29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DORT: CUMHURIYET: n Mart 197: AYSERÎ Hava tkmâl ve Bakını merkezine gittiğim gün, Genel Müdür, Hava TUmgenerali Sabri Tavazar bir gorevle Ankara<ia bulunuyordu. Hareketimizden önce telefonla görüştük. Beni Kayseride Genel MüdÜrlükte gormekten büyuk kıvanç duyacağını sdylemişti. Ikl gün kadar Ankara'da kalması gerekiyormuş. Ama, ben orada bir kaç gün kalmayı göze alırsam memnun olacağım bildirdi. Ben itiraz beyan ettim, İşlerimin çoklugu ssbebiyle iki günden fazla kalamayuraftırru şöyîedım, Üzüntüiîi ayTıMıK, teîefonda,,, Sonfa Kay?eriye harpket pfctim. İkmâ! Müdürtl Hava Albayı Celfl Tüzer karşılsdı beni. Ynkspk Mühpndiî Albay Nurettin Turniç He birlikte dlğpr tek nlk p?rsonel yardırnîanm esirgemedılçr. Prndükşiyon bttrolan şefi Müh^nriiö Yüzbaşı Ömer Tapıcımn aranhgı ite mihmand&r istihba rat subavı Cemi! önemte blrlikte fesijleri Wr baştan bir başa gezdım BM bıl y&zı dizimİKde iki gtln. lük cezimi hava muh&lefeti ÖÖIayısivle uzatıp beş güne nasıl çıkarriığımı, dolayısiyie Tümgeneral Rabri Tavazar'Ia daha sonralan Aiatürk ve Atattirk'un rieyimleri üzerine neler konuştuğumuîîu da bir nebze anlatmaya çalı K Yazı ve Fotoârallar nhp Adeta yenllenlyor. Bunlann basında «ağir kınm» geçirmiş ilâçlama tayyftreleri geliyor. Yenileme uçakJanrun ormnmimn yapıldığı hanfiara gir* diglmiz zâman lîk guz? çaı*pan bir kaç iîsçlama uçağırun yan yana üizümiş enkaziardan yeni bır uçak yapılması dikkatimi çektl. Rünlarrîan bir kaçı «çakıl1THŞ». îlâçlama esnasmda alçak uçuş yapmak ronında oldukların dan şuraya buraya takıhp parçalanmışlar, Teknisyenler her taraflnî Söküp parçalamışlar, Iskeletlerini (V) demirterden bır başka tekeletin içine almjşlar. Bir î&raftan söküp parçalıyorlar. bir taraffAtı da onanyorlar, Bunlar özsl ilâçlama fırmalarına a.ıt uçak lar, Verilen bilgiye göre, bıı uçaklarm her biri devaliiasyondan on ce 210 bin TL cıvarında imiş. Şimdi tabii 450 bm hra kadar ediyor. Bir uçak beç revizyon kabul edçrmiş. Fabrikası böyle bu. Çakılmalarüa saf dışı çt I »LÂÇLAMA Yapabilmek için baslamak sart mek gerek. Ama, bizimkiler, paÇ&lan sıvadılar mı 13 bin Hra}ık mal?iem9 ile 3540 bin liraya bif hurda'yı adam çdip raijatlıkla uçuruverıyorlar. Bir mühendis: * Onlar beş rerlstyon kabnl rum dıyor ve «Ovsa biz yeniliyönız» demekten kendisım aiarm yor. 1leri tekniğe bir baş kaldırma değıl de nedır bu? Boylpce, hem yıırd dışına döviz çıkartıîmıyor, hem de bır uçaktan azamî yararlamlıyor. Beni gez4irenlerden biri bir ara şoyle konuştu«^ Komııtanlıktan aldıgunız bir emirle kapasitemizi tesbite çaüşıyonız. Bu çahşma bitmek üzere. Yardundan temin edilemeplyasadâ hıılunamavan imali için çahş,ma!ar rapiToruz. Bu çalışmalanmizdan şu nçticeye vardık. Yurdumu7da uçak imaü mümkün. Ancak, ilgili sanayıin de grljşmesi Ah o yan re gerekli sanayı. Ye yen sanayun kapasıtesi, işl<=>mesı, gelişmesi bır saglansa, yapamayacağimiz iş kalmıyor galiba. Yapmak için baslamak yeter blzlere îşte başlamışız. Elbetteki başarıh olarak. Kayserinin bir çelik ve pik dökumhanesı var, Orta şarkın en buyuk dökümhanelennden biri bu. Değeri 2,5 milyon dolar cıvarmda. Almanlar, bir o kadar ve dolar da montaj için istemlşler. Bi7imkıler, montajmı yapmış, şaşırıp kalmış yabancjlar. Geçen yazılarımda da israrla belirttigim $bİ, Kayseride tüm pervaneli uçaklar başan ile ona K«, U v e r « i m : A Y H A N 11 BAŞOGLU I ] TUNADAKIHAYALET © DİŞİ BOND ARTIK YAlNUCt* OLfVU TİFFANY JONES Bırınde, bir C 54 uçagının ya ihtizaı sebebiylf kanadın o k le> açıklamış: kıt depolarmdakı bağlantı cıvamını yabancı cisim deler ve T « Bizim "Sİ7P ftğretecek bir talannın koptuğunu, dıgennde kıtın akmasına sebebiyet veri şp^imiz kalmadı!» de kanatın bağlantıları arasmda di.» Kayseride, Erkılet üssünde kalmıs bır cısım görülüyordu. C110 hanparmda bır önemh goHerhalde işçi, bu cısmı çalırüşümuze de dp*mmek ıs!er;m. YARIN şırken orada unutmuş. X Ray Burada uçaklar, (X RAY), X ışmlanyla radyoaktif kontroller ışmkın ıle bulunan bu ve benİZLENİMLERtN den geçirıliyor. Bu kontrolîer sı zerı yabancı oisimler derhal ora SONUCU dan çıkanlmış. ra^ında elde edılen fümleri gos « Aksi halde dediler, «aşırı terdiler. AYSERÎ Hava îkmal ve Rakım Merkezine bırkaç kılo »ıımnım ""» ımıııanmııııını ıııuıııııııımntiHiıın'H mefre U7akhktakı Erkılet Üs^u'mı gormeden dnnülpmezdı 5 her halde Burada da «C 130» agır yiık uçaklanvla «Cr>4» ve Almanva'dan yenı ahnarak «TRANSAL» a£ır naklıve uçak lannın bakımı için hangarlar kurulmuş. Gun geçfıkçe, C130'lann artmasma çalışılırken bu defa Aî manlarla anlaşmaya varılmış, tünde kapkara koca blr top bulut balkıyıp duru 26 C130 lar kadar işe yarar Tranjor, şimşeklcniyordu. sal adlı agır vuk uçaklannın Yol hovtınra üçii, ta karakola kadar çahln! çalSüleyman Kâhya çareslzllkle Haydat Ustaya: alımı ıçın karar alınmış, yakınma dıi7enleri kurdular. Kcrem onlardan sevinçle, «Ne yapahnı?» diye sordu. da getirılerek hizmete konula ellerini öperck ayrıldı. Haydar U?ta hiç bir karşılık veremcdi, bir cak'a.rmış. Abdi: iki kekVlodi, ağzından çıkan sozlerin nc olduğu anC130 ların (FASBAT) sevı«Vay çocuk. dcdl. «Allah vere de basına bir 1 $ lajılamadı. yesındeki bakımları yapüıyor. gelmcse şahinl çalarken... Keşki bu akh vermeseyMuslutn Koca da sordu: Her fabrıka sevıye&indekı ba«Bir s.e> soyle Ha>dar, ne yapalım?» dim çocuğa, çalma aklını. Vurursa j a Onbaşı çokım için Amenka'ya yollandıgı Haydar Usta ona da bir şey so^lcyecek oldu, cuğu?» raman beherıne 1 milyon Turk grne sozlcri anlaşılmadı. Hcrkesler bilirdi, Havdat Hacı: lııası odenıyormuş. Usta çok öfkelendiğinde, öfkelenip derin düşünce«Yeme kendlnj.» dedl. «Cocuk karakolu nasıl lore daldığında hcp böyle olurdu. Haydar Ustanın 1965 yılında Amerika bir tekolsa bulacak, şahini çalmağa kalkacaktı. Çocuğun ofkcsinden, karanlığından ürktülcr. lıf yapmış, maUemelerivle bırbaşka çarcsi yoktu. Nasıl olsa çalmayı akıl cdecek«Ne yapalım, Kâmil?» lıkte 5 milyon hraya bakım ışıti. Sen hiç iızülme. Çocuk yağdan kıl çckercesine nın yapılabılece^ını büdırmış. O Kâmil: şahini alıp goturecek.» gunlerde bır C130'un fiatı 30 «Bilcmem Süleyman Kâhya.» dedi. «Bu köy Abdi: milyon Türk lirası imiş. BoyleSakarcalık koyudur. Bir kumluğa daha konar kon«lıışallah.» dcdi. «Inşallah ama, korkuyorum. ce bir C130, 6 defa revızyondan maz üstümüjıc hemencccik çullanırlar. Analarınm Vav Kcrem. Ne de tatlı, can, akıllı bir çocuk! Algeçti mi bır uçak parasına mal nikâbını isterler. Geçen yil döpüşmedik mi? Dögüs lah \cre de başına bir kolülıık çelmeyp...» olacak. îyj riıl bılen iki Turk mck için can atıyor bunlar. Sonra buraya konsak Goç, Cejhan koprusımü geçtiğinde gün tekmsven yollanmış Amerika'ya kuşluktu. Hemite kdyünün üstüne boz ne olur? Bir damla ot yok bu kumlukta, MallaJ mesleğinın ehli kışılpr. Ge7;mışacından ölürler » bır duman çokmuştu. Hemite dağı kayaler, gormuşler. Tunst gibı deSııloyman Kâhya: lık, mosmor, kıraç, ot bitmcz, ke«;kin, ğıl tabıî öğrenmışler ve Kay«Yağmur yağıvor,» di>e hılcdi. «Bakm şu yu» hüzünlü, karanlık ovanın üstüne binmış seriyp gelmışler. îlk C130'u, karıva, dağın üstüne. Hışım gibi geliyor.» •sııksehyordu, bir top. Kayalar bir kopmabemesı harıç sadece 450 bm Kâmil: koyu moranyor, bır mavı mavı tutüyor, Turk lırasma yapıvermişler. Ne «Hışım gibl . > dedi. bır ortadan sılıniyoîdu, boz duman. Goç mueıze de^ıl mi? Nerede 1 mılIIn>dar Usta ghcten uraklasmış, ötcde, siıyun Sakarcalığın top. karanlık dutlarının aşayon, nerede 450 bin Turk lirakiMsında durmuş, iki eliyle kızıl sakahnı tutamğısına vardı durdu. Çocukların bir kısmı sı . lamıştı. Hcp birden, bir umut gibi ona baktılar. analarınm sıründa. daha büyücekleri de«Ne >apalım?» veloıın, eşcklerın ü&tıınde. Dcveler gene Ustalar, sonraları diger işçileTNTurat Koca: her aamanki gibi nakışlı kilimlcrle, mavi ri yetıştırmişler, Şımdi, bır «Gidelim,» dcdf. honcuklarla, ak deve boncuklarıyla, bin C130'un fabrıka sevıyesındeki Snleyman Kâhya: bir çeşıt, ebemkuşağı gibi kolanlarla dobakımı inanamayacaksınız ama, «Nereye?» natılmıştı. Goçun her şeyi, hiç bır ^ey 225 bin Turk lırasına imvermiş. Fptbullah patlar gibi, goVİpri pörtlpmis: olmamış, sanki bir yangından kaçıp kurSanki, bu ustaların elindekı «Cchcnnemin dibine Biz höyle ohırsak. b\t tulmami'jlar gibi dupdüzgündü Develeanahtar, kumpas, pense değıl de rin, erkeçlerin boğazlarındaki çanlar a binle olur da pusarsak bizi yollardan bile gcçirsıhırlı değnek... mczler, dcğil kondurmak. Doğüşmeli^iz. Bir muna. ğırdan ötüyordu. Bır anda, sabahın alasip >ere konmalı. oraya yapı^malı, .yedidpn yetcakaranhğında, yangm hüyüğü sarmışmişinıİ7e, ölüncevc dek oradan ayrılınamalıyız.» kon, böylesine dÜ7gün bir göç yapmak, Süleyman Kâhya: yüzlerce yılın alıskanlığıydı. Horasandan «Aaah oğlum,» dedl. «aaah Fethullah, öliim bibu yana bu göç her gün çözülür, yenıONRA, Turkıye'nm bu ba7İ kurtarsa, öldiirmek bizi kurtarsa, şimdi olurüz. dpn bağlanırdı. şansını yakın dostlan, karGöc, Sakarcalığın kumluğunda dolandı kaldı. Hem dp toptan. Ölüm bizi kurtarmıyor, öldürmrk deş ulkeler, Pakıstan'la îran de Yer gok, kurt kuş, yağan yağmur esen yel bir CPA han su>u kavalıği yarmış, ortadan hızlı akıda oğrenmış.. Amerıka'da, 1 tckmil yaratıklar böceklcr bize düşman. Hiç biı yordu. Kumunu bu geçeye sermiş. Sakarcalık koymilyon Turk lırasına onanlan şey bizi kurtarmıyor. Şimdi ne yapalım?» lııleri Yorıık gocuııü görmıişlcr, bekliyorlardı. OnC130 uçaklannın onarımı TurFethullah daha da hışımlnndı. dcli gibi olmuştu: lar kıimhığa konar konmaz, tcpclcrine alıcı kuşkıye'de 450 bin liraya yapılıvor. «Baba,» dedi, «baba davanamıyorum. Ağırıma lar gibi inecekler. paradan para, koyundan koyun, Eh arada, dostluk bağlan, CENgidivor. İştc su şurada akıp duruyor, toptan kenkpçeden kece. kilimden kilim alacaklardı. Kbyun TO, RCD anlaşmaları da var. O dimİ7İ içine atıp, gidelim. Ya da doğuselim su koyiçinl ıısuldan bir fısıltı dolastı: halde Turkıye ile anlaşalım, ululerle . Döğüşe doğüşe ölelim.» «A^dınhlar geldilcr. Üstclik dc zpngin, kalaba7un sıirede Amenka'ya gonderi«ÖİPİim.» dcdi Siilpvman Kâhya. kücücük knllık hir oba. Kumluğa konarlarsa çok iş çıkacak bun. lıp tamır ettırılen C130'ları yamış, iki hüklüm. «Atılnlım suya. oİPÜm hepimiz.» lardan..» kın komşumuza verir daha itiBir baktılar, Ha.\dar Usta çabuk çabuk, canYörükler bekliyorlardı. Nereye gideceklerinî nalı, dalıa ucuza yaptırırız, delanıniş geliyor. Bir umut gibî ona yeniden baktıbilmi>orlar, orada kalakalmışlar, en yapacaklarını mışler. Ancak bır de şart koşlar. Kadınların, çocukların yüzleri ışıdı onu bö>lc çaşırmışlar, öy\c durup duruyorlardı, muşlar: «Malzemesi de sizden.» görünce. Bir de >ağmur çiselemcye başladı. Koyunlar Tabıî Türkıye de kendısıne yeter Tağmur bir fırtına>la geldi. De\eler, cşcklor, biribirlerine sokulup bir top oldular. Eşekler kulı malzeme bulunmadığmdan bu koyunlar, köpekler, cotuklar, kadınlar biribirlerilaklannı duşıırdulcr, iri çoban kopekleri boyunlasıpanşı kabul edememış .. ne sokulup bir kara yıgın oldular Her jcr kapanrında sivri uçlu tohları yörede dolanmağa ba^ladılar. Yağmur yoğunlaşıyordu. FJpmite dağmın ı'ıs dı, bir karanlık hastı ortalığı. «Eijer» dıyor bır yeikili, «ve(Arkası var) torli maİ7ememiz olsa idî, tran ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••ı•••••••••• ve Pakistan'a ait C130'ları tamir ve Fasbat'larını yapmak suretiyle yurdunıuza milvonlarca liralık dö%iz, yeni de bir iş sahası da açılmış olacaktı.» AVSERt Hava îkmftl TP Bakım merkezinîn ghrtılprek k6?r!?rinden biri de uçak montaj atolvesi. C47 ler, T 11, H 19 5ar ve çesıtlı hrlıknpfprîpr Daçlama uçakları, Tfi T 34 ler hpp burada onanhyor. Bır ara tek moforlu blr *T fi» uçagının bnsına gıttık Eğıtım uçağı bu Amerîkalılar Vıetnam' da hâlâ kullanıyormuş. Normal bakımı yapüıyor. Onun yanmda Divarbakırda «Snkem» bjr iandarma hehkoptPri Parçalanmış adptâ, ama yapilıyor. B?ri7Pnni bır vılda onarıp uçuşa hazırlamıslar. Kapnrta atolvesimn bır kn<;psmrie Hava Kiivvetîennm «1,70» tipinde bır otormîık uçaksavar topu var. Onun da onarımı yapı lıyor. K Yabancı uzmanlann «artık he yaramaz» dcdiçi dev uçakiardan bir «CÎ30» alınmış onarılıyor, Bir sure sonra >cpyeni bir hale gelorek, tekrardan gorcve girecel ve tam bir emniyetle uçacak. Bir kıyaslama K E F S A NE S İ Bir başka hikâye S i GARı ) Maİ7eme sıkmtısı Türkıye'de de var Amerika C130 lan her isteven ülkeve vermış. Vermiş ama, istendıgı anda çesitli sebepler ilerı surerek yeter derece yedek parça vcrmedığı ıçın bu türlü azızlıkler kendılığmden ortava çıkıyor. Böylece, Amorıka çeşıtli ülkelere sattığı C130 lan yuksek ücretlerle (FASBAT) yapıp yük lü para kazanıyor. C130 ların bakımı ve onarımı konusunda bu derece lâf etmışken Amerıka'daki C130 onarım fpsislerınde ihtısas vapan Kemal Ceylânoğlu ile arkadaşının başarılarım tebrık ederız Ceylânoğlu, Amerıka'daki ihtisaslarım bıze soyle nakletti: « LockJıeed'in imalât yerleri ni, bakım istasvonlarını gezip inceledik. Buradaki bakımı zayıf bulduk. Biz Amerikalılardan dalıa i>i bakım yapıyoruz.» Son grinlerde Eıkılet Üsstin dekı C130 bakım hangarını bır Amerikah gezmış ve gerçeği şöy &C» B£Y»M KlLO pt'EZOLA ĞÜM İKİ BfCL \aıO v>u^ D Î S T A B İ B Î 9 Gelrfiler, geçtıler ve kayboldular. Sol taraftakl odalardan birinın daha kapısı açıldı... Çok gcnç bır adam çıktı .. înce yapılıvdı tlk bakıçta erkek elbı<;elpri gıvmiş bır kadın tesırı bırakıyordu msanda .. Fakat erkektı .. Kırıta kırıta yurudu, uzaklaştı, kayboldu Bıraz sonra aynı odadan irl yapılı bir denİ7ci çıktı. O rîa demınkı sarısın adam gibı sinirh, kendınden utanır davranı^larla ve çatık kaşlarla yürüyüp gıttı. Aradan ya üç dakika geçmlsti ya da bes . Bulunduğum odanın ötesindekı üçüncü kapı açıldı. Beyaz bır kimonoya sarmmış bır adam çıktı oradan. Korid"oru geçti, banyoya gırdi. Kulagıma kadar gelen madenî sesten kapıyı kilitlediğinı anlamıştım. Benim boyumdaydı ama klloca benden daha ağır olduğu muhakkaktı. Vakit kaybetmeksi7in koridora süzüldüm, banyoya kadar koştum Gürültü yapmamak için ayaklanmın ucuna basıyordum. Su şırıltısına bakıhrsa yıkanmak için küveti rioldurduSuna şüphe yoktu. Bu d*uruma göre banyoda bır sfire kalacak demekti Derhal geri dönerek onun çiktıgı odava vöneldim. Uzaktan doSru bir ayak sesi duvuldu... Panige kapılarak telâşla durakladim . Ama korkaoak ne vardı .. Girmek üzere bulundugum odanın bana nit olmadığmı kim, nereden bilecek OLUM CIKMAZI Yazan: L. BLCCK kanad"ı araladıın .. Glrdim... Kapının ıç tatafındakı zinciri yerıne taktım . Telılıkeve benzer bır şey söz konusu olama7dı şımdilık. Komodının ustünde temız çoraplnr ve ıç çamaşırlan duruyordu. Gardrop bozuntusu dolabı açtım .. Orada karelı flanrlden bir gömlek vardı Dırsok kısımları hıraz aşınmıştı, bana ria bıra? bol gelıvordıı. Dolaptaki tek pantolonu da çekıp akfım .. Kahverengıvdi, yünlü kuma^tan yapılmıstı. Bel kısmı en a7indan beş santim gpnıştı, arka kısmı da şalvar gibı sarkıvordu Fakat kenıerı son dcliğıne kadar sıkarak vücuduma uydurmağa muvaffak oldum. Adamın ayakları bünvesıne kıyasla ufak olmalıydı .. Iskarpinlerını güçbplâ gıydım... Kaba saba, sarı ıcnkte ve modası geçmiş pabuçlardı... Rağları ıkına sıkına dügümledım... Doğruld*um... Derin bır nefes aldım. CÜ7danriakomodinin üstünde duruyordu .. îçinden Denizciler Sendıkasından alınmış bır kimlık kartı, trafik ehliyeti, birriepa«aport çıktı. Para gö?ünde de iki tane birer, bir tane de bes tfolarhk vardı Bank notların üçünü de alarak ceblme attım... Sonra kısa bir tereddüt geçirerek birlik dolarları cüzdana, esM yerlne koydum. Bırai sonra tekraıdan kend odamda\ dım .. Adamın kemrnnı rıkaıtaral bır kpnara attım Kcnriı ke merımı taktım Şımdı panto lnn ustumrfe daha ıvı dııunor du Buna mukabıl su ığretı P\ hısplprlp çok komık bır riuru ma dustügürnden Pinindım Fakat baska çare vnktu Dah ivi«ıni bulnnrava kadar katla nacaktım Avıca bu bakımdaı koıkacak, endisp edecck bır şe de vnktu C.26T İ AYLÂK MUSA Or/ınıı TÜZf^A Saat: 13.30 19.30 Samatya Cad No. I E L : 21 75 82 = : BΣ TAV 400 Yalni7 blr nnktava ü/ülıivor dtım Fühi«PİPrinı v cu7danıt riaki paralarrian bir kısmın aldı<:ım arTamoaSı/ ne vanacak tı kımbılır'' Bes dolarını vu rıittügum vetmivnrmıi"! eıb bir kat iç cama^ırma gp^ılp rine ve iskarpinlerıne sahiı çıkmıştım Ovunun bövlp>;ln varhklı birine ovnasavdım 7or rpce Ü7Ülme7dim Ama bu çp $it otellerde zensinlerin ne ıç vardı?.. Pasaportundan ^p kimlik kar fından hatirladığım kadan ida mın ismi Edward Boleslaw'dı Y i kmlan onu sadece Ed veya E < die diye çağırıyor olmalıydıhT Bir vakitler dost ve yakınların beni de sadece Aleks diye çagı nyorlardı..; Çünkü ismim Alek. sander Penn'dL DOKTOR Opr. Orolog Süreyya ATAMAL SırascIrUer 69/3 T»lt. : 44 17 44 I A& » t M tt. Hahat ve «sTdn davrsmşîsrla
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle