06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: :CUMHURİTET: 21 Nisan 1971 Libyadan ayrılırken bir kaç nokta lanndakl temaslar da yok olmuş. Meselâ benim maceramı ele alalım. Libya'ya gitmezden önce, Ankara'daki elçilikleri aracılığı ile liderlerden randevu istedim. Ayrıca, elçllikten, Libya Dışişleri Bakanlığına bir mekrup yazıldı. Libya'ya vardıktan sonra, bu mektubu bulmak bir mesele oldu. Sonunda bulundu ama, Basın Yayın yetkililerinden hiçbiri, benim talep ettiğim hükümet yöneticilerlni görebilmek du rumunda değillerdi. Bizim Trablus'taki elçılığın de yapabileceği bir şey yoktu. Çünkü Dışişleri Bakanınm koltuğu boşmuş. Dışişleri Müsteşan ise babası öldügii için işine gelmiyormuş. Günlerim öfke ile dolu geçerken, bir Libya'lı ile arkadaş oldum ve o bana genç bir ilkokul öğretmeni tarnştırdı. 21 22 yaşlarındaydı bu yeni dostum. Derdimi anlattım: şaşırdı, neden daha önce kendisine söyleme diğimı sordu bana. Bu genç, bir akşam kalkıp bir telefon etti: doğrudan Milli İstikamet Bakanını görebildim. Aynı ilkokul öğretmeninin verdiği diğer isimlere başvurdum; bir tanesi Cumhurbaşkanlığı özel kalem müdurü çıktı. \ \MKinv \O\IM Habib Burgiba. 1955 yılında ülkesinin bağımsızlığından sonra Tunus Arap dünyasında değişik, veNâsır'a zıt bir yönetim başlangıcıdır. ibya, bütün devrimci ruha ve petrolden saglaoan bütün o inanılmaz zenginliğe rağmen, hayli sokaklannda.. Bu I KD yeni yöneticilerindeki aksaklıklarla dolu. . Albay Kaddafi'nin de her fırsatta «Devleti yeniden kuracağız» demesı bundan ileri geliyor zahir... Birincisi, devletin çarklarını döndürmeleri gereken bürokrat sınıfı. genellikle iyi niyetli olsalar bile umursamaz görünüyorlar. Eskiden de böyleymişlen ama kimse fazla aldırmazmış. Askerler gelince daha fazla şaşırmışlar. Üstelik, hükümet ile ara Güç belâ sonunda Albay Kaddafi'den demeç aldım. Fakat elime yazılı metni vermedüer; Dışişleri Bakanlığından almam gerektiğbu söylediler. Uçağımın kalkmasma iki saat kala. ben Libya Dışişleri Bakankânları yok. Bizim temsilcimiz Uğında harıl harıl Kaddafi'nin de diğer temsilciler gibi. kulabana verdigi demecin metnini ağına gelenlerle kendi başkentirıyordum. Bu benim için çok dene rapor yazmaktan öteye ne ı^ ğerli kâğıt parçası. İhtilâl Konyapabilir Libya'da?. Ve bu raseyinin çalıştığj kışladan Dışişlepordaki bilgileri. günlük gazeri Bakanlığına gelene kadar kaytelerden daha nnce de çıkartabolmuştu. bilmek mümkünd'ür. Sağasoia kcşuşa kosuşa. bereBu bakımdan. Dışişleri teşkıket bulundu bu metin. Teşekkür Iâtımi7da da eğer reform yapı. etmek için Dışişleri Bakanlığınlacaksa, Libya bu arada ihmı! da bir daire müdürünün yanına edilmemelidir Çünkü Libya, gittim. Konuşurken Libya'da göTürk dış ticaretini gerek dev'.pı revimi başarmak için çektiğim sı sektörü gerekse özel sektör açıkmtılan anlattım, yeni bir rejisından ihracata yönelterffk bir min bu aksaklıklardan zarar gö rebileceğini söyledim. Bu daire alandır. Trablus temsilcüiğimiz de. Ingilizlerin yaptığı gibi. asi) müdürü de bana. «Neden ilk öngörevinin Türk îhracatçıların;» ce kendisine başvurmadığım» vardım etmek Olduğunu bilnıeiçin serzenişte bulundu. lidir... Eşyalarımı almak için otele döndüfüm zaman, ilk gün kendilerini «Lobby» de otururken gördügüm Batılı meslekdaşlar, yine aynı yerdeydiler. Kendilerine Kaddafi'den demeç aldığımı SOTıbya'yı eeride bırakarak leyince de ınanmak istemediler. Tunus'a uçuyorum şimdi.. Anıa onlan gajet iyi anlıyorMısır kendine özgü bir üldum. keydi: Libya da öyle... Fakr.t Tunus, bu ikisinden de çoh farklı... ABAP DİMYAS1 Tunus yolunda I Bazı noktalar ; M € S | İ C O € ? O ğ l U |j<onuveresim:AYHAN BAŞOGLU | J TUNADAKI HAYALET YARIN Burgiba sız Tunus ve sonuç Nâsır 1951 vılında, ihtilaliu o günkü lideri General Necip ıtı arkasında görülüyor. Bu tarih Arap ihtilâlinin başlangıcıdır •llllllll DİŞİ BOND «NE BEMVM İL/Kİ? sousöz . ... * "^ TİFFANY JONES GARTH ütün bunlan söylemekten maksadım. Libya'da geçen 10 Rünün bende kötü bir anı bıraktığını belirtmek değil. Aksine büyük itıbar ettiler. bir otomobil, bir rehber verdiler bana. Fakat eger o ük okul öğretmeni ile tesadüfen tanışmasa idim, değil Kaddafi'den demeç almak. Libya'nın sokaklanndan başka hicbirşey göremezdim. İkinci konu. birinciye baflı... Vetenekli eleman noksanlığı yüzünden ihtilâlci yönetim, programlarını uygulayamıyor. Meselâ Endüstri Bakanlıgı müsteşan ile konuşurken, plânlanan pek çok yatırıma ait rakamlar dinledim. Ne var ki bunlardan çogunu hiç ba?latamamışlardı bıle. Çünkü sadece paralan vardı; kadrolan ise hiç yoktu. Bu yüzden de Libya'da şimdı 15 bın Mısırlı var ve yeriı halk tabii bunları o kadar fazla sevmiyor. Üçüncü nokta da. hcsapsır bazı tasarılarır. var olmasi. Bunun örneği de. Mirage >ıçakları olabilir. Bilindiği gıbi. Libya. Fransa'd'an 110 tane Mirape uçat;ı alıyor... Fransızlara göre 100 uçaklık bir Mirage filosunu sureklı harekette tutabilmek için 5000'i aşkın yer bakım ve hava uçuş personeli Iâ7im. Halbuki Libya 110 uçak ısmarlamış ve ellerinrie 20 kalifive Mirage personeli bile yok. 56 kişi Fransa'da eğitiliyormuş... Buna ben7er bir olay da. Libvalıların yeni satmaldıklan Rus tanklarmdan memnun olmayışlan. Daha hiç kullanmadıkları halde. Rus tanklarının Favasta etkili olamayacagı inaııcındalar. Nedenini geç anladım. Geçen yıl Ürdün'de çıkan iç savaş Libya'lıları etkilemiş. Hatırlanacağı eibi Suriye elindeki Rus tankları ile Ürdün> f müdahalerfe bulunmuş faka . Hüseyin'in askerleri Ingili/ tankları ile onları başarmzhğa mahküm etmişti. Libyahlpr. bu olaya bak;o «lıiîilİ7 tankları Rus tanklarından iyi» diyorlar. Tankları kullanan elemanlara hiç aldırdıkları yok. Ve sımdi Libya tneıltere'dpn 150 mılyon dolarlık tank alıyor.. Bunlar bazı aksakhklar. Ama daha önce de söyledim. Kraîîık zamanında çok uygunsuz, sefih bir toplum olmak yolundaymış Libya. Şimdi ise bütün tecrübesizliklerine rağmen, işi düzeltmeye çalışıvorlar. Ülkelerinin seleceğine inanmış insanlar yönetiyor Libya'yı şimrTi ve halk da onları çok seviyor. Türkiye Libya ile bağların! her alanda kuvvetlendirebilir. Kaddafi'nin Cumhuriyet'e verdiği demeçteki aibi «Türk Libya isbirliği sınırsız alanlan kapsayabilir»; ama bizim Libya'vi tanımamız ve o ülke şartlarına "•rf calısmami7 da şart Eger Libya piyasasına girmek istiyor isek, Trablus elçiliğimizi İ""J alanda donaîmamız şarttır. Bir elçj ne kadar yetenekli olur sa olı=un. Libya'ya hedef ahnan açıdan bakılmad'ığı zaman başa. rı kazanamaz. Siyasi açıdan da Libya'ya e . gilmek bir Dışişleri memuru için çok zor. Çünkü temas im B ııııııiHiHiııııııııııııııııııııiHiııııııııııııııııııııııııiHiıınnn ki, öyle her toprağa uyan bir scayip agaç ki, belki burada da yeşerir. Herkes. her M>T bitmiş, nedense, her ne hikSonra çülerken birden kederlendi. Ne kaldı, metse Ramazano|ln bittnfmisti. Beş asajı, bcş ne kaldı Ramazanlıdan. dedi. Bir tek Kayserili, yukan şimdi çfne Adananın. Adana politikası*. daba dünkü hamal. bir tek toprak agası, dah» nııı, hiç olmazsa bir kısmımn hakimi gene Radünkü vanasma. tekmil Ramazanlıyı taşıyla topınazanofluydu. Gene çiftlikltri, bankalarda orrajıvla satın alır. laklıkları, ithalâtları ihracatları, fabrikaları. si. Kerem Ali: nemaları vardı. Ankara'da milletvekillrri, ba«Çok daldın Bey.» dedi. «Çok derinlere.* kanları vardı . Her zaman ön saftalardı. «Biz de hıttik Kerem Ali. öyle $örünü.vor Sıvasta Cadıoğlu, Gâvardaçlarında Payaslıya, avakta duruvoruz va biz de bittik Kerem oflu. Kozanoğln. Orta Anadolnda Sunjuroelu, Ali. Onlarla. o Vörüklerle biriikte ran çekişiyoAydınoğlu, Karamanojlu. Danişmendoelu, daharuz Kerem Ali.» cık dün Çapanoğln bitmislerdi. Menteşeoğlula«Haşa Bey.» dedi üzüldü Kerem Ali. «Haşa. rı, Hanıidotnlları. Dulkadiroiulları bitmisti. Son Olur mu öyle şey!» Dulkadiroğlu Hacı Andınn kasabasınds saraç«Haslar yaşıvor,» dedi Hursit Bey. «Talip lık ediyor. Fıkara bir adatndı. Ama RamazanBey yaşıvor, Sabuncu yasıyor. ömer Ata yaşıoçlunda böyle voksnliamıs bir kiüi vok. Bu nevor, Sadi Rev vasıyor.» dedi Hursit Bey. «Biı dendir? Bunun üstünde de durmak gerek, dive öldi'k. Biz ran rekisivomz. Onlar da topraklarıdüsündü Hurşit Bey. Bu cok enteresan. Biıden nı çiiriitünre.ve kadar vasayaeaklar. Onların topracı çok çürük. çok çürfık Biz topratımm hin başka avakta kalan hir de Manisada Karaosvıld» eskittik onlar virınivıld» *opr»kl»rıı>ı < iimanofnlları var. tki knklü »ilenin mac^ras^ ffirüteeekler. Bu belH Onlar topraklarııu cahuk ribirine ne kadar benzivor. • • • yiyorlar. Ya da kökleri (opraîın derinlijinr va. Selçuklulardan kökiinü Dsmanlıyâ kayâıfdı ramadı. Hiç bir zaman da nlaşamayacaklar d e . Ramazanotlu. Selçnk toprajSı vozlasmış, kururin bir topra£a Kerem Ali. Baksana. hir tufan muş. ot bitirmez olmustu. Ramazanoğlu yatdan dünyavı verinden oynatıp geliyor. Baksana sn kıl çeker tibi. bu çürümüs topraktan kökünü, ırçat kalabalığına. karınca sürüsü «ibi. Çalış. verimli Osmanlı toprağına aktardı. Osmanlıyla nıak. kazanmak, vemek içmek. rahat etmek is. haşir neşir oldu. tyî çünler kötü nünler seldi. terler. Bunlar bövle yoksnl. elsiz avaksız. çareRamazanoelu Osmanlı toprajında kaldı. Vakta siz kalırlar mı sonuna dek. kalırlar mı Kerem ki Mısırlı Mehmet Ali Pasanın o£lu lbrahim PaAli? Senin aklın bunu alıyor mu? Bu vüzden şa srenç toprağında bitmis askerlerivle srlip bunların toprakları simdiden cüriidü.» Adanavı isgal edinceye kadar. Ramazanofln bir «Sulan şimdiden ısındı raı diyorsun Bey?» anda tbrahim Pasayla anlastı. kökiinü Osmanlıdedi Kerem Ali. mn çürümekte olan toprajından Mısırlının gür «Hemen hemen,» dedi Hurşit Bey. «Onlarla toprağına aktardı. Ne acayip bir is. bir kader. birlikte bizim de Biz de kökümüzü halkın bir benzerlik. bir birlik, aynı isi Osmanlı topiçinden alıp onların yeşerdiği toprağa soktuk. raşına Karaosmanoğlu da vaptı. O da tbrahimBizim de. bizim de...» le anlastı. Cumhuriyet geldi. Halk Fırkası kurnldu. ba Kerem Ali : «Hasa Bey.» dedi. «Haşa.» sefer Ramazanotlu knkünü aldı taze ÇnmhuriHursit Bev kitaplarını topladı. koltufnn» yet topragına dikti. Cumhnriyetin ilk yıllarınaldı: da Ramazanoçlu hiç hir sey olmamı? eibi tene «Allahaısmarladık Kerem Ali.» dedi, çıktı Cumhuriyetçilerin önündevdi. Onlar milletvegitti. «Bizim de. bizim de suyumuz Onların kili. onlar Fırkanın nmumî kâtibi oldular. Desuyuyta. onların cürümüs toprafıyla birlikte » mokrat Parfi kuruldu. onlar gene köklerîni çıVaçmor geceden başlamıştı. Kerem Ali a s . karıp yrni toDrasa diktiler. llursit Bey, toprakfalta pat pat diye düsen damlalara bakıyor. k a . lar çüriiyor. RamazanoSlunun kökü oürümüvor. fasından türlü. karmakans düşüneeler geçiyordiye kendi kendine övündü. Şimdi de bir fırtıdu. Karsısında Vöriik kocasını buluverdi. Yaina belirip eelir. Bir tufan eibi. Şimdi de ırtatmıırnn ieinden bir düs gibi çıkıvermisti. Yaslı lar homurdanıyorlar. Ireatların toprağında da adam onu gördü. caııdan gülümsedi. Atı. yanınRamazanotlu kökü veserir mi? Kimbilir? Kendi daki adamı. krndisi. kızıl sakalı ıpıslak olmustu. kendine çrildii. Kimbilir. öyle sajlam bir knk (Arkası var) IIHIHIIIHIIIUIIIIMIIIIinillllllllllllHIIIIIHIIIIIII 67 EFSANESİ 50 Derginin o sayfasım yırtarak katladım ve cebime indirdim. Aradığım adamla ilgili bilginin aşağı yukarı tümüne sahip durumdaydım artık. Şimdi bu sayfanın yardımı ile çözümlen mesi gereken diğer karanhk noktaları aydmlatmağa çalıçmam gerekiyordu Kaldığım otelin od'asına kapanacak, yazıyı tekrar tekrar okuyacak, her kelimeden ayn bir anlam çıkarmağa gayret edecek, fotoğrafı uzun uzun seyredecek ve bu suratı daha önce nered» gördüğümü hatırlayabilmek için ne lâzımsa yapacaktım. Otele döndüm. Perdeleri sım sıkı örterek ışığı yaktım, karyolaya uzandım. Gözlerimi fotoğrafa dikmiş, var gücümle cinayet gecesini düşünmege başlamıştım. Uza. nan kol. bıçağı kavrayan el ve bıçak... Robin'i öldürmek üzere seferber edilen bütün aynntılan teker teker dikkate almalıydım. Söz konusu cinavet işlenirken ben yattıŞtm yer de sonuna kadar hareketsiz kalmıştım... Bu arada bir kol havaya kalkıyordu... Bu kolun ucunda bir bıçak vardı.. Kola bir viicut eklemeğe. vücuda da bir baş takmağa gayret ediyordum.. Basa da bîr surat... B J kolda dikkati çeken bir özellik, cfeğiçik bir şev vardı ama neydi acaba?... tçimde böyle bir duygu ürperiyor. fakat duyguvu şekillendirmege muvaffak olamıyorduro bir rürlü. Esld bir beyzbol oyııncıısunun vücuduna uygun bir bünvevî gözlerimin önünde canlan dırarak. bu bünyenin üstüne c ac!arı itina ile taranmıs bir kafa ekledim havalimde... E«ki vıllarda böyle bir kimseye '•actlamıa. bnvle bir kimseyi ^örîrıii« rntivdıîrn acsha?.. OLUM CIKMAZI Dışlerımi sıkaraktan uzun uzun düşünmeme rağmen faydalı bir sonuç çıkmadı ortaya Ha fızamırj karanlıklarında eriyip gitmiş suratlardan biri de bu olabilirdi belki... Ama söküp çı karamıyordum... Hatırladığım ayrıntılarla Stone'un kişiliği arasında bir baâlantı kurmak mümkün olmuyordu bir türlü. Çinayetin işlendiği sırada fitil gibi sarhoştum... Duygularımın çogunluğu islemez haldeydi... Kaatilin sadece elini ve kolunu görmüş, vüzünü hiç farketmemiştim belki de.. Bu durumda kendimi zorlamakta mâr>a voktu tnsan görmedijji, farketmediSi bir şeyi hatırlsyamazdı ki. Şimdilik ışin bu tarafinı bir yana bırakabilirdim... Böyle bir kararla hafifçe doğrulduŞum sırada akhma Masfield Otelind'eki Pazar sabahı geldi birdenbire Ovsa busün Cuma irii. Şaşılacak şeydi doğrusu... Ne de çabuk geçmişti... Günlerden Cuma idi ve aksamüstü... Sadece beş gün... Göz <ıçıp kapatıncaya kadar geçtigi halde bana ara yere bütün bir yüz yıl girmiş gibi geliyord<ı. Bulunduğum odada bir cinayetin işlendiğinl farkettiğim anı düşünmeğe başladim. Beş gündür üstünde durmak lüzumu bile duymadıSim bir nokta şimdi bana çok önemli görünüyordu. Banyoya eltmek amacı ile vatak çarşafma sanldıktan sonra kapıya vönelmiçtim. Kapı kilitliydi... Fakat dısardan d"effil, içerrien Anahtarriadışsrda deSil. odsnın içinrteydi... Evet kapı kilitliydi . Ve ben Yazan : 1 . B I O C K :ftDHAHT&HİR VEFAT Erzincanlı Hacı Habibzade merhum Yusuf oğlu. merhume Asiye Telcinoktay'ın eşi. Kemâl. Turgut. Sezai ve Güngör Tekinoktay*ın babaları. Zekâvet. Fikret. Sevim ve Saadet'in amcası. Sefik. Sükran. Muzaffer, Talât. Hürser. Ege, Serdar ve Ozan'ın dedeleri kıymetli insan. aziz varlıgımız. Denizcilik Bankası S^hİT Hatları emeklî memurlarından MUSTAFA TALÂT TEKİNOKTAY AYLÂK MUSA 20 N'isan 1971 giinü Elâzığ'da Hakkın rahmetine kavusmus tur. Merhumun cenazesi 21 Nisan 1971 Carçamba eünü öâle namazını müteakıp Fatih camiinden kaldırılarak Kozlu'dakı aile kabristanına defnedilecektir. Allah rahmet eyleye. ÇOCUKLARI '(•) '•:l f Cumhuriyet 3535 Dahiliye Mütehassısı DOKTOR Mustafa ÖZDİLER • Mesihpaşa Xo. 12 Tel: 27 88 40 Caddeşl dışan çıkmadan önce bunu açmak zorunda kalmıştım. Kim kilitlemiş. olabilirdi kapıyı?.. Robin mi?... Odaya girip kapandıktan sonra bu işi onun japmış olması gerekirdi... Mantık yönü de buydu zaten... Fakat ben kestnlikle hatırlıyamıyordum. Farzedelim ki kapıyı Robin kl litledı.. Pekl bu durumda kaatil nası) girmişti?. Robin kapıyı kilitlememiş d« olabilirdi Şu halde kaatil en uygun zamanı kollamış, kapıyı açmış, odaya girmiş, cinayeti işlemiş sonra pencereden çıkarak yangın merdtveninden inmiş. ka yıplara kanşmıştı tyî ama bunca zahmete ne diye katlanmış olabilirdi.. Kapıdan da çıkabilir, elini kolunu sallayarak sidebilirdi Madem rahatça girmişti. çıkarken de aynı yolu kullanabilirdi Kapının icerden kilitlt durumda bulunması aleyhindeki delil lerin en kuvvetlilerinden biriydi şüphesiz Ben ve Robin... Aynı odada.. Kapi içerden kilitli... Cinayeti başka biri degil, bu sart lar çerçeveslnde ancak ben işloyebilirdim Fakat... Korkunç Dtr paniğe kapılmıştım... Tereddütler içindeydim... Yataktan atlavarak bütün ışıkla rı yaktım . Karyolamn başucun daki abafUT odavı aydmlatmalttan ziyade toslugu arttırmaktan başka bir şeye yaramıyordu Oy sa ben içimdeki târifsiz korkularla karanlığa tahammül edemeyecek kadar bitkindim K > a ranlıîc. endişe ve şüphelerimi »• nine bovuna genişletiyor day» nılmaz hale getiriyordu (Aıkaa rmfi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle