27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA tKÎ rCUMHURİVET 23 Haziran 1973 üyük Tflrk eğıtimcisı Ismail Hakkı Tonguç'u, on iki yıl önce bubün (23 Haziran 1960 sabahı) kaybetmiştik. Bıraktığı yapıtlar (eserler) gibi, anüan da güçlü ve derindir. Butfin hayatını eğitim yoluyla Türk köylüsfinün canlanniMi, Türk milletinin kalkınmaıı uğruna harcayan Tonguç'un değtri de; her büyük insan gibi, ölümünden sonra dataa çok anlasılmıştır. Kendisi hakkında, îsviçre Pedagoji Ansiklopedisinde 62 sayfa bilgi verilmiş; Birleşik Amerika, Fransa ve İngiltere gibi Herl memleketlerde yayınku1 yapılmıştı. Milletler» arası bir değer kazanmış; tNESCO tarafından az grelişmiş bazı ülkelerde nygulanmış; Türk bilim hayatının buluşu olarak tanınmış olan bu eğitim sistemi ve reformn üzerinde, kısaca durmak yerinde olacaktır. Tonjuç; yetistiji çağlarda, bir k3y çocuğu olarak bulün okullann kendisine kapalı oldu?ur.n gönnüştü. Büyük lorluklarla girebildiği bu oknllarda ise yaramayan kuru bilgilerle, «Yalnz memıur tipi» bazrlayao programJara eöre yetişmişti. Turdnn çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptıkdan sonra, Batı iilkelerlndeki okullan incelemiş; onları, bizimkilerle karşılaştmnca «Türkiye'de eğitim sisteminin teınelden değişmesi» gerektiğine inanmıstı. B TOHGUÇ VE EĞİTİM REFORMU I Enver KARTEKIN Devrim Tarihl Öğr. ve Eğitimci Şu balde ise nereden başl*malı Idlî.. Maarif, sağlk, ziraat, teknik gibi en çok gerekli dört ayrı elemanı köylere göndermeğe devietin bütçesi ve baska olanaklan elverisli değildi. Öyleyse, bu dört ayn görevi u d . OIM karşılayzbilecek yetenekte; iş lçinde yetişmiş. temel görevi öğretmenlik olan, yeni tip bir elemanı, tasa zaraanda ve çok sayıda hazırlayarak köye göndermek gerekiyordu. Egitmer kurslan ile Köy Enstitüleri; ba konuyn çözmek ve gerçekleştirmek; böylece «ÎİÖTÜ canlandırmak» temel ilkesine göre kn •"jlmnşta. Bu karuluş; Türk Maarifir.de olduğu kadar, dünya eğitim alanında da bir reforra; hatta bir devrim yaratmı?tı. Bu bakundan Köy Enstitüleri, Atatfirk Devrimlerinin bir halkası olarak yer almiftır. raşılnuştır. Onlarıa kültürlert, cilâ şekluıde ve ezberlenerek benimsenmiş bilgl değil, iş içinde, iş vasıtası ile bğrenılen gergek ve öz fcilgidir...» Tonfuç'un iş eğitimi gerçeje dayanmış ve başarılı olmuştu. O süre yapılan eğitimdeki relormlar; her şeyden önce yurt gerçeklerini kavramış. ne yapmak ve nereye varmak istediğini bilen Tonçuç gibi bir efitici ile; ona lnanmış ve kafa yapılan ona fSre hazırlanmış, gerçek vatansever kadrolarla uygnlanmştı. ntatürk ve daha sonra İnör.ü. bütün ağır lıklan ile bn konuya eğilmiş; tkinci Dünva Savaşı gibi bir süre içinde ynrdumuztjn dört yanı ateş çemberi ile sanldıfı bir sırada, bu devrimler durdurulmamıstı Mustafa Necati'nin başlattığı «öğretmenliğe sayfi» havası; Saffet Arıkan. Hasan Âli Yücel gibi devrimci ve cesor bakanların yönetitninde yeniden car.lanmıştı İhsan Sunfu, "akkı Tongnç ve RüstU t zel bfitün bu adlar; mill eğitimimizde ilk reformlan gerrekleştiren ve kökleştiren nnutalmaz önderlerdir. sal benliğimizin doğrnltnsunda Ileri fötürülmesi; köylerin çofunun okul ve öğretmene kavuştcrulması; unftnilikle savaşın ilk öğretim seferberlifi haline getirilmesi; yenl iki ünirersitenin açılması, Türk universitelerinin özerklik ve tüzel kisiliğe kavuşturulması gibı bir çok köklii eğitim haraleleri işte o dev udamlarn, dev çaiışmalan ile bu süre; eğitim tarihimize »Altın Çağ» olarak ceçecektir. Millî eeitimde reform gereklidir. Fakat ilk önce; ne yapmak istediğimiz) çekinmeden. kuşknsuzca ortaya koymalı ve söylemeli.iz. Yalmz karamsar bilgilerle yetlstirilen gcnçler, bufün hayatta hangi is alanmda eöITV bulabilecektir? «öevlet memurn» ve «Yük sek öğrenime öfrenci sdavı» hazırlayan olcnl tipi yerine; iş adamı, ziraat ve teknik eleınam. hayat adamı vetistiren bir sisteme gitmek başhca amaç olmalıdır. ÜNE UNDEN Sonuc l ' onmıç: bu reform davranısında aşağı™ daki bes ir.a temele dayanmıştır: A Reformlarda daha çok. Anadoln'nun çeşitli î.cnt ve köylerinde çalifan öğretmeni d faydalanmak. 6 Reformlan uyeulama görevi verilen elemrnlan ve tîm öğretmeneri: her çeşit politik baskılardan irtiralardan kornmak. ^ Plânlasan reformlann; bakan, hfilrüraet ya da iktidar değismesi ribi politik nerenlerle durdurulmasim. deSftirilmesini önlevici vasal tedbirler almak. A Reformlann uyRulayıcı. Atatürk Devrimlerinin koruyucu. milletimizin yannlarının hazırlayıcısı olan nğretmeni; gecim sikıntısından, tnaas kanunlannın sillrninden kurtarmak. 0t ts eğitimi sistemine Röre okullan; işlik. hahçe, müzik salor.lan ile. çocuklarla bir likte ana • habalar için de sevilen ve aranan «Bir hayat kavnaği» dn.ıımnn^ kavusturmak. şte Tonçuç yukanda özet olarak belirttiğimiz ana ilkelere uyarak. dünya çapında yapıtlar (eserler) vermiş; ölmezliğe ulaşmış böyle bir insandı. r çocuğa bütün okul kapılannın acıl •olınaygı re okullarda hayatla flgili bileilerin verümeyişi gibl iki konn; onun ileride ele alacağı eğitim reformuna temel olmuş tu. Cumhariyet rejimine gireli on yüı geçmişti. Yeni Türk alfabesi ile okur yazar °'o 15i bile bulmamıştı. Askerlik süresi kısaltıl dığı; işar belisı kaldınldıçı; din ile dfınya işlert ayrldıjh halde, köylü vine. belini doğultamamıştı. Nüfusnn • 90"i Cnmmıriyetin ' • ve uvgarlıfın en ufak nimetlerînden bile yoksundn. Köy ve köylü. kaderi ile yine basbaşa kalmıs, Ortaçağ yaşantısından kurtulamamıştı. Maarif, sağlik, ziraat, teknik köye girmemis: devletln bu hizmetleri büyük kentlerin ve ban bögelerin sınırını aşamamıstı. Ba (idişle dahm yüzyılUr beklemek jerekiyordu. Ülkücii eğitimciler M illî Eğitimde rerormlann yeniden ele alnacagı su pünlerde: 19361946 arasındaki bn denemelere ve uygulamalara efilmek, rnlardan favdalınmak gerekir. T'onRuç'un şu sözleri, or.un eğitim ilkelerini çok açık olarak özetlemektedir: « .. üygulanmayan bilgi, boş ve lüzumsus bilgidir. Bilmek demek, yapmak demektir...» «... Köy Enstltülerinde yetlçtirilen çocuklar, lskolastiğe köle oltnaktan kurtarlmaya uft Altın çaj£ lftsiklerhı yayınlanması, boyiik aosiklopedilerin hazrlanması; teknik öğretimin köylere kadar yayılması; Güzel Sanatlarm her dalınır Batılı örneklere ;öre ve olu K t Cumhuriyet'e mektuplar 1950'den önce erlik yapan raerauriara haksızlık yapılıyor Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne mekt»p Hâlen, görüşülmek üzere C. Senatosunda bulunan (askerligini er olarak yapan memurlann askerlik hizmet sürelerinln emeklilik hizmet sürelenne eklenmesi) hakkındaki kanunun, 1950'den evvel askerlik yap&nları kapsamınn almadığına 20 6.1972 günü gazetelerden muttali olunca birden şaşkma döndüm. Bu şaskınlığun, berum mağduriyete uğradığımdan ziyade; (bu meralekette bir Anayasa hükmU olan sosyal tj ve e?itnk halüarma riava]iiası karşı. vatandaş olarak duyemeKİr' öîdüm. Sivü' duğum derin ürintünün) açık (Askeri barem) 125 TL. asli bir belirtisidir. maaşla görevlendim ve 18.9.1962 Ben 1339 doğumlu olarak 28 tarüıinde tekrar emekli oldum. Nisan 1943'ten 16 EMm 1946 Çek No: 1. A. O. 114416O'dır. tarihine kadar fidnci Ciban Son intibak kanununun yürürHarbinin ortalarında silâh allüğe girmesi sebebiyle, hakiiıntında bulundum. O günlerın bıda gecıkmış olan bu işlemuı, linen çetin şartlan içensinde esbabını öğrenmek için, lrtibat 3,5 sene askerlik hizroeti yapan bürosuna yaptığım müracaatım beıum gibi hâlen Devlet meınuüzerine, verilen cevap, beni ru olanlar bir tarala itilmek suhayrete düşürmüştür. Denildi retiyle, 1950"den sonraki hazeki: Sız emekli olarak çalısnuşrl zamanın normal çartlan alsınız, bu nedenle «bu kategoritında ve daha kısa süreli asker ye tabi olanlann ödeme işlemlik j'apanlarm bu kanunla talleri daha bir müddet geciketil edılmelerini göriip de üzülcektir.» Bu cevap, benı hayremeyen Türk vatandaşı tasavvur te düşürmüştür. Ben, aynl zaedemem. manda harp malulüyüm. ElimVatan ve minetini, insan hak dekı resmi senedimde bu kayıt ve hukukunu seven her Türk mevcuttur. Dogumum (1313 vatandaşırun gönlü ister ki: (11397) dir. Bu haklar bize, bu kinci Cıhan Harbinde 3,5 sene işlemin tercıhan öncelikle yaaskerliğını er olarak yapan Dev pılmasmı gerektırmeye kâîıdir. let memurlarının, askerde geBu nedenlerle eğer böyle bır çeo hizmet sürelerının yalmz karar alınmışsa hak sahıpleriemeküliic değıl; tercıhan terfi ni mağdur edeceğı aşikirdır. sürelerine) de eklenmesi sagBinaenaleyh adaletın ivedolikle lansın. yerine getirilmesmi arz ve riKeyfiyeti C. Senatosunun saca ederim. STOCKHOLM Bir leşmiş Milletler Çevre Konferansının bir siyasal tartışraa plâtformu görünümü alması, yal~ nızca tsveç Başbakanı Olof Palmes'nin, uygarhğın insan çevresini kirletmesinden söz ederken, savaşlann bu çevreyi toptan yoketmesinin de konuşulmasını istemesi yüzünden değil. Sovyetler Bırlıği'nin nazırlıklanna katıldığı konferansa, dığer pek çok sosyalist ülke gibi katılmayışı, Doğu Almanya'nın Birleşmiş Mılletler üyesi olmadiğı gerekçesıyle konrerans» alın mayışı, toplantmın ister istemez alacağı görünüşün habercileriydi. Ve Stockholm'de. çevre sorunlannın çözümü için büimsel önerilerden çok sijasal görüşlerin getirileceği, bu sorunlara gelişmiş ülkelerle geri bırakılmış ülkelerin, ya da diplomatlann daha çok sevdiği tarumlamayı kullanırsak, «frelişme halindeki ülkelerin» ayrı ayn açılardan bakmalarından da belliydi... Çevre Sorunlan Konferansının ardından VAZAN: Turhan ILGAZ kirlenmesıne karşı Bünacak tedbirler ugruna yapılacak harcamalarda «genç ekonomilere» fazla yüklenılmefiinin doğru olmayacagmı söyledi... Öteki az gekşmışlerden de benzer sesler yükseldi. Bu arada, bazı gelişmiş ülkelerin becerdığı ışlerle doğrudan doğruya teması olan Ülkeler sıkıntılannı düe getirdüer. Yenl Zelanda, ör negin, rransa'nın Pasifik Okyanusundaki nükleer denemelerinden yalondı. Ancak, işte, ınsanUğın azar azar yokolmasına, hiç değılse fizik ve moral yönden yozlaşmasına dahi yolaçacak bır tehlıke bile olsa incelenen konu, gelişmışlerın çıkarları, agırlığını hep hissettiriyor. Peru'nun, atmosferdekj nükleer denemelerın kınanması ve önlenmesine çalışılraası yolunda bir karar almması için yaptığı önen konusuuda, ış konuşmaya geldı mı bu tür denemelerın kötülügü uzerınde uzun uzun konuşan Amerika ve İngiUere. oylamaya katılmayacaklarmı bıldırdıler. Konferansı zorunJu olarak sıyasal mecraya çeken bır başka konu da çevre sorunlarmın çotümlenmesi için yapılacak harcamalarda, asıl yükün gelişmiş ülkeler tarafından çekilmesüu Isteyen az gelişmişlerin bu isteklerıne zengin devletlerin pek vanaşmamalan. duğu ıçın bu yönde çaüşıyordu. Bununla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti her zaman, nükleer silâhların topluca yokedilmesi, bu amaçla bır zırve toplantısına gidilmesı ve ilk agızda nükleer sılâhların kullamlmaması için bir antlaşma imzMatânası göruşünU savunmaktaydı... Çin Halk Cumhuriyeti delegasjxınu gerçekten de Stockholm Konieransı'na en çok ilgi çeken delegasyon durumunda idi. Yeni sonuçlar bngören önerüerini incelemek üzere yenı bir komisyon kurulmasını istediğinde, tüm delegasyonların katılmasıyla berum sendi bu. Çin Halk Cumhuriyeti'nin Vietnam savaşının kınamasını isteyen öneri ve delegasyondan bay TangKe'nin konuşması, büyük güriiltüler kopardı... özellik le Amerika delegasyonu, konferansm amaçları dışına taşırılarak sıyasal mecralara çeldldiğini öne sürdü... Ama tüm dünya haber ajanslannın, radyo ve televizyonlarının, Vietnam topraklan üzerina yeni B52 akınlarıyla yine tonlarca bomba atıldığuıı duyurduğu günlerde, çevre sorunlannı konuşmak için toplanmış bir uluslararası konferansta, Amerika Birlesik Devletlerinin siyaset yapılmasından yakınmag* pek de hakkı olmasa gerekti. Çın Halk Cumhuriyeü'nin suç lamaları ve Amerika Birlesik Devletlerinin siyaset yapılmasından yakınması Üzerine kapanıyordu Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nın birincı haltası... 5 Haziran Pazartesı günü, Stcx;kiıolm"de, Kraliyet Operasında açılan konferans. 16 Haziran da sona erdi İlk tıafta boyunca kurulan komısyonıar çalışmalarını sürdurduler. Burüardan bırmcısı çevre sorunlarımn sosyal, kültürel ve eğitimle ilgül yönlerini incelemek üzere kurulmustu. Ikincisı geüşme ve çevre sonınunu ele alacaktı. Uçüncüsü ise çevre kirlenmesine karşı alınacak tedbirler ile bunlann finansmam konusunda çalışmalar yaptı. Bu arada bır noktaya degınmek gerekir. Çevre kirlenmesi konusu, bir yerde ne Kıbns sorunudur, ne Ortadoğu sorunu.. Tüm plânet ve üzerinde yaşayan tüm insanlığın geleceğidir söz konusu olan. Bızı yaşatan, nefes aldığımız havanın dörtte birınm maııgal kömürü zehın haline gelmesmı düşünebılıyor musunuz? Yahut denizin bır iyı tadını çıkardığımz yaz tatilinizden dönüsünüzde. dermızin üzerinde iflâh olmaz radyoaktif yaralann açıldıgı ve «aman bir doktor» diye dört dönerken çaresizlıkle ellerini kavuşturmuş modern tıbbm acıyan bakışları altmda göz göre göre göçüp gittiğiniz kafanızda canlanabiliyor mu?.. Geri kalmış ülke ınsam olmanın tek bir yararmı burada görebılirsınız işte.. Böyle kotü düşler henüz rahatsız eunıyor bızlen.. Tenlıkenın büyüklüğünün farkmda bıie degiUz Ama biraz sabır Türkıyemızde bile, kıyısındakl teb bır rafınerl yüzünden "tzmıt körtezınde bahk kalmadığından yatanmağa başlamadık mı? tstanbullu, hele Ankaralı yurtdaşlar kışın kalorifer dumanından bogulacak hale gelmiyorlar mıT Tehlıke yak lasıyor işte Kısacası teknolojik gelişmeyi her geçen gün biraz tiiha tekellerine alan büyuklerın çıkarla nyla epey çatışıyor çevr« sonınlarınm çözümü.. Ya aralarındaki ugursuz yanşı durdurup pislediklen dünyayı temizlemeyi yeğleyecekler, ya da yokolup gideceğiz hep beraber... Jean Jacques Rousseau, Stockholm'de olmalı ve çevre konferansuu izlemeliydi. Ikiyüz yıl kadar önce, Dijon Akademısinin açtıgı yanşmaya, bilim ve sanatm insam yozlaştırdığı görüşünü savunduğu tezle katılmış ve kazanmıştı. O gün İçin Rousseau'nun görüşü «paradoks» du.. Dijon Akademisi Uyeleri, her halde bu görüşü cânü gönülden benimsedikleri için degil, biraz bu «paradok*» un etkisi, biraz da üslubu sonucu Rousseau'yu ödüllendirmiş olsalar gerek.. Ama ikiyüz yü içinde Eousseau hakJı çıktı.. Bilimın gelişmesi yalmz insanları değil, hayvam ve bitkisiyle tüm çevreyi yozlastınrken, birkaç dikkafalı çıkos dıçında, sanat alkış tutuyordu yozlaşmaya... onunda kafalara dank ett! ;etmemiş ya...) ve 5 Haziran 972 Pazartesi günü hemen tüm uluslar takkelerini Bnlerine koyup düşünmek üzere Stockholm'e temsilcilerini gönderdi.. Gelgelellm, bu konierans uluslan yöneten politikacılann düsünmekten hoşlanmadıklannı düşünmekten çok çıkar ve kazançlannı savunmak için konuşmayı sevdiklerini gösteriyor.. îkiyüz yıl sonra Stockholm'de tartışılan aslında Rousseau'nun tezidir» Yeniliğin inatçı ve kavgacı savunucusu Voltaıre, çağdaşı olduğu bu Cenevreli «yaban» a ifrit oluyordu ikiyüzyıl önce.. Bugün de «işte modern teknolojiniıin sonuçlan» diyen yabanlar ve onlara iîrit kesilenler var. Yabanlann görüşünü Dijon Akademisi örneği ödüllen dırip başıboş gelişmeye eskısı gibi alkış tutmakta devam edecekse insanlık. elbette hlçbir işe yaramamış olacak Stockholm Bır tabrika kurmak lordor, ama onn isletmek daha zordur. Barısı tesis etmek lordur, ama ona kornmak, sürdnrmek daha zordur. Bnnun gibi, hiç şüphe yok demokmtik re' jimi knrmak Türkiye'de çok zor olmasrtnr, ama biz ona yasatmanın, zorlaklannı yenecek sabır ve kadreti gösteremediğimiz fçin. enn vasatmak çok zor olmaktadır. Bize ba yszıyı Bayar'm Adana'da demokrasi hakkında söyledi fi sözler vardırdı. *** Türkiye'de kazamlmı« servetleri dikta rejiml altında ve ordn bekçilifi ile mnhafaı» etmenin çaresini arayanJar vardır. Bnnlar memleket kaygnsv tasımayan birtakım seviyesiı çıkareılardır. Ba memleketi komünist devrenin içine soknp. iktidar delismesinden istifade ederek alttan fiste çıkmak istevenler vardır. Bnnlar kendi kisilikierini. ihtiraslannı. vatanlanndan ve memleketlerinden daha çok seven kimselerdir. Yine bn memlekette oturnp. «Bana Idareyı verseler Qç siinde bu memleketi mum ederim !..» diyen Issiz, süesfizler gibi, «orlnkları .venemedikleri için faşiım veya kemünizm sibi nsullerle netiee almak istevenler de vardır. Fakat hiç tereddüt etmiron». Türk milletinin cok büyük çagunlain demokrasiye sımsıkı baflıdır ve demokrasiye inanmaktadır. Bn bafclıl ı h n kovvetini berkesten iyi vine Savın Bavar lflifi'dan 19*0 yılına kadar gecen yıllann tecrübesivle de iyi bilir. Evet, inandı&ımız feadarıyle en kestirme. en sa*51am yol demokrasive ve millî iradeye baflılıktır. Bütün insanlann Utifak ettikieri en İyi nsnl demokrasidir. Demokrasi fikri ve inaneı o kadar kuvvetli ve insan rnhana. tabiatma vakmdir ki, demokratik olmayan memleketlerde bile sahtckârlık vapılarak rejimin adı «rfemokratik»dive tsimlendirilir. bStün bnnlara hiç kimse itiraı edemeı. Ne var ki, bizde eksik olan demokraşinin nasıl yasatılacatını bilmeyisimiz ve bn hnsnsta gerekti£i kadar tahmet çekme ve zorlnt* katlanmak istemevisimi>dir. Demirelin ifadesine «5re demokrasi 1960tan bn vana dört kere kayaya çarptı. Bn kavava çarpısı tesbit ediyornı da neden çarptıfını arastırmak lüınmnn» hic katlantnıvornı vr aynı hatılan tekrar edivoruz ! Demokratik düzen, cotnnlnjnn. Anayasa teminatı attındaki azınlık haklarının mahfoz tntnlması sartivle idareye sahip oimasıdır. Ya annlıttn mnayasal hakları çi?nenirse? Tabfi o zaman demokrasi tehiikeye (rirer. Hep biiivorsnnoz, demokrıtik düxen millî bir mnkavele ile baîlanmıs Qİdnfumnz bazı ilkelerin ayakta dnrması pabasına vasar. Millî ezemenlik (es eivmeyi istivorsa. ba harekrt mîllî mnkavpienin ciînenmesi an. lamına geleeegi için mümkiin olmaz. Millî irade •taaddüdü zevcat» diye tnttnrnrsa ba vola çidemeyiz. Demokrasi demek insanlann karsılıklı fodakârlıklarla birbirlerinin haklanna savri eöstererek bir arada ahenk içinde yasamalan demek değil midir? Savın Bavar belki açıkca kabnl etmiyeeek ama, kıniim ki. Vatan Cepheleri ile vatandaslar ikive bölündüklrri ve imtiyazlı vatandaslarla boynn bükük vatandaslar sınıfları varatıldığı zaman büyük hata islendi. Bn koraHar altmda demokrasi yürfivemezdi. Nitrkim enflısyonla, zenrin çok zenrin. fakir de cok fakirlestüi ve vatandaı ihtiyaclarla her gün vnmrnklastıiı tamanlarda da demokrasi vasayamıvor. Demokrasi gemisi bir defasında henı enflasyonnn yarattıfi nzaklasmalar ve hırçınlıklar. hem İktidar partisinin kendisini jommsoz hissederek kendisine o ' vermemis olan insanları ikine) sınif vatandas vapma egilimi üzerine karava otnrda. Fakat o iktidan yıkanlar da demokrasiye bajtlı kaldıkları için « m l vine vüzdürnlrbildi... Ne çare ki «n yıl mnra yine enflasyon. devaiuasyon, yine partizan idare kendinl hissettirince ve flstelik iktidar partisi oy kasanmak kaytim ile dinî nümavislere basrornnea. oy kaybet memek lcin komünist eylemlere karsı hiçbir tedhir almak ceuretini rösteremevinee. U Mart Mnhtırasi rrldi: fakat amac yine demokratik dnzeni vaşatmak ve kurtarmaktı.. Nihat Erim nzlasmanın temelini atmsk istedi; kimsedf bn niyet olmadıti icin isi bırakip ritti. Demokratik düzen Savın Bayar'm dedifi ribi. partiier düzenldir. Fakat ba partilerin evvelâ ortak vatan çıkarlan üzerinde aynlıklara yönelmemeleri Uzım gelmez mi? Faziletli olmayan politikacının demokrasiyi ayakta tutabilmesi süphell değil midir? Demok. rasinin yoılnmasına «demagof • diyorlar, TWmoktt(sivjev;imınalım.. üğmnda, fedakârlık edelînt . Pakat demokrasiyi vo7lastırıp perişan edersek bir gün<birbirimizin yüzune saskın ş«tkın bakarak, cBu niye böyle oldu?» diye de sasmayalım. Yumraklanmızla cöğsümAza döğerek «Yasasın demokrasi» diyr bağınp onn batıracağımııa, bn nümayişlere bifvnrmadan demokratik iklimi yaratıp ba rejimin erdemli kaidelerine rıayet etmenin lorlofnna venelim. Yoks« .Y»î»sm d e m o k r w demenin ona vasatmaia kâfi eeimerti&ini simdive kadar hi» birkaç tecrflbe ile rnrdük. Teerübe gördfik, fıkat teerübenin bize öğretmek Istediğini anladık mı? tste orası çok süpheli... NOT: 21 Haziran tarihlı yazımda «Aman demokratık du/en AYAKTA kalsın ! diye dua ediyorlar» sözü bir tertip hatasiyle «Demokratik düzen UZAKTA kalsın dive du» ediyorlar» şeklinde ve ters bir aniamda çikmıştır Düzeltirim... C. B. Demokrasi, yaşasın demekle yaşamıyoı ı Ayrı açılar S 6 yın üyeleri ile, Sayın Cumhurbaşkanımızın nazari dıkkaüerıne saygılanmla ar zederım. Ibrahim Tüysüzoğlu .Nazını Tuğrul özerk Em. Öğretmen Alb. 332 260 50000 Metre Piâstik tzole Tel 1,5 mm snoo » > » » 4 mm 500 500 500 » » » » > > ı> > » » > » 10 m m 16 m m 25 m m SATIN ALINAGAKTIR İ.E.T.T. İŞLETMELERİNDEN 1 Yukanda yazılı malzeme, mektupla fiat ve teklıl isteme usulü ile ihaleye çıkanlmış olup, teklif mektupları kanuni nisbetteki tera:nat ile bırlikte 6.7.1972 Perjembe günü saat 15.00'e kadar Metrohan'da bulunan Levazım Müdüriügü Elektrik ve Gaz Kısım Şefliğine verilecektir. 2 Şartnameler Levazım Müdürlüğünden bedelsız ahnabilir. (Basm: 17274) 4495 erçekten de, uygarlığın DU günkü aşamasmda, gelisen teknolojinin insan çevresini giderek yokedişinde, gelişmiş ül kelerle az gelişmişlerin sorumluluğu eşit olmaktan çok uzak.. Atmosferi nefes alınamaz hale getiren karbon gajını salıveren fabrika bacalarının sayısı Amerika Birlesık Devletleri üe Türlriye'de eşit midır?. Denizleri içindeki canlılar, dolayısiyle onlarla beslenen in^nn^r için zehirU batakUkiar haline getiren endüstri artıklarının kaçta kaçım az gelişmiş ülkeler dökmektadir? Havaya, suya karışan radyoaktif pisliklerden hangi az gelişmiş ülke sorumludur?. Nilıayet seytani bir teknolojinin ürünü napalm bombalanyla, top rağı üzerindekı insanları, hayvanları ve bitkileriyle yokeden bir az gelişmiş ülkeye rastlayan var mı? Az geUşmışlenn öncelikle sorunu, sonradan çevreyi tehdıt etmege baslasa da uygarlığın nımetlerini geürecek fabrikaları ralınerüerl kurmak oluyor... İlle de çevre sorunu istenıyorsa, yetersizlikierin neden oldugu erozyondan, bilgısızliğin yolaçlığı orman katlıamından sozedılebilir... Nitekim daha konıeransm baş Iangıcuıda, çevre sorunlan kaışısmdaki bu değişıklik görüş açılaruu, aralarında Türkıye'nir de yeraldığı sekız «gelişme halindeki ülke» dıle geürdiler. Türk delegasyonunun başkan; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mesut Erez, çevre kirlenmesirün. gelişme halindekl ülkeler için önemli bir sorun olmadığını, ülke gelişmesi için düzenlenmiş kalkınma plânlarından herhangı bir fedakârlığın sözkonusu edilemeyecegini, dolayısiyle, çevıe V EFA T Merhum Mehmet Şükrü Paşa'nın torunu, merhum Asırr. Bey ve merhume Sıdıka Hammın oğlu, Bülent Bekdik'in eş; Zeynep, Murat ve Asım Bekdik'in babalan Fuat Bekdik ve merhum Cihat Bekdik'in kardeşı, Nadıde Agâhın yeğen: Mevhibe Agahın dayısı, Mürşide ve Saffet Bekdık'ın kayın biradert Necli, Cüneyt ve Şükrü Bekdikin arr.cası. Fahn Coşlcun Bekdik ve Şermin ürysni'nin amcazadesi Nur BfVdik Süheyl ve Cel*l üryani'nin tevzezadesı Çin'in varlıgı I Bi Sosyal Hizmetler Akademisi Mudurlugunden Üniversitelerarası Giriş Imtihanı Rehberinde belirtildiği üzere, 1972/1973 öğretim yılmda Sosyal Hizmetler Akademisine alınacak öğrencilerin, sözü geçen imtihana katılmış olmaları gereklidir. Akademimize girmek lsteyenlerin mektupla veya şahsen «Sosyal Hizmetler Akademisi Müdürlüğü, Keçiören • Arikara» adresıne başvurarak, Müracaat Formu ve Akademi Rehberi isteyebüecekleri ilân olunur. (Basın: A. 1045817234/4500) ırleşmış Milletler Çevre Kon feransını, ruhayet, sıyasal tartısmalara boğan belki de en önemli unsur, Çın HaLk Cum huriyeti'nin varlığı oluyor. Çin Halk Cumhuriyeti. yakın zamana kadar dünyadakı «resmi» sıyasal tartışmaların dışında tutulmasının acısını çıkartır gibi. tsveç Başbakanı Olof Palme'nin konferansm baslangıcındakı konusraasının yankı!»n kesilmeden, Komünıst Çın delegasyonundan bay TangKe, çok daha ağır bir konuşmada, bu kez Amerika Bırleşık Devletleri ve Vietnam adlannın üzerine basa basa Washington'u suçlad:. TanKe, Çin Halk Cumhuriyeti delegasyonunun, «Konferan«ın, Birlesik Devletlerin Vietnam'daki yoğun bombardımanıoı, kimyasal silâhlar knllanmasını, Vietnam halkını kitle halinde yokedişini ve yaşayan her şeyi ortadan kaldırışını kınayaeağun umduğunu» bi'dirdi. Uluslararası tedbirler, ulusal bağımsızlık prensibine dayanüarak alınmalıydı. Çin aynı zamanda Okyanuslann endüstri artıklanyla kirleülmesine karşı, aile plönlamasından yanaydı. Nükleer denemeler konusuna gelince, Çin, kendı savunması ve nükleer silâhlarm süper devletler tekelinden almması göriişünde ol NÎHAT BEKDİK (Oalatasarayü Aslan Nıhat) 21 Haııran 1972 gecesl vefat etmiştir 23 Haziran Cuma gunu Şişli Camiinde küınacak ögle namazından sonra Zmcırliku aile kabrine defnedılecektir *tl.ESt Cumhuriyet 4510 Konferansı. B I TT I ] Tarık Z. Kırbakan j üerl S«( n Ithıtr) Hast» üklan M6tetwMi9 IsttkJİI Ca<J Karmakkapı No » I'EL! «4 II O D O S t O• TELEFON DECJŞlKLîCl Soyadı değişimi: lstanbul 20'nci Asliye Hulcuk Hlkiraliği'nin J972/1596 • 1292 tayı ve 19.6.1972 terihli kararı ile ber ikimizin soyadı Argirof Iken AHGİRÎADfS. birimizin de adı Koço iken KOSTANTİN olarak Ulhlh edilmiıtir. v* Koço ARGİEOP Cumhuriyet 45] 2 402118/3HOİ olarak değişeceği ilgililere duyurulur. G. ve A. BAKER Ltd. ŞtL Grafika: 3153 «508 Santralımıza bağlı 47 33 98 40 67 93 47 51 76 Nolu telefon numaralanmız 23.6.1972 tarihinden itibaren ACI KAYBIMIZ NİMBÜS Merhum Hasan Basri ve Hatıce Tsptıkm oguııan Kadır luıcaz'ın ve merhum Mazlurn Taptık'ın kardeşı Tazııne Pekselegin sevglli sğaheyl Sevtm Taptıkm sevgili esi. Muammer, Muzaffer Mustafs ve Hatiee Takaz'ın amcası Avukat Miliım Mustafa Pekseleğin ksvınbiraderi Emekli Yarba» GAVSİ TAPTIK Kisa Dlr hastalıf müteakıp ebedıyete ıntıka) etmıştır. Azu naâşı 22 Haziran Cuma günü öğle namaanı müteakip Üsküdar Yeni Cami'den Karacaahmefte ebedl istirahatgfthına tevdl edilecektir. EŞt ve KARDEŞİ Cumüurivet 4511
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle