27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA DÖRT : CTJMHURÎYET: 10 Hazıran 1972 Zatnanın Devlet yöneticileri tarafından ve dış ajanlann da et* kud ile bilhassa RUS ve İNGİLİZ devletlerinin isteklerine uyularak, orduya politika kasten sokulmuş ve ITnci meşrutiyetin ilânı buna en uygun ortamı hazırlamıştır. Politücanın orduya sokulması komutayı yürütraeye çalışıyorlardı. İçlerinde bu gıdışaun sakat ve doğru oknadığını, gelecekte ordunun bir felâketle karşılaşması mümkün olacağını gören ve sezenler de maalesef azmlıkta kalıyoriardı. Partizan subayların rtitbe almak, iyi yerlerde bulunmak hırs ve hevesi, yurt hizmetı gormek görevinden daha üstün gelmekte ıdi. Bu yüzden ordu emir ve komuta zincirinde aksaklaklar baş göstermiş, bu partilere mensup komutanlar. bir tist makamlardan aldıklan emri kendi parti çıkarlanna uygun olanlannı yap maya, olmayanlan da yapmama ya baslamışlardı. Bu hal, Kara Kuvvetlerınde görüldütü gibi, Deniz Kuvvetlerıne de sirayet etmisti. BDLKHN SflVUŞI Vasffî SERTDEMIR I ne kurtarabildıyse ordusu ıçınde partizan olmayan komutanla rının vardımıvla kurtarabilmiş yok olma tehlikesıni az zararls onley ebUmıslerd; r Particilik yüzünden, ne dog ru dürüst bir politika izlenebil mis, ne de iç güvenlıgımiz sag Ianabilmıştir O donemde partıcılık deyın ce, vatandaşlann birbinne düş mesi ve çeşitli oyunlar akla gelıyordu Bu durum o derece ı len götürüluyordu ki. herhangı bir partiye baglı oian. kendi partisinin fıkır ve inanışmı kar şısındakı dıger partiden olanlara rorla fcıbm ettirmeye kalkıyor. gerekirse bunu siiah yolu de nalle çaiıjıyordu Balkan Savaşında partiler arasmda tn e d e n ı anlamda bir u z i a ş m a v a gıdılmedığı için, savas sırasm da isbaşında bulunan Hürnyet ve ttilâf Partisi, Bulgarlarln vaptığımıı ılk mütarekede E dirne dahıl Mıdye Enet hatf ına kadar Trakya bölgesmı, evvelce venlen yerlenrruz yetmiyormuş gıbi bol keseden ve sonucunu hiç düsünmeden vermege kalkmıstır Bu durumu duyaraK sonradan ıj başına geçeo tttihat ve Terakki Partisi de, hükümetı t»skınla ele geçirmis ve onlann vaptığı mütarekeyi kabul etmiıle yere.<. Cdirne serhai ılımızı ıçlne alan bugünkü sınırlanmıza kadar oian vurt Dar';asını ılen yürüyüşle ele geçirmiştır O zamankı Dartılerın çalışma şeküleri çok aşın son derece mübalâgahydı tlkokulu Oıle olmayan birçok koylerde. parti bınalan yaptınlnnş. merkezler açılmıştı. BİR FELAKETIN ANATOMISI O RDU bellibash ikl gruba aynlmış, bunlardan küçük emir ve komuta grubu, genç kurmaylar, Ittihat ve Terakki Parösinı, btiyük emlr ve komuta grubu da, padisah ve halıfeliğine sadık kalarak, Hürriyet ve Itilâf Partisinl tutmakta idiler. Bu durumda devlet başında Hürriyet ve ttüâf Partisi bulundugundan, iktidarı daima bu parti elind* tutmalc iatiyordu. % Balkan Savası döneminde oldıığu gibi, Kur tuluş Savası sırasında da orduyu politika \ ya karıştırmak istiyenler çok çalışnnştı ama, Atatürk, çelik iradesiyie böyle bir şeyemev dan vermemisti. ona bu ımkânı veren Hürriyet ve Itilâf PartisindeM Ramiz Bey, kendi partisl taraftarlannca tartaklanır ve belki de görevinden alınır korkusu olmuştur. Parttcllüc o kadar Ueri götü rülmüştü ki. nihayet süâhlaı konuşmaya baslamış. aynı ordu safları içinde bulunan Yüzbaşı Yakup Cemil. Nazun Pasayı ve Yüzbaşı Topal Tevfik Bey de Mahraut Şevket Paşayı vurmuş lardı. lşte Türk Ordusu Balkan S&vaşına bu rua durumu içinde girmis, sonuç oiarak da ne Batı ve ne de Doğu cephelerinde beklenilen başanyı göstereme misti. Politika, ordu İle birlikte vüksek okullara da sokulmuş o devrin öğrencilen, «Ordu Sofya'y», Ordu Filibe'ye, kahrolsnn Ballunlılar, Girit bizim, caaımız, feda olsun kanımız» yazılı pankartlarla 1 a t a nbul s o k a k l a r ı n d a gösteri yürüyüşleri yapıyor, partıler de kendi çücarlaruıa göre bu olaylardan fayöalanmaya yelteniyorlardı. Devletin başin dakilerle hazırdan gecınenler de boyle bağınp çağırmakla bir ış gorülemeyec«fini pekâlâ bihyorlardı, fakat kendilerine bu huzursuz ve kanşık vol uygun geldigi için ses çıkarmıyorlardı. Bu şekılde yapılan gösteri yürüyuşleriyle, ne Sofya alınır ve ne de Girit'e Ridilirdi hanelerine sığınacaklardı Bununla beraber, gençllk ve ordu içinde devleti doğru yola yöneltecek vatansever insanlar da vardı ama bunlara yetkili yerlere geçme imkâm venlmiyordu. ellerde devlet feU ketten felâket* sürüklenip gidı yordu. Tanh gOstermıştir kı, Türk devletinin ve onun şanh ordusunun başına ne zaman değerli insan ve komutanlar geçmişse, devlet daima yükseüne ve geli?.ne imkârunı bulmuş. ordulan•nız zaferden zafere kosmus:ur. Kurtuluş savasunızda da orâuya, polıtikanın sokulması için dı» ve iç etkilerle çok çalısılmış ise de Yüce Önder ATATURK' ün çelık ıradesı, bu ısteğı her davranışında vetersiz hale getırerek birlik ve beraberliğj saglamış ve bikndigi şekilde savaşın kazanılmasıyla Dizl»n bu mutlu günlere kavustunnustur. Y A RIN Partilerin hatab davranışından doğan felâketler îlk çekişme ve tartışma buradan doğmustu. Partiler daima isbaşmda kalmak. kendi tarailarma hos görünmek ve yakınlanna yararlar sağlamak çabası içinde idiler. Bu şekilde iktidan ele geçtren parti buca paralel olarak, Orduyu da kendine bağlayıcı etkiierde bulunuyor, Ordunun başına kendi düşünce vs görüşlerinde bulunan, komuta kabili yetine batalmaksızın sıradan kimseler getiriliyordu. 8u suretle ordu esas görevi oian savas hazarlığından uzaklaştırüıruş, yurt savunması tehlikeye düşmüş, subaylar meslek lerinden ziyade, particUikle uğrasınaya baslamış, birlik ve beraberlik, disiplin bozulmuş, egitim ve öğretim zayıflamıstı. tş başında bulunan komutanlar da partiye mensup olduklan cıhetle, partilerinin ve kendilerinin her işi yapacaklan kanısı içinde, askerlik ruhuna uygun olmayacak bir seküd» emir ve Huzursuz ve karışık yol B tJ SIRADA Donanmanıızın Ege denizindeki tmroz savaşında Yunan filosunun uygun bir dururnda yenilgiye uğratılması mümkün iken, Donanma Komutan Vekili bulunan Albay Raraiz, muhrip filomuz komutanı Rauf Beye, torpido hücum emri vermesi gerekirken, bu emir ve görevi vermemiş, aksine tekmil donanmamıza ateş kes emn vererek düşmanı bu tehlıkeü durumdan kurtarmıştu. Bunun nedeni, Ittıhat ve Terakki Partisinden olan Rauf Bey başan gösterirse, Birlik ve beraberlik OLÎTÎKACILAB partizanlık sarhosluğu içinde, kendi çıkarlan uğruna yurd ve alus için yapacaklan görev ve sorumluluklan unutmuşlar orduyu da ellerinde tuttuklan cihetle hayatlannı güvenlikte say mışlardı. Daha da çok sıkışık bir durum olursa, son çsre olarak kendilerini koruyan ve destekleyen yabancı devletler sefaret 50 Erain efendi dlnliyordu tadece. S«merel Aliyl uzaktan tanıyordu, pek sağlam ayakkabı demezler. di kendisi için. Bu adamın askerlik arkadası ola. mazdı. Bir arktan atlami}lardı: Eksik olmasın çok ivi çeruktur Ali ıtsta. Derhal alâkadar oldo bcnimle. Ey b*n de on» takerdeyken aı iyiük etmemiftim. Onon alaymda. onunla beraber askerlik vapan bir arkadaşım vardı; Içtijrimiz ayn giderdi sade O tanıstırdı Ali usUjla beni. Onu da aldık âlemlerimize. Eh gurbette oian bir insan yer bilmeı, yurt bilmM. Ne iyl âlemlerdi onlar. Cumartcsi, pazar, onlan KJ^»» n blle nğranıayacafı yrrlere götürardüm. Içtrdlk, e | lenirdik; o kadınlar, kıtlar... Suratının çizgilerinde hiçbir değişiklik >oktu. Emin efendi bnnlan «ıkümadaıı nasıl söylüjor dive yüzüne bakı>ordu. Knliibesi sorüniBÜjtü Kulü. benin onündcki düzlükte bir havuz, havuzan ü « rinde bir asma vardı; aceml bir maransot elinden çıkmış iki kanape rasgele konulu\ermi;ti. Aksamm kızıllığı \ardı ortalıkta, $ekiller >ava; >ava; ha>al leşiyotdu. Havuzan içinde, eteklerini dizkapakları nın iistüne kaldırraıj bir kadın vardı. Onları görür (örmez, örtmeğe çalıstığt bacaklannı biisbütün göstererek, havuzaa kenarına fırlayıvermistl. Bütün bnnlar ne kadar çahuk «Imujtu: Emin efendi aradan vıllar geçtiği halde bu karamak hazzuı bir esine daha raslaraamıştı. Ne kadar ölçülü bacakları vardı kadınm. Günrşin son ısıklan sarı saçlarını parlatıynrdn. Dudaklaruıda insanı kücümsüyormus gibi bir fülümsenıe asılıydı. Fevıullıh Azmi, eliyle Emin efendiyi isaret ederek: Nacivc, kızım. misafirimiz var demişti. O, suh tavrını bırakıp utanmaya rahşarak: Kusura bakmayın beycfendi. nahc«dt biraj valuıayak dolaşmıjtım da avaklarımı... Estağforullah hanımefendi, estağfurullah.» Aşkolsun ağbi. takdim etmedin beyefendiyi Hemen insanuı kabıhatini yüzüns vurursun KH de. Hanımefendi «Şen tiyatro tnıpu* birinci n nı( aktrislerinden Naciye: Sarı Kız namiyle roiruftur ayrıca. Sahneye çıktığı zaman salon alkqUn yı kılır; onun için hanımefendi sahneye çıkmadan önce salonun orta dlrekleri bir defa kon Ağbi!.. Darılma hemcn küçük hanım. Bejefendinin ismi Emin. Daha evvel de bahsetmistim kendilerin den. Emin efendi kendisine uzatılan elin >umuj«klığını sadece eliyle deRİl bütün vücuduyle duvmuş. tn: sanki avucundan başlıyaıı bir akım. bütün vücudunu dolaşmış. her hücrtsini yumuşaklık duygusu içersinde bırakmıstı. Gözlerine batunaktan korkmus, yine de kendininkileri onunkilerden ka çıramamıstı; kıvılcım gibi hakışları vardı; belki de Emin efendiye öyle gelmi;ti. Bu oldıı bittideo P Unutulmaz M\LKOÇOĞLU ÇALINAN TAÇ Yazan*? ç bir örnek ÜNYANIN her devletinde mevcut. yurd yaranna ve 3nun yukselme amaçlanna yöneltilmiş bir brgüt oian particüik, hiç şüphe yoktur ki, tekmıl ulusça istenmemiş olsun. Yeter ki, istenen ve beklenen bu amaç, partüeri kuranlar tarafından dini bir tarıkat haline getirilmesin ve belirli bir toplumu kalkındırarak, yurdun üstün ve önemli çikarlarını gerl plâna atmasm. O Gerçek bu iken ve bu hususa bağlı kalacaklarına söz vererek kurulan partiler, isbaşına geldikleri anda bu soz ve görüşlerini unutarak. kişısel duygularmın etkisi altında çıkarlanna uygun bir zümre mey dana getirmek için çaba harcamıslardır. Bu gibi olayların yurd vt ulusun başına ne türlü (elâket getırdiğine en açık bmek Balkan Savaşıdır. Bu dönemde particılenn başı o şekilde dönmüştür ki, gıdecekleri yolu şasırnuş, toptan yok olma tehlikesiyle karşılaştıklannı sezemez olmus lardır. Devlet yönetimındekı makamlara, gelebilecek bir bilgi ve k» raktere de sahip olamadıklanndan, yalnız kişisel çıkarlanyla ugraşıp, partileriyle beraber gelmiş, bir iş beceremeden yıne partileriyle beraber gitmişlerdir. son Buna karşılık Türk olarak Balkanlılar Devleti elinden önce herbangi bir kadmla, ana» ve komsmlan dı. finda. konusmuşluğu »oktn. Tenl büluga ermislet (jibi. kadınları düslemist). Fevzullah Azmi. sıkintı 5inın farkındaymıs gibi: Naciye. soframızı hazırla, eğer nlak tefek bir KJ'ler xars» hemen jetir. Wz ajır apr baslayalın. Cebindcn bir si;e çikarmıstı. Dün geceden de olacak galiba... Ağbi oldu mu ya, hep böyle yaparsın; inmn haber eder de ben de blı seyler hazırlarım Emin efendi yabancımn değil. kusura Oakmaz. Hakikaten kahahat bende.. Estağfnrullah.. Nadye, havuzun kenarından başörtüsune benzer bir »ey alarak kulüheye pirmisti. Fevzullab Azmi. Emin efendiye kanapelerden birisinde yer gottcrmif, onu oturttuktan sonra kendisi kulubey» girmi; çıkmıs. safı solu dotasmıstı elinde tandik tahtalanııdan yapılma ma«a henreri hir feyl» dönmiistü. Bbyle yerlerde het sey «ekmil olma». Kusura hakmazsın Asıl tadı höyle çikar Böyle lokantalarda tam servisle hcrkes yemek ver. lcer: fakal gönülleri hos mndur onlann? Vücutlan rahat mıdır? Bir kafa dengl arkadasları var mıdır? Öyle yerlerdekl içkili toplantılar. çok defa iclerinden hirisine dalkavukluk etmek. birisine külâh giydirmek b | . risinin a>ajını kaydırmak içtn tertip edilir Bana «cllnce kafa dengi nrkadaşım olmn. sade leblehe ile Tarım kiloyu tek hastma yuvarlanm, gene de bana mısın demem. Mesele «bnüllerin hos o4tn«suıda değil ml Fmln efendi kardesim? Öyle.. Naciye! biraı ellnl çahuk tut... Nariye. elinde bir tcp'l ile karsilanndaydı Tep »iyi, uydurma ma«anın üıerine yerlestirmislerdi. Pe* «teJıaıırhfoı? decildi: KonSe««J)alık. lehlebt, «alifta. t>ahred*« kopanldıcı «ft*»îrfan «tmalar... FevJRjjlah A?n^. tep«iyl ;nrlr «U sttzdükten sonra: Ellerin dert eörmo^in. ftteWİpri detsrmralc hazırlayner.. D«mek daha ötekiler de vardı. Şimdi bardaklan doldurmaya gelmisti sıra. Emin efendi o aksamkin den önce hir iki defa daha arkadaslan Ile heraher içmisti. Fakat her seferinde bir daha fçmemeye karar vermişti: içki gerri kafs'inda pek höyiik hir dejl «iklik >»pmıyor. fakat midesinin altını âstürrr tetiriyordu. Fevzullah Azmi. hardakları doldurtırkon: Ran» »7 knvnn rirs cHeriın: kalHıramnnrpnı içkiyi... Peki pekı ıçrnıcdieınızi bana verırslnlz l»aha ba;lamadık bile. Belli nlmaz. tçerim diyendcn k«rk ma içemcm diyendcn kork. Bizim bir arkadnj tar. dı, böyle m a s ı ^ oturur oturmaz tenin gibi ben ireniem. ben kaldıramam. ne nlur bana Uraı etme. yin> diye baslar msoıdan hepimizi sarhos etmeden kalkmazdı var) İ LÂN DİŞI BOND Ceza ve Tevkıf Evlerin» Müdür ve Hesap memuru yetiştirmek üzere musabaka ile stajyer alınacaktır. 1 Musabaka imtıhanını kazananlar 6 ay devam edecek oian müdürlük ve muhasiplik kursuna istirak ettirüecektir. 2 Teşkılâta alınanlar 3 sene süre Ue vazife görmeyi taahhüt edeceklerdir. 3 Isteklilerin en az lise veya Tıcaret Lisesi mezunu olmaları ve 30 yaşuıı tamam larnamış bulunmaları gerekmektedır. 4 Imtihan suâllert Edebiyat, Tarih, Cofrafya, Matematiii, Fızık. Kimya ıle Kompozısyon bakımından tertip edilecektır 5 Imtihan 23.8.1972 gunü saat 9.00 da Bakanllk Ceza ve Tevkif E>vlen Genei Müdürliigünde yapılacaktır. 6 Irrmhana gırebilmek İçin 19.6.1972 akşamma kadar hâl tercüme kâfıdı, dilekçe, sağlık Kâğıdı doğruluk kâğıdı askerlik vesıkası, hüviyet cüzdanı. d:ploma, 3 adet 6X9 ebadındakı fotoğraf ı!e dogrudan doğruya Adalet Bakanhğı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne müracaat etmelerl lâzımdır. 7 Noksan evrakla yapılan müracaatlar nazara alınmaz (Basın A • 9793 • 16332) 4170 Yazan: Zsolt HARSANY Çeviren: Tarık ÖZBİLGEN Bırrfenbire Galıle, kendısinl nun için de «Cattedra Pomeri gelmis olup onunla tanısmayı ar yakındac ılgıiendıren korkur.ç diana. (1) için bir matematikçi zulamaktaydı. Delikanlı. matema bir olayın geçtiğinl «ezmiemış ye gereksınme vardı Oysa Flo tik bilgisinin profesörlerı şasırtti. Adımlarını sıkla^tıraraktan ransa'lıdan başka bir aday orta tığı markiden sözedildigini zayürurken, tanıdığı bir kadına, ya çıkmamıjtı. Galile'nin aile ten duymuştu. Kendisini. peri profesörlu. masallannm cinine benzeyen min Benvenuto Cellıni'nin ktzına sinde. delikanlının ğü daha »imdiden olmus wyıl nacık bir ihtiyann önunde bulrastladı: mustu. Uzun sakalı, göğsunün or Böyle neler oluyor, stnyo maktaydı. Her ne kadar «eğer Salt iyi Tanrı bize yardım ederse» ve tasına kadar düsmekteydi ra Magdalena? Diye bağırdı ya €herşey yolunda giderse» gibi dazlaktı ve çehresi çok «yıda ona. sözcüklerle konu;maya baslanı küçük kırıstklıkla doluydu. Tü Nasıl, bilmıyor musunuz! yorsa da, bunlar sadeee stıl biçi» mü itibariyle Mathusalem'i andırı Duk Francesco ve düşes bu g e . çimlerinden ibaretti yordu, fakat gözleri virmi yaşın ce öldüler. Ayaklan köb sal Bu arada Bolonya'dar tehlikeli parlakhğını korumuştu ve bakı» mışçasına meydan üzerinde d o . bir rakibin Giovantonio Magini şına tath bir gülümseme eslik etnakaldı Bıanca ölmüs? Bu o'.a nin, matematik kürsüsüne istem mekteydi. Galile girdiğinde aya naksızdı. li oiduğu ö£r*nilmlsti Padua ori ğa kalkmış ve kendisini törenle «e Ertesı günu, yasal vârıs kar jinli olmakla birlikte Bnlnnva Üni lâmUmıştı; zira. Laurent le Magd'ınal Fernando'nun iktidarı versıtesinin kurlarım ızlemış ve nirıque'in kibar sarayı çağında ol alacağını ve oU^ılıkla Kiiise' orada doktor olmuştu Uzmanlığı dıığu üzere. tÖTn düîküniiydiı. deki yerıtıi terkerieceğ'.nı öğastronomi üzerineyrii ve bu ko Ben bu Masrini'yi tanırım, rendı. Geç vakıt, ıkindı üzerı, nuda daha şimdiden vayın y«p dedi yaşlı adam tamamfyle orta Lcasıa dı Lanzı önüntie. rastge mış bulunmaktaydı Di'irüst, gü biridir ve bu aptal olmnk'an le Rıccı İle karşılastı: venilir. dengeli ve de kurulu oto daha beterdir. ls kanasıtesı vük Mektup eb?riiven kavbol. ritelere karşı çıkmarr.is olmakla hayvanlarınmki gibidir He* vedu... ün yapmsştı. Artık dciksnîı sa ni şeyden korkma içgödüsü varyılmazdı: Otuziki yasmdayfiı Bu dır Atandığı takdirde ttniversiie *** Floransaiı soyln krşi. yirml . hsber. haşsnva ulaş1ıim<!?n *mü) ye yararh ve fakat bilime Z8r»rlı altı yas vöresinde, rnaternatik olan Galile'vi snn H»».p 'irkut olur: etüdyanlara mevcudu çok iyi öğretecei fakai nlan her bilimler alanında istisnai hil tü RİIı, vahtivle crandük FraneesPadua'da Molem'nın oiumüyle i'erlemeden ayıracaktır co'nun hizmetinde çalısmıs ün açılmıs bulunan bir dığer kürsü Sözünür arasın? ırirmeme lü profeser Ostilio Rirci'nin ög d?ha boştu Fakat bu İİnıversite müsaadenizi ısterim dıvt Galile rencisi olnp bize onun yanın nin baflı olduğu Venedik'te oto onun sözünü kesb Bana «etince dsn en ısılı biçimde sîlık veril riteler. eski öffretim iivesinin anı ben. Üniversite've olduSıı kadar mis bulunan Galiles Galilci. Si sına karçı saygıyb, venı profesS hilimp de yararh olabilinm Kenenne'de bir seri kanferansa bas rün atanma.«ını ertelediklerini bi) dimi birçofe bulguv» vetenekli lamıstır. Kendisi. kentimizde dirmislerdi Son olarak Floran duj'Tiak'avLn ve çalısmalanm, oldnğn kadar. aynı zamanda sa'da Ricci'nin isgal etmiş oldu ijtrki yüzyıllar içinde Solonya Fleransa'da da vüksek sasvete tu bir matematik kür«ü?ü bo» Üniversitesi'nin Onünü »rttiT<W» toplantılarında konusmalar vap kahyordu Onu Piza Üniversite lir. mıstır. Bn vüksek bllim ada si'ne tranrfer ve genç fakat »im tşte vafcur blr karsıhk mı, ümanizma ve filozofidr diden üp.Iü Galile've i«"di etmeGalile üzerine tıçrayıp yetkin v» dük inandınlams? mydı? etüd etmis bnlonmalrtadır. Bo. vaşlının vanakiannı öpmekten lonva'da matrmatik üzerine Bu diisüncevi öngören Floran kendini «üc alıkovdu. zinı on« karlar vermeh istivor ve bn«alı din adamı Karriinal Fran karşi tutJcun bir «empati duvm»k alanda herhantri bir baska hil cesko d1 Monte va da dsha dog taj*dı Sonımda eec» jec vskit rusu onun. PesaroMa hüviik ser. aynlırlarken mBrki ono «ray tin ile bov Slriivmeve hazırdır kırdesi usulö sel.îmladı Ertesi ve daha Bu. Galile'y: Bolonya otoritele '•et sahibi olan erk^k ertesi giinîi venlden saatlerce gdrıne sâlık veren ne ilk ve ne de markî GııirlilıaHo HP! Monte İdi. (4rk»n var) son mektuptu Kentin ÜniversiKardinal bir gün Galile'den riİ5tii!«r tesinde matematik profesöru olan lten(îi«înf ivedilikle (rSnnı>ye gtl(1) tidndl kurlan Ifnazio Danti y«ni ölmüjtü: bu metin! ist«mi|ti: erlcek kardeji TİFFANY JONES f UATIOLA S U & i S ^ U ONVJ GARTH OCUfUİCI TAPlkJAliTANI 3UML4EI İzmir Belediye Başkanlığından 12 Haziran 1972 Pazartesı gününden ltibaren mesai saatleri (7.20 14.00) olarak değıstirildiginden Beltdıyemız ihalelerine ı«;tirak edecekleru» kapalı zartlannı ıhale günleri en geç saat 11.00'e kadar Encumen Başkanlığına vermeleri, açık eksiltme ve arttırmalara iştirak edeceklerin de ihale günleri «aat (12 00) de Encümene müracaatları ılin olunur. (Basın: 1 • 2340 16533) 418»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle