Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA İKI 13 Mayıs 1971 "• nsanoğln da, hayatının bir evresinden ' sonra diğer bütiin canlılar gibi, evrensci bazı biyolojik, psikolojik nedenlerle ken. disine bir es aramak, seçmek arzusunu duyar. Var oldngu andan Uibaren kendisinde yer alan sürekli bir savaşta, yaşama içgüdüsn ile filfim iççüdüsü arasında aralıksız bir şekilde devam eden bir savaşta zafer ümidini ta. şıyabilraek, ıstıraph yokluk duyşusnmın etkilerinden nıak kalabilmek, basannın, hnznrun temel kaynağı girvenlik içinde yaşıyabilmek, bireysel, türsel «orumluUıklarına uygun bir yasayıs yön çizgisini izlîyebilmek amacıyle bir ynva kurmak ister. Bnnunta beraber evlenen bütün erkekier, kadınlar aradıklarını balamazlar. Evlilikie mulsuzlugun bazı nedenleri Halis Ö2GÜ Kadınlara yaklasmaktan çekinirler, korkarlar. Onlardsn uzak kalmajfca çalışırlar. Kadınlar da kocalarına baglanamazlar. Isınamazlar. Onlara kar»ı yakınlık duyamazlar. Soğnk dav. ranırlar. j ^ rkekleşmiş kadınların çoiu da normal  erkeklerden tiksinirler, nefret ederler. Kadınlasmif erkekler ise normal kadınlardan kaçarlar. Bn durumlarından, vanlarında bulunmak istemedikleri kimselerden uzak kalraa|a elverisli birer vasıta gibi ysrarlanırlar. Onların ysnında gerçeklikleri bilincine nla. şırlar. Olmaları gereken bir kimse olmadıklarını «ezerler. Onlardan tiksinmek, nefret etmek suretiylc kendilerinden daha az tiksinmek zorunda kalmanın yollarını ararlar. Oıılarla ilgili yakınlıklarınm yaratabileceti günahkârlık dnygusunnn ctkilerinden kendilerini kornmafa uğraşırlar. Bunun da sonncu olarak kıncılıfı. saldırganlıtı daha fazla b e . nimserler. Bn tiptekı erkekler. kırıcılıklarını, saldırganiıkiannı resitli sekillerde eerçeklestirirler. Eşlerini befenmezler. Her fırsatta elestirirler. Kınarlar. Onların düsüncelerine, duygulanna gereken saygıyi çöstermezler. Onların mutlnlnklan karsısında tnutsuzlasıvorlarmıs gibl hareket ederler. Bir arada bnlandnkları her yerde, tartısmalara, catismalara vol açabilecek bir davranıs »eklini b e . nimserler. Karsılastıkları başansızlıklann, duydnklan sıkıntılann nedenini onlarda arar. lar. bttlurlar. Erkeklik ozelliklerinj taşıyan Cumhuriyet balan. sonralan da baçka eıkeklerle yan;malan zorunluğu vardn. tnsanoğlu kendi cinsinden olanlara karşı doğal otarak bir saldırganlık cğilimini duyar. Kadınlajmış erkeklecle. erkekleşmi; kadınlardan mcydana geled ailelerde bu doğal eğilimin gerektiği gibi gercekleşmesine imkân yoktnr. rkeklejmiş kadın. kotasına karşı i gibi çocuklanna karçı da soğuk hareket eder. Bu soğukluğu bazı hallerde eok daha ilerij e götiirebilir, bir kin $ekline sokabilir. Bunun da soııueu olarak, çncuklarına eziyet edebilir. Kocası ile ilgili saldırganlık eğilimini onlara >öneltebilir. Onları her fırsatta hırpalıyabilir. Çocuklu, annelcrinin kendileriyle ilgili olum *uz davrantslarmın nedenlerini kendilerinde arar lar. Annelerinin yakınlıklannı kazanmak için her çarey« basvururlar. Otılar gibi üzüntülü görünürler. Bunu yavaş yavaş bir alışkanlık haline gctirirler. t'züntüyü seven kimseler olurlar. Bu durum kız eoeuklarda da cok zararlı soauçiar y»r». tabilir. Kız çocuklar, kabahatlılık duygusunun etkilerinden uzak kalabilmek ieın. kendisine karşı düşmanca hareket eden annesini sever, Bunu ilcrde. annesine benzijen ve kendislne düşman olan bütün kadınların yajıuıda devam ettirir. Kısaeası, düsmaıtlarm» tever ve gerçek bir kndın dosta bağlnnmak, ıstırap tiryakiliği, alifkanlığı yüzünden, ıtiutlu olnıak, sevilmek, mutsuzluğun dı;ında bafarıy* ula^mak imkânuıı bulamaz. E Çöpler yedigünde bir toplanıyor Acıbadem Caddeai Dörtyol mevkiindeki apartmatvlann Sn bahçelerinde yıllardan beri durmakta olan çöp bidonları 2. Nisan. 1971 Cuma günü Beledi.ve Zabıtası yetkililerinin nezaretinde, Fen Ijlerinin kamyonuna doldurulup, götürülmü|tür. Vatandaşm, Belediyenin tavsiya ve isteğine uyarak bir bedel öde yerek temin ettiği kapaklı çöp bidonlarınm, en küçük bir ikaz v«ya ihtarda bulunulmadan, gene Belediye taraîmdan toplanmasujda, mutlaka bir yanlış anlamanın rol oynadığı düşüncesiyle Belediye'ye müracaat edilmişse de, anlamlı ve inandırıcı bir cevap alınamamıstır. Hâlen mahallemizin çöpleri on gimde bir (cn sık yedi günde bir> toplanmaktadır. Medeni ölçülere Her an gormekteyız kî; bingöre, çöplerin bu kadar uzun sü lerce avaba cadtfe kenarlarına re evlerde kalmasının ne kadar ve hatt» kaldırımlara dahi sakıncalı olduğunu açıklamaya park etmektedır. Bunun karşılÜ7urn yoktur. lığında araba sahıpleri beleBuna göre Belediye"nin, üzeri diyeye en ufak bir ücret ödene düşen görevi yerine getireme tnemektedir. Bu durum bizdiği bir gerçektir. (Kırk yılda lerin yoldan rahat geçmemize bir!» âenilecek kadar seyrek ge engel olduğu gibi beledlyeye len çöp kamyonlanndaki ekiple de bir gelir sağlamamaktadır. rin yavaş, keyfi ve hoyrat davra Eğer bu bir mecburiyet halinışlan, bütün caddeyi çöplük ha ne gelmis i<e pars ödemeıi da line getirmeleri. lilgilller hariO zorunlu olmalıdır. Bu gibi fırherkes tara'ından üzüntü ile izlen satlan, Belediye Encümeni âmektedir. Belediye çöp araçlan zaları görmemektedir. ile ekiplerinin, öğleden sonralan Oysa bir vatandas ev yaparçbp topladıkları da bemen hiç gö ken veya tarair ederken yerl rülmemektedir. olmadıgından kısa bir müdTernizlik ijlerinin bugünküne det için yola döktügü kuma i=nazaran daha yeterli bir şekÜde gaHye parası ödemektedir. B'i yürütülmesi için mevcut araçlan, olay isgal sayılıyor da, tasıtlasereldrse üç vardiya halinde cid» rın yolUrı gelişigüzel kaplama. di ve (iilen çalısacak personel ile m bir isgal değil mirfir? Yokdonatmak suretiyle tam randıman sa beledivenin gücü kim« y e la çalujtırma yoluna gitmek du tiyorsa cezalandırıyor dt. gürurken, Belediyenin çöpleri bı cü yetmediğini cezalandır»mırakıp, çöp bidonlarını toplatmayor mu? sındakl sebebi anlamak güçtür. Belediyenin yararmt olan, Caplerin analara ve hattl yollara alınacak ücret dokülmesi sonucunu verccek o arıbalardan lan bu dahiyane (!1 buluşlann meselesinın kısa zamanda ele dan dolavı. ilgilileri tebrik etmek alınmasını, Beleriiye Baskanıgerekir. Osmanlı Maarif Nâzırının nın bu hususta bir fıkırlerının sözlerine uysun olarak: (Şu eop ve bir teşebbüslerınin olup oller olmaM, Beledijremiı temirlik madığını hümıyorum. Dikkat. ttlertni ne güzel yürüteeek.) diye lerinl çekerim. dü;ünmemek elde değil M«ta ATD1N Hiiar Kırkodalar Burhan Karadenlı lokak N o : 1. Bursa K.ADIKÖY Anlaşmak zorlugu nlamazlar; çttnkü, eşleriyle anlasamazlar. Daha yerinde bir devisle. gercekten sevebilecekleri, kendilerini sevebileeek Uimselerle evlenemezler. Hatt» kimileri zamanla birer düşman gibi sörebileeekleri ve ilişkilerini bu dnygolarına göre deierlendirecekleri kimselerle hayatlarını birleştirirler. Nefret ettikleri eşlerîyle bir arada bulnnmaktan. vaşamaktan uzak kalamazlar. Sık sık birbirleriyle bozuşurlar. Birbirlerini kırariar. Birbirleriyle catışırlar. Buna ratmen birbirleTİnden ayrılamazlar. Daha âograsn gizli, bilincsiz bacı nedenlerin etkisiyle. ratısmaiı. kavıaiı. hurursur bir hayatı sürdürmek için birbirlerini ararlar. Birbirlerinden vaıgecemezler. B f rı önemsiılestirtneie, küçük dâsürmeğe cabsırlar. kadınlar 4» kocalarına goz aytırnıazUı. K o . ealannın yanında acı kaderlerinden talihsiz. likleTinden sözederler, Datma ballerinden yakınırlar. Üzüntülü. rahatsız görüniirler. Onla Eğitsel 1 sakmcalar Erkekltr vardır. Bazı kadınlık ötelliklerini tasırlar. Canlı, dinamik, hareketli. tnücadeleci de&ildirler. Çocoksu bir m h yapısına sahiptirler. BuDİar çoğn zaman. erkeklesmiş. otoriter, taal, erkekjerin işlerini yanmafı seven, sorumlnluklannı vükienen kadınla. ra karsı bir yakınhk dnyarlar. Onlarla evlenmek isterler. Genel olarak, bn sîb! hallerde e«ler birbirlerini tamamlıyan kimaeler gibi görünürler. Gerçekte bu insanlar iç dünyalarındaki, özellikie duygusal dünyalarındaki kansıklıklar, bozukluklar. düzeıısizlikler yttzünden baskalarıyle, dolayniyle eşleriyle anVaşamazlar. u tiplere giren erkekler ve kadınlar çocuklanyla da düzenli. yararlı ilişkiler kuramazlar. Böyle kadınlar erkek çocuklanylc, özellikle güçiu, enerjik. erkeklik niteliklerini taşıyan erkek rocuklarıyle hiç aniaşamazlar. Onlara karşı coğu zaman çok sert, kırıcı, saldırgan olurlar. Bunlar zayıf, yetersiz crkek eocukları ve kı?lan ile daha iji ilişkiler kurabilirler. Bu tip aile çevrelerinde erkek çocuklar gerektiği gibi gelişemezler. Gelişemezler; rünkü, yeterli, giiçlü bir baba ile gerekli bir yarışra» yapmak imkânmı bulamazlar. Ödipal bir hayat denemesinden yoksun kalırlar. Normal bir hayat icin zorunlu düzenli bir ÜstBen'e ulaşamazlar. Bütün bunlara rağmen erkek çocuklar. bu gibi hallerde. annelerinden çok babalarına karsı bir yakınlık duyarlar. Bu ise onların duygusal. dnlayısıyle, etnsiyet bakımından gerektiği gibi gelismelerini daha da zorla^tınr. Onların geııç llklerinde. yetiskinlfklerinde karsı clnse karsı ilgi duymamalarma yol aeshtlir. Psikanalistlerln yaptıkları çeşitH araşttrmalara göre. erkek çocukların einsiyet bakımından yeterli bir şekilde geliıebilmeleri için. önco ba Be/edıye/er taşıt parkı almalı için işgaliye Sonuç ~İ nsanoğlu. bilincaltında düşman oiduğu, olabilereği kimseyi bilincinde scvdİEİni lanabilir. Dü$manlığının bir maskcsi olan yalancı yakınlığtntn gerrekllğ) inanrı ile hareket edebilir. Bir erkek kendisinin olamıyacak bir kadını. bir kadın da snrf nefret edebilmek için bir erkeği eş olarak seçebilir. Bunlar kendi dramlannı ebedileştirmek. kendi dramlannı başka aktorlerle devam ettirebilmek icin çocuklar diüıyaya getircbilirlcr Birbirlerinden nefret eden eşlerin çocukları da biıyüdükjeri zaman kcndilerine nefret edebileeeklert eşler arıyabillrler, tnnanoğlu. gcreekten sevdiği kinnelerln mutluluklannı Istiyeblllr. Sevdlklerinden olantara karjı yakınlık, stvgi duyabtlir. tnsan hayatında nefret edilenlere ait her jeydeo nefret edlllr. Cin rnnsolı Kınl Çin, Amerikalı bir devlet adamının dediği fibi gerçekten bütün dünyaya anarfi ihraç eden bir memleket midir? Bir ölçü içinde öyle, çttnkü Çin, Marks'ın işçiye sürekli deTrirn yapınız parolası altında verdigi göre\i bugün. işçiden başka halk tabakalanna yayarak gençliği ve koylüyu bu yola itmektedir. Marks'ın sürekli devrim teorisi artık Avrupada ve geüsmi? menv leketlerde islrmemektedir. Çünkü oralarda işei, 19. yüzjıİJn pro> leteri deçildir. Geçimi düzelmis. eve. eşyaya, arabaya sahip olmuş, kisiliğini kazatunıs, banksdaki tasarrufu ile sır.ıf degistirmistir. Böyle olunca da artık sürekli devrim sözlerine pek fculak asmamaya başlamıştır. Çin gibi az gelişmis ve merkMÎ otoritenin fcımetli oldugu memleketlerde vığınları harekete geçirmek Avrupa memleketle* rinden daha kolay oldufundan Mao'nun fikirleri ervelâ Lâtin V merika gibi az gelişmis memleketlere yayılmıs; daha sonr* kapitalist memleketlere yönelmistir. Her ikisinde de amaca anarşi yoluyla gitmek istenilmiştir. Çînin bıı teorisi işçinin sürekli devrimini benimscmediği için SoiTet Rusyada itibar görmemiştir. Çünkü Sovyet Rusya komönizmi, işçi pota.nsiyeline dayanır, ÇJn ile SovTet Rusya arasındaki geçimsizliklerin bellibaşlı iebeplerinden biri budur. Bu yazıda amacımız. iki komünist ülke arasındaki kavgaların jjed»ıılerini incelemek değildir. Amacunız Türkiver.in Kızıl Çini tamması koDosuna götden g>çirmelrtir. <3nrn «irreMh anar»» ihraç eden bir memleket olması. onu tanımamakta ısrar için gerekli ve yeterli bir sebep değildir. Zir» onu tanımı; olsanız da olmasanız da, Ankarada onun sefiri bulunsa da bulunmasa da düşünceler, sınır tanımadan yanldıp İçin komunizmi Soryet Rusya hegemonyasına bağlı kalmadan yürtitmek isteyenler nezdinde, Mao rağbet görecektir. Oysa mevcut fikirleri inkar edecek dış politika yöneltilmez. İkinci bir koşul: Kızıl Çin '00 milyonu geçen nüfusu İle dünyanın en kalabahk devletidir. Ona basınızı çevirmek. onun mevcut olmadığma delâlet etmez. Konusmayan. istişare etmiyed, velev karşı fikirlerle dahı. birbirir.dpn uzak yaşrjan bir politika eylemi, politika olmaz. Birleşmiş »lilletler evrensel olmak iddiasında bir teşekküldür. Eğer bu tesekkül dünyanın üçte biri kadar nüfusu kapsamıyorsa onun evrenselHginde bir kusur v«r demektir ., Sonra, acaba tarihte itilerek. kakılarak, neticeye varıldığı hiç Sörülmüş müdür? Aslında Çin. Birlestnis Milletlere girmekten dolavı memnun olacak mıdır? Onu da bilmlyorum. Şiındi ken«lini hiç bir kayıtla bağlamadan dilediğı g'bi hareket etmekte, ıstediğini yapmaktadır. >arın milletler toplutnu içinde yerini alınca onun da omuzuna ister istemeı hazı iorumluluklar vüklenecektir. Biz, Kızıl Çinin Türkiye tarafından tar.ınması fikrin. rleyiz. Buna karşı çıkacak tek fikir şu olabilir: Çin misyonu dolayısiyle Türkiyeye gelecek kimseler. Türkiyede olumsuz faaliyet gösterirler mi? Başka memleketlerin memurları ne kadar gösteriyorlarsa belki onlar da o kadar göstereceklerdir. Fakat şunu da iınutmamak lâzımdır: İki memleketin birbirini tanıması. onun toprak biitünlüğüne saygı EÖstermesi. iç islerine karışmaması taahhüdünü de beraber getirir. Bu taahhütlere riayet etmiyen in<=anlar çıkars3 onlar da ınevkitfinp. riPrprelerinf vah»t i«cal ettikleri mevkie çore va Paşakapısına. Toptaşına. veya Sajmalcılara girerler, yahut jerisir. geriye yoilanırlar. niversitelerimizin Dnarıra bekleyen örgütler arasında bulunması epey garip görünmektedir. Çünkü özerk olan üniversitelerimiz batının benzer örgütlerini yakından incelemek fırsatını dcfalarca buünuş yetkili kişilerle doludur ve bir üniversitenin nelerle gerçek üniversite niteüği kazandığını bilraemeleri düşünülemez. Fakat üzülerek görüyoruz ki. ülke sorunlarma ısık tutması beklenen Universitelertmiz kendi ocaklanna çeki düzen vererek, kamuoyu bir yana. öjrencileri^nin biİB saygısmı ve bafihlı£tni saglay»n anlayıslı. bilirasej bıı ortam kuramamışlardır. Böylece geçen iktldann sorumlulart reform konusunda «Üniversite. lerden yapıcı bir teklif gelmlyor ki...» diyebilmlsler ve pek de vadırganmamışlatdır. Zira r* form sözü edildikçe her üniversite ayn telden çalmış ve genel olarak reformlann yapılarnaması ile fflkemizin düîtüğü bunalımd» üniversitelerin de payı oldugu düşüncesi kamuovuna mal clmustur. j niversitenin hangl bakımlar) dan ve ne ölçüde yenilenmesi gerektifcini tartışabilmek için üniversitenin amaç ve gorevlerini hatırlamak gerekir C niversitenin ana görevleri, 1i tnsan bilgisinin sınırlarmı genişletme çabalanna katkıda bulunmak (yanı araştırma yaprnak), 2^ öğretim yolu il« bilgiyi topluma rnaletmek. 31 Toplumun problemlerine çbzütn yolları arayıp bulmaktır. Yaygın Wam odur ki, nedenleri ne olursa olsun, üniversıtelerimiz bu görevleri verine getirmede parîak bir imtihan vermiş sayılamazlar. Hı<; bir fakültemiz ulusiararası bilim Diyasasında ün sahibi olamadığeibi, yetistirdiğimiz gençlerin ezici çogunluğu da eördüklerı öSrenimin işlerine varadıgından pek emin değillerdir. Toplum problemlerine çözürn bulmada ise üniversitenin pek büyük katk sı olduğu söylenemez Bu ba çansızlı|ın nedenleri üzerinde dıisününce en başta akla eğitim düzeninin. hem biçim. hem de kapsam bakımından. bozuk ve yetersiz oluşu gelir. U Üniversite reformu YAZAN: Prof. Dr. Rauf NASUHOÛLU lı bir gelısme v« ferujîeme plâm ortaya koymalan gerekirdi. Kendi içino jotmulu kalan üniversitelerimiz arasmda bir koordlnasyon ve plinlama örgutıi bjle yoktnr. Öğretim düzeni, program kapsanılan ve metodlan ile, çağın gereklerine ve ötrencilerin ıhtiyaçlann» cevap verroekten çok uzaktır. Köklesmis ezbercüik gelenegi öğrenimi kısır zevksiz bir angarya haline getlımiştir. DUşünmeyi, yaratıct olmayi geliştiren vontaınler* gidiVmesı içm bir caba" grjsterümemtstir Bugün ünivergitelerimtzde heı basamakta verilen öğretim Batı daki benzerlerinın epey a'tında kalmaktadır. Böyle bir ögretime dayanarak çağdaş düzeyde bir araştırma or'amma trirmeyi bek lemek bos bir iyimserlik olur. Öıerk olan üniversitelerim\z.in ögretimlerini düzene koymama. lannm örürü yoktur. İçinde bulunduğumuz çâgın belirgln özelliği teknolojinin insan vasammı derinligine etküemesi olmustur. Hele tkinci Dünya Savasmdan beri bütün sosyal örgütler yenı teknolojik kosullara uvmak, daha hızU, daha VursU, daha sabırsız ve ısyancı hsle giren insanlann özlemlerine ve ıhtiyaçlanna cevap vermek zorundadırlar. Voksa özlemlerle örgütler çelistığı için bunalımlar baslaması dogaldır. Aslında üniversite bün ye baVHmından durgun ve tutucu olamaz: çünkü bilim üreten ve bilirn yayan bir örtrtit olarak insan bilgisinin âurmadan genışleyen sınırı Üzerinde bulunmak zorundadır. Cniverstte bilimsel araştırma sonuclarmı en ıvi anlayan, gelisme yönlarini, topluma neler getirebilecegini en etraflı biçimde kestirip değerlendiren bir örgüt olmak zorundadır. üniversiteler olusumuna katıldıkları bilim gibi ken dilerinı durmadan yenilemek, veni koşullara göre düzenlemek zorundadırlar. Yenı bılgiyı yenı kuşaklara aktarmak, veni bilgınin birlikte getirdiği yeni yöntemleri kullanmakla olur. Yoksa durgunlaşmıs canlılıgını ve gelisme yetenejitü yitirtnU bir üniversite hiç kuşkusuz artnc üniversite değildir. içine firdiler, Üniver«it«yi böyle kolayca dize getirdiğini sanan tccnibesit ve beyecanh ögrenei kütle si gücünü olduğundan fazla görmek v« aşın, yersiz davraniflarda bnlunrnak hatasma düfmüf, politika hastahğına tutuîmuî ve öğrenciliği çok aşan eylemlere girişmistir. Böylece Üniversite bir sağsol boğazlaşma alanı haline geimiş ve dcğil eğitim yapmak. dtisiinmek büe imkânsız olmuştur. Üniversite hiç değilse 1968'd*n sonra çocuVlanmn sesin» kul*k vererek haklı yakırunaUra çare bulma yo luna girmeli «di. B«ıyaptlttnMdı ve bugüne geldik. Şirndi ise farklı bir politik ortam şekillenmeye baslayınca Universitelerimiz öğrenci varhğını sindirme •ğilimlcrine ka pılır görünrB«ktedirter. Bu hiç de iç açıcı ve urout verici bir tururn deiildir. Üniversitenin hallni böylece belirttikten sonra nelerin ve ne ölçüde yenUenmesi gerektigini tıralayalım: H Snsjal bilimler (Hukuk, tdari Bilimler. Dil \e Tarib Iktisadî Ticari Dimler). A Biyolojik TC Tıp Blllmle. ri (Biyotoji, Tıp, Ziraat, Vete% T t a e l f e n Bilimleri ve ÖğretnienUk (F«n. Yüksek Ö | retmen Okulu, Eğitim Enrtituleri). < | Teknik (Her türlü mfihen. diMik) gibi dert üniversite kurulabllir. Böylece birbirinin problemlerini daha iyi anlayan derli toplu birimler ortaya çıkar. Üniversite ku rulusları üzerine yapılan araştırma lar, optimal hleyişin. öğrenci nüfu su 8 ile 10 bin arasında olan önrüt lerce saâlandığmı göstermiştir Bu arada bilhassa fen ve teknik fakiil telerde çekilen akademik personei sıkıntısı ortada dumrken ve örne. iin, Türkiyedeki bütün temel fen bilimeilerinin bir tek fen fakülteJin» hile yetmiyeceğini sayılar gös. terirken sade Ankarada tiç tıne Ken Fakültesi açılmasının, hesap. sızlıŞm ve sahipsizliğin belirain hir örnçŞi olduğuna işaret edelim. Bu yeni kurului içinde bugünkü fakülte kavroniının da anlamı kalmayabilir. Üniversiteye bağlı »It birer yüksek oku] p olması daha islek olabilir. Özerk üniversite içinde fakiiltelerin de özerk oluju üniversi. te idaresini eüçşüz kümaktathr, Bu kurulus dizisinin en alttaki halka. sı birer ösr»tim ve arastırma bi. Timi olan bötümler olmalıdır. Yiirürlükteki ?î«temde kürsü adı altınd» düzenlenmiş bulunan ait y» r>'. her prnfe»Öre ömiir Vjoyune» hir kiirsii ejilimi ile yorla^ınlmıs ve Gniversite ieinrieki bütün geli'Ş me v e yenileme girişimlerini en«elleyen tu^ıeıı orgütler haline ee Hrilmi«tir. Bunun yerini almsmnı önerdifimiî e»nı> bölümler bütün kesim tem«nle;.lerinin katıldıgı bölüm kurullan ile yönetilmeli v > < bir koordinntör niteliginde olan höliim hasksm en çok iki yılda bir değiştirilmelidir. Emeklilik Kanunu konusunda bir teklif Ü! öğretim duıenlemesi ğretim biçim bakımından bugünün ihtiyaçlarına v« dünyan a bütün ülkelerinde kabul edilen bir sisteme göre düzenlenmelidir. Bununla anladığımız üniversite öğretiminin birbirine daya h ikis,er yıllık basamaklar haline getiıilmesi, doktoranın da en üste oturtulmasıdır. Yukarıy» doğru ge çiş ancak başarılı olanlara açık bı rakümalıdır. Bugün bütün dünya üniversitelerinde kabul edilen bu sistem, uzman meslek adarm yetiş tirmenin standard yolu haline gelmiştir. Ön lisans, lisans, ve yüksek lisans biçimindeki bu düzenlemenin üçüncü basamağı gençlerin araştırmaya başladıkları yer olacak tır ve ancak aşağıdan beri seçilerek gelen ve gerekli yetiskinliği kazanmış bulunan öğrencilere açık bulunacaktır Bu basamaklardan yukarı dogru çıkamayan ögrencilerin, teknik ve meslek devsleri ile meslek sahibi edilerek bir «ara diploma» alarak ünlversiteden ayrılmalan sağlanır. Bu arada ikinci bir tedbir olarak üniversite öğreü minde genellikle ön bılgilerin verilmesine harcanan ilk basamak büyük merkezler dışmda üniversı. telere bağh Hazırhk Yüksek Okulları halinde düzenlenmelidir Yürütülmesi daha kolay öğretimi da. ha ucuza çıkan bu basamağın ayrılması ile üniversitenin lisansa ka darki yükünü yanya indirerek fakültelerin bugünkü potansiyeli Ue iki katı öğrenci alması sağlanabiür. Dünyanın pekçok ülkesinde yaygmlasan bu gibi okullarm, bu yüzyılın sonlanna doğru bütün üniversitelerin dayandığı örgütler haline geleceği anlasılmaktadır. 1101 sayıh Emekhhk Karununun degıstırılmemesı konusundaki görüşlerin yanısıra şu önerilerin dikkate alınmasır.ı bekliyorum : (T) 40 sene hizmet eden bir mernora bngiin çalısanla. rm almıs otduğn ele geçen miktann '<100'ü, (Ti 35 tf^t hizmet edenle^e ele aeççn j n ü t a n n *\Wİ, • (3) 3* sene hinnet edenlere •'•St'ı, „ ^,,?(i) 25 sene hizmet edenlere e'o85'i bağlsrnnahdvr. (I) 41 sene hizmeti ve emekli hakkı bulnnan ve halen çalısan bir memurnn 5434 «ayılı Kanuno tadil eden Wlî layılı Kannnnn 40. maddesi mucibince 65 yaşına kadar bek. letilmeyip 49 tene hiımeti olan bir memnr Dtomatikmaıı emekliye sevki mecbnriyeti komılmalıdır. ($) 25 seneden 40 »ene arası hızmetı olup vazıfe basın. da emekli olmadan '.'«30'u ölmekte ve emekliye ayrıldıktan sonra Azraıl babası dahı olsa "İ80 emekli bes sene yaşamamaktadır (?) Ba hatta münbal tahıildarlık için seıUn miisabaka imtihanına lise ve ortaoknl mezunlarından müracaat eden. ierin sayısını yazma^ı zait bulovorum. (?) 1101 sayılı Emeklilik Kanur.u tadll edilerek haler, çalışan memurların elıne hu nispeHerden daha az para geçtığı takdırrfe 6422 »ayılı Kanunun 40 msddesı mucibın. ce 65 vasını dolduruncaya kadar bektemek meeburıyeündf bulıınacaklarda 9i8(l nispetini aşacaktır. Naçiz fikrımi ilgilılere saygı ilf ar? ederım f»aU üzel Idare MiUürö M. Tevfik AKATA O ÜNİVERSİTE r I LARININ YÖNETTİĞİ KURSLARIMIZA KATILINIZ 17 MAVİSIA liASLlYök BkOSÜ!' TEST UZMAN T*l 26 58 30 Cumnunyet: GİRMEK İSTEYENLER hıkavecılerı »rasınd» kendınc OZEİ) ustun 6u verı olan D; YARIN : Denizcilik Bonknsı I.A.0/dan AŞAGIDA YAZIL1 MALZEME ALINACAK 1 KALORÎFER KAZANT 4 adci Do^ya No: 19711132 2 TRNSFORMATÖR: 2 adet . Dosya No: 1971 'U30 Sartnameleıı ^TALZEME ML'DCRLÜĞU veznesinden temin edilchıiır. Teklıfler en geç 24 5.1971 aksamına kadar Bahçekapı 27 Mayıs Han 3 katta Satınalma Komisyonu Baikanlığına verilccektır. Büyük merkezlerd* yığılma ve tam zamanlı çalışma BK.Kİ YHK'OU 'Jok.l2.(Ac"JALOâu no Bnızalı'nın btrblrinden tuzeı sasırtıcı vt dıısund<ıriıco hikaveien 8uvucu adivle oıı kı'.aou toolandı ^hsan Akav'ın dilimıze cevırdîEi kıtao VarlıH Yavınlan arasında 6 llra fivatla cıktı. Öğretim düzeni TEŞEKKÜR Ejimin hastıhğında gosterdieı y.kın »lik» v« çok bajarılı ameliyattan dolayı Ankara Tıp Fakültesi Kadm ve Dogum H«st»lıkl»rı kürsüaü lcıyraetli hocalanndan Protesor (Basıtı: H757) 3917 B Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından Bakanlıâımı/a karsı nıechıır! hl?metını ıta etmek ve tstanbul Koşu\ı>.u Goğu^ HaMalıkları Hastane«ı Kbelığıne tâyın edılen Sukran Ya^ifi Yıldı/'ın bugüne kadar tâjm olduğu goreve ba^tamadıâı 'e«=bn edılmi« t ır Hakkında 2M I «avılı Kanunuıı I M hukumler! tatbık erfılıp okul masıafının IBVI^II cıhptınp ^ıriılereâınden ılân tarıhınden ılıbaren 15 gıin ıçermnde atritlciıâ' s^öreve baslaması kanuni tebiifî yerıne kaım olmak uzere ılcılıve duvurulur. (Basın: A 8324 14616/3910) ueün üniversiteler cok ağır bir öğrenci sayısı baskısı altında kalmişlardır. ögretiml etkıli ve anlamlı kuan Bgretiei öğrenci (Usta • çırak) bağı kopmuş, sınıflan dolduran vüzlerce. hattâ binlerce genç sahipsızlik içinde ne yapacaklannı anlavamadan günlerin geçtigini v» snnra yıl sonunda bir tek ımtıhanda başarısız olduklarını görmüslerdir. Çoğu zaten ekonomik ve sosyal problemtenn baskısı altında olan ögrenciler kolayca bunalırnlaTa düsmüşlerdir Bu savı baskısının belü hızla ilerleven bir dalga gibi Kıyıya doğm vakla^tıgını görmemek ve bunun nasıl karşılanacaihm bir clâna bağlamamak en azmdan bir ihmaldir. Üniversitelerimizin kışisel tekliflerden öteve. tutar öğrencilerle ilişkiler niversitelerimizin açık verdikleri önemli bir konu, öğrencileriyle bir diyolog kuramamıs olmalarıdır. 1968'lerden önce başlayan öğrenci yakınmalan her fırsatta ve hele Üniversite açılış törenlerinde çok acı biçimde dile ge. tirilmiş. fakat bunlar başlar önde dinlendikten sonra hiç bir şey değismemiş ve prohlemler ağırla?arak yığılagelmiştir. Sonunda 1968 patlaması oldu. Bu defa da ünıver. siteler öğrencilerin yönetmeliklerle ilgili ve çoğu eğitimin zaranna olan isteklerini fazlasıyla yerine ge tirerek reformsuz taviz tutumu Hoftalık Haber Dergisi I S N K T d a bu h fo ot Ordu: Hürriyetlere evet, anarşiye hayır* dlyor. Akçal: "Yanlız oy yetmezr'ftır.zm Bakanı ile bir konuşma I U; A. İLHAN ÖNDER'e NİMBÜS u Ahnacak üçüncü bir tedbir, yıl. da üçer aylık iki sömestrelik öğT«. tim yapılacak yerde, üç sömestrelik öğretim yapmaktır. Böyleoe 4 yıllık öğrenim şüresi hemen üç yı la düşürülür. Ülktmiz imkân darlığı içinde ktvranırken üniversit». de kısa bir öğretim süresi llt yetinmek en azından bir potanslye! israfıdır. ve hastıhanede eandan alâkalarını gbrduğumü2 bütün doktorUra. hemşireler, personele, »m«liyatt»n ew«l vt sonra bizi sıcak bir muhlt İçinde bulundurm kızımıı Zeliha'mn arkadasları faküite Bgrencilerine, telefopla, bizzat «elertk dcvamlı surette iİRilenen akraba. doıt vc Unıdıklarımu» aonnız jiikranlarımızı anederiz. Bedri ÖZELCt Cunuıuriytt 3928 r hofta " X A N K I okuyı unuz P.K, 161 Bokonlıkkır ANKARA «rumhurıvet: 3912ı VEFAT Rüıumat Müdürlerindtn merhum Mthmet merhum Adnın tnkaya, merhume Saliha Ruşen desi, J'erıha tnkaya'nın esi, Nimetgül Dinçer ve kayınbiraden, özcan Dinçer ve Ibrahım Betil'in Galatasaraylılarm Cahit Ağabeyi All Bey ve merhum» Nlmet Hanınıın uğiu Eşref Ünayctın ve Tuıkân bt/aııbaşrnın HaıSedef Betil'ın babnlgrı Halüu fcLıaçıbahinın kayınpederlerı. Ömeı ve Alı Uınçer'ın dedelerı niverıitelerimizin bugünkü Iru. ruluîları orta v« batı Avrupa nın klasik üniversiteleri (Kül. tiye) biçimindedir. Fakat bu ulke. ler hilo bu kuruiusu hızla deği|tirerek bugünün ihtiyaçlarına daha iyi cevap veren biçimlere »ok. maktadırlar. En basta gelen biçim deği;ikliğl hukuktan mühendisliğt kadar giden çeşitli dallan k»psayan üniversiteleri parçalayarak ana bilim kollan çevresinde toplanmıs uzmanlık üniversiteleri kur maktır. Örn»öin. Anknrada hirhiri nin ayoj üç üniversite olacak ytrde. < \1IIT l\kl\\ Camıınden, öğl» W Mayıs 1971 günü vefat etmiştlr. Cenazesi 13/Mayıs/1971 günü (bugün) namazını raüteakıp kaldırılarak Zincirlıkuyu Kabristamna defnedilecektır. ; annrierilmemesı riea olunur 1