23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ÎKİ: :CUMHÜRÎTET: :26 Mayıs 1971 Cumhuriyet ' e T ürk ekonomisinde önemlı yer tutan tk. tisadi Devlet Teşekküllerinin kalkınmamıta dana büyük katgıda bulunmaları için yeni bir çalışma düıenine sokulacaklın haberi gazetelerde yayınlanmıştır. Bugüne kadar çeşitli yönleri ile ele alınarak tartışılan tktisadi Devlet Teşekkülleri sorununun hükümet tarafından bir an evvet çözümleneceği re kârlı çalışmalannın saglanacağı belirtilmiştir. Basarı ve kârlılık T ktisadî Devlet Teşekküllerinin büyük bir * kısmının yeterli kâr sağlamadıkları. bu sebeple başarılı sayılamıyacakları ileri,sürülraekte ve kârlı çaltsmaları için gerekli tedbirlerln ahnacağı belirtilmektedir. Rekabetin tam çalıstıgı ve fiyat mekanizmasının çok ivi işlediği ekonomilerde ferdi firmaların (kamn veya özel) kârlılık ölçüsii, avnı zamanda tiim ekonomiyi kavrayan bir «başam ölçüsndür. Türk ekonomisinde fi. yatlar gerçek maliyetleri yansıtmamakta, rekabet yeterli çalısmamakta ve (iyat mekanizması iyi islememektedir. Bn sebeple özel sektörde dahi çok kârlı bir isletmenin, milli ekonomi açısından en verimli isletme olma. tnagı mümkündür. Türk ekonomisinin yukarıda belirtiien Bzelliü dolayısıyle. ferdî kârlıhkla millî verimlilik beraber yürümemekte ve ferdi kârl>lığı düsük olan bir üretim kolnnun milli prodüktivitesi çok yüksek bnlnnabilmekte ve bunun tersi de mümkün olabilraektedir. 1T> n sartlarda «tktisadî Devlet Tesekkülle* * ri'nin başarılarını ne ile ölçmek ve ıslahatı hangi vönde yapmak gereMidir?» so IKTISADI DEVLET TEŞEKKULLERI Prof. Dr. Ahmet KIUÇBAY fiyat polıtikasının tâyınınde tam bir serbestligc sabip bulnnamamaktadır. Bu durnmda, işletmelerin kârlılıklarını arttırma irnkânlarıniD saflanması bugünkünden daha iyi sonnç verecek, fakat en iyiden bir hayli azak kalacaktır. pılmamts ve ber sınıfın başarıgını ölçecek ayrı bir ölçü konmanıtştır. Iktisat politikası ve plancılık alanında bu çerçeve Içinde bir ç a . lısma yapılmamıs ve tktisadi Devlet Teşekkülleri büyük sabit sermavelerine raçmen kal. kınmamıza gereken katkıda bulunamamışlardır. Bu sebeple ıse evvelâ kalkınma planları. nı ıslab ederek baslayıp tktisadî Devlet T e . «kküUerinin sınıflarına göre katkılarını tâyin etmek. basarıları için yine plaD ile tâyin edilecek ölçüler koymak gerekir. Bnnlar tâyin edildikten sonra tktisadi Devlet Tesekkülleri. niıt hedefe uvan yönlerde gelisip çalısmaları. nı saflayacak tedbirlerin getirilmesi uygundur. k4 Sonuc i" ürk ekonomısi planlı . karma bir düze* ne sahiptir. Karma ekonomiye sahip olmamızın sebebi kamu iktisadi isletmelerin lürkiye'nin sartlan ıçinde bazı alanlarda iistün olmaları ve bazı alanlarda öncii. vürütıicii. sürükleyici ve ögretici olmaları. diScr alanlarda ise denee kunıeu. dar bogaz kıncı nitelikler tasımalarıdir. Planlı ekonomiye sahip olmamızın sebehi. fivat mekanizmasının ve rekahetin iyi çalısmaması. kisisel davranıslann ve difer özeliikleıin uzun dftnem kalkınma hızına veterli hüvükliUü verememcsî. dir. Bn «eheple Ptan bir yanda kalkınma hı. zını bnvütecek davrsntssal kurumsal ve tek. nik reformlann prensiplerinı hazırlayacak. d i | e r vand» fivat mekanizmasının ivi çalı«. mamasmdan dotacak deneesizliklrri düzeltecek. dar boeaıları kıracak, uygun kavnah dağılımını sa;la\acak tedbirlerı alacaktır Bu genel şema icinde tktisadi Devlet Tesekkiil. lerinin ber birinin ayrı bir vönn. baska bir fonksivonn olaeaktır. Bunların basarı riiçüteH genel plan modeli ve onnn enzümü ile tâvin edilmelidir Bu ölcüvü rfar bir isletme. eilik açısından ele alınan m organızaıvon sevki ıdarede basarı prodiikti\itr vr kârlılık kriterleri ile karıstırmamak çerrkîr Bn ölvülerden kârlılık dısında kalanların hepsi esasen uvulması tpreken prensinlrr nlaraktır Gercek basarı «ilriisü hunun dısındi eenpl plan çercevesi icinde tâ\in edilmelidir. Aksi halde vıllardır süren bir çelismenin kıskacından kurtnlmak mümkün olmayacaktır. r 1 Nedenler ¥ ktisadî Devlet Teşekküllerinin başarılı • olabilmeleri için «kârlılık» Slçüsünü koy. mak ve bunn saglayacak sartları yaratmak yetersizdir. Sebepleri söylece sıralanabüir: • Türk ekonomisinde raallann ve üretim araçlarının fiyatları gercefc maliyetleri vansıtmamaktadır. • Bu sebeple, fiyat göstergesi ile yapılan kârlılık hesaplari ve gerçekleştirilen kârlar milli anlamda bir basarı ısareti olmamaktadır, • Vukandakilere ve ekonominin Szellik. lerine bağlı bulnnarak ortaya çıkan «dengesizlikler» ve bunun sonncn olarak bazı kollarda üretira gücünün zayıf kalması «dar bogaz» ların belirmesine vol acmaktadır, • Tatırımların, milli verimlilici yükseltecek vönde dagitılmasında ferdî kârlılık prensibinin uygulanması kaynakların en uygnn daiıhmına fırsat vermeyeeektir. Bu sebeplerle. tktisadi Devlet Teşekküllerinin başarılarını tâyin etmek için «kârlılık» ölçüsünü knllanmak tatmin edici sonaçlar veremez. rasn akla şelir. Iktisadî Devlet Tesekkülleri arasında. en yetersiz ölçülere çört bile basansızlıklan açtk olanlar vardır. Bnnlar çok defa özet bir isletme yöneticisinin sahip olduğu karar serbestliginden, yetkiden. hareket ımkânlarından mahrum bultmmanın sonucu «larak ortaya çıkmaktadır. tktisadî Devlet Tesekkülleri gerektiginden çok sayıda isçi kallanmakta. v e . rimliligi arttıracak tedbirlere basvuramamakta, satış fiyatlarını serbestçe tâyin edememektedirler. Kısacası üretim. pazarlama ve ürkıye planlı karma ekunotnj du/eıııne sabip bulunmaktadır. Plan, rekabet ve fiyat mekanizmasının iyi çalrşmadıgt hallerde basvurulan, dengesizlikleri gidermek se kaynakların en uygun dagılışını saglpnıak amacıyle basvurulan bir voidur. tktisadi Devlet Teşekküllerinin, karma ekonomi modeli içındeki yerı öncüliik. \ürütücülnk. denge sağlamak. ögreticilik, vetistiricilik ve çekiciliktir. Bu yönleri ile Teşekkülleruı ekonomi k kalkınmamııds büyük rol «ynadıkları söylenebilir. Fakat tktisadi Devlet Teşekküllerinin planlı karma ekanomi ıçinde *e bugünkü sartlar altınds ekonomi icindeki eerçek verlerini. fonksıvonlarını tâyin eden ciddi bir «.'alısmaya maalesef sabip bnlaıunnyo. ruz. Türkive'deki tktisadi Devlet Tesekkülleri nitelikleri ve özellikleri itibariyle farklıdırllr. Bazılan sadece mülkiyeti kamuya aıt olan, difer bütün özelliklrri itibariyle Ö7el sektör kumlasları kurallarına bağlı olması gereken teşekküllerdir. Bazılan vot açıeı. öncü koraluslardır. Bazılarının den^r sağlayıcı, digerlerinin ise dar boeaı kıncı nitelikle kurnlmaları gerekebilir. Bunlardan her birinin başarı ölçüsü, milli gelire nihai katkısı ( d o . lavlı . dolaysız) farklıdır. T •> u leşekküllerin ekonomık katkılarını • * ve basarılannı. rekabft ekonomisinin kriterleri ile tâyin etmek yersizdir. Türkiyede iktisadi Devlet Teşekküllerinin karma ekonomi icindeki yerleri bîr plan icinde belirtilip sistematik, rasyonel bir sınıflama va. Bızler, sanat enstıtüsunde osuyan en taiıhsi2 ınsanlanz. Bunua sebebi, sayın Millî Eğitün Bakanının eğıtıru retormu chya ilk iş olarak sanat enstıtülerinin onünü kapatması oldu Herkesm bıldıği gıbı sanat enstıtıilerine gıden veya burada okuyan oğrenciierin çoğunluğu köylü veya fakır çocuklarız. tşte bızleı bu kadar tahsil gördükten sonra pıyasaya sadece bır usta olaralc çıkıyoruz. Pıyasaya daha doğrusu ış hayatına atıldıgımızda hemen bir iş bulabilsek ne âlâ. Şimdı bız sanat enstitüsü öğrencileri olaraK bir ümitsıztik içerısindeyiz ve tek çıkar vol olarak Avrupaya gidip çalışmakrır cünkıi tek çıkar vol budur Tüm olanaksızlıklarla den Bızler lazla bır şev ıstedjği vapmak. eSıtım. öğretım vapmız de vok mak. ı!âç«u. doktorsu; oliime kafa »utrn»Va ben/eı Bır Yalnı? teknik okullann bızleckul diisünün ki ofiretmen ogre açık olmasını tstivoruz duvarrtan tkmcı bır husus. bir ımam • rencl ve dör» adei ö'rencılerın auç be!â hatip okulu öğreicısı bu ımkân ıbare? bulrtuklan kalem defter «liîi lara sahip olduğu nalde bi7)e re neden «Hayır'» Her halde TUT ve kıtaptan ıbaretken onlara hıcbır araç eereç bulamamanın kıvede camilerde vaız »erme ile kalkınacak rteğılız Slmdı hız e^lklıgı ile heT rler« kar^ılarına Cikmaktavım Gel<?re£e ifilc üretıciler ordusu olarak »e va rının ka!kınmı« Turlovestnın »utacak bu minımını vavıulann bu eeıklıSin» riuvabılpn ve temelı 'eknik oğrencilpr venı but »nhvacaklsra •sımriiripn reformcu hükümetın MilH E5ı tım Bakanınrlan bızım hakları 'esekkut erier »rac aeıec üıhjmızın at da olsa verilmeslnı rt t»p. mecmua. «nıklojjedı rıta sa/ptp w b sihı vardımlaC8 »divoru? nnızı her jn rıpkleri7 Bızler masum ezılen üretıciSelâhaddın Kkı ler ordusu (Jtinps Istasvonu Airptmenı . DıvrıJİ Trabznn Sanat EnütitüsS Ocrencileri Teknik okullarn girebilmeliyiz.. Bir okul, ders araç ve gereçlerinden yoksun Hsyır Deprem bize hep ders verir 1 Û 9 9 Türkiye yük 1 9 0 0 , sek öğretiminde bir dönüm yılıdır; üniversite devrinin başlangıcıdır. Aynı yıl icinde yalnız darülfü niın değil, eski yüksek meslek okullan; İstanbul'daki tarım, veteriner ve ormancıhk yüksek okullan da kapa • tılmış: İstanbul'da Hukuk. Edebiyat. Fen ve Tıp Fakültelerinden oluşan İstanbul Üniversitesi, Ankara'da da Tarım. Veterin«r, Temel Bilimler ve Ormancılık Fakültelerinden oluşan ve bir üniversite niteliğinde olan Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulmuşlur. Her iki kuruluşta da modern üniversite öğretim üyeliğı niteliğinden yoksun görulen eskı hocalar kadro dışı bırakılmıslarrlır Her iki yeni kurulus için batı ünıversitelerinden profesörler şetın) di ve onlara yardımcı olarak fvrupa üniversitelerinde sıstemli bıı oşrenimle bilgi ve görgülerini arm mış olan Türk gençleri atandılar Tarihi bir tesadüf eseri olarak a*, len profesörler tecrübeli. bilim dunyasmda ünlu bilginlerdi. tstan. bulda daha önce kurulmuş olan Teknik Üniversitede yabancı pıofesörler vardı. Bu üniversitelerin hiç birinin bugünküler gibi özerk. liği de yoktu. Misafir profesörler ne yardımcılarını. ne de çalıçma çevrelerini yadırgadılar: memleketlerinde alıstıkları. uyguladıklan usullere göre öşretim ve bilim se! çalıçmalarına ko\uldular. Cok seçmeden üniversitelerimizde bilim'el bir hava esmeye basladı ve bilim Hünyasında .esâmileri» okunur oldu • Depremler icinde sarsılıyoruz. Burdur'da ölenler, Bingol'de «lenler. Yüzlerce. Binlerce belki de. Ne kolay söylem'r sayılar. vüzlerce, binlerce diye! Acı büyüdükçe içimize sıfmaz olur. tn. smnogln büyük acılara katlanamıyor ne yapsa. Acı, insanı aşıyor, eziyor. Hayalimize sığmıyor, bir anda, bir günde yüzlerce insa. nımızın ölüp gitmesi, yüzlercesinin de yıkıntı altında can ç e . kiıir olnusı... Bakıyornm resimlere: Tanımıyorum ben bu insanları. Bu yı. kık duvarlar, yerle bir olmus evler, yapılar hiç yabancı değil. Her büyük depremden sonra sanki hep avnı resimler basılır ga. letelerde. öylesine es, öylesine birbirinin benzeri. Daba 1939 Erzincan felâketinde görmüştüm bunları. Aradan otuz iki yıl geç. miş gene avnı görünns, avnı insan bitkinliği, voksulluâu. ezil. misliği... Avnı kayıtsızlığın. umursamazlıgın bitkin vüzü. Oysa otuz yıl öncekilerin çocukları. tornnları bunlar. Zaman hiç geç. memis sanki! En çabak yıkılan yapılar resmi vapılarmıs, okullar. hastaneler, Vilâyet binası, postane.. Oysa en s a | U m l a r bunlar olma. malı m ^ d ı ? Ama olmaz. Çünkii olrhası istenmez! Uöz yumulur suha^Tiifha. Tffrlü oVmilar döner hep. Bir gecede. koca Spor . Sergi Sarayı yıkılır, Opera yanar kül olur. Durup dururkcn, sornmlusa ne aranır, ne bnlunur. Orta «ıddette deprem koca kentleri kasabaları en yeni yapılmıs yapılarına dek verlere >>trer, o çürük yapılan yapanlar. vaptıranlar, kontrol edenler, ra. por verenler kimdir? Ne bilinir ne de öfrenilir! Yaptıfı kötülük. ler yanına kalır kötü niyetlilerin. Germis, geçmiştir denir nnu. tulur! Olsa olsa «bu bize ders olsun» denir. Ama hiçbir zaman bu derslerden bir yarar elde edilmez. Çünkii ders alması gere. kenler unutuverirler yaptıkları kötülüğü. nnutturn\erirler. Yeni. den girisirler çıkar hesaplarına Tevfik Fikret'in o ünlü deprem siiri «Bin üç yüz ondu» diye baslar. Hiç kuskunuz olmasın bin üç viiz on'da da. vani yetmis >edi yıl önce de durum böylevdi. Geııe »erekli saclamlıkta değildi yapılar. tnsanlarımızın havatı üliimün kucağına kolaylıkla bırakılıyordu. Köylerde. kasabalarda halkın vaptıtı. yaptırdıfı evler, kulübeler vetersiz. güçsüz olabilir. Olmamalı. ama oluyor. Ama biç değilse devlet yapılan örnek alınacak bir güçte yapılmamalı mı? Nedense ilk sarsıntıda »rrle bir olanlar res. mî yapılar! Şu günlerde geçmısı kapsamlı \asalar cıkarılacağından $07 ediliyor, Ne denli hukuka uyar böyle bır ıslem bilemem. Am3 resmi yapılan bövlesine çürük. böylesine giıçsüz. böylesine ilk sallanmada yerle bir olacak kadar dayanıksız yapan mimarla. rı, ustaları, taahhüt adamlarını. onları kontrol eden kimseleri. daha baska sorumlu kim \arsa hepsini bu çccmisi kapsamlı va. salarla cezalandırmak gereklidir derim. Yüzlerce, binlerce kisinin ölümüne sebep olanlara. hele devletin kasasından para ala. rak yaptırılan yapılarda su ya da bu voldan asırı kâr sajlavanlara acımak elimden gelmiyor doğrusu .. Şirndi gene, «bu son ders olur bize» diyeceğız! Bilerek bize hiçbir seyin, hiçbir zaman ders mers olmayacağını Ders almak isteseydik alırr k bntiine dfk. Acılar kapanır ergeç. Oleıı ölür. kalan kalır! Dün Burdur. hujıın Riııaol Yann hilmero nere! Gene sudnr sorumlu. budur sorumlu sdzleri. Kalkan ilk uçakla sorumlu kisilerin deprem felâketine uiravanlan zivarete gidi?i, avutucu sözler sövlevis. Vardımların «elisi. sdzöm ona yaralann kapanısı. acıları dindirdik die kendimizi aldatıs!. Ulusca acıda birlesmelivız buı;ünlerde. Doianın telâketle. rinden de beter olanı. acı olanı bizlerin kendi elimizle keııdimı. ze yaptıgımız kötülüklerdir. tlşisizlik. umursamazlık kayıtsız. lık, en kötüsü de cıkarcılık En hüvuk en acı depremler bun. lar. Doğa depremlerinı önlemenın hiç değilse a7 zararla atlatmanın yolu, çaresi bnlunur betki. Ama bizim kendi kendimize kıymamızın. kendi kendimize düsmanlık etmemizin. kendi kendimize acımamızın yolu. caresi bul«'"' aja p^k bpn7Pmf7 tste size bir ders daha! Bir yararı ,MI1, depremin acısını 1933 Yüksek öğretimde bir dönüm yılıdır razan Prof. Dr. Hikmet BİRAND ği duşünmüş ve proğramında unıversite özerkliğini öngörmüştü. De mokratik rejimlerde siyasi partiler, hattâ büyük menfaatler sağlayan bilhhsel buluŞIar dolayuryle feüyük ticaret ve ekonomi kururolari bile, üniversitelerin davranıs larını, kendi çıkarian yönünden ayarlamalarıru arzu edebilirler. Üniversiteler tarihinde bunların nice nice ilginç ömekleri vardır. tnönü bunlan bilmiyor, üniversite özgürlüğünü bu nedenle istlvor değildi. O engin bir kültüre sahıp. ti. Eski üniversite ile modern üni versite arasındaki farkı da, modern üniversitenin ödevinın bilımsel araştırmalarla erişjlen gerçekleri öğretmek ve yaymak olduğunu: gercek normunun ise tek v» değişmez olduğunu. ve gerçeğın kîmi zaman katı batıoı olabıleceğini. bu nedenle. ona bağlı kalabıi menin ancak özerklikle mümkün olabileceğinı de biliyordu. I94€'da çıkarılan 4936 sayılı üniversiteler kanunu ile İstanbul Üniversitesı, Teknik Üniversite ve Ankaradaki Hukuk. Dil . Tarib ve Coğrafya. Fen ve Tıp Fakültelerinın birleşmesinden oluşan Ankara Çni\er?i tesi ozerkliğe kavuştular. Üaıversiteler 4936 sayılı kanunla gene te melli bir reform geçirmiş oldular. Ozerklik iyi şeydir tabii ama kıvamını kararını, yüklediği sorum tuluğu bilmek, yani üniversite bılincine ermek sartıyla. Çok geçme di, 1960'da Milli Birlik iktidarı, 115 sayılı kanunla üniversitelerde bir reform daha yaptı: üniversite özerkliğini bir ölçüde daha genışlettiği gibi üzüntülere de yol açtı. Hiç birini tammadığım Milli Birlik Komitesi üyeleri, kesin kanıına göre, bu olağanüstü reformu kötü niyetle yapmış değillerdir. Öyle sa nılıyor ki bu da bir ozerklik cilve sidir. Bizde dikkate değer bir şey de şudur ki. memlekete gerçekten bir üniversite kazandırmak yönün deki girişimlerde devlet hep önde, üniversite geridedir. Bilimin kendine özgü kanunu vardır. Devlet bunu da, bir bilim kurumu olan üniversitenin o kanuna gdre kendi kendisini kurup geliştirmesı ge rektiğini de bilmektedir Bundan dolayı olacaktır ki Atatürk 1933 reformu ile İstanbul Üniversitesıni kurarken Isviçreden profesör Malch'ı, Ankarada Yüksek Ziraat Enstitüleri kurulurken Almanya'dan Prof. Falke'yi getirtmistir. Simdi yıl 1971.. Üniversite gene bir reform hazırlığı içindedir, ve bu hazırlık pek de yeni değil, 1968'de patlak veren öğrenci hareketlerine kadar uzanmakta, galiba hızını da ondan almaktadır. Bizde, yanılmı yorsam. ilk defadır ki üniversite kendi kendine bir reform çabası içindedir. Bunu hayra, vani üniversitenin lehine, yormak gerekir. Ama geç kalınmıştır ve eski hüküınet başkanı. üniversite olayları\la ilgıli demeçlennde, üniversı telerin bir tasarı hazırlayıp geürmedikierinden haklı olarak yakınmıştır. Gecikmenin nedeni, üniver sıtclerimizin kendi aralannda bir kuordinatron örgütü kuramamış, kurmamış olmalandır. Türkiyedc üniversitelerin sorunlan başka baçka değil, aynıdır. 1937'den bu yana basınunızds üniversıtelerimiz üzerine bir çok yazılar, eleştiriler yayınlanmıştır. Yazarları da hep öğretin» üye leridir. Üniversite denen kurumun ne olduğunu, bizim bunca denemeden sonra üniversite sorunlan. mızın neler olduğunu bilen tecrü. beü hocalardan, Milü Eğitim ve Maliye Bakanlığı mümessillerinden kurulacak bir komisyon tasarıyı hazırlamakla görevlendirile bılir ve sonuç çok daha çabuk alı nabilhdi C'nıversitelerarası bır ıs bırligi kuıumuna şiddetle thtıvaı. vardır Ke zaman yapılacok? Halen 2W'e %alan öğrencisı olan köyümttzün ilkokulu t sene once kasırua neticesinde enkaz haline eelmıstir Dört sene önce seçira raktaştı?ından \enı okulumuTun temelı atılmış. sonraki Serator seçimlerinde ıse temel biraz <U\\a kaldınlmı^tır. % öğTetmenı olan ukulun vıkıldığindan bu vana. ötrenciler ise ahır eıbı dershanelerde ukutulmakta sözüm ona dershanelerde çift öğretim vapılmakta ve iki öğretmen aynı sınıflarla avnı anda ders vapmaktadır Köv lü çocuklannı sıhhat bakımından çok fenu olan bu verlerde okutmak istememekte dershane «ahiplen ise kendilerine lüzumu olducundan kapatmak nıvetindedirler Bu durum vilâvette ılçililerce de hilinmektedir. Simdi biz icinde bulunduğumuz bu vazıyetı kamu o>u na açıklıvoruz. llgililerden ise okulumuıun ne zaman *apı lacağını soruyoruz Daylı Koyü Sakınlen Gorele Gıresun • Okuyamajan gençler \e üniversı te. başlıklı yazımda demıştım ki: Ünivertite. her seydeo önce bir kadro. yani üniversite hocası meselesidlr. Üniversite. dünyaca hil» neıı mahiyet ve fonksiyonuna denk normda (yani yalnız Türkiye'de değil bütün dünya çağdaş ünuersitelerinde Profesör olabilecek nl telikte) bir hoca kadrosuna sahip olursa üniversite olur. Onun lein üniversitelerimiz bas basa verip bu kadroyu hazırlanıanın plânını •dakika fevt etmcksizin» haıırlamalıdırlar. Bu kadroyu. ya da bu kadroda herhangi bir bilim dalını temsil edecek bilginleri yetiştiremi yeceklerse. onlann yetistlrilehileeekleri yerleri secip gösteJtnelidir. ,ıl«r. Memleket btr gelişme ve *** kınma çabasi içindedir. Bu gelismenin gerektirdiğl meslek ve ibti sas adamlaruıın sayısı ve çesHleri hakkuıda yeni kurulmuş olan Plânlama Kurumunun her halde bu vönde yapacağı çalısmalardan da faydalamlabilir. Hasılı. memle. ketimizde kurulması gereken vük sek öğretim kurumlannın sayısı cesiti. nerede ve ne zaman kurulacaklan belli olmalı (bunlar hep plânlanabilir) ve kurulacaklan an. da. cağdas üniversiteler nastl. ve nangi düzeyde iseler. öyle olmala. rını «itğlavaeiik olan kadro hazıı hulunmahdır.» LİMAN LOKANTASI ve CAFETERİASI crrîT Türlc ve Avrupa mutfağımn nefis yemekleri ve mükemmel servisi ile Karaköy Yolcu Salonundalu ajni yerinde hizmetinize devam etmektedir. Yeni Liman Lolcantası ile Ugımız olmacUğı sayın müsterilerimize duyurulur. DEKİZCİLİK BAMKASI T.A.O. Liman Lokantası İşletmesi (Basın: 15214'4422) H B olacak mı? Bundan sonraki ilk gene konusurtız bunları... tattıgımızda O K T A Y AİTBAL *«"»» n a M 1 M ••^^•^^••^MM^Hi^HBaH Amenkan K u Koleji öğretmenlennden Lütfışe Gür=oy'un kıymetlı e<;ı, Yuk Miih Suha Guroy. Sımın Postacıoğlu ve Doç. Dr. Serım Denelin babpları. Beraat Madran'ın ağabeyi. Prof. Dr Bekir Postacıoğlu. Sımın Gürsoy ve Doç Dı. Biişı Denel'in kayınpederlen. Mükriime. Etem. Ahrnet. Sinem ve Elif'in dedeleri, Teknik Eğitimın kıymetlı elemanlarından emeklı öğretmen A C I B İ R K A Y I P REFİK BAHA GÜRSOY 25 Mayıs 1971 günü vefat ftmıstır Ceri3ze?ı 2fi Mayıs 1971 Çarşamba günu (bugün> öğle namazını müteakip Alsancak Hocazade Cemiinden kalrimlacaktır. KSt VE COCI'KLARI (Cumhuııvet: 4432) YCK. MK. MÜH. ız o hocaları tutmayı. üniversjtelerimizde banndırmayı bile medik. Kimileri birkaç yıl sonra namlı dünya üniversitelerine dağıldılar, kimileri harpten önce, kimileri de harp yıllarını Türkivede geçirdikten sonra memleketlerine döndüler. Onlarla çalısmıs ve bugün yaşlanmış, üniversitenin hayrtnı istemekten başka biı dilekleri kalmamış olan hocalarımj zın kanıları sudur: 1933 üniversite reformu misafir profesörlerin kat. kıları ile başarılı olmu$ ve onların çoğu bugün bile üzerinde ileriye doğru gidilen bir iz bırakmışlardır 1946 yüında memleketimizde re. lim değişikliği oldu: çok partil' demokratik rejime geçildi. O zamana kadar Atarürk tarafından bir reform partisi olarak kurulmuş olan CHP iktidardaydı: I946'da da seçimi kazanarak iktidannı 19öfl'ye kadar sürdürdü Atatürk'ün hem mücadele, hem fikir arkadaşı. ve halefi olan Inönü de millî eğitimle çok yakından ilgileniyor. kur mak ve yerleştirmek icin nice mih. netlere katlandığı demokratik reiimde üniversitelerin özerk bîr sta tüye sahip olmalarını istîvordu Muhalefet partisi olarak gelisen Demokrat Parti de zaten bu çere. arpten sonra Batı memleketlerı de birden artan öğrenci sayısı vuzünden bir üniversile soru. nu ile karşılaşılmıştır. Bunlar i ı a . sında en zor durumda olan Batı Ai manya ıdı Çünkü üniversiteleruı yarıs) Doğu Almanyada kalmı» Batı Almanyadakilerin ise yarısın dan çoğu bombardımanlardan barapolmuştu. Öğrenci sayısı, eyalei devletlerınin ve federatif devletin eğitimde sans eşitliğini sağlamsk için katlandıkları fedakârİLkiar do. layısıyla da birden artmıştı. Daha bir harabezar halindeyken Almanya"nın her şeyden önce üniversite sorunlarını çözümlemeyı nasıl ba. şardığını bu sütunlarda yayınlanan •Almanyada üniversiteleri au zenleyea kurıımlar» başhklı yazı da anlatmıt 'Cumhuriyet 11. Tem mu2. 1968> ve orada vapüan çalı« malardac bizim çok yararlanabîle ceğimizi söylemüjtim. ŞimdJ bizde bir de özel okul öğrencilerinin or taya çıkardığı dert var. Memleketi mizde yüksek öğrenim sorunu ge li.i guze) açüan ve açıiacak olan üniversite ve fakültelerle çözümlenmez. Tersine bu bizi sonunds gene çok radikal reformlar gerek üren bîr çıkmazs sokar. G orulu>oı k; benım 1962 ders yı lı baMnda üniversitelerimızin «dakika fevt etmeksızin» ele almalanm önerdiğim konu. veni açılacak fakülte ve üniversiteleı de göz önünde tutularak düzenle necek bir plân» göre öğretim üye si vetıstirmek sorunudur Bu so njn cözümlenmedikce ne açılmıs ve açüacak üniversiteleı çağda? üniversite olur, ne de zoraki reform çabalanndan bir varar umu labilir Çünkü reform. hele üniver site reformu bir kalıp ya da tılsırn değildir ki üniversite birden dile neo biçüne giriversin. öyle olsa? dı. yukanda anlatılan bunca denemelerden sonra o biçime çoktan girmiş olurdu Türkiye Demir ve Çelik Işletmeleri Genel Müdürlüğünden MİJTERCtM ALMACAKTIR tşletmelerimizin merkez teşkilâtında istihdarn edilmek üzere askerlik görcvini ifa etmiş, tngilizce ve Almanca mütercîm ahııacaktır. İsteklilerin durumlannı belirtir dilekcelerivle. bu ilân tarihinden itibaren (15) çün icinde Genel Müdürlüğümüze muraeaatlan rica olunur. Türkive Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlügü (Basın: 15197/44161 Yartn *. «Üniversitelerarası Kurum» kuruimaüdır ACI KAYBIMIZ Şirketimiz İdare Hakkın rahmetıne Kavuşmu^tuı. Bütün hayatmı örnek bir şekılde çahşarak memleket hızmetınde geçiren ve memleketimize çok kıymetlı eserler kazandıran rahmetlıyi saygı ile anar, akraba; dost ve yakınlanna; şirketimiz mensup ve ortaklanna başsağhğı dileriz. MUKAVVA S^NAYİİ ve T1CARET A.Ş. trlare ^Ieo^isi Nedenlerj? B unca gayretlere, reformlara rağmen üniversitelerimiz çağ daş üniversitelerİD düzeyine neden ulasamadı, ulaşamıyor? Ne. denleri çok ve çeşitli, ama bence bir tanesi çok önemli Bizde ııniversîteye giremeyen gençler ilk kez 1962'de sokağa dökülmüşler. sesli sessiz yürüyüşler yapmıslar ve Kızılayda ateş yakarak sabahlamıslardır. Bu, mahiyeti değişik de olsa zflmanla büyüyecek olan ve simdi icinde bulunduğumua bunalımın ilk alâmetiydi. Ben o zaman Ulus gazetesinde fKasım 1962) ilhmed IIAUJ I Meclisi Başkaru. kıymetiı mesaı arkadaşımız, değerli insan İlancılık: NİMBÜS TEŞEKKUR Kalp ameliyatımı basan ile yapıp, beni sifaya kavuşturan Haydarpaşa Gö» ğü? Cerrahı Merkezinde, kıvmetlı Opt. Dr BAŞSAĞL1ĞI MEHMFT ABUS'a ! Hastanede vakın ılgılerını ; gördüğüm Kardıolog Dr. • Fıkret Maçin, Kardioiog Dr. • Aydın Ank. hastane hemst. : relenyle personellerıne tniD S net ve çükranlarımı suna• rım. ! Htıriyr TOVCîUN ,'•••*•••••*•>••••••••••••••*•••••••••••• Hakkın rahmetıne kavuşmus^tUT. Mensuplanmıza, ortaklanmıza, akraba dost ve tamdıklarına başsaglıgı dılerız. MUKAVVA SAN\TI1 \e TlrARET A.Ş IMENSUPLARI Ahmed DALL1 are Başkam, İdare Meclisi Başkam. deperlı smıı vp namıı namımiz eşsi7 insan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle