28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BAYFA ÎKİ: :CUMHURİYET: =â 16 Mayıs 1971 Cumhuriyel H alkınut, kavramlar üzerinde özellikle durulması gereken bir döneme gırmiştir. Bu dönemde kavramlar, yuvarlak anlamIanndan kurtarılmalı, halk. onların açık seçîk anlamlanyla yüz yüze çetirilmelidir. Bövle bir durnmun, Osmanlı düneminde söz konnsu olamayacağı bir gerçektir. Ama Cumtıuriyet döneminin basından beri, bunun sasaşı yapılmaktadır. «Egemenlik, kayıtsu şartsız ulusundur» ilkesi, her şeyin halk açısından görülmesi gerektiğinin de kanıtıdır. Bu nedenle bütün sorun, kavramlarm kapsadığı anlamı; halk açısından görmek, gene halk açısından yorumlamaktır. Ne var ki bu, yeterince gerçekleştirilememiştir. Bu yazımizda, bonun nedenlerinden çok, zorunluluğu" fizerinde duracağız. KAVRAMIARA EGİLMEK Adnan BİNYAZAR mm kapsamı, bütün alanlardaki yozlaşmış durumlann değiftirilmesi, yeniden ele alınması gerçeğim' anlatmaktadır. Slyasal durum onarılma beklemekteydi, kültür sorunlarunız, içmden çıkılmaz hale gelmişti. Pahalılık başını almış yürümüştü. Gelir dağılımı ve vergi eşitsizliği ise, ülkenin en önemli sorunlarından biridir. Dini, amaçlarına âlet edenler, halkın sevgilileri haline getirilmek istenmiştir. Bütün bunları bir bir sayarsak. içinden çıkılmaz durumlarla karsılaşırız. Bu durumda yapılacak iş, reformların ne yolda gelişeceğini, kesinlikle balka iletmektir. Halk • hükümet iliskileri, en nesnel biçimde bu yolla kurulabilir. Bu japılamadığı için, bundan önceki hükttmetlerde, halk ayrı yerde; aydınUr. bilim adamlaru hattâ hükümetlerin kendileri ayn yerierde yer almışlardır. Oysa, önemli olan hükümetlerin amaçlarıyla, halk arasında bir sarginlık yaratmaktır. KavramJara efil menin yaran da bundan doğmaktadır. verelim. Sokrates düşüncesı. en kesin biçimijle «Kendini tanıl» ılkesinde yoğunlaşır. Sokrates'in bu ilkesi; insanın. kendini, çevresini, dünyasını tanıması, onun farkında olması gerçeğini de yansıtır. İnsanın kendini tanıması, içinde yaşadığı toplumu tanımasına bağlıdır. Toksa, kendini tanımayı, her şeyi kendi açısından görmc biçiminde almamak gerekir. Çağdas düşüncede. insanın kendini tanıması, herkesin, yaşadığı dünyada, yerini saptayabilmesi demektir. lşçinin. işçilİKİni; köylünün köylülüğünü: aydının, aydınlığını bilmesi önemlidir. Ancak bu yolla. kavramlar soyutluğvndan anndınlarak, insan açısından değerlendirilmiş olur. Çağlar boyu savaş: anlamak istemekle. anlvtmamak iitemek arasında olmuştur. lşçiden işçiliği, kövlüden köylülüğü, aydındaıı a>dınlığı saklanmak istenmiştir Oysa. tarihsel gelişim, aslını tanırna ve aslına dönme gerçeği üzerine kurulmuştur. Ama hrr zaman da. bir annlık. kendi amacının gerçekJeşecepi bir yöne çekmek istemistir halkı. Gerçekte bu ça£, sorunlann iyice anlaşılması gereken bir çağdır. öyleyse kendini tanıma demek. bir halkın, kendi siyasal, ekonomik, kültürel durumunu tanıması demektir. Çağdas reform anlayışı ir iilkede, kimi sözcükler, zaman zaman yüze çıkar ve bir tartışma ortamı yaratır. Bu sözcükler, birtakım çağnşımlarla kendi anlam alanlannı genişletirken, bir yandan da düsüncelere, bir çok yanlılık kazandınr. Bu dunım, kisinin yorumlama. eleştirme ve değerlendirme gücünü arttırır. Söz gelimi 27 Mayıs Devrimlnden sonra «Anayasa» kavranu, üzerinde en çok tartışılır kavramlardan biri olmustur. Birden, kamuoyunda bir tartısma, bir eleştirme, yorumlama ve değerlendirme ortamı yaratmıştır «Anayasa* kavramı. Bngünse, genellikle, «ulusal egemenlik», «gelir dağılımı», «deTrim», «altyapı», «üstyapı», «halkı aydmlatmak». «Batı etkiei», «eski özlemi» jibi kavramlar üzerinde sık sık durnlmakta, yorumlamalara gidilmektedir. Bu kBvramlann, mıgünlerde yeni bir anlam kapsamıyla kamuoyunun karşısına çıkan «Reform hükümetU kavramuıın ışığı altında değerlendirilmesi gerektiği bir gerçektir. Bu aözcuğü, hümanist düşüncenin yarattığı bir sözcük olarafc ele alıp, bu sınırlılık içinde değerlendirmek yanlış bir tutum olsa gerektir. Reform sözcüğünü çağımızın kapsamı ve koşulları içinde yorumlamak en çıkar yoldur. Çünkti, yakanda da de#inildi£l gibi, kimi sözcüklerin her çağda, her değisim döneminde yüklendikleri özel anlamlar vardır. B nyuncak haline getirİTerir. Halkın, ber seye jabancılaşmasının kökeni de buna dayanır. Bu durum, sanatta, düşüncede, edebiyatta da gösterir kendini. Halk, gerçek sanatçısını seçemez. Bundan yararlananlar, sanat adına neler sürmezlcr toplumun önüne. Bu da düşünceyi ve sanatı yozlaştırır. özetle belirtmek gerekirse, yeni hükümetin kurulmasıyla veni bir eleştiri biçimi doğmuştur. Bu, gerçekleri ortaya koyan. kavramların kökenine inen bir anlayışı getirmektedir. özellikle de höyle bir ortanun halkta yaratılması zorunludur Bunu, bir örnekle belirtmeye çalışalım: 1965'Ierde bir politikacı, halkın açlığını, yoksulluğunu düsünerek şunu söylemişti: «Tok karnımdan utamyorum. Yalınayaklarınızı göriince sıcak ayaklanmdan utamyorum.* Bir politikacının, sorunlara, böylesine duypusal yönden egilmesinin hiç bir önemi yoktur. Herkesin yapabileceği bir iştir bu. Politikacı, agzından çıkan sözün, tiim toplum adına olduğunun bilincinde olmalıdır. Ayrıca, o politikacının söz konusıı ettrği açlık kavramı da. dnygusal bir terim olınaktan çıkmış; toplumsal. ekonomik bir terim olmuştur. Sorunu. ekonomik bir gerçek olarak ele almak gerekir. Politikacı, .varattığı duygusallıkla, OT için halkı aldatmıs olur ki, bu da dürüstçe bir davramş olmaz. İstanbul'un çöpleri ve elektrik üretimi Sonur ' lardan bu yana, bu tür davraruşların örnekleri çokça görülmüştür. Nesnel bir eleştiri doğmadığı için, halkla vönetici arasındaki iletişım (communication) de kunılamamıştır. Politikacı aldattıtmı sanmış, halk da buna inandıgi için, politikanja karşı say^ınlığını vitirmiştir. Bu yeni dönemde ise eerçekler. olduçu (ribi halkın gözünün önüne getirilmiştir. Aydmlara düşen. bunları. yeni bir eleştiri biçinıiyle halka iletmek. değerlendirmektir. HalkU hükümet arasındaki iletişim, hu yolla kurulacaktır. Halkın hükümete. hükumetin halka yabancı olmadığı bir düzenin kurulmasi da. ka'.Tamlann böylesinr/ bir nesnellikle halk» ıılaştınlmasına bağlıdır Ama bu da, ÖTellikle ulusal eğitim sorunlarına eğilınenin sonucu olacaktır. Bu, bir gerçekieşme değil, bir başlangıçtır. Böyle bir tutum. halka sayfiyı; politikacıya güveni gerçekleştirecektir. Kavramlar açıklanmalı K «Reform hükürncti» kavrarnının anlamı nedlr? Bu kavramın herkes tarafmdan bilinmesi gereken bir anlamı da vardır. Bu anla o.ıfüçyüs'e, bir ülkeyi vönetmek durumunda olsa, öncelikle neyi ele alması gerektifini sorarlar. Dil işini ele almaya öncelik tanır Konfüçyiis. Dil. bir anlatım aracıdır; Konfüçyiis de, her şeyden önce. halka durumu anlatmanın jrerekliliğine inanır. Halk anlarsa. anlatabilir de. önemli olan da. halkın. kendi kendisini anlatabilmesidir Bizdeki dengesizliğin bir nedeni de. gelip fcendimizi yansıtamama gerçeğine dayamyor. Bu yüzden kavramiar üzerinde durmayı kaçınılmaz buluyoruz. Kavramlar , açıklanırsa. her »ey. açık seçik ortaya çıkacaktır. Bir örnefl de, ilkçağların bir bilgesinden Onseçim oyıınıı unların anlamadan, yorumlaB madan. tümünü değerlendirmeden yokelestirip sun bir toplumu toplum niteliğinde EÖrrark yanlış olur. Böyle bir toplum, kendini yönetecek kişileri de seçemez. Çünkü kisilerin düşünceleştiğinin farkmda olamaz. Bu nedenle de, birtakım önseçim oyunları içinde. kendi ulusal iradesini, başkalarının elinde bir I TEK, yanı (Türkiye Elektrik Kurumuj lstanbul Beiedıyesın» muracaat ederek çöpleri yakmak suretiyle elektrik elde edeceğinı blldirmış. Yapılan hesaplara göre, çöplerden günde 40 bın kılovatlık elektrik enerjısı üreülebilecekmiş... Işte tam tstanbula uygun bır t€ buluş ve hizmet yoludur bu! 40 bin küovatlık değil, birkaç misli enerji elde etmek mümkündür Istanbul'da. çünkü, tstanbul kelimenın tam anlamı ile bır çöplük haline gelmistir bugün. Özellikle deniz kıyılan, so kaklar, modern yapılarm çevreIeri artıklardan, çöp yığınlarından utanç verici görünüştedir. Devlet memurlannın aylı»ı ü yapı lar ki, katlarınd8 uygar ytıkselerek üst sınır 7000 liraIığı kimseye bırakmayan var ya çıktı. Buna paralel olaralc lıklı aileler ikamet eder O va T.C. Emekli Sandığından alıpılar ki. çevreleri perışandır, nan aylıklarm yüksetılmesına pençereierden kapılardan he ait kanun şu günlerde çıkmak men her şey dışan savrulur. üzeredir. Kanun çıkıncaya kaGecekondu çevrelert daha te dar da yüzde ellı zamlı ödeme mizdir. Çünkü, onların dışan vapılıyor. Sosyal adalet icabı atacaklan fazla şeyleri yoktur. olarak sigorta primıne esas oZaten oralara çbp kamyonlan lan şimdiki üst aylık miktan da fazla uğramaz, her halde da 3600 liranın da 7000 ııraya çıha temiz saydıklan icin . kartılması ve ışçı emekli aylıklannın arttınlması ve esas Çöplerden elektnk enerjis) zam kanunu çıkıncaya Kadar elde edecek TEK Istanbula da Sigorta emekli dul ve yehizmet edenler üstesımn başın timlerine viizde elli avanslı 6deme yapılması gerekmez mi? da ver alacaktır sanınm.» İşçi sendikalan. işçi milletveKutlarız ve mınnet duyanz killerı ıs hayatindan çekilen bizlerı niye unururlarî bu kuruma... Abmet Cengiz Kemal CSTÜN Sanırüzel caddesf no. 19 Mutlu Apt. Daire 9. FatiH Kadıköv İST. prim tavanı da yedi bin liraya çıkarılmalı „ Hayır Aşklon yana «Nerdeysen uzat ellerinl Başım dönuyor.» En güzel ask siirlerinden biri sayanm bu iki dizeyi. Size tamamını sunayım daha iyi: .Ağaçlar denıze doğru gıdıyor Deruz karşı dağlara doğru Gıttıkçe kuçuluyor, ufalıyorum Oldugura yerde Nerdeysen uzat eilerini Basım dönüyor.» Böyle bir ölümsüz anı hangimiz yaşamadık? Ama bu duyguyu ancak siiri okuyunca hatırlıyoruz, biz de bir zamanlar böyle bir anın içinde varlığımızı duymuştuk, diyoruz. Farkına varmadan geçip gitmişiz. O KÜzelim aşk dolu anları harcamışız. Zamamn derinliğinde bir >erde sıkışıp kalmış küçücük bir an, bir daklka, birkaç saniye hepsi bu.. Ağaçların denize doğru gidişi, denizin karşı dağlara uzanışı, kişinin olduğu yerde küçülmesl. ufalması, bir zerrc halinde duyması kendini... Talnıziığın, boşluğun bir anlığına doluvermeai benliğimize... Geçip gidilecek bir dünya bu, deyişi irimizdeki bir sesin. Bir gün otmayacağız burda, bu dağları, bu denizleri jröremeyeceğiz, sular kaçışacak. dağlar devrilecek bizfm için. Hiç bir şey kalmayacak tutunabileceğimiz, dayanabileceğimiz .. Böyle anlarda kim istenir, kim aranır, bir aşkı bizde yaşatan. bir aydmlığı bize veren .. L'zatsa eilerini bize' doğru, yok olup gider o bir anlık basdönmesi, bizi uçurumların derinliğine çeken güç... «Niçin Aşk» kitabını açtım önüme. Bir yanına da Cnmah'nın •iir kitaplanm koydum. Bir ondan okuyorum, bir öbürlerinden. Aşkla dolu'anlar ne de çok Cumalı'nın şiirlerinde. Yaşamı böylesine dolu olmasa yazılmazdı bu dizeler. Cumalı'nın hepimizden çok aşklar yaşadığı samlmasın. Herkes gibi o da biriki aşk ya da aska benzer bir şeyler duymuştur yaşamında. Sizin gibı, benim gibi. Ama şair kisiliği, yaratılışı gereği olanca ağırlığıyla. derinliğiyle tatmıştır o aşk dolu anları. tzi kalmıştır içinde. Dizeler iyle onu bize de ulaştırmıştır Geleceğe de... Na zaman okusam bir ürperti sarar içimi: «İki dudak arası bir zaman Gözgöze geldıkse geçerken Mayısla Hazıran arasında Yağmurlu bir saçak altında Aşktı uçup giden üstümüzden Asktı geçıp gıden yammızdan» Böylesine bir güçtür aşk denen o duygu: Insanı insan eden. Insanlığını duyuran. Sait Faik'in şu sözlerini hatırlıyorum: Bır ınsanı sevmekle başlar herşey.» Bir insan. bir cvren olur birden.. «Niçin Aşk» adlı yeni kitabında Necati Çumalı, aşkı küçümseyenlere, aşkı kötüleyeıılere. hor görenlere çıkışıyor: «Bir aşk duşmanlığıdır gidiyor. Bir akım belırdt edebıyatımızda adeta. Sanat adına konuşmakta kendinde hak goren her konuştuğunu da salt doğrudur dıye karsısındakine kabullendırmek isteyen kımseler sardı etraiımızı. dijor kitabın ilk sayfasında. «Acaba aşk, banştan, hürriyeîten tarkiı bır şey mı aslında» dlye sonı>or. «Nedır ki şu aşk? Karsıiıklı ıkı cmsın bıkmadan, usanmadan eşını araması mı' Dıyehm kı öyledır Ama bu arayış ne turlü özlemler taşır? Ne türlü bır' guçle yüklüdur? ÖmürİüdürV Bu özlemlenn, bu gucun kudretı ne türlıi olaylara yol açar?» Cumalı şöjle bitirmiş vazısını: Banş ıstıyorsak, hürrıyet ıstiyorsak. boş yere hır çıkarmak ıçın ıstemiyoruz. Stis değildır bu kavramlar. Alıp rafa koyacak değılız. Banş ıstıyorsak, hürnyet ıstıyorsak, daha mutlu bıı hayat sağlamak ıçın ıstıyoruz.» tnsanı insan yapan duypjyu küçütnsemek... Bu. insanlığı hiçe Baymaktır. Cumalı. «Kendı payıma askı bılnıeyen, tanımayan nsandan korkarım: Hangı polıtık kanıda olursa olsun, ne ış îörürse gcirsün. gonlünde aşkı yaşatmamış insanın elınden çıka:ak is eksiktir. Kusurludur » 1947'de «Aşksız tnsanlar» adlı öykümde ben de yirmi yaşların duyarlığı içinde şöjle yazmıstım: A^kla doıuydum. Bılirdım a dur.jada beninı gıbı olanlar vardı Bu yeryüzünü daha guzel rapacak ınsanlar buniardı Bu ınsanı seven, onun gulüşu, ağlaıışı, adım atış: ıle'Ugılenen kiM'.?r bu dünyanın elbette kı daha yi, daha güzel olmasını ısterlcrdı » Cumalı'nın «Niçin Aşk» adlı kitabında birçok ilginç yazı bır »raya toplanmış. Lsta bir saır. bir hikâveci. bir oyun vazarı )lan Cumalı. başarılı bır deııemeti oldugunu da göstermis bu dtabıyla .. Ama oyunları, hıkâyelerı düz yazıları. denemelerı jir yana, şiirleri apajn bir vana Hic deçilsc benim için.. Hiç Jir makale, hikâye, roman. oyun şu iki dizenin korkunç güzellirini yeremez, derin anlamını duyuramaz. bııgün de, varın da lynı etkiyle insanın içine işlcyemez: «C'ttıkce küçu'üvor uJalıvoum Olduğum yerde Nerleysen uzat ellerinj Başım önüyor. İRÇOK kanser hastalarında, etkili bir ameliyat veya radyoterapi tedavisine tutulmuş olsa dahi, hastalıfın takip etmekte olduğu seyir hakkında kesin bir bilgi edinilememektedir. Bunun da en önemli nedenlerin den biri, urun habislik derecesidir. B Kanserin yayılmasını önleyen o keşif ve ilâç: ICRF159 HAZIRLAYAN r Personel kanunu , ile ilgili bir istek Dış Münasebetler Ger.el Mudürlüğünden iM ay kadmr ftnorta dereceli okullara bır yazı gönderildı. Bu yazıda Avrupa Konseyı'nce bütün TUrkiye'den iki ingllizce, iki fransızca, iki almanca öfretrnenine okutruklan dilın memleketinde sekiz ay burs verılerek branşlannda daha deriniesmeleri ssgianacağı, bunun içinde ilgili öğretmenlerin Ankara'ya gidiş geliş masraflan kendilerine aıt olmak üzere bır imtihandan geçirilerek seçileceği bildiriliyor. Ayrıca seçlîen öğretmenlerin personel kanununa göre maaş almayacaklan ilave edilıyor. îşte bu madde bizi uzun uzun düşündürdü. En sonunda belkı bu madde gıdiş saati gelinceye dek değlsir umuduyla eşım, ımtihana katıldı. Yapılan yazılı ve sözltl imtihanlarda başarılı olduğu Dış Münasebetler Genel MüdtirlUgunce kendısine tebliğ edildı. Bizi gene kara kara düşünceıer aldı. Eşim giderse ne yıyip, ne ıçecek, ev kirasını nasıl ödeyecek. çocukların tahsıl masıafını nasıl karşılayacagız dıye. Personel Kanunu'ndakı aksaklıklara el atıldıgı şu gUnlerde bu derde de bir deva bulmalannı sayın ilgiülere arz ederim ce Bir yabancı dil öfretmeninin esi Kanser büytidüğil zarnan, habis hücreler kopraakta ve viicudun uzaktakı organlarına yayılmakta ve orada yerleşıp yeni bır habıs ur kolomsı meydana getvmektedırler. Bunlara da «ikincı derece tümor» veya «Metasıasıs» adı verilmektedir. î<=te kanser hastalıfıriın tedavlsını zorlaştıran ve çoK kereler hastanın ölümüne sebep olan bu gelişmedır. yayılmanın anatomlk seyn hak kında bir hayli bılgl mevcut olmakla beraber, bu gelişmeye yol açan veya bunları önleyicı faktorler hakkmda fazla bilgiye sahip bulunulmamaktadır. Dolayısı ile metastasıslerin teşekkül etmeJennı onleyıci ilâçların meydana getırilniesınde zorlukla karşılaşılmaktadır Ameliyaltan sonra hastalsrda ikincı derece habi* hücrelerin teşeklrül etmesinı önlemek amarı ıle kanser ön!e\icı ılâçlardan fay dalanılmak ıstenılmış, ancak bu te^ebbuslenn çoğunluğıı hayâ) kınklıfı ile sonuçlanmıştır Kanser önleyicı ılâçlar kanser11 hücrelere ulaşabildiğı takdırde bu hücrelpn öldürebilmektedır Ustelık hücrelenn ılâçlara kar^ı hassas olmalan p;erekmekted:r Ancak bu ılâçlardan hiç bıri kanserlı hücrslerin vücuda yayılmalaunı önlıyememiştır Vecdi KIZILDEMİR ledıgı gorülmüşse de buluşun önemı ıkinci derece kanser hucre lerının yayUmasuu önlemesı ıle ortaya çıkmıştır. Ancaka cığerlerde habıs hücreler bulunmadığı hallerde bu teorı ıspatıanamamış buna rnukabıl aynı hücreler kanda bulunduğu zarnan doğrulanabümiştır. Ilâcın bıruıcı derece türnörlerden metastasıs'in yayılmasını önlıyebılecef konusunda kesin kanaata varılmıstır. dır. Sonuç nabıs hücrelenn kanal lar ıasıtaa. ile V«yüâ>*tsığerlere yerlesrp metastas meydana getir diklerinı göstermBktemf. Bu d» kanserlı birçok hastada • rastlanan bir nitellktir. icatlar D Yeni imkânlar ırıncı derece tümörler uzerınde yapılan etraflı ınceleme sonunda tuiT,orun kan damar larının bünyesmde meydana getırdıgı aeRisıklık ortaya ı,ıkarılmıştır Bu buluş tümorlertn konı rol ve tedavısınde kullanılaca^ B mesi mümküntiür. Bu da bugüne kadar ana tüöldürme ıger taraftan ICRF 159 nıorlerdeki hücreleri amacmı güden anti kanser ilâçile tedavı edilen hayvanlarlari karşı muhtelif kanser türda, tecrUbeye tabi tutulmalerinin gösterdiğı hassasiyet ve mış hayvanlardakı tümörlerın etki ile büyük bir çeîişım meybüyüklügünde tümbrler göriilmüş. ancak daha ince bir tet dana getırmektedir. kik sonucunda bu hücrelerin daCesaret verıci diğer bır özelha donuk renkte oldukları ve bı lık de, diğer tecrübe sıstemlerıncı derece tümörlerdekı kao nnde. ICRF159 ılâcı ıle tnetasta damarlarının daha ıyı teşekkül sıs tedavı şeklinde olduğu gıbı. etmis ve daha genış aralıklnrl.ı kan damarlarında aynı değışiıtmeydana eeldıklerı aniaşılmışlıklere rastlanılmış olmasıdır tır İvımserlık varatan başka bır delıl de. normal yollarla tedavıBu ılâcın bu derece kes'.n desı cok zor olan kan aamarı negısıIJıkler meydana getırmesı sıçierı Rnnserlı olan hastaya Uabpklennıedık bır sonuc Kanserli hücrelerin kootrol amcliyesini edstermektedir. Bc> az ııoktalar halinde ıtosterilmiş fare ciğerindekı ıçini mürekkeple boyanmış kisımları ikinci derece habis tiimörlerin kanser zcrkinden 21 eiııı soııraki durumu ŞEVKET SÜREYYA AYDEMÎR makedonya'dan ortaasya'ya ENVER PAŞA CİLT 19081914 35 yaşında Harbiye Nazırı olarak ordunun başına geçen, bir imparatorluğun umıtlerı ve kaden ellerine fesiım edıîen Enver Paşa ve devrının hıkâyesı . 31 Mart Vakası, Balkan Harbi, Turkçuluk Akımları, Birinci Dunya Harbine gıriyoruz Bır İmparatorluğun Çokuşu... 45 retim, 565 sayfa 20 TL. edef, yayılmayı önleyicı ilâç lar meydana getırmek ve bu sure'İP doktorların kansen kontrol altına alabilmesını sağ lamakhr Bu iş bır bombanm tapasını çıkarmakla kıyaslanabı Ur. Bugüne kadar, kanserli hücrp lerın yayılması ile ilgili mekanıztna ve bu faaliyeti etkileyen ılâc ların gelıştirilmesinde karşılasılan en büyüls zorluk ınsanlarda metastasis'ın basladığını bellı edebilecek bır test sistemini bulmak olmuştur • Bundan üç \n! kadar önce sereklı nıtelıklen taşıyan bir tecrube tumhrii üzerinde çahşmalara baslanmıştı. Bu tümör fareVP asılandığı zaman. hücreler suratle ve israrlı bir şekilde hayvanın ciğerlerine yayılmaya başlamıştı. Aynı ameliyeye tabı tutulan bütün farelerde aynı araz görüldü. Bu da. bu tali tümörleri kontrol edebilecek ilâçlann ge li=tirilmesi yolunda gerekli tecrube şartlarınm elde edilmesıne ımkân vermiştir. zerinde tecrübeye girişilen «ICRF 159 bis dioxopiperazinyl • propane» adı verilen bir madde olmuştur. Laboratuvar da ımâl edilen bu madde daha once muhtelif tecrübe tümörlerı üzerinde denenmiş ve had löseml ile ilerlemiş sanserli hastalarda cesaret verici sonuçlar elde edilmişti. İlk anda ICRP159'un birtnd derece tümörlerde büyümeyi ön » Yavılmayı önlemek REMZİ KİTABEVİ ISTANBUL ıCumrıunyet 4U33t NtSANLANDIK MUTLUYUZ YLKSEL ÖZEN AZMİ ÖZTASKIN 15.5.197] Fındıkzade IstanbuJ AGI KAYBIMIZ Merhum Abdulkerirn Be.v ve Hüsniye Hanımın oclu. Nebahat Yumer'in sevglli e$i merhum Tahsin Vıımer'fn sfahevi Zehra Yasar'ın kardrsı. Melftfıat Yumer'in kavınbiradı«rt Gulın ve Sener Kava'nın sevaılı emştelen Necla ve Kenal Tonnare Te'el ve F>do«sn Yum«r'in »mcalan Bedrîve Karaeo?. Hıkmet Avkan'ın d»vı lan 'Kurtulus Savası Gazılemden Osm»nlı Bankmı Lâlrli Subesf Eski Müdfirüt Yedikule ve Kurbağalıdere Gaz Fabrikalarında Bir Sene Müddetle İstihsal Edilecek Takribi 2400 Ton Katran Satılacaktır 1. E. T. T. İŞLETMELERİNDEN: 1 Yukarda yazılı katran satısına aıt teklıf mektupları 24^.1971 günü saat 15.30'a kadar Metro Han 4'üncü katında bulunsn Levazım Müdürlüğüne venlecektır. 2 Şartnameler bedelsiz olarak Levazımdan alınabilir. uI Yeni bir madde Tedavi edilmış tümörleri jföstermektedir Birinci şekildr olduğu teda\iye tâbı tutulan bu fare ciğerindrki tek fark. kanser zerkcdildikten 10 jrün sonra ICRF 15S ilâcuıdan faydalanmı; olnusıdır Cumhurıvet 4036 ®*~ / ^ Corlu gıbı bugllne kadar rastlanmamış bır özelliktir. Kontrolsuz yayılma gibi habis bır nitelığe etkias bulunmadan, bir Uâcın tümörlerdekı hücrelenn yayılması gibi diğer habis bir nitelik üzerinde etkısı buiunması da dikkate şayan bulunmuş ve bu faaliye«n etraflı şekilde incelenmesi konusunda geniş calışmalar başlanustır. 1 liniklerde yapılacak denemeler, tecrübe sırasında ilâcm ' tümörün yayılmasını önleyıci etkilerinin norma) tedavı sırasında da aynı etkiyi göstenp göstermiyeceğinl ortaya çıkaracaktır. tstenilen sonucun elde edilebileceğıne ciaır birçok emareler mevcut bulunmaktadır. Bınncı derece tümörlerdekı habıs hücrelerin vayılması ile ilgili bıo kimyasal ve biofızikl etklnin bütün türnörlere şamıl olduğu nun meydana çıkanlma limidl büyüktür. O takdirde habis bir urdaki hüerelenn vavılmasını cın tatbıkı ıle başarı saglariıımış olmasıdır. | alen tngiltere'nin muhtelif hastahanelen ıle Parıs ve > Vıyanadakı klinlkierde yapılan tecrübelerde yenı ilâcm ıkinci derece tümörlerın (metastasis) yayılmasını önlediğı tesbit edilmıştir. Eğer klinik tecrübelerı tam başarı Ue sonuçlanacak olursa. cerrahlar Dugüne kadar ımkânsız görülen bır l?e girisecekler ve ?ereh dirtncl derecedeki habıs urlan, gerekse metastasislerı ameliyatla alabu» ceklerdır. Bu bulus radyoterapi volunda da büyüls gelışmeiere vol açacak ve kanser tedavısınde trüytik bir ilerleme varatacaktır. Yuİanda lzah edilen DU s o nuçlar, aralarında Londra Brompton Hastahanesı mensuplanndan Dr. Alan J. Salsbury »e tmparatorluk Kanser Arastırma mensuplanndan Mıss Karen Burrage, Mrs. Susan Whltecross ve Dr A. M Gre4j?htontın bulun •§> reriJu UNCt'OĞLLl (BinfDİ) 1 Cevdet Kerem Yumer'i kavbetnıfç butıımjvoruz Cenazesi 1651971 Pazaı eiınu 6ile nama?ım muteakıo Kadıkov Osmanaea eamimden ksldınlarak Karacaahmet'teki ebfdi ıstirahataâhına tevdı olunacaktır AİIFSt Cumnurıveı 40.V2 ilâçlarla önlenebılecegı Kanaatını dtfğurmuştur. yaşayabılmek tçin bir tümörün kendi bünyesı içinde yeni kan damarlan üretmesı gerekmektedır Üzerinde deney yapılan tümörde bu kan damarlan genış, gayrı muayyen ve etrafı tümör hücreleri ile kaplanmış, tamamlanmarruş kanallar olarak görünmüşler H Evlendjler. 15/5/197T Cumhurıyet 4048 ••••••••••••a••••••••••••••••••••••.•>> VEFAT Merhum Aodulâslz ve Tale«n'ın oğlu. Saıme Yanıko£lunun eşi. Sll«l Azu. Nsıme. Tomris Yanıko^lu'nun kardesleri. Tunc Yanıko^lu'nun babası. tstanbulsnu» Kulübünun eskı futbolcu v^ voneticllerinden Toprsk Mahnılleri Ofisı tstanbul Sdbesi muhavebecilieinden emekl* NİMBÜS Ki TEŞEKKÜR Sevgıil kardesuniz Mustafa Nuri BİLİR'in vefatı dolayıııyi* cenaze torenJne bizzat Relen skraba. dost ve arkadaslarına. celenk eondermek lutfunda bulunan Gatatuaray Lisesi. Vefa Lisesı. Sisli Terakki Lisesı. Italvan Lıs«sj vetkilileıine ve diâer vefalı dostlanna, telsraf ve telefonla tazivetlerin) Dildiren bilumum dost ve arkadasları na sonsuı tesekkürlerimizi bildiririe, Kardesleri Salme vt Melâhat Belir Orhan Aziz Yarukoğlu \4 S.197J sunu veîaı etmıstir Cenazesi 16 Mavıs Pazaı eunu ogle namazından sonra Sislt camilnden alınorak Zincırli.kuvu mezarlıâına defnolunacaktır. Tanrı rahmet evlesin. 4tLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle