25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IAYTA DÖRT: sUUIrlHUKIYET 6 Mayıs 1972 USTAPA KEMAL, karar ftnim anlatmağa şu »ekilde devam ediyor. Bu esnada Conkbaym' nın güneyindeki 261 rakımh tepe den kıyının gözetlenmesi ile görevli olarak oralardab ulunan bir müfreze erlerinin Conkbaym'na doğru koşmakta ve kaçmakta olduğunu gördtim. Erlerin önüne çıkarak: Niçin kaçryorsunuz! dedim. Efendim dfifman, dediler. Nerede? diye bağırdım. Işte, diye 261 rakımh tepeyi gösterdiler. Gerçekten, düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmıştı ve tam bir serbestlikle Uerlye doğru yürüyordu. Şimdi durumn düşünün: Ben kuvvetlerimi gerlde bırakmıştım, erler on dakika dinlensin diye... Düşman da bu tepeye gelmiş.. Demek ki, düşman bana, benim askerlerimden daha yakm.. O zaman artık bunu bilmiyorum bir mantık muhakemesi midir, yoksa «evki tabiî fle midir, kaçan erlere: Düşmandan kaçümaz! diye •eslendim. Cephanemiz kalmadı, dediler. Cephanents yoksa, sungttnfbı var! dedim. Ve bagır&rak, bunlöra attngtt taktırdım. Yere yatırdım, aym ıamanda Conkbayınna doğru llerlemekte olan piyade alayı ile dâğ batâryaffllZıft yeti|ebilen erle rınin, marşmarfi ile benim bulun duğum yere gelmeleri için emir SuVjpyımı geriye koıturdum. Bu er ler, süngü takıp yere yatinca, dttş ittart erleri de yere yattı, kazandığımız an, bu ândır. Kolun başmda bulunan bölük yetişti. Bu bölüğe, cephanesiz bir llği kuvvetlendirerek ateş açması nı emrettim, yanıma gelmİş olan 57. Alayin 2. Tabur JComutanı Yüz başı Atâ'ya bütün taburu ile bu bölügü takviye ederek 261 rakımlı tepe üstünden düşmana sal dirmasmı emrettim. Dağ bataryasma Suyatağı'nda mevzi aldırarak düşman piyadesi üzerine at«| a$ tırdım, dlğer tabur da saldınya katıldı. Bundan sonra İdi ki, alay kornutanına bütün alayı ile benim tevcih ettiglm yönlerde düşmana emrettim,* îşte böy M Çefifc ve barutu eriten Türk mucizest: \ Düşmandan kaçümaz lece, M. Kemal Yarımada ve Boğaz'daki ilk buhranı yenmisti. Y ıa : N A Ş I T U L U G cz n Dehşet RIBURNTJ'na yapılan diğer çıkarmalara kar?ı kahramanca •dırenen askerlerimiz, Bolayır ve Anadolu yakasmdan yardım al mağa başlamıştı. Yedek kuvvetlerımizin savas hattma girmesi ile muttefiklerin sayı yuksekliği a Gclibolu'da düşman savaş gemilerinden atılan; fakat patlamayan bir merml vantajlan azalmif olduğundan, düçmanla kanlı «avaşlar bütün |id detiyle devam ediyordu. Güneydeki «avaşlar da bütün fiddeti ile sürüyordu; Fransız birliklerlnin komutam Fransız Generali d'Amade dehşet içinde idi; Kurmay Baj kanına sesleniyordu: « Türkler pek azıIı, ılingü hücunra yapıyorlar, hattft bir arahk bizt karma kanfik ettfler..» Blrbirini kovalayan günlerde Yanmada üzerinde, her biri bir destan dolduracak savaflar devam etmijti, Düşman Arıburnu'ndâk? sipfefleriıîıize taarruz etmiş, birliklerimizin karjı süngü hücumlan ile geriye püskürtülmüş tü; fakat kazdıklan siperlere tamamiyle yerle$en düşmanm yeni den önemli blr hÜcuma kalkıçaca ğın: muhtemel gören M. Kemal, emrine gönderilen taze kuvvetler le düşmandan önce onlara vurmayı kararlaştırmış ve bölge komutan larını, Kemalyeri'ne, yanına çağınp ağızdan direktifler vermis ve onlarm morallerini yükseltrnek için şöyle konuşmuştu: « Karşıtnızdakl düf manı bir tekimlze kadar, hepimiz ölerek denize dbkmek lâzim olduğuna vicdanen kaniim. Durumumuz, düfmana gore zayıf degil dir. Düşmanın moral kuvveti tamajmen mahvolmujtur. Dü$manı büsbuttin kaçırmak için uzun boylu düjün meğe lüzum yoktur. İçimizde ve komuta ettiğiniz askerler arasında, Balkan Savaşutın hacaletinin ikind bir safhasını görmekten Ise ölmeği tercih etmiyenle rin bulunacağmı kabul etmem. Şayet böylelerin olduğunu hlssederse niz, derhal onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim.» Böyle bir azim şiddet ile hazırlanan taarruzu, M. Kemal şöyle anlatmıgti'. Bir atılışla düşman mevzilerine ginneleri 1çin borazanlarla, trampetlerle geriden şiddet li bir hücum emri verdlm; saat 16 idi. Bütün cephede Ueri hateket canlandı, merkez grubu atılarak ilerlemeğe baş ladı. Doğrusu bütün birliklerimiz takdire değer bir surette ilerliyor lardı. Blrçok erler bazı yerlerde düjman slperlerine kadar girmeğe mu vaffak oldular. Fakat asıl kesif avcı hatlarımiz düşman siper lerinin 2030 hattâ 10 metre önünde durdu. Askerlikçe bu mesafede hâlâ savaşın bltmemif olması garipsenlr. Çünkti eskl nazariyelere göre, bu mesafenln pek üstündeki bir mesafede savaşın sonucunun bel Bir adım bile 11 olması gereklr. Halbu kl düşmanın sebat ve u ran, kahraman erlerimi rin ise ölümden yılmaması böyle burun buruna gelindikten sonra dahi, daha aylarca müd det kanlı savaş safhala rını görmek imkânmı muhafaza etti.» :İİİ|İÇÛİİ| ÇALINAN TAÇ SAATTENBERİ devam eden muhajebe, askeri pek ziyade yormuştu; onun için M. Kemal verdiği emirle, taarruzu kesmişti. Fakat kazanıl mış olan hattı tahkım etmekten, orada mıhlanıp kalmaktan başka vatanı kurtaracak çare görmediğinden M. Kemal, şu emri verdi: •Benimle beraber burada savaşan cümle askerler kesin olarak bil melidir ki, bize verilen namus görevini tamamen yapmak için bir adım geri gitmek yoktur! tstirahat uykusu aramanın, bu istirahattan yalnız bizim değil, bütün milletimizin ebe diyen ntahrum kalmasına sebep olabileceğini cümlenize hatıriatırım. Bütün arkadaşlanmın benim gibi düşündüklerine ve düşmanı tamamen denjze dökmedikçe yorgunluk eserleri göstermeyeceklerine şüp hem yoktur.» 1 Mayıs 1915 gunünün savaşı, çok kanlı olmuştu. M. Kemal, askerinin yiğitliği karşısmda hayran dı: «Karşıhklı siperler arasında nıesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler hiç biri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikinddekiler, onların ye rine gidlyor, fakat ne kadar imrendiricl bir itidâl ve tevekkülle biliyor musunuz.. öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor. Okumak bilenler boyuniarmda Kuranı Kerlm, cennete gitmeye hazırlanıyorlar, bilmlyenler kelimei şahadeti tekrarhyarak yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuv vetini gösteren bir misaldir. Emin olmahsınız ki, Çanakkale muhare besini kazanan, bu ruhtur.» M Çanakkale'de; düşmanı dünyaya geldlğlne pişman eden k.ahramanlanmızdaıı üçü bir agfır makinelt tufek yuvasmda, * ' 15 SON VEFAT Merhum Münlre Hanım ile Maliye Nezareti Müdürlerlnden merhum Husnü Beyin kızı, Server Erensu'nün ablası, Şuk. ran Ozil ile merhum Ali Tara'nın annesi. Tarık Ozil'in kayın valdesl. Cfevza Aktüze ile Cem Ozil'in anneannesi, llkin Aktüze ile Seyda Ozil'in buyuk kaymvaldesi, Em. Kor General Şefik Erensü İle Em. Kurmay Albay Mukerrem Erensu'nün teyzeal, Doktor, uzaklara bakıyofdu şimdi. Böylb hasta, yanm bir adamdan iş bekliyenlere kızıyordu belki de. Herhalde bir çaresine bakmalı.. Emin Efendi de çok, zaman çaresini düşünüyordu ama bir türlü bulamıyordu. Doktor tekrar Hüseyine döndü: Paravanayı bugün Sğleden sonra sökü, verin. Pencerelere perde de lâzım. Böyle karagöz oynatır gibi olmaz, tjedi, ^ U varın sıvasını eliyle yokladıktan sönra odadan çıktı, kendi odasına girdi. O çıktıktan sonra E/min Efendi öğle paydosuna kadar, neden Öksürdüğünü, neden hasta. Artık işler azalır dedi. lığmdan sözetmek zorunda kaldığım düşünüp Hüseyin, sigarasuıdan bir duman çektikten durdu. öğleym eve bangi yoldan gitmişti; ana" sonra: . „ sı ile birliktft ne y^emişlerdi, neler anHatmıştı Sabahtan beri altı kjşi geldi.. ' anası, neler sormnrştu^ Hiç birisini hatırlamı: Emin efendi: yordu. Bugünkü kadar dalgınlaşmamıştı. Ma^ sanın kenarına dirseğini dayaroış, bir d i şaka ' *'•'* Lâf dedi, sanki onlann h#psl de sitma mı7 ğmda düsünüyordu • «Bnntın neresi dalglnlık? ' Başı ağrıyan buraya, dişi agnyan buraya, devle„ Düpedüz ahkhk bu!» Pencereden mezairhk götin hapı devayî küj saaki. v rünüyordu. Ne zaman mezarlığa baksa, gozleKapjdan iriyarı bir adam giriyordu. Emin erinin önüne bir kapı gelirdi Emin Efendinin. fendi, lâfını onun içeri girmesi tizerlne kesti. BaTuhaf bir zincirleme. Belki, bn efri hîifrü.jklbâcan bir görünüşü vardı adanun. Pantolonunun mi uzun, kimi kısa taşlan bir ba$ka filemin kaç aydır ütü görmedigi bellj İdi. Diz kapaklakapısı sayıyordu. . rından birinde arkasından yamandığını gösteren Mezarlığin duvannın üstünde çocuklar, birdikiş yerleri vardı. Hani yÜzünden kan damlıyor birine yardım ederek telgraf teline takıh kalmı? (Jenilfecek cinsten bir adamdı. Başıyla höpsini de uçurtmalarını indirmeğe Çalısıyorlardı. Uçurtma, aelâmladı. ' uçup gidivermek; insanın aklına ıjeler geliyor... Sfay Emin efendi burdasın ha! Daha yasıHÜseyin, sigarasımn dumamnı savurarâk fçerl girdi. Dairede bile olsa ikindi namazını kaçır' , yorsun demek? Merhaba Cevdet! Ulan o ne dalgııtlık? Karadenîzde gemilerin ml gayboldu be? mazdı. Belki de oami yakmdı, da ondan. Biraz nlerhaba Hüseyin aga! Sizin yeni gelenden ne evvelki ezan sesi Emin efendiye sadece ölümühabtfr? düşündürmüştü. Acaba Hüseyin daha başka şeyler mi düsünüyordu. Hüseyin, hafif, yerinden kımıldandı: Hüsey|n, şapkasıni yeni.ç»ktı|î çivllere.astı; Buyur Salim efendi, herhal sen de köy* sandalyesinin minderini düzöltti: *•' 4 ' \ lerden yeni döhüyorsundur. Ne var, ne yok?.. PazaPra uğradın mı sabanlayın? ¥ a | çok * JVe olsun bizimki de iş mi Hüseyin, Em« ucuzumuş bu hafta; akıl edîp de biraz bi şey alminin iti gibi dotanıp duruyoz, yeter gayrı do* •aydık herhal iyi olurüu. Bundan sonra ucuzlaianma diyen yok». • • • ' ı ' • ' (Arkası varî maz, üstüne kor. i Emin efendi umursamıyorâu, y«gin düşük flyatla satılmasım. , ' • Geç Hüseyin efendi garâaşım geçî Kaç kİlp yağ alacaksın ki tasalanıyorsun? Gör,en bilen de yağ ticareti yapıyor sanacak... ' Yann, kilosunu beş yüzden alınca , aklın başına gelir. Bu da bi ticaret, kesemizin ticaretiı Bu da ayrı bir hesaptı, Emin efendinin akıl edemediğh Geriye bir şeyler koyması lâzımdı insanın; şu hald'e kesemizin ticaretini de düşünmeliydik. Cevdet, şimdiye kadar lâflanna lâf katmamıştı. Artık cetveli' tamarhlamıştl konuşabilirdi. fmzasındaki kuyruğa hayran hayran baktıktan sonra: Bayan Sacide TARA 3 5.1972 tarlhinde vefat etmistir. Cenazesi 6 5 1972 Cumartesi gunü oğle namazından sonra Si§H Camiinden kaldırılarak Zinclrllkuyu Kabristanına defnedilecektlr. Merhumeye T&nrıdan mağfiret dilerız. NOT: Çelenk gönderilmemesi, bağışta bulunmak isteyenlerin Beşiktaş Kızılay Şubesin» müracaatleri rica olunur. Zamane Cocuâu , Yozan; BIU NAUCHTOH 59 Çoviren: NİHAL YEĞİNOBÛU DİŞİ BOND Pendik Belediye Başkanlığııtdan Mülkiyeti Belediyemize ait Ankara Caddesinde Alkaya Gazinosu yanında bulunan Otoparka bitişik (915) M2. yüzölçümündeki Belediye Çayparkı 2490 sayılı Kanun hukümleri dairesinde 3 ytl müdd«tle ve kapalı larf üsulü ile kiraya verilecektir. Yıllık muhamnıen kira bedeli 30.000 lira olup geçici teminatı 2250 liradır. îhalesi 23/5/1972 Sah günü saat 15.00'te Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. Taliplerin 2490 sayılı Kânun hükümlerine göre hazırlayacaklan teklif mektuplarını ihaleden bir saat evvel makbuz mukabilinde Belediye Başkanhğına v*rmeleri 11 an olunur. * Haksız olduğumu bunu daha derken biliyordum, Ama benimhaksız^, olduğumu bildiiim içm dlllmi tuttuğum ne zaman görülmüştür ki? Halbuki insanın düşünmeye b^ak^ı olmazsa^(ki, v bütün düşünceler bir bak^ma mahremdir) hiçbir şeye hakkı yok sayılır. Beri taraftan durmadan mahrem düşünceler lçrnde yüzen bir kadınla ıjrnı çatı altında yaşamak da çekilmez yanl. Annie, «DÜçünüp düşünmemek İnsanın elind» olan bir fey değil kl !» dedi. «Biliyorum ama elfiltmln göreceği şekilda kaleme âhp almamak herhaldt, «lindedir.»' Anniâ bu dediğlmin mtntığı. nı kabul etti. «Sadeca lçiml boşâltmftk içia yazdım,» dedi. Benimle beraber yajıyan karınm Tony diye bir kalas parCasmj düşünmek neyine gerek gftnki? Aynı odada, hattl aynı yatakta üç kisiymişiz gibl oluyor. Hem de üçümüzden bir ta' nesi, gozlt görülmez, elle tutulmız ! Demek istlyorum kl üla §eviyorııun diye bir adftmj birtikte yaşadıgın bir adarnın üaerine TIFFANY JONtS 000 • v>&H\ZC\rrtZ i (Basın: 14825/3204) yük etmeğe de hakkm var ie» pedüz bir bakış işte, > bllmem nin? Şimdi ben da pilicln biriy. anlata biliyor muyum? Iclmden le yatarken blr başkasını ak ne dediğimi söyliyeyim ( «ize, hmdan geçlrsern ashnda hiçbi «Öh olsun, haketti ama, lstedi», riyle yatmıyorurn demektirı Bil diyordum. Ama o anda onun göğ mem aniatabildim mi? Belki de süne kapanıp af dllehıek, kenyanılıyorum ama benim yanıldı dimi yerden yere çarpmak da ay ğım pek nadirdir. ni şekilde kolay olurdu sanıyofefendim,e söyliyeyim • Annie' •rüm. Ve ayni derecede Bamimt. cik gayet masum, masa. başmda Hiçbir şey demedim. , Hiçbir durmuş mahrem düşüncelerin şey yapmadım. Taş gibl duruyor den bahsediyordu ve b^nirn elim dum. tlk hareket eden o oldu. dea gelen hiGbir şey yçktu. Sa« Gayet sakin yatağa doğru yürükın kıskandığımı sanmayın ha. "dü ye gayet şakin eğilip yatağın Kıskançlık deglldl bu, Ben ken«' altında duran bavulcuğunu & 1 dimi iyi yetiştirdım, elimde ol dı. Sonra ona ayırdığım çekmeee maytn ^eyleri kendime hiç uert ye giderek pılısmr, pırtmnı *op etmem. Yanl pek ender. Ama şu leunağa başladı. Pazla sürmedl. anda rnaianın Üstünde duran rt> Bir iki dakikada bütün eşyasını li böreği kaptığım .gibl (üstelık toparlamıştı. elirni de yakmısım ama o anda Onun ne yaptığım farkedince, farkın» varmadım). ' «Kendininkilerden başka bir şey «Şimdi göstereyim' sana flBil alma ha!» dedim. • *. lçinl boşaltmak' nasıl olurmuş.'» Sesini çıkarmadJ btma Oyle dlyerek tepsiyi var gücümle ,du sakin ve sessiz bir hab vardj kl vara çarptım. «Zaten senden bundan fazlasım Doğruyu söylemek ğerekirse urrimuyordurn», dergfti. Ya da blr an .kendlmi kaybedip yaptı o böreği» duvara çarpınes çıkar dığı sesten ,sonra herşey pek ses ğım bu'iş beni de sarstı Yani börek duvara çarpınoa $ok ge siz gibi geliyordu insana. ~ çirdim âde"ta. Öyle de iğrenç bir Sonra, tam sokak kapısınflan çıkarken döndü ve «Krem kara manzara meydana geldi kil Annle serlnkanlıljkla baktt du melini bayatlatma», dedi cPırın vara. Belki de artık şok'geçi da duruyor.» Ve kapıyı arkasınöan usullarecek hali kalmamıştı. Sorira dabana baktı. Biliyor mösunui kin, cıkçekerek çıktı, glttl. öfke füân yoktu bakışînda. Dü • (Arkası var) GARTH .Z. Devfel Demiryolları G> TAÇiyOCSA R Î T U . Silindir Ûömleği Alınaeak İLÂN Erbaa Belediye Başkanlığından 1 .Belediyemize ait 500 ton çımentonun Sivas çimento Fabrikasından Erbaa'ya nakli 2490 sayıh kanunun 31, madde.«J uyannca kapalı eksütme suretiyle yaptınlacaktir. . • 1 2 thale Î0/B/1972' Salı günu saat 15.00 de Encümen huzurtında yapılacaktır. * , 3 Blr kilosunun muhammen fiatı' dokus kurus olup geçid teminatı 3375. Ihadır. 4 ~ thaleye gireceklerin tem'inata ait makbuî veya mektuplari iIçametRâh limühaberini tbra2 etmeleri »arttır. Bu ige ait $artname Beledıyede görülebi 9 kalem 1190 adet Süindir Oömlefi; 18 Mayıs 1972 Perşembe günü saat 15 de Sirkeci'deki Komisyon b4nas,nda kapalı zarf usulfl Ue satın alınacaktir. Tekliflerin en geç mezkur saate kadaı Kornisyona verllmiş veya gelmlş olması şarttır. 2 Geçid teminat teklif edilen bedelln yÜ2de beşl olurj sartnameler Komisyondan bedelsiî alınablUr. 3 TCDD. İhaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercih ettiği talibe yapmakta tamamen serbesttir. (B&suı: 14704/S186) İSTANBUL ALIM VE SATIM KOMİSYONU REİSLİCİNDEN (Basın: 14305/3188)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle