Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAfdFE DÖRT 15 Temmuz 1970 cl ele» aevretmeRte guçııtK çeKmez. Eğer, pıyasada tıkanıklık varsa, malın kılosu 20 000 dolara da çıkar. Ancak, burada «gtivMMtılH» konusu Uzerinde kısa ca durmak gereklr. Güven duygusu, bu yeni dünyada ortadan kalknuş, Avrupa'da kalmıştır. Çünkü, «OM» Nostra* gerekirB8 malı alıp, parayı verirken nthaMiifia «toprağını bollastoıverlr» adamın. RaMp çetelere, polise ve satıcıya karşı alman buyük güvenlik tedbirleri ıçinde tamamlanır bu devir teslim lşle mi. CKVfHTTRlYET UGUNKÜ yazunıza A.BX>. nin uyuşturucu madde ıstatistıklerınden ozellikle eroin ıle ilgıli baza rakamalara burada yer vererek başlıyalım. Bugun, Amerika'da 62 bin kişl eroin kullanır. Blr başka deyımle, her 3200 Amerikalı'dan bıri erotnmandır. Bunlann yüzde 49.8'i beyaz, yüzde 49.7 si zen ci ve yüzde 0.5'i de öteki ırklardandır. 3 tanesı New York' ta olmak Uzere A.BD.'de 5 kışi «dinamit» ten yani fazla dozajlı eroin kullanmaktan blmektedır. Adına artık yabancı olmadığmız Cusack'm ft g re, A3X>.'de yılda 3 ton eroin tüketUmektedır. Bunun yüzde 80'inin Türkıve'den, yüzde 15' inin Mekslka'dan ve yüzde 5' 1nın de «Uzakdoğu Üçgeni» denılen, Tayland, Laos ve Burma' dan AB.D. ne geldiği iddia edil mektedir. Dünyanın üstün devleti ABJ3. Ay'a lnsan gönderebilecek bir guce sahip olduğu halde bu uyuşturucu maddeyi ve maddeleri sınırlanndan ğirerken durduramamaktadır. Bu kadar ysy gın bir sabtl koruma ve polia gü cüne sahıp, teknik cihazlanmanın zirvesınde olan bir Amerika, nasıl oluyor da, bu eroin trafiğinl önleyememektedir? Bu guçlülüğü, güçsüzlüğe çeviren gdrünmez kuvvet nedir? ED B RflPORU Özgen ACAR • EROİNDE SAFLIK ROÎN, hiçbir zaman yüzde 88 gibi bir oraoda tükettciye satılmaz. Tuketicinin kul landığı eroınin saflığı ancak ve ancak yüzde 26 oranındadır. Yüzde 3lük bir dozaja alışkın bir eroinmanın, ilk yazımızda ta mmladıgımız şekilde birdenbire yüzde 6'hk bir kapsUlü damarla nna akıtması, «dinamit» lenme denilen, aşın dozajdan doğan ölüm olayını yaratır. Yüzde 88' lik bir eroın kapsülü herhalde eroinmanda ya atom ya da bid roien bombası etkisi yaratır!.. Nixon, beş (M) le mucadele zorunda ra» denilir. «COH Nostrı» kelimelerinin Türkçesi «Şeyimiz» dır. Ne demektir, «seyimiz?» Akluuza gelen ber turlü kanun dısı işlerı kamufle eden bir snlara taşır. Mafyacüar bu argo kelime ile, «Her türlfl kammsıu işte bu kelimenln t r l u ı m ı gizteniriz» düşüncesini, anlatmak isterler. Cosa Nostra. yani «şeyimis», uyuşturucu madde kaçakçılığı demektir. Beyaz Kadın ticaretl demektir. Içki kaçakçılığı, silâh kaçakçüığı, ölum ve öldür me demektir. Yıllar yılı bu yeraltı örgütünü hiçbir kanun gücU ortadan kaldıramamış, dağıtamamıştır. Buna teaebbus eden lezin sonu, yB bir kursun, yft garip bir trafik karası, ya da peneereden duşme ile tanımlanan akla hayale gelmeyen ölümler olmustur. BU kanun dlSI mrmnın» örgütttn yönetlcUeıl Korsika'üdır, Sicılya'lıdır, Italya'lıdır... Adam lan ise Portorikoiudur, MeksikaTıdır, Kübah'dır, Çmli'dir, Zencidir... Bundan ötürü MarsUya'dan New York'a ozellikle seçUerek gönderilen Mösyö Muteber'in adamı Sinyor Temsüci, kolaylık la ılışki kurar bu kişilerle. . Sinyor Temsilci elindeki saflık derecesl yüzde 88 oranındaki 50 kiloluk «mah> kilosunu en azından 12 500 dolardan, yani toplamı 625 bin dolardan «blrin E • ELLER!... «COSA NOSTRA» B ü görünmez kuvvet Turklye'de «Mafya» olarak tanınır, îtalyanca'da «Cosa Nost CEM SULTAN ve, UJIqaS penoereKm cttH DtŞİ BOND İNYOR Temsilci'den yüzde 88'lik eroini 625.000 dolar vererek satu» alan «Birinci El» ln yaptığı iş, bunun saf lık derecesıni azaltmaktır. Bir kılo eroine 1 kiloluk süttozu, kınin tozu ve pudra kanştınlır. Şu iki sonuç alınır: 1. Eroin yüzde 44lük blr dereceye intniş ve miktan iki kilo olmuştur. 2. Kilosu 12J00 dolarken 2 kilo olunca değerl de 25.000 doUra çıkmıştır. 50 kiloluk eroin 100 kiloya çıkmıştır. Bu kanştırma işine, «Cosa Nostra» dilinde «kesme» denir. Bu işler ile uğraşanlar aldıklan ve sattıklan malın saf lık derecesinl bilmek durumun dadırlar. Bilmeden yapacaklan bir yanlışlık, sonlan olacağından, kendileri bu kesim işini, kanştırmayı yapmayı bizzat isterler. Birinci el, elde ettiği bu kanştırma işınden sonra, yuzde 44luk 100 kiloluk malı çeşitli «Ikinci el» lere satar. Ellerın derecesi arttıkça, şebekenin dağılımı da A.B.D. nın 50 eyaletıne doğru genişler. Bu gelişme tıpkı gole atılan bir taşm yarattığı halkalar gibi büyüyerek olur. Bu «Iıkinci el» de ma lı süt tozu, kinın tozu ve pudra ile kanştırır. Sonuç, bir kiloluk erom yuzde 22'lık iki kılo eroin olmuştur. Değerl de 50 bin dolara çıkmıştır. Üçuncü el, dordüncü el'e verirken oran yüzde ll'e duşurulur, değeri ise kendüigınden 100 bin dolara çıkar. Dordüncü el, bu oranı yüzde 5.5'a aynı şekilde çevırirken, malın degeri de 200 bin dolara yukselmiştir. Dordüncü el, bunlan bolge örgüUerine verirken deger 400 bin dolara ulaşır. Bu bolgeler bunlan «torbacılar» aracılığı ıle nıkel kapsuller ıçinde 100 mıligram agırlıgında pıyasaya surerler. Bır kılodan 10.000 kapsül hazırlanmaktadır. 16 kılo eroin 160.000 kapsül eder. Her kapsül, yenı başlayan lara reklâm fıyatına (!) 5 dolardan, «Harrysever» lere ise 10 dolara kadar satılır. Hepsının 5 dolardan saülacağını kabul etsek 16 kılo eroin tüketicüere 800 000 dolara mâlolur. Sinyor Temsilci, 50 kiloluk bir parti ge tlrdıfine göre piyasaya 40 müyon dolarlık mal suriilmüş olmaktadır. 500 kiloluk Türk afyonu T.M.O. nin îstanbul'daki deposuna gırmiş olsaydı, bunun değeri 4 500 dolar olacaktı. 4500 dolar nerede, 40 milyon dolar nerede. Dunyanın en çok kârlı işıdir şu eroin!... S dir...» Bu soruyu yöneltmemin, başU ca nedeni de Pekın'deyken konuştuğum baa batılı dıplomatlardan aldığım bilgilerin doğruluk derecesinı bğrenmektı. Bu bılgilere gore Komunıst Çın, Kore, Vıetnam üzerinden Pasifikten doğru ya da dostu bazı Ortadoğu ülkeleri özellıkle Sunye kanah ile Türk afyonu adı altında Amerika'dakl kaçak pi yasasım yıne Marsilya uzerınden besledığini duymuştum. Bunlan öğrendiğim zaman, Türk piyasasma hâkim olan, Turk halkımn günlük hayatına giren Komünist Çln malı bir yığın kaçak eşyadan dolayı makul bır iddla olabileceğine karar vermiştim. Nikson'un bu iki kurmayı, bu sözlenyle düşünceml yan yanya doğruluyor lardı. Bu düşüncemi doğruiayan bir başka haberi de bir Amerikan ajansı olan U.PI., geçen ay içinde Hong Kong'tan ve riyordu. Haber şoyleydi: «Hong Kong'da Ingilizce çıkan Daily Star gazetesi, Kızü ÇSn'in kendisine milyonlarca do Isrlık gelir saflayan afyon ve eroin kaçakçılık teşkilâtınm bm şma Yen Yunp"u geürmiş olduğunu açıklamıştır. Gazetede eskiden Hong Kong ve Portekiı müstemlekesl Macao üzerinden yapdan sevkiyatın, simdi Tayland ve Birmanya ve Kuzey Vietnam üzerinden yapıldıgı da kaydedilmektedir» Haberde aynca, malın Yunan eyaletinin Kuming şehrinde san dıklandığı ve daha önce yabancı gemilerle yapılan anlaşma ge reğmce Tayland, Kuzey Vıetnam ve Birmanya karasulanna uçak tan paraşütlerle atıldığı ve gemılenn bunlan denizden topladıklan da açıklanmaktadır. de fln soktuğu ve böylece, afyon lavaşlannın intikamını aldığı gt bi dolarlan da cebe indirdiğl »oyleniyor. Ne dersiniz?» « Komünist Çin'den direkt bir afyon kaçakçılığı yoktnr. Hong Koof üzerinden geldiğinl ymİAnlamalr mntnktîn değil % Bir torbacı ile bir •Harrysever.in aiıj verişi. Ellerdeki güvensizlik, A.B.D.'deki eroin dunyasmm <al gülüm ver gülüm» dünyası oiduğunu ortaya koymaktadır. ber'in daha çok kazanmak için anlaşılıyor Cusack'ın sözlerinSurıye ve Lübnan yolunu kaldı den. Îstanbul'daki birkaç Bay rarak, doğrudan doğruya MarMuteber yüzünden Sayın Amesılya"ya malı teslim ettiği şeknkalı dostlanmız, bizlere «bolmde bazı gelişmelere de tanık zulmuş» damgasını vurmaktalık yapılmaktadır. dırlar. Ne yapın yapın, bu Bay Muteber'lerin maskesini indire• TÜRKİYEDE cek bilgileriniz varsa, çekinmeden güvenlik makamlanna duBOZULMUŞLUK yurunuz ki Turkiyeyi bu «bozul muşluk damgası» ndan ve Türk ÜRKtYE. Meksika ve Ukoylüsünü de gelirindeki azalışzakdoğu Uçgeni dışında afdan kurtaralım. yon kaçakçılığı yapan baş• RUSYA'NIN DüRUMÜ ka ülkeler olup olmadığını Tartaglino Cusack ikilisine ARTAGLÎNO Cusack ikillsordugumda aldığım cevap şöysme bır başka soru daha yö leydı: nelttım: « Kuıunsuz atyona böyflk « Rusya'nın devlet kontroihtiyaç varsa da, Meksika bulünde kaçakçüık yaptığına dair gün yetiştirdiginden fazlasını söylentiler var. Ne derslniz?» yetiştiremez. Hindistan'da ka« Rusya'nın devlet kontrolünçakçılık başlanustır. Fakat, dade kaçakçüık yaptığına dair bil ha az başanlıdır. Çünkü, Hin gimiz yoktur » distan'daki kontrolün daha iyi Hayret, Cusack bizim politıka olduğu görülmektedir. Sonr» bu cılarla komışmamış olacak ki ülke bu konuda daha az bozul bu işte «komünist parmağı» nı muştur. Hindistan'da çiftçilerin kanuna uygun afyonlannı satgorememişti. Oysa, bu soruyu malan dahs kârlıdır. Çünkü, sorarken, daha önce kendileri hükumet bu üretime yeteri ka ıle konuştuğum bazı politikadar iyi para ödemektcdir^» cılar boyle bır iddiadan, bılgıden söz etmışlerdi bana. Bu Hındıstan'ın Sayın Ankara BU bilgilere gore Sovyetler Birlığıyukelçısi Bajpaü. Hükumetinizi nin devlet afyonu, Bulgaristanuj'ann, Turkiye'deki afyon sınır dan Avrupa'ya sebze taşıyan fri lamalan yakında size de atlayagorofık kamyonlarla götürülmek cağa benzıyor. Türkiye yutulduteydı. ğu anda devin ağzında sizin fakır halkınız da var. USACK'a bir başka soru da ha yönelttim: Sayın Turk halkı!.. Hindistan' « Peki, Çinin çeşitli kam bu konuda daha az, Türkıye' nallardan Amerika'ya eroin, mor nin daha çok bozulmuş olduğu I T • NtXON 5 (M)'E KARŞI tXON, Ingersoll, Tartaglino, Cusack ve Daniels, iste diğiniz kadar Türkiye'de ekım alanlanm sınırlandırmaya çalışın, «Cazibe Merkezi» olan Amerika'ya eroin sokmayı önle yemeyeceksimz. Çünkü, «AFYON SAVAŞI» nda düşmamnıa yoksul 70 bin TUrk kbylü ailesi değıl, 5 tane (M) dır. Gençlerinizde bu «MORALSİZ LİK», içinizde «MAFYA», yol üzerindeki «MARSİLYA», îstanbulda «MÜTEBERLER» ve karşınızda da size karşı intikam sa %'aşı veren «MAO» olduğu sürece bu mücadelenizden başanlı çıkamıyacaksınız... M YAR1N : KAÇAKÇILIKLA MUCADELE C Bir olayın başlangıcı • • • • • 36 •••• MUZAFFER BUYRUKCU «öyle bir sey demedim. Hiç önemsiz olnr mn? Belki de ..» dedi, önüne baktı. Bn akşatn, sadece hikâyelerini dinlediH bir olayı yafamıs ve onnn her şeyden önemli oldnğunn anlamıştı. İlk sıralardaki karsı koyuşunu, başını sa|a sola kaçırışını, göğsünden itişini, «Bırakın beni, rica ederim, geç kaldım^ deyişini hatırladı ve kikir kikir güldfi. «Bir sey mi var? Ne oldn, niye gülüyorsan?» dedi Doğan. «Hiç .. Akuma saçma ıspan bir takıtn seyler geldi de.» «Bana söylemende bir mahznr var mı?« «Şimdilik var. 1lerde söylerim olur ma?» «Olar.» dedi Doğan ve araya baska şeyler girdiği için yanm bıraktıfı somsuna döndü, «Baska bir takım nedenlerle gcç kalmıyor mnsun?» dedi. Hümeyrs dardn, dik dik baktı, kara ksşlsrının bitiştiği aralık katlanmıştı. «Baska mı? Anlamadıra, ne demek istiyorsun?» «Hiç canımj» dedi Doğan, kızardı, boıardı, «Arkadaşlaruüa gezmeye falan, sinemsya fslan gidiyor musnnuz demek istedim.» «Ne demek istediğini anladım araa ben öyle kızlardan değilim müsaadenizle.» Parmaklarını parmaklarından çekmek istedi ama bırakmadı Doğan ve ölçüp biçmeden söz söylediği için kendisine kızdı, «Şu esseklikten blr türlü kurtulamı>acaksın. Baban soyledi mi surat asıyor, kızıyorsun.» parmaklarını oksadı, işaret parmağını ncandan öptü, kızan annesinin gönlünü almak istediği sırada yaptığı gibi, «Beni yanlış anladın, onn demek istemedim.» dedi, koluna omızuna attı, knlak memesini tnttu. «Hayır Doğan.» dedi Hümeyra, kızgınlığını ııııınıiNtııııııııııı • EROİN Mt, URANYUM MU? UNÜN sadece 50 kiloluk bır eroın partısi olduğu, ABD'de 3 ton eroinm kullanıldığı hatırlanacak olursa A3D.'nden çıkan dövız yüda 3040 milyon dolardır. Bu arada A3X).'nin Türkiye'ye geçen yıl verdiği ve bu yıl verecegı soylenen kredi miktarınm 40'ar milyon dolar olduğuna da dıkkati çekelım. Buna karşılık, A.B.D. içinde eroinm etrafında donen dolarlann 22^ milyar dolara ulaş tığı söylenmektedir. Nixon"un konuya bu denli onem verışınin nedenlerini bu rakamlarla bıraz anlamak mümkündür. B TİFFANY JONES gizlemek isteyen bir sesle, «Ben senin ne demek İstediğini çok iyi anladım. Ama »en beni tanımıyorsnn daha.» «özür dilerim. Kınlacsğını bllseydim, »Bylemezdim.» «Yooo, kınlmsdım. Yainıs wnln bana ksrşı çok açık olmanı istiyorum. S6ylediğini ferl alma.» «Sen de bana açık olacaksın ams.» «Evet... Sevgiiimin olup olmadığını sonnnş* tnn değil mi?» Doğan, ntandı, ezildl büzüldü, gözlerini yanlara kaçırdı, kalaklannı bir ates bastı ama sonnnda bn kadar sıkılmayı anlamsu bnldn ve rahatça, «Evetj» dedL «Hiçbir sevgilim olmadı. tlk olarak sen...» dedi Hümeyra ve ağlamaya basladı. «Rica ederim. tnandım, inandım.» dedi Doğan, omnzlarından tutta, sarstı, bir çnval inciri berbat ettik diye geçirdi içinden ve tan nasıl snstnracağını araştırmaya basladı. «Hümeyra.» dedi, tekrar «Hümeyra » dedi. Ku kar> sılık vermediği gibi ağlamasını hızlandırdı, «Hfimeyracıgım.» dedi. Yer elverişli olsaydı ve öpseydi arka arkaya snstarnrdn onn. «Beni seviyorsan ağlama!» dedi. Bnrnunn çeke çeke ıslak gözlerle Doğan'a bsktı, «tnanmıyorsan bana. O sokaktan geçmemize bile bir anlam ver«Ben herhangi bir amaçla sormadım ki?» dedi Doğan, içinden de iki yüzlülük yaptna, yalan söyleme. Babanın dediği gibi sen adam olmazsın diye söyleniyordn. (Arkssı var) J • TÜRK AFYONU VE REKLÂM M GARTH cavs AYLÂK MUSA AFYA'nın Türk afyonunu tercih etmesi, biz, Türkler için bir kıvanç nedeni olmalıdır!.. Eğer Nixon ve Ingersoll ve Tartaglino ve Cusack ve de Daniels olmasaydı, belki de gelişmış Amerikan reklâmcüık dunyasmda Mafya'nın yapacağı şu reklâmlara da raslamak mümkun olacaktı: « Hanylerimir, Türk afyonundan yapümıştır.» « Türk afyonundan yapılmıs, eroinlerimizi kullanın, ken dinizi Türk hareminde sanın . » « Oooo.. Ne kuUanıyorsun? Türk afyonnndan yapılmış oğlan! (eroin)» îşin, saka tarafı bır yana, Türk afyonunun Mafya tarafından neden daha çok tercih edil diğıni sorduğum zaman aldığım cevap şoyleydi. t Bütün sorun, afyonnn için deki morfin oranına bağlıdır. Türk afyonundakl morfin oranı yüzde 1215 arasındadır. Yeryiizünde hiçbir afyon bu kadar kuvvetli morfinl içennez. Yugoslav afyonunun morfin oraııı da Türk afyonuna yaklaşmakta dır. Hint, Meksika, Uzakdoğu af\ onlanndaki oran yüde 57 oranını geçmez. Hindistan'dan iki kilo afyon almaktansa, Türkiye'den 1 kilo afyon almak daha kârlıdır » Şu ana kadar afyonu tarladan çıkardık ve Sunye Lübnan, Mısır üzerinden Amerika ya. tuketıcımn kol damarına ka dar getırdık Yalnız sor. zaman larda tstanbul'dakı Bay Mute I 67 Duruşma başlar başlamaz Fletcher ayağa kalkıyor. Yargıç kursusunün ön tarafuıa ısabet eden bir yerde duruyor. Bu noktaya buyuk zaafı var anlaşüan... Çunku jüri üyelerine olduğu kadar bu• tin salona da hâkım. « İddia makamınm arzusu, bugün yüksek mahkemenin huzuruna dinlenenlerin dışında bazı tanıklar daha çıkarmaktı . Bunların arasında öldurulen Stephen \Veaver'ın uçağı Ben, asü adı ile Benjamın Hernandez vardi. Sonra Rodney Stevena ısimlı bır tanık daha çağıracaktık. Bu Stevens, mıs Weaver'in oturduğu apartımanda kapıcılık yapıyor. Aym blokta görevli Thomas Dellangelo da tanıklarrmızdan biriydi. Fakat sanık durumundaki Nathanael Lıedenskı'nm sorgusundan sonra, iddia makanunın onceden bılmedığı bazı gerçekler ortaya çıktığmdan, biz adaletin sıhhatli ve noksansız bir açıdan teceEisi için adı geçen tanıkları ilerki celselerde dınletmeyi daha uygun buluyoruz. Bunların yerine iddia makamı başka bir tamğı dinlemek arzusunda... Bu tanık mıs Mary Elisabeth Weaver'dır. Fakat iddia makamı çu anda söz konusu tanığın sorgusunu yapma bakımından gere"ğınce hazırlıklı değıl. Bunun ıçın de yüksek mah kemeden bır ricada bulunacağız.» Mümkunse duruşma yarın sabah saat dokuza tehir edilsin... Aradaki zaman boşluğundan faydalanarak biz de hazır lıklarımızı tamamlayalım... Yargıç Anderson oturduğu yerde şöyle bir kımıldıyor: ) « Dığer bir deyimle iddia makamı kendince gerekli gordüğü için tanıkların dınlenme sırasını değiştirmek arzusunda.. Sebep olarak da bize daha önce mis W" ıver'i dinlemek amacını gösteriyorsu nuz. Oysa siz hazırlıklannızı listedeki şahitleri din letmek üzere yapmışünız . Buna mukabil mis Weaver îimdılik hesapta bulunmadığı için bu ko H. L. DUGAL YARINSIZ ADAM (Arfca* rar) Türkçesi: Adnan TAHİR nuda hazırlıklı değilsmiz . Duruşmanın yanna blrakılraasını istemektekı sebep bu...» Jüri üyelerinden çoğu kıpır kıpır... Hepsinin de gozleri parhyor. Îşin içjuzıinü kavramış gibi bır halleri var... Fletcher, açıklamasını biraz dolam baçh yollardan yapmışü. Oysa yargıcınki gayet sanh. nwvwwi'i»m