17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6AHİFE DÖRT 21 Mart 1970 CUMHURİYET YAZAN: Valentin Mihayloviç BEROJKOV ÇEVİREN: Hasan Âli EDİZ Bir Başkomutan aranıyor talingrad'a farallık küuanın verilmesı töreninden sonra başlayan genel toplantıda, törenin yarattıgı o heyecaıüı ruh haU, çabucak kayboldu. Avrupada ikind cephenın açüması meselesi, bütün önemine rağmen yine esklsi glbi, çözülmemiş olarak duruyordu. Sovyet Heyettntn baskam Stalin, Ingiliz ve Amariir»Ti temsilcllertne dBnerek sordu: «Overlord» h«w>fc*«m» ktmln baskomutanlık edeceği aorusnna cevap rerilmesini isterdim, dedi. Roosevelt: Bn konnda heofa Mr kaTftr verllıneıniştu", diye cevap verdl. StaUn, âdeta sesll düşünUyor S mus gibi, asık bir suıatla söylendi: Şn halde «Overiord» harek&tından hlçbir sey çıkmayacak demektir. Bu «Overlord» harekâtımn hazırlamnasmdan ve bunun yürürlüğe komnasnıdan dogacak sskert ve moral sormnlulugn kün alıyor üterine? Bn belli değilse, o zaman «Overlord» harekatı knrn bir lâftan dteye geçemez!. Masanın karşı •arafında, bir tatsızlık gölgesi dolaştı. Kısa bir sessizlik başgösterdl. Sonra Roosevelt: «Overlord» harekâtının hazırlanması sorumluluğunu îngilia generali Morgan omuzlanna yüklenmiş bulunnyor. StaUn, direomekta devam ettt: «Overionl» harekfttnn ttyahyor üzerine?. Blrleçik Amerlka Cumhurbaşkanı: Bas komntan jir yana bıraküırsa, bn harekâtın uygulanmaaına katüacak bütün komutanlar bizce büinmektedir. Roosevelt'in bu açıklaması, tabil, probleml çözmiiş olmuyordu. Stalin'in sorusu, prensip bakımından büyük bir önem taşıyordu. Komutaıu olmadan, sorumlu bir başı olmadan, küçük, ya da büyük, hiçbir askerî harekât uygulanamaz!.. Üstelik, ağır savaş tekniği Ue donatılmış büyük bir orduyu Manş denizinden geçirerek karaya çıkarmak gibi bir askert hareketi başkomutansız planlamak ve uygulamak mUmkün degildi. Bunun için, bu harekâtta kimin başkomutan olacağı sorununun ortaya atılması, ingüİB • Amerıkan durumunun bütün sızlıgını açığa vurmustu. ADINA cOverlord» dedikleri büyuk çıkarma harekAtı sırasında gerekll yerlere mevzilenen Amerikan topçu bir< Uklert, Alman kuvvetlerini havadan oldn^u kadar, karadan da kesif bir mermi yağmuruna tutmuşlardı. olabüir. Ba duruma göre, hem nanrlıklan, hem uygulamayı yürütecek generalin aynı adam olması gerekiyor. ChurchlH, Stalin'e karşüık vererek: General Morçan'a yalnıı ön hazırlıklarla uğraşma görevi verilmiştir, dedi. Stalin hemen sordu: General Morg&n'a ba çöreri kim verdi? Churcbill, general Morgan'a bu görevin birkaç ay önce, Başkan Roosevelt'in onayı ile AngloAmerikan Kurmay Başkanlığmca verilmiş oldugu cevabını verdi. General Morgan'a, «Overlord» harekâtını lngiliz ve Amerikan Kurmay Başkanlıklariyle işbirliği halinde hazırlaması görevi verilmişti. Ama, Başkomutan henüz seçllmemişti. «Overlord» harekâtrna katılacak btrliklerin yığmak ve donatım işleriyle Amerikalılarm ugraştığını ve sayıca Ustünlüklerini dıkkate alan Büyük Britanya hükümeti, «Overlord» harekâtına katılacak iendi birliklerini, Amerikan Başkomutanının emrine vermege hazır oV duğunu bildirdi. Caşkomutanın atanması sorunu, bugunkü gibi, geniş bir toplantıda, çözülemez. Bu sorun, üç büyüiler arasında dar bir çerçeve içinde göriişülmelidir. «Overlord» harekâtına bir Amerıkah subayın, Akdeniz harekâtına da bir lngiliz »ubayının komuta etmesini teklif etmişti. Büyük Britanya hükümeti, «Overlord» harekâtımn İlk anlarında bile Amerikalıların sayıca üstun olacaklarını. zamanla bu üstunluğun daha da artacağıoı dikkate alarak bu teklifi kabul etti. Böylece Tahran'da «Overlord» harekâtını idare edecek başkomutanın adı belli olmadan kaldı. Ne var ki üc büyüklerin katıltfığı Tahran Konferansımn bitiminden dort gün sonra 5 Aralık 1943 tarihınde Roosevelt «Overlord» harekâtına katılacak AngloAmerikan ordusu başkomutanlığı» na, general Eisenhower'ı getırdi. AYNI ADAM taUn, yine aynı asık suratla sözlerinl sürdürdü: öyle bir dorum olabllir ki, General Morgan, bütün hazırlıklann tamamlandığını «anabilir. Ama, harekâtın uygulanmasından sorumlu general is basına gelince, general Morgan'ın hanrlıklannı eksik bulmuş S YARIN: DURUM GERGİNLEŞÎYOR Malkoçoıjlu Kom.vere»m:AY.HAN BAŞOĞLüjl Ç[JJ SULTAH HAUAK4., O BetoİM t>t(3İ/tl TAL.R APATDIN 46 Sen mi «ikâyet ettin la? Emme komam bunu sende! Al ijte. Ula oğlum sabah beri yalvarıyorum onbasıma ki bunların suçu yok diye. Ben cizi kurtarmak istiyorum, sen de tutmus... Be, uzatmayın, dedi onbası. Benim yanımda nasıl konusuyorsun öyle? Yürü! Konuşur bu onbaşım. Terbiye yok ki herifte. Kırk kere söyledim, «vazgeç bu isten Seyit Ali. Başına belâ bulacaksın, pisman olacaksın...» Hadi şimdi cık işin içinden. Böyük sözü dinlemeyenin hali böyle olur. Yaa... Hem yürüyorlar, hem dönüp dönüp bagırıyordu, Şu köyde senin gibi kudümsüz adam var mı? Osman'la Habibin başını da yaktm. Osmanın bacağım kesmişler bak! Yazık değil ml? Hep senin yüzünden. Bu köyün başına belâ mısm be adam? Mazarrat herif! It oğlu it! Bir de utanmadan lâf söyler! Utanmaz... Seyit Ali arkada kalmıştı. Hiç cevap vermiyordu. Dikilmis, terı terı bakıyor, baçını sallıyordu. 15 Seyit Ali'yle Yirik Habip kasabadan dönüyorlardı. Yayandılar. Yokuf yukan dizlerine dayana dayana yürüyorlardı, O muhtann alacağı olsun, dedi Seyit Ali. Eğer burnundan getirmezsem bana da Seyit Efe demesinler. Alçak! Gordün değil mi, o gün nasıl horozlanıyordu onbaşınm yanında? Adammıs gibi konuşuyordu dürzü. Bize demis ki «etmeyin oğlum, hökümattan izin almadan kazı yapmayın. Ayıptır, yasaktır...» Şuna bak! Oysa gece gizlice gelmis de blzi gSzetlemiş kayanm arkasında. Gömü çıkarsa o da hazıra konacak. Hisse alacak. Ah bi habarım olsaydı, orada kürek sapıyla bir dayak çekerdim ki Ona... Şeytanlar masşallah derdi. Dürzü! Emme şimdi gdrecek anasının tarlasını. O zannetti ki bizi hemen içeri atacaklar. Huı... Lâkin Osmana çok acıdım, dedi Habip. Ben de acıdım. Acınmaz mı? Genç yaşmda tek bacakla kalmak ne demek? Yazık oldu oğlana. Çok yazık oldu. Keşke öğretmenin dediğini yapsaydık, hemen getineydik kasabaya. Belki kurtulurdu o zaman. Lâkin erkek adammış ha. Kimseden sikSyetim yok dedi, bizi kurtardı. He, 5yle «edi. Onbaşı da yardım etü dogrusu. Sabah erkenden görüştürmeai iyi oldu. Elbet, iyi olmaz mı? Yolunu yaptık tabii. Biliriz o kadannı. Az hökümat kapısı çiğnemedik kardasım. Şapkayı iyice yana yıkü. Görekli köyünün Seyit efesi oluverdi hemen. O gün ne oldu biliyon mu? Tabancayı bizim kayuıço istedi. Nerden bulduysa bir bağ mermi bul muş. Yalvardı, bugün tabancanı bana ver diye. Ben zati düsünüyordum biliyon mu? Bugünlerde ba $muz belâda. Bi arama marama olur, çunu saklıyayun diyordum. Önce bi nazlandun. <Vermem, bi risini vurursun> dedim. Yok eniçte, valla vurmam emşte Ne olursun eniş,te... İyi ki vermişim. Değilse tabanca gidecekti o gün. îyi olmuş, dedi Habip. Gülümsedi. Kaç gün dür ilk olarak gülümsüyordu. TC»ranlılf yüzü biraz ifidı. Ben de okunmuş dallan bulacak diye korktum emme bulamadı. Nerdeydi? Astann ağaçlan arasına soktuydum. Tam oraya baktı. Bunlar ne diye soracak sandım. Sormadı. Allahtan işte. Allah saklar canım. Okunmu} gül dalı onlar. Dua kuweü. Lâkin hazineyi bi buluverseydik Habip kardaş. Ne iyi olacaktı ya? Olacaktı emme bulamadık. Gene buluruz be. Allahtan umut kesilmez. Çık. TebJikeli is. Ben yoğum gayri. Niye? Ne çabuk yıldın? Bu kadar mıydı ks» limiz? Yemin ettik ya? Habip düşündü. Yere bakıyordu. Yüzü dümdü* dü. Dur bakalım hele, acele etmiyelim. Bu iş biraz unutulsun. Unutulsun tabi. Orası doğru. Emme yılmak yok Habip kardaş. Buluncaya dek arıyacağız. Söz ağzımızdan çıktı, başka yerimizden değil. Bulacağız o gömüyü, tamam mı? ulacağız ve. Osmanın hissesini de götürüp vereceğiz. Ancak o zaman Allah affeder bizi. Değilse oğlana karşı borçlu kalına biz. Hem de iki dünyada, öyle değil mi? Habip derin derin düşündü. Kafasını salladı, Doğru, dedi. Çok dbğru. Bu sözün hoşuma gitti. Hattâ kendi hissemizden fazla vermeliyiz ona, Neden dersen, o gayri sakat kaldı. Tek bacakla ça lıjamaA iş göremez. Yazık... Gözleri buğulandı. Sesi değişti. Bizim yüzümüzden sakat kaldı Seyit Suç M ıim. Ona yardun etmek lâzım. • ' '• " Lâzım tabi. Ben de onu diyorum. Nasıl yar« dan edeceksin? îkimiz de cıbırız. Emme gayrel eder de hazineyi bulursak.. Şöyle bi küp dolusu altm.. Boğazunızdan geçer mi o? Ah öyle bi jey oîsa, ah! Kendi hissemden çok ona veririm. Ben de veririm valla. Ne olacak, onar altın fazla verince neyimiz eksilir? Bir küp dolusu altın bu! Habip başını sallaya sallaya yürüyordu. Uzak bir hayale dalmıstı gene. Kendi kendine konujuyordu. Bulacağız biz bunu emme, bakalım nasü? dedi. Rüyada saydığı paralan düşündü. Tekrar gözünün önüne getirdi, ne de çok paraydı? Harman gi bi yığılıydı. «Dur bakalım, dedi. Bir hayır var bu işin sonunda. Bakalım nasıl çıkacak? Umudu çok derindi. Seyit Ali yan yan baktı, onu biraz daha hazırla mak gereğini düşündü. Hiç bir şey zahmetsiz olmaz hâfız ağa, dedi. Sen daha iyi bilirsin ya, Allah durup durup durur ken vermez. Çalışana, anyana verir. Belki bu başunıza gelenler hep hayırdır. Allah bizi denivordur. «Bakalım kullanm ne kadar katlanacak, nereye kadar dayanacak» diyerekten... Anladın mı? Hemen vazgeçersek, «Ha bunlar lâyık değiU diye. cektir. Emme yılmazsak, gene ararsak... İşte o zaman hazineyi önümüze sürecektir. Öyle he. Onun için diyorum dSnmiyelim. Işimize ba» kalım. Hiç bir şey olmamış gibi gene anyalım Bak açık söylüyorum, sen vazgeçsen de ben anyacağım. Ama sen müslüman adamsın. Ağzın dua bilir. Namazmı niyazını kılarsm. Allah sana yardım etmiya cek de kime edecek? Onun için istiyorum birlikte aramayı, anladın mı? Ben bu yolda neyim var nevim yok, harcıyacağım arkadaş. Karanm katî Ya herrü, ya merrü. Ya battık, ya çıktık. Hem yalnız bizim toprağımızda değil, gerekirse taa Dumanhya çıkacağım. Derin dereceye ineceğim. Her yeri arıya cağım. Habip cevap vermiyordu. Kafasını indirmis, ter liyerek yürüyordu. (Arkan «art ÇU OUX1SU»JU2U SÖS KARAR hurchill konuştugu sırada, Roosevelt bir kâğıdın üzerine bir şeyler yazdı ve îngiliz Başbakanına gönderdi. Churchill, yazalan puslaya acele bir göz gezdirerek: C • ANU DISİ B O N D ^~Öyi£ BİR UÇTUKIUZ \ BUUHS ıçmoe. »4 s Kf, AAONSON'UM v Cı'âEB» 1 & SOAT SO1BA CZ£L BİS COStOA VPUM DIVE. 6AZnib.GQ£kJ{ »' T Baskanın şinıdi OJUUI yazdığına göre ki ben de ona katüıyornm baskomutamn atantnası sorununun bir karara bağlanması, şimdi yapmakta oldngnmnz gŞrflşmelere bağlı olacaktır, dedi. Stalin: Beni yanlış anlas Isterim, diye açıkladı. Ruslann, başkomutanın seçilmesi isine katılmakta bcrhangi bir istekleri yoktnr. Biz sadece, komutamn kim olacagını bilmek fctiyornz. Biz komutanın bir an önce atanmasını ve «Overlord» harekâtının hazırlanmasında oldnğu kadar vürütülmesinde de •ornmlu olmasım istiyornz. Stalin'in, Başkomutanlık sorununun görüşülmesıne katümak isteğinde bulunmaması; Churchill'i açıkça vüreklendirnüşti; Stalin'in söylediklerini ben de tamamiyle uygun buluyomm, dedi. iki hafta içinde. kimin başkomutan olacağını beiirterek adım size bildiririz. llmanm ki, Başkan da benim bu düşüncelerime katümaktadır. TİFFANY JONES KİM OLACAK? talin'in ertesi gün Churchill ile yaptıgı konuşmada, «Overlord» harekâtında kimin başkomutan olacağı sorunu yeniden ele alındı. Bu konunun hayatî bir önem ta?ıdığını belirten Churchill, Ağustos ayına kadar egemen olan görüşe göre, «Overlord» harekâtına bir îngiliz subayının komuta etmesi gerekmekte idi. Ne var ki, Rooseveltie Churchill'in Quebec'deki son buluşmalarında Başkan, bir başka duşünce 1leri sürmüs; S îstanbul Emniyet Sandığından İstanbul Emniyet Sandığı Kadıköy Şubemize borçlu Mustafa Feridun Hendek (Mehmet oğlu) İlân yolu üe tebliğ Gösterüen adres: Beşiktaş Şair Nedim Sokak No. 141/13 Dosya No: 989/1569 Mutasamfı olduğunuz Kartal Aşağı mahallesi Çayırlar sokağında Y. 8 No. lu senve mah. arsanın tamamını Sandığımıy Kadıköy Şubesine birinci derecede ipotek göstererek 2/5/1968 tarihinde İPA. 7149 hesap numarasiyle (7000.) lira istikraz etmi^tiniz. Borcunuz vadesinde ödenmediğinden hakkınızda 3202 sayılı kanun mucibince icra takibine başlanarak yukarıda yazılı adresinize ihbarname tebliği içın gidüdlginde, ikâmetgâhınızı terketmeniz ve halen nerade bulunduğunuzun da öğrenilememesi hesabiyle ihbarname teblig edilemedığinden kanun hukmüne tevfikan ilân yolu ile tebliğat icrası icap etmiştir. 28/2/1970 tarihinde yapılan hesaba nazaran borcunuzun tamamı faiziyle birlikte (8781.92.) liraya baliğ olmuştur. İşbu borcunuzun bir ay içinde Sandığımıza odenmesi lazımdır. Borçlann ödenmeraesi halînde ipotekli gayrimenkulünüz mezkur kanun hükümlerine tevfikan Sandıkça satılacaktır. Bu cıhetler borçlu Mustafa Feridun Hendek tarafından bilinmek ve ihbarname tebliği makamına kâim olmak uzere ilân olunur. (Basın: 12418/2712) • j • 2 • 2 • 2 Bina Yıktırılacaktır Fatih înebey Mahallesi M. Kemal Paşa Caddesi No: 49 da Bankamıza ait eski binanın yıktınlması ve enkaz satışı işi teklif alma yolu ile artırmaya konmuştur. Talipler bu ise ait şartnameyi mesaî gün ve saatlerinde Beyoğlu Istiklâl Caddesi 187 No. Üçuncü Garantihan kat 2 de Emlâkİnşaat Müdürlüğünden alabilirler. Teklifler, engeç 27/3/1970 Cuma günü ve saat 16 ya kadar kabul edilecektir. Bankamız ihaleyi yapıp yapmamakta veya dılediğine yapmakta serbesttir. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••İ Reklâmcüık: 788/2710 DUYURU PTT Genel Müdürlüğünden. PUL RESMİ YAfllŞMAS! «Ankara 70» III. Millî Pul Sergisi ve Birleşmiş Milletler Teşkilâtının 25. yılı anma pullanna bastınlacak 6 adet kompozisyon, Türk sanatçüan arasında yanşmaya çıkanlmıştır Birincisi 13/5/1970, diğeri 10.6.1970 günü sonuçlanacak olan bu yanşmalara katüma şartlan ve diger bügüer PTT Genel Müdürlüğü Posta Dairesi Başkanlığından veya PTT Bölge Başmüdürlüklerinden ahnabilir. .(Basın: A.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle