Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎFA DÖRT: : U V OSB.VKH I 151: 30 Eylül 1971 Rommel'i yenen şehin Tobruk pılması tamamiyle imkânsız olacaktı. erikadan gördügâ bü. destek sonncu cÇöl risl» Rommel'i fect bir yenflgiye uğratan Montgomery... 23 Ekım 1942 . Saat 2140 . Toplar gürlemeğe başlamıştır. Alman ve İtalyan mevzileri kıyasıya dovulüyor .. Siperler boydan boya ate* yağmuruna tutulmuf •anki. En azından bin topun Slüm kuMn bın namlusu Çelik Mihver bir. lıklerıne yoneltılmış, tozu duman» kataraktan karşı mevzileri ddvuyor. Topcu faaliyeti, düsmana soluk •ldırmaksızın tam 15 dakika devam etmıştir. Rommel'e asırlar kadar uzun gelen bir çeyrek saat. Yalnız ön saflar değlî, arka saf Çölde patlayan kanlı fırtına binlerce insanı yerle bir etmiş sonra yatışmıştı lar da allak bullak olmuş, ceph« gerisi ile irtibat yan yarıya kesılmiştir. Rommel'i desteklemek amacı ile Balkanlardaki 164. Motorıze Pıyade Kolordusu en kısa yoldan Afrıka'ya gonderilmistır. Buna ilâveten Italyanlar da bol sayıda asker yollamış durumdadırlar. Ijte bu askerler geceyansına doğru, karşı taraîın ıstihkim birlîklerini farkedıyorlar bir aralık. Kuvvetll bir tnehtap ortalıfı gundüz gibi aydmlatmaktadır. Gö rus zaviyesi mökemmel. tngiliz is tıhkâm birlıkleri. ellerinde maytn arama âletleri ile ilerlemektedir. «Scorpion* tipi tanklar da bunlan hımaye edıyor. Araçlar, mayiB patlatmağa yarayan çelik halatlar la ve zıncirlerle doludur. «ScorpUm»lann ardından d«v tanklar belıriyor... Yüzlerce... V» kâbus gibi. B ONTGOMERY, büyük kayıplar veroek pahasrna olsa bile tarşısındaki Alman ve ttalyan birliklerini toprekun imha karanniaydı. Topyekun imhaya muvaffak olamasa bile bunlan artık işe yaramaz, zarar veremez hale getirmesi gerekiyordu. Bir noktadan emindi çünkü. Rommel, emrinde tank ve nrhlı araç bolunduğu sürece hem karşı koymağa devam edecek hem de sal^ırilnnni sürdürecekti. Fakat araçlanmn tümünü kaybettikten son *.raç: raalztme sebtbiyle: Rommel in; Montgomery'ye yenilra benzer heveslere ka Zırhlımesinden sotırakive ysüat yeterslıllüağir tanklanndan çogu bu hale günlerde: Alman N Malkoçoğlu ve resım AYHAN BAŞOĞLU j ı GÜNAHKAR KRALIÇE sında Alman ve İtalyan komu tanları kadar erat da hayretler içinde kalmıştır. Kâbus her an biıaz daha büyumekte, yüdıncı, tuyler ürpertici bir hal »Imaktadır . Tanklar, ön saftaki piyade bırlıklerinin altını ügtüne getirmi§. ılerlemeğe devam etmektedır» Hedef şimdi topçu bataryalandır. Almanlann 8* mm. lik, 90/53 luklen ' Italyanlann 47 32 likleri çok Kiaa mesafeden durmaksızm ate? etmektedir. Bir aralık btt mesafe yirmi metrey» inmis, t«raflar adeta burun buruaa (elnuf* lerdır. Topçu düellomnun kıyasıya devam ettıği blr sırada, guney kesimini kontrol altında tutan «Folgtnm paraşütçüler birliği de dalga d*l(a ilerleyen dfi^nanın saldınnna uğranuştır. Kuıay ve Güney'deki Alman İtalyan birlıkleri gerekli anın teldiğine nihayet kanaat geürerek bir hamlede karp saldınya geçiyorlar. Bütün amaç, düîmanın üstüne kartal gibi inerek savafm kaderini değistirmektir. Fakat bunun sadece hayalden ve temenniden ibaret olduğu biraz aonra farkedilecektir. Bitmez tükenmez infilâkler, demır çelik gorüntüleri. alevler v« kumlan kızda boyayan oluk oluk kan.. îngüizlerin bu çarpı^nadaki tank kaybı gerçekten büyük olmuçtur. Fakat Alman ve ltalyanlar, mevcut araçlannın tümüne ya kın bir kısmmı kaybetmek 10runda kalmışlardır. Onlar için takviye imkanı sdz konusu bile değildir artık. Benzin kıtlığı da bajgösterdiği için Alman tanklanndan çoğu oldukları yerde durarak \iıruşmayı surdürmek mecbu rıyetınden kurtulamamıştır. Böylece sâbit hedeflerin yerle bir edilmesi İngilizler için son derece kolay olmuştur. r KORKUNÇ raanzara Montgomery'nin savaşı kazanmasından sonraki günlerde Ingiliz zırhlı birllklerl Tobruk'u gcri almak uzere bu şehre yonelmlstî ne, îtalyan'lann da 80. Buna mukabıl çoğu yıprsnmı?tı ve her an yakıtsıı kalma ihtunali vardı. Ayrıca bir miktar da zırhlı araba kaJ mı»tı. Çarpışmalardan sag 8ahm kurtulan bırlıkler bu vasıtalardan faydalanarak Cirenaıca'>a joneldıler. Muhasara alünda bulunduklan için bunlara iltihak edemeyen diğer birlikler, son kurlunlarını da harcadıktan sonra teslim bayragını çekmekten başka bir şey yapamıyacaklardı. Çolde patlayan korkunç ve kanlı fırtma binlerce insanı oldürdük. ten. binlerce de aracı yerle bir ettıkten sonra yatışmıştır. Çöl. eski sessızüğıne tekrardan kavuşuvor, guneşin ışıklan esatiri canavarları andıran açık renge boyalı tankların değıl, aadece kum tepelerinin üstünde yansıyordu aı tık. Çdl, zırhlı araçlarm nasıl kullanılması gerektığıni bütün dünyaya fıilen anlatan ve ıspatlayan ünlü bir feldmareşalin harin yenilgısine de şahıt olmujtu. Bu y« nilginin başlıca sebebi Tobruk'nı ve Tobruk. Rommel'i venen şehir olarak tarıhe geçecekU. YARIN: Rusya'da kanb bir ya* 12 «Olmus obnus, ancık büyük ama, aldirma, çanktan iyidir. Kazan, kal burda, uygumura o n m ı n giyersin» dedi, kunduralann önünü arkasını inceledi. «Kazanmasan bile bir yıl giyer•in köyde, bana dua edersin... Otur bakalun» dedi Garip'e.. Sonra dftndü uzaktahi öğrencilere •eslendi, dnvardan bîr odaya açılan pencerenin önündekilere: «Burava çabuk kahvaltı» dedi. Buğulu çaylar, kaşar neyniri, sıcak ekmek, gümn gibi parlak demir bardaklar kondu masaya. Hiçbiri kaşan tanıyamadı. «San san, şeker gibi, peynir tadı var» dediler Içlerinden. Selim Kemal'e göz ediyordu «Bn nedir?» dire de afzma atmak ttıere olduğn kasar peynirini gö»teriyor'iu. Ba«Jcan yakaladı. «Buna kaşar peyniri denir, Karsta yapılır, bizim oralarda yoktur. vaptlmaı, Biz bunu keodimiz yapanz, okulda yapıyoraz» dedi. Kabvaltı vaptılar. Baskan saçlan dflzgfln taranmiş bir «frenrt cağtrdı. «Bunlan al, haş^öneticilik Tapısinın yanındaki yere götür. Direktör o baştan cıktnca göster bunlara, sen kos bana gel.» öğrenci açabeylerinin arkasına takilan dört bir ağaclık yere geldiler. Helüemfisc başladıhır; ne gelen var, tıe^ fidftr. Kahvaltıdan çıkan öğrenciler sağa sofa dağıldttar, kimi kolkola gezinttye ba«ladı, kimi top oynuvor, klml halata tınnamyor, kimi geldikleri dersliklere ddnüyor. Hepsi boz elbiseli, hepsi kunduraü, hepsi canlı, hareketli. «Biz de böyle olacak tntyır, biz de giyecek miyiz şu giysilerden.. » diye düşündüler. Yanlanndaki öğrenci de hiç konuşmuyor, sesi çıkmıyor. «Dilimiz alrşır konnsmava, şu ağabey de ne olur söz etse, nereli olduğunu, kaçıncı sınıf olduğunu söytese » diye geçirdi içmden Garip. l'zayan düz yolun başmdan iki td<ti çıktı.» Boz elbiseli değil. Ikisinin de kara. Geldi ör.lerinden gcçtiler. Birşey sormadılar. Ya\astan, asağidan konusanı «direktör» sandılaı bizimkiler, Toplandılar, baslannı vere eğdiler. öğrencide ses vok. Sonra çok hızlı adımlarla. çelimsiz, kara • kuru bir boz elbiseli geçtt. Saçlan ak ak.. O da aldırmadı bekleyenlere. Zil çaldı. öğrenciVer çekildiler. Ortahk sessizliie büründü. Gözü beş volun azak basında olan öğrenci «ğabev: «tşte o baştan çıkan direktördür. Yanınıza gelince konusun ne konuşacaksanız. Ben ıridiyuTom. Şasırmayın, su hor elbiseli. Irice olan . Tek başına ama belki simdi yanına birisi gelir, saçlan kesiktir, xaUn siz« sorar ne anyorsum» diye, çıkıstr biraz..» dedi ve fjitti. Son darbe MÎ YlLINlrî 1 Ekimini. 2 Ekime bağlayan gece, saatler biri fö»ter:rken Montgomery, taarruz harekâünm ikinci bölümünü baalataeaktır. Rommel'i yea mekle sınırsız bir ün kazanan kotnutan buna •Supercharge» harekâtı dıye bir de isim takmıştır. Gayesı, Alman ttalyan birliklerıne scn ve kesin darbeyi indirerek dîışmant kökünden temızlemektır. Hâlâ ve her şeye rağmen mukavemet gost«rmeğe devam eden kar^ı kuvvetler üîtune 800 Unk bırden yürutülmüş, böylece korkunç bir çarpışma daha başgöstermıstır. Ateş ve ölüm saçaraktan yakla»an bu demir yığınına karşı Bom» mel, Alman ve İtalyan karması olmak üzere sadece 140 tank çıkara. bılecektir. Buna orantılı olarak elde kalmı$ toplann tümü de ateşe başlamıstır. Bunlar 90'lık, 881ik ve artık ise yaramaz hale gelen 47 mm. lik parçalardan ibarettir. Ingiliz biriikleri muazzam kayıplar vermekte. buna rağmen kor kunç dalgalar şeklinde ılerlemeğe devam etmektedir. Neticede, Alman İtalyan kuvvetleri kendilerini sa\unamaz hale gelecek, buna ilâveten arkadan da kuşatüacaklardır. 1 Ayırma çabası C I DİŞİ BOND BİLE BEUI MASIİ. A Kll II A ı l( ATA Aklo ^ LATA BİTİQEMI>Ott S Û MA^TA CX.(jyOOU*Y , /f V J§§R^ İ TİFFANY JONES ABFISMALAR. bütün jidd*tiyle sürup gitmektedir. Montgomery'nin başlıca amaçlanndan bıri Alman ve îtalyan birliklerini birbınnden »yırmak, özellikle Italyanlan, Almaniarın desteğinden yoksun bırakmaktır. Bu amaç nihayet gerçekleşmı?, îtalyan kolordulan, Ingiliz Kuvvetlerinm amansıî saldınsına mâruz bırakümıştır. Çöl cehenneminden tesadüf sonucu bumu bile kanamaksızuı kurtulan ban İtalyan'lar daha sonra bu konuda ?öye diyeceklerdir: • GüneşİH kurvetli ışıklan altında parıl panl parlavan îngiliı mjpt tanklannuı esatiri birer canavar gibi üstumüze geldiğin! görünee ne }apacağımm şaşırmı?, ol dujhımuı yerde taş kesilmiştik^ Bu açıklamada mübalâgay» kaçıldığını sanmak abes. Çünkü lngılızler tanklannın tümünu en »çık renklere boyuyordu. Böylece de araçlar, olduklanndan çok daha büyük görünüyor, karşı taraf ustunde canavarcasına etkiler yapıyor, dehşet uyandınyordu. Sımdi ise bu tanklardan jKizlercesi, güneşin ışıklanm gözkama?tıncı bir açıdan yansıtarak yaklaîiyor, yaklaşıyor, yaklaşjyordu. Plânlı, programlı ve gayet muntazam bir hamleydi bu. Cephanesi ya da yakıtı biten araçlar oldukları yerde duruyor, bunlann yerini arkadan gelen vedekler ahyordu ânında. Daha sonra hafif araçlar hemen yetisiyor. gerekli ikmali süratle yapıyordu. Direktör daha • başta fken. sağa »ola di>n> meye, kırajnaja, bağırmaya başladı. Korktular bizimkiler. Selim ile Kemâl gene basladı itişmeye, gulüşmeye. Direktör geldiğinde «sen önde dur» diye Selim'i itıvor Kemal öne. Biraz sonra Selim arkaya kaçıyor. Kemal'i dne itiyor. Rıza kısık sesle kınvor, aldırnu} orlar. Ganp Rıza'nA arkasına saklandı. Kunduralannı göstennek it> temiyor. «Belki de çıkar onlan, yaialrtır, Um verdi sana» diye çıkışır diyor içinden. Biras aşağıda ağaç dikmeje çalışanlara el salladı direktör. Ordan birisi koşarak geldi. Birteyler soylendi. Vürüdü gene. Ince ince, uzun uıun fidanlıklar arasından birisinl çafırdi gene el sallıjarak. Adam koşarak geldi, yanın», basııu açtı. «Bah aldık, artık kovam atsak da olur. Ha? Olur mu? Ben ilgilenmesem olur. KoTanlann alınması, derlenip toparlanması gerekmez mi? Dün gördüm oraları, perişan... Gelecek yaza bal yiyecek yok mu? Anlara şükran borcumuı var, bah aldıktan sonra bu borç daha da artar. lstemem, derbal ne yapılacaksa bugün yapılsın, bırakm o işi > Direktör kızmıştu öbürü de IM kemküm etti ama dinlemedi. «Anlamara, anlamam bu isi biralan şimdl .. Derhal . » diyerek soylendi yiınidu. Bizimkilerde ses soluk kesıldi. Direktör peh.•livan yafulı*4İt, Afaklaşmıştı, ber şeyinı tcçtiler yakından. Ayaklan kunduralı, boz giygi, saçlan kesik, esmer, kalınca bir adam. Bastıkça yer ovnuvor sanki.. Selim'le Kemal gene itistiler. Rıza kızdı.. Selim Rtza'nın fazla üstelemiyeceğini biliyordu. Karsılık verdi: «Göz mü boyavacaksın Bovnueğri'nin döifl. Asker gibi dunınca adama boı elbise mi giydiriyorlar. Sen yeter tri bil, sorulanı bil, Put glbl durmuşsun ne çıkar?» dedi. Direktör önlerine yaklasmıştı. Selim K» mal'in arkasında kalmıştı. «Direktör de Akreplerin Telli sanki, baksana Kemal» diye ttsıldadı. Kemal gUlraemek için basını eğdi. Rıza Kemal'i dümsükledi. Tam önlerine geldi. Bizimkilerden ses ç * madı. Geçtl geçecek Ses çıkarmadı brdmkiler. Birden durdu direktör: «Kuzum kimsir.ir siz? Ne arıvorsunuz burda? Kim aldı sizi okul sımrları içine? Yasab olduğunu bilmîvor musunuz?» dedi. sert... Biı süru soru sordu. Ardı arkasi kesilmedi, ekledi bîrbirine. Kaldırtmın alt vamnda kalan çocuklan tepeden süzüynrdu. «Direktürüm, biz de okuyup adam olmak isteriz. Bize de bir babalık yap. B« de aeni» cocuklanmn vanına katılmak isterâ. Doyduk ki herkese babalık ediyormuşsunuz .. Bizi de al .» (Arakaaı var) 95 «Nasıl?... Anlayamadım • «Geceyarısı, polisler gelıp haber verdı... Arabasmın içinde olü bulmuşlar kocamı... Tabanca ile öldurulmüş... Sırtından vnrmuşlar...» «Sırtından mı vurmuslar?.» «Evet... Kimın vurduğunu da biliyorum ben..» Bu da bır çeşıt sürpnzdı.. Bakahm ne çıkacaktı altmdan? Jabeke. tarafsız bır dıkkatle genç kadını suzuyordu. cVaJotı oldurdu kocamı.. » dıye Madeleıne bıtkm bır sesle devam ettı. «Dun akşam. bankoyu ıflâsa surukleyen şu ıkı Amenkali ile konuşuyordu... Sonra.. » «Eıldıgım kadarı onlar dün, Amerika'ya doneceklerdi değıl mi?..» «övle idl ama, sıs sebebiyle seferler ıptal edılmış... Onlarla konuşuyordu kocam .. Bır aralık yüzünün, gozunun karmakarısık olduğunu farket. tım... tkı vabancının söyledıklenni duvmuyordu bile artık .. Birkaç sanıve geçtı geçmedi . Amenkalıları hemen oracıkta bırakıp çahsma odasına koştu. Ben de arkasından... Içen gırıp basbaşa kaldığımızda bana Paoli'yı, Valoti'nın öldurdüğünü «îöyledı .. Çok heyecanl!yö*ı .. Moreau'vu blduren de oymuş.» «Ailah . Allah... Çok onem11 .. Pekı neve dayanarak «öv luvordu bunu?.. Nasıl anlatnıs?.. » «Ben de avnı suali sordum kendısme .. Kaybedecek vakıt clmadıçını. gerekli ızahatı daha sfMira vereceğini sövledi .. Onu hıç bovle^ıne telâçh görrremı^tım... Bil*evdım .. Ah ke"!ke bılsevdim ..» «Amerikalılarla ne konuştuiurnı duvtfun mu? » «Ashna bakarsan pek dmtemiyordum ama eık sık dolar llft çalımyordu kulaŞıma .. Bıliyorsun, para darlıği yütün Türkçesi: Şehbal AYGEN den başımız dertteydı... Bu yuzden dalgın ve düsuncelıydım... Valotı ile Ugıll olarak önemli b'r şey mı söylediler acaba ona?..> «Yanlanncfa de^ıldlm ki... Ne büeyım ben Madeleıne?. » «Clavet çıktıktan sonra gıdıp ıkı Amerikaîıdan meseienm içyuzunu pekâlâ ögrenebı» lırdım... Ama bır budalalıktır ettım 15te... Acaba hâlâ Pans' teler mı, yoksa hareket ettıler mı dersin?...» «Bunu 83renırtz... Merak etme . Ama dedığın gıbı Paoli' vı savet Valotı oldürmüsse, bt7im bes vüz bin doları vürüten rie o demektır.. Enmde sonunda maslcesını alasağı ederıro ben onun . » «Enı ya da sonu vok artık bu ısın .. Ben kendi hesabıma emınım.. Gerçeğın meydana çıktığım tarkeder etmez kocamı vurup öîdurdü namussuz henf... Clavet'den daha çabuk davrandı ve kivdı ona...» Durum, aslında Madeleıne'ın tddıasma uygun olsaydı, Clavet can dusmani Valoti'ye ka. tıven arkasını dönmez, sırtına da kuısunlan vıyecek kadar gafıl davrar.ma?dı Fakat Jabeke bövlesine kritik bır anda kalkiD Madeleıne'e ısin ıçvurünu anlatmak heveslne kapılamaydı tabıî .. Genç kadın ona Karsı süphenın zerresmi bile duymuyOr, bütün suçu Valoti've yüklüvordu. Bundan ıyisi can sağlı| ı idı tfoirusu ya... «Kabahatın en büyuğü ben de » dıye Madeleıne devam et tı. «Tek basma çıkıp gıtmesıne musaade etmemelıvdım » «Clavet verdığl feararlart her ne pahasma olursa olsun u\2ulavan bir »nsandı .. Mânl olamazdın...» «Hıç degilse Valoti'ye gitmeden önce sana uğramasını söylerdim... Beraber olcayduuz başımua bu telâket gelmez*..» Jabeke, konuvu değiştirmek içın damdan düşercesıne sordu: «Polislere de anlattın mı butun bunlan?..» Madeleıne için bu soru, soru değıl. dupedüz hakarettı. Ne ? sanıvordu Jabeke vani .. O. bınnoi »mtf bir vurçuncunun sev. gilı kan«ıydı .. YUlar yılı her alanda bocasını desteklemısti. Polıse ya da vabancılara neyın sdvlenip neyin sövlenmemesi gerektiğini çok tyi bîllyoTdu. Clavet onu özellıkle bu ba'sımdan ku«ursu2 yetıstırmistı. «Sen benl çocuk mu zan. nerlısOrsun? » dıve kınk "ökuk '.ıır «esle konustu «Hiçbir fev bılmıvormus gibi davranri;m Hem ayakta duramıyacaic kadar da bıtkindım ifademı aldıkları sırada.. Israr etnuedller.» «Aklmrfa olsun... lik fır» ;attn tekrar gelip seni sorguya ;ekec»k!erdır.» (Arkaa rtt) Ayrıntılar GARTH N ONTGOSIERT'nin büyük emekler sonucu bazırladığı planda ayrmtüann en ufağı, en önemsiz gorüneni bile önemle dikkate alınmışü. Harekitm başladığı andan itibaren bu plân tam bir sadakat ve disiplinle uygulanacak. böylece de başarıyl perçınleyecekti. Netice, kurvetlerin üstünluğu sebebiyle tâ başından beri belliydi zaten Ama savruk. be. cenksiz bir komutanm emrinde. iıstün kvvvctlere rağmen başarı orantısi düfebilir. hattâ başarısızhğa bile yo! açabilirdl. 4 Kasun 1942 günü savaş, aşağı yukarı bitmiş sayıhyordu. tngıIizler mevcut «raçlarmm yansmı Vcaybetmişleraî. Hlerinde He yarar hslde sadece 600 tank vrdı. Almanlann IM »ad«ce bir düzü