29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 10 Mart 197] •••••••••ı oplnmnn irkilip durduğn btı «kaba kuvvet» nyjrulamalarının kökleri sanıldıfcından çok derinîerde ve eeriîerdedir. Herkesîn can ?Sven!itinden soromlo oîanların hi. îe dayarhktan yokssn oldnijn bir toplamda, cofcnnîuk, olup bitenîeri âdeta iş işten çeçiikten sonra kavramaktadır. Ba uvçulamaJarın yamsıra, «örünür jrörünmez resmî baskdar da bir toplnma f?fmtnsf. halkm teykisî fceeîkmektp, ortahkta kol gezen mazarra<m olaganüstü jjirişinslerc dn^maktadır. TT 7 7nnra hîr sürpdîr hakı^ nrsnnnj!, ftk'DİIar, * «nivprsitpîer, semlîkalâr. dfmfklcr. tlvaifölar hâKiIivor. Sîvisai îktidann dcstffindf bfr sa# sfddet, karakısa çevlrlyor hafiaları aylan. Kamasal dikkati ana sorunlardan arnkiaofırmak için eviere. büroîara dinamit atilıvor, Kaçırılan insanlara îskcnce edilivnr. Silâh knHanılıvor, jreneler ve iscîlcr nfdıirülü>or. Dö^üien SçretmfnîCTİn savısı hal« jreldi. ÖSretmen lokaUeri ve TÖS îçri zündç olmsiTsa, zünasın saldmva vnr, vgkfjıp vıkllıvor. Kapah salon ve Vff inplanlıları saldırı ^nrüvnr, Hepl Iflfl çudümüî însan, 45 bin kîsilik toplîliuklars S?Idinvor, ortalığı trt7a hn^arak ffkilip gidivnr. Ton'antıvı diizenlpvpnlfcf tedbfr almıslarsa, döi»üs eıkîyor, poiisl^r Ve fförcvüİpr. rnk kprfc bîr tantk kadar bile dikkat etmrden olnp bitenleri spyrpdii'örlar, olav *onıında saldıran mı, snUlınlan ffll olduSnna ba. kılmak«,i7in dökünlü bf« , on kisivi karako. la çötürüp, ftöhi'a da kiminî «alıverip, kimini yarçıç kafşısına çıkarmakl» vetîniyörlar. Bnnlar çok kere asıl saldırsanlardan haşka, ancsuz. s*TİrcJ. ya da kandırılmıs çirak, yamak kisilçr oluvor. ÇfiVlerden hpri uÇradı£ımi7 pek çok saldırıdan sonra ö^retmetiîerin samk sandalvesine otnrtııldugutiu da «ördük. «Hk Tahkikat». mrmlpkptin dahı'Hnde iktidara sahip nlanların kfyfine fföre vapıldıgı için, u7iın varjrıJamalar sonuç vermivor, çprrpk suçlalar, kollarjnı saliava sallava ypni saldınlar diİ7pn!p»ne ha^ırlı^ına eirisiyorlar. DevÎPt hütçpsindpn dpsteklpnpn Müradfle dcrnekleri, birlakım fsnaf VP din knralusJarı, hatta ra»ni v t mpsoît ribî katssLİ verlpr. Alatiırk>. f dpvrimci gfnçliâc vf öfjretmpnlpre ynnHtiIen Rüclamalann propaganda VPTÎ nlarâk kullamIıvor, Rpn7pr saldırılar ppşippşjne fklendifcl irin, vpnî gelenlerin «İkisiyle öncekilcr küllpniyor. Fakir BAYKURT TÖS Geneî Başkam p. Dinar, Roğazhyan, Kttıık. Aybastı. Ordnf ElbLstan, Islahiye, Kilis. Kçskin. Maraş olayları oltiyor, yök hunların suçlulan ortada. Boyabatta sa\rct ve yarçsç biraz kıh kırka yarmağa knlktıklan için tehdit cdildılpr. Adapazarı'ndaki, Atikara'daki durusmalarda d*vrimci avtJkatlarm canlarına yönelen saldırılan |G[örülâü. Polis bakıyor. boyuna bakıvor. Resmî ko^uşturmaların sonuç vermîyeceği biçimindfki blr kanı, yçrleşip çidivor. Attı vedi yiîriır dikkati c^kpn ?udur : HükiifTîet tprosılpilprı ve başhca devlpt «orumlulan, bütürt bu yasa ve Anayasa difi saJdmlar karsısinda fifenellikle Stsüiz kaîıyorlar. Ciddî tavır takınıp. sıkı cınir verip, yü Türlükteki yasa ilkplfrfnm islctilmpsini istftmivnrlar, Anavasa'nın nvçtllanıp «vgnlanmadığına bakmıvrtıiar. Saldırtranları kınamıyorlar. Bnnîara kar«ti Aİduklanm belirtmiyorlar. Runrnt nnlamı ciddî yorumlara yol açacak dpnli kötüdür. Ayn! sorumlular, Ktıia'ntn BörtJöce köyönde öSretmen Hiispyin Erarül' iin hovnıına yiılar takılıp yprlprdp siirüklenmpsi ve öldii diye bir çukura bırakıhp araklasılmasi karsısında da sıısmııslardir. Cumhurfvet Savcıss, Kula'da, fnpJumn aşaîılavıcı bıı olavla i!?iü oîarak npJpr yapıvor. hiç biîmivoruz, fakat sö* çrlimi bir Basbakanın, MiIIî Eçitim. îçisleri ve Adliye Bakanlarının Kusmaları. yiiksek iorumloîfirın bn «aldırılar karsı<!indaki duvarhk derecplpri hakkmda bazin vorumlara vol açmaktadır. b« fpsmî snskunlnfon vanısıra, KOmmluların yıllardır, fırsat bnldukça ö^:rpfmcni horlavıcı hatta asa^ılayıcı beyanlarda bnlnnmaları, otp yandan, birpr masa olmaktan baska niteli^i btJlnnmayan sü macera topluioklarım «vatansever diyft Bvmeleri, saldırılan sahneleven fSeürlcrin kiınlcr n!dn£nnu, sahnfde Jtftrünenlprin îsp sadece sasırtmacı olarak anlasılması gprpktigini de açıkça göstermçktedir. Hüküır»pt mprkpzindekiJfrin bn soz kırpan, hatta •aldırganlara cesarct vcrcn tavırları, çevreye yavıldı?îça, fanatik, partizan, ve kimsrleri sahlnndırmakta, Tiirk ulustınnn tfr» biye öiçüîprini iilân siipüriip götürmektedir. öğretmenlere yöneltilen saîdırjlarm, özelliklft çok yoksul bölgelerde Körülmesî, oradaki fkonomik ve toplumsal çeliskilerdçn ustaca yararlaıuldjğma kanıttsr, Fakat farkma v a n l m a u n bir noktayı daha belirtclim: Bu türlii tprtipler, somıçları bakımından, söz konusa çfüşkiJerin daha da keskinlesmpsinp ve cok cahiJ olanlann bile anlavacağı kadar bprraklasmssına vardım etmpktpdir. Tprtipriler, niH7;ınin bir tarih bilmezlikle banu anlamiyorlar, görmüyorlar. Iastik. motor vp akaryakıt kumpanralannın, daha fazla sürüm yapabilmek için, dünvada sıcak savaşlan sürdürmeye çabaladiklarım, bo meyüc karsı çıkan herkesi komünîstlikle «açladıklannı, bn yüzden büîün toplantrtan bastıklarını, bn baskmlar karsısında polislerin kıUannj kıpırdatmadıkiarmı {hatta saldıreanlara destek olduklarını}, isveren patronlarm hcr yasa ve ahJâk kurahnı çigneyerek ve zor kaüanarak çrevleri kırdıkîarmı, sendikalan daâıttıkların?, örgütJerin organları icine nzmanfar vohıyla nifak soktuklarmı bnçiin bütün dünv» bilivor. Kndnrçan kapu talizmin demirökçelî ve silâhlı bekçisi olan fasizm, böyle donemlprde, bütünüvle ekonomik ve politik nedenlerle vç sadece ecemen smıf çjkarJarım korumak amactvle. çpli^nr vç vprfpsivor, Ülkemizde olarılar da hundan baska bir sev değildir. Saldınlann ardında yatan gprçek budur. Sonıtc ve iilkpmizin içine düsürüldüSü cukaran 1971 Snbatı sonundaki görüntüsü bndur, Sorunun hafifsenmeden ele alınması çerekntektedir. Bu gereklik, dpvrimrilerin VP halkm omuzlarırta düsmpk(pdir. Halk düşmanı her sirisim cibi plbpt hu da venilir. Alafrança anla^malarla, tiirlii cpsit üslerle, npvp ve kime varadıgı meydanda paktlarla ynrdtın ve nhısnn iliklerinp kadar sömürülmesine çoz vummak hepimiz icin eaflet ve daîâlettfn öte bir tnttım olnr. Toplumnn çilesini n7atmaya. ve fasirm her ortava rıkısta avlanmava eerek roktnr, Temp' hak ve kullanılmasTvIa il<rili bpr davranısta ve her devrimoi evlemdp, resmî tedbirlerle yetinmek artık safdilliktir. Hr>lkla fliskileri sıklastınp daha ciddî ve derinüĞine tedbirlerin ahnması, halkı nvarıcı ve ör^iitleviri cabaların artırılma"si bavatî önemde bir zorunltılitur. Korunması çereken, insanın insana kullu&unn vnkeden yeni tophımu bir an önce kurma azmidir. ncak bo tnttnÇTimnz ve A balkımızınazmi saÇlamsavasını basanva devrimci Perdeiün ardı atpn saldınîan, ana sorandan ayırmak da vanlıştjr. Sornn övlc yavçara koparıldıgrı gibi komünizm tchlikesinin ortalikta at oynattigt. din dÜPmanhStnın ahp vürüdü^ü. aşın akimlar, anarsjk meviHer filân deSil. dogrudan dogruva smıflar arasındaki maddî ve sosval dcns:esizliklpr sornnııdur. tlkelindcn en srelismi<î ve dıs dpsteklpriyle hütünlesmi? o)anına kadar sprmayenin ve onun iktidannın emekçi sıruf ve tabakaiarla siriştigi çatıskı. barıs ölçülerinin disında ccrevan ptmektedir. Jvice yoksullastjrılmıs ve cahiî birakılmıs o!an emekçiler snsarlarsa mesele yok. Snsma7larsa kıvametleri kopanyor sermaye. Devlet hayatını, ekonomiyi vc politikayı kontrol eden çücler, nvanan halkm gürİPSfn bilinçfi istekFen'nden korkmakta, nyknsn7luktan çılçına dönmpktedir. Güclcri yfterse halkı P7mpk<p, çiiçJpri yetmezse ha'.kı nvaran. onnn örtçütlenmesine yardım cdcn öfcrettnene, sanatçıva, ö*rencive. bilciimle dpvrim<•] militanjnra varçüçlerîyle saldırmaktadırlar. miicadele, hütün hn çirkin temlerin, nyçarhga ve insan haklanna svkırı saldınların anavıırdn olan Amerika'da da böyle olmustur, bövle olmaktadır. Çelik, I iişüniin, koskoca Kanîı Fazâf, Konra, Kavsçri, Yo7çat olayları öloyor. HatırIıvor musnnnz, kîmdir btınların yarpıl^niflis, çpza gi.imiş ve hâlâ yatmakta olan suçlulan? n Güdümlü saldırılar erdirdigimiz zaman dünya ülkeleri arasında, en pprilerde. en voksul ve en cahillerden biri olmanrn ezîntisinden knrtulahiliriz. Cn^daş nvçarlık düzevine, sömiirüden. her tiirlii derpbevlik kalintısmdan ve yeni sermavenin derairökçesinden kurtulmakla nlasabiliriz. Bir avnç mufJn azınhgın sınıfsaf rıkarlarmj Rürçit koruyahilmesi icin, koskora hir çoftunluk bunca znlme ve zillete asla bas efimemeli ve devrimciler. halktan nzak tedbirler tasarlamak çibi ba§ıslanmaz bir gaflete düsmemelidirler. Tarih, yararlanmayı hilenler için çok elverisli bîr dency kavna&ıdır ve sadece bilmiyenler için «tekerrür» dür. Hayır Yalnız değiliz [ANKARA GAZETECİLER SENDÎKASININ BU KONUDA DÜZENLEDİĞÎ BÎR SEMÎNER DOLAYISÎYLE] «Bilmem ne güne değln sürecek bu savaş? Ama o denli yalmzı?, ki! Bu küçük ücra Anadolu kasabalannda bir iki devrimci ögrefmen ne yapabilir tek başma? Sonra tüm görevler hep öğretmenin omuzlarına yükleniyor. Öğretmen devrimin adsız eri. Yok fflu öğretmenden başka aydm? Kızılayda, Taksimde, Hürriypt meydanında dün devrimciyiz diye bağıran avukat adayları, hâkim , adayları, doktç^ adaylarıfv kaymş^şi». edayjan ^.jıerede, şimdi?» , •,,« .•• s, .. Anadoludan, öfrp'fmen okurlarımdan peien ırtektupiardaıt' hlr teki bu. Hepsinde ortak yön; yalnızlık, bırakılmışlık... Atatürk dpvrimlprinin tek bekçisi, tek koruyucusu, tek savunucusu olmanın ağır yükii, ezîci sorumluluğtl . Yukarıdaki satirlar bîr Hse ÖRretmeninirt. «Gunden güne kötümserliğim artıyor, umutsuzlufeum artıyor» diyor nipktubunun sonunda. Yok, blr ışık yok, bir tımut yok! Karanlık, kapkaranhk her yan! Başka bir öğretmen de «Suçumuz insan olmak, öğretmen olmak, Atatürkçü olmak, yağcı olmamak» diye yazıyor. Hepsi Atatürkçülerin yalnız birakıldıpından. kendilerini destekleyen bir püç kalmadığından yakınıyor. Sen Atatürk ilkelerinin savunucususıın, 27 Mayıs devriminin, çağdaş uygarhk yöntemlerinin öncüsüsün, demiçler köye, kente pöndermişler. 8nnra da tek başma bırakıvermişler, çerili|in. tutuculugun, çıkarcılığın, çağ dışı akımlarm, çirkin politikacılığın baskısı karşısmda!.. Kimse yok güvenilecek, dayamlacak. Devrimci geçinen parliler de, politikacılar da bir yerde uzaklaşıverirler devrimci üğretmenden. Oy hesapları daha afır basar. Kim kalır geriye? Üç dört yazar, bir ikl pazrte, dergi ,. Hiç dejrilse sevilen, inamlan bir dosta seslenilirrpsine bir iki yazara mektuplar yazıhr, içteki birikim boşaltıhr, bir ıımut, bir aydınlık aranır... Devrimfi öfiretmen olmak. işte en büyük suç! Atatürk devrimİprinin ayakta olduğuna inanmak, çcvresini de inandırmak ise riaha hiiyük suçt Dövülmek. sövülmek, itilmek, kakılmak, yular takılıp tp^hir edilmpk hepsi hepsi Atatürkçü ögretmenlere uyKiJİanır bhylp bir riüzpnde ., Gericiler bir araya gelir yol kesip öjiretmeni döv?r, evini tasa tutar. Ezmek, yok etmek ya d» boyun cpdirmektir i^tpnen. $u vnldan, hu yoldan başarıhr bu da... Günümüzün cn kahraman kişileri karanlıkta bırakılan köylerde, kssabalarda, kentlerde devrim ışıgım «öndürmemeye çalışan öjretmenlerdir. Her biri bir dcstan yazıyor kendi köşelerinde... Günü gelip dilden dile gezecck bu destanlar... Bir örnck vereceğim: Tahsîn Saraç .. Ankara Egitim Enstitüsü Fransıze~ ÖKretmenL Kırktan çok yapıt yayınlamış. Şiirler, makalcler yazmış, Türkçeden Fransizcaya, Fransızcadan Türkçeye yapmış. Doğu Anadnlunun yetiştirdiği birinci sımr bir , inançlı bir devrimci, halkına, yurduna yüıekten bağlı bir Atalürkçü Kandırılmaz, aldatılmaz, satın alınmaz, bir kişi. Bakanhk, tutmuş Balıkesire atamış onu. Eğitim Knstitüsü Fransızc» öçrrtmenliğinp. Ama Balıkesirde Fransızca bölümii yokmuş, varsın ulmasın' İş, Saraç'ı Ankara dışına atmak. Bovun eğmiyen bir drvrimciyi ezmek. Ej>itim alanindan uzaklaştırmak. Saraç glderse Balıkrsirc ne olacak? Onu söyliypyim hemcn! Bilmem hangi kah\ede toplaıum kırk elli eli sopalı kişi bir gün yohınu kespcek, canina kastedccek. Saraç yeni RÖrevine, gitse bir türlü, eitmpsR bir tiirlii! Bu kötü nivetle yapılan atama karşısmda Sa> raç'a veva onun durumundaki birine tutulacak tpk yol kahr, «•jntim alanmrian çpkilmek. Başarılı hir öffretmenden, gerçek hir aydmdan eçitim dünyası yoksun kalacakmış. Varsm kalsın! tstenpn bu zaten!.. Böyle olaylar öylesîne çok ki! Saraç tek bir örnefci. Şair, y»zar, çevirici oiarak ünlü bir ki?i olduçu için bir yerden başk» bir yere haksız yere atanması olay oluyor. Ya adım duymadıklanmız, bilmedikJerimiz, tanımadıklanmız, seslerini çıkaramıyanlar, çıkarmaktan çekinenler?.. Ne diyor bakın başka bir öğretmen: «Hak arinlet diye bir şey kalmadı. Kışta kıyamette çocuklarımızla sürünmek korkusu çorekleniyor içimize.» Bu yalnızlık, bu terkedilmişlik sonsuza kadar sürmez elbet. Hem hiç sanmıyorum Anadoluda, Trakyada, Istanbulda, Anlcarada. Atatürk devrimlerini, 27 Mayıs Anavasasını, çağdaş uygarlığin pereklprini. lâyik cumhuriyet ilkelerini savunan oydm kişilerin sahiden yalnız olduklarını. sahiden terkedilmiş olduklarını... Hayır hayır, valnız rieRİIiz. Aldatıcı bir duyçudur yalnızlık. Bir anlı&ına ya.şanan... Birdpn hakacağız, Atatürk devrimcileri >»orılular halindp akıyor sel çibi. O zaman ne yalnızlık kalatak, ne de bövle biT duygunun verdiği acılık. Umıtacağız t?>çmi^i, yarım kalmış bir işe vereceğiz kendimizi. Atatürkün başladı^ı. türlü ihanetlerlc yaA l n i , W rim bırakılmış bir vapıyi tuğla OKTAl tuğla jüceltecegiz yeniden... ,^^^^^^^^^^ asının kendi kendini denetlemesi demek basının Adliyenin yerinc geçerek ceza kanunlarma göre suç sayılan yazılardan öttirü kovuşturma açması ve suçlulan yarçUıyarak cezalandırması değîldir elbette. Bu denetleme hiçbir kanuna göre suç olmadığı halde ahlâk kurallarına aykırı sayılan yazılardan dolayı gazetecilerin yalnız mesleksel açıdan denetlenmesidir. B YAZAN : H IF Z I bir çeyit özür dileme durumun. da kaldı bu yüzden. TOPUZ rastırmadan haberi yaymlamamak; # Gazetecilerin kişisel çıkarları peşinde koşmamalan; # Yazıyla iftira ve hakaret etmemek, çirkin sözler kullannıamak; # Meslek sırlannı açıklamamak; O Kamu çıkarlarının eerektirmedi^i durumlarda kişilerin Ö7Pİ yasayışlarına karışmamak; # Haber alırken dürüst yollara ba.şvurmak; # Haberlerin yanlış anlasılmasına yol açacak biçimdc yazıda kesintiler yapmamak, başlıklann habere nyçunluŞunu saslamak; # Heyecanlı haber yaratabllmok için olavlan sömürmemek; # Açık saçık resim ve yazı yayınlamamak; 9 Mesleksel dayanışmaya saygı göstermek; haber ve yazı çal mamak; # Büyük kitlenin, çogunluftun cıkarlarını savunmak, sömü rücülüge karsı koymak; # Dinsel duyguları sömürmemek; ırkçılık yapmamak; başka ulusları ve irkları kücük düşürpcpk vazılar yavınlamamak; 9 Bansın ve özgürlüklerin sarrlanmasına ve korunnıasına çalısmak; saldırganlıkları övmemek. Dünyanın birçok yftrlerinde birtakım klşiler çıkar ortaya «Basın kendi kendini denetleyemez, biz denetleyeceğİ!:» derlpr. Gazetelerde çıkan ya/ıiardan, bazı olayların duyulmasından tedirgin olur bu ki"iler. Basm politikaya karışmadan hükümptin basarılannı övsün, ortalıgı aydınlık göstersin, snmiirü düzeninden, vurguneuluklardan, toplum polisi ile gençler arasıncfaki çarpışmalardan söz etme. sin, heyecan uyandıracak, düzeni sarsacak ve egemen sınıflann çıkarlanna dokunacak haherlerl genişletmpsin isterler. Bdyle olmadığı için de basmı dpnetlemeye kalkar, hukuk kuraiları dışında tedbirleri savunurlar. Basm özgürlüğünden hoşnııt olmayanlar dünyanın her yerinde şunlan öne. sürerler: % Basın, devlet büyüklerine leke sürmeye kalkar, ünlü kisileri küçük düşürücü yazılar yayınlar. olur olmaz kişileri suçIar, yalan yazar.. Bnnları do6rulayamaısının. Halk inanır gazetede çıkan yazılara. Bnnun için de basının denetlenmesi gereklidir. # Basında devlet otorltesirti «arsan veya aşırı uçları savunan yazılar çıkmaktadır. Halkm hükümete güveni sarsılmaktadır. Devletin buna karşı tedbir alması gerekir. 0 Gazeteler hiç haklan olmadıfı halde kişilerin ozel yaşantılan ile ilgilenir, ünlü kişilerin ev, aile ve jreçim dnrumları üzerinde dedikodular çıkartır, insanların onuru ile oynarlar. Basın kişilerin Szel yaşantısına yirmemelidir. # Gazeteciler heyecan uyandırıcı haber peşinde koşar, niç yoktan olay yaratırlar. Bunun önlenmesl İçin de basının denet lenmesi gerekir. Yani, ülkede hiç ceza kanunu yokmuş gibi basına karşı yeni yeni tedbirler ahnmasını isteyen ler vardır bütün dünyada. Bunun dışarıda son zamanlarda ikl büyük örnegl görüldü. Biri Amerika'da: Başkan Yardımeısı Spiro Agnew işbaşına geçer geçmez basına karşı blr kampanya açtı. Her zaman işbaşıntîa olanlann kullandıkları bir dille söylemek gerekirse «halkm basına olan güveninl sarsacak» saldınlara girişti. Gazeteler de kendilerini savtmdular. A^new basmda alay konusu oldu. Savaş devam ediyor hâlâ. îklnci örneği birkaç hafta 5nce Fransa'da gördük: Iktidar partlsinln genel sekreteri Tomasinl Fransız televlzyonuna sert bir dille «aldırarak bu yayını yönetenlerin maksath yaym yapan, özgürlük rfüşmanı kiçiler olduklarını söylemeye kalktı ve bütün basını, partileri, sendikslan ve dernekleri karşısmda buldu. Ertesi gün d« Bajbakan Devlelçe denelleme asının devletçe denetlenmesi: Devletin veya ba/.ı güçlerin basını denetlemesini savunanlar «Basın.> derlcr, «kendi kcndinl denetleyemez. Basında çıkan yazılardan 7arar irören halk vardır, dovlet adamları vardır, okuyucu kiÜPFİ vardır, adüye vardır. ordu vardır.. Basının kendi kendini denetlenıesi demek suçlulara kencîi ken riinİ7İ vargılaym demfk olur.. Yuksek yargı kurullarmdan. üniversitelerden, drvletin, belediyelerin seçerpklpri temsilcilerden kurulu bir «Basın Denetleme Konseyi» toplamah ve basın bu konseyin denetiminde olmalıdır..» jyi Işleyen bir kurul sayıhyor. İ7de 27 Mayıs 1960 devrimlnden sonra çıkartılan Basın Ahlâk Yasasının ve kurulan Basın Şeref Divanınm baçarıh olduğAi söylenpmez. Divan 1960 m ilk altı ayı içinde 26, 1961 de 35, I%2 de 39. 1963 de 7, 1964 de 22, 1965 de 15, 1966 da 3, 1967 de de 1 tek dosyayı incelemiş, ondan sonra da tarihe kanşmıştır. Basın Ahîâk Yasası da kâğıt üzerinde kalmıştır artık. Bazı gazetelerin bir köşesine iliştirilen «Bu gazete Basın Ahlâk Yasasma uymayı taahhüt eder» sözü de sadece bir kalıp olmuştur. Bizim polise hayranım. Aslan pnlisimiz memleketin neresinde bomba patlasa, neresinde banka sovulsa, neresinde adam kaçınlsa, suçloyu şıppadak teshis edivor. Dîvefîm ki Seîâmiçesme'de banka soyoldn. Polis, hemen DEVGEN'Ç üvelerinin fotoçraf aihümünü koltuânna sıkıstırıp, saç mahalline çidiyor; albümü memurîann önüne sürüyor: Su muydn hankavı soyan? Banka memıırn şaskm: Bilmem ki? Hele hele.. Galiba.,. Ve radyoîar bançır bang;ır bagırmaya başlıyor: gazeteler takır takır manset atıyor: Dün Selâmıçeşme'de bir hanka sovuimustur. Polls euçlulan te?pit efmisfir Emnivpf Müdürünün açîkîsdıgîns pöre bankavı soyanlar Mustafa tlkcr Gürkan, Osman Bahadır, Hasan Yaiçm, Vevsi Yavuz ve Salman Kava'rfır Gerçekten bu konusmavı Emnîvet 'Vtüriürü Muzaffer ÇaSfar'ın sesinden radvoda dinledik. fvoskoca tstanhurun Emnivpt Müdürii. eîinde doğrn dürüst deliUer o!ma«;a konusmaz ya! tnsanın akhna jrelir mi ki. tstanbul Fmnivpt IVfüdürü de karanhk bir sivasî tertibin içine çirerek masum gencleri surlayacak! Aklı basında nlan »e bu islerin geleceğini hesaplıyan adam böyl? davranmaz . fnandık ve bekledik. SanıiUardan SaJman Kava tutuldn. Demrk ki poli<; çalısıvnrdu. Cafpaflı ve sürüîtiilü demprlprle hanka sovgununun DKVGE.NÇ üvesî Sgrencîlpr tarafından vanıîdtği vurttaslara Hân edüdi. Adetâ bir prnTîftrsnda hoparlörü islctildi. Salman Kava. Fmnirpt Ger^pJ M?M'»r'"B»nrfe j«;!<pnrpve t5bj tutulda. Eh. dpdik hukuk devletinde olur bövle sevler .. Bizim vufka vüreklerimiz Amerikalıların kaçırılmasına tahammül edempz; ama bir Türk gencinin hayatını söndürecek i«kenceler yapılırsa basm snsar. Salman Kaya'nın Imzah ffadrşi alındı; divorda k\ ögrenci: « Bankavı Mi)<=tafa îlker Gürkan, Osman Bahariır Hasan Yalçm. Vevsi Yavuz ve ben sovduk. Veznrden paravı Mustafa aîrfı Brn kapıria ıdim. Kaçarken tabanca iîe ateş eden bendim. Hepimi7 silâhh idik » Paha ke«;in hir itiraf olnr mu? Ama ertesi eün Mustafa Gürkan ortava cıktı: Benim sovgunda herhanci bir ilfiim ynktıır. O <;ırafia evimden ta^ınmakta olduŞumu bpni bütün tanıyanlar bilmekt^dir. Hasan Yalcın ortaya çıktı: Ben sovgun günü Ankara'ds idlm; eîektrik mübendisi oiarak frörevimin basmrlavım Hasan Yaîcm. Osman Bahadır'ın da Ankara'da oldngnnu sözlerinp ilâve etti. Sanıklardan Vevsf Yavnz. sovçun saatlerinde Hnkok Fakültesî Dekanı vanında idi. ÖJrenri tPmsiloisi oiarak orada buînnnyordıı, ve üniversitede olav çıkmaması icin konusma vapılıvordu. Dekan Vevsi Yavuz'un sovenrt sırasında vanında bulunduJunu saptavan bir belge verdi. ögrcnci temsilcisi SavcıhSa ba belçevle basvurdu, ve serbest hırakıldı. Dün Adliye'de bir isim vardı. Koridorda Avukat Orhan Apaydın'a rasîadım; dedi ki: Mustafa Gürkan'ın riâvasını ben üzerime aldım. Rpndislni resmî makamlara da çötiirecegim. Ne var ki poliste basına bir iş gelir, iskence vaparlar dive korkuyorum. îste polis hu hale çetirilmistir. Simdi soralım: Salman Kava. sovgun sırasmda Hukuk Fakültesi Dekanı vanında bulunan arkadasıvla hirlikte bankavı nasıl soymu!>tur? veya bu ifadeyi niçin vermistir? Cevap: Çünkü Salman Kaya'va Fransi7ların Cezavirlilere. Nâzilerin Yahudilere yaptıkları gibi asır iskenceler uvçulanmıştır. Dofirusu hen bu ısin sonunu merak edivorum. Salman Kava. polisin elindcn kurtulup, normal şartlaca kavustuktan sonra acaba neler sövlivecek? Merak ve sabırsızlıkla bekli\oruz. Selâmiçeşme'nin esrarı? B Dünkü fıkramızda Lslâhiye olavlarınrîa dovulon vc yaralanan Orhan Barlas'ın bu konudakı yayısının luııneı sayfamı/,da yayımlanacağı bclirtilmistı. Ancak, onemli olayların yoğunlaşmasıyla yazınnı \ayımı, bir gün ertelenmiştir. ! • • • • • • • ••• • ı n m n m m n ı ı m m ı m » » M « « ı • •••••««•• FAKİR BAYKURT «Türk köylüsünün yaratıcı gücüne inancm romam,..» KAPLUMBAGALAR Fakir BAYKURT'un devlet ve halk iliçkilerini en çok kurcaladığı eseri budur... KAPLUMBAĞALAR'da sayfalar î» boyu okuyacağmız Türk halkının bilinçaltıdır. Onun İ> hasretleri, nefretleri, dile gelmemiş ihtiyaçları, onun iste'o diği düzen... Üzülerek okuyacak, sorumluluk duyacaksınız. 2. Baskı, 400 Sayfa, 15 TL. REMZİ KİTABEVİ ,«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••>> B ANANKVİ 12 MART HİLTON SALONLARINDA GAZETECÎLER CEMÎYETÎ: asının kendi kendini denetlemesi: Basmın kendi dısındaki güçlcrin denetiminde olmasmı istemiyenlerin görüşleri de iki grupta toplanabilir: O Birinci görüs saît basın Ö7gürlüSüne inananların görüsüdür. Bu epilimde olanlar «Basın çoouk dcfjildir. G^reteler ne yapacaklannı bilirler. Kimsenin donetimine ihtivaçları da yoktur. Yasalar vardır ortada. Suç i"5İPven oldu mu cpzalandırılır. Basının cTenetimi rlemek ba^ın özgürlüçünün sımrlandırılması dpmektir» derler. örnpgin Fransa'da Rüçlü olan görüş budur. FNETLEME KONSEYİ VE Ga7eteci sendikalan her zaman OMBUDSMAN'LIK : Basın basının denetim altmda olma. Ahlâk Yasasım denetlemek sma kar<n kovmu<ilar ve bu vÜ7için kurulacak konseye gelince, rien de Fransa'da ne bir Basın bu konuda çeşitli formüller var Ahlâk Yasası kabul edilmiş, ne rie blr Basın Denetleme Konse dır. Konseyde genellikle gazeteciler çoğunluktadır. Üniversite, yi kurulmustur. Fransız gazeteBaro ve Adlive temsilcileri de cilerinin genellikle bu çeşit deKonseye alınabilir. Basında ahnetipmeiere büyük allerjileri lâk kurallarına saygıyı saglavardır. mak için îsveç'te yeni bir ku• îkinci R<îrüş d"e ba<sınm dıs rul ortaya çıkartılmıştır: Ometkiler altmda kalmadan kendi bud"sman'hk. kendlnl dpnetlempsini savunanDaha önce de îsveç'te parlaların görı'İKÜdür. îki büyük komento içinde bir Ombudsman' nn vardır bu alanda: lık kurulu varmış. Bürokrasiden sızlanan kişiler Parlamento O Bir basın ahlâk yasasının Ombudsmanma başvurur, ondan hazırlanması; yardım isterlermiş. Gazeteciler ^ Bu yasanın nvsrulanmasinı de bunu örnek almışlar, böyledenetleyecek blr konseyin ce bir Basın Ombudsmanlığı yakurulması. ratılmış. BASIN AHLAK YASASI Bu Ombudsman şöyle seçillyor îsveçte: Üç kişilik bir özel ünyada belki yüze yakın bakomite kuruluyor önce: Parlasın ahlâk yasası hazırlanmış mento Ombudsmanı, Baro Baş . tır. Birçok basın sendikalakanı ve Basm korporasyonu baş rının, gazeteci dernek ve birlikkanı. Basın ombudsmanım bu lerinin yayınlamış olduklan ahüç klsi seçiyor. lâk yasaları vardır. Bunlar mesAnlaşmazlıklar, yanl okuyucuIeksel yasalardır. dan gelen yalanlama ve açıklaMeslek örgütlerl tarafmd'an malar önce bu Ombudsmana gön hazırlanmıslardır. Uygulanmaladerirror. Ombudsman bir sorı için yasal zorunhık voktur. ruşturma açıyor. Eğer suç varsa Bunlar devletin veva adlivenin dosyayı basın mahkemesine yolden«timlnde deglldirler. Ulusluyor. Yoksa kendi blr çözüm lararası düzeyde de bir basın yolu bulup ııygulanması gereken ahlak yasnsı hazırlflnması İçin karan veriyor. çesltli denemeler olmuştur. Yanl bu Ombudsman blr çeşit Ust hakem sayılabillr. 1969 a»ın Ahlâk Yasasının Kuralda 200 anlaşmazhğa bakmış tslan : Genellikle basm ahlâk veç basm Ombudsmanı. Sızlanyasalarmda yer alan veya 8 malann /o 40 ı da basın mahyer alması gereken kurallar çun kemesine yollanmış. İardır: Isvectekl Obudsmanlık simdi • Dognılnk: Dofnılufnnn a. B Ombudsman'lsk D Oysa bizim Basın Şeref Divanı bir çok yerlerde örnek oiarak göstenlebilen bir kuruldu. Kurulun 7 üyesini basm örgütlerl seçiyor, 3 üye de dışarıdan geliyordu (İstanbul Üniversıtesinın seçtiği bir profesör; bir ceza yargıcı; bir de tstanbul Barosunun seçtiği bir avukat). Ama ne yazık kı kararlara uyulmaması yüzünden Basın Şeref Divanı görevlerini yerine getiremedi. Bu gibi kurulların işleyişinde kararlara uyma zorunluğu yoktur. Bu bir mesleksel olgunluk, bilinçlenme işidir. Peki şimdi ne yapmalı bu durumda? Yeni bir kurul toplayıp bu kurula kanunsal yetkiler ml vermek gerekir? Ceza kanunlarma göre suç sayılmıyan yazılardan dolayı gazetecilerin. basının dışmdan seçilen üyelerin çoğunlukta olacağı bir konseyce denetlenmesi söz konusu olamaz elbette. Kimlerden kuracaksımz bu konseyi? Gazeteci düşmanlığı ile ün yapmış bazı yöneticilerin kurula sokmak istiyecekleri kişilerden mi, yoksa sömürücü bir azmlığm temsilcilerinden mi? Hem bunlar niçin basını denetlemeye kalkaeaklar. Okuyucunun basına giivenini saglamak ve gazetelerin niteliğini yükseltmek için mi, yoksa yolsuzlukların, Anayasa dışı davranışlarm, üniversite baskınlarınm, öğrenci olaylarmm basmda geniş oiarak gösterilmesini önlemek İçin mi? özerk bir kuruluş olan T.R.T. Yönetim Kurulunun ne baskılar altmda çalıştığım biîiyoruz. Heyecanlı haber satan gazeteler bütün liberal ve kapitalist ülkelerde vardır. Şişirilmiş haber yazanlar, kişilerin özel yaşantısına karışanlar, sosyete dedikodularım her gün manşetlere çıkaranlar her yerde kendilerlne az çok okuyucu bulurlar. Mes leğin onurunu kurtarmak için bir takım Ilkeler bularak ahlâk yasaları hazırlamak ve basının kendi kendini kontrol etmesini saghyacak konseyler kıırmak genellikle çok yararlı ve olumlu davranışlardır. İSTANBUL Cumhurıyet 210€ TEŞEKKÜR Annem Şefika Okay'm hastalığını teşhis ile ameliyata hazırhyan ve hastahanede yattiğı süre içinde yakın alâkalannı esirgemiyen değerll hekim ve fazüetli insan, Beyoglu Belediye Hastahanesi Bashekimi sayın MEVLIT özkan, Orhon, ve Gevecl ailelerımn buyuk kaybı. çok ıyl kalbli insan ve azız eşim SAFİYE ÖZKAN'm ölumıinun 40 Kunü olan varın (11 Mart Persembe) oğle namazından sonra Sısli camisinde ve camiin yetkilı gorevlilen tarafından aziz rııhu İçin Mevlit okunacaktır. Akrabaların, arkada; ve dostlarımızla arzu buyııranların tesriflerinl rica ederim. Allesl adına E. Gencral Ömer Ö?kan Cumhnrlvet 2116 Dr. SAİM POLAT BENGİSERP' e ameliyatım büyük Olr başarı lle yapan ve ameliyat sonrası devamlı oiarak alâkasını esirgemiyen degerll cerrah sayın Dr. Necati BİLGER'e ve yakın alâkalannı ı?ördıiğümüz değerîi Dr Hasret Sezer; Dr. Erdoğan Memisoğlu; Dr. Hilmi Güvenç ve müçfik bashemşire Nezahat Göztepe: hemşlre Hikmet Uçak ile bütün servis personeline teşekkür ve yükranlarımı sunarım. Av. Mustafa Nazmi OKAY r Cumhurivet 2107 îlâncılık. 2501/21R V E F AT Bankamızda uzun yıllar tersane müdürlükjeri yapmış ve Başmüşavirlikten emekli pek kıymetli mesaî arkadaşımız Gemi tnşa Y Mühendisi D Sonuç ma Türkiyenin bugünkü gergin koşullan içinde denetlemeyi nasıl yapacaksmız? Kiml kime denetleteceksiniz? tyl niyetli denetleme denemeleri bir takım manevralarla devrimci, 1 lerici, Atatürkçü basının susturulmasma yönelebilir. Denetleme lşi İle basın düşmanlarımn eline silâh vermiş olursunuz. De netlemeye gitmeden önce busrünün koşullanna göre devrimci yeni bir basm ahlâk vasası hazırlayabiliyor muyuz? Onu hazirlayalım İlk önce, sonra sıra bu yasavı uygulayacak bir kendi kendini denetleme konseylnin Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi, 10 Mart 1971 Çarşamba günü (busrün) öğle namazını müteakıp, Kadıköv Osmanağa Camiinden kaldınlacaktır. Merhuma Tanndan mağfiret, kederli ailesine ve Bankamız mensuplarına başsağlığı dilcriz. DENTZrİLİK BANKASI T.A O. A VEFAT Dr. RamizGünd EST Hacer Molâhat hammın eşi, Sabri ve Sadı Gündoğdu'nun kıymetli babalan, Nahide ve Saıbe Hanrnılann kardeşi, Nevzat Gündogdu'nun dayısı, Bursa Devlet Hastahanesi Bakteriyolopru 9 Mart 1971 tarihınde vefat etmıştır. Cenazesi 10 Mart 1971 günü ikindi namazmı müteakıp Bursa Ulucamnnden kaldınlacaktır. v p O d l l },* R İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle