözlerle bakıyor. Sanki hiç kötülük yok yasamda! Acı yok, umutsuzluk yok. Sevgi var, dostluk var yalnız. Şu rnasada oturan tuncada, teyzede, masa altındaki yavru kedıde, uzakta, çok tnakta batan kıpkırmızı güneşte, koyda dolaşan sandallarda, kordon boyunda dolaşan çiftlerde... S Kolerayı yendiler ABD'Lİ DOKTORLARIN ÇİN HALK CUMHURÎYETİ HAKKINDA YAYINLADIĞI RAPOR DERİ HASTALIKLARI VE ALERJİYİ ÖNLEME ÇALIŞMALARI VOLKSWAGENLERİN YERİNİ ŞİMDİ A U D İ 10.0'LER ALIYOR B mışlardır. AudHOO'lerin en beğenilen yönleri; hera hyatlannın ucuzluğu hem de lüks arabalann konforuna sahip olmaran. Tabli bütün dünyada böcek diye anılan Volkswagen'lerin ortadan kalkaeagını söylemek için vakit çok erken henüz. Ancak bu tamamen ihtlmal dışı bir şey de değil artık. TUVALET MALZEMELERİ AMERİKAL1 YETKÎLÎLER DERİ HASTALIKLARI VE ALLERJİYİ ÖNLEMEK İÇİN TUVALET MALZEMELERİNDE KULLANILAN HAM MADDELERIN AÇIKLANMASINI İSTİYOR Başkan Richard Nıxon'uı ttiketira mallan danışmanlarından Virginia Knauer'in yaptığı sert bir çıkış, Amerika'da tuvalet malzemesi imâl eden firmalan güç durumda bırakaoa*a benzemektedir. Virginia Knauer bır kaç gün önce yaptığı bir açıklamada, özellikle kadmlar için tuvalet malzemesi imâl eden sırketleri, mamullerinin ktmvasal vapısını devlet sırn gibi sakl»makla suçlamış ve «bu şirketlerin, kullandıklan harn maddeleri açıklamalan zamam gelmişHr» demistir Virginia Knauer aynı basın toplantısında, dört büyük kozmetik firmasınm bu isteğe boyun eğdiklerinl de belirtmişür. Yapılan açıklamaya göre, bu şirketler İmâl ettikleri mamullerin şişe ve kutulannın üzerine, kullandıklan ham maddelerın Isımlerini taşıyan bir etiket yapıştırmayı kabul etmişlerdir. Buna karşılık, aynı alanda faalıyet eos tcren dev kozmetik sırketlerinden büyük bir kısmı, hükümetin ısteğine şimdiye kadar hiç bır cevap vermemislerdir. Bunlarm başmda da Revlon. Mennen ve WarnerLambert pibi dev ttnzmetik şirketleri gelmektedır Vırçinia Knauer bu şirketlerin «ti"arî gizlilik» Drensıplennin sx"•rlannı aştıklannı sövlemıştır Son yıllarda tıbbl araştırmalar kozmetik şirketlennın hazırladıklan bazı mamullenn ıçindekı ham maddelerden oır kısmımn. kullananıardan bazı'annda den hastahklarıiıa ve aierjiye yol açtığını aosTermı^rır. Amenkalı vetkıliler bu nedenle sirketlen zorlamakta ve ruvalet malzemplennde kullanılan nam maddelenn bır erıke;e vazılarak ambalâjın tizenne vapıstınlma»ıru istemektedirler Çıktı kucağıma oturdu. Adın ne dedım, güldü. Konuşmuyor daha. Birşeyler söyledi, «Sen konuşamıyorsun» derken. Konusuyormuş! Kendi dilinde! Nerde bizds o dili anlayacak erdem! Yitirmişiz birşeyleri. Bir yaçındaki kızın sözlerini anlayamayız. Kopmuçuz o çocuk dünyasuıdan. Nice özlesek de . Annesi seslendi öte masadan «îrep. dedi îrep'miş adı. Ne güzel adın var senin. trep, Irep, İrep. Büyüyeceksin Îrep. Bu topluma katılacaksın. Geçmişi öğreneceksin. Acıları tadacaksm. Sevinçleri de, bulursan... Senin dunyan daha güzel olsun. Biz beceremedik kendi dünyamızı güzel yapmayı. Kaçıraık elimızden herşeyi. tşte gelmişiz şu Silivri'nin bir gazinosuna bir güneş batımı, bira içerck, deruzi seyrederek birşeyler anyoruz. Yıtırdiğımiz, bır daha bulamayacağımız... Sonra ge ne gıreceğız kendi dünyamıza. Gündelik akısa kaptıracağız kendimizi... Anne güldü, adırm söyledi, tanımış... Baba da... «Kucağınızda kim var biliyor musunuz!» dedi «Orhan Kemal'in torunu» Nâzın»' dı babası. Orhan ın büyük oğlu. Bır kez görduğümü hatırlıyorum Nâzım'ı. Nâzım Yüksek Mühendis, eşi ve bir yaşında çocuguyla gelmiş Silivri'nin bu gazinosuna bir Ağustos aksamı. trep, büyükbabasinın bir dostunu tanımış birden. Dedesi öldüğünde o yokmuş kı Hasan Tahsin CİHAD BABAN ayın Başbakana teşekkür etmek isteriz Elliüç yıl evvel cereyan eden bir müli kahramanlık olayı dolayısiyle en aşağı 45 yıldan beri ihmalın bohçasma yerleştirılmış bir gorevi, Izmir Gazeteciler Cemiyeünin verine getirme girişimine. yuzbin lıra vardım etti ve boylece Izmir'dc Hukuku Beşer gazetesi Başyazarı şehit gazetecı Hasan Tahsm'ın heykeli artık Konak cıvarına dikilecek hale geldi. Izmir Gazeteciler Cemıyetine \e onun değeıii Başkanı Sabri Süphandağlı arkadaşımıza da teşekkür borçluyuz. Çünkü onlar yuz kızartıcı bır ıhmali kendi kendimize affettirmenııı çares:nı bu girışımlerı lie buldular. 15 mayıs 1919da o zamanki düşmanlarımız Yunanhlar, Izmır'ın Pasaport iskelesine askerlerini çıkarttıklan zaman, Makarios nevınden bir pıskopos. o ıstı'â ordusunu takdıs etmış ve ordu Izmir icinde vayılmağa başlamıştı kı, kuvvetler bayraklan ile Konağa doğru üerledıkleri sırada karşılarına Ha^an Tahsin çıktı ve Millî Mücadelenın ilk kuışununu orada oleceğıni bile bile o attı Hasan Tahsin hayaünı feda eden bu hareketi yaparken, kendi kendisiyle mutabıktı, çünkü daha evvel yazdığı ateşli makalelerle tutarlı olmak ıstiyordu. Istılâdan üç ay evvel başlayan yaymları ile «Bız teslim olmayız.. Gerekırse her şey mahvolur, fakat biz hiçbir zaman, hayatta kalarak ecdadımızın bizi kbtumseyen bakışlan altında ezilmek ıstemeyiz» demişü. Süphandağlı arkadaşımızın dedıği gibi, Hasan Tahsin şerefi uğruna kalemıni kurşuna donüşturmeğe mecbur olmuş, bunu yerine getirmiştır Hasan Tahsin'i ve onun şanlı hikâyesini uzun yıllar hatırımıza getırmedik. Bu unutkanlığa hiçbir mazeret bulmak mümkün değildir. Toplumların hayatında bu neviden örnekleri ebedıleştirmenin zorunlugunu duymak, uygarlığa bır kademe daha ulaşmak demektır. Medeni memleketleri teker teker ziyaret edıniz, orada bellekleri taze tutmak ve geçmis olaylardan ders almak için sanatçının yarattığı bu tür anıtları förür ve insanlann bu anıtlar yoluyla iftihar duyduklarını. bu anıtlar yoluyla dün ile bugünu birbir'nc vak'aşürdıklaı ım anlarsmız. Nelson, Londra'da Trafalgar Meydanında, Aav«'d* hastahldsn finlemenln ç»resi henSz bnlnn»mamıstır Asya Ulkeleri ile az gelışrmş başka Ülkelerin sağlayamamala n için hiçbir neden yoktur. ihraç mallan arasındaydı. Zaman geçtikçe Volkswagen'lerin ünü artacak, Amerika gibi otomobilin vatanı sayılan ve yılda 10 milyon ünitenin imâl edildiği bir ülkede, Batı Almanyalılar yılda 750 bin Volkswagen satma yı başaracaklardı. Şlmdi. her şeyde olduğu gıbı bunda da modanın değişmeğe başladığı anlaşıhyor. Son yayınlanan istatistikler Volkswagen satışlannın bütün dünyada azal mağa başladığını, özellikle ha yat seviyelen yükselen ülkelerde bu küçük ve ucuz otomobillere karşı eskisi gibi rağbet gösteril mediğini gösteriyor. Volkswagen firmasının yetkilileri de bu ger çeği itiraf ediyorlar. Bir kaç gün önce yaptıklan bir basın toplan tısmda firma vetkililerı gpne ay m fırma tarafmdan yapılan Au di100 marka otomobillerin va vaş yavaş eski Volkswagen'lerin sprini alma§a ba>:Iadı»ını açıkb Günden Güne Klemanso Paris'in gobeğinde, Kavur kendi memleketi Ankona'da kendi gölgeleri altında genç riuygularm yeşerıp geliştiğini görürler. Toplumlar tarihleri ile yaşar.. Kendi tarihinin değerlerine kıymet vermeyen toplumiarın (millet) vasfuu kazanması zordur. Izmir Gazeteciler Cemiyetinin önayak olduğu bu teşebbüsün memlekette yeni bir çığır açmasını temenni edeceğiz.. Milli Mücadelede hiç bir beldemiz yoktur ki, oranm fedakâr evlâtlan tarihimize şerefli bir kahramanlık sahifesi eklememis olsunlar. Daha Millî Savaşın büyük hizmetkârlarının büstlerini parlamentonun bir korıdoruna bile yeıiestiremedLk. îzmir'de Hasan Tahsin'in üç metre boyunda dıkilecek heykeli yalnız mesleğımıze şeref veren bir gazeteciyi canlandırmayacak, o Milli Mücadelenin bir safhasını da bize anlatacaktır. Hasan Tahsin'in kurçunu sıktığı gün ile, Mustafa Kemal Paşanm Nif sırtlanndan Yunan ordusunun denize döküldüğünü seyrettiği ve «Hitamehu misk (mis gibi bitti)» diye tarif ettiği gün arasındaki olayları da ister istemez bize hatırlatacak, dile getirecekür. Sevüıilecek bir başka nokta, Kıbrısb meslektaşlanmızın da bu kampanyaya katılmış olmalarıdır. Millî Mücadelca.'n havasını onlar yarım yuzyıl sonra bizden daha yakın hissediyorlar, çünkü onlar da bir Milli Mücadele dâvası içinde yaşıyorlar, bir fikrin savunuculuğunu yaptıktan sonra, bütün danyanın düşmanlığına maruz kalmış bir milletin ölmeyeceğini ilân eden Hasan Tahsin'in kurşunu, Millî Savaj başlamadan istilâcının kaderini ilân etti. O kurşunlar birbirlerinin sesini kovslayarak Sakaryadan Dokuz Eylüle doğru büyük taarruzu geliştirdiler. Üç hafta ıonra Izmir, Dokuz Eylülün sevinci ile çalkalanırken elbet Hasan Tahsin'in de ruhu o sevinc* katılacak, hele o keykele bu yıl her 15 mayıs günü saat ll'de bir çelenk koymağa başladığımız raman kim bilir onunla nasıl hajır neşir olacağız, Milli Mücadelede ilk kurşunu atan Hukuku Beşer gazetesi Bajyaztuı febit metlektafimu H ı ı u TahainUt. S bile' Çin'de sayılan yuzbinlen bulan köy doktorlan, progTamın en etkili silâhlanndan biri Ounuştur. Bu köy doktorları (Çin'de bunlara yahnayak doktorlar denmektedir) birkaç aylık bir eğitimden sonra köylere ve uzak bölgelere gönderilmekte, orada bir taraftan basit hastalıklan tedavi ederlerken bir taraftan da köyltlleri eğitmektedirler. Amerikaiı doktorlann raponından anlaşılabileceği gibi, özellikle az gelişmiş ülkelerin Çin örneğinden alabüeceklen pek çok Crnek vardır. Bu rapor, kalabalık ve fakir bir ulusun, kendi olanaklan İçinde sağlık sorunlannı nasıl çözümlediğini aynntılı şekilde ortaya koymuştur. Aym başanyı, kulera ve diğer salgın hastalıklardan kırılan diğer Güney Dogu NİHAYET MODASI GEÇİYOR HAYAT SEVİYESİ YÜKSELEN ÜLKELERDE FİYATIN UCUZLUĞU YANINDA DAHA KONFORLU ARABA İSTEKLERÎ AHTIYOR. Savaş sonrası yıllarda, Batı Almanya'nın kalkınmasım ifade için kullanılan «Alman mucizesi» deyiml dünyanın hemen her tarafında akla Volkswagen mar ka otomobilleri getirirdi. Çünkü bu otomobiller, Batı Almanya' nın savaş sonrası dönemdekl ilk Çalışma Bakanlığına Sınavla Bakanlık Müfettiş Yardımcısı Ahnacaktır Hukuk, Iktisat, Siyasal Bügiler PakUltelert fle tktisadl ve Ticart llimler Akademisi ve bunlara eşitllği kabul edihıüş olan fakülte ve yüksek okul mezunlanndan sınavla Bakanlık Müfettiş Yardımcısı alınacaktır. Yazolı sınavlar 9 Ekim 1972 Pazartesi günü Ankara ve İstanbul'da başlayacak, 3 gün devam edecektir. Yazüı sınavı kazananlann sözlü sınavlan aynca bildirilecek bir tarihte Ankara'da yapılacaktır. Sınava girebilmek için Devlet Memurlan Kanununun 48. maddesindekl şartlan taşımak, 1 Ocak 1973 gününde 30 yaşını geçmemis olmak (areklidir. Sınav konulan ve istenllen belgeler nakkında aynntılı bilgi İçin Ankara'da Çalısma Bakanlığı Teftls Kurulundan lUerde Bölge Çauşma MUdürlükleri Ue Sosval Sigortalar Kurumu ve tş ve îşçi Bulma Kurumu Şube Müdürlüklerinden sahsen veya posta vasıtasıyla broşür istenllebilir. Sınava katılmak lsteyenlerin gerekü belgelerl noksansız olarak en geç 27.9.1973 tarihine kadar Ankara'da Teftiş Kunılu Başkanlığına vermelerl veya po«t« İle gtJndermeleıi gerekUdlr. (Basın: A, 12480 10494/5866) BÜYÜK KAYBIMIZ Bankamız Umum Müdürü îyi insan SABRi KARAMAN'ı ânî olarak kaybetmiş bulunuyoruz. Merhuma Tanndan rahmet, kederli ailesine ve Sandığımız üyelerine başsağlığı dileriz. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. Memur ve Hizmetlileri Emekli ve Sağlık Yardım Sandığı (Vakfı) İdare Heveti (Poyrazlar: 30991) 6871
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle