Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA :CÜMHÜRIYET= bir hedef olarak sık uk belirtildi. Şimdi, sormamız gereken soru şadur: Biz, sağlık hizmetlerinin neresindeyiz ve çağdaş nygarlık düzeyi dediğimiz çizgi nerededir? Tabiî, bn sornnun ardından «oraya nasıl varabiliriz?» problemi gelmektedir. önce, belirtmek gerekir ki tıiçöir ülke bir duruma birdenbire gelmez. Imkânsızlıklar, engeller, çeşitli alandaki yetersizlikier her ülke için büyük problemler olmustur. Bütün ülkeler. taizmetleri baslangıeta çok sınırlı olarak verebilmislerdir. Ama. dikkat. le hesaplanan, hedefleri bclirli plânlar, bn hedeflere varma azmi ve imkânlann iyi değerlendirilerek kullanıtması uygar ülkeleri burünkü düzeye eristirmistir. Unon için. asla ümitsiz olmamak, «bn iş bu kadar olur» dememek, daha ileri anıaçları programlamak ve ilerletici metotlar kullanmak basannın şartlan olmaktadır. Bunnn için yapılacak ilk ic, hizmetin nereslnde olduğnmuza sap. tamsktır. nygarlık diizeyine erişmek. n Çağdaş mubtırasından sonraki dönemde Mart DUNYA SAGLI6IKIN NERESİNDEYİZ? • TÜRK TABÎPLERİ BİRLÎĞÎ BAŞKANI dengesizliğin, sağlık hizmetlerinin etkenliği. ni büyük ölçüde azalttıjtını belirtmek gerekir. lık bizmetlerı her ülkede büyük 'önem tasır. Çünkü, sağlık, her insan için «olmazsa olmaz» niteliktedir. Ancak. sadece uygar ülkelerde «büyük önem» söz. de kalmamıs, ınsanları saflık bizmetinden yoksun bırakmayacak tedbirler alınmıştır Bu ülkeler, sağlık hizmetinden vararlanma. yı bireylerin ekonomik gücüne bağlı bırakmamış, bütçeden ayrılan veterlı oranlarla devlet eliyle, veya toplumsal yarar açısından düzenlenmiş saçlık «tsortalan yoluvla birevlerin âdil katkısını saçlayarak veterli ve duzenli bir sağlık bizmetl knrabilmişlerdlr Bizde ise, Anayasa eerefince halkın saîIıfının sağlanması bir devlet görevi olarak tanımlandıgı halde. büfçede saîlık hizmrt. lerinin payı °«4'den yııkarı cıkamamıstır. Döner sermaye sistemi, bir anlamda sağlık hizmetlerini vine halkın ekonomik gücüne bafımlı kılmıs. sağlık sigortasının genellesmesi ile cercrklpstirilememtstir Bu bakımdan halk ya cok veterslz bir devlet hizmetivle vetinmek. ya da ayrıca adaletsiz ölçnde ek ödemeler vapmak zorunda bırakılmıstır Hekim . balk iliskileri de bu sarlların düzensizlitinde kalmıs. halka verilen vetersi? bizmet vanında hekimlerin eüveıılîklerı de arz . talep düretıının kurallarına terkedilmı» sonuç olarak dü/pnli bir halk bekim devlet işbirlîği sağlanamamıstır. Ynbancı okullorın giriş sınavlarını kozonon öğrenciler V* İİ Üsküdar Amerikan Kız Lisesi ile İtalyan Okulunun giriş sınavlannı kazananlarm isımleri de, dün açıklanmıştır. Dr. Erdal ATABEK Ülke Brezilya Şili Paraguay Lrnguay VenezueU TÜRKİTE • Sağlık anlayışı ugün, uygar ülkeler, saglıgi bizdekin. den çok farklı anlamaktadır. l'ygar •nlayışta, sağlık kavramınm girmedigi alar» kalmamıstır. Bir insan dofmadan rince. iler. de anne ve babası olacak kadının ve erkrğin incelenmesi, bedence, rnhca saflıklı ve uynmlu olmalarının arastırılması büyük önem taşımaktadır. Çocuk daha doğmadan. annenin sağlık denetimi, beslenmesi, kan dnrumn, gebeligin normal seyri. dogumun saglıklı şartlarda yapılması ilerdeki insanın t ı . pısını etkileyecektir. Sonra, bebeğin beden ve ruh durumunu düzpnleme. çocnkluk çağının dengeli ve mutln eeçmesi. okul dönr. minin ayrıca eklencn egitim sorunları. sag. Uk anlayısının en önemli bölümleridir. Genç insanın karşılaştıfı problemler, avgnn bir mesleğe yBneliş, uygun isiıı scçimi, is hava. tının Mrnnları, kadınerkek iliskileri. evlenme, insanın çevreyle iliskileri vine tıp biliminin en etkili oldnğu alanlardır. Çesitli hastahklardan korunma, hastalıkların tedavileri, sonunda emeklilik. yaşlılık ve her cağın kendine özgfl problemleri sağlık hizmetlerinin insan mutlulngn için bövök sornmluluk ve yetki taşıdığı bölümlerdir Bn kısaca belirttifim çerçeve dahi eö<termektedir ki, bir insanın doğumundan ölümüne kadar geçeıı hayatı tıp biliminin knralları içindedir. Ancak beden ve ruh saglıgıntn tam «aglanmasıyla insanlar uilıklı. mntln olabilirler. Cygar ülkeler, sağlık anlayışı bakımın. dan bn kapsama erismisler, kornyucu saglık hizmetlerinin büyük önemini anlamtşlar, toplara yaşamının güvenlik altına alınmasını başarmışlardır. Biz, bütün iddialanmıza ragmen, henâı, saglığı, hastalanan insanın tedavisinden ötede anlayamamış dnrnmdayız. Bu ise, ıağlık anlayısı bakımından oldakça jerilerdeyiı demektir. GÜNEÎ AMERtKA Bir yataga Bir bekime düsen nüfus düsen nüfus Î0Ö0 Hekim ve hasta yatağı ir ölcii olarak. casdas uygarlık diinvasıvla, bizim \t diğer ülkelerin durnnıunu hekim ve hasta yatağı bakımındın karsılastırırsak ortaya çıkan tablo sndnr: •aio 118» 3760 B B *w 290 250 510 310 310 Clke AMERİKA AVRLPA Bir hckiroe Bir yataga düsen niifas dösen nafns «5» 850 850 «60 580 ttâU 740 31U 57» ülke OR1rAOOGli A!5TA Bir yatağa Bir bekime düsen nüfus düsen nütns İİH) 3«20 Sonuc lunva sağlığı ıçındeki verimm s<h le belirtebiliri*: Oldukca vetersiz standartlarda bir sashk humetini genel bir denjresîzlik ve düzensizlik icinde verebilmckte. yiz. Bu durumda verımız caidas uygarlık düzevinin cok gerisinde kalmaktadır. Ancak, hemen belirtelim ki bu bır Uader desildir ve blzler bo mırumo değıstirehiliriz. Veter ki eerekii tedbırlerı elbirlişiylr alalım Bu tedbirler özrtle sövle belirlenebilir: (Ti Mevcuı dıırumu »veterli» kabul etmemek ve çauöa* uygar ülkeler normlanna yaklasan ölcülerı rterief olarak sapfamak. (f) Safclıfcı, insanın bütün vasamım kap«lyan hir anlavıs icinde henimsemek ve uygnlamak. CTi Humetın vurt çapında. ülkenın sosyo ekonomik vapısına uygun bır denge ve düzen ıçirnl? verılmeini ssğlsmak. (i) «tmkânlara göre hizmct» yerine. «hizmete göre imkân» feisetesim benımseye. rek bu ilkenin gereklerinı uvgulamak. fî) Halk . hekim devlet ısbirlısını ve. rimlı, sosyal adalet tlkesıne uygun ve hızmeti geliştirecek vönde gerçeklestirmek Amerika Fransa Almanva Belçika Italva ls\eç Polonya Cekoslovakya Avusturya TÜRKİYE 12* 1?» 80 130 100 ?• 130 W 100 $«0 Rnsya B. Arap Cum. TÜRKİTE Iran lrak Hindistan Pakistan ıvo 4(İO T,m 3«0 1470 38.İH H«0 16T0 İÖHO 4830 »890 (Bütün rakamlaı Bırleşmiş iMilletler tstatistik Vılljğından ahntnıştır, 1969) Y~\ emek ki, biz, bn ölçülere göre Areıeri•*' ka, Avrnpa ve Balkan ülkelcriniıı oldakra geristnde, (îüney Amerika ülkelerinin biraz gerisinde, Ortadoju ülkelerinin bazılarından biraz iyı, Asya ülkelerinden (Rusya bariç) iyi durumdayız. Hedeftmizi, bin kisiye bir hekim olarak çizenek, bugünkü nüfuı oranımıza göre 36 bin bekime ibtiyacımız var demektir. Ayrıca. bu rakamlar \anıltıcı ortalama kavramı içindedir. Clkemizdeki dengesiz eleman ve hasta vatağı dafılımı bazı illcrimizi Fransa öleütüne çıkarırken. bazı illerimiıi Pakistan dflıevine indirmektedir. Ba t'lke Macaristan Vunaniıtan Bulgnristan Vugoslav> a Romanya TÜUKİTE AN tLKELERl Bir bekime Bir yataf a düsen nüfus dü^en nüfus 550 C8» 570 1130 570 3760 110 110 110 170 110 560 G ereken tedbırlerı alarak çağdas uygartık diizeyine ulasmak hepiraize düşen bir sorumluluk ve »örevdir. I I Hayır Kör olan kim? Başlamıslar topragi kazmaya. Kuyu mu açacaklar, yoksa define mi anyorlat? Bir merak sarmış (förenleri. Ne de garip kisilertfdir.^ana ne adamlar t o p ı a u k^pjp»r d « e jjW«uy«;,şatnıak, gidıp rcsmi makamJara falanca jknöiâtrca aiönşlar kaznıan köreği ellerice günlerdir toprağı kazar dururlar diye ihbarcılık etmek! Takalamışlar, o günlerdir ellerinde kazma kürek çatışanlan. Sormuslar ne yaptıklannı. Ne dediklerini bilmem, ama gazetelerde söyle bir baber çıkmıştı o günlerde: «Yassıadaya tünel kaaarak Menderes'i kurtarmah isteyenler yakalandı^ Meğer istediklerf U Maltepe'den Yassıada'ya kadar tünel açmakmıs! Tflnelin başlangıcı imiş o çukur! Güler misin ağlar mısın? !>u sevginin enginliğine bak, şu aptallığın sonsuzluğuna bak, neye ister(«n ona bak! Maltepe'den Yassıadaya Marmaıanın altından kilometrelerce tünel açacak adamlar! Ellerindeki de kazma kürek.» Hikâye olarak yazsaydı biri, inanmazdık. Mizah bile olamıvacak bir coskan hayal. Jules \erne tipi bir «bilimsel hikâye» konusu olabilir. Ya da psikolojik bir roman. Tünelciler vakalandı, ilgili yerlere götürüldü, sorguya çekildi »Evet, demişler. biz Menderes'i kurtarmak için tünel kazıyorduk» Vay sen misin tünel kazan, doğru mahkemeye. yargıç katına! Hesimleri de çıktı gazetelerde. Nedense kesip saklamamışım. Belki Ripley'in «Bunlar da Oluyor» sütununda yer almıştır. bilemem. Mahkemeleri kısa zamanda sona ermiş olmalı ki adları hir daha duyulmadı. Tünelciler kazmaya başladıkları Maltepe Yassıada geçidini taîtiremeden karanlıklara karıştılar. Ben olsam İstanbulıın yeraltı geçitlerinin yapunını onlara verirdim, metro konusunda uzmanIıklarından yararlanırdım Hattâ bırakırdım yapsınlar Vassıada denizaltı geçidini. Kolay görülmez bir atüım. bir düs, bir cosku idi bu!.. Demck istediğim en olmayacak şeyler bile olur bazan. Ciülünçle akılları durduran bir «eylem» arasında pek incecik bir ayrım vardır. Bir adım attın mı komik olursun, bir adım çekildin mi duygulu, heyecanlı, etkileyici bir durumla karşılaşırsın. tşte gene bir haber size. Gaziantep'in bilmem hangi Hçesinde bir öğretmeni yakalamıslar. Birçok kitabı varmış. lıem de sol yapıtlarmış bunlar! Radyolarda kaç kez duydum sol yapıt okumak suç değildir, evierdeki kitaplara Uimse dokunamaz. yasaklanmış kitaplar bile varsa alıp gdtürnek yasalara i.ykırıdır diye... Böyleyken gene oluyor bunun tam tersi. (iaziantep'tekj öğretmenin evinde de «sol» sayılan kitaplar bulmnslar. Bir gazetede fotoğrafı da çıktı bu kitaplann. Adlarını okujabildiklerim arasında Naıım Hlkmet üzerine bir iki kitap var. Yüz Soru'da tktisat gibi, Sendikacüık Nedir gibi, Vietnam savaşıyla. Küba'yla ilgili kitaplar var. Hiçbirl yasaklanmamış, hiçbiri yasalarca suçlu, kötü diye damgalanmaraış. Ama her özel kitaplığı gözden geçiren yetkili kişî kendini en şaşmaE sansürcü sajdığı için bu öğretmenin 15? kitabınj da adamı da almışlar götürtnüşler. Ne var bunda diyeceksiniz! Olur böyle vakalar... Yalmz minicik bir terslik var, öfretmenin iki gözü de görmüyormuş! Ya, râ körmüş adamcağız. Körler okulunda öğretmenmiş bu kör öğretmen. Öyleyse ne demeyv. almıs evine bunca kitabı! Mıt aür kim kanşır, madem ki satılıyor çarşıda pazarda! Gazetedeki haberde söyle yazılı: «Plâkları dinliyor, kitapları da arkadaşlarına okutuyordu». Yok. kendisi okuyacak: Demek özel bir okuvucu bulmuş kendisine, aylık mı vermlş. ne yapmış bilmem o yüzlerce kitabı dinlemiş. İnanılacak şey değil tabii. Kendinize kitap okutmak üzere bir adam bulun bakalım! Eski zamanın sultanları, paşaları büe zor bulurlarmış böyle birini. Neredeo bulsun Gaziantepli kör öğretmencik.. Gözleri görmeyen kişı bile aydmlanmak istiyor. Kafasınm içiyle ^örmeye, anlamaya çalışıyor. Binbir zorluk icinde kitaplar alıyor, okntmak için arkadaş bnluyor Kör olarak kalmak istemiyor. Yalnız bu bile üvülmeye dejer bir çaba değil mi? Uabere önce güldüm geçtim. Sor.ra bir ürperme du.vdunı. O gözleri görineyen öğretmenin korkuııç çabasını. sonra da bir dçuruma düçercesine yaşad'ğı acıyı. Kitan okumanın okutmanın suç sayılması, bu suçu işlediği s5\lenen kişilerin bazı çağdısı çazetelerde «teşhit» edümesi bir umutsuziuk \aratı>oı kişitie \raa bu göıleri görmeyen öğretmenin kendi karanlığı içiıule bir aydınlık kurmak çabası insanoğlundan umut kesilmeyecefinı sene de ıspat ediyor. Umut böylelerinde, cinğamn karanlığım bile vırtmak isteyenlerde. Gören. aniayan duyan, avdınlanan avdmlatan knrler, bi/lere, görmeden çördütünü sanan, anlamadan anladığınt **• flliTAV nan, duymadan duydugunu sacan bakar körlere örnck olmalı. iz Türkler. bir anayasadan pek çok şeyler, hattâ mucizeler beklemiş bir milletiz. Bu bizim tarihsel yanlışunız. En iyi bir auayasanın, uygulayıcı siyasî iktidarlar elinde, en kötü hale gelebileceğini görmezlikten geli riz. Anayasanın bir ülkeyi cennete, ya da cehenneme çevirebUeceğine hep inanmışızdır. B MAYASA Sadece tepki Anayasası degildir raokrat Partı (DP). anayasanın uyguianmacügınclan yakınnu.ş, iktidara geçtiği 195U • 1960 süresı ıçmde de, onu fcendı çıkarları na göre uygulamıştır. Memleket ıhtılale sürüklenraiştir ÇünKu DP iktidarmca, rnilli ırade, sıyasî iktidar sanıımış ve bır partı grubu bakimiyetiyle karıştınımıştır. anayasasının kurdugu siyasi rejıra parlmanterizm ya da parlmanter hükümettı, DP kâbusunun bu tıp bır relimle önlenecegı kamsı kuruculara hâkırn olnıuştur Vasama, yurütnıe ve yargı kuvvetlerı ara sında dengelı yumuşak bir ayrılık ve ışbırüğı sağlamak ıstenuşlerdır. Bu bakımdan büyıU ve tarihsel tercihlerını yapmışıaı dır. Ne yürütmenin ağır bastığı prezidansivel rejim, ne de yasamanm ağır basnğı konvansiyonel (Meciıs hükümetı) reumı.. İkısı ortası, ınce dıyalog ve dengeieıden kurulu parlmanter rejiml seçmış!«rdır. Ve bu reıırra devnmci layik ve sosyai bır devletin siyasal vapısı saymışlardır. Ne dereceye kadar başarı gösterrruşlerdırv Bugünün taraflı ve kıncıiige dö nüşen eleştınıerınj arkada bırakarak eeıeceğın kuşakları bu k o r.uaa çok claha obıektif ve ınsaflı olacaklarciır. Ama, 1961 'in Kurucu Meclisı ıçten bır amaçla, memleketi kap layan bunalım Bislerinln ötesmı görmeye çalışmış. her şeyden once memleketin sosyal ve siyasal hayatını bır avuç Dolitikacının ayakları altına sermcmek ıçin üs tün bir çaba harcamıştır. İhsan Müge Konuralp. Mehmet YEDEKLER Gıla Ardıttı. Hürriyet Sımin Subaşı. Aynur Bilgili. Melık ArCehkoğlu. Çıgdem Gürel. Fulya duyaı Akdağ, Kâmıl Berat CteKasımoğlu. Ece Onay. Yasemin timur Yılmaz tpek Tanju. Ahtsmail Muhittın Zeynep Tara. Zernn Baydar. Ay met Tunçel. şegül Sündüz Çakır. Gülnur Ge Payli. Doğan Ahmet Şenocak, nş. Pervin Malcıoğlu. Muallâ Pv Hükmettm Ziya Aktan, Leon nar Sadıklar, Müge Törgay. Es Pranco. Erhan Özmcriç. Kâmıra Üçbaşaran, Asiye Rengın A le Esra Keskek, Eva Telma Farhıskalı, Rana Ahsen. Hacer Pı ra, Ali Şükrü Bişok. Barbaros nar Akan. Zeynep Sibel Kalafat Şansal. Cumhur Levent Sunal, oğlu. Nahide Koral, Tina Levi, Ze\nep Müjde Cankut. Işıl KaI R e s a Kadıoglu, Mine Boro. Na laycıoğlu. Handan Örs. Serdan zan Eskin, Ayşegül Pamukçu, E Lütfü Silâhtaroğlu. Nurhayat da Soyer, Ferda İnan. Sema Kü Yiiksel, Ufuk Güven, Mario Perçükşahin, Perihan Mağden. Ediz pignani, Selim Mizrahi. Alln AOnat. Filiz Yolaçan, Nilgün Alp «avnl Haser. Fatma Fülnaz Ozhan. Sena Akath, Tuba Candan atalay, Raffi Kara. Moşe MizBektaş. Ayşe Aykan. Özen Ars rahi, Dilara Zühre Islâmcıoglu, lanoğlu, Ayşe Sabâ Başbuğ. Se Mete Löker, Nlhat Tuluyhan Ay zer Tekmen, Gül Gürer. Canan san, Robert Raşit Sevil, ZeyDağkılıç. Selis Demirci, Nurdan nep Demet Esenkut. özden ÖxKotevoğlv.. Zerefşan Serdar, Sa kartal.Servct Hüseyın Kaynak, L n e m Uluğ. Rlîka Yanti, Seher Metin Barak, Mustafa Murat AkKocagil, Seytea Burak, Zeynep kaya. nune Alâattmoğlu. ümit Berk, t m KlZ LlSfiSI Selma Karakas Günseli Kurt. Sefcl w •*'*• * *' rap Kılıçaslan, Güzin Halıcı. OMümine Işıl Güvenç, Öznur ya tlkay, Betti Sassoon, Çiğdem Demircioğlu. Feray Odman, Mine Ataizi, Gülnur Dörtbudak, SeıTosun. Ayşe Kocaer. Ayşe Selen han Tuğlular. Mine Erel, Ayşe Dinız, Ayşe Apa, Nilgün Tüıkün. Hasanoğlu. Valya Alyanak, İiz Hande Sağlam, Tulay Ernıan. Altaras. Suzan Sağmanh, ZevAyser Elibol, İlkay Onur. Jale nep Yurdakul, Demet Alpan, BeCanıtez. Ayşegül özkâhyaoflu, kl Pavon, NilüMer Batmaz, Emel Tiryakioğlu, \esrin Agırbaşoğlu. Birgill Ase Çölgeçen. Gülsün na. Tijen Tepeköylü, Çiğdem Gonca Gül Erbayav. Lütfiye Ntl?alak. Tunç, Arzu Babacan. Ayşe Sön gün ŞaJak. mez. Şebnem Gezgin, Ayşegül Umur. Sabıre Ferda Kaleagaşıoğlu. Alev Karaosman, Esra Vumrukçallı. Nur Birgen. Oya Boral. Hamide Nur Görgün, Rey han Saatçioğlu. Deniz Onat. Zey Özen Aslanoğlu, Behçet Murat nep Ezel Topçu. Sarraf Kleopa^ Eyiiboğlu, Emın Zafer Keskin, ra. Seblâ Elâm. Seda Etel. Zt>y Abdülkadir Eren, Emre Mes\ıt nep Herkmen. Yazgül Nur Mu Çagan. Erkan Sertkaya, Sadetradoğlu, Ze>nep Taskın. Ayşegül tin Tinıuçin Tüzecan. Ccmal Akar. Tülın Akın. Hülya Kaye Cengız. Sabri Engin Ozokçular, rilı. Melike Sıdıka Yumlu. Zey Ayşe Gülden Onol. Zeynep Ce' nep Dörtbudak. Dılek Gerekli, lik. Zeynep Aydan Goluoğlu. Teri Fresko. Pınar Baykal. Bey va Şükrü Gürün, Gürsel Atunza Tok, Berna Kalkandcien. No süç, Mehmet Fahri Yıoar. Asım bel Bubiç. Müjde Tüzün Alev Kadri Soygül. Melek.ı Sevgı EyiErkut. Berrin Konur. Banu Gü doğun. Muraı Hakan Merıç. Ham rel, Ayie Bânu Yavuz. t?,ü Esen. di Ediz Emon, Mehmet Inal. ErGülden Zağlı, Pınar Adanalı. Bir han Kıraç, Kirvako Karapovlos, sun Birtüık. Özlen Binkaya. Es Melek Güler. Zeynep Karagül'.e, ra Armağan, Nerın Aksöyek. Ni Rebiı Metin Görgeç. Şeıef ArHlfer Konuk. Selda Gdkbudak. ınan. Seda SoıelH. Cem Sovku*. Demet Akan. Sıma Benaroya, Sü îsmet Vıldız, İsmet Kançal. Mus zet Razzon, Ayşe Gül Gökbora, tafa Hiîml Tekcan. Asım Selim Bizclen Zeren. Zeynep Karaveli. Nasuhoglu. Emin Can Aygölü. Mıriam Kaneti, Yonca Taşkın. Hakan Üzsoy. Serpil Büjükaltm Fatma Dilek Karsiıgil. Petek U çizme. çak. Av'e Sibel Tunga YEDEKLER RlIienHan JİIMAMLMM zal Arbath, Çağlar Tanyeri, Mem Gürdal, Nevniüâl Ovacık, E. Fey İtalyan Lisesi ve Ticaret Okulu I «Ya Kanunu Esasî ya öliim!» Yanm yüzyılj askın bir süre önce, sıcak bir temmuz günu (23 temmuz 1908), Rumeli'de Ma nastır Harbıye Mektebı Kumandanı Vehip Bey (Paşa), 60 numaralı top arabası üzerine çıkarak. Ikinci Meşrutiyeti ilân ederken şöyle diyordu: «Vatanımızı Tanrı yolundan saptırmayı önleyecek, yetimlerimizin gözyaJİarını dindirecek ve kimsenin hakkını kimseye kap tırmıyacak. bizi insan gibi yasatacak meşru meşveret usuliidür ki, bu isteklerimizin tümünü sağlayan Kanunu Esasî'dir. Ey vatandaşlar. va Kanunu Esasi, ya ölüm!» Tam 63 yu sonra, övgünün de tam tersine, bugünün siyasî iktidan, bir anayasayı yermekte ve onu yapanlan uygulayanlan aeğil ağırca eleştirmektedır. 1961 Anayasası bir suçlu gibi yar gılanıyor. I 1961' 1961 Anayasası j nareketıyle ınşaIsma başlanan sı'sasi re.jimın temel belgesı buglnkü 1961 anayasasıdır. Suç'anan anayasa.. Fakat, Türkiyemizın ougüne kadar yapabilcuğı en milli ve en çagdas anayasa. O zaman oelirttiğimız gibi, «istibdat şekilleri altında soysuzlastınlmıyacak demokratik bir re.jimi bütün leminatlanyla kurmak, vannki nesillerin hürriyet icinde yaşamalarını sağlamak» ıstediği ıçin tepki vanı ağır basan bir anaya sadır. Kurucu Meciıs üyelerı. Anayasa Komısyonunu en ınce noktalara kadar eleştırmışierdir. Bu anayaâanın «raillî sahsiyetimıze ve hüviyetinuze uygun olup olmadığı» nıe&eiesını enuıe boyana tartışmışlardır. Komısyon soz cülen verdikıeri cevaplarda şu gerçegı beıirtnuşlerdir: Tasarıda Batı demokrasisinın çağımızda varmış olduğu sonuçlara rastlanıyorsa, bu «şeklî bır ıktibas» sayılamazdı. Zira o anayasaiarda rastlanmıyan maddelerı de içeriyordu. Bir «itnal malı» sayılamazdı. Batı demokrasilerinin or tak müesseselerine ver verilmesi doğaldı. | urucular kopyacı olmamış.lardır. Ama, îya; 196lı aIrasındakı vozlaştırma açıklarım kapanıak ıstemışlerdır. Bu dönemae türo bunalımlar her ma halleda mılyonerleı varatmak. oy avcılığını anayasal bır müessese haline getınr.ek ekonomiK çıkmazlara battıkça msan naK ,ve hümvetlennı kısmak yetkılenru saptırmai ısteven Oır ıktıdann «anayasa dış>> eylem vs «şlemlennden geımiitı Kurucular. ^ihyorlardı Ki ner vatanClas anayasaya <sadakat> borçıudur. Kakat anayasa bır iktidarın KeytıURiru orten para vana degıldır vg ılk saüaka: ık tidarda olaniardan gelmelıdır A ı ayasayı dinamitleyen ?zınlık bu arüarnsız ve «mesruıyetını Kay betmis. ıkrıdardı. Ve bır Istık lal Savası «nayasasmı tanınmaz hale ^etıren oe oydu Hu neden le, böylesıne bn ıktıdarı doğru vola zorlayacaK Uıı aııavasa va pı'ması gereüiyorclu Yoksa geleceğîn keyfiliSine bn hoiuık na yapuğı kanunların anayasaya uygun olup olmadığını kendi saptamıyacaktır. Hem dâvacı, hera de kadı olamıyacaktır Özel b.r yüksek mahkeme, Anayasa Mankemesı. bu alanda son sözü söyleyecektır Çünkü. Meciıs Dâkımıyetınm partı erubu hâkımıyetine. giü^ rek vönetıcı bır takımın bask. sına dönüştüğü 1950 1960 ara sında eörülmuştü. 1901 Anayasası. yeterlı oır ka mu nürrıvetlen mekanızması da kurmuştur Hürrıyetler, ancaK vasama orsanının esen ve anayasaya uygun olan bir kanunla düzenlenip sınırianacaktır. Anayasa. sınırlama ölçülertnı feoymuş bazı nurriyetlerin ayrınul; tanımını kendisi yapmıştır. Bü tün bunların vanı sıra, hiçbır hü; rıyetın «özii» ne dokunulamıyaca ğı ılkesinı koymuştur. Avnca, aa li yargı organlarım, Danıştayı ve Anayasa Mahkemesinl. siyasaj organların karşısında. bu meka ruzmanın temel denetleyicılerı saymıştır. • akat. 1961 Anayasası, sa1 iece bir «tepki» anayasası olmamıştır. Onun asıl mtelığı, ber ağızda sakız gibi çıgnenen «tepki» sözcüğünde sakıı degildir. KİM? NEREDE? NEKADAR? REKLÂM YAPTI Sayısı Çıktı Gazetelerde sayfalara ve boyutlara göre reklâm analizi Grafikle gazete reklâmları Ocak; Şubat; Mart; Nısan, Mayıs 1971 rakkamlan özeti ve Maj'ıs 1970 ile karşıla«.tırma Ödemeü gönderılır: 250. TL. ' Moyıs 1371 BASIN REKLAMLARI ETÜDÜ PEV A İstiklâJ Caddesi, İmam Sokak No: 1 Beyoğlu. İstanbul Telefon: 49 49 06 Cumbunyei F 1876'dan 1971'a Yarın .BU ANAYASA TEŞEKKÜR Tutulduğu amansız hastalıktan kurtulamayarak 25/6/1971 günü aramızdan aynlan sevgili annemız SAÎIN SAHtPLEUl. Cumhuriyetimizın dordüncü >>ana.vı \e Işverlcri hayımı bötün yurtta basladı. Sayım sonunda sı/ın taalıyet alamnızın l 7 wU jıhrıdaki iktisadi dıırumu da ıstatistikler halinde vayınlanarak •nnnlaraktır. Sana> i \c İN^crltrı Sayınn'ıiı destekleyioiı u İki uç arasındaki 63 yılıda, dört vazılı anayasamız ' olmuşcur. Değişikliklerden söz etmiyecegiz. 1293 (1876) Ka nunu Esasi'sı Abdülharaid'e göre rViteiimış bir elbiseydi. Otuz yıllık istibdat döneminde O, hiç bir zaman anayasayı kaldırdığını söylememiştir. Tersine. Devıet Salnarneleri (yıllık) başında onu her yıl yaymlamıs ve sadece ertelediğjni belirtmiştir. Ama onu fiilen kaidırmışt'.r. Kanunu Esasî yanında, irrsan kişiliğîni ve naysıyetinı aşağılayıcı, kendi reİimini kurmuştur. Ancak, 1 W 9 » değişimıyle. Kanunu Esasî. Meşrutiyetçı parlamenter re.jimı genrmıştır Ne var kı zamamn İ K ndarı tttinaa we Teraklü bu deâışikliğı kâğıt iizennde bıraKnııstır ve füii oir tek parti reıımı kurmuştuj 1921 Teşkilâtı Ksasıye Kanunu lürkıye Büyük Milıet Meclisı HO kümetınin ihıilâlcı eseridır ve ıkinci anayasamızdır. Meciıs hü künıetı reıımınj Kurdugu halde, İcra Vekıilerı Heyetierinln güçlü baskısı aJtında kalmıştır. Eksik lerı, bir vantian V876 anayasası, bir vandau aa Meclıa kararlan} la tamamlanmışur. Kn uzun ömu'iü anayasamız. 194 l'eşkılâtı tsasıye Kanunu dur ve 1961 e değın çeşıtlı değı şıklıklerle i'< vıl vürürlükte Ka) mıştır. ia24'ten 194a'e tefe pan.n bir nıımı bu tarihten sonra da <.uk partılı bu sıyasi reumı ve olura'ist bir sıyasi hayatı düzen leme duıutnunda bırafcılmi!?m B LÜKS DEGILDIR Kanun ustunlugu ve hürriyeller Anayasasını 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunundan ayı ran en bü.yük farklardan birisi de. «Meclis hâkımıyetı> yerine «kanun hâkimiyeti» prensibıne da yanmış olmasıdır. Parlamento D O K T ü R Deri, Saç ve Zührevı Hastauklsn ^lütetıassısı. Istiklâl Caü. Paunakkapı No: İU TEL: 44 10 73 j A * J t cenaze torenıne fcatılan; celenk gönderen; mektup: telgraf ve telefonla büyük acımızı paylaşmak lütfunda bulunan akraba; dost ve arkadaşîanmıza; hastaüğı esnasında tedavisi ıçin cırpman büyüJt insan N ADİDE SERIN'IN Tarık Z. Kırbakan * Dr. Azmi CORUMLU'ya hislerimizi tek tek ifadeye büyük acırruz mar.i olduğundan değerli gazetenizin tavassutunu rica ederiz. Dr. Gündüz SERtN Curnrıı:rıyet 537 Ki I 1961i KIYMETLİ VARLIÜIMIZ TEŞEKKÜR Kıymetli varlığımız SELMA ZALOĞLU (AKOĞLU) nun bızJerı sonsuz acıiar içmde bırakıp. 216.1971 Pa2jrtesı sunu aramı?dan ebediven a>rılması sebebı;. le cenaze metasimine katılan. celenk eonderen. teîefon lelsraf. mektup. bizzat evımize kadar aelcrek buvuk acınıuı paylasan. akraba. dost. ve taıııdıklar ile daire ve mucsse^e temstlcî ve mensuolanna şukranlanmızı sunarız Ccmil tlasitiet Dcha Zalojlu . Saime N'ecla HİKMET ERENYOL'un " . ; ERENYOL ve DORMtN AILELERI 18/Haziran 1971 Cuma gunu feci bir trafik kazasj sonunda bizleri sonsuz acılar ıçınde bırakarak aramızdan ebediyen ayrılması dolayısiyle cenaze merzsımine katılmak çelenk gondermek, ^leion. telgraf vc mektupla ve biztat , .. . • tajiyet ziyaretinde bulunmak suretiyle büyuk acımıza istırak etmek lutfund» bulunan sayın akraba. dost ve tantdıklarımıza. çesitli meslek teşekkütleri. sirket ve muesseselere. basta merhumun murahhas azası bulunduğu ElektroMetal Sanayii Anoıım Şırketmin vefakâr isçi ve memurlarma ve ügıli bulundiğer fabnkaların ısçı ve memurların« candan şukrar.larımızı sunarız