18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖRT 29 Nisan 197u CUMHÜRİYET Bir lise öğrencisinin HIFZI VELDEÎ VEÜDEDEOGLU İlk Mecliste bir liseli memur * l k açıldığı günden baflayarak bırınci, ıkinci v e kumen | üçüncü donemlerınde, çesitli kalemlerinde tam altıbuçuk yıl memurluk yaptığım ve mümeyyizliğe kadar yükseldiğim Türkıye Büyük Millet MecUsi, 1920 yılının Nisan sonlarma doğnı açılacaktı. Istanbulun 16 Martta muttefıkler, ozellikle Ingilizler tarafından işgalinden sonra Mustafa Kemal Paşanm Ankara'da bır «Mecbsi Mılli>yı toplanüya çağırdığuıı daha önceden duymuştuk. Okulda smavlanmız erken yapılmış, sınıftaki sıralardan yeniceleri mebusların oturması için, Meclisin loplanacağı saloaa gönderilmişti (11. en o yıl onbirinci smıfa geçmiştim. Liseyi bitirmeye daha iki sencm vardı. Ankara Darülmuallımininde (erkek öğretmen okulunda) tabiat bilgısi öğretmeni olan öz ağabeyun gibi sevdiğim amca oğlum Halil Şerafettın, bizım sınavlarm bitiminden birkaç gıin sonra, yani 21 veya 22 Nisan sabahı bizim okula gelerek beni buldu. Bahçenin yoluna çıktık: (Hıfzı! Biz öğretmenler yeni açılacak Millî Mecliste memur v e zabıt kâtibi olarak butün tatil boyunca çalışacagız. Mustafa Kemal Paşa oyle istemış. Meclis Bas Kâtibı, Recep Bey isminde bır Erkânı Harp bınbasısı. Bu zat bızı çağırdı, •Tansı iyi ve imlâsı düzgiın, sâyanı itimat kimseler tamyorsanız getiriniz. Daha memııra ihtiyacmnz var. Senin yazm güzeldir, bakahm begenecekler mi haydi gidelim» dedi) Meğerse Ankara Vilâyeti kalemlerinden ve öteki daırelerden dâvet edilen yaşlı memurların Abdülhamıt ve Meşrutiyet devirlerini yaşamıs olanlarmdan ço?u, Saraya ve İstanbul Hükumetıne karşı isyan etmiş durumunda saydıklan böyle bir Mecliste, memur niteliğiyle de olsa, çahşmayı ihtiyata uygun bulraayıp birer bahane ile dâveti kabul etmıyorlarmiî. Bunun üzenne okullara başvurulmus. î deallst öğretmenler hemen gitmişler; ancak kadro dolmamış; yazısı iyi olan ögrencileri bıle memur olarak alacaklarmıs. *" • işe çok sevinmekle birlıkfp: «Benim yaşun küçiik diye Kuvayı Milliye'ye bile almadılar, Memur alırlar mı?. dıye duraksadım. Serafettin ağabeyim, •Simdi fevkalâde bir durum buIundağunu, benim Snltani Mektebinin onbirinri sınıf talebesi olduğumu, mernuTİnk fçin yaşa bakılmıyaeağmı» bildirdi. Ben hseyi yanm bırakmak istemediğimi soyleyince de: «Esasen ben de muallimlik mesleğini bıra Mustafa Kemal Paşa, ilk Meclis binasının balkonunda gorünunce halk coşar, kendisini heyecanla alkışlardı. davranışlanndan da işlertn nasıl gittiği konusunda mânalar çıkanrlardı. kaeak defilim. Tatil bitince mektebe doneceğim. O zaman sen de istifa edersin» dedi. Bu son söz benim akhmı bu işe yaürdı ve bütün duraksamalanmı ortadan kaldırdı. O zamanki duygumu gerçek olarak yansıtmak gerekirse söyleraeliyim kı, tarıh dersınde okuduğumuz Amerikan Bağımsızık Savaşındaki Kurucu Meclise, ya da Fransız İhtılâlınin basmdakı Parlâmen*o>a benzettiğım bu «Meclisi MiIIîde çalışmak, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarım çok yakından görmek, benim içm bır «nımet», hattâ ntmetten de ustun tarihsel bır fırsattı. Ancak Çorumda bulunan bal^am acaba bu işe ne derdi? Her halde sevinç ve belki de henüz çocuk sandığı oğlunun böyle önemli yerde porev aldığuıdan gurur duyardı <2). Bırlıkte gıderek Meclıı Binasının bugunkü Sayıştay tarafındaki aşağı kapısından içeri girdık. O sırada başkâtip Recep Bey odasmda yokmuş. Şerafettın ağabeyim beni evrak müdür muavini Ankarah Tevfik Bey'e götürdü ve durumu anlattı. Meclise gitmek uzere izin aldım, çıküm. Açıhşa bir gün kalmıştı. Ben, her ne olursa olsun, ilk gun orada bulunmak istiyordum. Hemen koşa koşa gıderek Şeref ağabeyimi buldum, durumu anlattun. Yine birlikte Meclise gittik. (1) Ne garip bir rastlantıdır ki, 1920 Nisanuıda Buyiık Miîlet Meclisine gonderdiğimiz lise sıralanr.da ben 1925 de 'fakat bu kez yüksek oğrenim görmek için yeniden oturdum. Çünkü Ankara Huknk Mektebi S Kasım 1925 de Türkiye Büyuk Millet Meclisi binasında Ataturk'un bir soyleviyle acılmıs ve sabahları 6ğretim, kısa bir süre için, orada yapılmıştı. Öğrenciler, mebusların oturduğu eski lise sıralannda yer alır, profesörler de Meclis başkanının oturduğu kürsude otururlardı. O tarihte Istanbuldaki Üniversiteye «Darulfünun> \ e onun hocalanna «müderris», Ankara Hukuk Mektebinin hocalanna ise •profesör» denilirdi: Birkaç ay sonra okulumuz, hükumet konağı arkasındaki postane binasına kaldırddıgı zaman çok üzülmuştüm. Çunkü o Meclis binasında benim hem lise öğrenciliği, hem Meclis memurluğn hâtıralarun vardı. (2) Düşüncelerimde aldanma 0 nun H ı f n Veldet Velidedeoğlu ilk Mecliste liseli bir memurken ilk jnaaşı ile bir kalpak alroıştı. Ustöndeki üniform» liseli üniformasıdır. B mıs, Meclis memurluğuna tâyinimden sonra babamtlan: «Nura Aynım evlâdım: seni tebtik ederim. Sâyin meşkur olsun. Ben sizleri bu günler icin yetişilrdim. Vatan ufrunda tarikı ve istikamette sıdk ile çalı ni Bari i]e vatanınıız h; raktır» cümlclerini de kepsayBH ve beni çok sevindiren guzel i i r mektup almıştım. / YARIN: Büyük Millet Meclisi Heyeti Tahr|ı4yesi Konuveresim AYHAN BAŞOGLU X E M SULTAN , VMY VAV, N E L E R G Ö R Ü V O E U M ? ÖEFINE TAL;P APAYDIN 84 Ama duramadı, bir koşu evlerine gıtti Pencereye eğılip bakü. Kalabalık daha da büyumüştü. Kadınlar ağlaşıyorlardı. Hele birisı saçını başını yoluyordu. Fadıme tanıyıverdi. Alı'nın koca halasıydı bu. Başladı kendısı de ağlaınaya. Muhakkak Alı'nin başına bir iş gelmışti. Neydi acaba? Ne ola bılırdı? Gozlerinden domur domur yaş boşanıyordu. Meraktan çatlıyacaktı. Tekrar Hasibe ablalara koştu Daha gelmemiştl. Hay Allah, nerde kaldı bunlar. Nıye gelme2 ler? Ah, Âliıi . Sana bır şey mi oldu yoksa Alii... Omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu. Sesinı koyvermisti. Yerinde duramıyor, oradan oraya koşuyordu Bır aralık anasmı görür gibi oldu. Çabuk çabuk eve gelıyordu. Koşup önüne çıktı. Ne olmuş ana? dedi. Ne var orada söylesen e? Yok bir şey kız. sana ne oluyor a aa! Topla kendıni El adamı ne der? Aiı'ye bir ?ey mi olmuş ana? Olmuş ya' Korkutmuşlar. Yüzü gözü eğilmiş. Dürzüler! Define diye obnadık belâlan çıkardılar başmıız». Ve | u Kur'aru, boban okuyacalc çabuk ver. Fadime bir şey anlamamısti, Kim korkutmuş? diye sordu safça. Ne bileyim, gömü arıyanlar işte. îçerdeymisler. Bobanla Ah de üstlerine sanvermMSİer Ee? E'si iîte, lçerden bağınp çaŞırıp korkutmuşlar. Ali duşmüş bayılmış. Ağzı yüzü eğümıj. A a... Sen hiç belli etme. Ayıptır. Duymazdan geliver. El adamı tefe alır da çalar, anladın mı? Hiç dışarı çıkma! Kitabı koltuğunun altına sıkıştırdı. Kapıyı şırak dıye örtüp yiirudü. Fadime odamn ortasmda dikildi kaldı. Ne edeceğinl bilemiyordu. Gözlerinl kapıya dıkmiş bakıyordu. Çaresizlik içindeydi. Son. ra birden sedire kapanarak ağlamağa başladı. Omuzları sarsıla sarsıla ağlıyordu. .*. Ali yer yatağmda kıvranıyor. titriyor, anlaşılmaz sesler çıkarıyordu. Birisiyle boğuşuyor gibiydi. Yüzü tanmmıyacak hale girmişti. Çenesi uzamış, bir yana kaynuştı. Ağzı açıktı. Eğik yanından kopukler akıyordu. Köylüler yatağın çevresine dızıbnişler, ne edeceklerini bilemeden bakıyorlardı. Şaşkmdüar, susuyorlardı. Allah Allah yavu, ne edeceğiz bu çocuğa? dedi birisi. Başını iki yana salladı. Çaresizlik içindeydL Yirik Habip gözlerinl yumm'us, bildiği duaları pespese okuyordu. Biraz sonra karısı geldi, kitabı usulca uzattı. Yirik Habıp gdrmüyor, habire okuyordu. Al, diye koluna dokundurdu. Aldı. O^cumasına devam ettL Bitirince kitahı açtı. bu sefer de kitaptan okumağa başladı. 1leri geri sallanıyor, kendini vererek okuyordu. Ali'nin anası, halası, ablalan dışarıda ağla«ıyorlardı. Sesleri köyü doldurmuîtu. Kollanna ikişer kadm girmiş, teselli etmeye çahşıyoriardı. Ama onlar söylenenleri dinlemiyor, var güçleriyle çırpınıyor, bağırıyorlardı. Ali'nin anası vrsh bır kadındı, Ali'den bajka kimsesî y o k t * Oğlunu öyle gorünce dünya basına yıkılrmşü. Korkunç seslerîe bağırıyordu. Sesi kısılmcaya kadar ağladı, yas etü. Köyun adamı hep oraya toplanmıştı. Hee kafadan bır ses çıkıyordu. Kvmisi ccin çarpmi}» dıyordu. Kimisi ctekkeye çıkaralım» diye ısrar edıyordu. Öğretmen ldris en son duymuştu. Telâş lçinde geldi. Ali'yi öyle görünce başını çevirip gözlerıni yumdu. Yüzu sapsarı oldu. «Ah be, ah be«» dıje sovlenerek dışarı çıktı. Sonra ıçeri girdi, Bekletmiyelim, doktora götürelim.. diy« inledı. 26 Hay yasıyasın yeğenım, dedi Yarbay dayı şofdre. Boyle gıdersek sen bizı akşam olmadaa Ankara'ya atarsm. Sofor Ömer hep ileri bakıyordu. lrî koç bur. nu vardı. Belli belirsiz gulümsedi. Tabi atacağız dayı, dedi. Allahtn lzniyle^ Yabıız şu çuvalın içinde ne var soylemedinibt bana? Sövledik ya yeğen, hediye mediye. Yok canım hedijeye benzemiyor, Uzun bit eey. Yarbay dayı güldü. Uzun bir şey hediye olmaz rnı? Olur, olur da bileyim yanl Bir şoför arabasuıda ne götürdüğünü bilmeli, değil mi ya? Sevıt Ali'yle Rüstem yan yan birbirlerm» baktılar. Kendilerini sıkıyorlardı. Onlartn bu hallerini şoför dikiz aynasından izledi. Büsbütüa kuşkulandı, geri dönüp sertçe; Yoksa afyon mafyon bir sey ml götürüyorsunuz b e ' dedi. Söylesenize ne bu? Yok yavu ne afyonu yeğerdm, deli misra sen? Biz öyle yaramaz adam değiliz. Işine bak. Sofor direksiyonu kullanıyor ama rahat ede« miyordu. Goreklüisiniz öyle mi? He. Bizde afyon ne gezer hemserim? dedi Seyit Ali Ne bileyim ben, başka yerden alırsmız, Başım belâya girer sonra. Yok yok. dedi Yarbay dayı rahatça. Sea geniş ol. arabanı sür. E peki ne o çuvaldaki, söylesenlıe? Hay Allah, aklını taktı yavu. Taş soför e fendi oğlum, taş... Aha bu komşu bulmuş da Ankarada bir ahbaba hediye götürüyor. Aha dokua bak. Taştan heykel. Uzatın laArkadakiler çuvah eydüer. Soför görü üe& de yokladı. Heykelin başmı sdcürdı. Kaçak iş öyle ya? Yok yavu, ne kaçağı? Tas kaçak olur rau? Olur tabi. Nerde buldunuz? Hep Yarbay dayı cevap veriyordu. Tarlada çift sürerken, Heykel öyle mi? He... Sofdr dikiz aynasma tekrar bakü. Rüstem başını eğmişti. Yüzu sıkmh içindeydi. Şofor direksiyonu yana çevîrip fîrene bastı. Açm bakayım ya, dedL Şunu bi göreyinu SINAV VE ATANMA evfik Bey beni imlâ ve husnü hat <'kaligrafi> den imtihan etti v e sonuçtan çok memnun olduğunu soyledi. Başkâtip Recep Bey odasrna gelınee. yazdırdığı kâğıdı ona golürdu Az sonra Recep Bev'ın ça?ırtması uzerıne, ağabeyımle bırlıkte odasma gırdik. Ben heyecandan tıtrıyordum. Gerçi daha önce Tevfik Bey gülerek onun odasından çıkmış ve ımtihanları kazandığımı ve «miıbeyyiz» tâyın edıldığımi bıldırmışti. Bununla bırlıkte ben j m o heyecanhydım. Recep Bey, ağabeyirne hıtaben memnunluğunu soyledikten sonra bana da: «Aferın kuçuk' Çok okunaklı yazın var. Seni mubeyyizliğe (musvedde.'eri temize çeken kâtipliğe) tâyın etüm» dedi. «Teşekkür eJerim efendim» diyebıldım va çıktık T Henuz onaltı yaşımı doldurmadan Mıllî Meclisin, o zamanîar Kanunlar Kalemine bağlı olan E\Tak ve Tahrirat Kalemi mübeyyizi olacaktım. Hattâ olmuştum bile. Tevfik Bey 23 Nisan gunü sabahleyın orada hazır olmamı. ancak maaşa (maaşım ayda 600 kuruştu) Mayıs başında geçebileceğimi, şu halde bır hafta parasız çalışacağımı soyledi. Benim maaş filân düşünduğum yoktu. «Pekiy» dedim. (Maaşa 10 Mayısta geçmi?, fakat 23 Nisan 10 Mayıs arasmdaki sure ıçın, herkes gibi, gündelık almıştım " ı OKULDA ÇIKAN PÜRÜZ eclis memurluğuna atandığımı ve bu göreve tatil suresince okuldan gidip geleceğimi raüdür muavinimize, bir buyuk adam edasiyle, fakat her zamankı saygımı göstererek söyledığım zaman, önce pek inanamadı. Çahşkan oğrencilerden olduğum için hocalar ve idareciler beni severlerdi. lnanmadığını açıkça söylemedi. Belki aldatıldığunı sanıyor, fakat beni kırmak da istemiyordu. Meclia Başkâtiplığinden cresml bir tezkıre» getirmedıkçe idarenin bana hergün sabahtan akşama değın okul binası dısmda kahnak üzere izın veremiyeceğini söyledi. Aslmda haklı idi. Fakat benim yıne de canım sıkılmıjtı. M TİFFANY JONES TEkT >OLU B U k l ) 2.TUUJ Ş U KJU »1 (Arkan var) Türlciye Hcıllc Bankası A.Ş. GARTH GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN £ AYLÂK MUSA 1 Beyşehir, Reyhanlı, Gümüşhacıköy, Çarşamba, Acıpayam, Oltu, Samsun, Ağrı ve Kütahya Şube hizmet binalanmızın onanm, dekorasynn ve ışıklandırma ışleri. kapah zarf usulü ile eksıltmeye konulmuştur. 2 1) Beyşehir, Reyhanlı. Gümüşhacıköy, Acıpayam, Çarşamba ve Oltu Şube hizmet bmalarnnıza ait işler, götürü ve anahtar teslimi olarak, 2) Samsun ve Agrı Şube hizmet binalanrmza aıt işler, birira fiat usulü ile, 3) Kütahya Şube hizmet bınamızın işi de, M2 bedeli teklif almmak suretiyle, İhale edilecektir. S Adı geçen şubelerimize ait işler, ayn ayn ihale edileceğinden, teklif mektuplannın da ayn ayn zarflarla verilmesi gerekmektedir. 4 Beyşehir, Reyhanlı, Gümüşhacıköy, Çarşamba, Acıpayam ve Oltu Şube hizmet binalanrmza aıt işlerın her birinin geçici teminatı 5.000, er lira, Samsun hizmet binamtzm geçici teminatı 14.417,68 lira, Agn hizmet binamızm geçici teminatı 10.220,48 lira ve Kütahya hizmet binamızm geçici teminatı da 25.000. liradm 5 Bu işlere ait İhale dosyalannın tamamı. Ankara'da Genel Müdürlüğümüz inşaat ve Emlâk Müdürlügünde görülebilecegi gibi, Samsun, Çarşamba ve Gümüşhacıköy Şubelerimize ait dosyalar: Samsun Şubemızde Oltu ve Agn Şubelerimize ait dosyalar: Erzurum Şubemizde Beyşehir Şubemize ait dosya: Konya Şubemızde Kütahya Şubemize ait dosya: Kütahya Şubemızde Acıpayam Şubemize ait dosya: İzmır Şubemızde Reyhanh Şubemize aıt dosya: Antakya Şubemızde görülebilır. 6 Eksütme. 6/5/1970 Çarşamba günü saat 16.00 da Ankara'da Genel Müdürlük binanuzda toplanacak Satm Alma Komisyonumu2da yapüacağmdan. kapah zarf teklıl mektuplarunn aynı gün saat 15.00 e kadar, makbuz raukabilınde mezkür komisyona verilmesi lâzımdır: 7 Eksiltmeye iştırak edeceklerin teminat mektuplannı veya Bankamız veznesine nakit yatırmışlarsa makbuzunu kapalı teklif zarflarma koymalan gerekir. 8 İsteklilerin, eksiltme gününden en az üç gün öncesine kadar, Genel Müdürlüğümüz inşaat ve Emlâk Müdürlüğüne müracaat ederek, her iş için ayn bir yeterlik belgesl almalan gerekir: Yeterlik belgesi alabümek için, Ticaret Odasma kayıtlı olmak ve eksiltmeye konu olan işlerin teknik öneminde bir işi taahhüt ederek, geçici kabulünü yaptınmş olmak şarttır: 9 Her ne sebeple olursa olsun, belırh gün ve saate kadar Komisyonumuza verilmeyen teklif mektuplan. nazarı dıkkate almmaz: 10 Bankamız. 2490 sayıh Artırma. Eksiltme ve İhale Kanununa tâbı olmadığmdan, ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine vermekte serbesttıriBasm: A: 761213832/4319>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle