Katalog

«O ATitUK ±Z>İX ürkiye Cumhuriyetini kuran ve devrimler yaratan ATATÜRK'ün, Anıt Kabir eevresmde, lâhitin bulıınduğu Şeref Holüne en yakm yerde, iki yaprt yükselir: Bunlardan Şeref lıolünün batısmdaki ne, CUMHURİYET KULESİ; doğusunda kine, DEVRİM (İnkıKULESİ denir. T flTflTURK DEVRIMLERI ve DEVRİM ŞEHIOI KUBIUY Yazanı M. Fazıl KARLIDAĞ lliilkı ii\ iilıliiııııiiiyii davet f GAZI'NİN ORDUYA TAZİVESİ enemen'de ahlren vukna gelen lrtica te. şebbüsü esnasında Z»bitvekili Knbilây Beytn vaıife ifa ederken duçar olduğa âkıbetten Cnmbnriyet Ordusnnn tuiyet ede. rim. Knbilây Beyin şehadetinde, mürtecilerin gösterdiği vahset karşısında Menemen'deki shaliden bazılarının alkısla tasvipkâr bnlnnmalan bfitün camhuriyetçi ve vatanperverler için ntanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştiriien, dahilî her politika ve ih. tüâfın haricinde ve fevkinde mnhterem bir vaziyette bnlnnan Türk zab'rtinin mürteciler karsısındaki yüksek vaıifesi vatandaşlar ta. rafından yalnız hSrmeüe karşılandığına şüphe roktnr. Menemen'de abaliden banları. nın batalan bfitün millefl müteelllm etmiş. tir. ıiiirııliiu 1 Devrim Kulesi duvannın iç yüzünde, meşale tutan iH el kabartması vardır. Kabartma «lerden biri, zayıî ve gevşektir. Bu eün tuttuğu meşale ye,re aTjsmek üzeredir. Bu el, mo nârşik' ve teokratik lejimle yönetilen Osraanlı împ.yatorluğunun çâküşünü temsü" ?der. Bunun üsVündekİ kuvverH1 el ise; yeni ve rJfe aydhüatıcr Mr m»çaleyi goViere doğru fcaktanak tadır. Bu da; Türic ulustmnn, Atatürk'ün lideriiğinde flki, jıÇutnlnntveti' ktırma» olma.\: fizere. Millî Külrürti, Layifc Bfitiml ve «Atatiirk Devrimlerh'm serrtbolleştlrir. Pozltif biUme? ve aklâ dayanan bu' dfevrirnleır sosyal, siyasal, polittlr, ekon»mik1, hukuksai, finansaS, egrrinrs&, ktiltürel, sanott» w başfc» alanlarda, yapıimış özd» v« btiçimde, düeen, ktırum, esfci d*fer ve aihniyetl değiştârme veya ilerlern© eylemieridir. Bunlar ştJyle aaerfertebiHr: Rejön, zîftniyet vs devfet düzerrtnin deffştirflmesf. smıf imtiyazırun ftafcfmrması. efconomik, frnansal, ftültüref, hnfcuksal, öğretimsri v» eğitimseT reformların yapüması; Doğal haklar (özgürlülr, eşitfifc), görüşünün; Tarîhi haklar fnancına tistün tutulması; 3zdeTObiçrmde yenileşme, batıfılaşma, köTt tencilîk devrfmlendir. Atatürk, bu devrönlerin anıa cını şöyle deyimler: «Efendîler, yaptıjfnnrz re yapmakta olduğumuz inkı N îstilânln acıhgını tatmıs bir mnbitte genç ve kahraman zabltvekilinin nğradıfı tecavfl. zü milletin bizzat Cumhuriyete karşı bir sn. ikast telâkki ettiği ve mütecasirler ile mfl. çevvlkleri ona före takip edeceği mnbak. kaktır. Hepimizin dikkatimiz, bu meseledeki va. zifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkiyle yerine getirmeğe matuftnr. Büyük ordonan kabraman gen$ zabiti ve Cnmhuriyetin tnefkâreci mnalUm heyetinln kıymetli nzvn Knbilây Bey temiz kanı ile Cnmbnriyet'in bayatiyetini tazelemiş ve knv. vetlendirmis olacaktır. isteriz Sl'Iİil! silâh ve para yardunlanyla ayakla&anlan desteklemişlerdir. örneğin: Menemen gericilik olayı, Cumhuriyet dejnemindeki iç ayaklanmalar ve benzerleridir. Bunlann en tehlikeljleri: Doğuda, Şeyh Sait Ayaklanması, Atatürk'e Suikast Girişimi, Menemen, Bursa Gericilik Olaylarıdır. Atatürk Devrimlerinin kaynak ve dayanairı: lâyik eğritim, öğretim ve kiiltür alanlarındakl devrim çalışmalarından birine ait tarihl blc fotoğraf. 15/4/1931 yılında kurulan «Türk Tarihl Tetkik Cemiyetl Türk Tarih Kurumu» nun Atatürk'ün başkanlığını yaptığı topUntılardan biri... Reisicumhur GAZİ M. KEMAL veren, rasyonel değer ve süreçlerin konmasmı temin eden layik eğitim ve öğretimdir. Devrim ve uygarlık tarUüerl bunu doğrular. örneğin: Amerikalüarm 1776 tarihll bağımsızlık, Fransızlann 1789 tarihli «Insan Haklan Evrensel Bildirgelerine» layikleşmeyi sağlayan maddeleri, koymu? ve uygulamış olmalandır. Bu ilkenin böyle büyük yaranna karşüık, onun Türkiye Cumhuriyetinde uygulamşı; Gericilere, sömürgecilerin çıkarına dokunduğu için onlann tepkileriyle karşılanmıştır. GericiTer: «Din elden cidlyor, çeriat isteriz» pbi yalan ve boş sözlerle cahU balkı ayaklandırmışlar. Sömürgeciler ise, yaptıklan Iâplarm tayesi, Türkiye Cumhnriyeli balkmı (sm>men asrî ve bütun mina rt eşkâli ile medenî bir heyeW içtünaiye haline isal etmektir. InkrlâbatımızTiı nmdeai bndtrr. Bu hakikstı kabnl etmeyen zibniyrtleri tarömaı etaîefc zarnridîr.» (1). Devrimferin temeli ve en önemlisi ANTSnzCA, yapılan ve y » pümakta olaa Atatürk devrimlerinin temeli ve en 8 remlisi; monarşife ve teokratik devlet düzeniıü degiştirip. K yerlna demokratik Cumhuriyeti kurduktan sonra, Layıklik ilkeslnin 10.4.1928'de, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasma konulması ve uygulanması eylemidir. Layiklik veya layikleşmo; fcı saca; vicdan, din, inanç, kanaat ve düşünce özgürlüğU; din ile devlet işlerinin birbirinden aynlması prensibidir. Devlet idaresinde layikleşme eylemi; bllim ve felsefede, hukukta, ahlâkta, eğitim ve sanatta layikleşmeyi etkiler. Dolayısiyle, toplumun doğruya, gu zele ve iyiye yönelmeslnl ve s o nucunda uygarlaşmasuıı sağlar. O, fosilleşmiş yabana değerlerin terkedilmesini, yerlerine, halkm öz kaynaklanndan ve çağdaş uygarhktan ahnmif, ulu sun gerçek ihtiyaçlanna cevap Drina'da Son Giiı Yazan: 59 Menemen gericlik olayı : ĞUSTOS 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkaa (Partisi), kurulduktan sonra, bu parti layiklik ilkesine bağlılığuîı kesinlikle belirtmesine rağmen, gerici unsurlar, bu partiye dolmaya başlamışlardı. Es ki tarikatlerin üyeleri, şeriat is teklerini su yüzüne çıkardılar. özellikle Ege bölgesinde. bazı merkezlerde gerici akımlar güçlendi. 1930 yılı Aralık aymda, gerçek müslüman olmayan, Nakşibendi tarikatine mensup, derviş, Mehmet adlı bir esrarkeş serseri, kendine Mehdi süsü vererek, Menemen dolaylarında, 15 gün süre ile ve gizlice halkı ayaklanmaya kışkırtü. Kandırabildiği altısı silâhlı, biri silâhsız yedi gerici yobazla birükte, bundan 41 yü önce bugün (23.12.1930), sabahın alaca karanlıgında, Manisa • Menemen doğu yolunu izltyerek Çardaklar'dan Menemen'e geldiler. Yeşil bayrak açıp» Tann'nın adını, kişısel çıkarlanna kalkan yapıp, Uâhiler okuyafâk ve tekbirler getirerek «Şeriat Isteriz!* haykınşlarıyla halkı ayaüanmaya çagırdılar. Gericilerin uslandırılması gftrevi, o tarihte burada bulunan 43. Piyade Alaymda Takım Komutanı olarak vazife yapan, Yedek Astegmen, Mustata Fehmi Kubilây'a verilir. FAİK BAYSAL  konu vercsim: AYHAN BAŞOĞLU | | GÜNAHKÂR KRALİÇE Devrim Şehidi Kubilây O DİŞI BOND oe vJ I ! VVl'LLfE . Ül UCUUA ATT4B. ucu. NU V=CS D/.VAVA >U •tö VÜ<seLWE5£ BAŞ OCAYA VOG SMANLILARIN siyasal, sosyal, politik, ekonomik, finansaî ve kültürel durumlarınm iyi olmadığı bir zamanda, Kubilây'ın babası, HUseyin Bey ile annesi Zeyneo Hanım, Girit adasında yaşıyorlardı. 1897 yılında, Osmarüüann bu kötü durumunu fırsat bilen Yunanlılar, Girit'e asker çıkardılar. Yunanlılar, 135 bin Türk şebidinin kanı ile yeşermiş zeytin dalını taşıyan Banş GUvercinini böylece Girit'ten uzaklaştırdılar. Bunun üzerine, Osmanlı • Yu nan Savaşı basladı. Savaş, Türk Ordusunun zaferi ile sonuçlanmasına rağmen, siyaset masasında Baülıların, özellikle; Rus Çan'nın etkisiyle Girit adasına özerklik verildi. Bunu müteakip, Giritte, Yunan şovenistleriyle ruhanilerinin uşağı EOKA çetelerinin, Defne mazlumelerine yaptıklan vahşetlerin sürdürülmesini, ne Batılı hristiyanlann kanşması, ne de Heybetnüma zırhlısının top sesleri durduramadı. (l) Atatürk'ün 30 Ağnstos 1925' te Kastamonu'da C.H.F. binasında yaptığı konuşmadan. mnş insanı. Tani karga gagası gibi bnrnn ha. vada gezen devlet adamlarından değilmiş Bro. no. Belki derdimizi anlatabiliriz ona. Karsılıklı arama on dakika kadar sflrdü. Sa. Kaymakam Bruno aslında bir Italyan yüz. manlıkta Azamoviç'in gölgesi bile yoktn. Ca. başısıydı. Asker olmasına rafmen ince, kibar mı kapadılar ve ümitlerini yitirmiş olarak dı. görünüşlü bir adamdı. Almanlannkinden apay;arı çıktılar. Selmanoviç yatağın ncun» ilişti, n, Balkanlı bir insanı biraz da şaşırtan bir siskendi kendine düşünmeye başladı. Bir dakika temle çahşıyor, ırk ve din aynmı yapmıyordn, sonra otarduğn yerden kalktı, kapı ağzına ge. Bu davranışı lideri Mnssolini'nin Roma Türülip durdn. Didik didik edilmiş toprağına içi yüşiindcn doğan ilkelerine aykınydı ama Brnno bnrknlarak bir kere daha baktı. ne yaptıgını bilen adamdı. Balkanları Alman Acaba ne oldn ba adama? Nereye git. ların zannettikleri gibi silâhın değil yalancıkmiş olabilir? tan da olsa sevginin dize getirebileceğini maNezir de yanına gelmiştl, yüzö gözfl ssmsn kamına oturdoğunnn ya da otartaldnğannn er. kıymığı içindeydi. tesi giinü hemen anlayıvermişti. Göreve bas Bana kalırsa Miç'i alıp götürmüşler. ölladıktan yirmi dört saat sonra kendini Türk, dürmüs olsalardı bir yerde mntlaka ölfisünü Hırvat, Sırp, Bosnak, Arnavnt demeden herke. olsnn bnlurduk. se sevdirmcyi başarmış, knlaktan knlağa dolaSelmanoviç'in gözleri nfnktaki dağlarda bir san söylentilere göre de Alman kavvetleri ko. yere takılıp kaldı. Nezir gibi onun dsfistuba. rautanıyla bu yüzden arası açılmıştı. Yalnız şı saman kıymığına bnlanmıştı. Kıravatının buna her ikisi de Hitler ve Massolini gibi bir dügümfi yakasının altına kaymı«, beyaz göm. bütünün yarısı olduklarından dışarıya karşı leginin giyilebilecek hiç bir yanı kalmamıştı. hiç belli etmemeye çahşıyordu. Fakat Bruno Koyu kahverengi elbisesinin rengini kızgın da son zamanlarda gözle görülebilen bir başka güneş bir kaç saatin içinde aiıvermif, içine deği.şiklik de meydana gelmişti. Alman komutoprak ve sarnan dolan ayakkabıları eskiciden tanıyla yanyana bulunraaktan özellikle kaçı. ahnıp giyilen ayakkabılara donmüştü. Başka nıyordu. Halkın hoşuna giden ba darama ay. başka insanlann yüzlerinden alınan çeşitli par. dınlar başka türlü yornmluyor, onlara göre çaların birbirine eklenraesiyle meydana şelmiş Bruno komatanla gizlice hazırladıkları bir plâduyçusnnu veren yüzünde anlatılması güç bir nı nygnlnyordu. Bu plân işgali şeker niyetine acının kireç beyazlığmdaki tırnak izlerl duyutturmak plânıydı. Alman albayı yumruklanrnyordu. Ba izier korknnnn sanmtrak rengiy. . nı kaUanırken Bruno. eldivenleriyle iş görüyor. le birlikte bütün lürtın» ve yanaklarının bazı dn. Böyle olsa bile sopuç nmduklan gibi çıkma. yerlerine ıslak ıslak yapışıp kalmıştı. mıstı. Anlaşılan Bruno halkın gösterdiği sevgiyi gerçekten benimseyivermiş, ba sevginin Ne yapacağım şimdi? Miç'i eğer merke. yanında nazizmin göz kamaştırıcılığımn çok sö. ze götürdfilerse çok fena. Almanlar'ı çok iyi nük kaldığını gören albay da kendisini kıskan. tanırım ben. Savaş lamanında onlar kadar raaya başlamıştı. Hikâye bnydn ve içindeki ger bayvanlaşan hiç bir millet yoktnr dfinyada, çek payının ne ölçüde olduğunu anlayabilme. Takaladıklan birini suçln olnp olmadıfına nin şimdilik imkânı yoktn. Yalnız bu oyun yiibakmadan kurşnna dizmeye bayıhrlar. Dnrnp zünden ya da ba çirkin ve ntanç verici oynna darnrken adamı da ne diye götürsünler ama? rağmen güzelim, eencecik insanlar ölmeye de. Yoksa baskına ngrayınca onlara karfi koyma. ya mı kalkıştı? Sanmam, hiç sanraam. Miç vam ediyorlardı. Ba oynnan dünyadaki başka bir adı da politikaydı ve halklar kendi ülke. böyle bir delilik yapmaz. Her halde ştayerle. lerinde yirminci yüzyıla rağmen ba rezilleri alrin topraklarımızı çiğnediğini görünce asker. kışlıyor, onlan insanlığın iyiligi için çalışan lerin üstüne atıldı, onlarla bognşmaya kalktı. kahramanlar gibi omnzlannda tasıvorlardı. Akla en yakın olanı da bn. Miç bu topraklan çok severdi çiinkü. Ba topraklara bir sey ola. Selmanoviç de Brnno'yn beğenirdi, fakat onn cak diye ödü kopardı. daima günün birinde kötü bir oyun oynayabileAklı biraz başına gelir gibi olmuştn. Şim. cek bir tilkiye benzetmekten de gcri kalmaz. dl eskisine göre daha açık, daha ayrıntılı düdı. Bununla beraber albayın kapısını çalmadan «ünebiliyor, olayların içinden çıkıp onlara bir önce Bruno'yn gidip görmek hiç de fena bir şey kaç adım geriden bir tabloya bakar gibi ba. olmıyacaktı. kabiliyordn. Ba yeniden kıvılcımlanmaya baş. Akşam olmadan yetişcbilir miviı dersln^ layan gözlerinden belliydi. Her ikisinin de Ayafımızı çabuk tutarsak yetişiriz. içinde, şn baktığı dağlar kadar uzak olan bir Şu hayvanlara bakıp hemen yola çıkalıır yerde, sanki yavaş yavaş bir ates yanmaya o balde. başlamıştı. Bu ateşin kıvılcımları arasıra göz Hangi hayvanlara? bebeklerinden dışarı sıçnyor gibiydi. Ağıldaki inekleri bilmiyor mnsnn? Git. Miç'i mntlaka bnlmalıyız. ölü diri bnlmeden satnanlıktan bir kucak ot çıkarıver şun. malıyız Miç'i. lara. Nezir kafasının içinde birden bir şimşek çak. Nezir hemen ise koyuldn, samaniıktan aldımı? gibi yerinden fırladı, sopasını sanki az önğı otları gidip hayvanlann önüne yaydı. Heps ce elinden kaçırdıgı farenin beline vnrnyormas de açlık ve susuzluktan ayakta duramaı halc gibi yere vardn. gelmislerdi. Fakat buna rağmen mis gibi otu Hemen kaymakama çıkalım. Brnno'nun görünce hiçbiri sevinmemişti. tlk önce kara ka. iyi adam oldnğnnu söylüyor herkes. Kim gelirra gözleriyle bir seylerden şüphelenmiş gib se hiç bekletmeden bemen kabal ediyormnş. uzun uznn baktıklan, sonra ıslak hurunlanyls Şa bizim Bralinalı sıska Cemaloviç gibi kendi. ellerini yüzünü kokladıkları adamın Azamoviı ni beğenmişin biri değilmiş. Kapısını çaldıktan olmadığını bemen anlamışlardı. sonra iki saat köpek gibi kapıda bekletmiyor. TIFFANY JÛNES O K E G.ECIEOTM ÖUÛM OE DevTİmin araacuu kavramış olanlar her zaman onu koruraayı ba şaracaklardır. Kitap halînde çıkf 1965 yılında eşimi kaybettim . Fiilî hizmet süresi 15 yıldan 5( gün az olduğu için 4 çocuğumla bana maaş bağlanmariı. Mali sı. kıntılarıraız bizlere acımızı bile unutturdu. Şimdiye değin hayatın bu zor şartlarıyla mücadele ettik olanca gücümüzle Ağustos ayında 5 yü görev du. Müracaaümızı takiben gelen yapan memurların dul ve yetim cevapta benden malüUUiJ raporu lerine maaş bağlanacağı haberi istediklerini öğrendik. Çocukni duyunca sevincinüz sonsuz larda malüllük şartı aranmıyordu. Ama hepsi de kız olan evlâüarun evlendikten sonra benim ve ayni durumda olan diğer annelerin hali ne olacak? Bir annenin en büyük mutluluğu çocuklannı mutlu görmektir. Ad ve yokluk içinde mücadele eden bizîer, ondan sonra da evlâtlanmıza mı jiik olacağız? Bizim yüzümüzden huzurAnkara'da kahvenin parekende suz olduklarını görerek nergün fiyatmm 38 liraya indiğini ve yeniden mi kahrolacağız? Bız halkın ucuz ve bol kahve bula anneleri sırl malül değiliz diye bileceğini sayın Belediye Başka böyle bir haktan mahrum ederek yeniden acüara garketmenırun beyanatından öğrendik. Ancak, biz emeklilerin eski ar yiniz. Geleceğin korkulu duşleyasatmayımz şimdiden. kadaşlan ile buluşup sohbet için rini gittiğimiz kahvede, Belediyenin Memleket yararına görevlerinyeni verdiği tarifeye göre bil de eşlerimize her yönden desumum meşrubat flyatlannı % 50 tek olan bizlere hakkımız olanı vereretc htızura ka\uşM'rmanız arttırdığmı, misâl olarak "75 fcuruş olan çayın 100 Krş. 100 Ku tüm anneler olarak diıeglmisruş olan kahvenin 150 Kuruşa dir. yükseldiğini üzülerek gördük.. Zor şartlar altmda &öreve Şeker ve çay fiyatlanna zam başladığuıızı biliyoruz. Bunun yapümadığına, kahveninki de için bizim zorluklanmızı da anucuzladığma göre, bu fahiş fi lıyacağınızt, çözümliyeceğinızl uyatlar neye göre verilmiştir an marak yazıyor ve de yüzümüzü güldürecek, hakkımızı verecek lıyamadık. İzahmı bekliyonız. kanunu bekliyoruz sizden ümitNihad ATAMER ATAÇ Sok. Yııva Ap. 34î le. N. G. Kızılay ANKARA Dul bir anneden Maliye Bakanına Cumtuııiyeff# mekhjplkif Kahve fiyatı ucuzladı diyorlar ama Orfaokul inşa edüemiyor Gazetenizin 3.11.1971 tarihli nüshasının 4. sayfa, H «iıırnunda yayımlanan «Yaz;k O!dy Köylüm Sana> caşlıkl; vaz: mcelenmiştir. Sivas tlinin Divriği tlçesı Sin csn Bucağı Çamşık Bolge Köy leri merkez dururr.da olan Gür pmar kö^oinde ortaokır. agı.taa sını ıkı yıldır istenmekıpdir Gürpnar köy'inUn nülusu 2S1 çevre nufusu 4.43a kısıflır Mevcut vönetmelifp eöre or taokul açılacak merkezin nüfu sunun 3.000 den fazls veya 2.nrı( • 3f M arasında ise çevresi ile .X ) birlikte 6.UO0 den az oSmnmas gerekmektedir. Yurdumuzda, ortaoKuı açılmî sı konusunda henü7 nüfusı 2.00(1 den az v'erieşm» mprkez lenne ınilememiştir Biljrl edinilmesinr ve ^ıçıkla ınanın buna göre vapıimasm rica edernn. Saysıiarımla.