25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA DÖRT: 22 Mayıs 1971 Yurdumuznn her yerinde halk, değişik graraaj ve fiatlarda ekmek yiyor •H V N kıüsınin serbest un V • H pıyasalannı gezmeltrt isterdım. Yıllardır serbest un plyasası kontrolsuzluk nedeniyle binbir çeşit pazanna dönmüştür. Gıda Nizamnamesinde şart koşulan dört tip un yerine, fabrikacılar daha çok kârlar getıren ve çoğu 70 randımanın üzerinde olan lüks tip unlar yapmak tadır. Pıyasa, etıketlerinde randımanlan dahl bulunmayan, bzel isımlerle anılan lüks unlarla doludur. Bu unlar yüzünden Türkiye her yıl ithâl ettıği buğdayın yansına yakın buğdayı kepekten kalıtesız. dayanıksız çok esmçr un olarak israf etmektedır. 100 kg. buğdaydan 55 randımanlı SUper lüks un çeküdiğı takdirde, elde edilen saf un 55 kg. olmakta, artan 45 Kg. dan 20 kılosu kepeğe çıkarıldığında kalan 25 Kg. lık kısım kısa zamanda bozulabilen, acıyan, esmer un olarak fakir fukaraya düşük fiyatla satılmaktadır. •Jehirlerimizde daha beyaz ekmek uğruna israf edilen buğday, yüz binlerce tona varırken, köylerdeki vatandaşlanmız değirmende öğütülmüş buğdaym ununu yedikleri için yurdumuzdaki buğday tasarrufuna yardım etmektedir. Istatistikler yurdumuzun buğday üretim ve tüketiminl tam olarak veremiyorlar sanıyorum. Bir yıl önceki devirlerin, ertesi yıla devirlerin ne miktar olduğu bilinmedıkçe, koylerde her han Serbest piyasada durum gi bir kıtlığa karsı kuyularda ÖYLÜ, buğdayı yüzde yüzüsaklanan buğday miktannın da ne yakın oranda un yapıp bilinemiyeceğine göre verilen rayerken, halk ekmeklik ihtikamlar ««sağıyukan» hesabına yaçlarında bu buğdayın yüzda dayanmaktadır. sekseni un yapılıp yenilmekte, serbest piyasada ise buğdayın Yurdumuzda yaklaşık olarak yılda 10 milyon ton buğday üre yüzde 45'ıne kadar kepeğe ve düşük una aynlmasıyla yüzde 55 i tüdiğini, bir milyon ton ithâl un olarak kalmaktadır. buğdayı ile 11 milyon ton buğday 4.8.1932 gün ve 3/15481 numatüketildiğini kabul edelim. Tükeralı «Gıda maddelerinin ve umutılen buğdaym yanya yakım un mî sağuğl ilgilendiren eşya ve fabrikalarından, kalanı da koy levazunm hususi vasıfiaruu föslünün un öğüttüğü ilkel değır terir» başlıklı nizamnamenin unmenlerden geçmektedir. İlkel taş lara ait bdlümlerinde, Millî Prodüktivitenin de yardımıyla gudeğirmenlerinde buğday öğütünun ekonomık gerçeklerine uylürken unlan eleme teskilâtı bugun değişiklikler yapılması gelunmadığından buğdaydan aynlrekmektedir. ması gereken kısımlar unun içinde kalmaktadır. Un fabrikalannSerbest un piyasası İçin yapılda ise buğdayın ıçındeki kepek ması gereken bu değişikliklerden ve kirli unlar modern eleme teşun fabrikatorlerınin hoşlanacağı kilâtlan ile ayrılmakta ve istedüşünülemez. Lüks un yapımmın nilen randımanlarda unlar yapıfabrikalara sağladığı kârlar, dilabilmektedir. ğer unlara oranla çok yüksektir. K BAŞOGLU HUNADAKIHAYALET Serbest un piyasası için 74/76 randımarun üstundeki randımanlarla un çekilmesi ne kadar kârBirinci fotoğralta satış» hazır Istlflenmiş nn çuvalları görülüyor. İkinci lotofral: lı ise, bu durum yurt ekonomisi un fabrikasının içerden jörünüşü Te buğday. un yapan maklnalar için o kadar zararlıdır. için noksan buğday lsteyecektir. na konulan 10 kg. buğday hakkı Un fabrikatörleri 80 ya da 74/ sınden sarfiyat eskiye oranla Böylece tahsis maksadı dışında yıllar öncesinden konulduğu hal. 76 randımanlı unlardan börek, fazlalaşnuştır; fakat bundan bir hıç bir torba un fabnkacının ebaklava. hamur ışleri gibi çeşıtde değişıkliğe uğramamıştır. Aykaç ay önce günluk 5825 çjval linde kalmamış ve fınncıya eklerin yapılamıyacağını, kuvveti da 10 kg. kisi basına buğday tuunun yarısı dahi tzmir fınn'rJamek yapmak için ıntikal etmiş oaz olan unların hamur tekniği ba ketlmi hangi ölçüler içinde alınrına intıkal etmemiş ve artan kımmdan imalâtçıya büyük güçmıştır? Bu miktann fazla ya da lacaktır. buğday unları da fabrikacılar tzmirdeki günluk 521 ton buğlükler çıkaracağını söyliyecekleraz gelıp gelmediğı ilgılilerce atarafından bol mıktarda serbest dir. tyi kalitede olmayan paçal dayın her gün 200 tonu sarfedılpiyasaya yüksek karlarla sitü raştmlmış mıdır? Bu miktar en buğdaylardan esasen ve nuamnamiyerek fabrikacının elinde kalazından yüztle otuz îazladır kişi mıştır. menin de tanıdığı 84/86 randımış olsa, günün buğday piyasabaşuift tşte bu fazlalıklar yüzünmanh unlar çekilmektedır. 80 sına gore fabrikacı yalnız buğden tahsis buğdayı artmakta ve randımanlı ve 74/76 randımanlı dajdan günde 20 bin lira haksız korkunç karlarla, halkm ihtiyaç unun yapılacağı buğdaylar ise yere fazla kazanç sağlamış olur. buğdayı, halkın sırtından devlet bugün ekstra ve lüks un imâlinUstelık artan bu buğdayı fabrieliyle yine halka başka randıAHSİS buğdaylarmın unu de kullanılan buğdaylar olacakkacı daha yüksek randımanlarda nüfusa gore ayarlandığı hal manlı unlar olarak satılmaktatır. Bunlar yumuşak turde P o un yaparak tüketeceği için bir de niçın artmaktadır? Bil dır. larlı ve Konya cevresinin Manimiktar da ucuz buğdayın un kahassa büyük şehirlerimizde halTahsıs buğdayı işleyen her toba ayarmdaki 220'39 köse buğrından faydalanmış olacaktır. kın büyuk kısmı bugün ayaküsfabrikacı aylık un sarfîyatının fadayı. Anadolu Beyazı, Topbaş. 62 tü kantin. kafeterya gibi yerlerde tura tarih, numara, un adedi ve ve 64 Meksika türleri, sertte DuYAR1N börek, çörek, sandviç ve benzeri fınn adını belirterek beledıyelerum Buğdaylandır. Ekmek dısınİY İ B İ R re vermek corundadır. Bu lisgibi pratik şeylerle yemeğını daki işler için bu tür buğdaylarteyi alan beledıyeler, artan buğdan hiç olmarsa 74/76 randımansavmaktadır. Bu mamuller ise KONTROL lı un çekimi meseleyi hâl etmıs dayı ertesi ayın tahsisinden duserbest piyasa unundan yapıl. . olacak ve lüks un çekimleriyle şerek mülkl imirUkten yeni ay maktadır. Ayrıca ayda kişi başımılyonlarca liralık buğdayımız mıııiN MMiHMmnıııııııııııııı ıııııınıııııııııııı ıııııı israf olmayacaktır. fi T Bir önemli konu daha LRDUMTZDA buğday israfı kadar önemli, üzerinde ciddiyetle durulacak başka bir konu da halk ekmeklik ihtiyacı için fabrikalara verilen ucuz buğ daylardan ihtiyaç fazlası olarak kalanlann akibetidir. Bugün Türkiye'de buğday fiyatlan serbest pivasada 110115 kuruşa kadar yükselmiştir. Aynı buğday halk ekmeklik ihtiyacı adıyla her gün binlerce ton 92 kuruştan (20 kuruş ucuz olarak) fabrikacılarg verilmektedir. Halk ekmeklik ihtiyacı buğdaylan sehirlerin nüfusuna göre tah sis edenler mülkiye âmirleridir. Bu tahsisi Belediye Encümeninden geçirerek, ihale için müracaat edcn ve ihaleyi alan fabrikalara ögütmek için veren makam Belediye Başkanlığıdır. Buğdavı fabrıkacıya satan müessesa de Toprak MahsuUeri Ofısidır. Bakanlar Kurulu her yıl bugdav fiyatlarını ilân ile birlikte halk ekmeklik buğdaylarının kontrolunun yapılması işini mülkiye amirliklerine ve belediye baskanhklanna bir defa daha ha tırlatmaktadır. Karamamenin bu konuyla ilgili maddesi şöyledir: «Toprak Mahsulleri Ofisir.ce halk ekmeklik ihtiyacı için tahsis edilen ekmeklik hububaiın mahal ve maksadı dışında kullanılmasını önlemek bakımından mülkiye Smirleri ve belediye baş kanları gerekli tedbirleri aunakla yükümlüdürler.» Y EFSANESİ 88 Hasan Ağa üçüncü karısı olaraktan dı Türkmen Beyinin dul kızkarde^ini almt}tı. Onun da çift. liğin bitiîlğinde bu kadar bü>ük bir çiftlitl vardı. Hasan Ağa eviendiği gün çittH|i birlejördi. Bu çiftlik bes bü>uk çiftlikten kuruludar. Gittikçe de buyü.vor. Hasan Afanın dilinin altınd» bir leyltt var. Söylcyecek oluyor, bir türlü yuzii tutup da iöyleyemiyor. Sözü döndürüp dolasbrıyor, bir yere getirijor. gözleri parlıyor, ıkınıyor ukinıyor, ter için. de kalıyor. sonunda da susu>or, tomurtuyordu. •Bu çiftlik benim kanım. Bu riftliğin her ta?i benim yüreğimden de kıymetli. Nen çalıp da bebecikler gibi kucağımda bu.vüttüğum bu çiftlik... Ya. bu (iftiik...» Bu çiftlik diyor, susuyor, »omurtuyordu. «Yaaa. canım, kanım, emeciklerim ba çiftlik . • Süleyman Kahya sozün nereye varacağınt çok iyi biliyor, sabırla bekliyordu. Horozlar ötünceye, konuşmaktan yorulup Hasan Ağaııın başı öniine düşüverip otururken horla. mağa başlayınca.va kadar surüyordu Süleyman Kah vanın bu işkencesi. Şu herif su dilinin aitındakinl söylese de o da kurtulna, Sülcynuuı Kahya da... Geae horozlar ötmefe ba;tadıs Hasan At*nM* bası onune düştü düsecek. Sulr>~m4n Kahya: 'Hasan Ağa, Hasan Ağa,» diyc bağııırcana oaa sesledi. «Buyur kahya,» diye trkildl Hasan A|a. Süleyman Kahya alttan alayb, dik, tok, dnrgun bir sesle'•Dilinin altındakini bana bu gece soyleyeeeksin. Yeter kendine de, bana da yaptıtın lulüm.» Hasan Ağa pisjün, hiç bir fty olmamif gibi. HL. ki gözierlnde bir kandırmanm xaferi, kurnatlıfı, SMİnl etkili. sıcak, yüreğe ijleyen, indirip jrüluclterek: «Sizin Törüklerin buraya, benim çiftliğim» iskanı hakkmda Oktay size neler dedi, onu meralc ediyorum. Oktay bu çiftlifi klmseye hibe edemez, bu bir. Kiraya veremez, bn iki. Satamaz, bu iiç... Bu çiftlik benim... Bu çiftligi yancıya verir, verir ama. o da akrabalanm olan, çiftlikten hiç anlamayan Yörüklere veremez. Yörükleri, öt bir akrabalanmı çiftlicimde yancı, ırgat olarak çalıstıramaz» dedi. «Bu. dört.» Hasan Ağa şu Yörüklere çok »cıyordu. Yüreği kan ağlıyordu onlann şu perişan, sürüm siiriim hal. lerini gördükçe, serencamlarma vakıt oldukça .. Nedir. nedir. nedir bu insanların çileşi, gyakJannı basacak sağlatn bir kanş toprak için? Öyle değit mi efendim? Geldikleri gün çiftliğe bakmışlar bakmıs. lar, kendi mallan gibi bakmıslar, sevinmifler, bir odaya yeni girmiş kedi gibi çiftliğin her bir yerinl yoklamışUr, sevinmişler. Sevinçlerinden uçmuslar. ı] h DİŞI BOND »UUEyE I E İ SİC MK y OUCAK, OO AZ SOHBA yOLUM TİFFANY JONES Tahsıs edilenrtfcmeklikbugday o sehrin sâkinlerinin ekmek ihtiyacı için un yaptırılmaktadır. Mahal ve maksattan gaye budur. Buğday unlarınm mahal ve maksat dışında kullamlması ise, ihtiyaç artığı buğdaylardan fabrikacıların başka randımanlarda un yapıp, devletten 20 kuruş ucuz aldıklan buğdaylan çok büyük karlarla haksız yere un olarak serbest piyasaya satmalandır. Bütün Türkiyede yüzlerce un fabnkası bu yoldan gay ri meşru kazançlar sağlamaktadır. Mülkiye amirleri ve belediyeler aylık buğday tahsislerinin âkıbetini fabrikacılardan büyük güven duygulan içinde sorma | makta ve fabrikacılara piyasadan ' 20 kuruş ucuz buğdayın ununu bağışlamaktadırlar. Çiftligi satuı almışlar gibi .. Taşkın bir sevinçte dell divana uyumuşlar, nişanda olmadık oyunlar, icatlar çıkarmışlar. Oktay ne derse desin, ne söı veritıe vcnin. bu kız değil Ceren, Meryem Anamıa olsa, toprağıma Yörüğü sokmam. Girerler bir daha çtkmazlar. Hiç bir zor onlan yapıştıklan toprakUn ayıramaz, kopnrtamaz. Çırnaklannı bir, bir toprağa geçirmeye görsünler. Tilkiii, tilkiii, tükJ Süleyman. tilkiiiii •Baharda duğün yapacaihm Süleyman Kahya... Kırk gün kırk gece. Eski Tiirkmcn düğünleri gibi, görkerali. şanlı şöhretli. Türkmen, hem de Kürt, hem de Yorük soyumuza layık. Senin oba o zamana kadar burada kalsın. Yani bahara kadar. Bir bu yıl izin verebilirim burada kıslamanıza .. Bir bu yıl. o da oğlumun düğüniin hatırı, şenliği için. Benim kan ter dokrrekten elde ettiğim çiftliğim hiç bir za. nun Yörüklere kışlak «Imağa müsait olmayacaktır. Olamaz da . Oktay öyle bir şey söylemijse, bu Vİftlik benim 6r bir canimın çiftliğidir. Kimse karışamaz. Belimden düşmüş öz bir yürekli, yiğit, sağ lam, Ceren gibi bir kızın nijanlısı da olsa oglumu karıstırmam. Kanşamaz. Onun için ancak burada bahara kadar oturabilirsiniz. Bahar bumunu göste. rir göstermez de torlarsmız toplarsınu çadırlan çeker gidersiniz. Bu kış için sizden hiç bir ücret tahtp etn»lyoru»ı, Sıilejman Kahya...* Birkaç kere onun dizinc vurdu. Dizinl, omuıl». ımı oksadı. Sözü açabildiğinden, Süleyman Kahya. nın da buna fırsat hazırladığından dolayı kıvançlıydı. •Şimdi bak kardaşım. ikl gözumün tek çlçeji, hem de ısığı... Simdi bak kardaşım, obaya yalnu bu kış burada oturacakiannı söyleme. Hep burada otururuz (anıyorlar. Bizim Oktay ne demisse onlara... Fıkaralar. bir duyarlarsa ki yalnız bu kış kalacaklar burada sevinçleri kursaklannda kalacak. Senden ricam, hiç bir şey ansitma onlara, sezdirme. Yanktır. Yüreğim paralanıyor hallerine. Hiç olmaısa gönüt rahatliğiyla bu kış otnrsunlar burada. Gelecek kısa da Allah kerim. Olur mu? Söz ver ba. na, obaya hiç bir sey söylemeyeceğine söz ver. Olur mu?» «Olur,» dedi Süleyman Kahya, bilgiç, olgun, acı deneylerden geçmiş bir üısanın telâşsızlığıyla, anlayışıyla. «Sana gelince, yalnız sana ve oğluna buradan ucutca bir elli dönümlük bir tarla sata. rım. Hem de ucuza. Senin oğlun yürekli bir adam. Beni de burada çok sıkıştırıyorlar. Bırakırsınu obayı gelecek yıl, gehr satm aldığınız yere ev yaparsınız. Cerenin babasına gelince, onunla konuştum. Neyi varsa, devesi, koyunu, atı, kîlimleri satacak. ben de ona şn dutlann olduğu yerden bir evlik yer vereceğim.» «Sağol,» dedi Süleyman Kâhya. «Bizi düşün. »üşsün Hasan Ağa. Allah senden raa olsun.» (ArKaa var) •••••«•••••••••••••••••••••••Iiıııııa Bu iş nasıl oluyor? EVAMLI yükselen buğday piyasası yüzünden halk, (fiyatı ve gramajı sık sık değişen ekmek yerine) yurdun her tarafında ayni fiyat ve gramajla ekmek yesin d^re devlet. T.M.O. ne her yıl 92 kuruşluk buğdayın milyonlar tutan farkını ödemektedir. Hele ithal buğdaylannda bu fark kilo başma 40 kuruşa kadar yükselmektedir. Buna rağ men Türkiyenin hemen her yerinde halk değişik gramajlarda ve fiyatlarda ekmek yemektedir. Oysa kl Ofisin halk ekmeklik ihtiyacı buğdayı Türkiyenin her yerinde nakliye farklan gözetilmeksizin 92 kuruştur. Ancak şehırlerdeki ekmek fabrika ve fırın işçilerinin ücretlerine göre çok ufak farklar olacağı kabul edilebüir. Bunun dışındaki farklar ise fabrikacıların bu tahsis buğdaymı her yerde ihaleye girmek ve çeşitli kırma fiyatlan vermek suretiyle meydana gelmektedir. Pabrikacılar, halk ekmeklik ihtiyacı buğdaymı belediyelerden öğütmek için almayı çok arzu ederler. Çoğu da bu 1 halelerden sözde zararlı çıkarak öğütme işini kazanır. Ve bunun adını da «rekabet ya öm memleket hinneti» olarak koyarlar. Aslında tahsis buğdayı almak fınnlara verdiği kısım için fabrikacıya ne zarar getirirse g»tirsin, sonunda fabrikacı bu ihalelerden büyük kazançlarla çıkmaktadır. D 71 GARTH \LG( CEkCl'CI G6CÇEtTE.U ÜC BlZE EMlELtl?İMf BrvüBOU, * eıp AYLÂK MUSA öğlen olmuştu da geçıyordu bile. Adamakılü uyumuştum her halde... Fakat lçkiyi ne vakit bıraktığunı, yatağa saat kaçta yattığımı bilmiyordum. Kamını fena acıkmıstı. Süratle giyinip çıktım... Şişeyi nasıl açtığımı ve içmeğe nasıl başladığımı gayet iyi habrhyordum. Fakat sonrası meçhuldü... ÎMnci bardakla birlikte hafızamı bir kere daha kaybetmiş olmalıvdnn. Büfelerden birine uğrayarak «Times» gazetesini aldun. Bir gün önceki gazetelere kıyasla Linda'nın evindekl olaylara daha geniş yer verilmiş, aynntılar üzerinde önemle durulmuştu. Çaldığım Plymouth*un bulunduğundan, parmak izlerimin de kesinlikle tespit edildiğinden bahsediliyordu. Polis elini çabuk tutmu?, stratejik noktalan aydmlatmağa mu vaffak olmuş, benim de yeniden Manhattan'a döndüğüm kanısına varmıştı. Küciik flânlar sütununa bir göz atmca hayretle irkilmekten kendiml alamadım. Peter Poter lmzalı bir ilân vardı digerieri ara smda ve bu Peter Poter, kansı aile yuvmsmı terketüğl lçin eşine ait borçlar konusunda sorum luluk kabul etmediğiıü bildiriyordu. Doug, ilânı ne maksatla yayın lamış olabilirdi? Şu saatte onu evde bulamayacağımı bile bile telefon etmeyl bir nevl zorunluluk saydım. örneğin: tzmir ilinin nüfusuna Şaşılacak şeydl... Çünkü bizgöre günluk buğday tahsisi 521 » t cevap verdi. Evvelâ büyük tondur. Ayda 15.630 eder bu tahbir nezaketle beni selâmladı, hasis. tzmir halkı için Ofisin 92 tınmı sordu. Ben de aynı şeyi kuruştan vermiş olduğu 521 ton yaptım. Daha konuşmağa başlar buğdaydan her gün 5825 çuval baslamaz. hatta garip bir tıkla(71,5 kg. hk) un elde edilmektema olduğunu farkettim. Bu, kodir. 80 randımanlı olarak elde enuştuğumuz telefona bağlı bir dilmesi gereken 5825 çuval unu paralelin açıldığma ışaret edifabrikacıların son çuvalına ıcayordu. Doug, lâfım şöyle sürdar fırın'ara verdiji soylenemez. düıdüBelki son bir ıki av >cin s?pb'»st «Sabık baldızm Linda beni pıyasa unlaruıın çok yukselrae OLUM CIKMAZI teieJonla aradı, olup bitenlerl ol duğu gibi anlattı bana...» «Ne yapalım anlatü ise?..» «Bana bak Aleks... Yıllardan beri kendimi suçlu hissediyor Te vicdan âzabı çekiyorum.. Baa tesadüfler, insanın aklma büe eelmeyeni b&şına getirebiliyor... Ben ve Kay tatsız bır devreye gtrmiştik o sırada.. Gwen de kendimi bildim bileli hoşuma giden bir kimseydi... Oysa..» «Sizin apartımana çok yakın bir yerdeyim şu anda... Böy le şeyler telefonla çözümlenmez.. Sana uğramamda bir sa> kınca yoksa şayet?..» «Rica ederim... Ne demekmiş sakınca... Hemen gelebüirsin...» Saniye bile kaybetmeksizin ku laklığı yerine koydum... Aksi hal de Doug'un evindekl diğer bir odada konuşmamızı ızleyen poHs, benim nereden telefon ettiğimi süratle tespit edebilir, böy lece de beni tuzağa düşürüp kıs kıvrak yakalanmamı sağlayabiUrdL Doug'un, bu durumda benden fena halde korktuğu anlaşılıyordu. Ve bu dayanıîmaz korku, onu polisle işbirliği yapacak kadar ileri götürmüştü. Telefon kulübesinden çıVanam la o çevreden koşar adımlarla uzaklaşmam bir oldu. Polisin, bu vesileyle izimi bulmasına asla meydan vermemeliydim. Aksl halde suçsuzluğumu tspat edemeyeceğimden emindim. Kaldığım otele yaklastığım sı rada ikl askere rastladım. Bu rastlantı sonucu kafarna bir şey takıldı. «Askerler» diye mınldanıyordum kendi kendime. Bev nimın karanlık bir köşesmde kuvvetlı bir ısık yanar gibi oldu birdenbire. Profesyonel bir aracı hüvıyetıne bürünerek tongaya bastırdığım üç denizci 11ham etmiş olabilirdi bu fikri ba na. önceki aksam Times Square'de rasladığım askerlerin de bu konuda beni etkilediğine şüp he yoktu. Sonra gece otel odasına kapanarak koca bir şişe visldnin tamamına yakınnıı ıçmiş, kendim den geçmiştim. Buna rağmen şuuraltı faaliyetlerimin alkol tesiriyle çok daha hızlı bir tempoda devam ettiği muhakkaktı.. Şimdl ayrıntılannı yavaş yavaş hatırlamağa başladığım plâm, sarhoşluğum sırasında kurmustum herhalde. Ani bir kararia yolumun üstündeki eczahanelerden birino girdim. Biraz sonra oteldekl odamday dım. Hemen soyunup banyoya kapandım. Saçlanmı yine esM rengine boyamam için ayna kar» şısmda bir saat kadar uğraşmam gerekti. Bu işi de bitirdikten sonra tekrar giyindim. Aşağı indim. Kapıcının bir müşteriyle konuş mak için bana arkasını döndüfü sırada dışan süzüldüm. Sakin adımlarla yanm saat ka dar yürüdükten sonra rastladığım ilk berber dükkânma girdim, boş koltuklardan birine <v turarak saçlarımı iyice lasaltmak ıstediğiml söyledim. Berber, arzumu yerine getirir ken ben de telefon rehberini kanstırarak tiyatrolar tçin her çesit kıyafet. satan mağazalardan bıriun adresini araştırdım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle