18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT t u sırada ilk aşk serüveninl geçirir. Breuning'lerin Köln'den tanıdıkları bir aüenin sanşırı gü zel kızı Jeanette d'Honrath'dır ilk Mvgilia. AJTU yıllar kentin bir diğer a y gıdeğer kadını Kontes Belderbursch'un ilgisini çekmiştir. Beethoven. Saray orkestrasmda viyolacı olarak çalı$ır, teknik bilgi ve tecrubelerini geliştirirken Breuningierin komşusu olan kontesin evindeki toplantılara da katılmakta, tanınmış yazar ve sanatçılarla arkadaşlık etmektedir. 1789 yılı bahar ayında Prenslik üniversitesi açılır Bonn da. Kent için. çok önemli bir a»ama olarak yorumlanan, günler süren törenlerle kutlanan bu açılıştan sonra sanatçının da bir süre felsefe bölümü derslerini izlediği sanılmaktadır. Bazı eserler de doğmaktadır bu sıralarda. Prelüdler, üçlü ve dörtlüler, bir sekizli ve iki kantat Bütün bu verim devrimci kıvılcımlanyla ilgi toplamakta, yaymevleri tarafından ufak parayla da olsa satın alınmaktadır. I I Nisan 1970 CUMHURÎYET BEETHOVEN CZİK öğreniminin yanısıra durmadan okumakta, bilgiEini genişletmektedir Ludvrig. Fakat kendisine çağın düşün ve sanat hareketlerini tanıtan çevreyi 14 yaşındayken bulur. Bu çevrenin merkezi Köln saray nazırı Von Breuning'in dul eşi Bn. Helena Von Breuning'in evidir. Genç besteciye ikinci bir anne olan bu aydın kadmın üç oğlu ve bir kızı vardır. Beethoven kendi yajmda olan Eleonore ve küçüğü Lenz'e müzik öğretmekte, canayakm, güleryüzlü, iyi kalpli insanlarla dolu olan bu evde kendisini alabildiğine rahat ve özgür hissetmekte, hattâ bazı geceler orda kalmaktadır. Gençliğinin en güzel yıllarrnı geçirdiği bu ev ona yaşamı boyunca yardımmı gördüğü bir arkadaşı, Dr. Franz Gerhard Wegeler'i de kazandıracaktu, 2OOÜHUİ FARUK YENİM M 'Bu gence dikkat edin!, annede sürekli bir hastalık başgöstermiştir. Tek kıvanç verici olay Ludwig'in Mozart'dan ders almak amacıyla Viyana'ya gidiçidir. Bu olayda Bonn ve Viyana'daki yardımsever çevrelerin büyük rolü olmuş, tahminlere göre gezi masrafı Beethoven'in daha sonra bir sonatını adayarak adını ölümsüzieştirdiği Kont Waldstein tarafindan ödenmijtir. • MOZART'LA KARŞILAŞMA göre ünlü usta Bonn'dan gelen taşrah genci karsılar, dinlemek ister. Çaldıgj parçalar soğuk kar filanınca Beethoven kendisine bir tema verilmesini diler. Mozart'ın çaldığı tema üzerine doğaçtan çeşitlemelere koyulur. Dakikalar geçükçe hayranlığı artan Mozart müzik bitince yan odada bilârdo oynayan arkadaşlanna seslenir: «Bıı gence dikkat edin. gün gelecek biitün dün yada kendinden bahagtiUccekür.» Viyanada kalış kısa sürer. Lud Tvig'in o »ıralarda «Don, Giovanni> operasını bitirmeye çalışan ve kua süre Snce babasını kaybeden Mozart'dan birkaç ders aldığı sarulıyor. Fakat »mıinm hastalığı tehlikeli bir durum yaratmıs, Bonn'a dönmek zorunda kalmıştır. Anne dönüşten kısa süre sonra ölür. Bu olay genç sanatçı için her yönden yıkılıştır. îçkiye büsbütün duşen babasının güdümü ve kardeşlerin bakunından sorumlu oluşu ölüm den doğan büyük acıya katılır. Birkaç ay geçer, küçük kızkardeş de kısa bir hastalıktan kurtulamaz, son nefesini verir. Bu arada babasınm, kansından kalan esyaları pazara götürüp satışı ayrıca utanç verici bir olay yaratır. Bütün bu ortamda tek teselli Breuning'lerin sıcak ve içtenlikle dolu evidir. Sanatçı burada Wegeler ve kemancı Ries'in yardımlanm görmekte, çağının sosyal ve siyasal durumunu, kültür hareketlerini izlemekte, okumakta, konuşup tartısraaktadır. Ve • HAYDN GELİYOR YILI Noel günlerinde Bonn'a çağın sanat yıldızlarından biri iner; Joseph Haydn. Üstad Londra yolundadır. Bonn doğum lu emprezaryosu kemancı Solomon'un isteği üzerine kente gelmiştir. Onuruna konserler ve şölenler düzenlenir. Fakat Beethoven, sanatının bu ünlü temsilcisiyle tanışıp görüşmek fırsatını bularaamıştır. Ertesi yıl sonbahar aylannda Prens Max Franz ulusal bir bayram nedeniyle çevredeki sanatçüarı, bu arada müsukçileri çağırır. Beethoven'in katıldığı müzik geceleri başta gene müzikçiler olmak üzere tüm dinleyicilerin genç sanatçıya karşı her an artan şaşkınlık ve hayranlıklanyla sürer gider. Gerek Righini'nin «Vienl, amore» adlı melodisi üzerine çeşitlemeleriyle, gerekse diğer eserleriyle olduğu kadar çalışındaki zerafet tekniğindeki üstünlük ve başkalıkla seçkinleşmis, dehasını kabul ettirmistir. 1792 yılı Temmuz ayında Haydn tekrar uğrar Bonn'a. IngilteTe'den Viyana'ya dönmektedir. Beethoven bu defa yaklaşmak fırsatmı bulur ünlü ustaya ve eserlerini incelemesini diler. Hay dn özellikle İmparator İkinci Joseph'in ölümü nedeniyle bestelediği kantat üzerinde durmuş, genç sanatçıyı överek cesaret vermiştir. Eğer Viyana'ya gelirse onunla ilgilenecektir. Bu söz artık Bonn'a sığamıyan genç sanatçının kaderini değiştirmekte önemli rol oynamış, împaratorluk başkentinin yolu ikinci defa açılmıştır. Sonbaharda hazırlıklar başlar. Bir defter ahr sanatçı. ayrılıktan önce izlenim ve dileklerini yazmalarını ister dost» larından. Kont Waldstein şu sa* tırlarla katılır diziye: «Sevçill BeethoTen, n n n niredir besledifiniz büyük isteji yerine getirmek üzere Viyana'y» gidU yorsnnnz. Mozart'ın dehlsı barındığı yuvayı kaybetmiş olmanın aeuıyl» matemde. Tornlmaz sanatçı Haydn'da bir »ığınak bnlda, bekliyor . Eminim onun aracılıfıyla bir insan seçip birleşecckUr. Tükenmez çabanızla Mozart'ın ruhunu Haydn'ın ellerinden alınız.» 2 Kasım 1792 de yola çıkar Beethoven... Yolculuk Rema" gen Andernach Koblenz • Limberg üzerinden sürer. V« genç sanatçı Ehrenbreitstein'da çocukluk ve ilk gençlik çağlarmm akarsuyu, Ren'i son defa görür... Fransız Ihtilâlinin etkileri aynı suyu aşarak çoktan doğuya yönelmiş, ihtilâlin sarkılan, «Marsailleise», «Chant dn Depart» ve «Carmmfnolo Avrupa ufuklannd'a yankılanmaya koyulmuştur. DakikaUr «eçtikçe hayranlığn artan Mozart, müzik bitince seslendi: «Bu gence dikkat edin» tamdığı Beethoven'i içtenlikle karşılamış, sözünde durarak ders vermeye başlamıştı... Bu çalısmalar önceleri karşılıklı saygı ve sevgiyle sürmuş, bu arada Haydn, Prens Max Franz' a bir mektup yazarak Beethoven'e ödenen paranm azlığını savunmuş, hattâ: «Böyle bir istidadı, böyle büyük bir kabiliyeti nasıl olnr da dünyaya böyle nfak bir parayla salıverirsiniz?» diye sitem etmekten çekinmemışti. Fakat daha sonraları durumtfeğişmiş,Haydn'ın bazı alanlardaki karakter zayıflığı alabildiğine onurlu Beethoven'in soğumasına yol açmış, bilgisindeki eksikliği başka ustalardan tamamlamak zorunda kalmıştır. dinleyişinde âdeta büyülendiğini, tanrısal buluşlarla süslü çeşitlemeler yanında teknik gucünün essizliğini uzun uzun anlatır. 1794 yılı Ocak ayında Haydn ikinci Ingiltere gezisine çıkar. Bu geziye Beethoven'i de gotürmesl bahis konusu olur başlangıçta. Fakat bilinmeyen nedenlerle vazgeçilir bu düşünceden. Beethoven, çağının en ünlü öğretmenlerinden Albrechtsberger'e sığınır. Onunla blr yıl kadar süren çalışmalan boyunca o çağda saray orkestrası yüneti cisi olan Salieri'den yararlanmayı da ihmâl etmez. Salieri ona genellikle şarkı tekniği ve sahne müziğl konusunda yararlı olmuştur. Fakat Viyana müzik çevreleri, aralannda öğretraenieri de olmak üzere pek sevmiyorlardı Bonniu müzikçiyi. Düşüncelerini çekinmedec açıklaması, tenkide direnci olmayısı, aşın gururu nedeniyle iyi kabul görmüyor, yaşam Koşullan da bir türlü düselcmiyordu... Dolezalek adlı Bohemyal» bir müzikçi Albrechtsbcrger'in ögrencisiyken inceleme odadaki arkadaşlanna konusu olarak Beethoven'in Wr dortlüsünü seçer. Albrechtsberger'in tepkisi büyüktür: «Ah, bırak şunu, der... Ne doğrudnrüst birşey öğrendi, ne de dofcrudürüst düzenli bir eser verdi. » Bonn'dan geldikten kısa süre sonra Viyananın soyluları arası na katıldı genç Ludwig... Bu katılışa önayak olan kişi Prens Karl Iichnowsky'dir... Ve tahminlere gbre taşralı sanatçı, Prensi, Bonn'dakl korujTicusu Kont Waldstein'in bir kamvl* bulmuştu... Prens, iyi bir pıyanisttir, Mozart'ın öğrendsidir. Kardeşi Moritz de muziksever bir kişidir. Bu özellikleri Beethoven'e kapılannı açmaya yetmiş, genç müzikçi Lichnowsky" ler de kendisine rardımsever biı baba, bîr anne ve bir dost olmuş, aynı evde Baron van S*l eten gibi bazı yakm arkadaalar tarumıştır. 1786 yılmda ailenin durumu kötüleşmiş, bu arada doğan bir kız çocuğu üç ay sonra ölmüş, YAŞETOAKİ sanatçı 1787 yılı baharında İmparatorluk başkentine gelir, kısa süre sonra Mozart'ın kapısını çalar. Mozart'ın biyografisini yazanlardan Otto Jahn'a Mallcoçoçjlu Konuveres^AYHAN BAŞOĞLU CEMSULTAH • GENÇ PİYANtST Viyana'ya gelişinden bir yıl sonra ünü yaygınlaşmış, piyano üzerindeki olağanüstü çalış yeteneği müzikçi olsun olmasm her dinleyen üzerinde saşırtıcı bir etkl bırakmaya başlamıştı. Dinleyicilerden biri de «Köy Berberi» adlı operanın bestecisi Johann Schenk'tir. Schenk anılarında genç dehâyı daha ilk YARIN: İLK KON SER DEFINE TAL.P APAYOIN topunu ısırdı. «Oh... Ellerine deydl. tçimı • • rinletti Ali. Ne de datlı. Oh...» Döndüğü zaman gitmişlerdl. ÜzüldO. «Ha bi daha göreydim ulen. Nereye kayboluverdinT Görekli k5yün« kar yaŞrnışfı. Dağlar düzYakışıklım. Gara goçum... oh.» Kar topundan ler, koyün sokaklan, evlerin damları kar alüşümüş ellerini koltuk altma sokup köye doğtındaydı. însanlar içerilere kapanmıştı. Bacaru bakındı. Yüzü mutluydu. «Neyse bu da yelar ağır ağır tütüyordu. Kimi evlerin »oba boter. Bu kadar gSrdüm ya...» Kapıyı açıp girdi. ruları duvardan tfışarı çıkanhvermişti. Duman İçi rahatlamıştı. Yüzü hafiften kızarmış, tatlı püskürüyordu bu borular. Evlerin içi karanbir ışıkla parlamıştı. Anası baktı, «gene ne ollıktı. tnsanlar oturuyorlar, konuşuyorlar, düdu buna? Oğlanı mı gördü? Vay hrazır vay!» fünüyorlardL Kimisi sedire yanını vermiş, küÇorabı bırakıp dışan çıktı. Fadime arkasınçük pencereden dışarı bakıyordu. Kimisi sobadan güldü, «gittiler gı, gittiler. Boşa çıkma.» ya ellerini uzatmış, öyle kırmldamadan duruEğildi, bulguru ayıkramağa başladı. îçinde. yordu. Kimisi sırtına bir çul almış, uzanmıs uılık bir şeyler kaynıyordu. Elleri kendiliğinden yuyordu. Herkes bir durgunluk içindeydi. durdu. Gözlerini yumup tatlı bir «ey yiyormuj Yirik Habip gene namaz kıhyordu. Bitmez gibi yutkundu. Sonra gene başladı. namazlanndan birine durmuştu, mırıl mırıl oBabası mırıl mırıl okuyordu. îki yana tekuyordu. Doğruluyor, eğiliyor, secdeye varıyor, lâm verip kalktı Sonra tekrar başladı, sonra diz çöküp uzun uzun okuyordu. Allahı ekber... Çocuklar geride ses etmeden oynuyorlardı. Kadın kucağmd'a birkaç kalm odunla reîdi. Aralarında fısıldaşıyor, gülüsüyorlardı. Uhu hu... dedi Soğuk. Soğuk ana. çok soğuk Susun, dedi Asiye kadın. Gözlerini belerterek baktı. Şimdi sopa yiyeceksiniz ha! YaOdunun binsini sobaya attı. Kıvılcımlar samıyasıcalar, azdınrz gene! çıktı odundan. Birisi dışan fırladı Asiye kadm Kara yünden çorap örüyordu. Kilimin üskapağı örttü. Sonra gelip işine oturdu. Çocuktünde ayak değistirdi. Gene örmeğe başladı. lar geride kendi kendilerine fısıldaçıp duruyorElleri pek alışkmdı. larA. Susun! dedi kadın. Gürültü etmeyin. Fadime usulca pencereye eğilip baktı. KimKüçükler işaretle konuşmağa başladılar Bir le görünmüyordu. Sıkılıyordu içerde. Bugün üç kere suya gitmıştı. Bir daha gitse ayıp olur sessizlik gidiyordu evin içinde.' Herkes İçina muydu acaba? Tepsinin içinde bulgur ayıklıgömülmüş, düşünüyordu. yordu. Başını indîrdi. Aklı Ali'deydi. «Bugün Habip kardes, hoo Habip kardeşl hiç görünmedi dürzünün oğlu. Niye çıkıp gezinKadınla kız ikisi birden fırladılar. mez şöyle evin annacında? Soğuksa soğuk, ne Hıh, gene Deli Seyit, aç. edelim? Delikanlı dediğin soğukta üşür mü?» Kız kapıyı açtı. Bulgurları çabuk çabuk çekti Saçının bir ör Boban evde mi. ha? Ne efflyor? güsü sarkmıştı, eliyle geriye itti. Bir de görAyaklarmın karını çırparak girdi. Ayakkabıladü mü diye babasına baktı. Görmemişti. Nannı çıkardı. Sırtına eski bir palto almıstı lçeriye maz kılarken o dunyayı görmezdi zati. soğuk doldu. Dıçarda bir patırtı oidu. Baktı damın üs Selâroınaleyküm. Neydiyon Habip kardaj? tünde bir kar topu yuvarlandı. «Hıh. Ali bu.» Hiç dışarr çıktığın yok? Tepsiyi usulca sedirin ucuna bırakıp dışan çıkHabip bajiyle selâm verdi. Yer gösterdi. Sonra tı. Helâya gidiyormu? gibi dolandı. Ali'ydi eÇabukça namazı bitirdi. vet. Birisiyle kar topu oynuyorlardı. Fadime' . Hoş geldin, dedi. Hoş bulduk. Ne yapıyorsunj hiç'göründüğün yi görünce, yok? Hee... dedi. Ne sıcak yavu? Kar acfamın lyilik be. Ne yapılır kıs günu? Oturuyoruz, elini yakıyor. Namaz kılıyoruz. öbür delikanlı ikisine de bakıp güldü. Yü • ^"^. îji. Allah kabul etsin. zü kurnazdı. "'• Asiye kadın yan dönmüş, suratmı asmıjtı. Js öyle mi Ia7 dedi. Çok mu yakıyor? temiyordu bu Seyidin evine gelip gitınesini Uğur Çook... diye uzattı Ali. suzun tekiydi Kocasının başını yiyordu az daha. Boynuna bir yün atkı sarmıştı. Sıktığı toHastahklara uğratmıstı. Zor kurtulmuştu adarn. pu arkadasına doğru salladı ama atmadı. FaŞimdi gene define mefine diye tutturursa. •Gâvudimenin önüne fırlattı. Fadime sakındi. «Urun dölü! Uğursuz! Seytan suratlı. Kendine bir leen, dedı, kurbanın olim senin.» Sezdirmeden ?ey olmuyor nasılsa.» çabukça topu alıp köşeyi döndü. Sıkılmış kar (Arkası var) 67 1 *• • ' • ' DİŞİ BOND • VÎYANA'YA YERLEŞME TİFFANY JONES 1792 yüının 10 Kasım günü Viyana'ya yağmur yağıyordu... Dört atlı yolcu arabası kente girince yavaşladı, son durağl olan büyük bir yapı önünde durdu... Oturmaktan bacaklan uyuşmuş yolcular inmeye koyuldular teker tcker... Orta boylu, siyah saçh, çiçek bozuğu, esmer tenli taşralı bir genç de atladı arabadan, binanın yanındaki hana yürüdü, bos oda olup olmadığını sordu, sonra masa ardmd'aki görevliye yaklaşarak kimliğini uzattı, sorulan cevaplandırdı : «Adı Lndwig van Beethoven'di. 1770 yılmda Bonn' da doğmnştu. Müzikçiydi...» Yüzyılı aşan süredir Viyana' ya gurur ve onur veren tarihsel bir olayın başlangıcıydı 0 gün... Ve o gün 22 yaşında bulunan bir yüce insan ikinci defa imparatorluk kıraliyet başkentine ayak basıyordu. Bundan sonra 35 yıl boyunca aym kentin insanı olacak, orao*a çalışacak, orada savaşacak, tanrısal eserlerini orada verecek, orada acı çekecek, orada sevecek, kendini dünyaya orada kabul ettirecekti... Viyana'da ilk haitalar pek tatlı geçrDemişti genç sanatçı için,.. Kent kenarında basımevi sahibi Strauss"un evinde çatı arasını kiralamış, Bonn'da peşin ödenen birkaç aylık maaşını türlü eksikler için tüketmeye koyulmuştu... Viyana'ya gelişinden bir hafta sonra babasının ölümürıü haberleyen mektubu almıs. olay hiçbir etki yapmamıştı üzerinde. Sadece Prense bir dilek mektubu yazarak karcıeşlerine yardım edilmesini, babasmdan kalan borçların öderımesinl VB kendisine saray orgçusu olarak verilen ayhğın mümkün olduğu kadar uzatılmasını istemişti. Beethoven'e bu aylık 1794 yılı Mart ayına kadar ödenecek, daha sonra yaşamını son nefesine dek eserlerinden aldığı parayla konser gelirleriyle, Sğretmenliğ) karjılığı verüenlerle, arasıra dost yardımlanyla sürdürecektlr. Ta?rah glysilerlnl blr kenara atıp ünlü kültür başkentine uygun kılığa girerken aynı kentin insanlarıyla ilintiler kurmaya koyulmuştu. Çaldığı ilk kapılardan blri HaydVı'a altti. Çağın ünlü müzikçisi Bonn'da GARTH BHŞSAGL1ĞI Beşikta; G&KteleT B»yü Mehmet Talun'un gelinl; Rafet Talu'nun esi; çok gene yasta hayata gözlerini kapayan AYNUR TALUN dünkO Cuma namszını müteakıp Fatih caır.linden kaldırılmıştır. Geride kalan yavrusuna ve kederll aüesine ba$sajlıgı dileriz. Cumhnriytt Gazetesl adına Basbayl Hüseytn ÖZLUK Cumhuriyet 3634 Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterligi Çekmece Nükleer Araşfşrma ve Eğitim Merkezi Miidürlüğünden: Saglık Fizigi Teknisyenleri Alınacaktır Isteklilerin, Lise, Sanat Enstitüsü veya Kimya Lâborant Okulu mezunu, Askerlik görevini yapmış, 30 yaşını geçmemis olmalan lâzımdır. Gerekli şartlan taalz olanlann kısa hâl tercümelerini ihtiva eden düekçelerirü 20 Nisan. 1970 tarihine kadar ÇEKMECE NÜKLEER ARAŞTIRMA ve EĞİTİM MERKEZÎ MÜDÜRLÜĞÜ P. K. 1 Hava Alam tstanbul adresine rica olunur. (Basm: 13302/3627) YİHE KAROLUKıS YER KAROLARI Tünel Cad. 40/2*el: 44 72 96 : 7314/3635
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle