06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AtKİs CUMHÜRtYET: G EyluJ 1911 PV ağba4itn duman almış!: Meclistekl A' •* nayasa konusmslarırun genel harasın» Mrim olan. öyle »anıyoruro ki, polltikacı saıimivetsiıliğidir. Herkeste bir firkeklik T»r. »nki bir tarmftan biri çıkar da: Neye degtştiriyorsunus bu Anayasayıî llye havkmTsa: Canım, bla saten değiştirmek isteml•onız ki. liyebümek içln, bir açık kapı bırakmak enlisesi kendini his«iettirivor. Hattâ bunu açık;a söyleven politikacılar da Röriildü: « Doğrusu vicdanen çok muazzebiro ıma. rte yapayım. Partim övle istedıler.» rlbiflen konusmalar» da $ahit olnndu. Zatcn herhangi bir politikactnın hövte !»hsî tedbir ıltm<i önemli değii. An» mvhalefet Partisi de, her vesile yakaladtkç», bir taraftan: Anavasa suçlu değil, rtive havkırırken, Anayasa deği^mesi akinında. o da kalahalıJSa uymaktan geri kalmıror. Bu akına katılanlann, birbirlerine cesaret veren her hamlesinde, atbaşt beraber yfiriiye bilmek için: «~ Ben de buradayım, ben de sizinle bersberım, sakm unutmayın» der ıribi kervana katılıvor. Hem her fir«att«: Anayasanın suçu yoit, onu neye değıstirivorsunuz, derken. hem de: «Dağbasını duman alrmş, Değıstirelım arkadaşVar.» dive, kafiledtn bir adım geri kalmryor.. abii önde bayrmfı çeker görünen. \nayasavı uvgulamadıgı, memleketi Anarşhe verdiğl ve bu yttzden de 13 Mart Mıılıtırasmda. hem kcodisinin, hem de iktîdannın o kadar açık, o kadar krsin suçlandıjtl eski tktidar Partisi! Ama ne var W. bu p»rti, hem Parlamentoda çoğunluktur. Hem Re. formcu Kabinede yerini almıstır. Hâlâ jtatnsız ve mrdumduymaz bir Başkan her fırsatla haykinvor: Bensız bir şey vapamazsınız. oy torhast ve Parlamento çogunluğu elımde, diye havkirıyor. Hatti daha ileri Ridiyor: Ben gerçl Anayasada bu kadar çolc değısiklik ıstenuyordum. Ama madem islçr bu sekle dondu. madem çarklar benim ıçm caîış\yor. O halde habenniz olsun, bu degış'klıklere de razt değılım. Yarın söz berum olunca, daha nıce değışıkhkler isteyeceğim!.. Bunları sövlerken, sağ« sola ds bakıyor: Acaba fazla ileri gıttik mi? Hemen çiRhklar yiikselivor: Havır. hayır! Ne demek ileri ptmek? Hele çu vartayı atlatalım. Yeni seçimlere eıdelım! Gorsürüer Kıratm nasıl şahlanacağını? Gerçi içtfrinden bir kıstnı, bu mutlu gelecek ORSİIEH ÇADIRIİÇİHDE Şevket Süreyya AYDEMİR ten pek de emin değil. î a «eçim meydanında çarklar ters işlerse? Evet, niçin mümkün olmasın? Ama çamsız Başkanın mizacı. en dalgalı havada bile dalgayı görmemektir. Tavfasına cesaret verivor. Çağın davalan, toplumdaki celi'smeler. bn gelîsınelerin k»nunl*rı? Bunlar hepsi saçma! Anavasaya ne kor* larsa koysonlar. BÖZ bizim, istikbal biriı»! Ve Gamsız Başkan h*men kavkırıyor: Evet arkaclaş'.ar evet! Hele şu vanayı atlatalım. Görsünler Kırat yartn nasıl şahlanacak* Ve sarkı, hep bir ağızdan başüyor: «Dağbasını duman almtş, Def;ştirelım arkadaşlar'..» Ve değistirebildikleri kadar değiştirİTorlar .^ N'ereden geldifei, kimden geldigi pek da belli olmayan bir fnrmül ise. her gün biraı daba güçlenerek, Meclisi aarıyor: Suçlu olan Anayasa değıî. Suçlu olan eski iktidar da değil! O Suclu kim' Suçlu nerede? Iste bu sualleTe. hiç kimse cevap bulamıyor. \ma formül. Rittikçe çüçlenivor. Bn formül ve bu güclenme, yann için bir y»tıntndır. Ve bir gün, beJW söyle soralar d» aorulacak: O W Anayasa suçlu değildi? O Id eskı iktıdar da suçlu değildi? Neydi bu 12 Mart Muhürası?.. Bu olabilir mi? Niçin olmasın!Eğer Tütk Demokrasisi oksijen çadırına almacak kadar hastajsa, hastalanmışsa, onu artık, pek de sıhhatine kavuşturmak değil, hasta hayatmı uıatmak bahts konusudur. Oksijen ««dıi ı artıği bir >avatık, gcrci bir sıirc yaşajabiUr. Ama. oksijen çadırmı da pek başından eksik eU memek icap eder. Hele oııdaıı hayatta artık büyük hamlcler, büyük flkir \e kalkınma havası, İhic de beklenemez. O, artık bir maluldür. Her an hasta olabilir \e dcrhal ok«îijen çadınna alınır. Kısacası arük onun ardında yürunmez. Ter«ine olarak, o kucakta taşımr.. Yukarıda nakleltiğim sozlcri sö>le>en zat, eskidcn doktordu. Yani doktorlukla uğraşırdı. Bunldrı da tabii bilir. Ama sozlerine bakılırsa, Turk Demokrasisindcn, pek de umitli değil bis•ine kapılmak kabil değilHalbuki biz. bu kadar bedbin değilu: Hele Trirk Demokrasisinin oksijen caditına duşlüğ\ınü bu doktora sövleten ola>lar. hani ^u bir lamaıı onun da üycsi olduğu. sozcülerinden bulunduğu Adalct Partisinin, beslediği, >arattığı \e koruduğu ola\|ar iso. Dcmokrasinin değil, Anavasanın da değil, o partinin üstıine uvku bnlutlannı serpen bir duygusuz iktidann suçu ve neticesiydi. Taksim Mejdanında. tekbirler, tehlillerle adam bldürüldu. Konj a'da. tekbirler tehlillerle ortalık tahrip edildL Adı>aman'da: Ey ahali, buyurun insan avma diye, dağlardan bellerden şehre inlldi. Ve boynuna yeşil muska «san bir vatandas, bu Işlerl düzenleyenin kar$tsına çıkıp: Hani ya, bir tane bile gomonız ölduremedim, simdi anama ne diyeceğim, diye yakındığı zaman oııa: Eekle. denildi (!) Bu olaylann altında yatan ise. Anajasanın haststhğt değilrii. Bu Anayasayı uygulamakla sorevli olup da u> KUİanıayaıı hasta bir iktidann. değersizliğiydi, ka\«usuzluğuydu. Aynı auretle. Kayseri'de konsrelcrini >apan öğretmenlerin toplandıklan salon sanlıp da, eger uyanık bir ordu grubu, onlan oradan kendi \amtalanna alıp kurtarmasalar, bu salonda bir kaa âx ini olarak idiyse, bunun da sorumlurağunun altında, Anayasa değil, gene o iktidann ehlijetsizliği yatıyordu. Hülâsa oksijen çadırına yatınlması jereken bir hasta var idiyse, o hasta, Anayasa »• Demokrasl değil, o iktidar ve onun zihniyerl Idi. Nitekim 12 Mart ÎMuhtırası, Oemokrasiyi değil. bu lkridan ve onun ekseriyetinln hâkimiyetini Miçiadı. Ama sonnnda öyle oldu kl, btı ikrld»rm temsilcileri, hugün de: Söt birim, oy birim, biîim îstemediğimi» bir karar alınamaz, hele 5u vartayı atlatalım, diyebiliyorlar. Bürohrat devlet maktan eeliyor. Meselâ: şunlati sayalıra: # Oligarşinin asırı tcşkilâtlanması, ^ • Meelise secimlcrde. »deta sınıfî matıiTet gfatereıt bir kadronun gönderilmesl, # Bngönkö »ecim v« particilik »istemine gbre «fimleTe. millct coğunlucvnun değil, parti teşkiiâtımn hâkim olmast. Millet co^unluğnnun, sadcce haxır lirtelere oy verme işi Hc gorevlendirilmesi. # Seçimlerde para mekanizmasıntn i;lemesi, % Ve bu paraj'J bütçeden almak eibi akü »lmaz bir sistemin, kannn haline geririlerek 15lemesi. Böylece de. partisiı vatandasın, partilere vergi ödemek mecburiyetinin nizam haline gelmesi.. Nihayet daha da siralanabilecek bu aksakliklara. cok mühim b b diğer h»stalık olarak sunu katahm: Demokratik Devletin. Bürokratik Devlet haline gelisı'. Evet. Demokratik Devletin. Bürokratik Devlet haline getirilişı. maalesef bir «erçek ve hazin bir çerçektir. Buna, bünvede hir kanserleşme dersek. biç de mübalâğa ebnis olmayız. Ve bu kanserleşmede mutabık kalıntrsa. i v te o zanıan ve ancak bu hastalık k»n, düzenimizi, belki oksijen eadınna bile süriiklemek zaru. rî olur. Çünkii bir devletin, yılltk çcliri 3» küsur milvar olnr ve onuı» 2 2 2 3 milyan maaşlara giderse. o devletin hünytsinde. hakikaten bir kanserle^me vardır demektir. Daha kısa bir süre önce ve benim bildieiro. 2MJM* olan maaşlı «a.Msı, eğer ve hiç de IÜ7um vokken. yani zaten bu 24ft.Mf e de tam istihdam sağlanamazken StA.MM'e çıknmsa. o halde hu devlette ve uzvlyetin içinde bir hastaltklı iireme var dcroeUtir. Kaldt ki jimdi bütün enioksivonlar, yani bo arada Personel Kanunu. bu bün\eye zorla sokulan bu fazla ve fuzuli coğuntuğu. hak Mhibl de etmektedir. Vani gercek haklının ve calışanın yanmda. fuzuli \e sckilden Iharet verimsiz tesekkiillerle, parti artiğı veya iltimaslı elemanlan, kanunen de hak sahibi yapmaktadrr. Basıin devlet yapmnda, yeri. yurdu. H< de belli olmayan ve binlercesi maaslarim routemetleri vasıtasiyle nldırıp. kimbilir nerelerde siirten pararit insanlarm varlığım. en iyi bizzat VekiUer bUUIer.» biıbn döıenimiıin, elbetteki iyl Biize kalma uygulamadan veya bunlar. Anaişlemeyen taraHarJ var. Ve i yasadan değil, uyguiayama 1 Koçuş'ın 1 konuşmosı I Haftamn raporu Sivas Kongresinin 52. yıldönümü törenlerine katılmak üzere Sivas'a giden Başbakan Yardımcısı Saym Sadi Koçaş'ın burada yaptıgj konuşma büyük bir hnem ve bazı bzeUıkler taşımaktadır. Saym Koçaş. konusma^.nda, ulus bünyesmın bugunkü görünüşilnü genel hatlarıyla çisaanıştir. Ortava çıkan gorunüs, yıllarca partîeilik ve politika adı altınâa sürdürülen bir siyasi taaliyetin, tılustı nasıl bölük pörcülî bir rapı içtae »ttıgıran hazın sonucu olarak sekillenmektedır Başbakan Yardııncısınm uzun komıştnası «rasında, tarihse! geliçıminl de belırttiâı bu karanlık sörunüsü tarif eden sözlcnnde, eeçmHı gözönünde bulundurduğumuz aman hiçbir abartma Payı bulunmadığını kabul etmek eerekir. Sayın Koçaş'ın bu olumsuz tabloyu çizen sözlerl şövledir: «Atatürk'iin Slömönden sonra öıellikle çok partili demokrasinin müsamahah nnrriTet havası içinde o, AUtlirk'iin dünvava ve bütün teri kalmıs ülkelere örnek olarak bıraktığı «rüçlü ve itibarlı vurd» dibjman kardeşler haline üetirdiler. G«in Anadoluyu btısün. Avnı kfivde avm camive. aynı köv odasına eitmeven. ölülerini avnı meîarlıea çommeven vnrttailar var. Avnı köyde mezhen farkı vüzünden. tarikat farkı vüzünden, «irasî parti farkı vÜTÜnden. hattâ <p»r Jmlnbii farki vüzünden birbirlerine düşman. birbirlerini öldürmeve tescbbü» eden insanUr var. Avnı üniversitede biri bilmem hanti şeriat ülkeninden. öteki bilmem hançi komfini<;t nlkeden. diecri bilmem h»nei sömürücii ülkeden para »e destek bulan biTbirine duşman hale ertirilmi^ tenç kisiler var.» Kuskusuz buailn karşila*h»Hnw bu manzara ylrml yıldır sürdurmeve calı?tığımi7, demokrattk çok partiü siyasal havatın bize mahsus uvgulamasinın olumsuz sonucudur. Bu kotu sonucun demokratflt vasantiTiın esasından (»Idi*i iddia olunamaz. Denılsbilir ki. bu sonuç. s\y?sî partiler ha\atınm Turkıve'de nasıl saptmldıgının. m'gulamada nasıl çıkmaz bir vol tutulduğunun üıünüdür. Asljnda sar\n Koçaş da bu noktava parmak basmakta, partlcnilc anlayışıtıın nasıl yozlashnldıgını, milvonlarca vatandasın nasjl tolrbirine düşman duruma getınldjgini anlatmaktadır. Partili olsun olmasin devlet adamı 5Orumlu'lu5u almıs bir kim^emn vatandas kitleleri kar'i'inda nasıl konu^ması eerektiğinm olumlu bir örneğıne. çok partiH havata pırdikten tam 20 yıl sonra Sayın Koças'ın «gzından tanık oltnus bulunuyoruz Bu talihsiz duruma sebebiyet verenlerin Koças'ın çirdıBi tablo önunde U7un uzun du«üneceklerinl ümit etmek Isteriz. Parca parça edilmis ulusal bir bünve 6nünde. birlılc ve bfrabeHik içinde olmatım havatî 7orunlulu5una da degınen Başbakan YardımciMnın bxı konudakı sörlerini de ulus olarak yabana atmamalc gerektig'ine önemle deginiriz. T Demohrasi oksijen eadırında! M eclisteki bir çok konoşmalann «»miın!yetslrtiîine, arkekliğine. iki manaya gelen ve ard kapıları açık tntmak (»teyen havasına değinirken, bunlar içînde. yannkt arastinciları s«»kınl»|» s»lacmk çelişm» »e kopuntulara da, istenildiği kadar rasüamyor. Bunlar. bem bir ruh taali. hem bir seviye beHrtisi olarak. yann, mutlaka işleBecektir. Meselâ D.P. sözcüsânfin konnfmamndan şu parçavı alalım : « Türk Demokrasisi, oksıjen çadınna abnnnştır. Tedavi edümektedir. Herkes aklmı b«sına alsm. Marıiet hasta>ı öldürmek değil, « h hatine kavuçturtittak ve yaşatmaktır.» C.arip bir te»his! Ama teMikeli klr tofhlı! > H ülâsa ortada bir oksijen cadırı ve hunm mkulacak hasta varsa. bu hasta Demokraoi değil. onun bayrağını elinde taşıyan. fakat huna lâyık olmayan potitikacılar v« onlaruı «urdiırdükleri sijtemdir.. # Rüşvet ve yolsuzluük v 7 BUGUN YARIN Kaıanlık baskılardan knTtalmah lmam H«tip okullannm orta kesiminin kapatılması re kanun »5> vatlıklarmı sürdıiren Kur'an kurslan konusunda, eiddî biçiror* kanunların uygulanmasına geçiinıesi, bazt çevreleri eok tedlrgin tmiitir. j , . ^ , . ,.v,. Oîn «^Bne *»TWfc« y«p*m Av»Mİ hajatını b» s»>ede «ürdüren fırliır potiiffeace üe; « n giH kutsri bir sosyal BJÜessesjîi tkaret «tktorti ha'ine çevirmis olanlar, durumdan memnun değildirler. >nun için Parlamentoya gensoru önergesi verilmesini. Anayasa deişikliği poruvneîerinde batı politikacılaru. birbirlerini bu konud» üçlayarak. > umruklasmalaruıı, birbirine bir »eyier fırlatmalarnn liç jadırganıadık. Görülmez bir ordu jribi tüm ülkenin ytiteyini ka B Umış, nurcn n Suleyman.ı örgulü ile bu politikacılar araMnda aetk bir kader .irlîği \ardır. Birinin varlığı diğerine. öbürunun varttgı bunlar» »ağlıdır üevletin buluıı uygar çehresini tahrip cden, memleket yu•c>inde karanlık baMiıçlan her yanda hissedilen b« örgütler, s«wde vuraıı kurslatı gorüntüsüne bürünmuşletdir. Bir çeşrt endustn haıne gelmisleırtir. Karteller ve Trostler gibi is bbliımü yapmışlardır. ÖzelKkl: «vileymanCJİar. «lon yıllarda Kuran kurslarını iyi para •etiren bir endüstri gihi kurmuşlar. işletmişlerdir. Milli Eğitım Ba",aıı1«Sınm >a da Di>anet t^lerinin kontrolleri daima, resmı Rnr an alç>hine sonuçlanmış. kanun dısı açılm« kurslar yayRc<=mî hursların. bina ve diğer eğitim ve öğretim araçlannnı ok vetersiı olduğu. japtınlan denetlemelerde tesbit edılmıştir. Ote »andan. kantmsuî açılan, Süleymancüann ya da Nurcuların taare rttiii Kuran kurMarmuı bazı ycrlerde büyük bir zeıiRinlik içmde sozdc ofrenim yaptıklan gorülmüştür. Coğu kez, bu Suleymana ve Nıırcu Kuran kursu acanlar. rcsmî Kur'an kurslartnın kanunun sradığı ko^ullara uygnn olmadığuıt Milli Eğitim Bakanlığına ya da r)ı>anet l'leri Başkanlığına ihbar etmisler, yaptırılan denetlemeler'de ihbarların doğru olduğu anlaşıhnca. politikacılar aracılıgı ıle resmî kurslarm kapatılması icin haskilar >apt\rroışlardır. Ç»ğu keı de basarılı olmuşlardır. Böylece. kanun dısı kurslar için çıkanlan, kıbul edilen kanunlar. kurallar resmî kurslar aleyhine. onlarvn kapatılması yolunda isletilmiş. alan tamamen kaııunsnz faaliyet gosteten kurslara kalmıstır. Bu son yıllarda, ozellikle Süleymancüann teskilâtlanı»ı«larmın. zeugiuleşmelerinin açık seçik gbrülroesiyle filUlenmeye baslamıştır. f ilindîği gibi, yasal bir zorunluk olarak mahkemeler, her yd Temmuzun yirmisinden Eylülün beşine kadar adlî aravermeye çirerler. Gerçekten, H. U.M. Yasasmın 175, ve C.M.U. Tasasuun 423. maddekri. mahkemele* ~I1h anılan tarihler arasında tatil olunacağmı öngörraektedir. N'e var ki. C.M.U. Yasastnın 42S. maddesi açıkça «Ceza rslerini «•ren makam ve mahkemeler het sene Temmuz'un 2*'sinden EylSIün â'ine kadar tatil oJunur» hükmünu koyduğu halde. bugüne dek sürdürülen uyyulamada. Adlî »r» vermeden sadece. Yargıtay, Danıstay ve mahkemeler hâkimle''i yatarlanmakta, C. Savcılartnın da Adlî aravermeye gireceği düşünulmemektedir. Oysa «raahkeme» sözcüğö C. Savcısjnı da tçine alan yargı yerini ifade etmektedir. Gerçekten, ceza mahkemeleri, hattâ bir bölüm hukuk mahkemelerinin, savcı olmadan yargı görevini yerine getirmesine hukukî olanak yoktur. Durusma, savcının katılman ile açüabılir. B Adlî araverme ve savcılar bir yasa hükmune karşıt, Cumhunyet mahkemelerinin kuruluçundan bu yana, C. Savcıları Adli araverrneden yararlandırümamaktadır. îitanbul Gümrükleri Başmüdürü Ünal Yaltınlî'm baz\ rusvet iddialannı ortava ataralc ve bu durum Ue yeterlı biçvmde mücadele edilmedijzim belirterek corevınden ıstifa etme'sınd'en sonra konu ile ilg\h goli^meler devam etmektedir. Ne var ki. gümTÜklerde rüşvet ahndvgına daır ıddialar bu geli'îmeler sırasında bir yana bırakılrms, Basmüdüre cevap veren Sayın Gümrük ve Tekel Bakanı. TÜşvet iddialannı arastıracak verde. Basmüdüril itham etmistir. Bövlece konu, kısisel bir cekitme nıteligmi almıs sörünmektedtr. Kuskusuz, k»« muovu bakımından meselenin daha az önemli olan yfanü burasıdır. öneırıli olan rüsvet itfdıalandır. Kamuoyu, bu iddlalarm araştırılmasınt beklemektedir. EŞer. Bakan tarafından iddia edildiğt gibi. varsa Basmüdürün tutum ve davranıjîan, tjörev sırasındaki tasarrufları ayn bir sorurturma ve tgkip konusu yaptlmalıdır Bavmüdüre vöneltilmis ıthamlar. gümrüklerde rüşvet almdıgt gibi bir iddiayı, ciddî bir taklp konusu olmaktan çıkarmamalıd\r Kammı?ca, şlmdı günün konusu durumunda türüp giden meselede kamuoyunun beklediği de budur. trI»T» CUMHURİYET Sonuç S B İşin çok çesiüi ybnü vardır. Be? ile yedi yasında çocuklann, keHmenin tam anlamı ile ahır gibi yerlerde, her biçim insanlık dışı \e sıhhat koşullarından uzak yıgınlar balinde giıli kurslara» y»pıldı|i inlerde, kuçuk jasU beyin yıkamasnıa tâbi tutulduklan da ayn bir gerçektıı, Bunlar<a yanmda. din tröstleri, kartelleıi Vrormus. şeyhler, hallfeler egemenliği almış yürümüştür. Kendilerini şeyh ve halife olarak ilân cdenlerin artıkları giıli kurslar vmrdır. Bunlann egittiklrri mürtüer:, oturduklan illerin smırlan içindeki koylere, vaiz olarak atanırlar. Muftülcr üstüne. bu müriUerin vaiz olarak atanmalan içiıi, tahammül edilmez baskılar yapüır. Bu marifetler de politikacılar tarafından islenir. Bu vaiılet ne yapar? Trostler ve Kartellr guçlcrini. kudretlerini bunlar aracıhğı He kurar ve yürütürler Vaizİer. seyhlerine ya da halifelerine ber y»l Netir» loplarlar. BM nezir gtlir! ile, seyhler ve halifeler tasa snre içinde tenginleîirler. bölgenin en zengin »damt haline gelirler. Geniş arazl »at» alırlar, otobü3 isletirler. Ön seçimlcrde her partiden kendi adamlarını kollarlar, gcnel seçimlerde tutacaklan parti bellidir. Politik yönden tşin bnemi açıktır. Ama, bundan çok daha tehlikeli olat», eğitim birliJHnin kundaklanması, giderek bir sözde din »damlan Mnıfntuı, hıristiyanlığın klerikal sınıfı gibi bir sınıtın doğduğu artık saklanamıyacak hale gelmiştir. Bu ise Uyik cumhuriyetin gclccegini karartan. iki ayrı dünya gSrüşüyle yetisen kitlelerin, nonundı yurt >uzeyinde Mirusmasma yönelecek hir potansiyel tehlikevi bünyesinde laşıyan ciddî bir sorandnr. Eğitim Bakanlığı. ne «lursa olsun eğitim birliğini yeniden sağlamalıdır. Sccim kanunnna jora gelince. din üstüne politika yapan insanların parlamentoya gelmesini kesin bicimde önleyen tedbitler alınmalıdır. Yurt yüzevi bu karanlık baskılardan kurtarılmalıdır. öylece, mahkemenin tatill, sa\cıhk görevinin de tatilinl ?orunlu kılmaktadır. 825 sayüı Yasanın 25. maddesi hukmünden esinlenerek «mahketne» deyiminin C. Savcısını kap«amadtğı ileri sürülebiür. Oysa, C M U yasasının sözünü ettiğimiz madde'i açıkça «ceza işlerini gören makam«ın da tatil olunacağını öngbrmektedir. Yargı örgütiinde, C. Savcılığı ve mahkemeden baska ceza işlerini gören bir makam düşünülemez. Böyle olunca. yasa koyucunun «Ceza ijlerinl gören makam» deyimi ile savcıhk kurumunu erek aldığı kesinlik kazanmaktadır. Bundan başka. maddenin ikind fıkra?ı. tatil süresince hazırhk sorusturmalarmın yönetim şeklini, Adalet Bakanhğımn saptayacağı hükmünü koyrnustur. Demek oluvor ki. Adlî araverme süresince, hazırlık sorusturmaları normal çalışma günlerine oranla ba^ka bir düzene sokulaeaktır. Bu düzene, C. Savcılannın da tatil yapmaları nedeniyle zorunluluk aöriilmüstür ki. fıkra hükrnü göruçümüzfi doğrulamaktadır. Denebilir ki. Savctlarm görevleri, yapısal gereği nedeniyle, olav lara baâlıdır Suc her an islenebilir. Adlî araverme gerekçesi ile suçun. bir süre de olsa. takipsiz kalması olanaksızdır Takat hâkimlere uygulandığı gibi, bir Hblüm saveıların nöbetçi kalması ve diğer bölümünün de Adlî ars vermeden yararlanmasi olanaği vardır. Çok gariptir ki, bu kerte açık uçun işlenmesinden, hükmün kesmlcsmesine ve cezanın yerıne getnılmesine kadar olayların içinde ve yerinde olan hafta ve bavram tatillerınden bile yararlanmak olanağı bulunmıyan C. Savcılannın bir yasa hükmü gereği olarak Adlî aravermeden yararlanmsları zorunludur Ceza <.eur gıbı onu her an hazırda ve a^akta tutmak vctrnivormuş gıbı vasaların tandıeı haklardan da \oksun btrakmak buyük bir haksızlık olur. Yasa hükmu yerınc getirilmehdır H. Badri AKGİRAY dst. C. Savcı Yardımcısı) ması sağlanabılmektedır. İş kazasmdan dogan slgorta haklarının tesbıtt ve sahtekarhlc suçlanmn tesbttl için düşüncelerı alınan resml mütehassıs kişilerin durumları kanuni bilırkişilere benzemekle beraber bu alahda hâkirnlenmizan takdır yet kıleri hukuken var olduğu halde uvgulamalarda vok sayılmaktadır. Zira teknik ımkânlar ve ücret takdın ıçm odenek yetersizlığı bunu zorunlu hale getinne'itedır. TARTIŞMA Bundan başka Emniyet Genel Müdürlüğüne baglı bu mttesses»nin dışında teknik büroiarın vaı hgı bahis konusu ise de duyulan ihtiyaçlara cevap vennekten uzaktır. AC! KAYBIMIZ Sılifkeli merhum Hacı Mustafa Efendl ve Fatma Hanımın oğlu, merhume Şerife Tuğrul, Düriye ve Hamıde ıle Ferdane Arçak'ın kardeşı, Samıme GSksu'nun degerll eşi, Sema, Sedat ve Suat'ın sevgilı babalan. Sofu Tufrul ve Teom8n Arçak'ın bırıcık dayıları. Fatih Ahmet Raslm Ortaokulu ögretmenlerinden. aziz büvüğünvüz Takdiri bilirkişilik Kanunî bilirkişilik U K Bilirkişilik kavramı anuni Dilır^ısılıit muessese15!nın teşkilâtlandırilmasmı bngoren Hanunların gereğl ve uygulamaiardan doğan 2orurıluklar nedeniyle 27 Mavıs öncesı ve sonrası adlS tıp nnic=sesesme düşen ağır «orumlulufeun kamu o^ırda doğurduSu teplîilere raŞmen gerek hükümetçe ve gerekSP tıp iakıiJtesıne bağlı adll tıo enst;tusu taralmdan bunun önemı uzerınde durulmaması gerçekten uzucüdür. Adli tıp müesseses! personelinin vetersızlığı ve adll tıp meclısı uvelerının veteneklerıvle 27 Mavıs devnmınden sonra gun ışığına çıtean urkek davranıslann dan doğan kuskulann telMisi vs teltnık personehn icrava taırşl o!an teminatlan üzerinde durma nın zamanı geltrnş ve geçmlştır bile. Bu£un lcm en önemli sorun, adli tıp mütenassıslannm pek mahdut sayıda olmalarıdır. Türk adlıyesı kadrosunda sayllan on bınlerı aşkın avukat, C. savcısı, hâtam ve daha fazla sayıda sair adli zabıta personellne karşüık adli tıp mütehassıslannın bütün Turkıye Içm sayıları yirmjyi asmadığını ıddıa edersek bu konuda adaiet düzenmın ne hale getınldığıni anlatmaya lüzum kalmıyacaği düşüncesmdeyız. Adli tıp rnüessesesi: Morg, mllşahedehane, feimyevl tetkikler ve fızik tetkikler Kibi dön sube ile aynca adlî tıp meclisi ve adll tıp başkanhğından ibarettir. nlversnesl, ögretım Uyelert ve çeşitli ilim dallannda mütehassıs kışilert ve hukuk otorıtelennın var olduğu herhan sr. bır şehırdekı C. savcısımn diğer bir sehır C. savcılığı kanalıyle bilirldşi tesbıtl clheUne gıtmesı adll ve vargisal görevin cıddıveo tle ne derece bagdaşabılpcegl hususunu bütün hukuk. çulann ve okuyuculariD dikkatint sunuvoruz. Ayni afesafclıgın trafıK suclannın tesbıtt tçin vapılan sonısturma. kovusturma ve açılan kamu dâvalannda dahi ızlemes rnümkundür. Adll tıp müessesesı bün yesınde kanuni nitelikte trafile b'.lirkişi subesinin bujüne kadar Kurulamaması nedeniyle Pütün Türkiyedeici trafik suçlartna aıt dosyalann belll sahıslarda» kurulu eavri resmi eruolara h» vale edilmesinın sakınca\arınm saymakla bitmiyeceği apaçıktır. SİMIGOKSÜ 4/Eylül/1971 gıinü vefat etmıştır. Aziz na'şı, 6 Eylül 1971 Pazarte»! günü (bugüni Fatih Camisinden ikindı namazından sonra ahnarak ebedi ısurabat yerine verüecektir. Tann rahmet eylesin. A t LE S 1 (Cutnhunyet . 7405) Bankamızın Umum Müdür Muavini Sayın Özhan Eroğuz'un muhterem pederi 4 Eylül 1971 tarihinde veîat etmiş ve 5 Eylül 1971 Pazar günü topraga verilmiştir. Merhuma Tanrıdan mağfiret diler; arkadaşımızın ve kederli ailesi efradtmn acüannı paylaşmz. Türldye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş. Mensupları Cumhuriyet 7401 • BAŞSAGL1GI A daletm sağlannıası için «Bilırkişıhk Muessesesı» nın en önemlı faktör olduğunda süphe voktur. Kanunlar'mızın yetersızlığine rağnıen yargı kararlarının tşıgı altında B:lırkı=:: «Bütun Adlî ve Idari işlem'/'nn yürütüldtiSii safhalarda ıhîısaslanna giren konularda C. Savcısı, Hâkım ve dıser vetkılılers düMincelennı acıklamava resmen gorev!end!nımı= ehıl kışıler» olarak tanımlanabılır Bilırkı$ının seçıminde genellık le Hâkim ve C Savcılan takd;r yetkilerıni C M U K 'muz beüi ko nularda kayıHamıstır. Bu nevı kavıtlamava ımkân vermevpn H.U.M K.'muzun Hâkimlere Bılırkışı seçıminde tanidıâı sonsuı takdır yetkisı sebebıvle Hukuk Mahkemelerinde icinden çıkılmaz anarsık durumlann yaratılmasına imkân verilroektedir. Öze'.lıkle C. M. V. K., İstimlâk Kanunu ve Türk Parasmın Kıvmetını Koruma Kanununun gerektırdıği kavıtlamalar sebebiyle Hâkım ve C. SavcılaTinın bu konudaki takdır veikileri sısıtlanmış ve belrrh resmî sılatı haiz Kanuni Bilirkisı Müessesesine ağırhk verilmekle bu nevt dâvaların daha çabui sonuçlan ESâT EROGUZ Sonuc O âvalann Wr an ewel sonuçlanması, adaletm herkes ıçm e?ıt olarak uvgulanması v« suçüstıl ödeneglnin belli fcımselere arpahk olmaktan feurtanlması ve hazineyl borçlu durumdan teurtarmak Içm objektıî blçüiere göre kanunt bilirkişililc müessesesınin genişletilmesi »« düzenlenmesl lüztımuna tnan. matctayız Aynca düsüncenin suçlandmlmasuıda taVcdm bilırkişive IÜZUTO olmadığı tzahtan rarestedır Mehmet FEYYAT (Çerkesköy C Savcısı) BanJcamıZın Uöıum Mudür Muavini Sayın Öîhan Eroğuz'un muhterem pederi 4 Eylul 1971 tarihinde velat etmiş ve 5 Eylül 1971 Pazar günü toprağa verilmiştir. Merhuma Tanndan mağfiret diler; arkadaşımızın ve kederli ailesi eîradımn acılarmı paylaşmz. Türkije Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. Cumhuriyet 7402 BASSAGL1GI ESAT EROGUZ TEŞEKKÜR Fazılet ve in«anıyet tımsali, sevgilı ve vefakâr eçim ve annemiz NİMBÜS FATNA MUAHMER CAHAKÇIUnm MUSTAFA hastalığı ve amelıyatında gayretlerinı esırgemeyen Sayın ProJ. Dr. Op. ORHAN «AŞMAZ. Dr. ALİ iPBtKER ve Dr. SÜLEYMAN ÜSBüG'a, v« vefatı dolayısıyle cenaze törerine katılan, çelenk gönderen, telefon, telgrat, mektupla ve bızzat gelerek büyük acımm paylaşan akraba, dost ve yakınîarımıza teşekkür ederiz. Aile adına esi : HAVA KUVVETLERİNİ 6UÇIEN0IH1İE VftKHNII VARD1M EBEIİM CANAKCILI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle