16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rCUMHURÎYET: :3 Şubat 1972 ayın Başbakan Prof. Dr. Erım'in 11 Ocak 1972 tarihli gazetelerde çıkan «Aydınlara ve parlamentoya güven tek çaremızdir» sözIerini oknrken gayriibtiyarî D'OHSSON'nn XVriI'inci yfizyılda yazdıfı ve güven duy. gusundan yoksnn Osmanlı toplumunun lavallı dnnımuna elestiren satırlarını hatırladım. Banu ayrı bir yazı konusa yapacağım ve bizim kendi kendimize ve kendimizden olana güvensizlifimizin çok jerilere çiden kökleri. ne ve bunun nedcnlerine dokunacağım. Bugün üzerinde durmak Utediğim hnsns, yukarıya aldığım sözlerin kapsamıyla ilgilidir. Evet, güvensizlik bizim iç hayatımızın temel direfidir ve her zaman da bu böyle olraustnr. Ancak taemen ifaret rtmek çerekir ki, her şeye karşı güvensizlik ber zaman için mutlaka sakınca yaratan nitelik taşımaz. •Güvensizliğin» yararlı sonuçlar doguran şekli ve yeri vardır; baska Blkelerde «yararlı» yönü ile bizde ise «zararlı» sekliyle i? görür, birazdan belirtmis olacağım üzere S Aydına, Parlamentoya güven meselesi Prof. Dr. İlhan ARSEL likle güven beslenilmemesini temenni edenler de bizzat Anayasa koyucular olmnstur: Madison'lar, Jefferson'lar, v.s.. Jefferson, ki halk egemenliği fikrine sanlı ıdi; Anayasa'nm t e . mel esaslanm hazırlarken söyle derdi: <Temsılcı olarak seçmış olduğumuz kımseler hakkmda besleyeceğimiz GÜVEN eğer hak ve hürriyetlerimlzin teminatı konusundaki vehımlerımızı su^turacak olursa, bu bızım için tehhke yaratan bir eaflet olur GÜVEN her zaman için DESPOTtZM'ın kaynağı nedeni . olmuştur. Hür hükümPt sıstemlerl GÜVEN üzerine değil fakat aksıne HASET ve KISKANÇLIK üzerine bina edılmiştir. Yetki ve ıktidarla donatmak zorunluğunda olduğumuz kimseleri yazılı Anavasa kurallariyle sınır'.amak luzumu, kencîılerine karîi besl'diğımiz guvenden değı) fakat bılâkıs vehım ve kıskançlığımızdan (yani güvensizlifimizden) doğmustur İKTİDAR konusunda ınsanoğluna GÜVEN gerektıgı sözlerıne a'.dınş etmeyiniz...». Bundan dolayıdır ki. parlamento (Kongre), Anayasa hiyerarsisinde güven beslenilmeyen sıraya. mrka plâna, ve özellikle yargı organının denetimine atılmıştır. Fransa için de dnmm. biraz daha farklı »ekliyle bu olmustur: ancak bu demokrssi anlavısiyle, yani parlamentoyu geri plâna sokan Anavasa ile (4'üncü ve S'inci Cutnhuriyet) Fransa kendisine gelebilraiş, siyasî huzura ve istikrara kavusabilnıiştlr. sus sayılmıstır. Fakat ber halükârda şunu belirtmek mümkündür ki, parlamentoya güven beslemek veya beslememek demokratık rejimlerin kaderini tâyin eden tek nnsur degildir. Parlamentoya güven beslenilmesi ve onun ön plâna alınması halinde demokrasinin en iyi lekilde çalısacağını düşünmek hata olur. Bunnn en yakın delilîni kendi Anayasa tarihimizden çıkarabiliriz. 1934 Anayasasına göre parlamento, raillet iradesini temsil eden tek organ olarak kabul ettirilmek ve bu nedenle en güvenilir mekanizma dnnımuna yük. seltilmek istendifi 1958 . 19M devresi esnasında Türk demokrasisi çökmüs ve sonunda 1960 tbtilâline yol vermistir. Parlamentoyu, mevcut siyasî kadro ile. bu duruma çetirme£e çalısacağımız her defasında durumun bundan pek farklı olmavacarını sövlemek kehanet olmavacaktır. Bütün bu yukanda belirtilen hususlardan dolayıdır ki «Parlamentoya güven konusu ile aydına güven konusunu ayrı ayrı ele almak ve farklı sonuçlara varmak mümkündür» diyebiliyoruz. Çünkii aydına güven ve bu güveni her daim var tutma meselesi demokrasinin yasayabilmesl bakimından önem arzeder: bu fü%en olmadan demokrasi ne yerleşebilir, ne \aşayabilir ve r.e de eelişebilir. Ve «güvenp derken bunu sözde deeil gerçekte güven şeklinde anlamak gerektir. Demokrasi için terazinin aydm kefesinin ağır basması asıldır. Avdma cüveni var kılabilmek için aydını ker.di fcültür hayatı içerisinde, okuduğu veya okuttuğu veva vavınladıgt fikîrler itibarivle avdm atmosfer icinde tutmaktan başka çare voktur Avdının hür e serbest düşünmesinp engel olmamak. fikriyatma kanşmamak. elzemdir Cünkü aksi takdirde ortada r.e aydın ne de avdının samimiyeti kalır: bilâkis sahte avdın kılığında bir sınıf türer ki bütün gücü ve bilgisizliğivle memlekete en büyük ihanet darbesini indirmekten kaçınmaz. Bu (ribi durumlarda gerçek avdın dahi sadece küskün ve is görmez hale düsmehle kalmaz fakat asıl acıklısı. kin kavt.ağı şeklinde bilinçaltı kuvvetlerin sürüklemesine kapılarak kendi toplumuna zarar yaratır: ve iste asıl o zaman memleket felâket uçurumlanna doğrulur. N'e *na>asa. ne Parlamento. ne Hükümet ve ne de başka hiçbir kuvvet onu bu uçurumdan kurtaramaz. BAŞSAGLIGI ir süreden beri memleketimizin ynrtsever aydınlar kadrosu için durum bu olmuş görünmektedir. Aydın sınıf, bir durgunluk, bir yabancılık, bir küskünlük içerisindedir. Çünkü bir yandan siyaset adamlarının memleketi anarşiye ve kardes kavgasına iten davranışlannın. diğer yandan idealist geçinen zorbaların insanlık dısı cinayetlerinin suçlusu durumuna düşürülmüstür; bütün melânetin sorumluluğu avdına ve özellikle üniversiteye izafe edilmistir Bu yanlış ve haksız tutumun sonucu olaraklır ki belirli çevreler nVur abalıya» misali aydın a\ma çıknuşlardır âdeta. Siyaset adamı ve ona her zaman yardımcı kuvvet durumundak) din adamı, 1850den beri yine müşterefc bir aafta buluşma fırsatını bulmuşlardır. Namuslu avd> na güven bağlarını yok etmenin hazırlıklarına daha Atatürk vefat ettiği gün baslamişlardır. Kendi oyunlanna hiçbir zaman gelmek istemeyen ve kendf foyalarını daima milletin gözleri önür.e seren, halkı kendilerine sSmürttürmeyen aydın güçlerden, su veya bu sekilde. öc alnıanın kumazlığını hilen de terketmis değillerdir. Bu memleketin yetistirebileceği en değerli elemanları. en kültürlü dimağlan. en sı * iî vurtseverleri, en car.dan hürrivet âsıklannı teker teker hırpalamaea. küfür ve iftira tufanında hoğmağa. zindanlarda çürütmeğe daha o tarihlerden beri azimlidirler. Aynı düşmanlıklarını aydını savunraak Isteyenlere de yöneltmekten kacınmazlar. Daha beş • on gün önce, 19 Ocab 1973 tarihli gazetelerdeki bevaniyle bir sivaset adımı. Türk kfiltürüne mü* tesr.a hiımetlerdp hnlunan seckin aydınları övdiı diye Bashnk^n Prnf Or Erim'ı «mılli havsiyetin kar^«!'"f> "'rnakla onu hıçe «avmakla» »uçlanrti'dı nıi«nr.iinu> ki avdın düsmanlannın cörrti. bu memleketin Basbakanına avdm savunmasını dahi vaptirtmayacak nitetige kavusmu$tur. B Hayatı boyunca devlet hızmetinin çeşitli lcademelerinde üstün bir lıızmet aşkıyla çalışan; özellikle yurdumuzda ıstatıstıgın bilim ve uygulama alamnda; gelişmesinde büyük emegi geçen ıstatıstik eskı ümum Müdüru; seçkın devlet adamı, değerli öğretım üyesi; Sayın ŞEFİK İNAN'ı kaybetmenin sonsuz Ozüntüsü ıçindeyiz. Merhuma Tanridan ma^firet niyaz eder; muhterem ailesine Enstıtümüz mensuplan adına başsağhğ. dileriz. DEVLET İSTATİSTİR ENSTtTÜSt BAŞKANLIĞI (Basuı: A. 564010856/761 Memur Alinacaktır Teşekkülümüz kadrolannda uzere smavia eleman ahnacaktir. îstıhdam edilmek 35 yasım geçmemış ve asgar! Lise tahsilinı haız (Erkekler için askerlikle ılişkisi bulunmayan) ısteklilerin; s : nav girış belgesı almak üzere; durumlarinı tevsik eden belgeler. dilekçe ve bir adet resimle birlıkte 10 2 1972 günü mesaî bıtımine kadar Teşekkülümüzün İst. Fındıklı Meclisı Mebusan Cad. No: 95 de Personel Müdürlüğüne şahsen müracaatlan rics olunur. üphesiz ki yukarıdaki sözler «ideal» öz. lemîn en güzel ifade edilmis seklidir; özlem ise maksada yönelisin ilk adımıdır. Ancak bu adımı atarken gerçekçi olma lüzumnnn da ihraal edemeyiz. «Parlamentova gfiven» meselesiyle «aydına güven* meselesine bu gerçekçi gözle bakmamız gerektir. Bu itibar. la her iki konuyu farklı bir elestirmeye tâbi tutmaktan başka yol yoktur. Parlamentova güven ne derece mürakün, ne derece lüzumln, bu aynca ele alınabilecek bir konu. fakat üzerinde simdi özellikle daracafımıı önemli husns AYDl.N'a gü\en, bu çüvenin niteligi ve bu güveni var kılabilmtnin çareleri meselesidir. Zira Türk demokrasisi. tıpkı iıteki demokrasiler için oldnğn gibi. parlamentoya güven beslemeden \e dolayısivle parlamen. tonnn, devlet organlan arasında geri arka plâna atılmıs sekliyle yaşayabilir ve yasamısUT aau, AYDIN'a güven beslemeden. AYDfN'a sesini dnynrma hakkı tanımadan. AY. DIN'ı ön plâna almadan yasayamaz. Parlamentoya güven sartı demokrasilerin başlıea başarı şartı olmamıstır. Parlamentoya güven beslenilmeyen hallerde demokrasinin bem de çok basaniı şekilde işlediği \e halen de işlemekte oldnğu bir vakıadır. tki yüz vıldan beri Amerika Birleşik Devletlerinde ve son Dün. ya Savaşından bu yana da Fransa'da (4'üncü ve 5'inci Cnmhuriyet Anayasalarivle) işlediği gibi. Batı demokrasilerinin kalesi savılan bu iki ülkede parlamento, demokrasinin en öncıtı. li çarkı nitelifinde sayılmamıstır. Bilâkis temel Anayasa organlanna nazaran (Yürütnre ve Targı organlanıtı nazaran) oldnkça geri plfinda iş gören bir mekanizma dnrumnnda bırakılrnıştır ve bırakıldıgi süreee de demokrasi en verimli meyvalanm vermistir. Bir başka vesileyle de yazmıs olduŞum gibi. A. B.D.'de Kongre'ye (yani parlamentoya), yani seçmen'in seçtigi temsilcilere güvensizlik esası daha ilk anlardan itibaren temel prensip olarak kabul edilmiştir. Parlamentoya ötel D.B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sonuc M> u yüzdendir ki Türkiye bugün küskün ay• * dınlar divan olmustur re efer müşfih blr ilei gösterilmezse oimakta devam edecektir Bu küskün avdınlar memleket »orunlarına karşı bigânedirler; kendilerinl «nemelftzımcılıSın» girdabina kaptirmışlardır Ne fikir ve gnrüs izhar etmek. ne vazı vazmak. ne eğitmek ve öğrrtmpk. ne mücadele ptmek ve ne de hiçhir fikir çabastnda bulunmak arzusundadırlır Onlarıı hu ilgisizliği ve eekim^erliği nedenivle hür düsünce kısırlıjı. kalın bir sis halinde bu memleketi sarmiftır Aydına güven. evet şüphesiz ki tek çare bu. Fakat güven ancak avdına yapılan bu haksızlıkların giderilmesivle. ona hür ve serbest düşünme ve düşündüğünü izhar etme or tamının sağlanmasıvla. nnun fikir havsivetine saygıvla ve asıl. avdın dösmanlığına son verilmekle mümkündür. Buna son rerecek kuvvet elbette bir gün sesini yükseltecektir: tıpkı riiğcr bütün gelişmis ve gelişen üikelerde olduPJ gibi... İslanbul Üniversilesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığından: 1 Fakültemiz matbaasına alınacak 70.000 Ii r a tahmin bedelleri kafıt kesme makinasmın kanalı zarf usulfl eksiltmest 1O'2/1972 fünö saat 15.00 de DekanhSımız Ahm ve Satım Komisyonunda vaoılacaktır 2 Gecici temınatı 4 750 üradır. 3 Sözieşme ve şartname Dekanlığımızda görüle Başarı iksiri öyleraege hacet voktur ki. bu hntnsian belirtirken «güvensizlik» sısteminin her ülkede vp her yerde demokrasinin tek basan İKStRİ oldujTinn sövlemek istemnoruz. Parlamentoya GüVEN'i ve onu Sn plânda tutmayı demokrasinin islevebilmesi için baslıca çare kabul eden Glkeler yok degildir. Elbette ki vardır. Meselâ tngiltere... Siyaset adaminın genellikle dürSst ve kültürlü ve memleket çıkarlanna karşı son derece hauas bulunduiu bir ülkede parlamentoya güven eıası kendi. lifinden anaya«a1 mekanizmanın ve demokratik hayatın temel çarkı olabilmektedir. Daha ba«ka bir deyimle parlamentoya güven me«elesi. demokrasi tarihi içerisinde, milletlerin karakter sartlarına. siyasi olrunluklarına. hflrriyet anlayiflanna g5re ayarianan bir hu bilir. 4 Talıp olanlann 1972 yılında Ticaret Odasında kayıtli bulunduguna; teminatlannı Edebiyat Fakültesi Döner Sermaye Muhasıpligi veznesine yatirdıgına dair belgeleri; Yapı tşleri Başkanlıgından veterlik belgesi alabilmek üzere benzeri işlerle mpsgıı) olduklarmı belirtîr faaliyet belgesini 7/2/1972 günö saat 16 00 va kadar. 5 2490 sayılı fcanuna göre hazırlıyacaklan mektuplannı eksiltme saatinden 1 saat Dekanlıga vermeleri gerektir. teklif evvel 6 Postada vflkl gecikmeleı nazara almmaz. (Basrn 10600/754) Balıkçılığımızın güme gitmek üzere olmasından gazetelerde eli kalem tutanlar, haklı olarak, yanıp yakılıyorlar. Marmara gibi bir iç denizde denizin dibir.i kazırcasına yapılan «TroUciilüjiin büyük çapta, dinamitçUiğin de küçük çaptj olmak üttre, balikçıtığımızın köküne kibrit suyu ektiğinde herkes nröttefik. Bir de profesyoncl ilgUUerin, geçici balıklann Marmara&Srfiriçtıkfarını'tltt I sürdükleri, denizin dibice yfiksek mumlu ampuller sallandırarak yaptıklan gırgır avı var. Bunun kontrolü güç. Geceleri motorlarla kol gezmek ve bu cesit avcıhğa engel olmak lâzım. Bu, çesitli sebeplerden ötflrü yapüamıyor. Yapılsa, 30 40 kulaç sulara kuvvetli ışık sallandırarak geçit balığını tedirgin edip elimizden kaçırmazdık. Benim bugün söz açmak istediğim konu dinamitçilik ve trolcülüğün denetlenmesi konusudur. Efendim biz her işi, haydi her işi demiyeyim de, birçok isleri tersinden tutan kimseleriz. Yani herkes gider Mersine, ben giderim tersine değil de, hep beraber tersine gidiyonız. Mersine gidenler parmakla gösterilecek kadar az. İsleri inatla hep bir ucundan, bir tarafından tutmaya çabalıyonız. Bir kimse çıkıp da: «Yahu şunun bir de öteki ucu olacak, bir de orayı deneyelim» demiyor. İşlerin kolayı dururken zora. yokuşa sürüyoruz. Küçük bir misal vereyim: Kendiml bildim bileli, birçok ecne> bî firmaların Istanbul'da bir çöp fabrikası kurmak hevesinde olduklannı ve bu yolda çeşitli teklifler yapıldığını duyar dururuz. Bunlardan son hatırımda kalan, mümessilligini bir arkadasımın yaptıfı bir Italyan firmasıydı. Bundan 15 • 20 yd kadar önceydi. Bu firma İstanbul'da bir çöp fabrikası kuracak, evlere çöp kutuları dağıtacak, bütün şehrin çöpünü bedava toplayacak, fabrikasında işleyecek, sun'î gübre ve saire, her ne yapacaksa yapacak, bu mamulden kazandığı paranın, geçmiş zaman, hatınmda kaldıfına göre • 13'ini Beledijeye verecek, 15 veya 20 sene sonra da fabıi, « kayı bize terkederek çıkıp gidecekti. Bu esnada tstanbul'un eöpünfi toplamakta olan bütün Belediye vasıtalan da Belediyeye kalacak, muhtemelen yol yapımı filân gibi baska islerde kullanılacaktı. Ne akla hizmetse kabul etmedüer. Sanki çöpümüzde boncuk bulunacak!. Böyle küflü kafalıların tutumundan ötüru yrlUrdır çöplük içinde ottırnyoruz. Seden? Çünkü isleri sadece bir ocundan tutup başarmak hevesir.de. daha doğrusu, gafletindeyiz. tlle çöp fabrikasını biz kuracağız, biz işletecegiz. ktnnı kendi cebimlze atacağız. Yaptıgımız islerde ne de kâr ederiz bani. gören Allab için söylesin!?.. Neyse konuyu dağıtmadan gelelim trol ve dinamitçiliğin kontrolüne. Bunların yapılmasına mâni olmak İçin kıyı kıyı, deniz deniz dolaşacağımıza (hoş dolaşıp arayan soran da yok yaa!..), Balıkhaneje iskemlemizi atıp oturalım ve anlaşılması, teshisi pek kolay olan dinamitlenmiş balıklann satışına engel olalım. Bunlan müsadere edelim, hayır kurumlarına verelim. satıp bazineye, Belediyeye irat kaydedelim, hülâsa ce yaparsak yapalım, parasınm dinamitçinin eline geçmesini onlerelim. Bakınız bir ayda dinamitçiliğin köküne nasıl kibrit suyu ekilecek. Trol için de aynı yolun tutulması son derece raydalı oldugu kanısmdayım. Hangi balıklann ne miktarda trolla avlandıği, trol balığı tutanlar, müza\edeye çıkartanlar, balıkbane ilgililerince bellidir. Bunların malları balıkhanede müsadere edilirse bir daha trol avcılığı yapıbnaz. Bir yeminli bilirkişi heyeti bu görevi pek güzel başarabilir ve ldnıse de ağzını açıp bir şey söyleyemez. Bu iki çeşit balık haydutluğunun da böyle. kolayca ve kısa yoldan. önüne geçilmiş olur. Ama biz ne yapıyoruz, meselâ Amerikan pazarlan kaçak eşya doluyken, hudutlarda, gümrüklerde kaçakçı kovalıyonız. Bunlan müsadere edin, satışına engel olun bitsin gitsin. Satışı önlenen kaçak malın yurda mostralık olarak girmeyeceğine, elbette sizlerin aklı da, en asağı benlmki kadar erer. Yanlış mıyım ilgililer!. VAKtT NAKtTTtK. Tflrtdye Ekonomi Ranıroıı KAYIP Fehml Fe\'Zİ motoru nun 12860 mesaha sayılı ölcu kâ ğıdı kayboldu. Hükümsüzdur. Fehmi ve Fevzi Vıüıı Cumhuriyet 766 Oteki ucundan VEFAT Ayşe Satftk»ğlu'oii(»^#vgiiı.^5Vİlazıng. Sadıkrf^u^ Kezahat Tolon, Ayten Boynec, Ayscl Dıler'ın sevgıiı babaları, ürhan Tolon, Osman Boyner, Salıh Diler, Sevın Sadıkoğlu'nun sevgill kayınpeden, Neylan Boyner, Cem Boyner, Renan Tolon, Canan Tolon, Sinan Sadıkoğlu, Ahmet Sadıkoğlu, Hakan Diler, Ayşe Diler, Tunç Diler'm sevgıli buyükbabsları, Nazıf Kokmen, Kâzım Kökmen, Hakkı Kokmen, Elmas Alkan, İlhan özcan, Sehavet Varan, Refık Sadıkoğlu, Mufıt Sadıkoğlu'nun sevgıli amcalan VEFAT VE IDARE MECLÎSI REIS! AHMET SADIKOĞLU 2/2/VJTI gunu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesi 3/2/1972 günü (bugün) Şlsli Camıinde kıhnacak öğle namazını müteakıp Zincirlikuvu aıle kabristanın» defnedilecektir. AHMET SADIKOĞLU 2/2/1972 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesl 3'2/1972 gunü (bugün) Şi«!ı Camıinde kıhnacak oğle namazını müteakıp Zıncırllkuyu aıle kabristanına defcedılecektır. ALTINYILDIZ MENSUCAT FABRİKASI A.Ş. tDARE MECLİSİ Çelcnk göndermek istıyenlerin. Merhumun arzusu uzenne Turk Egıtım Vakfı'na teberruda bulunmalan rica olunur. (Manajans: 242/771) A! Çelenk göndermek Istiyenlerin, Merhumun arzusu üzerine TutK Egıtım Vakfı'na teberruda bulunmalaıı rıca olunur. LESİ (Manajans: 239/770) FA Kıymetli işadamlanmızdan, Fabrikamızın kurucusu. babamız, örnek insan ILAN Bakanlığımız Gelirler Genel Müdürlüğü Ankara Bölgesi (Ankara; Bolu; Zonguldak; Kastamonu; Çankıri; Çorum; Yozgat; Kırşehir; Kayseri; Konya; Eskişehir; Afyon ve Kütahya) teşkilâtı için orta okul ve lise mszunu adaylar arasmdan 5/2/1972 Cumartesi günü saat 9.00 da yapılacak sınavla memur almacaktır. Askerlik görevlerini yapmig ve 657 sayılı Devlet Memurlan Kanununun 48 inci maddesınde yazılı şartlan haiz isteklilerin en geç 4/2/1972 tarihi mesa! saati sonuna kadar dilekçelerine ekliyecekleri iki fotoğraf; nüfus cüzdanı sureti ve diploma sureti ile Gelirler Genel Müdürlüğü Personel Şubesine müracaatlan ilân olunur. (Basm: A. 563510879/769) Daruşşafaka CemJjetinden MEVLİT Cemiyetimlzin çok kıymetU müteberrilerinden merhum AHMET SADIKOĞLU 2/2/1972 gunu Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesi 3/2/1972 günü (bugün) Şişll Camıinde kıhnacak öğ!« namazını müteakıp Zıncirlikuyu aıle kabristanına defnedılecektıt. Merhuma Tanridan rahmet, kederll ailesine bassağhğı dileriz. SATVET LÜTFÜ TOZAN ' ın ruhuna ithat edilmek Uzere 4 Subat 1972 günıi (yarm) Cuma namazından sonra glşli camıl şerlfinde Kur'anı Kerira ve Mevhdı gerif okutturulacaktır Arzu bujTiranlann teşrifleri rica olunur. Cumhuriyet 762 ZUHAL GÜRAK TUNCEB GÜZEL Nijanlandılar. 29 Ocak 1972 Zonguldak Denia Kulübü ALTINYILDIZ MENSUCAT FABRİKASI MENSÜPLARI ÇelenJc göndermek ıstıyenlerin, Merhumun arzusu üzerine Türk EğiUm Vakfı'na teberruda bulunmalan nca olunur. ile (Manajans: 245/772) (Basın: 10842/753) ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN TÜRK HAVA KUVVETLERİHİ GÖÇLENDİRME FİKFI Cıjmhuriyet 767 İLÂN Istihkâm Okuluna Sivil Personel Alınacak VEFAT Linda Abraham, Or. Maks Abraham e?i ve kızı, Eli Ab. raham, Marl Sulam'ın eile büvukleri Doktor NİMBÜS 1 Istihk&m Okulu'na, 657 sayıa Oevlet Memurlan Kanunu niıkumierı uyannca ve sınavta ıkınra maddede yaalı kadro derecelenne göre, (1) Sivil memuı (Daktilo), (1) Marangoz (1) Matbaa makinisti (Ofsetçl), (1) Deslnatör ahnacaktir. îsteklllertn, 15 Çubat 1972 tarüıine kadar (Kâğıthane • tstanbul • îstihkâm Okulu Komutanlıgına) müracaat etmelen. 2 Sınıfı Genel tdarl hizmetler Teknik Hizmet Branşı Sivil memur (Daktilo) Marangoz Kadro derecesl 15 14 (l'inci kademe) (l'lnd kademe) rahsil duruma En ax Orta Okul mezunu B. Salamon Abraham vefat etraıştır. Cenaze merasıml 4 Şubat 1972 yarınkl Cuma Runu saat 12.30 da Buyak Hendek Neve $a!ora Sina£o£unda icra olunacaktır. îlâncıhk 6424774 E n az Orta Okuj dengi ^ Teknik ÖJrenlm mezunu Tekrulc Htonet Deslnatör En az Orta Okul dengj 14 (l'ınd kademe) Teknik figrenlm mezunu Teknik Hlzroet Matbaa MaJdnlstl En a? Orta Okul dengi 14 (l'inci kademe) (Ofsetçl) Teknik figrenim mezunu 3 Alınacak personele, derece aylıklanndan başka, ayda (75) llra tayın bedel) »erilir (Savı: 1857 • Basın: 11)851) 757
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle