Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 13 Kasım 1972 ir kitap var, adı: Oğuzîar. Oğuzlar, bizim atalarımızdır. Biz Oğuzlardan geldik. Ama Oğuzlan bilmeyiz. Ve çağdaş diinyada hiç bir millet, tarihine biz Türkler kadar yabancı ve ilgisiz değildir. Hatta bir zaman vardı ki, tarih ve edebiyat, ya saçma, ya yasak bilgiler arasına girmişti. Meselâ şimdi adını derhal hatırlayacağım bir Padişah, bir Vezirinin kitaplığına göz dikmisti. Bu kitaplığın kitaplarmı okumak için de değil. Kitaplığın, her biri bir servet teşkil eden eserlerin yalmzll ciltlerini, kendi sarayma aktarmak için. Bu olayı tarihçilerimiz bilirler. "Padişah, her istediğinin mahna, her istediği zaman elkoyabilirdi. Ama bu sefer öyle olmuyordu. Çünkü kitaplık vakıftı. Vakıf mal ve emlâka ise devlet elkoyamazdı. O raman, Şeyhülislâma emretti. Şeyhülislâm bir emir kuluydu. Işin çaresini buldu. Fetvâsını verdi: •Tevârih ve edebiyat misillu türehât» Vakıf »artlarına girmez, dedi. Yani Şeyhülislâm'a göre tarih ve edebiyat gibi eserler •saçmalıkiardan» ibarettı. O halde kutsal kayıtların ve kanunların himayesine giremezdi! İkinci Abdülhamit zamanında da, tarih sevilmezdi. , Osmanlı Türklerinde eski Türkler hakında ilk eser, Karadağ harplerinde sebit olan Mustafa Celâlettin Paşanın 1869'da yayinlanan «Les Turcs anciens et, modernes» isimli kitabıdır. Mustafa Celâlettin Paşa, Polonya asıllı aydın ve gerçek bir Osmanlıdır. Fakat Fransızca yazılan bu eser, o zaman Fransızca bilenlerin sayıları iki elin parmaklan ile sayılacak kadar az olduğu için, yaygm bir etki yapmadı. Osmanhcaya da çevrilmedi. Birinci Millet Meclisine (1876) Başkanlık etfen Ahmet Vefik Paşanın «Lehçei OsmSni» adh eseri, eski Türklere ait bir tarih değildi. Türk dilini ve lehçelerini inceleyen bir çalışma eseriydi. İkinci Meşrutiyetten önce Necip Asım Bey'in, Leon Kahun'dan alınan bilgilerle, Doğu kaynaklannı işleyerek yazdı'ğı «Türk Tarihi »ni aynca saymalıyız. Biz son Mesrutiyet devrine, ancak bu iki, ama yankı yapmayan eserle girdik. îkinci Mesrutiyet safhasmda ise, Türkçülük bir akım halini almış, fakat bu alanda bilimsel,araştımalar verilmemiştir. Hatta Ziva Gökalp bile o yıllarında bizi, Moğollarla bir ve Cengiz Han'ı, bir Türk kahramanı olarak gösteriyordu. Halbuki Moğollar, Türkler değildi. Arya'da Moğollar başka, biz Türklerin kökümiİ7Ü teşkil eden T5ral Altay ırkı yine başkaydı. Finler ve Macarlar, bu Ural Altay B Olaylar ve görüşler mensup olduğu Kayı Oğuzlan Söğütte Osmanlı Beyliğini kuracaklar ve bu devlet az zamanda, lran'dan Orta Avrupaya kadar kendi »altanatını tesis edeceklerdir. OGUZLAR... Şevket Süreyya AYDEMİR ırkının kuzey kanadında, ama yakın ırk kollan teşkil ediyorlardı. Fakat biz Batı Türklerinin asıl ve birbirioden kopmamış kollarmın kökü ise Oğuzlar'dı. İşte şimdi ve ilk defa olarak elimizde, bu Oğuzlar için, hacimli, zengin muhtevâlı bir kitap var: Oğuzlar... ler devleti, Selçuklular devleti ve nihayet Osmanlı Devleti, hep Oguzlann damgasını taşırlar. îşte «Oğuzlar»' adlı değerli eserinde Prof. Faruk Sümer, bu selin, geçen asırdan beri «Türkmenler» adı verilen Oğuz boylannı «tarihleri Boy teşkilâtı ve tfestanları» ile inceler. Bu konuda kaynaklar pek de o kadar zengin olmamakla beraber, Faruk Sümer, kay nak denilebilecek Türk veya Türk olmayan bütün yazarların eser ve hazinelerini işleyebilmiştir. Anlaşıldığına göre 20 yıllık bir çalışma devresini kapsavarf bu araştırhnalann mahsulü olan Oğuzlar, bu.çalışmaya, gerçekten şahitlik etmektedir. Eser, 532 büyük «ayfadan tesekkül eder ve bazı haritalar verir. Kitap, «Oğuzlara ait en eski bilgiier.le baslar. Sonra Oğuz admın menşei, ve Oğuzlann ilk anayurtları incelenir. Ama Oğuzlann tarih sahnesine. büyük güçler ve büvük devlet kuruculari halinde çıkıslan, IX Xl'inci yüzyıllardadır.. Güney Sibirya'dan Orta Asya'ya. Sirtferya ile Amudesya ara»ına yerleşip. güneye akmlan bu başlangıcı teşkil eder. O safhada Araplar gijneyden lran devletini yıkmıslardır. lran seddi yıkılmıstır. Şehnâmenin IrTur kavgalannda destanlaştırdığı bu set ve bu saha, artık Oğuzlara açıktır. VI, Vm. yüzyiÜardaki Göktürkler devletini ise, tabii aynca hatırlatmalıyır. îşte evvelâ Gaznelüerin Horasan'da (Bedahşan, Kuzey Afganistan ve Kuzey tran'ın bir kısmı) tzerin<fe kurdüklan Türk deyleti üzerinde yerleşen Selçukoğulları, güneye ve batıgrüneye oradan yayılırlar. Bu arada Oğuzlar, Islâm dinini de kabul etmisler ve Islâmın bayraktan olmuşlardı. 1071 tarihinde de. Malazprirf muharcbesi ile Anadolu'nun Oguz Selçuk Türklerine açıldığını biliyoruz. 1299'da ise Osmanlı Türklerinin Açılan yol öyle sanıyorum ki biz Türkler ve hele ayâınlar, bu kitap üzerinde durmalıyız. Milletimizin aslı ve kökleri üzerinde yeni ve ciddi araştırmaların yapılmaslnı da dilemeliyiz. Bu yol açılmalıdjr. Bu arada, yabancı dillern'e, geçen yüzyıhn başından beri yapılan arastırmaları da dilimize çevirmeliyiz. .Gerçı zamanımızda artık Saf Irk yoktur. Her ırk, başka ırklarla, şu veya bu nispette karışmanın eferidir. Ama bu kanşmadabir ırkın Icani ve kültürü üstün geliyor da, ortaya, dil, tarih ve dilek birliğini temsil eden güçlü bir ırk oluşumu çıkıyorsa, o ırk, «rbk bu tarih birliğini temsil ediyor demektir. Meselâ tarihin derinliklerinde, bir Ingiliz ırkı ve milleti yoktur. Bir Fransız ırkı ve milleti mevcut değildir. Fakat bir tngiliz, bir Fransız ırklaşması ve mill«leşmesi varriır Meselâ Ingiliz milletleşmesinin tarihi, Ineiltere adalarında tâ Iberlerden, Keltlerden, Gallerden, Roma istilâsının burava sürüdüğü daha başka Boylardan, Alman asıllı Normanlardan. Sak^onlardan, Angıllardan baslar. Ama bugün, bütün bu kantarın hasılası olan bır tngiliz milleti vardır. Fransızlsnn aslı da, gene Alman kanına kanşan Franklara, Gotlara ve salreye uzaıtır. Ama bugün bir Fransız ırkı ve milleti mevcuttur. Bizim aslımız ve kökümüz ise, böv3e büvük katkılar ve karısıkhklar göstermez. Bu köke .ve temele, her türlü sp'ekülâtif ve gayri ciddi öıentilerle değil. Profi Faruk Sümer gibl, Ulro yolu ile egilmellviz. Bunu da belirtelim: Tarih Coğrafya Fakültesinden artık yeni çalışmalar da beklemeliyiz. O Fakülte ki, hçnüz Türkiye cografyasını ve Türkiye atlası ile, Türkiye'nüı jeolojik albümünü bile verememiştir. Oysa bu Fakülteyi AUtürk, tâ 1935'te ve «Hayatta en büyük mürşit ilimdir» diyerek kurmus ve qndan çok seyjer ümjd etmişü. •; •• •.•;*. * * « * . •••.".• Tamam mı? Devam mı? MELEN HÜKÜMETÎ DEVAM EDECEK Mİ, ETMİYECEK Mİ? BÜTÜN MESELE, DEMİREL'tN PARTİLER İKTÎDARINA DÖNÜŞ KONUSUNDA BİR GÜVENLİK DUYGUSUNA SAHİP OLUF OLMADIĞINA BAĞLI GÖRpNÜYOR. DOLAYISIYLE AP'NİN TAKINACAĞI TAVIB ÖNEMLİDİR. SADUN TANJU Bayramm üçüncü günü Ankarada Hacıbayram Camisinin •vlusunda Başbakan Ferit Melen ve CP Genel Başkanı Kemal Satır, kayınpederi Namık Zeki Aral'ı kaybetmiş olan Bülent Eeevife buyük yakınlık gösterdiler. Üç politikacmm, insani Uişkilerin en yumusak tutulduğu böyle bir cenaze töreninde çekilnüş fatoğrafları, haftanm sonunda' gazetelerde yayımlanınca, pek çok kimse gozlerine inanamadı. Bütün bir hafta, bu politikacılar arasında karşılıklı suçlamalarla geçmişti. Melen'e göre Ecevit, yeni bir buhran yaratarak, zaten var olan güç şarüan ağırlaştırıyordu. Başbakan, Ecevit'in fıkirleriyle hareket etmenin vatana hizmet olmayacafmı soylerken. Parlamentodaki ikinci büjük partiye «kanun dışi» muamelesi yaptığını görmezlikten gelmişti ve doğal olan tepkiyi mahkum etmek niyeüni ortaya koymujtu. Aslımızı arayış Bizim aslımızı ve kökümüzü teşkil eden Oğuz kolları ile, onlara yakın Türk boylan hak kında Cumhuriyet devrinde ilk ve aydlnlatıcı eseri, dört ciltlik «Türk Tarihi» ile, 1946'da Hüseyin Namık Orkun verdi. Orkun, heyecanlı bir tarihçiydi. Macaristan'da yetişmiş ve Macar tarihçilerinden ders almıştı. Macarlar, Ruslar ve nihayet Finler ise, Türk tarihi üzerinde en zenğin araştırmaları verenlerdi. Orkun, heyecanmdan gelen bazı sübjektif kaymaları bir tarafa bırakırsak, bu kaynakları bize aksettirdi. İlk Türk yazısı, yani Orhun yazıtlan hakkında da, iki ayrı kitap yazdı. Atatürk'ün kurduğu Türk Tarihi Encümeni ve onun devamı olan Türk Tarih Kurumu, biz Ttrrklerin gözleriırf tarihe çevirmekle beraber, asıl atalarımız olan Oğuzlar üzerine eğilemedi.(l) Bu sebeple şimdi Prof. Fsruk Sümerln, ikinci baskısı verilen ve Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi tarafından ilk baskısı 1965'te yapılan eserini, bu yolda ve bu alanda, bizde ilk araştırma saymak hata olmaz. Biz Türkler, ulu Asya anamızın . bağrından taşan, gür, güçlü insanoğulları selinin kollarından biriyiz. Bu sel, Tiyanşan Altay silsilelerinin iki tarafında kaynadı. Doğuya yayılanlar, Mongolld ırklar kollannı teşkil ettiler. Biz Türklerin de, bağlı bulund"uğuxnuz asıl soy ise, Orta Asya ile daha batıya ve güneye doğru yayıldi. Bu selin en güçlü ve devlet kurucu kudretini Oğuzlar teşkil eder, çünkü Gazneli;. Yangına körükle gidenler Derken, Kemal Satır, Melen'in başlattığı yangına körükle yetişti. Ecevit liderliğindeki CHP'nin afaroz edilraesini, diğer partiler arasında «millî bit cephe» kurulmssını önerdi. Böylece, Ecevitin ve onun liderliğindeki partinin milll bir cepheye ahnamıyacak kadar «gayri millî olduğu söylenmek istendi. Feyzioğluna gelince, o böyle fırsatlan kaçırmazdı, tehlikenin son derece büyük olduğunu, huzur ve «üvenlijfin ciddi tehditler altmda bulunduğunu tekrarladı. Ve bSylece, «surln» ile yargıçlar Hacıbayram CamîsindB bir araya aeldiler Fotoğrafm bir özelliği daha vardı. Şimdi asla uzlaşmaz politik ve ekonomik görüşlerin saflanna aynlmıs bu politikacılar daha 7 yü önce aynı partinin çatısı altında idiler ve birbirlerine ağabey kardeş muamelesi yapaeak kadar yakmdılar. Oysa son bir haftanm politik olayIarı göstenpiştir ki, artık bu «Kardeşler bir araya gelemez1er ve bir amaca ulasmak icin seçilecek yolun felseiesinde birleşemezler. Siyasî hayatımızda son 10 yıl, bütün zorakl beraberliklerin tasfiye dönemi olmuştur ve son hesaplaşmalardan biri de geçen hafta yapılmıştır. (1) Bizde İlk Tarih ceraiyeti, Meşrutiyet devrinde ve Snltan Resat'ıır saltanatı sırasında .TarihI O'smani Eacümenl» adı altında knmldn. Gayesi, Osmanlı tarihi yazmaktı. Fakat harpler ve kangıklıklar, netice almaya mügait olmadı. Yollar ayrılmıstır ÜTANÇ NERDE? OKTAY AKBAL 7 Günün ardmdan Hayir NlXON 4 YIL DAHA BAŞKAN Dört yıl daha Birleşik Amerika'da Nixon dört yıl daha slogsnı He seçimi ezici çoğunlukla kazanmış ve dört yıl daha Başkanlığa seçilmiştir. Amerika'da Başkanlık seçimi sanıldığı gibi tek dereceli değildir. Seçmenler ikind seçmenleri seçerler ve onlar da Başkam seçer. îkinci seçmen sayısı 438'dir ve Baskan seçilmek için en az 270 ikinci seçmen oyu almak gerekir. Nlxon, Massachussetta ve çoğunluğu Zenci olan Columbia eyaleti dışında tüm eyaletlerin ikinci seçmenüklerini kazanmıştır. Amerika'nın siyasî tarihinde nadir görülen bir zafer. Fakat bu zafer kişiseldir. Nixon' ın mensup olduğu Cumhuriyet partisi, hem Senato, hem de Temsilciler Meclisinde çoğunluğu korumaktadır. Bü da gösteriyor ki, zayıf olduğu için adayı Başkanlık seçimini kaybetmekle birlikte, Demokrat Parti, kuvvetmi kaybetmemiştir. Nixon kendi partisinin muhalifi olan pfirtinin çoğunlukta bulunduğu yasama ory ganlariyle çelişecektir. Gerçi seçimden önceki durum da bu idi. Fakat seçim mUcadelesi partiler arasında eerginlik yaratmış, Nixon"ın Seçim Kampanyasında dürüst davranmadığı kanısı da doğmuştur. Kanunlara aykın görülen bazı hareketler şimdiden mahkemelere intikâl etmiştir. Karsılaşmakta olduğu zorluklan bildiği içindir ki seçimi kazanır kazanmaz hazırladığı mesajda Nixon, Amerikalılan birleşmeye çağırmıştır. Araya giren bayram günleri, bu son derece şi<JdeÜİ hesaplaşmada bir çeşit «ate» kes» dönemi yarattı. Hacıbayram Camisinin avlusundaki bir araya geliş ve «ateş kes» şartlan içinde gerçekleşti. Ölümün en sert tutumlan ve duygulan jumuşatan hoşgörü cömertliği, öyle umuyoruz ki, bu fotoğraftaki mucizeyi tekrarlatamaz. Melen Satır hattı ile Ecevit hattı arasındaki alan, gittikçe büyüyecek ve önümüzdeld günlerin politik tansiyonu adamakıllı yükselecektir. ize iki raektuptaa birer parça sunmak istiyorum bugün Bir tanesi Isparta'mn bir ilçesinden geliyor. Birkaç öğretnenin imzasını taşıyof. Konu: okulda oynatılacak tiyatro oyunlan... Bu oyunlar için İI MiUl Eğitim Müdürlüğünden izin alınması gerekirmiş. Ama müdür geri kafalı ise, edebiyat sanat konulannda bügisiz ise, ya da gölgesinden korkan biri ise bütün degerli oyunlar okul sahnelerinde temsil edilemezmişl Birbirini tutmaz işler olurmuş böylece! Bir Milll Eğitim mUdürünün degerli, önemli, yararh bulduğu bir oyunu, başka bir müdür değersiz ve zararlı bulurmuş... «örneğin Cevat Fshaıi Başkut'un «Buzlar Çözülmeden», «P3ydos», «Göç», Yaşar Kemal'in «Teneke», Reşat Nuri Güntekin'in «HüUecütsi için bir Milll Eğitim müdürii aynen, «O piyesler çok zararlı ve anarşiyi körükleyen, ne idüğü belirsi» kimselerin yazdUüan piyeslerdir. Onların zararlı olduguna dair bizim 11 sayfa tutan yaalı emrimiz var. Oynajanlar hakloııda idarl tahkikat açanm, dedi. Sonra da «Hazreti ömer'in Adaleti», «Vatan Yahut Silistre», »Alpaslan» gibi ne güzel milll eserlerüniz var, bunları oynaym diyerek âdeta emir verdi.» Reşat Nuri'yi, Cevat Fehmi'yi, Yaşar Kemal'i «ne idüğü belirsiz Hmseler» sayan bir Millî Eğitim müdürünün egemen oldugu bir ilde ögretmenlik yapmak; sanatı, bilimi, devrimciliği savunmak ne denli zor, olanaksız bir iştir, bunu anlamak sor değildir. Türk edebiyatının, basjnın önde gelen yazarlannı «ne idüğü Delirsiz» sayan bir kimse, ne olduğu açıkça belü bir kişilik taşımaktadır. Gerici, karşıdevrimci, ya da bügisialiğin bagnazhğında kendini yitirmiş biridir. Eskişehir'den bir ögretmen de okulım duvar gazetesinde yer alan bazı ya2alann yaralüğı kötü sonuçlardan söz ediyor. öciül kazanan yapıtlan ve yazarlan tanıtırlarmış öğrencilere.^ Cumhuriyet'ten, Varhk'tan, Türk Dili'nden baa yazılar alıp korlarmış gazeteye. Daglarca'nın, Orhan Kemal'in, Yasar Kemal'in, Baykurt'un, Başaran'ın, Firuzan'ırl yapıtlanndan parçalar, edebivat olaylannı yansıtan tanıtma yazılan... Mektubu yazan ögretmenin yönetiminde hazırlanırmış duvar gazetesl... Gazetede böyle yazjlar. şiirler yer aldı diye soruşturma açılmamış nu? Bu öğretmen ve öteki llgiüler sorgulara çekilmemiş mi? Ögretmen bir sonıya yanıt olarak demiş ki: tBu kitapîar, bu yazarlar yurdumtjzun en ünlü ödüllerini kManmıslardır, bu yüzden onlan tanıtmak gereğini duyduk». Soruşturmayı yönetenler ne demisler buna karşı bilir misiniz? «O ödüller hep uydurma şeylerdir». Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nun bilim ve sanat ödtiUeri uydurma, Sait Faik hikfiye armağanlan uydurma, bütün yarışmalar, armağanlar. ödüUer uydurma!.. Yalnız bu baskıcı, bu gerici, bu bağnaz kafalarrn söyîedikleri, buyurduklan yalanlar gerçek! Bakm ne diyor bu ögretmen: tÇalışmıştık, günler, geceler boyu hazırlamış, gazeteler çıkarmış, 16 Mart'lar, 1 Temmuzlarda en inançlı öğretmenlik konusmalannı vapmıştık. Sonunda da cezamızı almıştak. Oysa ben pek az okulda böyle değerli gazeteier çıkartıhyor diye kıvanç duyuyordum. Çünkü tüm yazılan Varlık, Türk Dili, Yansıma dergilerinden ve Cumhuriyet gazetesinden seçiyordum. Suçum ödül almış yazarlan ve eserleri öğrencilere tanıtmaktı. Ashnda güçlü olmam gerekirdi. Kırılmamalı, jılmamalıydım. Ama yapamadım. öğrencilerin soruşturan bakışlan, arkadaşlann gizü fısıldaşmalan, Ustelik her yıi yaptığun 1 Temmuz konuşmasına bu kez izîn verilmemesi üzerine başka bir yere atanmamı istedim. Ama gel gör ki içimde o esH öğretme sevgisi, ışığı kalmadı.» Bugünkü Türkiye ortamında Atatilrk'ün devrimci görüşlerine, çağdaş uygarlığa yetisme ilkelerine, sanata, kültüre, bilime açılma, yaklaşma özlemlerine uymak,' yakışmak nerdeyse suç sayıhyor. Türk edebiyatının en ünlü. en değerli kişilerinden parçalar okumak, okutmak, çağdaş edebiyatımızı tanıtmak bir öğretmeni kötü ve suçlu duruma düşürüyor. Nerde görülür böyle bir şey? Bir Eliofu, bir Gide'i, bir BöllHl, bir Moravia'yı. bir Pound'u okutuyor, seydiriyor, tamtlyor diye bir tngiliz, bir Fransız, bir Alman, bir talyan, bir Amerikan ögretmeninin suçlu duruma düştüğü hiç görülmüş. du>ulmus mudur? Öyleyse neye bir Orhan Kemal'i, bir Dağlarca'yı, bir Baykurt'u, bir Yaşar Kemal'i. bir Sait Faik'i okuttuğu, sevdirdiği, tanıttığı için suçlu göriilsün Türk ögretmeni? Bunu yapan öğretmenler gerici, tutucu, bağnaz kişilerin baskılarıyla isinden gücünden aölsın. mesleğinden uzaklsstırılsın? Niçin? O ögretmen şimdi bir bankada memur olacakmış. Başka çaresi kalmamış. Haksız mı? Değil. Mesleğint seven ögretmenler gidip Almanya'da fabrika işçisi oluj'orsa stsç kimde, onlarda mı, bizlerde mi? Bunun utancmı duymak hepimize düşer. Ama utanma diye bir şey kaJmamışsa o zaman diyecek söz yoktur. S PETROL ÜRETEN KÖRFEZ ÜLKELERÎ BATILI İŞLETMELERE ORTAK OLUYOR AMERİKA İLE SOVYETLER ARALARINDAKİ TİCARETİ GENİŞLETECEK TÜRKİYE İSPANYA YAKINLAŞMASI • • , t t * Melen Hükümetînin kaderi CHP'nin Mplen Hükümetinden Bakanlarını çekme karannı almasından sonra akla gelen soru, bu haftanm başında, siyasal gelişmelerin anahtarını teşkil «diyor. Orhan Boran'ra yönettiği reklâm programındaki gibi, Melen Hükümetine soruluyor: «Tamam mı? Devam mı?.» Cevap belki bu hafta verilecektlr. Başbakanm genel eğilimi <devam» cevabma yatkın görülüyor. Siyasî parti liderleriyle kapalı kapılar arkasında neler konusruğunıı bilmiyoruz. Ama. hafta ortasında bir basın toplantısmda söyledikleri, Melen'in olağanüstü çartlan yarstan sebepler konusunda kötömserlik telkin etmekten kaçınamadığı izlenimini veriyor. Başbakan. beni düşürür de yeni bir hükümet kurmak için vakit kaybederseniz, seçimlerin zamanmda yapılmasını tehlikeye sokarsmız diyor. Böylece seçimlerin gecikmesi kuşlcusunu yüreklere sokuyor Siz ne Istiyorsunuz benden diyor, bir an evvel bu olağanüstö şartlann ortadan kaldırılmasmı değil mi? En kısa aamanda normal partiler düzenine ve onların iktidarma dönülmesini istemiyor musunuz? O halde, sartı yerine getirelim Toprak Reformu Kanunu var. Üniversiteler Kanunu var. Anayasa değisiklikleri gerekli. Devlet Güvenlik Mahkemeleri müessesesinl getireceğiz Seçim Kanunu var. gerekli değişiklikjer yapılmadan bir seçime gidilemez. Ve nihayet bütce var önümüzde, hükümet buhranlanyle zaten dar olan zamanı "btrar daha daralttık mı. devletin bütün işleri altöst olur. En pratik yol bana destek blmaktır. Zaten yeni bir hiikümetle varacağınıı pratik sonuç jıedir? Hazır, uyumlu bir kadro kurmuşum, CHP kanadmdan gelen arkadaşlanm partinin sol yönetimiyle ilişkilerini kesmenin rahethğma kavuşmuslar. Her şey yolunda. Yapılacak işler meydanda. İşleri nasıl bir felsefe ile yapacağımız konusunda zannederim desteîini istediğimiz partilerin bir kuşkusu ve itirazı yok. O halde? Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER Tıırizm ve Tanıtma Bakanlığından DOKTOR ALJNACAKT1R Bakanlığınuz personelinin muayene ve tedavilerinde çalıştırılmak üzere, açık bulunan 3. derece Bakanlık Doktorluguna Doktor alınaeaktır. 3'Uncü derece Bakanhk Doktoriuğu kadrosuna atanabilmek içtn 657 sayıh Devlet Memurlan Kanununun 48'inci maddesindeki şartlardan başka bu dereceyl müktesep hak olarak almış veya 68'inci maddenin 3. ve 4'uncü bendlerindeki nitelikleri haiz olmalan gereklidir. Müracaatçılar arasmdan tç Hastahklan MUtehassısı Doktorlar tercih edilecektir. tsteklilerin hal tercümeleriyle birlikte bir dilekçe ile 25 Kasım 1972 Pazartesi aksanun*\ kadar Bakanhğımıza müracaatlan duyurulur. (Basın: 23649, A • 16032) 8079 rulmasmı Sngören 9 maddelik bir anlaşmaya vanlmı» ve bu anlajma 31 Ekim'de imzalanacaktı. Fakat Güney Vietnam Başkanı karşı geldiğinden anlasma ünzalanamamıştır. Kissinger, «Bazı noktalann aydınlanraası için» bir görüstne daha yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Anla;ılan Güney Vietnam topraklanndan bir kısun Kuzey Vietnam askerlerinin geri çekilmesi istenecektir. Görüsme henüz yapıimamıştır ve bu arada savaş devaın ediyor, fakat ateç kes üzerinde anlaşmaya varılması ihtimali kirjısuıda Kuzey Vietnam daha geniş toprak işgal etmek için galdmlannı hızlandırmı;, Nixon da Amerikan Hava Kuvvetlerinın geri alınması ihtimali karşısında Güney Vıetnam'a çok sayıda uçak vermektedir. Daha önce lran, Taiwan v e Güney Kore'ye verdiği uçaklan büe geri alarak Güney Vıetnam'a yollanustır. Vietnam'ın 2 Ve Alman seçimleri Şimdiden Güney olduğu sSylenibin uçağa sahip Amerika v e Sovyetlerden Amerikan seçimleri arkada ka yor. lırken 19 Kasunda yapılacak Al sonra gelen dünyanın ücüncü en man seçimleri ön plana geçmek büyük hava RÜcüne sahip bir ültedir Kampsnya en sert aşama ke olmuş. Fakat bu uçaklan klm uçuracak? «Sivil» Amerikan pisına varmıştır. Burada ortanın lotlannm uçuracatfr bildirilmişsağında Hıristiyan Demokratlar ile ortanın solunda Sosyal De tir. Bunlarm sivil glysili asker• mokratlar çatışıyor. İki parti nin ler olacaklarmdan şüphe edllkuvvetl hetnen hemen eşit oldu mis. Îşte Nixon'un banş oyunu ğundan Uçüncü ve küçUk bir budur. Amerika çekildikten daha parti olan Hür Demokrat 1969' doğrusu çekilir göründükten sondan beri bir denge unsuru ol ra da savaş devam edecektir muş. Onun desteği sayesindedir •Vietnamlaşmış» biçimde. ki. Brandt koalisyonunu kurabilmiştir. Bu parti gittikçe zayıfladığından. seçimlerde tasfiye edihnesinden korkuluyor. Bu Şili'de Salvador Allende, iktiarada Brandfm seçim şansı Üzerinde olumlu etki yaratacak olan dara geçişinin ikinci yıldönümüanlaşmaya Batı ve Doğu Alman nü kapalı salonlar içinde kutya arasında vanlmıştır. Aylardan ladı. Sıkıyönetim ve dışan çıkberi iki Almanya arasmdaki iliş ma yasakları olduğundan dışarıkileri normaLleştirecek olan bu da toplantılar yapılamıyor. Kamberi anlasma üzerinde görüşülüyor yonculann Ekim ayından düdu. Anlasma her iki tarafça onay giristikleri grev ekonomik lanmış ve parafe edilmiş ise de zeni bozmus, açlık yaratmıştır. Düzensizlik karşısmda Allende 19 Kasımdan sonra imzalanacaktır. Metin de gizli tutuluyor Fa kabinesinde değişiklikler yapmış ve üç askere de Bakanlık verkat anlasma her iki Almanya;va da Birlesmiş Milletlerin kapıst miştir. Içişleri Bakanlığına getinı açıyor. Federal Almanya ve nlen general Carlos Prats, grevDoğu Almanyanın gelecek dö cilerle anlaşmıs gözüküyor. Alnemde Birlesmiş Milletlere üve lende grevin Şili'ye 100 milyon olmalan beklenir. Anlasma 41 dolara mal olduğunu söylemiçtir. Demokratik yoldan iktidara gemanyayı bölüjpor, fakat gelecekte birlesmek için kapıyı açık turu len Allende, demokratik yoldan ülkede Marksizmi kurarken. karyor. şılaştığı engellerin biri de Amerikan sermayesiydi. Bakır maVietnam denlerini devletlestirdiği Amerikan şirketleri Allende ile mücaNixon, 1968'de Vietnam'da badelelerinde devam ediyorlar. nş kurmayı vaadederek, seçimi Kennecott sirketi Sili'nin devletkâzanmıştı Ddrt yıldır barışı geleştirilmiş madenlerinin üriinü otirememiş, fakat Amerika'yı ba lan bakıruı dünya piyaaalarında ns kapısmın eşiğine gctirdiği satıl.nasını engellemek için tedduygusunu yaratarak bir kez da birler almıstır. Fransaya g5ndeha seçimi kazanmrçtır. önceki rilen Sili bakırma şirket mahhafta Nizon'un baş damşmanı keme karariyle el koydurmuştur Kissinger ile Kuzey Vietnam po Fakat Allende engellere rağmen litbüro üyesi Le Duk Tho arasında ateş kesilmesi ve bansın ku bildigi yolda yürümektedir Henüz hedefîne yaklaştıSı da s5ylenemez. Bu arada hesaplan altüst edecek Mart seçimleri de yaklaşıyor. bir anayasa üzerinde partiler anlaşmaya varmışlardır. '• Tirihe kanşan Pakistan, blrfigin} dinsel temellere dayamıştı. Aslında Pencaplıların egemenliğine dayanan bir rejlmdi. Doğu Pakistan'ın ayrılmasiyle bu rejlm yıkılmıstır. Şimdi Pakistan'ı teşkil eden dört eyalete (Pencap, Slnd, Balucistan, Kuzey • Batı) geniş otonomi veren blr rejim kurulmaktadlr. Butto bu rejimin prezidensiyal (Baskanlık) olmasını istiyordu. 01madığına göre, Cumhurbaşkanhğından çekilip, Başbakanlığa geçmesi olagandır. Bengaldeş'te Mucibürrahman da öyle yapmış tı. Pakistan Anayasasını hazırlarken, Bengaldeş de kendi Anayasasını hazırlamıştı ve bildirildiğine göre Aralıkta, ayaklanmanın yıldönümünde yürürlüğe girecekür. Martta da *eçim yapılacaktır. Bu arada Butto, Bengaldeş'in Pakistan tarafından vakında tanmacağını söylemistır. Acı olsa da Pakistanlılar için gerçeklere boyun eğmekten başka çare yoktur. Bengaldeş'in tsnınması Hindistan'ın (»linrle tuttugu 90 bin esirin geri verilmesine ve aynca üç ülke (Pakistan, Hindistan, Bengaldeş) arasında barı=ın kurulup. ıliskilerin de normalleşmesine yol açacaktır. Böyle bır gelişme her üç ülkenin de vararına olacaktır. Amerika Sovyetler Amerika ile Sovyetler Birliği, tkinci Dünya Savaş ından kalan borçlar üzerinde anlaşmaya vardıktan sonra aralaruıda ticsreti daha da genişletmek için anlasma Imzalamışlardı. Geçen hafta Sibirya'da tabiî gazm Uretiüp Amerika'ya taşınması için Amerikan şirketleriyle • Sovyet yöneticileri arasmda görUşmelerin başladığı bildirilmiştir. Girişim 45 milyar dolar gibl çok büyük paranın harcanmasını gerektirecektir. Gazın Sibirya' dan Sovyet llmanlanna yollanması İçin kürulacak boru İçin harcanacak p&n. 10 milyara varacaktır. Tarihte bu derece büyük uluslararası alış verişe gırildigi görülmemiştir. Gaı Amerika'nm petrole ihtiyacını da azaltacağından, Amerikalilar bu giMşime önem vermektedirler. Amerika aynca Sovyetlere büyük ölçilde buğday satmıştır. Buğdayın iç piyasada fiyatı, dış piyasalardaki fiyatından yüksek olduğundan aradakı farkı Amerika bükümeti buğday satıcılara prim olarak ödemiş. aynca satın almak İçin Sovyet bükümetine kredi de açmıştır. Sovyetlerin buğday üretimi bu yıf 30 mnyon ton eksik olduğundan dışandan buğday satın almak zorunda kalnuşlardır. Bu alış verişler ikı süper devlet arasındaki politik ilişkiler bakımmdan önemlidir. Nixon*un Mosko\a'yı ziyareti soguk savaşı arkada bırakmıştır. Görünürde ekonomik alanda bundan böyle Amerika, Çin veya Sovyetlerle değil, Batı Avrupa'mn Ortak Pazan ile çaüşacaktır. Aba altında sopa Başbakan Melen, bu ana çizgilerl belkl, îirtidarda olmanın imtiyazlarıyle, bazı güçler hakkındaki özel bilgilerle derinleştirmiştir Bit hük&met buhranı yaratrfıanın, reformlar. rejim. yıkıeı ve bölücü faalivetler yönünden zararlı sayılabileceğini özel yorumlar şeklinde liderlere sunmuştur. «Aksl halde herices larih ve mlllrt önünde sorumlulu^tına yöklensin» demiştir. CHP'nin ayrılmasiyle bir buhran dogmadı. işte görüyorsunur ki iş başındayım: ama siz beni desteklemez«enız işte o zaman buhran yaratılmıs olur ve bunun sorumluluğunu Ecevit'e yükleyemeyiz demiştir. Melen, kalmak istiyor Bütün bunlar, pizli toplantılardan sonr» yapılan açıklamaların, gelişeo olaylann, gazetecilerle yapılan sobbetlerin ısiKinda yapılmı» tahminlerden fbarettir. Melen'in iktidard» kalmak istedifi. destek aradıgı sa* kanat partilerini iktidannın devamı gereğine inandırmak İçin yoğun bir çabs sarfettigi açık bir gerçektir. Soru, sağ kanat'ın •Tamanı» veya «Devam» konusunda hangi karan alacağıdır, Bütün dikkatler, olaylann başından beri ihtiyatı elden bırakmayan AP'nin üzerindedir Demirel. partilerüstü hükümet formülüne Ecevit gibi hayır diyor. Ama, sonuca bu kadar yaklaşmışken bir olay yaratmak istemiyor. Hükümpf buhranı yaratmamak konusunda da Melenle beraberdir Demirel. Bütün mesele, öze! konunnalards veya kendi kisisel istihbaratında Demirerm •PartHer iktidarma» dönüş konusunda bir güvenlik duygusuna sahin olup olma<îı&na baeli görürtüyor. Şili'de Petrol Aylardan beri K5rfex ölkeleriyle petrol şirketleri arasında yapılmakta olan görüşmeler sona ermiş ve bir anlaşmaya varılmıştır. Irak, Kuveyt, Katar ve Abu Dahabi namına görüsmeleri yürüten Suudi Arabistan İdi. Varılan anlaşmaya göre petrol flreten Körfeı ülkeleri, Batılı sirketlerin işletmelerine %20 oranında ortak olacaklar ve bu ortaklık 1980 yılına kadar %51 oranına çıkacaktır. Anlasma geçen hafta ilgül filkelerin bükümetlerince onaylanmıştır. Yüriirlüğe girerse, petrol üreten Arap ülkeleri 1980 yıhnda işletmelerin yönetîminl ellerine geçireceklerdir. Petrol şirketlerlni bövle bir snlasmayı kabul etmeye iten, üreten tilkelerin pptrol kavnaklarını ve isletmeleri devletlestirmek korkusudur. Libya Ingiliz, Cezayir de Fransız petrol şirketlerine ait işletmeleri devletleştirmislerdir Irak da Irak Petrol Şirketinl kamulastırroıştır. Bu davramslarm baska ülkeler için de örnek oîacagından kaygilanan petrol şirketleri, ortaklıSı tercih etmi;lerdîr. Anlasma OrtadoSu Clkelerinde petrol şirketlerinin yıllardan her) kurmus olduklan egemenlige de son vermektedir. Ru bakımrtan «nlasma <adece ekonomik bakımdan deŞfl, politik bakımdan da bSyük Snem tasımaktıdır. Lopez Bravo Dışişleri Bakanı Lopez Bravo' nun ülkemizi ziyareti dıkkatleri îspanya ile ilişküerimiz Üzerinde toplamıştır. tspanva tarihi ile Türkiye tarüu arasında benzerlikler vardır. Her ikısl de geniş imparatorluklann tasfiyesinden doğmuş. genç ülkelerdir. tspanya Akdenizin Batısmda, Türkiye Akdenizin Doğusunda yerleşmiş büyük stratejik önem taşıyan iki tilkedir. tspanya'nm bir Cebelitank davası vardır ki, SelfDetermination (Milletlerin kendi kendine hâkim olması) ilkesine dayanarak tngiltere 18. yüzyılda eline geçirdigi bu kayayı, Birlesmiş Miüetlerin karanna ragmen gen vermeraekte direniyor. Makarios ve Atina da Enosisi SelfDetermination ilkesinin arkasına saklamışlardır Böyle olduğu halde diplomasınin gezılerde kışisel temaslarla yürütüldüğü bu zamanlardB Ispanya ile bu volda temaslanmız seyrek olmustur. Lopez Bravo temas kapılannı yeniden açıyor Ankara'daki görüşmeler samimi ve her fki tarafın da yaranna olmustur. Latin Amerika ülkelerine meramını anlatırken kan kardeşîeri olan îspanva'dan Tür kiye yararlanabilir. Karşılığmda Türkiye'nin de tsnanya'ya benzer vardunlarda bulunması ola*andır. Maliye Bakanhğı HAZİNE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VE M.İ.I.T GENEL SEKRETERLİĞİNE MEMUR ALINACAKTIR. Maliye Batenlığı Hazme Gene) Müdürlüğü ve Milletlerarası tktisadi tşbırlığl TeskiİBtı Genel Sekreterliğinde çaUştinlmak üzere, 78 Aralıit 1972 Perşembe ve Cuma çünleri saat 9.00'da yapılacak glnş smavı tle, memur alınacaktu Memuriyetlert stiresınce başa'n gösterenler dıs Olkeıerde bulunan 17 temsilciliğimizdela kadrolardan Bırtne atanablltrler. Giris sanavına kaaiabılmek için. a) Devlet Memurlan Kanununun 48 ci maddesınae yazıb niteliklere sahip olmak b) Sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış bulunmak. O SiyasaJ Bilgiler Hukulc tküsat Urta Uoğu resnik Oniversitesı toari tlimıer FaJtüttelerl tktlsadi ve Tıoır) tumler Akademilert ile bunlarla eşitliği Millî Kğiitro Bakanlıgjnca onanmış vabancı bir fakü'te veya viiksek okullann btrtn) bitirmiş olmak. d) lngilızce Fransızca veya Almanca dülennden büim ön şart olarak bilmek, gerekir. Isteklilerin, sınav tçin gerekli belgelerle sınav konuian tle ilgili bılgiyı Maliye Bakanlığı Hazine Genel MUdtirlütü ve MtîT Genel Sekreterliğl Meslek tçi Eğitim Subesındet temın etmeleri ve tnüracaatlann noksansız olarak en geç 30 Kasım 1972 gflnü aksamına kadar bir dilekçe ve gerekli oelgelerle rapıtması lüzumu ilân olunur. (Basın: A. 16078 • 23717) 8083 bulasıkta (Ankara Reklam: 739) 8087 Pakistan'da Pakistan nihayet kuruluşundan beri ilk anayasasına kavuguyor. İki Meclisli demokratik