Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA DÖRT: :CU]VIHÜRÎYETs nilebilir i!, inemleketimizde ıktisadi kalkınma alanında ya. pılması gereken ilk ış, toplara ekonomik «fazla ürünün», azamîleştirilmesı, ikıncı ış ıse, bunun, kalkınma doğrultusunda rasyonei kullanılmasıdır. Yukaı da değındığımız gıbı, memleketimızde, bu potansiyelin çoğu. nu, tarımsal kesım sakladığına gore, Tanmsal Devrımın etkın aracı olan bır Toprak Reformu' nun, uygulanması sonucunda. verim ve üretım arttınlabilır ve bu artışlardan, tarım dışına bellı bır kısmı tasınabılır ve iktısadî kaikmma vollannda optimal fazla da kullanılabilır ı=e; ulusal ekonomı geri kalmışlıktan kurtulabilır. Böj'lece, günıimuzde, iktısadî kalkınmanın önundeki ılk engel, ekonom=a) kesimlerden, tanmsal kesım ol. maktadır. Bunun özel nedenle. rıne gelmıs bulunuyoru?. :8 Temmuı 1971 «1 Milyon», tona ulaştılı (5). 1969'da 650 bin ton olan buğday ıthalâtının, 1970'te 850 bln tona vükseldiği(f) gerçeginı unutmamak, konunun onemin) orta» va koyar. N'ufusumuzun %65 kadan, on bınden az nüfuslu yerlerde ya'adı^ma göre, tanmın oluşturdu|u bir ıstihdam bıçıtaı. 23 milvon 400 bin kişıyi ktpsıyor demektir. 1969'da çalışabüecek ^a^ta olan 13 milvon 814 bin klMİik nufusun, •,'o67,6'sı olan 9 milvon 333 bin kişi, tanmsal ke«imde bulunmakta, geriye ka!an 4 milvon 481 bin (32,4) kişi, tarım dısı sektorlerde toplanmaktadır (3). Koylunun TflRIMSHL DEVRIM parası ofursa, herkesin de parası olur Or. Besir HAMITOGULLARI EMLEKETİMİZİN yofcsulUıştmlarak geri bıraktırılzaışlığında, uluslararası odaklara bağlanabitecek nedenler dıştnda, ulusal' çerçevede tendini gösteren temel nedenleriıt en önünde ekonomiye, ikili (dualist), çarpık yapısı, nUısj»! piyasanua kurofanasmı ve ekononomik bütünleşmeyi o r gelleyen verimsiz işleyiş biçimi ile bir tanmsal sektörün eğemen olması gelmektedir. Ulusumuzun yoksnltnğu, sadece tanma dayalı ekonomık bır yapıya sabip olmasından ılerı gelmemekte, fazladan ekonominın, içsel ve âıssal ilişkîer ağını, ıkıli yapısmdan doğar> sakıncalı özelhkleri doğrultuçunda oluşturup bıçimlendiren bu tarımsal kesimin, bizatihî, «eri, yoksul bırakılmıs olmasındarf ileri gelmektedir Ekonomık ve sosyal kaHanmarun, demokratik yerlesme ve N derinleşmenın, temel gereklerınden olan «Tanmsal Devrim»ı, gerçekleştirme aracı olarak «Too rak Reformu», çeyrek asırdan beri siyasal alanda tartışıldıgı, kavgalara, eski yeni, siyasal o luşmalara yol açtığı halde, 1961 Anayasasına ancak 27 Mayıs D6vriminden sonra gırebüınıştır. Anayasayı dokuyan maddelerden birinde, on yıldan beri dondurulan «Toprak Refonnunun, yeniden, ciddiyetle söz >e eylem konusu edildiği şu fün lerdc, ekonomide tanmsal boyutların, yerine ve önemine, ta rımsal, yapı ve işleyişe, tarımsa) uretim, verim düsüklnğünün ne> denlerine, endüstrileşme ve tarırasal gelişme arafiindaki, SÜD ilişkiler ağına, «Tanmsal Devrim>i gerçekleştirme aracı olarak, «Toprak Reformumun, anlamı, önemlL hazırlanması ve uygulamnası sırasında, zaten */ar olan ve sonra doğabilecek sorunlardan bir kBtnma, deginmekte yarar görmekteyiz.» Önce tanmsal kesimin, ulusaı ekonomıdeki yerine, yapısı ve işleyişıne, göz atmak gerekecek. A «KÖTLÜNÜN PARASI OLURSA HERKESİN PARASI OLUR...» I KTİSAT oğrenimıne başladıgunız IUE dönemlerde, hocalanmız «... köyranon parası olursa, berkesin parası olur», derlerdı... Nüfusunun 3 4 unü, koylüierin oluşturduğu, Türkiye gıbi bir Ulkede, tarımsal üretimin, doğaya bağlı olduğu, sbmuren, gerıleten bır sosyo ekonomık yapıda, yükselemedıği, eşitsızlık ve adaletsizllğın başat olduğu bır ortamda, bu sozlenn anlamı büyüktu. Günumuzde bile. kişi oasına isabet eden, ulusal net gelırın çok düşük (30ü dolar cıvannda), olmasında, bır dığer değışle, ulu sumuzun voksulluğunda, ezıcı çoğunluğu Ue. bu ulusal gehr or talamasmın dahi çok aşağılannda bulunan köylünün, yeteceic «paraya», lahip olmaması, en büyuk neden değil midir? (S. Kuznets'e gore, Türkiye, tanmında kisi başına düşen son de rece yetersiz ve tarım dısı, »ek törlerin 1/4, seviyesini bile zor bulan durumtı Ue dikkatı çek mektedir.) Difer sektörlere o ranla büyük olan bu eşitsizlık aynı sektör içinde daha da çekılmez ölçülere varmakta, işlcmelerin % 69'unu teşkil eden en küçük birimlerde, kişi basına duşen yıllık gelir 485 TL. sı ıken, işletmelenn • < '> 0,14'ünü oluş turan en büyük isletmelerde ise. kişi basına yılda yüz mislinden daha fazla olmak üzere 49.750 TL. sı düşmektedir (1). O halde ulusun tümünü, genel yoksulluğa götüren, köylü yoksulluğunun, nedenlert nelerdir? Çıkıs yollan var mıdır' Yer yer açık, yer, yer dolaylı olarak. bu sorulara da degineceğız. Kalkuıması engellenmiş dıger Ulkeler gibi, bizde de, tanmsa) kesim, ulusal ekonomideki boyutlan ölçüsünde, kalkınrnanın, dunnası, gerilemesi ve ilerlemesinde önemli işlevler taşıtnak tadır. Ulusal doğrultudakı, tanmın bu özel önemine gırmeden once. genel düzlemdeki önemine değineceğız kısaca. B. TARIMSAL konu ve resim : AYHAN BAŞOĞLU GÜNAIIKÂR KRA1İÇE rak etkıler yaratmakta, ulusal pıyasanın sınırlanm daraltarak, kalkınmayı frenleyebilmektedir. Demek oluyor kı, tanmsal kesı min ekonomiye egemen oldugu yerlerde, diğer sektörlenn geİışmesi, karşılıklı ılişkiler çerçevesinde, tanmsal sektörün, ge rıliği veya gelismesiyle sınır lanmaktadır. Buradan tarımın sadece üreten bır sektbr olarak değil, işgücü, sermaye sağlayabilen ve geniş bır piyasa teşkil eden boyutlanyla da onemli işlevler gordüzu unutulmamahdır. FAZLA VE iKTlSADt Eşıtlık. adalet ılkelerıne ılâveten, tanmsal kesımde, üretim KALKINMA ve verimi çofaltarak, gelir sevıyesmi eşıtlık basamaklannda PARLM1N ekonomık kalkınyükseltmek, çok değerli olanak maya katkıst, biri doğrular sağlar. önce alıcı olarak ' dan, diğeri dolaylı oknak «22» milyon inaanın, gelir sevlüzere ikl koldan yürümektedır yesinin yükselmesı, başta sanaTanmsal kesimin ekonomik kal yi olmak üzere diğer kesımlerın kınmayı, ilerde görecegimiz üzemal ve hızmet surümünü artre, biri doğrudan üretici ola tırarak pıyasayı genışletir ve rak: ulusun gıda maddeleri ihti geri kalmıshğın, nedenlerinden yacmı, ihracatı, karsılaması, iç biri olan «dar piyasa, kopuk pıtıcareti gelıştırmesi, sauayiye. yasa», cngeli ortadan kalkar. tham madde v.b. sağlaması. Do kinci olarak, tanmsal üretim ve laylı yol olan diğeri ile de, dı verimm sonucu gelırler ^'ukseldı ğer sektörlerın gelışimıru sağ mı, tuketıme gıden kısımdan layabilmesidin Örneğm, lş gü baska, tasarrul edilebılır fonSar cu ve kapital sağlayarak ve di oluşmaya baslayarak, «sermave ğer sektörlerın ürettıgi mal ve birikimi», sürecını barekete gehizmetlerin de alıcısı olarak. çirip, Uletmeye başlar. Devlet. Buradan da nttfusun çoğunlugubu artan kısımlardan vergileme nu oluşturan, bu kesimin, gehr ve diger yollarla, ulusal butçeye seviyesınin düşük olması, üre ek gelirler saglar, prodüktif * tım seviyesi ve verimm, yuk lanlarda vatınm yapar. Buraseltilememesi, zincırleme ola dan da ekonomık kalkınmayı engelleyen «sermaye yetersizliği», artınlabilecek, «tarımsal fazla» ürunler sayesinde ortadan kal kar. Tanmsal kesımde atıl aurran ve sanayl ile diger kesımle rın, ıhtıyaç duyacağı ışgucu faalası, tarunın sağlayabıleceğı, laz la uretım, tıen» de, aktarabıleceğı sermaye sayesınae, tanm dışuıa taşınabilır. Buradan da ekonomık kalkınmayı engelleyen nedenlerdea bır diğeri olan, ıssızlık, düşük istüıdam sorununun çözüroü kolaylaşır. Tarımı, ekonomık faalıyetler dolasımımn «aUr daman», yapan Fizyokratlardır. gereklı en önemli cngel bura. da bulunmaktadır. YARIN: İŞ S İ Z L İ K SORUNU EKONOMtYE GÜÇ 1 TARIM ve N'ÜFUS E 1: KONOMİNİN sahıp olduğu, potansıyel fazla ürünün, bu. yük bır kısmı, memleketı. mızde tanmsal kesımde bulun» duğuna gore, tarımın ekonomsal boyutlarının, sakladığı bu ekonomık gucu, ıktısadı kaikın. ma>a ileriye doğru sıçrayışlar yaptırabılır. Boylece, tanmsaJ keslm, iktısadi kalkınmanın, başlatılrna. sı, hızlandırılması yonünde bır role sahip, ıktisadi kalkınmanın, fınansmanı (besleyıcısı), yonün. de bir rol oynayabilir. nihayet, ıktisadi kalkınmanın, ayarlayı. cısı, düzenleyfcisi olarak, de. Jerli bir olanak sağlayabiiır. Bu kısmın sonucu olarak de. Y i*) F. Quesnay, Ma\imes Gf»ILDA »o2,7 gıbı vuksek bır nerales du Gouvemement hızla artarak, doğal nüfusa d'une Royaume Agricole, rıer yıl, 1.4 milvon klşı d^(1738;. ha ekleven 38 mılvona vaklasık genel nüfusumuzun, her sev. (*'J F. Quesnay, Second prol> lcıne economique. den önce temel gıda maddeleri. nı saglar tarım 1955'te ba«la ("•) F. List, Systeme INational d'Economie PolitiMp, 1967' de biterı, Amerıka que, 1841. (PL480) «Tanmsal ürün Fazlası», yardımından sonra, çoğu (1) Kalkınma Plân'ı, Ikincl Be< tahıl olmak üzere memleketıYıl (1968 1972), Ankara, mızın dışarıdan satın almak mec Kasım. 1967, Sh: 24U. bunyetlnde bulunduğu tanmsal (1) Ihraç maddeleri istihsal kaynaklı ürunlere, zaten yetertahmin komitesi. Milüyet, siz olan döviz kaynaklanndan, 12/13/1970, Sh: 7. çoğu kez, yılda 6070 milyon do(3) Tunjuie, O.C.D.E., Paris, lar kadar bir meblâg ayırmak, Aralık, 1970. Sh: 6 7. durumunda kaldığı, ulusumuzun (4) D.P.T., 1970 vılı programı, gerektıği gibi beslenemedığı ve Ank. Şubat. 1970, Sh: 445, 1970 yılında buğday açığmın Tablo: 280. ahsin BERKANO Onun kırışık eliııl uzun uzun öptüra. Sizi bulduğum için ö\le mesuttum kı Ooğrusu da budur. Mesleğimi bırakmak hala! Alberto ile Ancelâ da benim bu duyguiçin bir sebep yok. Esasen para benim için larımı anlıyorlar ve buna alınmak şöyle durbirinci derecede önemli bir şey değü. Paramsun, size gclmem, yalıut sizi alıp bize götürla ancak başkalarıoa faydalı olacatunı düşünürmem için durmadan beni teşvik ediyorlar. sem seviniyorum. Gerçekten, ne kadar fakiri Onlar dünjanın en asîl kalbli, en anlaraes'ut edebilirim, bir gün! Bunu düşünrnck yı^lı iki insamdır >avnım. içime rabatlık veriyor. Bazı geceler kendi ken Sizi onlar da seviyorlar. dimc projeler bile kuruyornm: Meselâ, Alber Benim içim onlara karşı minnet ve to'nun çocuk hastabanesine benzeyen bir klinifi şükranla doludur Günseli. Onlar olmasaydılar. burada açmak. yabut yasuiar için bir tesis kur Belki de ben ağacın üstünde donup ömak .. lccektim. Yahut da serserilerin eline diişecekMimar olarak inşaatla kendun ufrasacağıma tim. göre bir arsa bulur, binayı yapar, belediyeye Bunları düşünmek bile istcmlyorum ar> hediye ederim. Hele bu sabab aldığim habertık. Sen sağsın. Güzel, seçkin bir kız olarak den sonra böyle bir tesis yapmağa âdeta kakar^ımdasın. Bunun için Allaha şükrediyorum rarlıyım... Fakat şimdi benim için en önemli vc dediçim gibi, İtalyan dostlarımıza minnetolan diplomamı almakttr. Ondan sonra ha>at tarım. projemi çizeceğim ve paramı nasıl ve nere>e Konuşmamız fazla Içli bir yol almıştı. O > sarfedeceğimi kat'î olarak dfişünecefim. İçim nu daha fazla üzmemek için lâfı değiştirdim: simdiden sevinçle dolu... Yalı>a sık sık gelmeğe soz vermiştiniz. Sizden hepimiz şikâıetçiyiz hala. Yazarken birden aklıma geldi: Belki bu tesisi Adana'da «nnemin adına kurarımv, EveV, t , , " Tatlı tatlı Riiliimsedi, yanakları TBmukbşU. böylesi daha iyi. Kızıaın tau diişundiieünö an Gelecek hafta gelcceğİH*.* •** layarak rnhn sâdolur. Söz mü? Söz. *** Bu hafta halam gelecekti, gelmedi. Merak Fakat i?te gelmedi, merak ediyorum. Aksl ediyorum. Istanbul'da bulunduğum zaman o* gibi, son vaşrmurlar yüzünden telefonlar da nu sık sık görmek bir intiyaç oldu benim için. ârızalandı. Boğaz'dan Bakırköy'O bulmak çok Onu çok, çok seviyorum. Öyle akıllı, öyle tegüç. Yartn koşke gideceğim. miz yüzlü ve cana yakın bir ihtiyarcık ki.~ Ba*** na öyle geliyor ki, onu dünyanuı oeresinde Büjük sürpriz! Haluk gelmiş. Bu sabab görmüs olsam sevecektim. Kan çtkimi vob dierkenden Bakırköy'e gittim. Eve yaklasırken, yenlere, aile bağını inkâr edenlere pek şaşıbilmiyorum neden, halamın hasta olabileceğlyorum. Ancelâ'yı bir anne kadar sevdijimi ni birdenbire düşündüm. tçime kurt düştü ve biliyor ve buna inanıyordnm ben. SJtmdi nabüyük demir kapm uzaktan görür görmez te» lamı tanıdıktaıı sonra, kendl kanından bir inlâşla, heyecanla koşmağa başladım. Ilk rastla•anın başka olduğunu görfiyorum. Ancelâ'ya dıfıra adam bahçnan oldu. Alelâcele «ordum: karsı olan sevgimde en ufak bir değişiklib yok Halam nasıl? ama halamın yamnda iken baska bir rahatlık, başka bir emniyet duyuyorum. Geçenlerde bu Bana mı öyle geldj bilmiyorum, adamcağıduygumu ona anlatmafa çalıştığım zaman %özzın \üzünde karışık bir hava esti. Sesi de ke» leri dolu dolu oldu, ellerimi, avuçlan arasında sikti. aıkarak: tyidir küçük banım. Nerede? Ben senin babanın kardeşiyim Günseli, Odasında olmaİL Hajır, galiba küçük dedl. Bende biraz da onun sevgisini bulman beyle beraber kahvaltı ediyorlar. çok normaldir. Damarlanmızda aynı kamn Küçük bey de kim? dolaştığım unutuyor musun? ^ (Arkaa f » ) 43 İLK OLARAK ELİSME unsuru olarak «tarunsa) fazla ürün», ekonomssl düzlemd« iik oiİP rak. Fızyokratlar tarafından ete alınmıştır. ZenSlnllgîrr*TSîficîk kaynağı, onlar ıçin. topraktır. Ve sadece tanm, zengınlığe zen gınlik katar O . Çünku sadece tanm, köylünün, yıyecek ıhtiyacını ve diğer bütun üretim mas raflannı karşıladıktan başka, ge rıye «net» bır «hasıla» bırakır. Hukümdarlar, vönetıcıler ve top rak sahıplen arasında paylaşılan gelın ışte, bu «net hasıJa», oluşturnıaktadır ( " ) . Quesnay'a gore. Buradan, bu net hasılamn sermaye teşekkulü gıbı, diğer butun ekonomık faaliyetlerln çeşıtlenme kaynağı olduğu ve genel büyümenın, onun büyümesıne bağlı bulunüuğu, kısaca, Fız yokratlann başı, Quesnay'a gore. ınsanlığın tüm refahı, bu «net basüa>nm tnümkün olan sı rnrlara kadar «azamileştinlmesine», bağlıdır. Tanmsal kesımı, uer şeym blrıcık temelı halıne ındırgeyen, abartılmıs yanı, ıktısat bılımının kurulmasına ve özellıkle «ekometri»nin başlangıcı olarak sayılan, «ünlü Ekonomik Tablo»lari, bir yana bırakılacalt olursa, tanmsal ekonominin egemen oıdugu, 18. asır ortalanndakı, toplumlarda tanmsal sektore. outun dıkkatlerı çekmıs olmalan ve ekonomık faalıyetler ıçmde «zenKİnleştirici» yonünü, gun v şığına çıkarmalan özeUıkle, Türkiye dahü, günümüzün gen bıraktmlmış ülkeleri içm yararlı, uyancı derslerle doludur. 6 9 DİŞİ BOND 13 «Aslına bakarsan hıç... Ama be? yüz bin dolar demek, ikı yuz elh milyon eskı trank demektir... tki buçuk milyon da yem frank...» «Hiç zahmet buyurnaa... Hesabın bu kadarını ben de becerebilirim pekâlâ...» «İsabet edersin... Bu nokta üstünde ısrarla duruyorsam boşuna değil şüphesız... Taşıyacağın paranın büyüklüğü ko. nusunda sana fikir vermek zorunluğunu duydum... Para paradır... Insan da insan... Zaaf. ları ile, jhmallerı ile ve daha bır sürii seyi ile... Senin anlayacağın...» «Saçma sapan lâflar ettiğının farkında mısın sen?...» Moreau'nun sesı sertleşmiş» tı .. Kötü kötü baiiyordu karsısında: «Açıkçası şu... Boyleslne büyuk bır para bana emanet edildıkten sonra cazibesıne cfayanamıyarak kırişı kırmamdan ve kayıplara karışmamdan mı korkuyorsun arkadaş?...» Valoti, daha fazla ısrar etmenin mânasız olacağını kav. ramıştı. Zaten diğerleri de bu tartışmayı pek önemsememıslerdi .. Duymazhktan gelmeğe devam ediyorlardı. Paoli havayı bir kere daha yatıstırmak amacıyle konuştu: «Ahnmana lüzum yok Moreau... Sana karşı duyduğumuz güven rfuygusunun derecesıni pekâlâ biliyorsun... Aksi halde şu anda aramızda bulunmazdın değil mi?...» «Hani neredeyse kahkahaI*rla güldüreceksiniz beni... Ihtiyar anam olmasaydı siz bu tür işleri bana kolay kolay vermezdiniz.,. Elinizde canlı bır koî var... Anamı tek başına bırakıp hiçbir yere gidemiyeceğimi gayet iyi biliyorsunuz... Güven duygulannızın asıl sebebi bu... Ben bagh bir adatnım size göre... Isteseır bile size kazık atıp kirişi kıramam..» ChUYET SEHFONISI Türkçesi: Şehbal AYGEN Bu çok gerçekçı açıklamadan sonra kimse fıkır yürutmek ıhtıyacını duymamıştı. Moreau" rıun, ortaklığa ıhanet etmekle kenrfinl tarifsız tehlikelere atacağını bümesı berıkılerı için ıçın sevındırmıştı. «Size bu konuda hak vermiyor da değilım.. » dıye Moreau devam ettl «Sızın jerı. nızde ben olsam aynı şevı duşunürdüm... Ama, çevırdiğımız dolaplar sırasında ısın en ağır tarafını daıma bana yükledığınızi de kabul etfın lutfen... Hepınız, anadan doğma asılzadeler gibi en pahalı elblselerı gıymeğe, kreasyoD kravatlar takmağa basladığınızdan beri bu çeşit tslere bulasmama^a özellikle dikkat edıyorsunuz... Üstünüz başınız kirlenır dıve korkuyorsunuzdur belki . Ama bana vızgelır... Ben kadere boyun eğmeğe alışmış bır insanım... Buna mukabıl darnanma basmak hevesıne kapılırsanız iyi olmaz .. Aynı sekilrie mukabele etmekten asla geri kalmayacagımı bilmelisiniz...» Biraz kaba konuşuyor, biraz da ilerl gidiyorrfu ama, berikiler onun huvunu suyunu bildıklerinden pek aldırrmyorlarriı. Moreau da ortaklarını gereğince etkilediğini gormekle memnun olmuştu «Herkes fikrınl «övledi... Sen de içini boşalttın... Boylece rahatlamı? sayılırız .. Şerefî bırer kadeh parlatmanın tam zamanı «rtık...» Paoli böyle söyledikten sonra ayağa kalkmıştı. Fakat berıki ;öyle dedi : «Çözümlenmesi gerekea birikı nokta daha var bu ko. r.uda... Ben parayı alıp tek baş;ma Marsilya'ya gıtmeğe hazırım... Fakat yüz kiloluk malı tek başıma nasıl getireceğim buraya kadar?..» «Serruti trene kadar sana refakat edecek... Paris'e iner ınmez de bızi karşında bula« cdksın . îstasyona geleceğiz...» «Peki.. Serruti ile nasıl temas kuracağım?...» «Gayet basit... Telefon edeceksın.. Hıçbır yere aynlmaksızm telefon başında sen. den haber bekleyeee Cuma sunü Marsily; ğını daha önce kend: dıreceğim . Hepsi b Bızrien baska hıç kı Oraya trenle t»ittı5i cek Hem Serruti de arfamdır Bu konuda fı gı istemek hevesıne kapllmrvacağından eminım Gizüliğe 6n plânda önem vermemizı s aygı ile kar*ılayacaktır Şayet haber yavılır, senin beş yüz bin dolarla Marsilya'ya doğru trene bmdıjun duyulursa birtakım açıkgözlenn peşıne takılacağı muhakkaktır.» «Çok doÇru Tamamlyle naklısın ..» dıye Moreau cevap \erdı cHavatta en nefret ettı2ım şev birtakım adamların pe«ıme takılmasıdır » ^ «Merak etme Pe?me kim. SP takılmayacak I'uristik bir gezi yapıyormus';asına rahat gıdıp, rahat gelci^in.» (Arkası var) ÜRÜN FAZLASI O TİFFANY JONES ARIMC1 bır ülke ıçın, sa. nayileşmenin öneminı, daha 1841'lerde F. List, göstermiştir. (•"). Tanmsal fazla ürünun, «ektörler arası iliskiler dızısinde, çoğalarak, bırikımı na. sıl oluşturduğunu ve netıcede, asamalar halinde, tarımrfan endüstrilesmeye geçisleri, çok güzel beürtebildiğı için, geri kalmıs ülkeleri, ilgilendiren ekonomik analizlerın öncüsü sayılmaktadır. Köylünün fazla çaiışmasmın bır sonucu olarak doğan «Ta. rımsal fazla ürün»ünün mevcudıyeti, Marx ıçın, bütün sosyal gelısimlerin temelıdır. Fakat onun için, bu fazla ürünün kazamlması ve kullanıhm tarzı, her hangi bır ıktisadi »ıstemı nıtelendirmemektedir. XX. Asnn ılk yansında, ta. rımsal fazla ürün ve daha geni? olarak, «ekonomik faıla». epey ıhmale uğradıktan sonra, analız aracı olarak çağımızın bir çok iktisatçısı tarafından ele ahnıp geliştirilmeğe başlandı. Bunu, kalkınması engellenmiş ülkeleria gelişme sorunu olarak ve biraz da F. Lıst tarzında ele alanlar arasında: P. Baran, C. Bettelheim, D. De Bernis, C. Furdato, fiibi iktisatçılar, anıla. bilir. Fazla ürünün (Hasılamn), üç a>rı variyantım tanımlayan P. Baran, bu analizi, geri kalmış ülkelerin, kalkınmalarını, hız. landıracak doğrultudakı, ara<. tırmalarda kullanmaktadır. Eskı ekonomsal yapıyı, düzeltimlerlo iyıleştîrmek, vani ekonomik bu yapıyı, yeniden organize ede. bilmek için, ekon. minin bütün «fazla ürün», potansiyelindcn J>ararlanmak olanağını bulmak jerekir, rfemektedir. T