Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA DÖRT: :LLMHÜEİTET 19 Mayıs 1972 KStN yaşam» dirandnin nzamannda dikkati çflken btr yön vsrdır. Mısır'dâ oğrec«ilerin fe» glymerfn» engel olunur, FUlstiıı, Irak, Surlye'de yakıhr. îran •»• Türkiye'd» ortadaa kaldînlırken ve her tarafta hiç blr dinl »7)1»™! ve değeri olmadıgı kabcl edilirken fes lehinde yoğus blr propaganda yürüten, Türkiye dYsındaki Türk szıhklanndan meydana gelen btr çekirdek vardı. Mustafa Ke. nal devrimlerlntn dlnrizKk olduğunu olanağı kadar yüksek gesl» bağırmakla Kurtnlus Sa»a;ı sırasındaki kusurianm nnutturraak taktfğlnl gfiden bazı yüz eHfllklerln de basmda g5rSldilğfl ba direnç, Osmanh împaratorluğunun eskl lllerinda hâlâ tfevra eden v« anandacılar> ürküten prestijlnl de kullanarak oyunlar oynuyordu. Bu yolla Turkün tekrar eski önünü kazanmasından kuşkulanan sömürücu re mandacılann lyl bir isbirlikçİJİ de oluyorlardı. Türkiy» dısı TürkleTbıin direnrinl ve rolünü daha lyi anlavabilmek için Şapka devrlmlnln üzerinden birkaç yıl gectikten sonr* Muıtafa Kemal Türkiyeslnln görflnflsürn» blr bakmak gerektir. Daha 1927*de Tür. kiye «Fenis Ülke» (1) re Mustafa Kemal «Şapkah Bagkan» diye ün yapmıstı. Sanki Garf, «apkaya yenl bir değer kazandırmıştı: F ATATUHKE TEPKİLER W U DEVBİMİ ve OÜHYfl Y a z a n : Orhan KOLOGLU Sınır dışında bulunan bazı Türklerin Gümülcine Müftüsü, şapkaya şapkaya ve Atatürk devrimlerine karşı Mısır Müftüsünden direnişi diyorlar. Bizim eski Tflrkiyemı ze o kadar çekicilik veren şeyTürkiye'nin tam layikliğe u!ajGerçekten bu eski Türk havası ler, Ankara'nın şimdi bize giyması, dı# çevrelerdeki dinsız artık Türkiye'nin dışındakı badirraek istedifi üygarlı|ın serdevlet yorumu ile Gazı'nin başzı Türk cemaatlerl içinde ya;ı. bestçe çelismesine gerçekten enlığı arasındaki bağlantının büs yordu. Bazı dirençlere, ayaklaneel ml idi? Ankara herseyi yıktı butUn artmasına sebep oluyor malara dayanarak bunlardan Fes ortadan kalktı! Ankara'nın Turkiye'de sesini çıkarmadan du. Geneliikle butün yazarlar kafalanmıza geçirmefe zorlayaşayanlar bulunrfuğunu ve fır dıfı şapka bizim inanç, düsünfesin OsmanUlığın blrleştirlci sat kolladıklannı açıkça ilfin e . unsuru oîdugunda »örblrljğl edi ce ve davranış alıçkanlıklandenler vardı. «Congtantinople rnızdan hangisini değiştirebilir. yorltr (3) ve Osmanlınm yok 19Ü8 . 1927» baçhkla yazısında olmasıyla fesln d« TflrklyB'd» ( . ) Tapılacak birser yok, el(4) M. Edgar Pech yenl blr a den birşey gelmez. Hersey vıortadan kalkroasmı doğal karzınlık olarak tanıttığı bu eski şılıyorlard^: kılacak, yok olaeak. Eski anılaOsmanlıların düşünceslnl şöyle n dfîsfinfip beklemekten baska «Fesln tamamen yok olnp »1aksettiriyordu: çare yok.^ madığı tartışılabilir amı Anka«Ne Snltanımız. ne de hir tek E^kive hasretle yaşayan bu rs'dakl Türkiye Büvük Millet topluluklar bazan i^inde bulunMeclisinin dSnyadakl en şa» «özü bfitün tslâmı ayaklandır. maya yeten Halifemiz kaldı. duklan Clkelerin vöneticflerinin maı silindlr şapkalı ve Jaketa Aksine şimdl bir hükümdarıde desteğlni gorünce Mustafa taylı parlamento oldnfundan en mıx var, Tira yalnız o hiiküm Kemal devrimlerine karsı kesin nfak şuphe edileme«» sürByor. Onnn zavallı esirleri cephe almaktan, hattâ harekete «TBrkler Beverek defll bltden yiz. tradfsi dnunde baslıksız peçmekten çeklnmivoriardı. Bun tiksinerek fakat Ister istemez kafamızı eğiyoruz. lann merkezlerl, Suriye, Mısır. batıblafiTorlar» diyen Toynbee Esiriz, evet Um kelimesi bn, Yunanistan. Bulgaristan, Yudeğışen Türkiye'nin son çağ Os ve «bajlıksız kafalar» sncak gergoslavya Idi. Buralardaki her manlt împaratorluğu havasın çek bir mSslfimanın Snemini Türk toplulugu içinde Kemahst dan ııynldıŞını ve bu havanm anlayabileceğl blr yakınma. Bn lerle esld Osmanlıcı gruplar tiisimdl «Iç politikadaki kansıkh. iki kelimevi anlatabilmek için remişti. Ulemanm zaman za| ı kadar fesiyle de Sarfye'de ya bir «ütnn doldnrnlabilir. man şapka lehinde ve aleyhinde şadıfını» açıkJıyordu. Ve eski Osmanlılar devam e. fetvalar vermesine rastlanıyordu. özelükle Balkanlarda, Iktl. dardakl hükümete göre Türk szınlığını yönetme vetkîsinln blr gruptan almıp cRgerlne verilmesi sık görülüvordu. fetva istemişti MustaT» Kemal, Inebolu'da beraberioda yaveri Rüjtti Bey ve Fuat Bnlca oldugn halde Belediye Bajkanı KAslf Beyin evi ooiind* mn davranışı o zamana kadar tartısma konusu olmamıştı. 1932 yılı yazında, hükümete yakınlıgı ile tamnmış yazar Kerim Sablt, Al Mukattamda yayınlanan blr yazısında, Mısırlı dıplomatlannın yurt dışıntfakı resm! davetler ve ziyaretlerde fes yerine silindlr sapka giymelerinl yermişti. Kral Fuad'ın 1929'daki Avrupa gezisinde daima fes giydiğinl ve bütün yakınlannıa da aynı sekilde davrantfığını, boylellkle butün Mısırlı temsilcilere sapka giymelerlnl doğru bulmadığını gosterdiğini belirtivordu. Yazı su 6gütle tona eriyordu: «Madem kl, fecfllkemizinmllII isareti veya hiç olmazsa Mısır'ın resml bafbğidır, dısardakl Mısır temsilcileri yörevleri sırasında fes giymelidirler; Dışisleri Bakanlıfı için ba anlamda bir sirkSler yapmak güç olmasa gerek^ (7) (1) Biagio Pace, Dalla Pianura di Adalia alla Valle del MeandVo, Milâno, 1927. (2) Moslem World, Ekim 1928, s. 3«8 . 391, P. Crabites yazısı. (S) Gl. Sharrill, A Years Embassy; Oair Price, N.Y. Ti(4) (5) (S) (7) mes, 4.1.1931; A J. Toynbe», Atlantic Monthly, Ocak 1930. L'Orient 23 ve 24 Ekim 1927, Correspondant'dan naklen Oriente Moderno, 1932, s. 139 140; 18.21932 tarihlı Al Ahram'dan. • N Y. Tlmes. 131.1928. Al Mukattam. «Kr»nann, Papaiann taçIsn vsrdır, ı m ı Mmtsfs, Kemal şapkavı yef tntnror. fn. Ifillz Kralı Besinci Jorjnn taeı hfikfim •firdttitfnfl, fakat yönetmedlfüıl snlstır. Papm II. Pins'nn taeı mllyonlar fizerlnde manevf kndretl* tsaltanat gfirdu£ttnB rSsterir. Gari'nin bulıgı he, dinle ySnetilmekten çıkmıs bir milletin bükimi oldngana çSsterir. Hele bo baahtuı îslâ. n ı karsit olman, Tflrk Anavasan ne kadar sSylerse «öy leain, Ankara'nın artık tslâm 1125de TBMM*nde Şapka Kanunu tarrısılırken en çok direnenlerden biri Nnretttn Paşa olmnîta. Konusmalan devrimci ba«m tarafından yerilmls ve ken disini yılan yerlne koyan karikatürlerl yaymlanmıstı. teokrasisinin başkenti «Ima. dıfının taoıfıdır^ (2) Eskiye hasret Y ARI N Mustafa Kemal ve Mısır elçisinin kırmızı fesi B V YAZIDAN az sonra Anarasa'dan «Devlet dinl» maddesinin âe tümiiyle çıkanlıp. MALKOÇÖĞLÜ Emin Roman.Muzaffer Hacıhasanoğlu 28 Ağlıyordu İçinde birikıuls blr aey bosahyordn «anki. Birdenbire bir güriiltü oldıı. Camdan bir gölge geçti. Ayse, hırsızdır sanarak korkoyla pen cereye yaklaşti. Bir adam, Zelihanın yattıgı odaya doğru, bir hırsızmkine hiç de benzemiyen, fakat gürültü çıkarmaktan korkan adımlarla yürüyordo. Arasıra. goren olur mn diye sağa sola baktığı da olnyordu. Fakat yine de bir hırsız kadar korkak değildi. Bu eve birkaç defa girmis çikmıs gibl. adımlannı bilerek arıyordn. Bilnıeyen birisl olsavdı, bö>le yan karanlık bir gecede, avlndakl tajlığın ev önundeki kısmına gelince, taslarm daha yiiksek olduğonn bilemeyeceğl !ç)n matlaka tökezlerdl. Sonra Zelihanın seslnl tsitmlftl: Çabuk! Çağınyordu. otanmadan çağınyordn. Demek adamın kim olduğunn lyice seçernemistl. Ağasından ince yapıda, herhalde daha genç bir adam dı. Kim olabilirdi? .Belki de agamdır. tslerl bltmiştir, donmüsttır» dcmişll kendi kendine. Fakat ağasi gelseydi, gürültü yapmaktan çekinmek göyle dursun, onları uyandırmaga çalısırdı. Böyle ge ceyansı işten donduğü zamanlarda aç olurdu çok defa. Bir küfür, bir gürültü, patırdıyla girerdl «ve. Zelihanın ağası böyle titrryen bir sesle çafrır dıgım hiç i;itmemi;ti. Adam Zelihanın odasına girdikten biraz tonra. Ayse nasıl yittiğinin farkmda olmadan, onlann bulanduğu odanm kapısmm önünde bulmujtn. Pencereye doğrn yaklasnışb. Onlara görünmeden içerisinl seyredebiliyordu. Gölgelerl blrblrine yakla$ıyor, uzaklaşıyor, kncaklasıyor, altfist olu yordu. Ayşenin içerisinde blr sıcak nı akar gibl olmnştu; bilimneyen blr yeri ağnyordu sanki. Daha fazla dajanamamif, odasma dinmüştü. Cynyamamıştı bütün gece. Kalkıp Zeliha nm namussuzlnğanu komsalara haber vermek geçmisti aklından. Onlar ne yapabilirlerdi? Elâleme rezil olduklan ile kalırlardı. Afası, Zelihayı çok ieviyordu. Belki de böyle bir s*yl öğrcaince aklmı oynatıverirdL Adam, karanlıkta celdi|i gl bi karanlıkta gitmistl. Ondan sonraki günler Zeliha İle yalnız kal. dığı zamanlarda dalma o geceyl hahrlamıstı. Gölgelerin kucaklaşmalan, altöst olmalan hakkrada bir seyler sormak geçiveriyorda aklmdan; ayaı sıcaklık kaplayıveriyorda içinl. Uzaktan bir akrabalan vardı. Salak oldofu Içlfl kimsenin adam yerine koymadı^ı hir tavallıydı. Kamburlufu. koraman burnu, blr tarafa çarptk p*l duran ağtı, her zaman bir karıj azamıs olan sakalı. salakliKinı biraz daha artınyordu Tsmaildl adı. Kimse isml ile çajhrmazdt ona. «Kfipecl k» derlerdi; küpe benzer bir tarafı da yoktu oysa. Herkes ona takılır LânaniM Iftf karmazdı ço' defa. Ba scfer ona kızdırmak isteyenler kendileri kızarlardı. Çocuklar çtlme takarlar, tas atarlardı arkasmdan; o zaian «jzar, analannı avratlannı bırakrnazdı. Bü.yjikler.,. »arkı sSyletirlerdl. Bir acaip yemin) ««rdı tsmnflin. Herkesin ho«mna giderdi. Dükkânlann önünde oturan koraman kocaman adamlar yolunu k > e serlerdi: tsmail bl vemin et bl cigara verecem. Lan vallahi verecem. Hfld) lan nazlanmal Verecek ciçarayı. Abica sahiden verecen mi cieara? Verecem, verecem. Yeminiro yemin olsnjn, yedifim somun olnın, alçacık kayadan düsüyfim, sosaz derede bogulnyum... •BByljSce devam ederdi yerninine Sigarayı alınca çok kevinenirdi. Her zaman yanında ta. sıdığı ajfac afızlıklanndan bir tanesine çeçirir; bir i)r" soru'ta sonuna eelirdi. Teminine, «içara içislne gülerlerdi ötekiler. Bilinmez bir tevk dnyarlardı onnn ba halinden Küpecik Avsejrile de uelirdı sık sık 1%ludan sesslzce bir çfilfe cibı eeçerdi Vanlarına kadar sokuldugu zaman celdijinİD tarkında olurlardı. Zeliha ona kızardı tsmail de onun kızdırının farkımı varmıstı. Ona gördüğü zaman viminü eksitir, korkayormus ribi blr ifade takınırd) Zelih onnn kamburundan. uzamıs sakallanndan. inaana uzaktan, derinden bakıyormus tibi duran gözlerinden korknyorda her halde: •••^^ (Arkası »ar» ÇALINAN TAÇ Yaıon V* çizcn: AYHAN BAŞOĞİU Yeni bir fetva S ÇtNDE bulundukları kararI sızlık sırasında, ?apka ve di' ğer devrlmler için Balkan Türklerine dönüm noktası «ayılabi^cek olayı, Gurnülcine müf tusünün akıl danısmak İçin 1932 yıhnda Mısır Müftüsüne başvurması teşkll eder«Bnradaki yenilik taraftarlan gelişmelerinde Türkiye Cumhnrbaşkamnı izliyorlar ve onnn her getirdiği yeniliği destekliyorlar. Ben ise re« mi sıfatımla bu yenilikleri n bnlmnyprnrn ve ne mi raa» ksdınlarla. evlilikleriııl kııtsatnıyornm. Bnna karsılık bana saldırıvor ve haklarını yediÇimi sövlüvorlar, ov sa ben Knr'an yasalanna «5re davranıvororn» diven müftü. «Tnttuğrım yol do^rn mndnr? Bana ısık tntunnz» diverek akıl istiyordu. Mısır Müftüsü Şeyh Abdül Mecid Salim'in cevabı doğrudan bahsetmeden Al Azhar Şev hlnln 1926 fetvasının bir tekranych. Yani, şapka gitmek eğer baskasına benzemek amacı ta?ımıyorsa, kişiyi kâflr yapmaz. Böyle bir amaç varsa, veya sap kayı givende tfini küçümseyen veya reddeden blr düşünce varsa. o zaman yine kâfir olur ve ona göre lslem görür. ler: örneffin nikâhlan düşer, diğer mii>!İümanlardan mlras alamazlar. Bu açıklama kesin olarak Tür kiye halkım smıflandınyordu: Şapkayı kafasım günes ve ya3murdan korumak amacıyla glyenler hükumet zoruvla da olsa suçsuzdurlar: Avrupahlara benzempk için pivenler gıinahkârdır (Kemalisüer); hele Içîerincîe dml küçümseyen veva reddeden düsünceîer varsa laviklik gibi kâflrd:rler (Musta. fa Kemal ve yakınlan) (5). Mustafa Kemal ile Mısır Mas. lahatgüzan arasında 1932 yı!ı Cumhurivet baîosunda geçen «Fe» olayı» nın gerisinde, Batı Trakya'daM eski Osmanlılarla Mısır'daki ulema arasında bir antiKemallst cephenin kurulmıış olmasının bulunduğunu ile n sürmek yanlı? olmaz. Bir taraf sackaya karşı aşın bir duyeululuk grösterirken, diğer taraf da fese karşı aynı duygululuğu gösteriyorcfu. DİŞİ BOND &KOA kîOBZÛKİ "UN LAClKJDâM BıElS 6 S E <CÖ9£.7\ DÖMEO Zamane Cocuâu . BIU 12 Yazan: NAUCHTON Çevıren: NİHAL YtĞİNOBAU cekeöml aidım ve sırtıma g > e çirdlm. Lily yüzüme bakö. «Gidemezsin, Alfle,» dedl «Bı rakamazsın benl burada.» Kolumun venini kavradı parmaklanyla. «Ker.dl başına kalman rtaha hayırlı senin için.» dedim «Baa durumlar vardır H lnsana kimse vardıtn edemez, Lllv Bu çilevl kendi başına çeklp atla^ mak zorundasm Bırak kolumu, vtiztime de bakma "Bvle tnsandan ayn bir şevmisiro eibi... Sancın çok şlddetlenirse agzv na bir yastık bastır da sestn duvulma'îin.» Llly vüzume baktı. Ben! oırakmağa hiç nlveü voktu Careslî ' , l^temedigirrj halde son kozumu oynarnak iorurıda kaldım. «Dinle beni,» dedim «Harry*yt düçiln. Harry Ue çocuklannı..» Bunu dediğim zaman Lilv*nin ell asağı diiştü. üsulca dısan çıktım. *** rİRMİYEDÎNCÎ BÖLÜM Dıçanva pazar eününün s o kaklanna çıktım Ellerinde kırmızı plflstik (tovalar re sünfrerler oldufu halde iki çocuk ç> kaseldiler Birisl: «Arabanı vıiayalım mı, abi?» dlye sordu (Arkam TIFFANY JONES MAYOI BtBAZ CABUK 0 L Mısır'da hassasiyet Amerıka'da 1928 Yılbaşı davetmde Türklve Elçılıfının «altın ıslemelı eeket ve parlak yesil lesli» diplomatlarından bahseden gazetelere, devnmcılik aşr.ı;, la olduğu kadar şuphesız austafa Kemal korkusuyla da cıçılık tarafından açıklamalar gonderılmıstl: «Biz modern ba. tılı elbiseler giyijoruz. Mısır Elçilifı üyelerı fes, Iran Elçiliğınlnkiler külâh giymişlerdi. Hata bnradan gelmektedir^ (6) Aslında Mısırlıları yabancı ulkelerde hep fes gıydıklenni «an mak hatadır. örnegin 1929 yılın da Istanbul'a karşüaşmalar yapmaya gelen Mısır futbol takıcunıa bıçbır oyuncusu fes glymenuştı, ya başı açık ya da şap. Kahydılar. Daha onemlisı onları karsılamağa gelen Mısır Elçlsl ue sapkalıydı ve karşüaşmalan peçesız olan eşl ile birlikte izlemıs, resımlen Türk basmında yaymlanmıştı. Bir yıl sonra yine Turkiye'ye bazı karşüaçmalan yonetmek ıçın gelen Mısırh hakem Yusuf Muhammed Bey de şapkah resim çektirmek t«n çekinmiyorda. Hoş yurt dışma çıkan bütün Kısırlılar, dlpInmat veya turlst, v>pkasından davranışına kadar Avrupalı olu ın"du. Şapkava cephe alan Azhar Mema*ının ve buvr'c haik kitlesınln bovle gezılerı olma. dıgından yurt dısındakl Mnırlı GARTH mbtsınızda, §cı İçinde kıvrauı> Urken bsfka ohıyor. Llly gnw «Israr edersen alınm am», a bıildedJ, hern de lylce yüksei çık iöylemek fereklrs» tra pa sesle. rayı senden almamayı tercih «Su», bizbn ta'.t diye fısüd*ederimjı dım. Kızeagızın zlhnl baska şeyKlmra duyıun lstemlyordttm. lerle mesguldfl her halde. Zira Uly hısunla bana dSnerek: başkaca bir sey söylemedl Bu «IBHmde degll, sersem'» dry« na memnnn oldum. Ams ne bağırdı. «Anlamıyorsun Ssnçökmüş bir hall vardı! ^m var San^m var. Elirnde «Bir seyin yok ya tlly?» diye değll.» »ordum. îçimden «Şimdl tam sırası, Cevap vermedl. Çay flncanı yoksa ls tsten geçecek» diye nı ellnden bıraktı Yeniden çay dilsundüm Ve böylec» eliml koydum. söyle bir «rkaya atarak Lily*truradayken blr ak nin yanagma blr şamar tndirdim. Çok hızli degil ama eene silik filân olmaz» dedim. Herifin söyledlgl o yedl yıl de nlvet ettiSimden daha hızlı hapis cezasım düîünüyordum. olmustu Şırak diye bir ses ç> Bu sfee biraz alçakhk gibl ge kardı re Uly birden t u karilir belki, ama ne vapayım. hep verdl. bunu dUşilnüyordum. Yüksek blr fısıltiyla. «BakBirden Lily*nin dudaklann ma banı öyle.» dedim «Yapdan vüksek bir ıstırap ferradi mak Istemedim bunu ama meo koptu. Korkuttu bu benl. öyle burdum. tsterik blr halin varslne uznn ve derin blr sestl ki dı. Vahşl hayvanlar libl Bir sanki Bgnndan degll de bur bakarsa komsulardan birl ı » nunf*in çıkıyordn livertr kainya. O ramsn ne halt «Şişst.» dedim «Yava? ol, U ederlz? Havdi polis. ambulan» Iy.» filân derfeen alıp eötflrürleT seBlr aüre daha oturduk öyle ni. Blltun bu cektiklerin de boce Sonra Lily gene ayaga kalk şa ırider o zarnan Her sev ortı ve sar«ak adımlarla dolpma tava çıkar 8rtık.» Sonra çeoe. ga başladı ortalıkt? Ara sıra «Pakma bana 8vle» dedim da I büklüm olup kıvranrror M tvice soSukkanlı blr hal eeldı Elimden eele. hfçblr sey mkti üzerime Iftkin Lllv »c biyoktu CHvle denpk hos »açmt raz daha baçbasa kalırsam bu yor blllyorum Am» sizin de «efer ben isterl nrlbetlert ^ebssıruza ?elirse anlarsınız: Ya cirmeSe bafhvaraktım Gtdip