22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: :CL~MHURİYET 20 Nisan 1972 Seyircilerin bir kısmı perdedeki trenin üzerlerine geldiği kanısına kapılarak sandalyeleri siper almışlardı flk komedi filmi sadece 18 metre idi K Turgut ETİNGÜ ONUŞMASINA a n verdikçe, çtğırtkan bu kez. elindekı çanuu iallıyordu. Gosterdiği kapıdan birer üdser girenler mcan bajına bir trank büet parası ödemekteydüer. Çığırtkan baguıyordu: « . Evet bayanlar.. evet. bu dzİA bildiginiz sihirU feserden çok daha baskadtr! A n verflmek strin, yanm saat, yeni zazaanlarm bir hârikasmi goreeekstniz!. Giriş yalnn blr frank! Evet bir frank!...» Grand Caffnin alt katındald «Hınt Salonu», ilk «Cinematognphe Lumie'r» gösterüeri için kıralanmııtı. Salonda ancak 30 ki jinin oturabüeceği kadar yer vardı. Salonun duvarlarrna Şarkvâri motiflerle «üslü halüar asılmısü. Minyatür ömeği islenmis. ve dokunmus bu halılar, bambaşka bir havanın yaratümasına büyük 61çüde yardımcı oluyordu Dünyanın bu ılk sinema seyircilerine, bu salonda oturabilmeleri için, eski bilardo oyuncularuu izleyeceklere özgü yapılmı» demirden iskemleler konulmuştu'» Müzik eşliğinde ilk sinema 1917 ÎIUNDA AMERİKA'DA DOUGLAS FAIRBVNKS'IN ÇEVİRDİĞİ BİB FİLMDE HAREKETLt BIR SAHNE konulu filmi bir seansta seyrettirdü. Bu filmler: .Fabrikadan fşçilerin Çıkifi», «Çocuğun Kahvaltısı, •TuOlerie» Bahçesinde Hnvuz.» «Tren, «Askerler», «Naibanl». «tskambil Oyunu, «Yabani Otlar» «Duvar», «Deniz» adlarını taşıyorlardı... Seyirciler, kısa metrajlı bu füm leri öylesin* bir çılgınlüda iziedi ler ki, daha o gece, Pariste birçok kimseler bu saşkınlık verdiric» icaddan, bir olağanüstü masal niteliğinde sözettiler. Halk bu eğlenceden çok hoslandı. Hele, uzerie rıne doğru gelen trenı gordukça, bazılan korku ve heyecana kapda rak, iskemlelerin altlanna saltlarap, perdeye oradan bakmaya ba?ladılar!... Artık salon yarım saatte bir dolup dolup bosalıyordu!> Günde ıkiüç bin bilet saühyordu! Bu ilk âneraadan çıkan seyircilerden, yeniden bilet aljp, aynı film leri birkaç kere seyredenler de vardı!.« 1924 TILININ SEKS KRALtÇELERİNDEN CLARA B0W BİR FILMINDE S ÜNLÜ KADIN YTLDIZ SARAH BERNHARD1N FtLMLERİNDEN BİRtNİN AFİŞt ALONTJN görülmeyen bir yerinde saklı bir pıyanist, 1S95 yıllannda ün salmış bir vals'in ılk mezurlerini geçıyordu Salonda bulunanlardan ılk tepki, bir bayandan duyuldu: Oh! .• diyordu, «Btt de birjey sandık! Oysa bu bizim «Buyü]d Fener»e benziyor. Fevkalâdeligi neresinde?» Fakat bu konusma yarun kaldu Bırden ısıklar söndü! Bu kez de gülujmeler ba?ladı. Tam bu »ırada arkadan, one doğru bır proıektor aydmlığı uzanıp, beyaz oerde uzerınde ilk sinema filmi olan .Fabrikadan İKİlerin Çıkışı.na aıt sahneler gorundu. ÇığlıkUr ve hayret ıfadeleri arasında, Yeri zamanların gerçekten harikulâde yapıtı, Dünyanın ük sinema leyircılerine bdylece gösterıidi... O günun kazancı 35 frank oldu!. Muessese, her bıri bırkaç dakıkzyı geçmeyecek uzunlukta, 10 ayn YAGMUR»;: JNCEDEN 1 ^ I I •• Afşar Timuçin 42 beklehnesen» •Hangi kolycyi istediniı bey?» «Vitrinde. Ustünde yedl buçuk l l n yazıyor* Alnımı cama dayadım, btrdenbire koyulan Beklejecek. Erken gitmeyeceğim. Gitmek i«yağmuru seyre daldım. Yağmur bajlayınca ışiktemiyorum erkenden. Ne zamandır boylesine dinİar yere dustu. Bakkaluı çıragı tenekeje gaz dolgin bir yalnızlığı yaşamadım. Bekleniyor olmak duruyor. tsi çok oldu da bnrnunu kanstırmaya güzel mi? Hep bir şeyler satuı almak istiyornm, \akit bulamadı mı ofkelidir. Yarm hastalanaraküçucuk şeyler. Akşam kendi karanlığuıa boğulğım: bu du>gu yavaş yavas çekti gittl, usulcı gitdukça boğuloyor. Işıklar parça parça dağüıyor. Ne ti, sezdirmeden gitti. Alnım camda nasü da usuçirkin ısıklar, ne düzensiz, ne anlamsu. Oysa, ne yor. Babam. sıtma nobetlerimde başıma «irkell çok emek harcamışlar. Kimsenin kimseyi anlama^u kojardı. Nııfus cüzdanlarnnnda EKMEK KAR» dığı, herkesin herkese bir seyler satmak istediği TTV'EROuMİSTtR diye yazar, ama SITMALIDIR dibir şehir. Frankfurt da böyle midir? Düsünenıiye yazmaz. Ne kotü titrerdim, ne kötü ateîlenirdim, yorum. Galiba ben Frankfurt'o sevemeyecegira. •Yarın ise gitmeyeceğiz.» Frankfurt da beni se\ emeyecek. •Ben de boyle istiyorum Ayse.» Bu ;ehir kocaman bir teraddir, bir kefesinde •Aksam vapuruyla Yalova'ya götfit benU onlar \ar, bir kefesinde de sanki sadece ben vaYağmur tesli sesli >ağmaya ba^Iadı. Bakkalm rım. Hiç değilse bu aksam böyie hu. Oldum bitçıraği başuıı omuzlannın arasına aldı. tim tiksindim su şehirden, ama bır başka şehir•Siz o gerçckçi romanlarmızda gerçekten baf de >a$amayı da duşunmediın. Frankfurt'ta hoka her şcyl anlatıyorsunuz.» ğulabilirim. Malaga'da da. Delilikler yapamadıra «Bu tartışma mutfaktan yörfimes Ayse, burayıllardır, cn çok da buna yanıyorum. tjten aynl>a geldiğınde konusalım. Ama, bana romancı demayı düşünüyordum. Roman nti yazacaktun, onmeye bin şahit ister.» dan mı? Şimdi ne yapacağımı ben de İyi bilml«Seni beklerken yazdıklaruıı okudnmj» yorum. Bulutlarm dolduğuna bakılırsa.» •Övle yapıp da utandtrma beni^ •Pastırma da vereyim mi doktor bey?» «tnanır mısın pek sevdlm.» •Ver ya. Kocaman bir şişe de sarap ber banaj •Öyleyse ne diye çattuı gereekçiligimize^ «Kocamanı yok, iki tane verclinu. «Bu romanımı da yırt at bana kalırsa; yazDoktorluğu nereden yakıstmr bu adam bana. dıklann çok guzel ama. blr romancı ç u a ^ için Birinde ilâç bile sordu. guzel.» •Doktor bey, sana sormadan blr parça da «a•Demek ki bo roman konnsn alay koonsa «Idn j lam attun paketin içine^ Sakın yaniıs anlama «öylediiimi, gerçekten Bulutlar bir oldular, öfkeyle bağırmaya, koguzel olacak.» jusmaya basladılar. Bir iki damla yagtnur Cfak «Olanlar?» bir çevrinti, kesik kesik bir rüzgâr. Tolumu uzattım «Olanlar biraz yavan. Sen lyi bir fotograf ma çesmenin onunden saptun Ne yapı>orom, ne yapı kinesisin simdıki yazdıklarmda. Ama, ne göze) yonım ben? Roman mı yazacagun. Yarın mı? Birbelirtiler var ustün bir roman Için.» (Jeı\blre eve koşmak geldi içimden. Ko^madım. ¥•» f . t ^ p ^ u belirtiler, hep bu umnt, yurür nfi? vas ja\aş çıkhm jokıışu, sonracoJa dondüm, inl^ Otnx yedi yasuidayun. Romana çıraklıgj için hira» i^B erçtim. .Bir iki dami4 dahajrajjnufc» Zsm&tAt* ~>m «Teftt mt?Aynı ho^da.MZ işte, aynı bojdayız, sadece çok bil•Onsını bilemem ama, bn lsi bırakmasan İyl misliklerimiz dev gibi. Ne diye gene o kannlık olur.» •fke sarmaya basladı içimi. •Sana kalırsa bentm bn gece sabaha kadar •Daha bnce gelirsin sandun^ roman yazmam gerekiyor.» «Ne demek o?« •Yemekten once değil, yemekten sonra^ •Yani, biraz geç mi kaldın yoksa?» «Hem o ufacık çocoğu öldürdün de ne «Jila•Sokaklan arşmladım. Yurudum, yürüdum, dın kuzum? Siz romancdar öldünnekten bafka yüriidüm. Nedense, bir ara kendimi dinlemek zobir |ey bilmez misiniz?» runda kaldım Sonra da öfke bastı içimi. Geldim. «BU romancılar da öbürlerl gtbiyiı, yasatamaZaten de gelmellydim. Açsın sen, ben de.» dıgumz zaman öidürürüz.» •Neler hazırladan sana!» «Neyse, sen onn bırak da, söyle, •arabi »o•Gerçek mi?» ğutmaya çalısayun mı?» •Sorraavacağı, en doğnısu bu, değil mi?» •O su, oda stcaklığinda fçilir^ «Artık o konuda hiçbir şey sorma. Şu kadarını «Sonra, su salataya slrke ya da Umon koyj» töyleyeyim: gitmis.» •Baska?. •Gelirken kahveye mi uğraduı?» •Bir de tabaklan götür sofraya, o kadar!» «Anlayamadım?» •O kadar f eç geldiğine göre.» S ON «Dedim ya dolaştım y «Şaka edlyorum canım, iyl «Şu paketieri elimden alsana, İlk komedi filmi MALKÖÇÖÖUI ÇALINAN TAÇ Yaıon v* ç.zcn: AYHÂN BAŞOĞiV UMİERE KARDEŞLER, bu işin çok kârlı, para getiricı olduğunu anlaınakta gecıkmtdiîer. Nitekim, az bir zaman içirde. 18 metre uzunluğunda, o gün'erin ölçülerine gore, büyük sayılacak bir fılm yaptüar. Yerjüzunde ilk komedi filmi olarak kabul edüen «KENDİNt SÜLAYAN BAHÇEVAN!» kordelâsı meydana getirildi. Bugun için ancak ilkel yapısına insanı güldüren bu film, ılk seyredenlerden yaşlı başlı olan lara bile müthiş bir komık etkisi yaptt! Katıla katıla guldüler. Oysa konu açık ve seçik kertede sade idi. Lumı^re'ın 10 yaşındaki kardeşi, bahçeyi sulamakta olan bahçevanın uzaktan hortumuna basıyor. Suyun birden kesılışine şaytfa» t)«hçevaı»f«iıort«n*Bna|fc zına bakınca, çocuk aj'ağını^cekiyor v« baEçevân 'da ısfinîyor" du!.« I Sonndan elejtiriciler filmi iyi çekilraış bulmadılar ama, kom'k etkısinın bu fılmle anlaşıldığını da kabullendıler. Bu filmın negıtıfi şımdi Paris'te «Lumi^re Doît ları Derneği>nin arşivinde, çok kıymetU bir emanet olarak saklanmaktadır. Sinema'nın vaftiz babası D1Şİ 3OND di?. Smema, eskı Yunancadan aiırmış, hareket anlamına gelen «Kino» ile, yazı anlamına gelen «Graphis> kelimelerinin birlejimıdir Şimdi herkes buna kısaca «Sinema> diyor. Işte, günümCzde «DÜNYAYA AÇILAN PEUCERE. olarak kabullendiğimiz sinemanın Byküsü böy le başladı.. S İNEMA adı nereden geldi? Anlamı nedir? Lumiere kimdir? O'nun sinematografı nanl jey Zamane Cocuâu , Yazan: BUL HAUGHTON 44 Bazı kimseler cinsel münasebette bulunmanın adamın iflâhını kestığıne inanırlar ama bana gore hıç de öyle değil. Bundan zarar görenler sadece zarar göreceklerine inananlardır. Benım fıkrimce cinsel mCnasebet adamı genç tutar. Iflîhı kesen tamtürus u>ku uyumamak, kapalı pencereyle, sigara cfumanı dolu odalarda yatmak ve sabaha kadar blr kadının bayat nefesiyle zehlrlenmektir. Tuhaf gelecek ama, tanıdığınz yaşlı horno'lara bakın. H e . rlf yetmişine merdiven daya. mi", ama hâlâ gözü çöplükte olduğu için ellisinden bir gün bile yaşlı görunmez. Beri taraftan vetmişlık bır normal evli adamı ele alın. Eğer o defteri kapamı^sa seksenbeşinde gibi gösterlr Bu dünyada insanın bir seye merak sarması gerek. Bdy'ece hem ayakta durur, hem de genç kalır insan. * * * ONALTINCI BÖLÜM îşte bu sıralarda sıhhatimin yanısıra biraz da bir kenara üçbeş kuruş para koymağa karar vermiştim. Sağlık durumuma bir çeşit arkadayak kabilinden. Hem de öyle gözümfl hırs filln bürümesine meydan vermeden, bir kenara az bir şe> biriktirecektim. Size blr şey sByliyeyim ml bir kere basladıktan sonra gayet kolay geldi bu is bana. P a . ra yapmak İçin tek yol alım . satım Isidir Gerekli olan tek sey de biraz sermaye Az buçuk sansmızm olması da gdz çıkarmaz tabii. Elden düşme olarak saat maat gibi bir sürü şeyler satın alıvor, sonra da satıyordum. Birinin elinde satacak bir şey: var mı, mutlaka bana gelip: «Alfıe be, kaç para verirsın buna?» diye soruyordu Çok tuhaf olan şey nedır bllıyor musunuz? Almak tstedlğıniz bir şeyın değeriyle satmak ıstedığınız bır seyın değeri arasındaki fark. tşçı takımının elı darda mı, hemen ortalıkta para kıtlıjı var sanır ve ellndekinl ucuza satıverir Ama elı biraz bollandı da bır şev almağa kalkiştı mı pahalıva alır. Hiç bır zaman meşru olmajan mallar alıp satmadım Lakın elimden geçen bazı mallarm meşruluk tferecelennin ha\lı cılız olduŞunu Itıraf edenm Hele gelır vergisi de vermedlniz mi, zamanla bınktiıehılriığıniz para hayrettir dogrusu Haftada ıkıüç gun gene <?oforlük de edıvordum, antrenman olsun ve zaman geçsin dı\e Zaten dünyada olup bltenlerj bilebilmek için dolaşmak dd şarttır. İlk önceleri para çıkarabilmek için ne olursa yapmaga kararlıyrfım Sajhğıma hale) vermemek şartıyla, tabii tşın zevk tarafına şimdilık bo; veriyordum, zlra tnsanın tutturduğu yolda devam ederse eninde sonunda zevk ve sefa meselesinln de kendiliğinden hallolunacağına inanıyordutn İstanbul'da ilk Sinematograf! f f A PONECK», bir zamanlarm I I N Beyoğlunda. Caddeı Ke™ bir . Büyuk Cadde'si üzerinde ünlü bir eğlence salonu i d i . 1897 yılmın bu büyük caddesi Czerinde gezinenlerin de, Paris'in Capucines Caddesindekilerden aynmını, şapkahlarla kanşmış Fesli erkeklenn yakmlarında giden yaş maklı. yeldjrmell veya peçeli, earşaflı tstanbul güzelleri teşkil ediyordn. Çeviren: HİHAL YEĞİNOIAll iki kâğıt sıkıştırırlardı En a ı bahşış verenler Almanlardır. Amerıkalılann çoğunluğu tii sıkı mı sıkıdır ama arada bır. tanesı çıkar. hepsınin cımriliğini telâfı eder Hâ aklıma gelmısken söylıyeyım kı, sağlık cfurumum lyıden ıvıye düzelmeye başlatnıstı artık. Cığerlerimin ıkısı de harıl hanl koruk gıbl ışlıvordu ve kendimi hiçbir ydnden fazla yormamağa dıkkat edıvordum Bu anlataeağım gun btzırr. Ja. ponları Hertfordshıre dolavlannda bir yere götürmüştüm. Makıne mi altvorlarmış, maklre mı satıyorlarmış, her ne dal» gaysa, ış vaptıkları iki tngılız henfı vardı da onlarla golf ovnamak ıçın randevulasmışlar» dı ama bır turlu toplan d?!ıklere sokamıyorlardı Yanı bıtim Japonlar ömrumde bövlesinl görmedim ! Her neyse fngilizlerrien bıri Japonlan krn. dı Jaguarıvla gnturecegırı «ovledı Ben de serbest kalrlnı TIFFANY JONES Kokonalar, yosmalar dışmda kadınlar daha kapalı ve çok azıniık tı. ÜstelJe bir geziden riyade, bir zorunlu geçişin gerektirdiği rub haleti içindeydüer. Yanlannd^ki erkek veya kız eocuklarını da Surekler gibi götürüyorlardı... Aflı tramvaylann yanlanndan geçen kupa veya faytonlar, zaman zaman kaldınmlardan giden lerin bir goz atımı süresi dikkatJe rini çekiyordu. Bir de. bazj içkili salonların derinlıklerinden yansjyan la*erna kanşımı müzik ses'eri, Caddei Kebir'in goriınüşünü renk lendiriyordu . tşte, bizde ilk «Sinematograf. boylesine bir dekor içinde ve ?ehrin en kalabalık bir caddesi üzerindeki «Sponeck» salonunda baş ladı. GARTH SATUEMIS E GıETl KAUOAMAM N İ5T Î A R İ N : BÎR SİNEMA ANISI *•••• • Dabiliye Matebusın UOKTtlR Lâleh Meslhpaşa CaddeH No. 11 Tel: 3?8840 İMustafa ÖZDILER | S S Böylece volda Flo'nun durak lokantasına uftradım Kslr'don sık sık ugradıgım bıt venö. Gırdigımde saat seki2 sulanv dı. tçerisı tyice tenha Ka^ladım Flo'vla çene çaimava Flo da tezjîâhın ntt vanındt durmuş, sandviç ve çav ha^ırla* * * makla meşeuldU Tam c sırada içeriye Lofty adında o ın KıONYEDlNCl BOLCM Biz gelellm hayatımm hikâ yım kamyon «oforü girmp? TII* Y'unda da bır meçhflle' Kızı yesine Bu alım »atım dalgahemen eördüm ve ?özum de sı sayesinde Mm is, kaşığım kesti Durgun duru vüzitı hızgCmü;tü ama dedlğim gibi arada bir şoforlük yapmaktan da lardandı. hanl nek konuşmazgeri kalmıyordum. Parayı al lar u n ı eene de ıçlenmn dopdohı olduguru hiss»dpr«;nız. nımın terîyle kazandığım vakit rx)ftyinin elinde bir d* bavul içim daha rahat oluyor, ne yabesbellt. lan soylıvevim I Bu «efer de iki vardı. DİHcin navulu Köşede bır masa seçlp kın o> Japon herifine özel soförlük turttu ve sonTO bizim vanımıyapmak üzere, ikiuç günlüğüne tutmuşlardı beni Bahşiş ba a geldi «Mer'aba Lofty,» dedlm kımından şeker gibi oluyor bu Japonlar. Her akşam elime bir (Arka" «ar»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle