18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT eağlar bu ciitler.. Yatağmda dikkaüe inceleraekte ve kuçük Gerhard'a: «Görüyorsun ya Haendel ne büyük bestecL. Ondan hâlâ öğreneceğim çok seyler var..^ demektedir.. Verinıinin nerelerde yonımlandığı söylendiğind» gülümsdyerek: «Biliyornm, ben bir sanatçıynn Ama sanırım sanat tarihinde henüı blr yer ayıramadılar bana.» cevabını vermektedir.. Eöni tükenmis değildir.. Kolunu kıpırdatacak gücü bulsa yazacaktır. Gerhard'a 8 şöyle der bir gün: •Çok | e y y »" mak istiyorum.. Önce onuncu senfoni, sonra bir «ıequiem>, bir «Faust Müzigi» ve blr «piyano öğrenim kitabı».j> Oysa iç evrenındeki sönmeyen ışığın verimi madde yapısının. eriyiş süresine ilmiklenip kakmıştır artık.. Diabelli bir armağan gönderir, Rohrau adlı köyde Haydn'm doğduğu evin resmidir bu.. Gerhard'a, babasına götürüp çerçevelettirmesini söyler.. Resim çerçevelenir, Gerhard'in piyano öğretrneni alüna koca harflerle: «Hayden'in doğduğu ev» sözcüklerini yazar.. Gerhard, Haydn yerine Hayden yazüdığmı görmüj, hatadan babasını haberlemiştir. Stephan hasta bestecinin bu yanlışlığı anlayamıyacağuu söyler.. Gerhard resmi götürdüğünde sorar Beethoven: «Kim yazdı bn yanyı?». Küçük eevaplar: «Piyano öğretmenim..» Dev kıımıstır, hasta varltğmın tüm gücüyle haykırır: «Bu ejefin adı ne? Bu budala, müzikçi ve öğrermen geçinir, sonra Haydn RU bi bir ustanın adtn yazmayı bilmez.. Ne utanç verici Tannm..» En eski arkadaşlanndan Dr. Wegeler kayınbiraderi Stephan Breuning'den Becthoven'in hastalığım düzenli olarak öğrenmekte ve sanatçıya avutucu mektuplar yazmaktadır.. Beethoven'in cevap yazacak gücü yoktur, yazdırmaktadır mektuplarmı. Bunlardan birini de gene ağır bir hastalık geçirmekte olan Zmeskall'a gönderir.. Son cümle şöyle: «Tann çektiğim acılardan kurtarsın, sana ve bana sağlığımızı versin ve yakında tekrar birbirimizi gönneyi kıamet etsin..> "Alkışlayın arkadaşlar, komedi bitti,, erhard öğle sonrası gelerek, her isteğiyle ilgilenmektedir. Onüç yasmdaki arkadaşı or.ce sağlık durumu çevreBinde sorular sormakta, sonra yiyıp içtiklerini öğrenmekte, onu: «Goreceksin, yaz gelsin hiçbir şeyin kalmayacak..» gibi sözlerle avutmaktadır.. Bazı defa tahta kurulan için ilâç getirmckte, yatak çarşafına sürroek•te, ölenleri toplamaktadır. Besteci kendisine gelen konser çağrılannı ona vermekte, bestelediği küçük bir valsi tashih etmekte, gönderilen armağanları onunla bolüşmektedir. Gerhard hayrandır ona. «Anlaşma» deft«rine şöyle yazar: Sen iyilerin iyisisin.. Diğerlcri tüm budala..» G 20 Arahkta ikinci defa su alınır kammdan.. Durumun iyiys gitmedığini doktorlar ve yakın ları görmektedirler.. 1827 yılı girmistir.. Yılbaşının ertesi günü küçük Gerhard şu satırlan yazar anlaşma defterine: «Annem, babam ve ben sana mutlu bir yılla birlikie hastalığmm geçip sağlığına kavuşmanı diliyoruz..» Bu dilek gerçekleşmiyecek, büyük adam üç aydan kısa bir süre daha acı çektikten sonra gözlerini kapayacaktır. Tükeniş hızlanmıştı.. Çağın kofulları, bilimsel olanakları yetersizdir bu hızı kesmeye, durdurmaya.. Çaresizlik ve şaskınlık başgöstermiştir yakınlart arasında.. Tedavinin sorumluluğunu alanlar umutlarını yitirmeye koyulmuşlardır. Ayrıca onlara karsı da güvensizlik belirmiştir. Böyle bir ortamda ayrılıp gider yeğeni Karl.. îglau'daki birliğine katılmak zorundadır.. Yıllardır kendisi için çırpınan, her fedakârlığı göze alan, okui kapılannda öğretmenlere yalvaran. rnahkemelerde sorguya çekilen, eğıtimini sağlamak için her desteği arayan adamı, amcasını bir daha görmeyecek, daha doğrusu göramiyecektir.. Ve isin garibi bu aynlık Beethoven'i ilk defa pek üzmemiş, ölüm . kalun savaşı içinde en önemli sorumluluğunun kalkması sanki rahat]atmtştır onu.. • SONUN BAŞLAMASI oktor Wawrueh'un bilgisl ve tedavi tutumu konusunda önceleri büyük güven besleyen Schindler yavaş yavas düsüncesini değistirraektedir. Hasta da ayıu inançtadır.. Schindler bu ortak inancı doktor Malfatti'ye açıklar. Malfatti'nin cevabı soğuktur: «Armoninin, birlik ve beraberliğin ustası olan Beethoven'e benlm de mealekdaslarunla armoni Jçinde yajamam perektiğinl soyleyinir..» Buna karşılık dayanamaz, ken D di görüşüne uygun bir tedavi rejimi uygulamaya koyulur.. Bestecinin o günlerdeki küçük arkadası Gerhard Breuning, sanırız gunümüz tıp bilimi ıjığmda çok garip yorumlanacak bu rejimin bazı özelliklerini belirtir arularmda.. Hasta günde bir defa banyo fıçtsına oturtulmakta, dibi armut yapraklan döseli tıçıya testi tesü sıcak su dökülmektedir. Daha sonra kendisi de bir heldm olarak tanınan Gerhard bu tedavinin geçiei rahatlamaya karsılık verimli olmadığmı söyler.. Olaylar doğrulamaktadır onu.. • HAYRANLIK rp viztficuıı Stumpfr', Haendel'in yeniden basılıp yayınlanan baılıca yapıtlarmı topluca armağan eder Beethoven'e.. Hasta sanatçuun ölümünden bir ay önce avunusunu A «Artık ö l e c e ğ i m . . . H a n g i h e k i m b a n a Tardımeı olurs» harikm doktor d e m e l i d e d l k t e n birkaç j ü n s o n r a y a t a g a d ü ş t ü ve 26 Mart günü... kapanmıştı. Sağ elimi alnına sol elimi göğsün» koydum.. Nefes ve kalp durmuştu.. Yüce müzikçinin dehâsı geçiei dünyadan evrenin gerçeğine göçmüstü. Yan açık gözleri kapadon, aînını, ellermi öptüm uzun uzun..» livordu. Kalabalık nedenlyle yer yer aksayan tören mezarhkta ozan Grillparzer'in ünlü konuşmasıyla son buldu... «Bnrada yalızra bir insan kalıntısi basında de£il, aynı zamnnda koca bir halkın temsilcisi. tüm Alman ulusunun vas nedeni, ulusal sanatın panltisını veren bir deha ve vatan ruhunun kıvılcımını taıvan bir ruhun yanında bulunuvoruz.. Alman dlllyle söylenea jarkılann kahramanı, en duypulu ez«ilerin son nstası, Haendel'le Bach'ın vârisi ve gellstL ricisi. Ha;dn ve Motart'ın yoldaşı öldü, bizler dramın bu yandaki tanıklan olarak ağlayıp yas tutuyoruz.,» sözleriyle baslayan ve: «Şimdi onu ve ürününü anmak için mrzanndan blr çiçek koparınız.. Gelecekte bu ürünü yok etmek isteyen fırtına ve kötü ırüçler basgösterine bugüniin •nısına, yüce kisiliğine ve büyük, çok büyük verimine sıgınacaksmız..» sözleriyle son bulan bu konuşmadan sonra tören toprağın çukura atüııından doğan seslerin hıçkınklara karıjımıyla sona ermişti.. ona...» Mcıllcopoçjlu AYHAN BAŞOĞLU I CEN SULTAN • TÖREN lüm aynı andaki gök gürültüsü gibi sarmıştı Viyanayı.. Gazeteler tüm sayfalarmı bu acı olaya ayırmışlardı.. Dostları ve hayranları olağanüstü bir tören hazırladılar. 29 Mart günü öğle sonrası saat üçte «Kara İspanyol Evi» önünde 20 bini aşkın Viyanalı toplanmıştı., Okullar ve işyerleri kapanmııtı.. Iki gündür yatağı önünden onbinlerce Viyanalı geçmis, simdi son saygıyı göstermej'e koşmuşlardı.. Askerî birlikler düzeni korumaya çalısıyor, küçüklü büyüklü tüm Viyanahlar ağlıyorlardı.. Önde kentin Hummel, Kreutzer, Weight, Seyfried, Schuppanzigh, Linke, genç Schubert ve Lachner gibi tanmmış müzikçileri, Grillparzer, Raimund, Lenau, Zedlitz ve Castelli gıbi ozan ve yazarları, Lablache gibi ünlü şarkıcılar, Anschütz ve Löwe gibi ünlü oyuncular yürüyorlardı.. Tümü yas giysisi ve siyah eldiven giymislerdi.. Sanatçıların sağ ellerinde bej'az gül buketleri, sol ellerinde küçük meşaleler vardı.. Onları restnt kisiler, din adamlan v» halk iz 0I • BİR ANI ir jrun Saray Operası tenorlarından Ludwig Cramolini gene bir şarkıcı olan nişanlısı Nanette Schechner'le gelir Beethoven'i ziyarete. Sanatçı çok metnnun olur çocukluğunu bildiği Cramoiini'yi görmekle.. Sonra onlardan şarkı söylernelerini ister: «Biliyorsunuı çocuklar, der, sizi duyamam, ama görraek bile xevk vcrir bana~» Cramolini tanrısal .Lied»i «Adelaide»yl söyler, Beethoven mutludur, tenoru kutlar: «Nefes alışverişinden çok iyi bir tekniğin olduğunu, gözlerindeki anlamdan ise söylediğini derinliğine hissettiğini sezdiıs.. Bana çok zevk verdin..» Sonra Nanny Fideliodan Leonore'nin büyük aryasını söyler.. Besteci ona da övgüde bulunur ve «Ne yazık kl sizi duyamadım.. diyerek bitirir.. B • BEN BİR SANATÇIYIM iyanaya havaalanından ve doğu yönünden gelen karayolu Schwechat semtinden sonra solda uzun bir duvara paralel çizerek kente girer. Bu duvarın ardında «Meıkez Me V zarlığı» yayıhr.. Jeometrik bir düzenle açılmıs küçük yolların çevrelerinde serpili mermer taj» lar olmasa, usta bahçecilerin bakunı ve gozetimiyle süslenen mezarlığı parktan ayırmak ımkânsızdır hemen hemen.. «Müzikçiler Bölümü ufak bir alana bakar.. Piramidi andıran yüksek bir mermer blok üzerind» buyük harflerle tek bir ad görülür: «BEETHOVEN». O burada kendisinden önce ve sonra ya'amış pek çok müzikçiyle sonsuz uykusunu uyumaktadır. Yer yüzünde geçirdiği mutsuz yıllar boyu insanlığa adadığı dehâsı ve çabasına, insanhğm c e vabı öylesine zayıf, öylesine cılız kalmıştı ki inanç ve güvenini yok edebilirdi hfmen.. Bildiği bir gerçek, eli tuttuğu sürece tanrısal görevinden alakoyamadı onu: verimi çağımn değil çağlarmdı.. Insanlar var oldukça, söylenecek sarkıların yaratıcısıydı.. Onlara yaşama ne^esini, birbirini sevmenin. mo» ral güç ve dayanışmanın ateşaii getirmişti Promete gibi.. Günlük yaşamındaki yıkıcı yalnızlık, yiürici acılar, çevresindeki umursamarlığın tepküeri karşısında tek desteği ise kendine olan saygısı ve sonuna dek inanıp, son.ımKı!uğuna erdiği. ancak soa günlerinde bir tek defa açıkladığı ju gerçektı: «BUiyoru«n, ben bir sanatçıyım...» S ON Cramolini bu ziyaretin anısını şöyle tamamlar: «Çıktık j a nndan.. Yolda hiç konuşmadan ynriiiük.. Snsknyu Kanny bozdu: «Sanırım tanrısal adamı bu son görüşümüz.» Ben de aynt 1nançtaydım.. Elele tutuştuk, yol boyunca ağladık..» • VASİYET TAL.P APAYDIN 75 Bu küpü de çıkaralım mı, sıgmaı. İstemez. O kalsın. Rüstem tınr.andı, dışan çıkü. Al bunları. Güzelce koy, aman kınlmasın! Teker teker uzattı. En sonra heykeli vardi. Tek eliyle kaldıramadı. Fenerl yere koyup iki eliyla uzattı. Hay maşşallah, bu altınsa yaşadık... Çabuk bölmeye gidip eliyle tozlaruı içinl karıştırd:. Saga sola iyice baktı. Küpü egip içine ııık tuttu. Tozdan başka bir §ey göninroüyordu. Tozlar oradan oraya uçuyordu. Tamam mı? He. Al feneri. Küp kalsın. Sıçrayıp süründü. Dısarıya çıktüar. Ortalık İyice ııımıştı. Lâpa lâpa kar yapıyordu. Ke, ne edeceğiz simdi? Dur hele, otur. Hendeğin içine oturdular. tkisinln de gözü efyalarda idi. Heykelin girintili çıkıntüı yerleri sapsarı parlıyordu. Altın bu arkada» Muhaklcak alün. AgırUğmdan belli. He. Ceket nerede? Sigara içelim de kendlmlze gelelim. Üstleri baılan toz Içindeydt yüzleri de tanınacak gibi değildi. Rüstem gitti cekeü alıp geldi. Üstüne kar yağmışü. Silkeledi. Testiyi de getir. Ellerini yüzlerini yıkadüar. Sigara yaktılar. Ne edeceğiz şimdi? Seyit dügünüyordu, Gözlerini kaldırdı, Şöyle yapacağız arkadas, dedi. Benl cörea olursa süphelenirler. Hem senin «vin kıyıda. Şu ar kadan dolan, eve git Ee? Dur söylieem. Kimseye bir şey deme. Iki esek al gel. Dereye oduna gidiyormus gibi yap. Balta füân as. Sonra? Sonrası bu. Çuvala koytıp kimseye sezdirme. den kasabaya indirelün biz bunları. Oradan da bir taksi tutup doğruca Ankaraya. Ee, para lâzım? Biraz para getireceksin. Nerd» bulaynn? Yok mu sende, saünca ödeşiriz. N« kadar l&zım? Seyit düfündu, tki yüz olmalı. O kadar yok. Yarbay dayıdan al. Bir kıyıya çek, benıra selâmunı söyle. «Fazlasiyle ödiyeceğizı de Emme salun sezdtrme. Ağzını sıkı t u t Rüstem dognıldu. Kuskuyla baktı. Olur emme bir kahpelik yapmıyacaksın ağa, bakl Yapmam. Sâz blr Allah bir. Peki. Kimseye görünme. Çabuk gel! Senln kanya »öyle bizimkilere de haber versinler. Kimaeye yayümasın ha, sıkı tembih c t Peki. Al *u tabtaıeayı da t i n brrak. Kasabada yakalanmıyalun. Seyit yan yan esyalara bakıyor, sigarasını tüttürüyordu. Terli yüzü mutluydu. Kalkıp üstünü başını çırptı. Sonra eeketini giydi. Hendeğin Içinden kar alıp heykeli sdldi. Karlar kapkara oldu. Heykelse tşıl ısü çıktı ortaya. Ell göğsünde, s»kallı, ba 11 çıplak bir erkek heykeliydl. Hay gözünü sevdiğim. Günej gibi yanıyor, suna bak! Mllyon eder bu, mîlyonlarla Seyit yajadın~ Bos çuvah getirdl, usulca içine yerlestirdi.. Sır tına alıp derenin içine iadirdi. Bir taşin altrna gizledi. Sonra dönüp çevreye baktı. «Aman bir gören clmajın. Aman hal Adam öldürürüm valla. Hig dinlemem.» Sonra öbür esyalan tajıdı. Kemerlerln blr k;s mı parçalanmıştı, pareaları teker teker topladı. Ki micini ceplerine, kimiaini koynuna doldurdu. «Bel ki bunlar da altın. Belki altından daha kıymatlı.> Toprak kapların içine baktı. Çalkalayıp sesini dinledL Sonra yere bogalattı, bir yığın toz döküldü. •Nereye saklamah bunlan? Hepsi gitroez.» Derenin asağıUnna baktı. Kar yağıyordu, •îyi. Allah blzden.» DİŞİ BOND Maoesry zoau) Rl İPfN AUCAZ /Ş y,sa DE L TİFFANY JONES 27 Şubat günü son defa su ahnır karrundan Beethoven'in.. 8 Martta arkadaşlarmdan müzikçi Hummel gelir gdrmeye.. Sırtında gri bir oda giysisi. ayaklarrada terliklerle oturmaktadır pencere önünde.. Sakah uzamış, olağanüstü zayıflamıştır. Londra Filârmoni Derneğinin bir davranışı o günlerde en büyük mutluluğu sağlar besteciye.. Dernek, armağan olarak 125 duka göndermiştir.. Bu para ödamelerme yardımcı olur ve bazı eski meraklarını depreştirir. Örneğin yapıtlartnın yayuıcısı ünlü «Schott ve Oğullan» adlı kuruma mektup yazarak doktorunun öğütlediği çok eski Ren veya Mosel şarapları ister. Yaymevi en kısa sürede 1806 yılı Rüdesheimer dağ şarabını postalar.. Aynca çok şifalı olduğu söylenen kökler karıştırılmış bir tür şarap da sandık içinde yola çıkarılır.. Hekimlerden umudu kesrniştir.. Dr. Wawruch'a şöyle der bir gün: «Artık öleceğim.. Hangi hekim bana yardıracı olursa harlka doktor demeli ona..» Fakat ne gariptir ki iyi yemek ve içkiye düşkünlüğü sürmektedir hâlâ.. Eski arkadaşı ve ev sahibi Pasqualati'den bazı marka şampanyalar ve yapırnı güç yemekler istemekte, bu istek hemen yerine getirilmektedir. 23 Mart günü kalkmamak üzer* yatar.. Stephan Breuning'den kâğıt kalem ister, titrek bir yazıyla karalar: «Yeğenlm Karl, bırakacağım tüm varlığın tek ve kanunî mhrasçısıdır.» Sonra birkaç defa lâtince ünlü tümceyi fısıldar: «Plaudite amicî, finite est comedla» «Alkıglaym arkadaglar, koraedi bitti..» (Arkam *»r) • SON SÖZLER ahip gelir, dua eder. Kardesi Johann'ın karısı ve ahçı kadın Sali her an yanındadırlar.. 24 Mart günü Stephan von Breuning'in gönderdiği dört şişe şarabı gösterir Schindler, bakar sonra mınldanır: «Yazık.. Yazık.. Çok geç..« Bunlar Beethoven'in son sözleridir. Birden dalar.. Uzun bir koma başlamıştır.. Arkadaşları sırayla nöbettedirier başucunda.. 26 Mart RÜnü öğle sonrası baba . oğul Breuning'ler çıkarlar; müzikçi Ansehn Hüttenbrenner gelmiş, bestecinin yengesi ve fedakâr ahçı kadına kaülmışhr.. Gökyüzünü kapkara bulutlar örtmüş, saatlerdir esen kar fırtınası daha da artmıstır. Saat 17'de bir şimşek Viyanayı aydınlatır, onu sağır edici bir gök gürlemesi izler.. Mutsuz hasta gözlerini açar, sağ kolunu kaldırır, birkaç saniye öyle kalır.. Hüttenbronner amlarmda şöj'le anlatır bu olayı: «Düşmanlar, sizi yeneeeğim, benden korkun, Tann benimledir.» der gibiydi.. Sanki birlikleri baçmda yürekli bir komutar.dı: «Cesaret askerler! Il»rl! Bıınn lnanm! Znfer hlrlmdir... Kol duşmüj, gdzler yarı > • • • • • • • • » • • »• »•» » » •• • » • • • • • • • • • • •• • •» •» »••• » • •• • < R BÜYÜK BİR ILAÇ FIRMASI İLAÇ IPTIDAi MADDESİ URETİM KISMINI YONETMEK ÜZERE \ KIMYA YÜKSEK MUHENDISI ARAMAKTADIR l Söz konusu işletme yöneticisinin kendisine verilecek teknik ve idari görevleri başaracak yeterükte olması, Almanca, Fransızca veya İngüizceden birini iyi bilmesi ve askerlik görevinl yapnus olması gereklidir. Verilecek ücret şahâ kabiliyete göre tatminkâr olacaktır. Tamamen gizli tutulacak müracaatların el yazısı ile ve telefon numarası verilerek, hal tercümeleri ile beraber P.K. 753, İstanbul adresine gönderilmesi rica olunur. • AAYLAK MUSA • • • • • • • •• • » • • • • • • •» • • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • » • •• • • • • • • »• • • • » • • • • • • • • • Fulmar: 95/3943
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle