23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rFADÖRT aş yığınlan... îrfliufaklı, sarı, krem rengi, toelu, topraklı, çamurla birbirine tutturulmuş, yerden bir metre kadar yükseklikte, üst tarafı bir za> manlar püfür püfür esen; gelinlerin, zapır sapır diri, genç kızların salmdığı, kiunbürdediği, delikanlılann, yaşlı anababalann yor gunluklannı giderdiği, çocuklarm bir başmdan bir başına koşuşup oynaştıkları bir evken şimâi yerden bir metre kadar yükseklikteki taş yığınlan... T «IHMİ [an v# Fotograt: Hidayt KARAKUŞ Bir zamanlar öfkelerin, sevinç 'Tm, çığlıkların, kahkahaların, ğlaraaların, fısıltıların tanığı a? •vığıcları .. " Horoz seslerinin, kdpek havla. \alarının, geceleri «loğan tabak ıbi aylann, güneşlenn, golgesrin, ot kokulannın, tezek ko. ulannın, hayvan böğürtulerııin, »t kişnemelerinin ve daha ıılmem her turlu doğa sesınln, u$ cıvıltılarınm, njnnilerin sin. lıği duvarların ta? temellerı .. Cas yığınları.. Bir zamanlar bülbülünden ser ;esıne, tarla kuşundan güverciiıne, uveyiğinden kekliğıne, du. 1u kuşuna değln bu topraklaria. bu koyde, karsı dağlardan gelen yelle, başpınardan gelen suyun senlendırdiği bu yerlerde şımdi baykuşlar bile otmüyor . Nere\e gitmis bu insanlar? Bu su\u. bu toprakları neden bırakıp gıtmışier? Kim alraış bu guzelliği onların yaratıcı ellerınden? Kim Inymış onlann mutluluğuna? Goğnecık'in eğitmeni: «Barası cami ve oknldu. Bir bölümünde okuturdnm çocukları. Bir b'olü. mttnde de namaz kıknırdı» dedl. Cami jıkmtısının üzenne çıktı oturdu. Her bir yanı göstere gostere anlatmaya başladı. Yuzunde acı vardı. Kuzeyi gosterirken «Korulak bnrası, bizim kdyün korulugn. Bunlar d» kullamrdı» dedi. Ol. dukça seyrelmiş kuçuk küçuk dıkenli ağaçlar. Tam camımn yanındaki kayadayız. Koyun ın •vuksek yeri burası. Yel yine eskı yel. Esıyor da esıyor. Eğitmen Hasan Çavus anlatı. yor: «Burası Hikmet Beyin çift. ligi. Burası Akçasar korusa. Bu. rası %n şördüfün taslık yer me Komşu köylerle çeşitli D kavgalar sarhklar. Bnralard» gftvnrlmr giinünden kalm» giıll oynklar. Baralar» yiyecek tahıl giılenirdi. Ben çoenklara daldartVam.» Hayırsız evlâtlar F.RtNLlKLERl en az 810 metre Hasan Çavuş'a gore. Toprağm ıçme otuTtulmu? buyuk, kocaman kupler duşunun. öî.leymıs. Bır anlamda toprak «serpin». Kıytık'iB Ali, büyttk bir ciddiyetle s>epet önne>e devam ediyor, bir yandan da şöyle diyordu: «Ağalmr toprak kmnunundan korktular d» bunuo için sattılar topraklarını » luluk olan Abdallar'ın da bu ne> denla koye bağlanmak istencUğl söylenmektedır. Her neyse 1948'lere dek, ağaya çalışsalar da, biıtun yazgıları. geleceklerı, sevınçlert, acıları ağaya bağlı da olsa yaşamlarından memnundurlar. Üstelik ağanın torunlarından olan Hikmet Bey, koye eğitmen bıle saglamıştır. Ne var kı, o güne deK komçu köylerle çeşitli kavgalar olrauştur. Bu kavgalar her goçen gun bıraz daha artmaktadır. Goğnecik'in topraklan bır kişlmndır. Topragı olan kdylü ıki kışidir. Onlann da toprağı 5060 donümü geçmea. Ağanın koylüye iyılıği topraklarını koyluve ortajca vermesmdedır. Koylunun ağaya lyılıfl ise emegıni onunla boluşmesl... Aslında Goğnecık'in Insanlan devVetin elini ellerınde duymac mışlardır hıçbir zaman. Ağanın topragma kann tokluğuna sabanlar saplanmış, tohumlar atılmış, ağamn topraklanndan ahnterl buğday, arpa, mısır, yulal olarak toplanmıştır. Ağanın eaıvetlerıne goğus gerılraiş, çevre koylerla ortağa toprak bulamarr.ak korkusuyla kavgalara gırılmıştır. Garip'teU yeni erinin Cnünde poz Teren Hanım Diızgün şöyle dedi: «Görnecik'in havası dünyaja bile deği?ilmeı.» Serpin, bu köylerde, evlerin uygun yerlerine yerleştırilmi?, uçdört bölumlü, tahtadan yapılan, kapakh, kılitli tahıl koyma yerlerıdır. Hanaylara oturtulur çoğu kez. Aşağı sarkar tamamen. Kapaklan yukarda ve kılitli olur. Babalanndan gizlt i^leri olan oğlalüar, burguyl» delerler serpini, doldururlar çuvala arpayı, buğdayı, goturur satarlar gızlice. Elbette babalara gore «hayırsız evlit» tır bunlar. Babanın egcmen olduğu yerde, oğlun kızın bir şeyler harcamaya hakkı ancak onun izni kadardır. Ama ycter ml yetmeü mı orası önemlı değil. thtiyacını açıkça söylerse oğul, «terbiye sınırlannı» a^madır bu. Gızli yaparsa «haym» evlât» olur. Neysekt bu oyuklarda böyle bir korku da yokınuş. Ho?, za. ten o eski çekintneler de pek kalmadı. Artık oğul ihtiyacını, bırakın ihtiyacını, avradı bıle tuz, ekmek ister gibi isteyebülyor. Ağızları belli hilâ bu taş ser. pinlerin. Yuvarlak, yarım metre çapında. Içinde genişleyen gızli taş serpinler. Köyün tam ortasıııdan yol ge. çiyor. Eski kağnı ve araba yolu Boş tarlalar. KoCa bır çanak ve çanağın ıçinde bir tepe. Tepede birıbmne ekli evlerin taş yığınlan.. O sıkkın, uzgun, yashymışçasına kararan taş yığınlan... Taş, dîken, toz, toprak, sıkın. tı, boşluk, yol, yalnız bır jol, serin bir yel, yıkılmışlık. taş orenler .. Bugunku GÖĞNECIK bu. Y A R I N: DOĞUDA İNSANLAR VE HAYVANLAR Başîangiçta bir çiftlik ÖGNECİK1in kesınükle ne zaman ve nasıl kunılduğu bilinmiyor. Hikmet Bey'm •nlattığına gore, 1854'le 1887 yılları arasında çıitlık oluşrurulmu? Nuh Nacı Eîendi taıafından. Çiftlik biçimınde yaşamını surdürmuşlük olasüığı daha akla yatkın görünuyor. Hacı Derviş zamanında Abdallar yerleştirilmiş buraya. Hacı Dervış hakkında da kesin bilgıler yok. Akçasar köyıindendır. Bılinen o. Gognecık, Cumhurıyet devrinde de 194le dek Akçasar'a bağlı bır çıftlıktır. Nuh Efendi ağadır. Nuh Efendı'nın oğulları da, torunları da arkalıdır. Nuh Efpndı çiftlığinl genişletırken halkjı zor anlanndan yararlanroış. Halk aç mı katdı? NUh Er«rtd5r'un, vernus. Karşılığında mış. Biri karakola "rfıı "( Nuh Efendi kurtartm? karakold»n adamı Karşılık olarak tarla^ını almış Bovîe bbyle toprat ları büyümüs Nuh Naci Efendinin. Öyle Doğumın a»alan gıbı toprağı çok değılse de ağalık edecek kadar mülk edinmış. Hasan Cavuş «Ben şairim» dedi. «Sahi mi?» dedim bırüen Saşırdı. «Sahi tabi» dedi. Bana Gognecık'le ılgıli oır şiır yazmaya soz verdı. Ve de yazdı Bu öestanımsı bir şiirdır. Ağayla ılgılı olarak bır verinde şoyle der Hasan Çavuş: 6 Yazan: 42 FAİK BAYSAL A YHAN BAŞOĞI.Uİ 1 6ÜNAHKÂR KRALİÇE DİŞİ BOND SiBDEu Gdğnecik çok ivi yerinde. ivi ot biter kırında, Bir ağa vardı çiftliğin bağnnda Hükmetti bir zaman sürdü sefayı. Yıne şunn bır tıaşlca yerınde Nuh Efendinin topraklara nasıl sahıp olduğunu da Nilatır: Bir zaman memleketi kıthk kaplamış. Bu fırsatl» Nuh toprakları topNuh Efendi ve yenne kalanlar burayı çıfthk halıne getırdıkten sonra tapu'ara geçırmışlerdır. Komsu ko\lerdekı soylentılere gore toprakları için dırenenlerı karakollara Bttırmışlar. Çıfthkte Abdallardan baçKa yerlıler (soylentılere gore AbdaDan yerlı saymak mumkun* vardır. Ydrükler vardır. Bu koyun ınsanı geiış ve yasayış bıçımlenne gore bırbırlerıni isımlendırmıslerdır. Bu adlandınş sonucu çok gezen ve her türlü muzik aracını çalan. kov düğunlerıne gıden, koyde ortakçüık eden, gıt tıkleri yerlerde sele • sepet örup ^aşamlarını surdurmeve çahşan kesımine Abdallar denmiş TIFFANY JONES Kışın köyde yazın yaylada Konuşma burada kesildi ve >erini >ine korkulu btr scsiiilik kapladı. Sokakta sungu takmıj Alman askerlerl germe.'e başlamıştı. Çember çevirea çocuklar onları gorur gormez korkudan hemcn evlerine kaçışmışlardı. Sa\»ş yalnız Belgrad'ı yalajıp gccmişti ama korkusu herkesin yüreğine bir bıçak gibi saplanmtvtı. Helda ve Puranın eski tadı kalmamış, sa\a? ötıcesl guıılerinde cvlerden sokaklara taşan turkülerin hiç biri artık duyulmaz olmuştu. Ha\ ada, suda, bulutta bile anlaşılmaı bir jey vardı. Bu Şevvala'nuı bir lurlü bozamadığı, ekmeğin harauruna bile sinmij olan bir sessizlikti bu. Nefes alırken, su içerken, uyuTken bile insan onu hep icindc duyu>ordu. Ekmek doyurmuyor, su eskisi gibi kandırmıyordu. Bv savaştı, Yueosla\ya°nın topraklarını karartao bulutlardı. L'zak çayırların adam boyundaki sapsarı otları arasuıa gizlenen tanklaruı korkn salan çelik ktrartısıydı. Sava? her şeyi bozmuş, insant hajTanlastırmı?, toprağı bile kısırlastırmıştı. Valııu Sevvala de|il, SelroanoTİç bile dcgijmrçti. Bu bab» toprap gibi susmasından beiliydi. Muberra ila Elmasa da dcğişmiştiler. tkisi de artık olur olmaz jeylere julemiş orlardı. Iş yaparken türkü suy lemeyi de unutmuşlardı. Evin on iki odasma birdcn çoken bu sessizlik, Seltnanoviç'io sinirlerinl biden iyiye bozmayat başlamıştı. Sava?, Neniç, MihailoUr, şimdi başına bir de Mitza çıkmıjtı. Can çekişcn baba toprağı> neçeierini kaybeden çocuklar, canı konuşmak bile istemeyen Şevvala, hepslni, artık hepsini diisunmektea jorfun düjmuştü. Ooydunuz mu bari? Selmanoviç kansının ellerinl okfadl. Sajende bugun de doydnlc Biıa* Utlı n t mı? Erik hoja'ı >aptım. TelâşUn koymayt •nutmuşum. Dur da getireyim, bem de bu ielerki çok gıizel oldu galiba. Annesinin yerine Elmasa kalktı, ho$afla kiseleri getirip masanın ortasına koydu. Müberra da dağitma işini üzerine aldı. Dündariç de burada olsaydı ne iyl olardu jimdi. Sevvala birdcnbire için lçin ağlamaya baf» lamıştı. Müberra hemen onun boynuna atıldı. Tıaaklannda öpülmedik yer bırakmadı. Abim gelecek anne. Bn gece ben onu rfiyarada gördüm. Bak gorcceks'n, yakınd» raut* laka gelecek. tnşallah, hani a eünler? Gelse d* bca U meraktan kurtulsam bari. Gece fündü» «an dıijunujorum. Ro$afıoı bitirmi} ve bıı siıarm yakmış olan Selmanovk'e dondu, Gözleri bir tuhaf bakıjordu. Ni danashe pistna nçyma. Beni dinleseydin ne oiurdu sanki. Sta Jelis Şev\ala? Şev\ala türkçe cevap verdl. Ne isteyeceğim? Bugun deroektupgelmezse bir telgraf daha çck. Fostacı geçti mi çocuklar? Daha ge<;mfdi anne. Bazen çok geç geçijor. Geçsc de ne olacak? Mektup yoksa adam ne yapsın? Ne diyeceğinl jasıran Müberra betnen yerindcn kalktı, sotrayı çabucak topladı. Ateje bulaşık suyunu koydu, sonra dolaptan ceıveyi çıkanp b«ş dakik» içinde okkalı iki kahve pljirdi. Tabaklarına da blrer tane kcsrae $eker koymayı unutmadu Karı koc» jTİlardan beri kahveyi böyle lçctledi. Bir şey olduysa oğlana diye ödüm kopayor Selmiç. A\ni konuya donmek Selmanoviç'in ijlee « • • nını sıkmı^tı. Bir şey olsa elbet duyaıdık, dedi. Neje mektup yazmıyor iki a>dw Byleyse? Yazmadığını ncreden biliyorsun? Belkl yasmıştır da jolda kalmıştır. Şirndi savaştayu, her şey altüst oldu. V apurlar, trenlcr doğru dürüst ijlemi}or. Bizim işlerimize Londra'da İsvicre elçiliği bakıyormuş. Yarın şehre indiğlmde telgrali bu sefer oraja çekeceğim. Bclki ona bile lüzum kalmaz. Bakarsın, bugıin mektubu geliverir. Ben kaç kere denedim. Müberra'nu» rüyası he» çıkıj or. Şevvala U önlüğünün etefiyle kuruladı. Snno kaç kere Londra'ya gbnderme de. dim sans. tnat ettin, beni dinlemedin. Londra buradan daha mı iyi eanki? Selmanoviç kıplurmıu.olmuştn, îapamadıfı birfey varsa o da bir insanj azarlam»ktı. Vtden tngîltere'ye gönderdıtimi onntîun mu Sevvala? Bana seninle birlikte karsı vermedik mi? En sonunda gitmesine sen d« razı olmadın mı\dı? OÇlan neredeyse okuma. sındsn olacaktı. Ben ona büyük bir riraat roü. hendisi olarak gbrmek istiyorum. Benden son. rm bn toprakların sahibi o olacak. Selmanoviç lerin toprak adamı olarak flnünii o sürdürtcek Onnn cahil bir çiftçi olmasını istemedim. BS1 tili, ne yaptığını bilen bir adam, en fazla d insan olmasını fstcdim. Burada kalsaydı bun ların hiç biri olmayacaktı. Şimdl yalnıı torun larını okşayacaktın, t n t Selmanoviçler ço şey k»ybetrais olacaklardı. Şevvala derin derin içini çektl, ta&ii ula olan gözleri masanın bir noktasma takılip kal «ı. Nedense şn Mnamnera'dan bir tflrl hoşlanmadın. Ondan daha güzelini, d»h» iyisiı mi bulacaksın sanki. Osmaniçlerle de hiç yol tan aramız açıldı. Selmanoviç raasadan kalkmışken tekn yerîne oturdu. Yiizü bembeyas olmuştu. S« tini çıkarıp baktı. Müberra'ya postacının k»ç geçtiçini sordu. Mübtrra bulasıklan yıkıyordn. Her fün dörtte geçiyor, dedi. Am» di daha önce geçtiydi galiba. Saat kaç şimdi? Bir bnçnk. Daha ^ar öyleyse. Bugün değilse b varın mutlaka bir mektup alacağız. Sus ı tık anne, şu postacı bele bir gelşin bakahm Sevvala boynuna sanlan Elmasa'yı uz uzun öptü. Mnammera çok İyl kız. Ben çok sevij rum doğrusu. Selmanoviç Bfkeil Sfkeli aolndu. Ben de seviyornm. Fakat oŞlumnn tı sili benim için Mnammera'nın güzellifinden iyiliğinden daha önetnli. Bir gtin bana sen hak vereceksin. Elmasa ilk defa babasından yans çıktı. Babo doğru söylüyor anne, dedi. ! gönlerde abitne hto rahat vermiyordu. B. bile günde kırk kere sbin nerede diye s msya baslamıstı. Hani, as daha kovacak yani. öyle dediğin kadar da güzel bir şey de t&Tkası Y ÖRtKLER, Antalya dolaylanndan gelmişlerdır. Kışın koyde, yazın yaylalarda \aşamışlardır. Ortağa toprak ektıkleri gıbı suru beslemişlerdır. Türkmenler de yani verli denenler de ağanıa topragında çalışmışlarriır. Tüm koy Insam ağayla topras vonunden ilişkılidırler. Ağanın ortakçısıdarlar. Goğnecık'in eğitmeni Hasan Çavuş, şurinın bır yerinde de Nuh Erendi'nin ve köylulenn vaşama bıçiminı belirtır. Nuh Efendi derlerdi Herkesler ayagına kadar (riderlerdi, Çoğu ortak, aa kendi ekerdi. Göğnecık köylülert, köyun son cnuhtan Bayram Çam'ın anlattığına gore Bayram Çam'ın muhtarlığı devTetmesınden \JQ BV sonra köy dağılmıştır. 1° ' ı ıhnda Yalvaç kavmakatnlığına ^erdlklen bır dilekçe ile köylük nakkı elde eımışler. Nufus o sı ralarda ıkıyüzu (20(j) bulur. Bu nufusun bır kesımı kov hakkı alabılraek ıçın toolarunıştır Or neğın Yorukler denılen gn<?Pbf .erın öu ne^nlf Koye yerle^tı Çiftliğin sahibine Demiryolu işçisi ve fazla mesoi Gazetenizin 12/9 1971 tanhli nushasının 1 tad sanıle 6 neı sütununda «Mesaim bitti diyen makinist kaUn istasyonda bırakıp sabaha kadar istirahat etti» başlığı «Jtında neşredilen yazı tetklk et> unlmıştır. 83 No. lu yavaş yük trenl E» lerle buluşma ve öne geçmelerde bekletılmektedır. fcışehır • Haydarpaşa arasında Bu neclenlerle gecıkme yapan parça ve manevralan temm etbu trene çıft makine personell mektecUr. verümekte idi. Bu trenl makinist ve tren perYenl personel kanunu muvasonelı Bılecik gansda tesüm alcehesinde makınıstlerin emekmışlardır. Uye aynlmalan nedem ile mezM'vsım lcabı yapıünakta okur tanhli 83 trene Ikınci malan yaş sebze ve meyva naklıkinist verıleroemıştir. yatına ilâveten, pancar nakliBılecikte görev alan tnaKlne vatı da başlamış bulundugunpersoneli Büj'übderbent'e ka. dan, Vezırhan Arıfıyo arası dar 13 saat 40 dakü'a görev yapdolan pancar vaçonlan da bu tığmdan istirahat talebinde butrenle sevkedilmekte ve istaslunmuştur. von manevralan yap'lmaktadır rlca eüerts. Vukarıda belirtildığl gibi sözu eüılen bu trenin yavaş yük T.C.D.D. tşletmfsl trenı olması nedenıyle, bu raınGene) Müriürlük takada sefer eden butün tren CumhurfyeCe mektuplar Öğretmenlere saldırı devam edi Ye=ildağ Orta Okul Müd nün evıne 12 Kasım 1911 şe< at 20 00 de bilinmiyen kişi sılâh ve taşlarla saldırümış, lar kırümış ve evde bulunaı kardeşt ve yeğenıne korkulı la yaşatılmıştır. Saat 22.30 sıralannda eve nen Ortaokul Müdürü, kaı nı ve yeğenini çok korkulv van baygın biı durumd» muştur Olay Ugili tnakamlara c rulmuş fakat gereken Ugi terüınemıştjr. Ortaokul Öğretm(
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle