Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA DÖRT= :CÜMHTJRÎYET :23 Mayıs 1971 Tohumundan ekmeğine kadar buğday dmlerin elinde ne duruma Aslında haik ekmeklık ihtıyaçarının mahal ve maksadı için arf edılip edilmedlğini kontrol uzeni yanlıştır. Bu konunun isısmar edilmeraesi maksadıyla Igüiler, fabrikacılann elinde kaın fazia buğdaylara yeni bır ontrol düzeni getirmelidirler. Bugünkü durumda bu gibi tah ıslerin maksat dışı ne miktarınn Jrullanıldığını bulmak da ok kolaydır. Bu kontrolun ya•ılması halinde yıllardır devlet esesinden halk ekmeklik ihrıacı için çıkan buğday fiat farksrı milyonlar olarak yine devete dönecektir. DIŞI BOND TİFFANY JONES GARTH CEHENNEM GEMİSİ • AYLÂK MUSA aldığtnı faturasra satacağı İçin vergi vermemektedir. 3 Alıcı fabrikatör ise, yine çiftçi veya tüccardan faturasız aldığı bammaddeYİ işledikten vonra nnıınu faturasız satmakta, dolayısıyla verji vermemektedir. 4 Fabrikacının faturasu sattığı unları alan bu tüccar, fırıu cı da rergi vermemekte, böylece dörtlü bir vergi kaçakçılığı organizasyonu kendiliğinden fcurulmaktadîr. Ekim salıalan kontrollu olan fşeker pancan gibi) ve ürünü devlet tarafından satın alınan ürünlerde bile yapılan bol miktarda vergi kaçakçüığı buğday, arpa Uh.. gibi serbest ekimli ve piyasalı ürünlerde hiç korkusuz yapılmaktadır. Faturasız mal almak Istemeyen tüccar ve fabrikacı ise, rakip lerinin karşısında mal almak guçHalk ekmeklık ıhtıyacı ıçın dan ekmeğine kadar buğdayın den dağıtılması ıçın TMO.'lerısatılıyor. Evıne yemeklık için lüğünu başka hileli yollarla ofıslerce fabrıkalara verilen buğ kımlerin elinde ne duruma dü ne sevk ediliyor. Çoğu krediyle ayırdığı buğdayı, çuvalın üzerin yenmektedir. Muafiyet sınırlanndaylar ofislerin faturalarında şürülduğünün bilinmesi gerekiıaldığı için de Zıraat Bankalan de «Dikkai, Tikansa da yenilmez, dan faydalanmak suretiyle. kalbellidir. Bu kılo her fabrika dır. zehirlidir!» ikazına aldırış etme dırdığı ürünü çeşıtli uydurma manfetıyle koyluye tohum ihliiçin tesbit edıldiğinde o kadar den ve yıkamadan ögütüp ye isımlerle faturalayan çiftçi, bu yacı için satılıyor. Tohumluga Zehirli buğdaylar bugdaydan imâl edilmiş un mık mekte ve ölüm olayları bu yüz yolla alıcıya da kolaylık sağlaıhtiyacı olan köylü, tohumun tarı da belli olacaktır. Belli ogeldiğı ve verıldıği gun paraya den olmaktadır. Tohumluklann maktadır. AUcı ise malı kaçırmaİRKAÇ yıldır yurdumuzda lan miktar 80 randımanlı unun pek çogunun üzennde saydanı mak 'çin bu oyuna (günah benda ıhtiyacı varsa aldığı tohumzehirli buğdaydan ölünı olay fabrikalar tarafından fırıncılara bir zehir tabakası bulunduğun de değiD düşüncesıyle »okey» luğu daha ucuz, fiatlarla tüccara lanna rastUyoruz. Bu olayintıkali de fatura ıle yapıldığ;dan, kokusunu tarkedemıyen ca demektedir. ve fibrakacüara satıyor. Zehirtf lar daha çok köylerimizde süna göre, fınnlara veriJmeden lıil ki$üer de buğdayı zehirli oÜrünü tarlada, daha oluşurken rup gidiyor. Zavallı fakir • fu buğdayların pıyasada alım sarı lup olmadığma bakmadan yefabrikacılarda kalmış unların mı yasak olduğu halde Q işın u geçici olarak vergilemenin, ürün adedi meydana çıkacaktır. İş ol kara ve cahil kısmı çarpılıyor mektedır. Zehirlenmenin yapıl meydana geldikten sonra mükelunüne nedense geçilemivor. Köy bu ölüme daha çok. sun diye Belediyelere verilen uy !ü aldığı tohumluğun bir kısm: dı|ı ıstasyonlarda zehirln ba lefin vereceğı beyannameye büZehirli buğdaylar, koylünün, Turdumuzdaki un fabrikalarınüan birinin durma listelere itibar etmeden zılannda olduğu gibı renklenüreticının daha ıyı soyda ve ka nı satarken, bir kısmını da yemck dirilerek verilmesi bu buğdayla yuk ölçüde ışık tutacağı bir geryapılacak birkaç yıllık bir kondı;ardan görüniişü çektir Ne var ki, bu i? için telik için kendıne ayırıyor. Tarlıtede ürün olmasını temin ettrol en azmdan yanm milyarlık nn yenildiği zaman öldüreceği minatlı, iyi maaşlı bir seyyar nıek maksadıyla Devlet Islah ts !.asma ise babadan görduğu tobuğday demektir. Bu günlerden daşı: Esmer, beyaz, daha beyaz.. bir vurgunu gün ışığına çıkarane dair ilk ikazı yapacaktır. mali ekibe ihtiyaç vardır. 100 gehumu ekmeğe devara ediyor. Ya tasyonlarında hazırlamyor. Buncaktır. sonra artık buğday yağmur de Ekmek!. tlâçlanmış, fakat vıkanmış lecek yerden 10 esirgenmez ise, da tohum vaktınde gelmedığı, lar 50 Kg.hk paketler halinde Evıme dönerken koltuğumun buğdaylar asla ve asla insanı ol bu ülkenin topraklarından ürün mektir. Yağmur iyi gider, ekinletoprağına uygun olmadığı için bez torbalar içinde merkezlennYurdumuzda artık, tohumunre rahat verırse... Tohum ve güb altına sıkıştırdığım zaman çalışdurmüyor. Ilgililer tohumluklann alarak kazanç sağlıyanlar, salt maksat dahilinde kullanılması, kendilerine değil, yaşadıklan ül re bilinçli kullanümış ise bir ba tıgımın belgesl. Toprakta yetlşen sünger! Çocuklarım seni yemesatılmaması ıçın «zehirlidir, yı keye de bir takım Rörevler yük karsmız 1971 yılı yurdumuzun ğin suyuna bana bana yıyorlar... kansa da öldfirür» ikazını yanlış lü olduklanm öğreneceklerdir. buğday derdinl hâlleder. Degilse Hem de en ufak parçanı telef etyapıyorlar. Bugün Türkiye'de daKonu ve resim gemıler uzak limanlardan, naklımeden! ğıtılan zehİTİi tohumluklann biiEkmeğe saygı Benı de sen büyüttün... Ve saye kârlan da başkalarına ait olyük bir kısmı, ihtıyaç yüzünden mak Uzere buğday ta?ımağa de na olan sonsuz saygımdan yazköylüler tarafından satümakta ve L GLVLERDE Adana Ovası' dım bunlan. vam ederler. bu zehirli buğdaylar fabrikalarda nda, Ege de arpalar biçilmePeynırın ve kara zeytınin arka SON yıkandıktan sonra öğütülmektege baslanır. Arpanın arkası dır. Temız, yüksek kalıteli ve aIIIHml IİIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIII III MMIIIflflll nalizi olmayan tohumluklar fa'orikacıların randıman ve kaliteli un bakımından bilhassa aracüklan buğdaylardır. Fabrikalarda öğünüp un yapılan bu buğdaylann mamulleTinden şimdıye kadar ölen ya da hastalanan kımse olmamıstır. Ölenler, basında okuduğumuz kadanyla tohumlukları yıkamftdan ya da bir su dolaştırması ile yıkayıp jiyen zavallılarlı, sol kalçasınm üstünden sarkıyordu. dır. 89 Sırmalı Maraş abası, mor çizgili abaTohumluklann satılmasmı onnın Üstünden palaskayla belini sıktırKalktı. kucaklaştılar. Bîribirlerinin omuzUlemek konusunda emniyetin ve mış. Başında dal fes, el dokuması, karını öptükten sonra ayrıldüar. Gün nerdeyse doğziraat teşkllâtlannın çabaları bo hn kahverengı yün şalvar, yün şalvann du doğacak. Son horozlar tek tük ötüyorlar. Çaşuna olmaktadır. Satacak olan üstüne çekılmiş dizleme, işlemell çodırlara doğru, karunlığa daldı, jrürüdü. Bu gece kimse bu buâdayı ayn olarak sat raplar. Soylu adamlann omuzları biçadırlarda bir ba?kalık vardı. Bütfin cadırlarda mıyor. kendi buğdayı ile karıştıçimli, çeneleri çukur olur. Halil kır ata sakh, incecikten ipileyen çıra ışütüarı. yamp sönp getiriyor pai&ra Işine gelen binrniş geldi. Uzun boyunlu, kınnızı nen. Çadırlara yaklastıkça kulagına fısıltılar de alıyor. Bu bugdaylarm satılma vakut gözlü bir attı bu. Keltneğe başladı. Gizli, duyulur duyulmaas komışsmı önlememn tek çâresi tiiccar malar. Bir inanet konusması gibi belirsh, altUn. ve fabrikalann elındedır. Yurt Fethullah gene köpürmüj obanın içinde doÇadırının önünde oğlunu kendini bekler bulsever bir düşünce ile pazara gelasıp duruyordu. Çadırlann önüne birikmlî, ellen tohumluk buğdaylan ne ka du. Fethullah: lerinde nakı^lı, oymalı kirmenleri sinirli sinirll dar ıstıfadeli olursa olsun, soz yün eğiren erkekler, küskün, nerdeyse patlayı«Baba.» dedi korkulu, öfkelı, lunçlı bir sesbirliğı ıle almadıklan takdirde verecek kadınlar, yıkkın suratlan bir delilikte. le. «GördUn mü başımıza geleni? Halil geldi.» buğdayın satılacağı yer kalmıyaSüleyman Kâhya diimdüz bir sesle: «Ne i«i var? Söyle Hıdır emmi, bu adamın, cagınn göre bu toprağa ekilecek«Hoi geldi sefalar getirdi. Delioğlanı da bir bir eşkiya kisinin ne işi var obamızda? Daha tır ya da kövlü tarafından ıyice jöreceğim gelmişti ki... Nerede? tcerde mi?» yerleşeli bir ay olmactı. Çektiğünizden haberi yıkandıktan ^.onra yenecektir. «Kendi çadırında.» dedi Ftthullab borulmu?. vok mu, ne iş] var? Zaten vaktı köyü... Köyleri Tohumluklann yüzde yüzünün «Çağır da buraya gelsin.» vananlar bizı yiyorlardı. Onun yüzünden. Ne işi toprağa ekilip ekılmediğini kont«Onunla hiç kimse konuşmadı.» dedi Fetvar, arkasında bir tabur jandarma. Çukurovanın rol, pazsrda tohumluk alışverışjhullah. «O gelince kimse ağzım açmadı. Kimse ortasında ne işi var? Zaten Ceren de basta, ölüni kontroldan daha dolay ve diVÜZBIM; hahmmllı Hcrkc* «ou tagımatdan celdt. yor, omm ««idiKİni «uywııı «l«h« ıl» hJj>ilMWİ| ha geçerli bir yol olacaktır. : O da çadmna girdi, geldiğlnden Jıeri d« Wr daNe içi \«r?», Zehirli tohumluklar bölgeleririe ha çıkmadı.» «Hiç bir işi yok.» dedi Hıdır. «Hiç bir i$1 göre, ekim zamanları içinde, top yok. Cereni almağa geldiyse, Karaçullu obası son «Neden böyle etmişler? Halile ayıp etmi>ler. rak muayenesi yapılarak köylüerkegine kadar ölür de ona Cereni vermez. Ceren Daha o bizim obanın Beyi. Beylik etmiyor ama ye verildiğinde ve bir iki yıllık Allah hunırunda nişanlanmıştır. Ne işi var onun sancak, davul, tuğ, teber daha onun çadırında. Nesıkı kontroldan sonra artık paburada? Bir kaçak adamın, bir »şldyamn, bir den öyle >aptınız Halile?» zara satılmak için gelmiyecektir kan içicinin? Bir nişanlı kıza adam dolanır mı? «Vaptık.» dedi FethuPMı. «Ne yapalım, hem Nitekim, ilk zamanlarda tohumKız seni istememiş, başkasına varmış, hem de de iyi yaptık. O da Cereni almağa gelmesin. Billuğunu satan birçok köylü tanıkendi gönlüyle. Oglum Fethullah sen öfkende miyor mu ki Ceren niş»Tiir.'» rraı, şimdi tohumluğun tanesını haklısm. Biri şimdi gider de seni jandamuya Süleyman Kâhya s^rtleşti: telef etmeden ekmektedir. Daha ihbar ederse... Sen bu Çukurovada nasıl edersin, «Git çağır onu b a a ^ dedi. «Hemen getein. bol ve kaliteli ürün aldığmı gönasıl kurtulursun, hay Halil? Oldflrürler HalUİ.. Our, dur, dur... Düş ödüme. Ben gidiyorum onun renler de bu yola başvuracaklarçadırına. Beyimit degil mi?» dır. «Biri gider de ihbar ederse.» «İhbar ederse..» L'zun, sprt adımlarla Halilin çadırına yolianKaçakçılık «Halil burda derse..» dı. Ardında da Fethullah, Çoban köpekleri hep «Halil...» bir ağızdan ürüşüvorlardı. Gür. koygun, ağır, N\ GIDAMIZ, ata gıdamız olgun seslerle. Halil sözü yüreklerde gizli, utançlı bir Uıa* bufda^n bir büyük derdi de net gibi dikildi kaldı. Soylu adamlar böyle uzun boylu, ınce vergidır. Diğer tarım ürünleMüslüm Koca çok kızdı: olurlar. Halilin sakalı, bıyığı kıvırcıktı. rinde olduğu gibı buğdayda da «tt sudükleri.» diye bağırdı. «O bizim Beyi> Gdzleri dalgındı. Arada bir çakmaştavergi, bu aJandan geçinen milyon miz. Tuğ da onda, davul da onda..» şıyor, yırtıcı bir kurdun gözü kesilivelara ve geiirlere oranla hepimızı «Olsun, olsun,» dedi Hıdır. «Beylik mi kalrıyor, her an başkalasıyor, değişıyor, utandıracak kadar azdır. mıs paşalık mı? Kuru bir davul, giive yemlş bir renkten renge, ışıktan ışığa gsriyordu. Yıl yıldan kötü sittikçe borç tuğ, yırtık bir sancak.» Yepyeni bir Alaman filintası takmışlanan, tohumunu bıle satmak du tı omuzuna. Sağ omuzdan bir koşar, «Sus!» diye bağırdı Müslüm Koca. «Sus menrumunda olan. krediyle gübre pe sol omuzdan bir koşar fişek ındirmişdebur. Sus ölü herif. Susss... Oba öuneyince şınde koşan ve emeğini ancak ti. Belinden göğsüne, tâ koltuklarının böyle 6öz edilemez saneagımıza.» kurtarabilen ufak toprak sahibı altına kadar dört koşar fişek bağlamış«Sus Hıdır,» dedi ötekiler de. «Varma flstüna köylümüz verecek değil bu vergıKocanın.» tı. Uzun Çerkes hançeri, gümüç savatyi... (Arkass *mr) Gezilerlmizde yol boyunea İki !••••••HIHIHIMimlMIHIIIIHIIIIIIIIHHI taraflı uzanan, bir ucu ufukla birleşen buğday tarlaları görüruz çok kere Bu tarlalar her yıl sahibine yüzlerce ton buğday verir. TİFCAMY, KTEhlDI Ama sahibi bu buğdaylann vergıNE GEL, NEBE. sinl vermez devlete. Çok ürün 72 kaldıran çiftçilerin daha ofise SUN, CASSETTI 6L0ISE mal verdiği görülmemiştır. VerBtraz sonra ıpekten farksız giye ait iz bırakmamanın yolunu saçları omuzlanna dökülen genç tyi bilirler bu tip buğday agalan. bir tezgâhtar kızla konuşuyorOnların alışverislerl daha çok dum... Gözlerinin rengi çağla ba tüccar v« fabrikacılariadır. Fatudemiydi... Cildi de kadifeden rasız mal almağa alıcılan da yat> farksız. kmdır. Ve devamlı olarak har» Kendisıne, bir temsılde binba manlarda, buğday pazarlannda beni. Şapkayı da kafama geçişı rolüne çıkacağımı anlatarak, alarak üniformayı bir kutuya büyük parti buğdaylann hemen vücuduma uygun bir üniforma rince kendinü batnbaşka biri san yerleştirdı. güzelce paketledi. hepsi faturasız olarak muamele istediğimi söyledim. dım. Ben de hatm sayılır bir depozigörmektedir. «TemsUi ne vakit veriyorsu to bırakarak magazadan çık «Anlıyorum...» diye körpenuz?..ı» Çiftçiden faturasız buğday alantım. Çıkmadan önce bir halt cik sesiyle mırıldandı. «Nasıl lar yOzünden: «Salı gecesi...» daha kanştırdığımı burada itibir oyun bu?..» «Pazartesı gunü kostümlü 1 Çiftçi firiinfinfin vergisiıd laf etmeliyim. Kiralık elbise «Bizimki amatör bir top prova yapmanız gerekeces şu vcrmemektedir. alanlarm isimleri usulen özel luluk...» diye ayaküstü uydurhalde?.» ~ o.ızı Z AIıcı tiiccar ise faturasır bir deftere kaydediliyordu. Bu dum. «Çahştığun şirketin bir «Evet.» işlem için aklıma gelen ük isde lemsil kolu var... Oynanma«Öyle ise Pazartesl günü mi yumurtlayıverdîm: Doug sına karar verilen piyeste bana öğlene doğru uğrar alırsınız. Mac Evan. da binbaşı rolü düştü.» Ben bunu ayn bir dolaba koCadde üstündeki lokallerden «Bizde tiç tıp ünifonna yar, sizin adınıza saklanm..» birine girerek yüz numara bölrar.. Biri törenler sırasında giyi Bu nokta önceden hiç aklıma mesine geçtim. Orada çabucak len büyük üniforma, diğeri gelmemışti doğrusu. Kırın adetâ soyunarak üniformayı giydim, kamp üniforması, sonuncusu da ifade alırcasına bana bir takım kendi elbiselerimi de boş kunormâl üniforma... Size bansuâller soraeagını tahmin edetuya yerleştirerek yeniden pagisi lâzım acaba?..» mezdim tabiL ketledim. Amerikan ordusuna mensup «Hemen alıp gitmek istiyo İlk anda sırtımdan çıkardısubaylann görev dışı, yani şehi', UÇ Dı rum..» diye telâşla konuştum. ğım elbiseleri ve kutuyu hemen BEKLI ' re indiklerinde hangi tip ünifor «Fakat bu sekilde bütün «TOUME TE<ME oracıkta bırakmak gibi bir fikmayı giydiklerini biliyordum... UPUKTA yiME SO~ bir hafta için boş yere kıra ver re kapıldım ama sonra vaz geçBunlann yüzde doksan dokuzu mek zorunda kalacaksınız... Pa tım. Kutunun üstünde mağaza sivil giyiniyordu zaten. En akla zartesi akşamına kadar ıhtiyacı nın adresı, elbıselerimde de bi yakiD cevabı verdim: nız olmayacağına Köre yazık detakım etiketler vardı. Bunlaı «Normâl bir üniîorma..» ğil mi paranua?..» bir araya getırerek ızimi bulms «Ünifonna var ama, binbalan kuvvetle muhtemeldi. £ı «Bizim şlrket New York'a şı rütbelerinin bulunduğundan ıyisı başka bır çare aramahyın hayli uzak banliyölerden birinbiraz şüpheliyim..» diye düşunerek tuvaletten çık «Rütbe meselesi önemli de de bulunuyor... Ben de merketım, sert adımlarla yürümeğe ze pek aeyrek lniyorum...» ğil... Biraz benzesin kâfi... Nebaşladım. Aradığım çareyi bul» «Vakti geldiğinde bırıni tice ltibariyle bizimki bir temmakta gecikmeyecektim. gönderip aldırarnaz mısımz?... silden ibaret...» Bir süre sonra yeraltı lstasEoş yere bir sürü masrafa giTezgâhtan uzaklaşarak arka yonundaydım. Oradaki emanet receksiniz .. Gerçekten yazık..• bölmelerden birine girdi... Üç bürosuna gıderek küçük dolapBen aynı fikirde olmadığımı beş dakika sonra da elinde bir ? KENDİS lardan btrini kiraladım. Gerçl ısrarla tekrarhyordum: üniforma ile göründü. U>Ç GOBMEpEM kapağında, bu dolaplann her «Şu perdenin arkasında iyi «Zarar yok... Genel provaKA TAMlSyırmidört saatte bi raçılıp konTlf . BU gelip gelmedigine bakabilirsidan önceki hazırlıklar sırasında trol edildıği yazılıydı ama butüz...» da giyip kendiml bir Rüzel hanun palavradau ibaret olduguIsmarlama dikilmişçesine uyzırlamak Istiyorum oyuna...» nu biliyordum. Elbiseyi oraya gundu vücuduma... Hele sırtım Kızın, beni düpedüz delinın bırakarak kutuyu aldım, uzakdaki buruşuk elbiselerden son biri saydığına süphe voktu. Fa İyi bir kontrol sonucu herşey meydana çıkabilir B A Y H A N BAŞOGLU TUNADAKIHAYA1ET B EFSANESi A OLUM CIKMAZI Yazan: L. BLOCK MALKOÇOĞLU İntikam Yemini