Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UtfRT: 12 Mayıs 1973 KtSAN : Saat gece yarısından sonra ıkıyı gdstenyordu. Gelıbolu yanmadasuu da derln bır »essızlık önmilştü. Yanmada'nın batı kuzeyinden güney ucuna, oradan Anadolu tarafmda Kumkale'den Besflder'e kadar uzanan kilometreler boyunca kıyıda postalanıruıj, karanlıkların derirüıklerını delen gozlen ıle •uflnj tanyorlar ve Saros körfezınden Bogaz açıklarma kadar, bu gece pek sakin olan der.ızl yalayrp kıyıya çarpan her sesten bir ?ey sesmeye uğ raşıyorlardı. K Çe/ı'fc ve barutu erîten Türk mudzesl: Taznr MJ1ŞIT U L U G Çanakkale'yl 18 Martta denlzden zorlayıp geçemiyen magnır armadanın, bu kee de, kara kuvvetleri ile birllkte Boğaz'ı ele geçirmek içın bir çıkarma teşebbusüne karsı tetkıkte idık. Kıyı postalanmız, karanlıkla, tabıatın türlu sesleri ıle o kadar alışkanlık peyda etmişlerdi kı, en zayıf bir ışık, en hafıf bir çaü hışırtısı dikkati çekiyor, kaç gün doğru dürüst uyku girmemlş, alev alev yanan gözler, sert bır ovuşturmadan sonra denızin uzaklıklarına nüfuz ediyor, kulaklan kavrsyan eller bütün duyma güçierıni nasırlı avuçların İçtnde topluyorlardı. Ay ışığı Gelibolu yanmadasırı çevreleyen denizlerln üzerinde pınltılar bıraka bıraka kaybolmak üzere :di. 9'uneu tümenin 27 ind piyade alayının ikind taburunun 4'üncil bölügü Yarımada'nın batı tayısında, kuzeyde Azmakdera ağızından Kanlısırt'ın batısmdaki Çakaldere'ye kadar 4 kilometre uzunlugiındakt Anburunu ve bır tasırn Anafartalar sahllinl gözetlemekle görevll idl. Çakaldere'den Kabatepe burununun güneyindekl derenin ağzına kadar olan kıyıyı 3 üncU bolük gö zetliyordu. Bu böliiğün bir takımı, Kanljsırt'ın güney batısında Keltepe'ye konmuçtu. Çamtepe'ye kadar olaa Palamutlusırt kısmında 2 ncl bölük gorevll idl ve 1 İnd bolük de Kabatepe burnunun dogusundaki Duşmanf Arıburnunda nasıl karşılandı? 3 üncü takım, Gelıbolulu Başçavuş Suleyman'ın komutasında, bolüğun yedegl olarak Boyun noktasında bekliyordu; Çakaldere'ye de bir gözcu mangası göndermlşti. Böluk komutanı yüzbaş,. Faık, Boyun noktasındakl yedek takımının yanında idi; bu nokta da telefonla Kabatepe'deki tabur komutanüğına bagiı idi. Bolukler üçer tatamdan, takımlar dokuzar mangadan kurulu ıdı. Mangalarda dokuzar er vardı. Böylece her bolükte 250 er mevcuttu, mavzer tüfekleri taşıyorlardı. Makineli tüfeklen yoktu. O zamanlar, yalnız alaylarda dort îuîegı olan bırer makineli tüfek bölugu vardı. « Komatınım, fleri açığımızd» blrçak duşman gemisi ka ruüıfın içinde Kçiliyor» dedıler. YUzbaşı Faik, durbünU 0» ufku taradı. Tam karşısında, fekat hayli uzaklarda, büyük mu, kuçuk mu, pek fark edilemıyen bırçok gemıden sızan kor ışıklar gorünuyordu; Takat nareket halınde olup olmadıklan anlaşılamıyordu. Faık, derhal telefona sarüdı, tabur komutanı Ismet'ı buldu; gordüklerını anlattı, onu dinledıktea sonra komutanın emrı şu oldu: « Telâşa mahai yok, çıkarma olsa olsa Kabatepe'ye yapılabilir, gemüeri (üzetlemete devatn ediniz!» Yuzbaşı Faık dıyor ki: < Yazılı raporumu not edip bir erle tabur kararçâhma yolladıktan sonra, gözetieme yerine gittim. Karanlığtn yofnnlafm a n m rt|men karşnntzdaki ffpmilerin dah» da kalabahklaştığını fördüm; gözüm karanlığa daha da alıştıkça, bu gentilerin bİ7e doğru harcket rder gibi olduklarına hukmettim. Usnle göre, tfimen komutanlığina da bilgl vennek için telefon bafina gittiğim zaman, saatin iklbuçuğn geçtiiini samvonım.» Turnen karargâhmdan karfima aategmen N'un çıktı; »nlattım: «Telefon bafudan mynlma. knrmay beye •iyliveyim !> dedı. Bıraz sonra, şu suallerle karşılaştım: < Gördügun gemilerin kaçı nakliye, kaçı savaş eemi»iî» Cevap verdlrn: < KaranlıkU bunun teçBmesine imkân yok efendkn, >alnız gemilerin çok olduğumı soylejeMUrim.» Tünıen karargâhı ile konufmamız burada bitti. Biraz aonra ay battı, gemiler bösbütun karanlıgın yofunluğuna gömuldüler, fBrünmez oldular. Yedek takımıma sillb batı emri Terdlm; gözlerini ve kulaklanın kıvılara çevrilmişti. Yataıuma hizmet edece|im gün ve »a•t gelmişti. Aıkerlerim ' de »ynı iman ile el .etikte hazırlar, hiç birimizde korkodan eser yok. Vuruşmava o kadar istekliyh ki.. Tek geride kalanlannuz duşman çizmesi altında ezümesin, TOPÇtLARIMIZ, ÇANAKKALE TOLUNDA.. bulacaktır. Gorevinl o i n a kadar başan ile yapan, düşmanı kendı ateş bolgesıne yanaştırmayan, yanaşanlan ağır kayba ugratan bu takım, hemen hepci şehıt olan bolugunün şan ve şerefıni koTakım, üzeTine saldıran düsmanı Korkutdereai'ne sokmu» ıse de, sağından ve gerlsinden ateşe tutulmuş, bir şehıt ve ıki yaralı. verdikjen sonra arkasının çevrildigint görünce daha gende hâkım bir sırta çekilerek savaşır.ış ve 27. alayın taarruza ba&laması üzerine Kanlısırt'm guneyinden . alayın sol yanını konımuştu. Bu takımın savaA da kahramanca bır do»ujtu. Ingılız Savaa tar,ıhi bu .çarpışmayı şoyle kaydedıyordu: «Kanlısrrfi işgal eden Avusturalyalılardan iki bülük ayrıUrak Kabatepe'ri Türklerden temizlemek için bu TÖne gönderildi. İki bölük, bir Türk mfifrezesinin atesi Ue karaılastL Her iki bolütfin komutanı ile birkaç subavı yaralandı; bölükler çok dağıldıklan için Rabatepe", ve gidemediler...» rumustu. Kanlısırt ANLISlRrın güney batısmdakı Keltepe'deki 3. bolügün, asteğmen Ismail Hakkının komutssındalu takımı, çıkarm» teknelenni görunce deniz kenanna bakan sıperlerı tutarak Arıburnu yönünde duşmana ' yan ateşi açmıstı. Çanakkale'de batırılan tngilizlere sit «Irresistible» ıırhlısı.. gırtiarın gerısınde yedek olarak beklıyordu. Bu yedek bolukten ıkışer raangaiık kuvvet, Kabatepenın kuzeyındeki tepeye ve Azmakdere'ye sünümüşburnu'nun kuzeyine kadar olan kıyının korunmasi ıle gbrevlı ol duğundan, ikı gözcü mangasını «Ağıldere bolgesı» adı verilen alanın kuzey ve güneyıne lürmüatU. 2 nci takım, asteğmen Muharrem'in komutasında kuzey Anburnu'na bıtışık olan Haintepedekl aiperlerde İdl Te Kuzey ve Güney Anburunlan arasındakl tanhe Ingülzlerin Anzac adı ile geçirdikleri kıyı ile, bu burunlann iki tarafını ve guneyde Çakaldere'ye kadar olan kısmı konıyordu. Bu takım da Kuzey ve Güney Anburunlanna ve kenardakl tepeciklere bırer m»T<g«iiir gotcti po«ta surmıiştü. K Bu sırada, Kanlısırt üzerinde Kabatepe'ye karşı mevzida bulunan dâğ bataryamızın üç top namlusu düşmanm .eliae geçmış, fakat a ynı gun 27. ala^ ym hanilesi ile kurtarılmışti.. . ». Y A K I N : tu. Ölüme meydan r okuyan bir avuç'"* kahraman. Diğer birlikler Karanlıkta NİSANIN ay ıjıgı henüz kaybolmamıştı; bokık komutanı yüzbaîi Faık, yanındakl yedek tatamdan Bigalı Idns İle Gelibolulu Gemil'ı gözcü çıkarmıştı. Kendisi bajıra bir tümsege yaslamış, kaputunu üzerine çekerek biraz kestlrmek isterken, ayak seslerinden uyanmıştı. Gözlerini koşan iki erinin geldigl çalüıga dlkmişti, erler: ABt'R komutanı binbaşı îsmet, yedek bolügünün yanında idi ve bu nokta sahra telefonu ıle Eceabat'ta 9. tümenin santralıne bağlı idi. Anburnu'nu gdzetleyen 4'uncü bo'ügün 1 incı takımı. yedek asteğmen Ibradıu îbrahim Hay rettin'in komutasmda, Balıkçıdamlan cr.armda kazdıgı sıperlere yerleşmjşti. Bu takım, Azmakdere'nin ağzından An Î M 11 Baban hafUUnmiftı, i&lct tera gidiyordu. Kefil olduğu bir adam sağı solu dolandınp ortadan kaybolmuftu. Sofukça bir gunde han» biı sürü adam gelmişti, sofuktan ve hastalıktan sobanın baf«da tir tir tıtreyen baba ile bağıra baiıra konu»ayorlardl, nerdeyıe doAeceklerdl adamı. Ilk defa o gÜTi. insanlardan korkmnştu; demek insana bajırabilirler, demek insanı dövcbilirlerdi. Baba'sı, onlar kadar bağıramıjror, cllerivle, kol^uiyle onlar kadar hareket > apamiyordn. O da onlar kadar bağınp çaİına, elini. kolnnu oTnatsa çfckilip giderler tnlydi? Bu gurultulii konuşmadan, iıç beş gün sonra bir akfamıistu babası jazı masasının biilün çekmclerinl boşalttı, handa çalıştırdırı adamların hepsinl çağmp ağlamaklı bir fetie sadece «Ailahaısnıarladık..^ dedl; Emia Efea4i>e garip gelmljti bu hal. Yoksa busbütun mit fidi\orlardı? E\et babasının o akşam duvarlarma vaşlı gozlerle baktıjı handan temelli aynlı>orlardı. Demek babası yastaki insanlar da afiıyabiUyorlardı. Adam hasUydı, anası, hanın elinden gitmesi >uzünden ba;mın etinl yiyordu. Hastalığ» ve anastnın gurultulerioe da>anamadı; kimbiiir belki de \adesi yetmışti: bir gece eabaha kar|i oldü. Emin Efendl bagıra bafıra aplamıştı. Bu adamı hıklkatcn seviyor mu^du? Toksa simdi giîçlükle ha^a!me>al hatırlıyabildiği bu adama karşı sevgi«i bir alı*kan' llktan mı ibaretti. Sonra dayısı felip evi satmıj, onlan y u ı n a alıp memlekete goturmüjtü... Hülyatmı, All Rıza uıtanuı: Biı gajrri aliftık bole bozuk düzen fitme>e. Ta senin işler nasıl? Bu kercs senl ecıik zayıf fördum ben, ellehem kövlcrde aç tefil fali' yosun? Şo meseleme ne âlemde? Geç be Ali Rua usta, sea beai bUmczmia gibi konuşu>or»un. Yooo Emin Efendi, nlye bole diySn bcn seni bllurum. hem iyi bilurum, Ulive iikif öteki de anan ne olsa Btt 1| anamdan çok benl alâkadar eder. Ali Roa ıtsta öknirdü: İyi, iyi memnun oldom. Bo y«jtaa tonra başını nâre yaktıgına değmez. Ha onu dejeceğ!dfm, sire yenl bi doktor mu gelmif; kulajuna ole çalıodı. Ben de anamdan duydum, fittin seoe b o | dnrdaracak değliler ya. herhal gelmijtir. All Rıza ustanın dokkânına gelmijlerdL O, dükkânına donerken: IVIALKOGOĞLU ÇALINAN TAÇ Yazcn ve çizcn: AYHAN BAŞOĞIU hür otounlar, ırz ve namnsUnna dokturabnaatnj» Gel otnr, bi çaynnı Iç deyecem emme; «en bugıin dayrene er gitsen iyi edersfau . Emin Efendi: • ' , Eksik olma Ali Rıza usta, lçmedigimis }ey ml? Had! Allah kolaylık versin... Sana da evlât sana da.. Köye > {îkmadan uğra da iki bi doelim... Bo adam kcndisini seviyor muydu? Bu Emin Efrndi iein pek de ehemmiyetli olan bir nokta değildl. O, Ali Ikza usta Ue konusraakfan hoşlanıyordu sadece. Bir elinde eski bir ktlndura, dunyanın ve kasabanuı işleri hakkırida, gözluklrtinin ıi«tünde bakarak terdiği hükümleri dinletmek için o da Emin efendiyi arardı. Pazar mtydanı ana baba gtiafl idl. Kasabanın pazanydı bugun. Koylülerden* kitni arasan bulurdun burda. Emin Efendinm 'aklı ermlyordu ' bu adamlann isine. Kö>de pazardakj flyatı versan, harlâ daha da fazlasmı versen satmazdı bnntar. Bafıran, çağıran, Ü£ aşağı beş >ukarı çekijenlerbı guriiltusu ayyuka çıkıyordu. ' Aldanmadm BeMr Ağa, koshoea dfiveyi daha mı ucuza>aiacağıdm? Geç beytrif pek de matah bi bok deglla aldık bi kere Agam böie dünc. br heta gelir...' Daha aşağıda bir hindi pazarlığı vardı. Koskoca çoluga iki buçuk <ira mı veriyon? İki gözüm öriüme aksın köyde üç buçnk kâat verdiler tJe vermedim. Bn kadar daban depdik .simdt sana İki buçnga mı vereceguz? Kövde üç buçuk kâat vermislermi?; (an sende hiç akıl Izan yok mu? Şuncağız hindinin Fedailer ÜZBASI Ftık'm Anbumu' na bıtıştk Haıntepe sıperlerinı tutan fkınci takımının komutanı asteğrren Muharrem, duşman geınılerinın yakiaştıjını gördüğünü, sipere girerek düsmanı beklediklerinl, teknelerm kendı'J.srine yaklaşması üzerine düsmana ates açtıklarını, düşmanın ateşimize denizden mukabele ettığıni anlatmı»tı. Genç asteğmen denızden açılan atesle ıki omurondan rurulmus, geriye çekilirken de kolundan yaralanmiîtı. Denizden ve karadan tutulduğu siddetli ate»e gögüs geren bu ttkımdan ancak ddrt erimiz hayatta kalmıstı. Kabatepe noktasındakl Uçün cü böliıgUn komutanı teğmen Asım, askertmızin tekneler yak laşınca ateş açtığını, düsmanın makineli tüleklerle sahayı taradığını anlatmış, bizim mantelli topumuzun da ateşe başladığını hatirlamıştı. Avusturalyah a»kerler, 60 tüfeğimizin atesi kar «ısında &t bir kayıp vererek ka raya çıkmışlardı. Anburnu'nun kuzeyine yanas^ mak isteyen teknelertn içindek) duşman, kuvvetlerimizm şiddetli ateşi önünde, çıkarmadan va7geçmistl. tngilız savaş tarihı •11. ve 12. bölUkler, dik yamaçlara çıkarken bir Türk mevzii ile karsılantı ve kayba ujçndı» der; bu çatışma yüzbaşı Faik'in vuruldugu olaydır. Çıkarmaya karşı, önce Hain tepe'deki 2. takım, onun arka sından yedektekı 3. takım ates alanına gırmış, her ikl takımı mız da eriyerek vatan toprak larına karışrr.ıştı. Balikçıdamlan'ndaki 1. takı mın 6070 kişilik kuvvetl, düş manı görmüş. siperlere girerek beklemlşti. Duşman tekneleri karaya yaklasırken rotalartnı Anbumu'na cevirerek karaya atladıklan zaman artık ortalık HŞanyordu. Birliğimız ayrtınlık ta bu çıkarma kuvvetlerini tam ısabetlı ateşe tutmus ve kayba uğratmıştı. Bırınd takım cephanesl bltinceye kadar dövusnıUşiU Düs Y iki buçuk lira nesine yetmiyo? Sfenda raı satıyon? Deve mi?^ İAgam bi olacagını di... • Köyde üç buçdk kâat veriyolarmrş; g8tür orda 6at! Bu böyle Ikindije kadar devam edip gider, sonra hepsi yorgun argın kâr mı fcttiler, zarar mı ettiler besaplararak köyiın yoln'mı tutarUr» dı •, • • , * Emin hrendıve göre bunlar kârdao zjyatfff işin gezmesindeydiler.. Oaireye gelmişti. Aym binının bir tarafı dispanser, bir taraf» kendl daireleıt idi. Mustafaağa taslığı ' siijjfiruyordu. Emin Efendinin geldiğini görünce ' doğnddu. Taşlılığına rağmen dinçliğini muBafaza edefail. miş .bir adamdı. Saçlarını her zaman ustura Ue kazırüı. Kır düşmiiş kâslan ve kaün bıyıklan btr^çıplak başla tezat teşkil ederdl, Emin Efepdİ: DİŞİ BOND ( A r k u ı *âr] . Yazan: BIUHAUOHTOH . ÇeWren: MIHAL Y&INOBAU verdim. «Ama Syle nefis şeyler hazırhyor ki parmaklarınj yer» sin.» * Perce «Vi, biza çabufe tarafmdan bireT dublf daha yeriver.» dedı. Vı, «Art* kapatıyoruz vaktimiz kalmadı» diye cevap verdi. Be.n. «Ben zaten* istemem.» dedım. " . • Perce, «Sen bıze çabuk tsrafından Hti tane .doldunıver öyleyse.» dedı '• ' • « Vi sifonu çekti. Sharpey.' ••Senin su. pilicl anlatıvordun,» dedi • • * '. «pvet.» dcdim «öyle bir' yufkah ciğer vapıyor ki $ahane • • Perce «Ciğerden "nefrei ederim ben.» diye yüzünü .burusturdu. Tilki, «Te'vekkeli ml degil» dive başmı salladı «Son zamanlarda ^işkin bir hal geldi üzerine. Ovle değıl mi. Vi?» Ben, «Ne demekTTİs ^işkm?» diyerek kaıjııma îöyle, bir vurdum. • Aslını ararsan ben de az buçuk <işkiri hissetmiyor değildim kendimi. Ama bunu onlara belll ede cek değilim herhalde1 Ne yapa» !ım. yani insan lyi yiyip düzen M vaşaymca dolguniaşıyor ister Sharpey, «Şişkin bir halin var (şte,» diye cevap verd! « öyle değil mi Vi?» Vi, «Şişmanladıgı muhakkak,* diverek beri tepeden tımağa süzmeie başladı. .Şijman ha! Ben mi? ne diyor sunuz 8İz?» (Arkam var) 5 5 Perce bana döndü: «Araban ya nında mı Alfie. Hadi, klüb* gotür bizi.» Ara sıra geiip omuzuma tüneyerek kulağıma olur olmaz şeyler fısıldayan bir görünmez cücem vardır benim Herhalde herkesin vardır böyle bir cucesi. An sızın onu omuzbaşunda duydum gene. «Yemegin evde hazır. Alfle,» diye fısıldıyordu kulağıma «Annie'nin de gözlerl yolda. Sürü. «Ben klübe gelmek istemiyorum pek,» dedim. Cüce, «Seni mlsler gibl tertemiz yıkanmı? bir halde, pml pml bir önlükie karjılayacak^ diyordu. Tilkl Sharpey, «Klüpte birkaç •aat oyalanırsuı be Alfie,» dedi «Değisjklik olur.» •Degmez,» diye cevap verdim lçimden, <Beni «oför olarak kul lanmak Istiyorlar.» diyordum «Avuçlannı yalasınlar.» Beri taraftan omuzumdakl cQce de yeni bir teran* tutturmuş tu: •Eve döndüfüm zaman herfeyı pınl pml, gıeır gıcır bulacaksuı. Alfle, diyordu. «Ve nrtındaUlcrl çıkariir cıkartmaz Annle hemen alıp yıkamağa baslıyacak Burnuno mu slldln? Annie, MENDtLtNİ KAPTIG1 gibl kaynar suda haslayacak. Sen daha rorabi nın Iklnclsinl çıkarmadan birln clsl lefene atılmı; olacak^ Perce, «Ne oldu sana |U son günlerde, Alfie?» diye sordu. «Ne mi oldu? Hıiç! neye sor TIFFANY JONES f SU >ıp<4M OLrjJâU suCEce BU OUJO ÇOK /VE.BAt. EBfVOttUM , / GARTH man Yükseksırt'ı almış. Kocaçımen'e doğrn llerlemeye azmetmlstl. Takım komutanı, bunun üzerine Azmakdere'nin ağ zındakı postalarına, gözetleme görevl vererek Sazltdere lzin den yürüyüp Düztepeye çıkmıştı. Takım. burada son daekl» rinl harcırarak düşmanın Onü nü kesmege uğraşmıstı. Bu esnada güney yönUnde 27. alayın taarruzu baştamıştı; takım komutanı, hem durumu anlamak hem de cephane ıstemek için o vöne posta göndermiş, (akat biı müddet sonra cephanesizllkten çekılmege başlamıştı. Çanakkale savaşlannıo en kritik anı idi, bu an .. Takım çekilirken karşısmda 19. tumen komutanı M. Kemal'l dun? Sağlığımi kazanmaktan bas ka birjey olmadı.» Tüki, «Öylejıe neden gözükmuyormn hiç ortalarda?» diye sordu. lçimden bu şey bana .Soyleme» diyordu. «Söyleme onlara Cuce değıldı bu seferkı başka bırşey Zaten kafamın içinde çok zaman birkaç ses bırden vardıı benim. Kafadan kontak filin de* ğilim ama, neylersin. açık fikırhyim. Bir mesele^ıın birçok yönlerini aym zamanda görebüıyo rum. Sımdi de bu sesı dinlemiyerek. «Onlara kıyasla rahatımın ne kadar yerinde oldugunu gosterevim de çatlasınlar». diye düşündum. «Annie diye bir piliçle yaşıyorum. Kuzeyli bir kız • bir de yaman aşçı ki sormaym!» Perce, «Aşçıhğın ne ilgisi var bu I?le?» diye sordu Vi, «Yani bizim Alfie yemeğe vaktinde gelmezse Annie'cığı SH airleniyormuş.» diye !âfa karıstı •Öyle mi Alfie?» Bu Vi denen kız fena parça de*ı!dir ve ons neden hiç kur yap ' madığıma bîr türlO akıl erdirenem. Ama benim prensibimdin Böyle meyhanelerdekl pansiyonlardaki piliçlerle özel Utsk! kurcnam. Fazla lâubali oluyorlar sonra. Sakıı gibi yapıçıyorlar «dama W degmez I tnsan isle aşkı oek birbirine kanrtırmamalı. Za b ten bSyle çekingen dtırduğum içln Vi bana daha gfizel servls ya pıyor dalma. Gözümün içine ba kan heriflerin de »ervisini hep ıhmal ediyor. «Aım!« benim eve hangi saattt geldiğime hanşmaz,» diye cevap