Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA DÖRT sCUMHURIYETs 26 Temmus 1972 Yararlı bası deniz ürünleri Türkiy&de imha ediliyor ÜRKİTE'de tüketilmeyen bazı deniz iirünlerinin, başka sahalarda kullanüroası için gerekli olanaklar sağianmaımstır. Bu yÜBden, bahkçılar avlandıklan bölgejere göre, köpek bahğı, küçâk yengeç, ahtapot gibi su üriınlerini imha etmektedirter. Difer ülkeler, deniz örünlerinrn t&münden çesitli şekillerde yararlan' maktadıriar. örneğin, köpek halığınm derisinden, hem deri, hem de mobilya sanayiinde kullamlan umpara ya pıhr. Kann loplarmdan ffime, diğer kısımlarnıdan hayvanî gıda, karaciğerinden de vitamrn imil edflir. Kemiklerinden ise jelâtin ve en Bulmaca 1234 56789 MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOĞLU ÇELİK HANÇER r Kendilerini denize adayanlara saygı ve sevgiler CETINKAYA iyr^ins tutkal yapıllr. Kuçülç yengeç, midye ve difer Öe, niz artıkları da yem sanayiinde temel madde olarak kullanılır. Ilgililer, yararlanılmayan deniz ürünleri ile diğer yan urünlerin değerlendmhnesini ve buna bağlı sanayinin gelişmesini önermektedirler. Trol a\ı dörjusü, iyi jürekli, iyi nivetli ve bilinçli balıkçılardan aynlacagımız için üzçündük. Bir hâtıra fotoğrafı çektirdik. Soldan ikinci Mevlut Beilkırık'tır.. OCüKSD yuzündeki sarı çil " ler, gun boyu günes attında çalışmamn sonucu kahverengıye donuşmuştu. Trolden çıkan urünu kasalara yerleştırırken, şımdıye defc gbrmediğımız kocaman kafalı, yuzü «nine» lerin semp&tık halıni andıran 1015 santım uzunluğundaki canlı balıklan bir kenara aymyordu. Balıkçıların «Tutöncii» adını taktıklan buyuk govdeü balığın geniş »Bzına, trol artıgı balıklan dolduruyordu. Yavas hareket ettığl ıçın karmnı pek doyuramayan Akdenız'ın yoksul bahgı «Tütuncu» yü beshyordu güverte üsttinde. Bu garıp yaratık, yeni bir yem sanaraJc agzına uzahlan sigarayı yutmaya hazırlanırken birkaç nefes de duraan çekıyoröu farkında olmadan. Onun ıçm «Tğtöncü» isnıını vermış balıkçılar. Arkadaslarırun «San» dıve seslendıkleri çocuksu yuzlü çılh balıkçı Mehmet Türksever, canlı «Tntüncü» balığını denize attıktan sonra sevınçle arkasından bakı.vordy^ Çocukluğunda yıtırraış anff4»'MbWıtu Kılıs'lı Mehmet Turksever. 6 yasında Çocuk: Esırgeme Kurumu yurduna gondermışler. Iki yıl sonra kaçmıs, Mersın'de balıkçı ağalaruun yanında Uyfalık yap maga baslamış. Şıradı 13 yaşında, Çocuk Esırgeme Yurdundan kaçtığından ben tiim yaşarjtuı açık denizde geçmı?. ya da ı * keleye yana$ık teknenın ranzalarında. C Anıları ve yaşantıları nızde boğulan bahkçıların aılesıne maaş bağlayan, yoksul balıkçıya kredı veren Taşucu Kooperatifınln oykusunu dınlemış. Denizde boğulunca, gemı defterınden ısımleri sılinen, aılelen. ne hıç bır yardım yapılmavan arkadaşlannı ansımış. Şımdı k o . operatıf motorunda çahsıvor... • SORUMLULUK KDENİZİN dıbını tarava.n trolden çıkan balıktar teknenın başaltındaki buzluğa göturulmeden once, aşçıbaşı tarafından oğle yemeğı içın *eçilivordu. Konuk olmamıza rağmen, para getirecek bahklara elı varraıyordu. Iri karıdeslerin tekine cfokunmad:. Keserbaş barbunyaları buzluğa yolladı. Lagosların kuçuklerini seçtı, bir de Akdenız'ın kendıne izgu çız. gıli barbunvalan ve isimlerini jeni ogr»""Şe baîladığımız dığer balıkldi. Aşçıbaşının kooperatıf orfaklarının gelirıni arttırmak kaygısıyla balık seçjmindeki titizliğı karşısında duygulandık, gozlerrmız dolu dolu oldu, gUTurla ızledik bu kutsal gorüntuyu. A ' . . • BİR KAZA • SARSINTI G EÇEN yıl «çık denizde, av yorgunluğu sosrası dertn uykuya daldığı strada şıddetli bır sarsmtı ile nyannu$ feryatlar yükselirken. «Birkaç saniye içinde ktndıml denizde buldum» dıyor. Gecejarısı bır gemi çarpmış Akdeniz açığındakl balıkçı motoruna. Iki arkadaşı karanhk sulara g o . mülurken «San» guç kurtarmıj kendıni dalgalarla boğuşarak Ağa motorunda çalışırken de EVLÛT Belıkırık, gemmin asçısı ve de 20 yıllık balık. çı Sağ ayağını, dızıni bükmeden uzatıvor ıleriye. Rengârenk, tavada pismiş bahkları sofraya koymak için kuçücuk mtıtfağmdan çıkarken guçlukje jurüyordu. Birkaç yıl once aga rpotorunda çalıstığı sırada balık 3.v\ donüîu halat verırken, kaplırmış ayağını çe'.ik telle iskeıe arasına. Çelık tel gerılmış, bacağını dizden yukarısma kadar kanlar Içınde denizde gdrünceve dek çırpmmış kurtulmak içjn. Sonra arkadaşlarının kol' !an arajında goturulmuş, hastanede açrnış gözlerını M zunden balıkçıhğa başlamış. Guneşuı, yuzünu kırış kırış yaptığı Omer Gınk içme kapanık bır balıkçı. İş saatlerı dıjuıda motörun baş tarafında, hemen hiç sön. durmedıği sigarası ağzuıda denize bakıyor. Kaptan Hasan Hüseym Tamer Devlet Demir Yollan Mersin LiKesılen bacağına tahta ayaK man Ijleijnesinden emeklL Emektaktırraış çalışabilmek için. h olunca sıkılmış işsizlikten, 2 ay«Kızgın güneş altında yaragının dır kooperatif motorunda çalışıişledigini» soyluyor Mevlut Beyor 1^00 lira aylıkla. lıkınk; Oğle yemeğınden sonra kıç ta«Çok acı çekiyomm. Ke rafta mahaUî oyunlar oynuyor ba sik yerin yarası kapanmıyor lıkçılar. Sonra tekrar trol ağı salı bir tnrlü. Takm» ayak ncoz» nıyor denize. 3 saat sonra ağ çeki cıktı ama cammı acıtıyor gün liyor. balıklar kasaiara doldurulubojn, tüm gece. Çoluk çocuk yor... geçindirme zorunu olmasa Guneş battıktan hemen sonra, tutup atacagım denize. O xakuçuk bir adanın «A> goruntusü man iyileçir belki kopnk baverdiği için «A Umanı» denilen cağımın yarau.» Boğsak koyunda demirliyor tekTazmınat dâvası açmak istene. Genç bir balıkçının «Zevkli miş çalıjfağı motorun cahibl hak •efalet» isimli kayığı ile karaya kında. Bır avukat almı? dâvayı, çıkarken balıkçılar hep bırlikte fakat yanda bırakmı?. lyilikseküpeşteden uğurluyorlar biıi. ver bir avukat anyor dâvüsını • YÜREKTEN gorecek. Belki 5060 bin lirataımınat alacak. ÜRKÜ SÖTLEYEN.' trolden «O zaman kflçök bir dükkân açanm Akdeniz kıyısınçıkacak ürünü beklerken raadaki bir kentte. Belki iyile. li oyunlar'oynayan bahkçıya, îirim. Kesik yerin acısı «*. yarası islejvn, kopuk bacağına reraeintnp atarrm takma b«eklenen bir ağaç parçasiyle, mutcafı, koltok degneğiyle yululuğunu yitıtmeyen guleç yüzüyrnrünt» diye konu?uyor. le ayağını bıraktığı ekmek kapısı Mevlut Belikırık koaperatıf Akdenize kın duymadan savgıyla üyesi değil, aylıkla çalıjıyor trol bakan 20 yıllık balıkçı şimdıki aşmotorunda.. «2İ yıldır çalifiyoçı Mevlut Belikınk'a, Çocuk Esur rom» diyor ve kesik bacağısı bıgeme yurdundan kaçarak 8 yaşınraktığı Akdenize ofke duymadan dan beri dnıizlerde dolaşan, tek hiızünle bakarken ekliyor: Sigor oyuncağı «Tütüncü balığı>nı trol tah olsaydım, malulen emekliye avnlırdım. Ayağım da tedavi edl artıklariyle doyurduktan sonra denize atan «San»ya, babacan tavır lirdi sigorta hastane«inde. Bu halimle de olsa çalışmak rorondayiPl lı yaşlı kaptan Hasan Hüseyin Tamer'e, deniz tutkusu yüzünden şimdi.» iyi para getiren marangozluğu bı. Balıkçılar, ülkemizde tanm kerakıp' kendini denize veren genç sıminde çahşanlar grubuna dahil balıkçı Nail Diker'e. ağ reisi Keedıldıği için Sosyal Sigortalar kap rım Şımşek'e, içine kapanık Ömer samma alınmıyorlar. Gırik'e binlerce saygı, yurekten Ancak, kooperatıf yonetıcileri sevgıler.. bır formul bulmuşlar, kooperatifte çalışan tüm bahkçıların 1973 baR I N şından itibaren sigortalı olacaklarını vâdedıvorlar SOLDAN SAGA : 1 Bır kımseyı zarara sokmak ıçın alâkayı kesmek K i m y ada selenyumun sımgesı. 2 Bırleşmış Mılıetler Teşküatı'nın rumuzu Kö yun keçı surusu. 3 Altı üstu duz ıçı boş su uzerınde yuzer ve yanyana getırılerek üzenne kopru kurulan nesneler Kokulu ve şıfalı bır ot 4 Kaybolan bır şeyı bulmaya çalışmak Beyaz renk. 5 Yapılması kolay olmayan mukavemet şıddet gosteren ış Kımyada plâtın. 6 Yemek Itınasır yapılmış eşya veya hallerı hareketlen ince olmayan kışi. 7 Bır renk Bır zaraanlar Avrupa'da moda olmuş bır tezyinat ve sanat tarzı ıdi. * Bır sılâh Memelı bır deniz hayvanı. 9 Matem Halk manâsına (Eskı dıl > TUKARDAN AŞAGlYA: 1 Zekâsı normal suratte işlemiyen Rey. 2 Şeref, namus, haysıyet Kalp kırmadan güluşmek içın aıkadaşların bırbınne takılması. 3 Dm taassubunu başkalanru rahatsız edecek derecede ılerıye göturen. 4 Uzakdoguda saldırmak vurmak, kırnıak oldurmek şeklınde âraz gos>teren sinir rahatsızı. 6 Ateş Alaturka musıtdde bır makam. 6 Bır savaş sılâhı Çcxruk mâridsına. 7 TERSİ yabanı hayvan yakalamak ışı Avrupa'da bır başkent. 8 Guzellık karşısmda I duyulan hısle rı başkalarına da duyurmak ıçın yapılan kabılıyetlı çalışnıa Bır sayı 9 MaKsat, gaye (V. enı Dunku bulmacBnın dll) Uyan'halledilmi» «fkll dırma î 'V , 96 . . . Hele otur sdam, delikanlı değilsinki beklesınly demiş, kendi eliyle çay fetirmi^ti. Söze neresinden gireceğini kestiremiyen bir h«ll vardı. AU Rıza nsta: Bi t bafsın Yakup ağa, basta mısın yoksa? O.içini çekmiş: Tuhaflığına tuhafım amma basta sökel değilim. Seni herkesten yok severim Ali Rıza nsta, Biliyosun ben teleğin kahrına uğramış yetmisiki türliı insan tanımışım. tyi zamanunda yüzume giilen çok oldu benim. Gün geldi guyumu gazmakta yarısığa girdiler. Sana. diyeceklerimi kimseve sölemek istemezdim. Insan sölemeyince hastalınıyo sanki. Senden reoam bu sölediklerimı kimseve dimemen. Sende deli saçraası dirsin belki de. Taşlıevleğe «elctı yabancı rar ya.. Heee... Ge<en gün geldı şoruja senın oturduğun yere oturdu. Yanında Ali dayı. Kel Hüseyin vardı. Yanlarına gittim, Ali dayıynan gonusmak için. Severim onu. Kimseye zararı dokunmayan, gendi halinde bi adamdır Gelüp gittiğinde köyden baber soranm. Körolası toprak insanı çekivo... Gonuşurken vabancıya baktım, o da dikkatli dikkatli bana baktı. Bi tuhaf oldum, belli etmemiye, Ali davıynan gonusmaya çalıştım. Benziyodu o gaduna, anasına benzi>odu. Biliyosun benim bi gençlik tnaceram var. Olmayaydı keşke... Bi delilik yaptık. Allab çunal)imızı affitsin. Sona evlendik ayrılduk. Mahkemenin devamı sırasında bi oğlnm oldu. Yürünü çörmedim. Ayrulduktan sona bi iki defa mektubunan sordurdum Oldii diyi yazdılar. Bu yabancıyı görünce, bu o dedim birdenbire.. Belki de değüldür. Ben yanılmışımdjr. O da bana bakıyordn dik dik. Bir tubaftı. Deli saçması benimkisi. Haaa habann var mı benim deli topal öğretmeni gaçırmaya gsJkmıs. o adam gurtanms. Bi iyi hırpalamış topalı... Dimek oğlun saı.ıvon o adamı? Belkü de değüldür. Hem oğlum olsa boynuma sarılsa ne çıkar. Gonusamayuz bile, nemiz var onunan ortak. Bizımkisi hav. vanlann tanıştnası gibi oldn. Nerelerinden bilirlerse bilürler yavrularmı. Bıri dt yanlış emzuru mu? Ona oğlum diyemem Nem • TUTKU N AIL DİKEK 20 yaşında Sılıfke'de marangozluk yaparmış daha önce, denize tutkusu yu tstanbul'da 80 Iiraya satılan levrek Taşucu'nda 20 lira var onda benim. Hangi huyu benzer bana.... Hayvanlannkl gibl besbelll ksa çekiyo sade» Topala bak o benim oğlum. Onda bi deli tarafım var benim... Sahiden baba deyiverseydi; sasururdıun < Bir tuhaftı Yakup ağa, deli gibiydl o gece. Ali Rıza usta Emin efendiye baktı Ba adamın muhakkak bir şeyler bileceğini sanıyordu. Emin efendi hâlâ yanmakta olan rey pusulalan eörÜTOrdu. II Emin efendi schrin anâ caddelerinden birthde sahlpslrHfrrrt his«ederek yÜJüyordn. Otobüsle kasabadan ayrthrken, (AHshnt bir daha çuraları görmesem.«) demışti. Bn kadar zamsn<br kasabad» yasamıştı. Artık büyükçe şehirlerde yaşamaya onun da bakkı vardı. Belki bn kasaba pek de fena bir yer değfldi fakat Emin efendi ne k'asabaliTİa, ne de koylüsfiyle geçinememişti. (Pakat kasaba olduktan «onra hepsi birdir diyordu, ufak verlerde berkes btrbiriyle uğrasır. Oksüreo dnyulur, kabaiıat olur Hem artık köy köy dolafmak da zoruma gidiyor.) O senelerdenberl bir U merkerjnde sürfe memurluğu iste\ip duniyordu; anlaiırken gozlerinin içi gülerdi. Şehrın etrafındaki su birikintîlerinl eezecek, evlerin belâlannı kon'rol edecek, «kşamlan da paydos zamanı bfltün memurlar (ribi evine dönecekti. Acaba aç kalır mıyım, acaba hayvanıma yem Teririer mi? Yolda yağmura tutulur mnyum? Atabrinlerim ekslk çıkar mı? Cetvellerde vanlıshk olnr mu endişesi olmayacaktı Ne olurd'j yanl bu kadarcik şey! esirtemeselerdi kendisinden Bn defa kasabadan vainiz bn meselevi halletmek için eelmişti Son hadiseden sonra köylüler bfisbiitün kendisini savmamava baslamtslardı. Evvelâ Şemsi beve çitmistt Hemşerisivdi Emin efendinin Yanındakiler çıkana kadar kapismda bir havli beklemijti \ğlamıs, valvarmif, halini anlatmaya çalısmıştı adama: (Artık alıstım cetrefil, b... tan bir t? serrlnkisi Baskan denilen adama da BÖZ (teçmiyor. Sen de unmı sırnasık adamsın..) diye içinden söylenerek dinlemlstl Şems) bev Oturtmuştu Emin efendivi. kendi. saflıeı. anası hakkında, sualler sormuş, isini yapmağa çalısacaçma «os vermişti. Sonra Baskanın yanına çıkmıştı knrka korka Ba adam herkese mi sertti Yoksa valmz kendisine mi böyle vapıyordn: dudaklarında hiç düimeven gigarası, gözleri bir noktaya takıb dinlemİTordu bile. Ona da etraflıca anlatmaya çalışmıştı. Kımıldamadan: Kac defa dinledik bu masalı» Sankt ba tsi yapıyorsun d». Bevefendi elimden celdici PeH peH sen bir dnekce »er Bunları sövlediktcr «onra, (daha ne beklnorsun) der tibi bak> mıstı vüzüne. Ojle ya bekiemekte fayda voktu Kaç defa dilekçe vermisti; ber birlnde baska hir bahane ile »tlatmışlardı kendisini. Kasâbava doner dönmez cene de bir dilekce verec^kli Allahtan baska sahihi olmavanların işi bövle kör topal cidivordn (Arkası var) DİŞİ BOND 52 TiFFANY JONES GARTH Y BU XO£ D6 I Nte&ytr l BOVLt'" I DIMI ^ tr^Kl •• riMftAUSA Evet, pek AzızPer . Papa sabırsızca bir ışaret yapmış ve Galile susmuştu. Boğazı süuşmaktaydı.. Sansür bununla uğra^ac.k tır Riccardi gorevini bmr. Fakat başka şeylerden sozeaelım; boylece, sızı gormekten duydugurauz zevkten olmayalun. Pahs nasılsınız bakalım9 Hayu Benim azlzofıse hiç tşlm düşmemiştir Ben sadece. Lonnl adlî bin tarafından vapılmı? bir Jumalte uğraşmaktaydım ve bu jurnal de benl değıl, fakat sözde ızlemenlerimı amaçlamaktaydı Dernek sız, çağrılmadığınız dan tamamıyle güvenlisiniz^ Söyledıklennızı doğrUlayacak tanığınız var mı? Düşünlenm hakkında al teslert Cosınıo'yla görüşmüş tum. Zamanın şansölyesi Pıccherna ile elçi Gulcclardinl de bu görüşmelerde hasır bulunmaktaydılar Pek guzel.. Ooğallıkla bil ttln bu tamklanna» ölmüs bulunmakta! Galile karşılıfc vermedl. Bu sorunun anlamını kavramıştı Onun Roma*ya Enkizisvor) tara fından sanık olarak çağnldıgı ve papanın elçiye sozünü ettiğı tutanr>£:n da bu divanın sonucu olarak dtlzenlendiği •abıtılmak ıstenivordu. Durumu o zamaa çok agırlaşacaktL Sdylediklerinizde diretıyor rausunnz? diye kastı Firenzuo la'nın sesı Evet. Bu Konudateı anılanm çok kuvvet'.ı Bundan baska da, eğer boyle bır çafrı almıs olsaydım, bunun ızlenne »rşıvler de rastlamak gerekirdl.. GorUşmeden sonra . dü zenlenen tutanağı •ynerj oku"makla, smlanmzı bîraz tazcleveyım: Cnma. 26 Şubat 1616, kardlna lin dairesi. Galilei adındakl kişi. râizler meratibi'nden ve azizofisin ge nel sekreteri olan frer Michael Anselo Segnitius da Lauda'nın hnzuruna almdı Bu sonımcnıu Azir Papa ve azizofi» adına ona, füneşin evrenin merkeei ol duğu ve dünvanm onun v5resinde döndüsü yolundakt riüsününö terketmesi cerektiğinl. ba düşönün. gerek s<>» ve gerekve vanvla savnnnmunun vasaklan dığinı. tersl davranlsta aziıorı sin devinime cececeğint bildir di. Ba emrl alan Galile «na itaat edreefini bevan ettl.> nSanıgın bu dnkiıman hıkkın da bir dlyecegi var mı?» Galiie'nin tralakiarı «onkluyo du. Bunun bu tarzds eeçmedl Jinl tylce anımsamaktavd] Yal nız kardinal konusmu$tu Tu tanak tamamivle diİTrnece ola Yazan: Zsoh HARSANY Çeviren: Tank ÖZBİI (ENJ rak düzeruenrrustı «Bu sante bır belgedir» diye bağırmayı geçlrdıyse de hem ouna takati yoktu ve bem de Enk'zisvonu sahtec;liWe suçlamak ate$te vanmavı bovlamak demeiitı Cevap vermtyor mugunuz' Oysı şimdi artık anımsamani7 îerektır Gajıle fusuyordu Bayıimak ü 'ere oMuguno duvumlamaktav dı Enklzitor Cmjhrtnavs ba^ia mıstı: O nalde? Olaylan sabulle niyor tnusunuz? Yoksa tutanak ıaht« rrrldır? Olavlan ' fcsbullenivorum ded] bflgin bıtik bir «esl*. Hele süWir! Buna ekleve sek btrşevlnlz var tru? Htvir GUzel Durusraavı sövle «zetleveblllrls: Aetzofte Cooernıc teorilen nakicınds neınanc Mr *er «azmaraa vasaklatnı» v* Dunu d» slze teb!t« e: mı» bulunmtk»a<*r nivaloclannın vazmak tc4n (teel bt> mt) saade «imıs mıydınız? Havtr Hekı ounu nıcır nızv Çunfcu Kitabımm ou vasaklama KaDsamına snrmprt gl kanısıtıflavım ilmcü aana ııltten sanfürtln vizpsını oasu aldı?ıni7i soy «T Tnçını*? Galile aıanilsKrınır ı5' nıjî uvBun«nzınklan ve jnniırda Floransa tnkı^nftnırn . v nın nasıl cpnlnışinı «nıartı >an«t)ıe sız* '«»fr.iM 'dıten via.sakmmsrisr tfa ^,nıs mıvdını?'' Nıçınt (.•ünıcU cıt«t»ım<1a Copprnıc teortlennı savunrr,HrTı»i"aî fpvrlım Pekı p r v m ı r nanff" netesi dahp =t?ır basmal" \rtı7 Coıyrnif <pfp«% TII vok«» nrısto Ifpfpsı TII^ nıtlsr <!«. clr lehtnp olar «a»rl