09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 3 Aralık 1972 0 frKENÎH KOSKÖCA CröZLUjau TAMTARAÎl f H^ALÇAI V ALPATIVOMÜM HANı' 5ÖZ VE^Mi5 mıl İzmir'in içinde SAMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI 119 «Hayret dogrusu; su bmm Ordunun bir komutan ıçin değer olçusu hiç degişmiyor; yaygın oluyor. İyiyse iyi, kotuyse kötü!» «Elbtte, Ordu, bir ocaktır. Herkes, hele üst kattaki subaylar, birbirini çok ıyî tanırlar. Bunu bu rütbenden sonra sana ben mi oğreteceğim?» «Sİ7in savaşta yaralanmanız, sonra da has* tahklarınız büyük şanssızlık olmus baba...» «Bu lâfı tfa nereden çıkardın şimdi?» «Genelkurmavda, geçen haftaya dek, zatişlerinde çalistım, Bırara bir raslantı olarak siclliniz cüme geçtj dp , Cîerçi bu işler sırdır stTiü, ne dp olsa babamsımz; öğündüm.» Baktım, babamln gözîeri dölu dolu parladı. Bır sure damadımn yuziine baktl. Duygulanmıştı; ağır ağır kortüştu: «Kurtuluş Savaşmda yaralatnmam şanssızIık fftyehm; dıyplım dedim; çünkü savaşta yaraîanıp yaralanmamak şans değil, bir gerçpkler sonucudur Benim emekliliğimi gerek. tıren asıl hastalıklarima gelince bunlar, Surı* ye'den, Irak'tan Yemen'e dek çöl amlarıdır. Demek, gerektigi kadar bünvem. askerliğe elverişli değilmis. Bızim meslekte vukselebilmek için çok kosui var... Her ne halse, bırakahm bu konuyu, Soyle bakalım: Yüksek kademçclekî bu atamalar, îkinci Menderes'in mi basmın altından çıkıyor7» Yarbay, anlamlı anlamlı gülümsedi: «Bunu sızden başkasina söyleyemem. duyuramam Onlar üst kademed'eki komutanları ayarlıyorlar; biz dç alt kâdemedeki komutanları avârladık * Albay Nazif Tınâztepe, soluğunu şövle bır rahatça kuyverdi, Sonra da kahkahayı bastı: «Anlaşildı! Sen de bu yüzden îzmir'desin » «Ovle sanıvorum: Savunma Bakanı Ethem Bev, dönen islprin farkında gjbi ama arkamerarrt sfrtlatamıyör. • Kendlsi bit \ Bu konusmadan pek bîrsey anlayamadim. Anlavamadım değil de birşeyler seziyordum da anlayamiyordum. Soracak oldum. Babam, güldü: «Bak oglum Emre. sen, sivil bir kişisin: askerlerin dilini anlamazFin. Hem şu sıra ne l çalii. ne de anîatmava... Nevse bir teğmenlik rutben var, yedek de olsan, şu söylemek istedığimı çok iyi anlaman gerek Tamam mi?» «Anladım. tamam Albayım!» Yarbay Tezen Eniştem, önce güldü. Sonra cıddı ciddı konuştu: «Senden ricam Emre, simdılik bizim, ablanm, benim. tzmir'e geldiğimizi kimseye pek söyleme... Elbettç nısanhn Gülseren, bilecek Pek ondan da söz çıkmaz sanınm...» îçıme, nedense bir sevınç tîoldu: «Anladım, çok iyi anladım Yarbayım!» «Teşekkür ederim Teğmen.» Yine güluştük. Ablam, annem, İri iri gözlerle bize bakıyorlardı Albay, şöyle bir onlara gözattı: «Bunlar asker kansıdır...» diye söyjendi. Annpm, ayaklandi: «Yıldız, ge! Bir çay hazırlayalım. Ne iyl olmuş, bugun revani yapmıştım; şu orduyu doyuralım,, » Babam, «A „ işte bu aklını beğenıîim Hed*ıye'» diye söylendi Sonra pnişteme döndü: «Bugünkü Istanbul'da sokağa çıkma yasağı?» «Mendcres, bğrencılerin baskınlarmdan korkuyor NATO'nun toplantısı var. Öyle sanıyorum kı, Istanbul'da sokağa çıkma yasağı, yarm da devam edecek > «Öyle ya.. Gençler bir haftadır ayakta: Amerikaya karsı bir terbiyesizlik (!) etmesinler* Toplantının yapıldığı Belediye Sarayi da tarp yerlnde.. Üniversiteye yakın..» «Gençîerin heyecanı. bizi, büsbütun heyecanlandırdı...» dive sövlendi eniştem. Fark ettim: Yar bay, sık sık gözünun ucuyla saate bakıyordu. Babam, konuyu değiştirdi; torunlannı sormaya başladı: «Tunç, çalışıyor mu?» «Bu yıl sıkıda . Ortaokulu bitirecek. çalışıyo^. Nusret amcası, yakasını bırakmıyor, bizim yokluğıımuzda da çalıştıracak. Notları şlmdilık çok «Afçrin! Ya Fıdan?» , • . , "«Bir güzel kız oldu, sorma dedesi... Biraz yaTamaz, biraz haylaz... Nüiret'e ardını bırakırtaöın, çahştırsın diy e tembıh ettim » «Bir yaşta kızlar çabuk büyür, sonra durulurlar.» Bir süre daha konuşuldu. Annemle ablam, çaylan, revanileri getirdiler, Bu arada ablam, bir bavulu salonun Qrtasına sürukledi; yardim ettim: Sonra bana dönerek: Şu manzara, cehaletin ilme verdiğî hesabin faturasıdır. dedı Panık halinde çil yavrusu gıbi dağılan ordunun solundan bir duşman süvarisinin hücuma başladığı gorıildü. Şu halde büyük bir felâket başlamıştı. • Basri bey bana bağırdı: Selâhattin, koş, Istihkâm Bolüğıinü al, bu süvariyi durdurun... Yüzbaşı Selâhattinin Romanı^ Bir sarapnel Selâhattin kendisine verilen emri, ilgililere bildirdikten sonra dönüş yolunu tutuyor. Fakat belirli bir noktada beklenmedik bir infilâk sonucu atı ile birlikte yuvarlanıyor. Kendine geldigüıde ağzma su verilraektedir. hiç birimiz gözyaşlarımızı tut'amadık. Yarahyı otomobile koyup gerlye yolladık. Herhalde yolda ölmüştür. Birlikler yürüyor ve biz de yürüyorduk. Yolda ilk rapor geldi« Düşmanın bir gambo• tunu sün?ü hücumuyla zapteden 44'üncü Alav 3'üncü Tabur Kumandanı Ahmet bey başından varalandıysa da birliçinı terketmiverek diişmanı knvalamava devam etmektedir. Gambotu sağlamdır. Biri binbaşı üç subav ve yirmi er esir edilmiştir. Gambota bağh bir duba iizerinde büyük bir top ve çok miktarda erzak ve cephane yakalannmtır. "^ümen Kumandan Vekill Halil bey raporu okuyup Kurmay Başkanına verdi O da dedi ki: Enişte kayınbirader birbirleriylp yanşıyorlar, bakalım hangisi daha önce şehit olacak Guruba yakın birlikler oldukları yerde konaklama emri aldılar. Biz de bir harabenin kıyısında duruyofdıık O günkü savaşı sürdüren birlıkler onumuzrlpn geçıyoılardı ıyor Kumandanm onünde durdu Ha lil bey düşman gambotuna karadan süngüvle nasıl hücum ettiğini sordu. Ahmet bey bunu ga ye"t sade bir şekilde eevaplandırdı. Halil bey varasm» sordu Ahmet bey «Hafif» dedi,. Halil bey istirahat için geri gitmesini istedi. Ahmet bey kabul etmeid. Halil bev altmdaki atı sdrdu. Ahmet bey «tn^ilizlerden aldım» dedi. Ahmet bütün bunlan öyle sine so&ukkanlı bir edayla söylü yordu ki sanki hiç bir şey olmamıştı Kumandan* Gazanı tebrik ederim. seni ordunun en kahraman subayı olarak selâmlanm dedi. O zaman ben de davanamadım. Bu yürekli askerin elini öpmevc koştum. O da beni alnımdan öp Derleyen : İlhan SELÇVK narak yazmıştır. Csasen Albay Muzaffer hu muharebede geceleyin ateş eden Batarvanın ÜstegrmenJvdi Yayınladığı «Irakta Türk topeuları» adll kitabının 30 uncu sayfasında şövle vazar: «B»7İm tarafia topcular koşıılu, tâkip icin emre âmâde düşmanın cpkilmosinf bekler kcn Tnvıshenl tekmil tnpcustmtı mevzie sokmuş. fecirleberaber cehennemî bir ateslo karşısmdaki insan. havvan VP ma!7ome vıerinlannj bnmbardımaria baslamıştı Btt bombardımandan en çnk ınü teessir olan ve en zivade ıayiata mâru7 kalan toocularımi7dı Atcs Hİ7İ o kadar eafil avlamısti ki. kosum çıkarmava, top inrtirmpve vakit kalnıadan halarvatar havvan Î.Trmı ^ an vartva kavhrtmis lcrdi Z^vîaf hakkmda bir fl kir vprcbilmrk Irln hi/zat bulundııjuın hatarvanın on ikî parcavn mııkahi! ancak ikî ton ko«nhilpcek elfm vazî vete dÜBtüçüiü sövlpmek isterîm Ba7i hatarvalar huna mnkfpdir dp"iUprdi Yantmızda hubınan hîr pphpl batarv» sınm havvinat» kâmHon mah voimu**n tkf. üc fjrkalık Mr kîtlo birkar «aat Irindp ril yavrıısıı ?lhi dnÇilmıs, mıızaf fpr bir nrrîıı lafipf ve todhirsizlieiri < p a î obrak hiivük » x «i hir hr7İnipf«> otramıstr Büyük bir şan"5 cspH nlaraU S1 înPÎ fırkanın h«ı atpş sapanaS? ha rioindp kalarak maddt ve rr»a nevî kııvvpfinî mubafaza etmpsine medvunur Bu VBZλ vettp nrdunun spvk ve Idare«i tnmampn muhtel olmuç. 51 inci firka huliındticu vaifyetten istifade ederek düsmanm vanına taarru? etti Diger tarnftan 44 iinpii AIRV hir se 1 ' <"»hpl topuvla nchir hovun* dn îlerliv^rok düşman gambotumı zaptetti.» TAARRÜZ EMEI Koştum. Fakat îstihkâm Bölüğünü bulamadım, îleriye doğru yürü* mek zorunda kaldım. Bir tepenin üstünde Dokuzuncu Alay Kumandanı Vacid'i gördüm. Durumu sordum: Biz zaten geceden tertipli yatmıştık, dedi Vacit bey, sabahleyin baskın ateşı baçlayınca ben taarruz emri verdim. îleri bölüklenm düşman orduv gâhına girmek üzeredir. Çimdl yanımdaki Yedlnci Alay âa harekete basladı. Bir saate kalmaz, ortada duşmandan eser kalmıyacaktır. Vacit beye bizi saran süvariyi gösterdim: Şimdl kaçarlar.. dcdi, buna rağmen oraya da bır bolük sevk ettı Bu durumu göriip j ç j m r a h a t ettıkten sönra Kolorduya haber vermek üzere periye gelirken, yolda Tümen Kumandanı Albay •Reşit beye ve Kurmay Berkuk beye rastlatfım. Gördüklerimi anlattım. Onlar da memnun olduiar. Karargâha geldigim zaman ate? durmus. birlikler kendiliklerinden ilerlemeye başİHmışlardı. Halil bev durumu öğrenince su emri verdi: Şimdi ata bin, birinci hatta yetiş' Birhkler. ölenleri. yaralananları, vurüvemlvenleri bıraksın. tnzıbata önem vermesin, zahmete katlanmasın, kesinlikle dusmanm ensesinden ayrılmasın! Bu düsman ricatini, düşman izmihlâiine çevirsin'» B?n olanca hızımla • bu emri yerine tebliğ ettim Dnnerken ba«;imda bir sarapnel patlad"! Atla beraber yuvarlandım KOVALAMA 31 Kasım 1955 Delabaha muharebesini akşam güneş batarken yalnız milletçe değil. üstelik aile ce bir şerefle kaDamıs oluyorduk. îngilizlerden alman Gnmbota «Selmanpak» adını koyduk. (*) (•) Kurmav Albav Muzaffer. C e 5 nel Kurmav Baskanhsh Harp Tarihl Subcsi Rpisîyken. Dela baha savasını hrlsolprp daya HEYKEL GIBI Bîrden Ahmet beyi gördük. Ga yet gürel bir İngiliz atına binmış, başı sarılı taburun önünde gidiyordu. Ahmet bey batan güneşin ışıkları altında bir kahramanlık hevkeli gibiydi. Kolordu Kumandanı dayanamayıp ba§ırdı: Ahmet bey, Ahmet bey... Ahmet bey geldi, attan inerek 4 0 yıl önce Cumhuriyet UNDAN'bır ay önce ajanslar Ingiltere basmı şu hakikati ifşa etmektedir: «Al ınanya'nın sılâhlan bırakma konferansından çekılmesı uzerine tngiltere Almanya'ya teveccuh etmiş ve durum karşısmda Frarısa da mevcut meselelerın hallı ıçın cjjplomatık müzakereler yapılmasına razı olmuştur. İngiltere'nm dıs siyasetindekı bu değışıkliğe sebep, verilen bazı haberlere KÖre Ingiltere hükümetı Fransa İİ8 birlikte Sovyetler aleyhine bır ittıfak aktetmek ıstemekte olmasıdır. Daily Mail'in başyazan Lord T 3.12.1933 B SOVYETLERE Rotemer ıse, birkaç gün öncekı sayısında şoyle demektedır * «Avrupa, Alman mıllıyetperver oturup bunu daımı surette tıkayamaz Almanya'nın gayret kaynakları ve teşkılât Kabilıyeti Bolşevik Rusya üzerine çevnlecek olursa bütün Sovyet KARŞI CEPHE var) Rusya ahalisı ıstıtade edeceği gıbı cıhan tıcaretı de bır terah yolu bularak faydalanmış ola lerinin emniyet supabı üzerine ŞEFKAT MALKOÇOĞLU yazan ve çızen: Ayhan 8AŞ0ĞLU CELİK HANÇER su verilirken gö?lerimi açtım. Basueumda bir sıhhıye en vardı • Efendi, korkma! Atın ölmüs. sana bır şey olmamış... diyordu. Askerin şefkatli davranışını hiç unutmadım. Kalkıp Pekl, oğlum.. diye alnından öptükten sonra yürüyüşe devam ettim. Üstüm ba?ım parçalanmıştı. Basri bevin yanına geldiğim zaman: Nerde kaldın? cfedi, emri götürmüşsün, birlikler görevi yüklenmiçler. Sen selmevince merak ettim Emin Âlı de vurulmuş, geri götürmüşler. Olan biteni Basri beye anlattım. Benim söylediklerime kulak kabartmış olan Halıl bey gülerek' Hep kıt'a subayları ölme7ler ya, biraz da karargâhlar kur ban vermeli.. dedi. , ' Ordu ilerliyordu. Halil bey yaya yürümeye başladı. Otomobil arkamızdan geliyordu. Manzara acıklıydı. Düçmamn baskmi blze çok pahalıya malolmu^tu. Koiordu Kumandanı olan Mehmet Ali Bey, bir Tümen kumandanı ve iki Alay kumandanı şehit olmuşlardı. Tam isabetle olduğu gibi öldurülmüş mangalar, tahrip olmuş toplar, yığın halinde can vermiş hayvanlar... nın gemşJeme ihtıyacı da tatmın edılmış bulunacaktır Nihayet hali hazırda uluklan karartan harp tehlikesmin tendıtkâr bulutlan da dağılacaktır.» «BALKAN Anlaşması» fikrı gıttıkçe KuvvetlenrrıPktedır Konfederasyon merkezinın tstanbul jlması düşunulmektedır Arnavutluğa da bu konuda haoer verılmiştır. OSMANİlE'ye yenı bir telsiz istasyonu kuruimuştur. Haberleşmeler bu istasyon vasıtası ile vapdmakUchr Bu yüzden haberleşme fiyatları ucuzlamıştır. cak ve aynı zamanda Almanya YARIN: ÜSTEĞMENLİĞE TERFİ DİŞİ BOND fc£)â SESl DUYUUüQ \AJtLUB Ş TUTAOAJt: OT2.TAYA ÇIKAQ TİFFANY JONES GÖZYAŞLARI Delabaha mahşeri andmyordu. Bir bataryanın hayvanlart parça parça ve topları harap olmuştu. Askerleri tümden şehit* ti. Birkaç er kenarda yarah olarak inliyordu. Bu yarahlardan birinin yanına geldiğimiz zaman neferin tam göbeğine isabet eden bir mermi parcasıyla karnının açıldığıni ve barsaklannın tamamen yere dökülmüş olduğunu gördük. Asker hınltfıyordu. Ağzmdan burnundan kan geliyordu. Yanımızdaki Başhekim yaralmın barsaklarını karnına doldurmaya, yüzünü gözünü silmeye ve ağzına su vermeye çahştı. Çocuğun feci manzarasını seyrediyorduk. Biraz sonra asker gözünü açtı Halil beyi gördü Kumandan: Korkma oglum! Şimdi seni hastaneye vollayacagtm, iyi olursun.. dedi Nefer, Halil beye çok hazin bir bakişla: Oh babacığım, tfedi, sen bi7İ nerelerden geçirdin, nelerden kurtardın. elbet buradan da kur tanrsın. Allah seni başımızdan avırmaeın! Bssta Haîil bev oldtığu halde BE.SSIE, R.ÜLrüY GEÜB... TAhA Öİ GARTH BıC SOCUN ÇİKT\ E.SJ fyı'sı Z S ÇAÜPAGAK SAWIBOlM•A^AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle