18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DORT yor. Oysa M; blz kekemelerde bir âdet varaır Devamlı takıldığımız keiımelerın yerine ben«erinı soylerız. örnegin; ben «Radyoevinde dur» derken kekeliyorsam; «Burada durur musunuz?», «tnecek var» gibi meramımı anlatabilecek başka bir cümle kullanınm. Hüseyin öyle değiL Ne paoasına olursa ol sun, herkesin söylediğl cümleyi, takılsa da, teklese de söylemek istlyor. Bir başka usul de teklenen kelimenin önüne kolay söylenen tek hecell bır kelima koymaktır. Yine kendimden blr ömek vereyim. Ben tek başına «deniz» kelimesini zor söylerim. Onun için çoğu zaman önüne «ve» hecesini koyar «ve deniz» derim. O zaman hiç bir takılma, tekleme olmaz. Hüseyin îleri, bu usullere tenezzül etmiyor. lîert vo inatçı bir kekeme o.. Bu arada bildiğim kadanyla kekemeliğın oluş sebepierinden de bahsedeyim. Kekemelik çoğrm lukla kuçük yaşlarda geçirılen ağır bir hastalık, ya da korku sonucu oluyor. Konuştuğum kekemelerin çoğunda boyle bır korKu sonucu olmuş. Benimkiyle Hüseyin'inkl hastalık sonucu. Ben 5 yaşlanmdayken geçir diğim ağır ve çok ateş yapan bir İnynmıir sonucu kekeme kalmışım. Hüseyin de 5 yasında geçirdiği zehirli sıtmadan sonra kekeme olmuş. Korkudan olanların adedi daha çok. 1 Nlsan 1970 CTTMHÜRÎYET NKARAda konuştum Hüseyin lleriyle. Kendısınl onbeş yıldır tanınm. Kekemeler arasında bir yanşma yapılsa; kekemelıkte de, sevimlilikte de birinciliği klmseye kap tırmazdı. Bır sabah, erken saatte otelden telefoa ettim. önce bir ha nım çıktı, Hüseyln îleri'yle görüşmek lstediğiml sdyledim. Bir dakOca, çağıraynn, dedl. Biraz sonra telefondaydı Htiseyin: A Aa 1 Telefonda (a) dan başka ses rok. (a) hecesi uzayıp gidiyor Badece. Mübalâğa etmiyorum. Hüseyin'i tanıyanlar bilir nasıl yaman bir kekeme olduğunu. <a) lar sürtıp giderken ben hemen anladım Hüseyın'ın anama kufretmeyip (Alo) diyeceğini. «Hüseyin, ben ümit Yasar» dedim. Hüseyin de bu arada binncl (a) seansmı bitirmiş, nihayet alo dıyebilmışti. Hemen ikinci (a) seansına başladı: Aaaaaaaaaaaaaaabiciğim. Neyse, lâfı uzatmayalım. Ertesı gün akşam üzeri Içln randevulaştık. Onun işten çıkma saatinda otelde buluşacağı*. Tam söz yerdiğl saatte geldt. Ben daha önceden teypi ve viskiyl hazır etmiştim. Kekemece karşıhklı hal hatır sorup, hasret giderdikten sonra başladık konuşmaya. Kolayca anlayabilıneniz içın, sorularla cevaplan kekemece yazmayacağım. Dilimize çevirerek yazıyorum: Hüseyinciğim, kekemelerte flgili bir röportsj serisi hazırlıyorum. tse senden başlayayun dedim. Sorularuna geçmeden önce, kfanliğini kısaca anlatır nusın? Adanada doğdum. Kırklkl yaşımdayım. Yırmi yıldır Ankaradayım. Müzisyenim. Ankara Radyosunda çalışıyorum. Ankara Radyosunda çahştığını söyledin de aklıma (jeldi: Haıri senin Radyoeviyle ilçill lleri derecede bir kekeme: Hüseyin ileri bir kekemellk amn vardır. S> ırası gelmisken ona bir anlatır nusın? Bu arada şuns. lşaret etmeliylm; Hüseyln lleri'de en güç çıkan sessiz harf (B). ömegın radyo'yu sCylerkm teklemesl şoyle oluyor: Rrı ı IT r narmraraaadyo. UMIT YAŞAR i • Ümit Yaşar'la Hü»eyin tleri, ikl saat suren röportajm sonunda enlkonu terlemişlerdi... Masanın ustiindekl yorgunluk kahvelcrinden de bunun böyle olduğu «ılaşılıyor. o da eskiden ayaklannı yere vu rarak, güçlukle konusurmuş. Yine ses sanatçısı Orhan Şener de kekemedır ve benim ıyi arkadaşımdır. Hüseyin, kckemeliğin bir tek hapla tedavisi mumkün olsa; tedavi olur muydun? Hayır abi, olmazdım. Alıs tun artık. EvU misln? Etliyim abi. 21 sene önce evlendiğiın ilk hanımım rahmetli oldu. Ondan 4 tane kızun var. Bir süre önce yeniden evlendim. Bn hanımımdan d» bir oğlum bir kmm var. Çocuklarında kekemelik var mı? Tok abL Kekemeliğinin azaldığı zamanlar var mıdır? Yakından tanıdığım hanım arkadaşlarla konuşorken daha az kekelerim. Bir de samimi bir itirafta bulunayım; aşk ânında hiç kekelemem. İlk hammımla çimdiki hanımının adlanm söylerken zorluk çekiyor musun? İlk hanımımın adı ümmühandı. Hiç söyleyemezdim. t ü üüüü ümmüümmü ümmüümmü han. Onun için Haso diye çağınrdım onu. Şimdüd hammımın adı Firdevs. Nisbeten daha kolay söylüyorıun. Hüseyin lleriyle konuşmamız burada bittl. Benim sorulan sor mam ve onun cevaplandırması aşağı yukan iki saati bulmuştu. Bu arada viski şışesıni de • yanlam.ştık. Tamamuıı banda aldığım röportajı bir kere de kendisi dinlemek istedi Gelışiguzel açtım teypl. Çok kısa blr sure dinledi ve şunları soyledi: Hahahahay aaaaaallah ka* kakakakakakahretsin. Kakakak» kapat aaaaaaaaa&aabl! i İŞİN KOLAYI İCAM üzerlne radyoeviyla ilgıli anısını anlatmaya basladı Hüseyin. Ben kısaltarak ve dilimlze çevlrerek aktanyorum. Her sab*.h Ankara Radyoertne Çftmek için dolmuşa binerdîm. Dolmus, Radyoevinin R önüne yaklasınca şoföre «Radyoevinde ineceğim» demem gerekli. Fakat ben bu cümleyi söyleyene kadsr çoğu zaman Ulusa vanyorduk, oradan yürüyerek geliyordmn Radyoevine. Bu nzun bir süre böyle devam etti. Sonunda bir kolayını buldıun. Şimdi Radyoevine gitmtk için dolmuşa bindiğünde, iyi bildiğim bir melodiyi (ra) hecesiyle rararara rarara rara şeklinde, yavas sesle söylemeye başlıyor ve tam radyoevinin öniinde (radyoevi) diye patlayıveriyorunı. Dolmus dnrnyor. Hüseyin îleri, tanıdığım en sevımlı kekeme olduğu kadax, en ınatçı kekeme de.. Israrla, inatla takıldığı kelimeleri söylü NASIL OLUYOR İR başka kekemelik türü de ırsi olanı. Kimlerın hangi sebeplerden kekeme olduklarnıı sırası geldikçe göreceğız. Biz yine Hüseyin lleri'ye dönelim. Sarkı sSylerken hiç kekelemiyorsun. Bu nasıl oluyor? Talnızken olsun, kalabahk karşısmda olsun şarkı söylerken kat'l snrette kekelemem. En ağır, en güç okunan eserlerde bile. Bunun yalnız bende değil, başka kekemelerde de böyle olduğunu biliyorum. Meselâ; Orhan Sener de benim glbidir. Herhalde müziğin tesirinden ve kudretindcn böyle oluyor. Dikkat ediyorum, taküdıfın kelimeleri hiç değiştirmiyorsun. Neden? Ben karakter ltibarivle çok iddiacı ve inatçıyımdır. Ko nuştuğum insan, takıldığım kelimenin ne olduğunu anlayıp benden once sö\lese btle, ben geri döntnem ve susmam. İHe de o kelimeyl bitirecefün. ölsem vaz geçmem. En çok hanjri bece ve kellmelerde teklersin? Çoğunda tekliyorum. Fakat başta (re, ra, de, da, be, pe, he, ha, ne) gibi hecelerle baslayan kelimeler geliyor. Bir de (a) ile başlayanlar. Kekemeüğinle ilgili alay ve sakalara kızar mısın? Hayır hiç kızmam. Bazan kendim de fülerim. En çok ne zamanlar kekelersin? Telefonda ve yabancüarla konnşurken daha da artar kekemeliğim. Geçenlerde şehirler arası santraldan Istanbul'u istemiştim. Hanpi numarayı istediğimi ve kendi numaramı soyleyene kadar epeyce ter döktüm. Feci surette teİdiyordum. San. tral memuresi hanım beni sabırl» dinledi ve «Peki, efendim, yarım saate kadar verilir» dedi. Bu defa teşekkur etmek istedim ve tesadüf hiç mi hiç tek. Iemedim. Santral memuresi de kızdı tabii. «Beyefendi. niçin benimle alay ediyorsunuz?» diye bir hayli söylendi. Böyle bir olay vaktiyle Adanada da başımdan geçmişti. O zaman daha çençtim. Adanada temsiller vennek üzere gelen bir tiyatro toplulufuna oynn icabı bir keke me gerekmiş, beni söylemişler. Anlaştık. Rolümü exberlettiler. Gece, sıram gelince sahneye çıkıp, ezberlettikleri sözleri tabiî hâlimle, yani kekeme olarak sövleyeceğim. Sıram geldi, sahneye çıktıtn. Bir an bülbül kesilmez miyim? Ne kekemelik, ne tutukluk. Hiç teklemeden sözlerimi bitirince, âniden perde indi. Beni sahnenin arhasına çekip bir güzel dövdüler ve dışan attüar. Meğer oyunu berbat ctmişim. Kekemeliğinln tedavisi için hiç doktora gittin mi? Çok. 25 yıl önce ünlü kekemelik doktonı Fahri Celâl beye de gitmiştira. Zengin bir ahbabım götürmüştü. Fakat teda\ün için uzun zaman Istanbul da kalmam gerekiyordu. Kalamadım tabiî. On yıl kadar önce Ankara'da bir doktor ahbabımız da metronomla konuşturmaya ç»lıstı beni. Sonra her iki kulağıma da zemberekli birer âlet taktüar. O zınltılar kulağımda öterken elime bir gazete veriyor, yüksek sesle okuraamı istiyorlardı. Fakat bu seanslara fazla devam edemedim. Müzisyen olduğum için kulağıma bir şey olur dlye korktum, Tanıdığın en enteresan kekeme kimdir? B YARIN: O R H A N Ş E NE R Konu veresim: AYHAN; BAŞOGUJ İ Ç[Jj| SULTAH DEFINE APAYOIN 57 AH san a kurban olsun looy loy AIİ san a hayran olsun looy loy.. Duya duya soyluyordu. Yaşa! dedi birısi çıtin arkasmdan. Sustu. Kinıdi bu? Ayaklarını ucuna basarak başını uzattı. Berber Rüştu'ydü. Bahçede bırkaç lâhana \ardi, onları kesıyordu. Nereye la? dıye sordu. • Oduna gidıyorum ağa. O yanda ne anyor odunî Soğut möğut ijte. Zararlık edeyim deme ha? Yok, etmem. Eşekler uzaklaşmışlardı. Aralarmda îakalaşarak, blrbırlerinin boynunu ısırarak koşuyorlardı inij aşağı. Doo çüşş! diye bağırdı arkalanndan. Hızh hızlı yürumeğe başladı. Her yer ıslaktı. Yağmur durmuştu ama gözyuzu kapalıydı. Dağlar uzaktan mosmor gorunuyorlardı Ağaçlann yapraklan ya iyice dökülmüj, ya da kunımuş gazel olmuştu. Kırmızı san arası türlü renkte idiler. Ortalık serindL Çeşmeyi geçince gene türkü söyleraeğe bajladı. Kırlar insanı keyiflendiriyordu. Habip ağaa? dıye bağırdı birden. tki taraftaki kayalık tepeler ya&kılsndı. Eşekler kendılerine bağınyor sandılar. Kulaklan kısıp uslu uslu yürumeğe başladılar. «Nerde bunlar acaba? Yoksa define buldular da onu mu paylaşırlar? Bulduysanız bizim de hak. kımız var ağa. Değilse kanşmam valla, hökümat» habar veririm..» Muhtarı duşünüp guldü. Bız neciyiz burada? Bu köyün her bir işi bizden sorulur arkadaş! Hökümata habar veririm. Bitti. Habip emraiii!.. «Ula kızını bana veresice, nerdesın? Yoksa hazmeyi buldun da ustüne mi yattuı? Hazineyi bulursan, Fadime'yi de bana verırsen, valla o raman iyi adamsın işte. O zaman tadından yenmez. Al damadım dersin, bana bi yüz altm verirsin. Eh. yeter bize canım. Kasabanın aşçısında her gün köfte ekmek yeriz. Fadıme'ye de getiririm valla. Onun yedıği de benim demek. Neden dersen biz Fadime'ye yangınız ağa. Hem de çıra gibi tutuştnuşuz. Canımızdan çok seviyoruz Fadime deyince aha şuralarım alaf alıyor. Bi hoş oluyoruz. (Bajını iki yana salladı) Onu sarmadan ölürsem, valla gözüm açık gider.» Fadime, diye fısıldadı. tleri geri bakındı. Fadimee!.. Sesini yükseltti, Fadimee! dıye bağırdı. Sesi kayalık tepelerde j'ankılandı. Ali bu sesleri dinledi, gözleri ya. şardı. «Bak seni dağlara bağırıyorum Fadime, duyuyon mu? Kerem gibi yanıyorum.» Bahçe çitinden kuru bir dal kırdı, bağlama gU bi çalıp söylemeğe başladı, Kerem oldum yanıyorum Fadbnem Adını dağlara bağınyorum Fadimem Kavuşaroanı diye dünyada Fadbnem Gece gündüz ağhyornm Fadlraem Bır daha soyledi. Hem yürüyor hem söylüyordu. Fadime adm hep dilimde Sazım düşmez bak elünde Gece düşümde gündüz hayalimde Senin için ağlanra Fadimem «İyi be, yapındırıyoruz bayâ. dedi. Aşık olup yollara duşeceğiz herhalde. Hey Fadime hey. Gel de gor hahmızı.» Habip emmii!.. (Sesini yavaşlattı) Ula kızını sevdiğim, nerdesrn? Hiç bir ses' gelmiyjfdu. Dereler ıssızdı. Akao »uların şırıltısmdan başka ses yoktu. Yamaçtalti bir kayaya çıkıp ileriye geriye bakü. Kimse görü^müyordu. Anladım, dedi. Modul Osmanın tarlasını açıyorlar. Hımm... Yirik Habibin eşeğini durdurup bindî. Kendil* rinkmi de önüne kattı. Hadi bakalım, dee!.. Sana sahap olduğumua gibi bide Fadimeye sahab olsak.. tyi olur... Hem tadından yenmez. (Eşeğın boynunu, sağrısını okşadı^ Şriyle şuralannı sıkürıp, oh canım diyerek... Ah Fadimem, bak eşeğinize bindim, bir gün da seninle.. Görüverdi, Cerde derenin içinde ikl kişi geli yordu. Bırbirlerine yaslanmışlardı. Yürüyüşlen bir tuhaftı. Kimdi onlar? DikkaÜe bakıp tammağa çalıştı. Allah Allah... Nasıl yürüyorlar öyle? Sallanıyorlar be, dilenci mi bunlar? Üst baslan...» Gdrünce durdular. Birisi elıni sallamağa başladı.. Gel!... Gel . Seyidin sesıydi. tbişin AH atla^p indi eşektett. Emmi! dedi, sız misinız? He he, gel!. Eşekleri surdü. Şaşırmıjtı. Bu ne hal yavu? Yok bir sey. sonra. Getir eşekleri. Ikisi de hastaydı. Habibin yüzü kapkara çamur gibi olmuştu. Cansız cansız bakıyor, ıkılıyordu. Ne oldu emmi? dedi tekrar. Hasta mısınızT He dedık ya. Getir eşekleri. Bizi kdye götür. Seyit de sallanıyordu. Savaştan çıkmış gibiydiler. Üstbaşları yırtılmış, kirlenmişti. Getir eşeği la, dedı Seyit Habibi bindireum, Ne bakıp duruyorsun9 Emmi, şey... Ben oduna geldiydim. Bırak odunu. Biz zehirlendık, ölujoruz. Köye ulaştır cabuk' Nerede zehirlendiniz' Mağarada. Derınderedeki mağaraya girdilc (Arkan T»r> DİŞİ BOND TİFFANY JONES ILAN Imar ve Iskân Bakanlığı Deprem Bölgeleri İcra Heyeti Başkanlığından l Eksıltmeye konulan iş: Deprem Bölgeleri İcra Heyeti Başkanlığı tarafından 7269 sayılı ltanun ve 5/9/1966 tarih, 6/6990 sayılı Kararnameye bağlı Yönetmelik gereğince âfet bölgelerinde tullanılmak üzere ımal edilen Prefabrike konutların inşaatlan için lüzumlu olan aşağıda cins, mıktar, keşif bedeli ve geçioi teminatlan yarılı malzemelerin satın alınması lşidir. Geçici teminata 2 Cinsi Miktan Keşif bedeli 3.292. TL. Köşe dilcmesi 100 Takım 43.904 T U .Temel AnkraJ Demlrl 100 » 38.382. » 2 878. » Mahya Saçı 21500 Kg. 118.250. » 7.162 » Vasıstas Takımı 200 Takım 1.500. » 112.50 » Mandal (îspanyolet kolu ve damak) 200 225.» 3.000. » Temel 'Rağlantı Demlrl 1.176. » 50 15.680. » 3 Eksiltme 13/4/1970 pazartesl günü saat 1430 da Sakarya Caddesı Örnek İş Hanı fcat 3 deö îcra Heyeti Başkanlığınm ihale salonunda 7269 sayılı kanun, S/9/966 tarih ve 6/6990 sayıü Karamameye bağü Yönetmelii hükümlerine tevîikan kapalı zarl içinde fiyat tekliO alındıktan sonra eksiltme usulü İle yapılacaktır. 4 Eksiltmeye gtrebilmek için lsteklilerin 1970 yılına ait ticaret odası belgesi ibraz etmelerl gereklidir. 5 Istekliler gerçek reya tüzel Mşl olabillrler. 6 Istekliler 2 nci maddede lşaret edilen malzemelerden Ihalesine işürak etmek Istediklerinin geçici temlnatJannı Deprem Bölgeleri tora Heyeti Başkanlığı veznesıne yaürarak makbuz almalan veya llmıt içi banka teminat mektuplannı ve dlğer belgelerini kapalı zarflanna koymalan şarttır. 7 Kapalı teklil zarflan 13/4/1970 güntl saat 14.00 e kadar Sakarya Caddesi ömek lş Hanı 3 üncü kattaM tcra Heyeti îhale Komlsyonu Başkanlığına tevdi edilecektir. (2 nci maddede yazılı malzemelerden hepsine veya bir kısmına iştlrak etmek mümkündür.) 8 Postada olacak gecikmeler ve telgrafla yapılan müracaatlan kabul edilmiyecektlr0 İcra Heyeti Başkanhğı, 2490 sayılı kanuna tâbi olmayıp fhaleyi yapıp yapmamakta. parçalara bölmekte veya diledlğine yapmakta serbesttir. 10 thala dosyası mesai saatlerl dahüinde Depren tcra Heyeti Başkanlığında görülebillr. (Basın: A. 679412760/3122) GARTH BIR HATIRA tZE başımdan geçen bir şeyı anlatayım. Yülarca önce, geçirdığım küçuk bir rahatsızuk dolayısıyle beni Sosyal Sıgortalar Hastanesın de b:r KulakBurunBoğaz tnütehassısma göndermişlerdı. Sıram gelince ıçeri gırdım. Doktor: «Ne ne ne ne ne ne ne neyı niz var?» dıye sordu. Ben cevap verdim: «Se se se se se se se se sım kı kı kı kı kısıldı.» Doktor bırden yerınden fırladı, «Uuu lan dedı se se se se sen be be be be be mmle da da da da dalga mı ge ge geçıyorsun?» Halbuki ben, onun benimle dalga geçtığmı zannetmıştım. Nıhayet guç belâ anlaşabıldık ama o zarnana kadar butun doktor 1ar, hemşıreler de başımıza bıriktıler Herkes gulraekten katı lıyordu. Bırbırımızm hakıkî birer pepeme oldu^unu anladıktan sonra bız de gülmeğe başladık ve hakıki bırer dost olduk. Bu doktorun adı Osman Bıtikçi idı. Şimdi Almanyada. S Tanıdığım başka bır ünlü ve enteresan k°keme de değerli ses sanatçımız Müzeyyan Senar hammefendıdır. Bana çok morâl vermlştir. Soylediğine gör«
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle