25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFAİKİ sCUMHURİYET: 5 Mart 1933 yüındaki üniversite refor Fen, Edebiyat, Tıp ve Hukuk Fakültelerinde geniş ölçüde tasfiye yapılarak birçok müderrto (.profesör) ve müderris muavini (doçent) görevlerinden almmıs, lise ve diğer müesseseIere Terilmişlerdi. Bnnlann yerlerine, ekserisi Alnuuı olan yabancı profesörlerle, o senelerde Avrupa'da öğrenimlerini tamamlayan genç Törkler getirilmişlerdi. Fen Fakültesinde eskl müderrislerden sadece matematikçi Ali Yar, jeolog Hamit Nafiz Pamir ve müderris muavini fizikçi Fahlr Yeniçay kalmıştı. Ali Yar Fransa'da, Hamit Nafiz Pamir tsviçre'de tahsil etmislerdi. îçlerinde en genci olan Fahir Yeniçay ise, kısa bir süre önce Sorbonne Üniversitesinde, Nobel Mükâfatı alanlardan fizikçi Jean Perrin'in yamnda doktorasını yapmıştı. Yabancı profesörlerden birçoğu dünya çapında ün yapmış bilginlerdi. Bunlardan Richard von Mises, daba önce Berlin Üniversitesinde tatbikî matematik enstitüsü direktorlüfü yapmıştı ve hiç şüphesiz biitün vabancı profesörler arasında en tecrübeli ve itibarlı olanı idi. Birinci Cihan Savaşı sırasında tstanbulda profesör olan kimyacı Fritz Arndt. zamanımn en modern kimyacılanndan olduktan başka iyi Türkçe de bildiğinden, baslangıçtan beri derslerini Türkçe olarak verirdi. Bunlardan başka matematikçi Uillv Prager, astronom Finley Freundlicb, zoolog Naville. fizikçi Dember ve Marcel Fouche. botanikçi Leo Brauner ve Heilbronn da tanınmış bilginlerdi. Bn yabancı profesörler grubuna daba sonralan zoolog Kurt Koswif, fizikokimyacı Jean Savard ve kimracı Philippe Grüssun da katılmasıyla, Fen Fakültesi. milletlerarası şöhreti olan bilginleri bünvesinde toplamış bir bilim müessesesi baline gelmişti. tçlerinde Arndt'dan başka, Prager, Brauner ve Koswig de FEN FAKÜLTESİNİN ALTIN ÇA6I Prof. Dr. Muvaffak SEYHAN İST. ÜNİ. ÖĞRETİM ÜYESÎ Türkçeyi kısa bir zamanda öğrenmişler ve derslerini Türkçe vermeğe başlamışlardı. O \ıllarda 1928den beri Avrupaya tahsile gönderilen gençler de tahsillerini bitirerek Türkiye' ye dönmeğe başladıklarından, bu ünlü ilim adamlarının yamnda doçent veya asistan olarak çahşmaga başladılar; aralannda matematikçi Cahit Arif, Ratip Berker, Ferruh Şemin, Nazım Terzioğlu. astror.om Nüzhet Gökdoğan, Tevfik Okyay Kabakçıoğiu. fizikçi Adnan Sokullu. Cavit Ener, Sadrettin Tunakan, Sait Akpınar, İhsan Özdoğan, kimyacı Remziye Hisar, Saffet Riza Alpar, Ali Riza Berkem, Tahsin Rüştü Beyer. Haldun Terem, Cemil Dikmen, zoolog Fazüa Şevket Giz, Suat Nigâr, Saadet Bavramoğlu, Melâhat Çağlar, Recai Ermin, Âtıf Şengün. botanikçi Fevzi Öztığ, jeolog Anmet Can Okay'ın da bulunduğu o zamanki bu gençlerin çoğu, şimdiki Fen Fakültesinin belkemiğin. teşkil etmektedirler. 1936 vılından beri çıkmaya başlayan Fen Fakültesi Mecmuasında bu tanınmış bilim adamlannın orijinal araştırmalan yayınkmmağa başlanalı Fen Fakiıltesinin adı, Baiı ilim dergüerinde de sık geçmeğe başlamıştı. sık Kısa sürdü E * en Fakültesinin «altın çağı» diyebileceği* miz hu devre, ne yazıktır ld çok kısa sürdü. tkinci Cihan Savaşı başlamadan kısa bir süre ö'jce von Mises, Dember ve Prager Birleşik Amerika'da kendilerine teklif edilen kürsüleri kabul ederek Türkiye'den aynldılar. Ph. Gross İngiltere'ye, Jean Savard memleketi olan Frar.sa\a, Frenndlich tskoçya'ya gittiler, zoolog Naville İstanbul'da öldü; ve böylece bu geniş bilginler kadrosu oldukça daraldı. Vakıa harp senelerinde Alman astronom Rosenberg ve daha sonra İngiliz Royds astronomi fcürsüsüne, tngiliz Legg sınai kimya kürsüsüne, İngiliz F. H. Constable fiziko kimya kürsüsüne ve tsviçreli Knrt Znber denel fizik kürsüsüne geldilerse de bunların ilk üçü nzun zaman kalmadılar. tkinci Cihan Savaşı bittiği sıralarda fakültede daha 8 10 kadar yabancı profesör vardı ve bunlann çoğu derslerini Türkçe veriyorlardı. tçlerinde Fritz Arndt ve Heilbronn Türk tabiiyetine geçmişlerdi; bu durnra da bir kaç sene devam etti. 1955'te Arndt ve Heilbronn Türk uyruklu olduklanndan ve "0 yaşına geldiklerinden emekliye ayrüdılar, Koswig ve Brauner Almanya'da eski görevlerine döndüler, Fouche memleketi olan Fransa'ya gitti ve Fen Fakültesinde yabancı profesör olarak Cons table ve Breusch'dan başka kimse kalmadı ki, bunlardan Breusch da yaşı ilerlediğinden geçen sene memleketine döndü. Yabancı profesörlerin rakültelerimize hangi ölçülerde faydalan dokunduğu hakkında çok şeyler söylenmiş ve yazılmıştır. Kendilerinden gerektiği kadar istifade edilip edilmediği konusu bir tarafa, birçok yeniliklerin onlar tarafından getirildiği ve birçok gençleri vetfştirdikleri de inkâr edilemez; meselâ modern kimyayı Türkiye'ye getiren ve bugün endüstride. üniversite ve liselerimizde önemli görevlerde bulunan birçok kimvacılarm hocası olan Fritz Arndt ile birçok zooloji ve botanik profesörlerimizin hocalan olan Kurt Koswig, Leo Brauner ve Heilbronn'un Fen Fakültesinin gelismesinde büyük hizmetleri olmuştur. Bn bilginlerin Türkçeyi de en ince noktalanna kadar öğrenerek derslerini uzun seneler Türkçe vermiş olmaları, ontann görevlerine nasıl dört elle sanldıklannı gösterir. ÜNDEN UNE Nerede o mutlu günler? Bir bankamızın eirişimi ile 1972 yılı tzmir Fuarının bir pavyonund3 fevkalâde dik kati çekecek bir serginin düzenlendiğini göreceğiz!. Bu sergi Batı Anadolu köylü kadınları el sanatlarından derlenmis eserlerden olacaktır. Bu haberi ver dikten sonra, biraz konunun dışına çıkarak diyeceğiz ld, köylü kadmlanmızın anadan kız evlâda taşarak ecdat dehası öylesine geieneksel el sanatları vardır ki. burüarı bugüne Kadar değerlendirmemiş olmak büyük çünah olmuştur Göz nuru dökerek, igne ucu ile ya hasretin şarkısını söyleyerek aynlığı unutmak: ya vuslatın derdiyle gelecek günlerin oznnluğunu kısaltmak için işlenen çevreler. hevbeler. cicim ve kUimler o eüzelim çoraplar, keçeler, sandıklara basılır ve orada beklemeğe mahküm edilir. Eğer Türkiye'de ecnebiler bunlann kıymetini takdir etmemiş olsalardı. bu güzelun işleri biz hâlâ ba „ tırlamayacaktık. Yalnıı bu el sanatları eserlerini inceleyerek | | o tnplumun hangi uygarlık dünyasına mensup olduğunu tesbit l i kaabildir. Sanat kadar bü toplumun dehasını ortaya koyacak ~* mihenk var mıdır? El sanatı deyip geçmemeli Bu el sanatlarını turistik hâtıra eşyası baline sokmağa muvaffak olan Tunanistan bundan milvoplar kazanıyor. Yanya'nın 1.000 nüfuslu bir köyünden Amerika'ya 120 bin Işlemeli bluzuTi, bir o kadar tşlemeU terliein gönderildiğini görünce şaşıp kalmıştım. El sanatlan aynı zamanda Işsizliğin sıkıntısını çeken toplumlar için de biçilmiş kaftandır. bos geçen zamam değerlendirmenin s u n bu el sanatlannı tanıtarak isteği artırmaktır. El sanatlan Türkiyede rağbet çörecek olursa, Doğunnn kış ve kar altında redi av ezilen insanları, kendiieri için bir kurtuluş çaresi bnlurlar. Bir memleket saııayileşmeli. fakat yaygın bir el sanatı üretimi o sanayün getireceğini vatınmsra temin edebilir. Cstelik adaletli bir gelir dafcıbmına yol açar. Hele el sanatlan üretimi ile endüstri bir arava çelecek olur». o topluma karada ölüm kalmaz. Bana gönderilmiş bir prospektüsten öğreniyorum ki, bn yıl Batının 16 ilini kapsayan bir deneme raptlacak ve böylece köylü kadmları arasında bir yarışma tertip edilecektir. Bu kültür hareketi Batı illerimizde basan kazanacak olursa, memleketin diğer bölgelerinde de tekrar edilecektir. larışmayı tertip eden Akbank.. Vunus Kmre'yı unutulmuş olraaktan çıkarmıs olan da bu müessese. kumas desenleri varışmasını tertip ederek dokuma endüstrlmize renh, şekil kaV mak istemiş olan müessese de bu müessese. . Türkiye'de uygar müziğe hız katan müessese de bu müessese Türkive gib' gelişmekte olan menüeketlerin kültfir bavatına ne ekleseniı o memlekete o kadar değer kazandırmış olursunuz'.. İs Bankasının çöz alıcı ve takdir toplavıcı vavın taaliyetinden bir başka vazımda bahsetmek Istivoruro. Asıl burada söyleraek istediğim şey millî nankalanmızın vavaş ravaş da olsa kültür faaliyetlerine doğru vSnelmeye baslamıs olmaUnnın uyandırdığı memnunivettir. Arru edlleceh yey. bu faaliyet. lere katılmavanlann da katılmalan ve bir gün biitün bankalann kültür faalivetlerinl hiç değilse blr kısnunı birlestirerek meselâ memleketin çok muhtaç olduğu ilim ve fen veva edebivat akademilerini kurmalarıdır. Bu, bugün artık mümkündür. Ikramlyeler, müsabakalar için milyonlarca lirayı birbirlerı Ue rekabet volunda »arfedenler, bu ikramiye paralannın cüz'i bir kısmını ortak kültür faalîyetlerine verecek olurlarsa, her sevden evvel kendl varlıkl^ nnın temelini sağlamlaştırmış olurlar. Bizde yanhş bir düşüncenin zaman zaman ortalarda dolaştığinı görürüz: tş adamı, bankacı, tüccar. sanayici, tcendıierinl kültür hareketlerinin dışında ve ondan uzak hissederler nedendir bilinemez? Ekonomik kalkınma ile kültürel kalkınmanın birbirine bajjli olduğunu düsünmek istemevenler çoktur. Ovsa bir toplumun kültürel seviyesi ne ıse ekonomik se\iyesi ondan vüksek olmuyor.. Kültürü vükseltmenin taydası yalnız ekonomide ilerlemevl degil insanlık volunda da itibar görmevi sağlar, kültürlü ekonomı toplumdaki çatışmalan, kinleri, çelişraeleri de törpüler. Acaba bankalarımızın ve malî müesseselerimizin olînlı bir kültür se• ferberliğine «Marş marş» emri vermelerinin zamanı gelmedi mi? Nerede o mutlu günler? Sonuç V 3 u g ü n Fen Fakültesinde daha hâlâ Avru**paî bir atmosferin bulunmasında bu profesörlerin büyük ölçüde hisseleıi vardır. Fen Fakültesinin o eski parlak günlerine tekrar dönebilmesi bugün için pek düşünülemez; zira o çaptaki ilim adamlannı bir araya toplamak artık mümkün değildir: araa üniversite kariyerini cazip bir hale getirerek çok ivi yetismiş gençleri fakülteve alrnak ve Batı finlversitelerinde olduğu eibi mnavyen oranda Batılı bilçini de uzun vâdeli ar.lasmalarla üniversitelerimize dâvet ederek yeni bir ilmî hamle yapılabilir. Kadıköy yakasının pislik derdinden sorumlu bizzat Belediye Başkanıdır Sayın Fahri Atabey, Belediye başkanı; Anadolu yakasının fosseptık kanallan ve çukurlarınm periçan hali sizden baska herkesin çok yakjn malumudur. Zannedersem sız butun Istânbul'un Belediye Başkanısınız. Anadolu tarafına sız de Osmanlı padişahları gibi üvey evlât mu. amelçsi yapıyorsunuz. Buna ^^ hakkınız yok. Sebze Halini bir 9 taraftan bir tarafa kaldırmak. birkaç asfalta yama yaptırmak icraat değildir. Bu guzel beldenin sonsuz ^ertleri var. Belediye işleri plânsızhk ve kesmekeşlik içinje. Hatırlı zevatın ihtiyaçlart giderilirken, size oy veren halkın dertlerinı kulak arkasına atmayınız. 1957 yılı Nisan ayında Fethiye Dedelerimizin emaneti olan bir deprem felâketine uğramışbu gıizel vatan parçasının fakir tır. Deprern bölgelerine »onut halk semtleri <!'c90 pislik içinde yapıp imannı sağlamak ıçin 7010 Davetli olarak gittiğiniz Avsayılı kanun çıkarümıştır. Bu rupa sehirlerinde tstanbul gibi kanunla Fethiye de imar edilpis sehir gördCnüz mü? «Temiştır. mizlik imandandır» dive bir Guya, beyanname vererek söz vardır. Susuzluk sebebivle deprem evlerine hak satııbi osayenizde imanımi7dan e=er lanlardan bir kısmı evlennde kalmıyacak. Musluklardan su hiç durmadan başka şehırlere yerine acayip sesler gelivor gitmişler, evlerden hem kıra alSizin devlethanetîe avnı dert mışlar, hem de başka sahıslara var mı? Başka memleketlerde devretmişlerdir Fethiye'de en yılbaçlannda sembolik olarak az (100) öen fazla hava parası5 dakikadan fazla kesilmevei na devredilmiş deprem evi buelektrik, bizde günlük hâdisat lunmaktadır. Hukıökî değeri olarasında. Fosseptik çukurlanmayan bu yolsuz devirlerin sonın tahliyesi Için müracaatlannışturma ile ortaya çıkanlmamıza vaktinde cevap verilmesını, sözüm ona hak sahibi olan diği için artık bıktik u«andık lardan geri alınarak devlete rnâl Pis, sular sokaklardan dereler edilmesini veya gerçek hak sagibi akıyor. Sorumlusu bizzat hibi olanlara usulü daıresinde sizsir.iz. verilmesini önemle dilerız. Bir Grup Fethiyeli Sayın Baçkan, bu satırların vazanna Kadıköv Beledive S u bp MüJiirlüğü 22/Şubat/1972 t a . rihini taşıyan 403 . 505 ve 514 numaralı 3 ayn kararla aynı snc icin 50'ser llra ceza ke«ti Tetkik ettirirseniz mahivetini anlarsıni7 tptal dâvası açıldı Kurtuluş semtinin SAVAŞ sokağuıın baş tarafı çamur derya1 Şehrin pis tntülırasınn. sı içindedir Belediye memurla2 Elektrik ârı?a^ının. 3 Finnın her gün dolaştığı bu semtyat kontrolsnzln&unnn. 4 te bu vaziyet hiç mi nazan dikP'ânsız is cörmprıin bat «orumkati celbetmemektedir? lusu sizsiniz. Herhalde i=tifa Mahalle ve sokağımızın sâederek o makamı daha dina. kinleri namma buranın tâmirirnik ve enerjik bir sahsa bıranin bir an evvel yapılmasma rica kırsınız. eder, derin saygılanmı sur.anm. Bahtivar GfNÇE Adı sakh Göztepe Cumhurfyefe mektuplar vlenmek Allahm emri imiş. Kızı aile sinden isterken «Allahm emri, Peygamberin kavliyle» diye söze başlarlar. Bilmem hiç düşündünüz mü, Allah bunu neden emretmiş, diye? Ben düşündüm, anlayamadım. Anladık lannı zannedenlere sor dum: «Çoluk çocuk sahibi olunsun. hesiller yürüsün diye emretmiş» dediler. E GARIP BİR NİKÂH lamalar yapıldıktan sonra «damat ve gelin» dâvetlüer tarafından kutlanmışlardır. Ikı taral arasındaki evlilik anlaşmasına gore bundaD böyle ıkı taraf kazanacaklan paraları yine aralannda taksim edecek ve aynlma lar söz konusu olduğu vakıt bu ajTilma Quebec bosanma kaidelerine göre gerçekleşebilecektir. Neyse elendim biz gelelim hilcâyemize. şte bu olayın geçtığı devirde daha demokrasi bu derece gelişmemış olduğu ıçin. vazifeşinas komiser gelır gider bizim muhabbet tellâlını rahatsız edermiş. O kadar ki, nihayet adamın canına tak demış ve müş terilerinden bir avukata derdini açmış. Avukat, biraz da kendi menfaatı soz konusu olduğu için bu işe bir çare aramış ve muhabbet tellâlına: «Sen bir gün şöyle kahve gibi. kıraathane gibi bir umumi yerde kendine pezevenk dedirt, diyenden de dâvacı ol, üst taıorfını bana bırak» demiş. Bizimicis! de avukatın dediğini yapmış ve Mr aki. şam kahvede otururlarken etrafındakileri kızdırmış, nihayet içlerinden biri buna: «Hadi ulan ordan pezevenk, sen ne anlarsın !• filân diye çıkışınca. bu Rdamdan dâvacı olmuş. Mahkemeye hâkimin huzuruna çıkrmşlar, hâkim sormuş: Sen bu adama pezevenk d e . mişsin? Dedim efendim. Vay itiraf edlyorsun demek? İtiraf edecek bır şey yok hâkim bey. Bu zat pezevenktir, herkes bılir. Şahitlerın var mı? Elbette var efendim, istediğiniz kadar. I Sayın İmar Bakanına açık mektup Nesiller yürüyecek, nüfus artacak, dünya nimetleri artan nüfusu besleyemez hale gelecek, herkes birbirinin lokmasmı kapmak için ucu harbe kadar giden turlü eylemlere girişecek! Hıkmetinden sual olunmaz ama, çok tuhaf bir düzen. Yıkmak için yapmak. Yapmadan nasıl yıkılır? dıyeceksiniz. Çocuklar bile^kutu ktrtu^^uruları tah'aıftn e*twini once,*Bpıp sonradsn $^onıyorlar mı? Sümme hâsâ bu da bana bıraz çocukça bir iş gibı gelıyor İlk bakışta kadınlar evliliğe erkeklerden daha düşktin gibi görünürler. Bizim ahbaplardan bın: «Kadınların mesleğı evlenmektir» diye bir hikmet savurmuştur. tş güç. gelir irad sahibi olmayan hanımlar için eh, pek de yalan sayılmayacak bir yakıstırma. Zaten dikkat ederseniz, hem semiz, hem temız bir koca bulan Havva kızları için: «Çok iyi bir partı vaptı doğrusu» sözi) kulla nıhr hanımlar arasında. Ben taraftan erkekler, yeknazarda ev lıliği zorla kabullenir görünürlerse de ben buna pek ınanmam «Beni zorla evlendiriyorlar a dostlar yetışın imdadıma!» diye barbar bağırarak nikâh daıresıni birbirine katan Denızler Pâtihi Sadun Boro bîle oraya tıpış tıpış kendi ayağıyla gitmiş, boynunu kıyılmak üzere, nikâh memurunun baltasına kuzu kuzu uzatmıştır. i ma, şuracıkta kımsenm tavuğuna kış demeden namusumla na. fakamı çıkartayım» der, yakasını kanunun pençesinden sıyırırmış. Nerden başladık, nereye geldık. Sohbet bu. İpe sapa, geme kantarmaya gelmez ki !.. Evlen. meye niyetı olanlarm gözünü korkutmak gibi olmasın ama, haydi gelinız şunu, bir başka boynuzluluk fıkrasıyla tathya bağlayahm: pEŞEKKİJR Esim TÜLAY BENOKAN'ın zorlu geçen dotumunu ba,art Ue sona erdiren ve bizı ÖZLEM'irmze kavuştu r S s o s y a l Sigortalar İstanbul Hastahanesmın lcymetlı GYN Op Doktorlanndan Sayın üstemlekelerin birinde vazifeli olan bir Fransız s u . bayı, doğurmak üzere olan karısım ve çocuklarım bırakarak bir süre için Fransa'ya. Paris'e dönmek zorunda kalmış. Beş.altı ay uzayan ışinı bıtırip ailesinin yanına döndüğü zaman bir de bakmış ki, yeni doğan ve o Paris'teyken beş aylık olan çocuğu simsivah zenci. Karısı: <Sorma> tfemiş, «sCtüm yetısmedi, bır verli sutnıne tuttum, çocuk kadının memesini emdikçe karardı, emdikçe karardı, bu hale geldı». Eh adamın aklı yatmış. Har.ı evlilikte kocaların aklı böyle olmayacak şeylere jatar da !. Ondan işte Gel zaman git zaman. vine bir vazifevle Pari«> rtöndügünde bu olap annesine de nakledlnce, kadın: «Kannın hakkı var» demiş, cbak benim de sana sütüm vetmemişti de inek sütüyle beslemiştim. ondan böyle boynuzlusun«. Hepinize yuvalarınızda anlavıs. dirlik düzenlik dilerim seveil' okuvıırıılarım. ma yine de lnsan ve minelgarâip demekten kendini alamıyor. Kan koca hayatı yasamaya kalkışan, bunu da bulunduklan acayip memleketin, (bir tarihte güzel diye başbakanını kızlar kovaiıyordu) kanunlanyla gerçekleştirme yoluna sokan şu iki genç sapıgı karşısına alıp sorası geliyor adamın: «B» micjesizler, aranızda münasebetsiz bir ığrenç münasebet kurmuş gidiyorsunuz, bunu tescil ettirmeye neden lüzum gördünüz'» Ahlâk zabıtası tarafmdan tedirgin edilraemek için olsa dıveceğim ama. iki erkeğı birbirine nikfihlamakta bir sakınca gör meyen memlekette ahlâk zabıtası ne arasın' â N HULKİYE TURGAY'a Asistan Ne,e BÎLGIÇ: aststan Atlllâ ONG*N'a: ebelerden Sadiye Çerkes; Hatice; Hayriye; Emıne Mu zaffer ile bize yardımlannı esirgemeyen hastane per soneline teşekkürü bir borç büirim. TDNCEB BENOKAN Cumhuriyet 1511 Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığından: Bankamız Adi Umumî Hey'et toplantısı 30 Mart 1972 Perşembe günü saat 16.00 da Ankara'da Bankalar Caddesi 52 sayılı Bankamız Merkezi binasmda yapılacaktir. Mezkur gün ve saatte sayın hissedarlanmızın teşrifleri rica olunur. G Ü S D E M : 1 1971 yılı Yönetim Kurulu; DenetçileT ve Yüksek Denetleme Kurulu raporlarinın okunması ve takdimi: 2 1971 yılı bilânçosunun; feaı ve zarar hesaplannın incelenmesi Ue onaylanması ve Yönetim Kurulu üe Denetçilerın ıbrası. 3 Safi kârin dagıtıhş şeklinm karara baglanmasi; 4 Banka sermayesinin arttınlması konusunda görüşme açüması; X OT : Her on hısseye sahıp olanın veya bu mıktar hisseyi temsil edenin bir reyı vardır. (O Gurubu hisse sahıpleri gerek asıl; gerek vekü olarak haiz bulundukları hisse senetlerinı toplantı gününden bir hafta önce Şubelerimize makbuz mukabili birakarak birer giriş kartı alacaklardır. (Basm: A. 6221 11862/1506) Belediyenin dikkatine T E Ş EK K Ü R Oğlumuz Bekir Kayban'm yakın ilgilerini esirgemeyen dünyaya gelmesınde Dr. Muslafa TÜMER Dr. Nihal KIRAY Ebe Melâhat PAK: Ebe Güngör ATLANÇ ile hastabalacı Nazlı SEL\İ'ye ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Capa Kadm . Do?um Kliniğı personelme teşekkür ederiz. Günser ve İsmail ERTÜRK Cumlıuriyet 15 î Evlenmenln en güzel tarifini, galiba ona «Hayat arkadaşlığı» adını takan kimse bulmuş. Bütün mesele bu arkadaşlığı, köpek bağlasan durmaz bir hale sokmadan sürdürebılmekte Bunun ıçin de taraflarca belirll bir çabc. harcamak gerekiyor Zaten benim aklıma şimdiye kadar okuduklannızı ve bundan sonra soyliyeceklenmi getiren de bir garip hayat arkadaşhğı oldu. Evlılığin nimetlerinden en sona kalanı arkadaşlık olduğuna göre. geçen gün bizim gazetede vayınlanao şu acayip habere İlk bakışta şasmamak gerek: Montreal, (THA) Şarkıcı Michel Girouard (27) ve refakat piyanisti Rejean Tremblay (24). Montreal'de resmen dünya evıne girmışlerdir. Bu Montreal tarihinde ikı homoseksüel'ın ilk resmi evlenmesi olayı olmuştur. Ev lenme töreni Zouzou diskoteğin de yapılmış ve Quebec amme kanunlanna göre gereken imza Pek hoşsohbet. nüktedan bir İstanbul efendisi olan avukat Sami Sırmalı dayım merhumdan bu konuda bir olay dinlemiştim. Kanadalı cinsî sapık sözde kan kocayı ahlâk zabıtası rahatsız etmez artık derken aklıma geldi, müsaademzle arzedeyim. Efendim fl tarihmde Beyoğlunda bir muhabbet tellâlı varmış. Tokatlıyan Otelinin köşesinde durur. sesslz sedasız lcrâyı sanat eder (bu iş de helva satar gibi bağıra çağıra vapılmaz ya) nafakasmı cıkanr gecinir gidermış Velâkin, Beyoğlu merkezinden bir komiser kendısme musallat olmuş ikide bir yakalar karakola götürür, sorgu suale çeker. belki de zaman zaman fozunu alır fukaravı tedirgin edermiş Simdi siz burada «Elin pezevenginden ne kadar da yumuşak bir dille bahsediyorsun!» diye benı muaheze edeceksiniz ama ne vapayım, o da bir vatandaşımız. o da ekmek yivecek Şimdi moda, böyle mülâhaza edilivor. Meselâ herifin biri geliyor sizin dükkânınızın köşesine kaldınma tezgâhını knrup cazır cazır köfte pişinneğe başlıyor. dumandan ticarethanenizi tütsü vakılmış tılki kovuğuna çeviriyor, «Hemşerim çek şuradan arabanı» dıvecek oldunuz mu «Begenmivor san kapa dükkânmı biz de vatan daşız. biz de ekmek viyecegiz» diye size fcafa tutuyor. Malum a demokrasi var. herkes birbinni rahatsız etmekte. bırbirinin oanına okumakta serbest. Giicü gücü yetene. Yasasın demokrasi. Ve şahitler dinlenmiş, hepsi bizimkinin muhabbet tellâllığı iîe geçindiğini belırten beyanda bulununca, hâkim ifadeleri zao. ta geçirterek dâvahnın beraatine karar vermiş. Muhabbet tel. lâlı da bu dâva ilâmının bir su. retini Kalemden alıp cebine yer leştirmiş, geçmiş Tokathyan'ın köşesine. Artık ne zaman komiser gelip kendini tedirgin etmeye kalksa: «Bak ben mahkeme kararı ile pezevengim. beni rahat bırak. ekmegimle ovna İ TEŞEKKÜRf Ş Babam, ~ | ^ 2 ~ ZEKİ AYKAN'm HAZEV1 BUMİN'e ameliyatı yapan = = ZL ameüyatında vakınlıgını esir. gemiyen büruk insan Operatbr Dr. ~ 5 ^ TEŞEKKÖR Sevgili eşlm, Hadi Altay. Selâhattin ve Özean Altay, Fehime Udız ve Feride Balakbabaların er.isteleri, Raif Ildız, Muhsin Balakbabaların bacanaklart. emekli ögretnîen Ş S E = ^ ~ = S ~ = ^ = = = Operatör Or. = Bedrettin ERTAN'ın 3 Mart 1972 Cuma günü Ankara Yenimahalle kabristanma defni münasebetiyle Ugi gösteren muhterem zevata tesekkürlerimi sunar. merhuma Tanrıdan maSfiret niyaz ederim. Esi: Mnazzez ERTAN Heris Reklâm: 40S/1517 ^ııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııir sayın doktorlar Suat EFE'ye. ~ Cahît BEHGİN'e, Etfal HasU nesi 2 nci hariciye doktorları, ~ hemşıre ve hastabakıcılanna: 2 Türkiye î s Bankası A. S. »a = yın Genel Mudürü ba;ta olmak ^ üzere meslekdaslarına: eski 2 Muharipler DerneSine; Moda Ş Deniz Kulübü üyelerine: cena ~ « y e «elenfc gönderen: lstirak ZZ eden; mektup, telgnt, telelon Ş ve bizzat eve kadar «elen dost ^ larımıza sonsu? tesekkürlerimi ~ arzederim. S AOesi ve Kın SEVİN TtRtTOĞLU E Nurettin APAYDIN'a = Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Başkaniığından: Akademimizin aşafıda gösterilen bölüm, kursO ve atölyelen için 1172 sayılı kanunun 19. maddesinin 'g> fıkrasına göre hazırlanmış bulunan yönetmeliği çereğince 15 Mayıs 19Î2 tarihinde Doçentlik sınavları açılacaktır. 1 YÜKSEK MİMARUK BÖLÜMt) : Yüksek Matematik Tasarı Geometri kursüsü. Rölöve kürsüsü 2 YÜKSEK DEKORATİF SANATLAR BÖLÜMÜ : tç Mimarlık Atölyesi. Teksti) Sanatlan Atölyesi. Sınava girmek isteyen adayların hangi bilim veya sanat kolundan ve hangi yabancı dilden sınava cirmek ıstediklerini bildırer birer dilekçe ile en geç Mart ayı sonuna kadaı ilgill Bölüm Baskanlıklarma başvnrmalan ve dilekçelerine asağıdaki belgeleri ek lerneleri gereklidir : a) Sınavına gireceği bilim veya sanat dalı ile ilgili yüksek öi renim diploması yeterlik veya doktora vapmıs olma şartlarını taşıdıgını eösteren belgeîerin anlları veys noterlikten onanmıs örnekleri. b) Görev alacash daMs sanat veya bilim değerl tasıyan etüd proje veya eserlerinı gösteren belgeler ve bu eserlerinin Ustest. c) Doçentlik tezinin basılmıs. teksir edilmis veya yazı mskinas' Ile yazılmış ve her hiri avn zarflara konulmus ve kapatılmı» «Jb nüshası ve aynı şekilde kapalı zarflara konulmuj ve kapahlmış biı sayfayı ceçmiven özetleri. Keyfiyet ilgililere duyurulur. Cumhurivet 1516 NİMBÜS İLÂN Islanbul 4 iîncü icra Memurluğundan: 971/8921 Mahcuz olup satılrcasma karar verilen 4000 lira değertnde 229566 abonman numaralı telefonun intifa hakkının birinci açık arttırması 6/3/972 günü saat 12 • 12.30 arası keza hacizli olup satılmasına karar verilen 4000 lira değertnde bir adet 228066 abonman numaralı telefonun intifa hakkı ayru gün saat 12.30 • 13.00 arasında Kapalıçarşı Acıcesme sokak No: 23'de yapılacaktar. O gün mahcuz telefonlara takdir edilen değerin *'* 75'in) bulmaz veya müşteri çıkmazsa ikinci satışı 7/3/972 günü aynı yer ve saat lerde yapılarak en çok arttırana peşin para ile satılacaktır. thale karar pulu ve dellâliv<! resmi alıcıya aittir. Almak isteyenlerin belli gün ve saat** satış mahallinde hazır bulunmalan ilân olunur. (Basın: 1392) 1505 • (Basm: 11670/1502)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle