19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a n m r t UUKT dl. Maraşiırmiî gaiiba. nmstaniıı oralardan bi >erlerden. Hastaymı? nlcedir. Yol tâmiriııde çalışırken hastalanmış. Hastaneye ;a tınncaja dek hastalık ilerlemış. llkin yatınlsajdı eyileşirdi belkim. Belli olmaz gayn Ulu Tann"nm işl. Hastanede bi hafta kalmı$. Vç gun evvel çıkarmışlar, iylleşön drye. Hâli kötu. Ne edeceğimizi bilemedik. Biz de Anadolu'luyuk gardaj. Tren bekliyok. Toplumun kanayan bir yeri işte Kım sorumlu bu yurttaştn sağ lığmdan? Eehberden hastanenin telefon numarasıru bulup çevınyoruz. Nice sonra nobetçi doktorla konuşabıldık Durumu anlattık umursamazlıkla Ben de bir şey \ar gandım. Önemli değil. Adı gecen Mustafa Doğan için doktorlann Terdıği rapor •iyilestıfi» nıerkezinde. Tok canım? Oyle mi? Onttn bayılıp yerlere uzanmasmdan bana ne? Doktor. «iyileşti» demişse lyi leşmiştir. Yapacak bir şey yok. Telefon kapatıhyor hışım ve gu rülriı ıle. Şaşınp kahyoruz. Mus tafa yerlerde baygın. Yüzu balmumu sarısı. Polıse teslım edelım, dıyoruz. Aravıp tarıyoruz, polıs goremıyo ruz ortalarda. Nıhayet Gar'da bır polıs buluyoruz ama o da: «Devriye gezlyorum» gerekçesiyle ilgılenmıyor. Karakola lelefon ettık, konuşan polıs «Bnrada ben den başka kimse yok. aynlamam» dıyerek kapaüyor telefonu. Tum kapılar yuzumuze kapanıyor Boylece ortalarda kalıyoruz yerlerde kıvranan Maraş'h Mustafa'yla bırlıkte. Kaderıne terkedılmış bır Mustafa. Belki de sabaha çıkamıyacak. Öyle işte.. •Bir garip olmuş diyeler Vç gunden sonra duyalsr Soğuk su ile yuyalar.. (1>. 5 Şubai 1970 CUMHÜRÎTET ZLEM yüklü, kahır yüklü trenler gelıp gider habıre. Haydarpaşa Garında mısınız? Umutlu, umutsuz ınsanlar gorursunuz trenlerın penceresınde. Dur madan kosuşan, bckleyen bır kalabahk, treni kaçırmamak içın koşuşanlar. Oysa ne değın koşareak koşalım dauna bir trenı kaçırmışızdır. Haber bekleyen ınsanlar, •martı kanadmdan, kahve fa Iından.» Hem umutlu, hem umut suz, bezgın, kahrolmus.. Sonra îzmıt'e dek U2anan baiilıyolerden «kın akm gelenler. O Umutlu umutsuz insanlar trenlerin penceresinde «Haydarpaşa Garmda üç sıra vagon Ustune kuşlar konuyor. Ne kadar tutsa kendlni Insan garip oluyor.» îlhan DEMİRASLAN •Bir yamah bohça sırtında mezan Azrail boynnna takmıg hızan.» Bedn Rahmi EYÜBOĞLU manavın kazık atmasmı beklemek. Of, dedık ya. çok guç ış şu «beklemek.» Beklemenın bıtmesıni beklemek Bu bekleme lıstesı say falarca uzar, gıder artık. En iyısi bu lıstenın bıtmesıni «beklemek» vazgeçmek. AYDARPASA Gan. bekleme nın her turlusunu bekleyenlerle dolu. Merdıvenlerden çıkınca gorunüm şu. Tepeleme yığınlar halınde duran eşyalan, denkleri, sandıkian trene, vapura yuklemek ıçin uğraşıp duran hamallar. Gıselenn onunde bekleyen yolcular. Ve daha ötede bekleme salonlan tıklım tıklım dolu. Havada yoğun bir sıgara dumanı. Kapı onlerıne, duvar dıplerine yan gelmış, uzanmış, oturmuş, bezguı gorünen ınsanlar. Kahırla yontulmuş gıbi juzlerı. Sevınçli gorünen birkaç er var, ızıne gidjyorlar sılaya, bellı. Bır de çocuklar, ah bu oyun çoctık lan. 13. Aralık. 1969. Aslında günun, aym hıç onemi yok. Her gun, her saat boyledir Haydarpaşa Gan. On, onbeş dakıkadan berı oturduğum kanapeden izledığun bır grup var. İçlerınden bırı hastaya benzer; benzemesi bıle fazla, hasta. Yanındaki iki kışı hareketsız duruyorlar. Hasta olanı yere uzanıvenyor bırdenbıre. Etraftan koşuşanlar oluyor. Ben de yönelıyorum yanlarına. Hep bır ağızdan konuşuyorlar. Ne olduğunu anlayamıyoruz bu yuzden. Demin o yanında duran iki kışıden boytı daha kısa olanı şoyle açıkhyor: Ofleyin bulduk bo garibi. Adının Mustafa olduğunu soyle MAHMUT ALPTEKIN Haydarpaşa Garı kalabalık. Trenlerden vapurlara, vapurlardan trenlere hızh adımiarla yuruyenler Gışe onlerındeki kuyruklarda bekleyenler. En çok da bu «beklejenler.. Bekleme odalarında bekleyenler însan omrunun yarısı beklemelerle geçıyor zaten Üçte bırı de uykuda geçtığıne gore ne kalıyor gerıye? Ne zor şeydır şu bekleme eylemı Yağmur beklemek, dolmuş, otobus, tren, vapur beklemek, kıınılennin keyfıni beklemek, sof rada yemek beklemek, masa baf:ndakı memurun ışımizi yapma smı ya da «bugun git yarm gel» demesını beklemek; sutçunua, H Mdllcoçoğlu KOM. «•»,..* A YH AN BAŞOĞLU 1 Q[JJ SU1TAH UMUT KAPISI OCAMAN elleri, iri parmakları ve orta boylarıyla Orta Anadolu ınsanları oldukları sezalı>ordu. Kımbılır kaç gunluktu sakallan? Yüzlenni golge lemıştı jyıden ivıye. Bozkır guneşi ve yelının kararttığı vüzlennı Üç kışjydıler Kanapenin ya nında tahta bavullan duruyordu. Tahta bavullardan bınnin üstunde daha çok kıhmlerde rastlanan moüfler vardı. Bavullann yanında çullara santoıış yorganlan. Yatak olarak hepsı bu işte Yorganlarm yanında da toprak bir su t*stısı duruyordu. Haydarpaşa Garı bekleme salonunım üçuncü mevkıı kısmmday dık Duvann dibmdeki uzun kanapede uç uçüncu mevkı yolcusuylayız. Ben, tam nereden geldıklerını sormayı kurarken onlardan bırı soyleviverdi hemen: Gardaş, biz Suşehrinden geldık Lstanbula. Benim adım Ahmet. Hüsevinne feliyle gosterdı) aynı koydenir. ötekl arkadaşımız AIi de Zaralıdır. Huseyın'le AH susuyorlar. Sadece arkadaslannın soyledıklerine, başlannı eğıp kaldırmakla ka tılıyorlar. Demin adının Ahmet olduğunu soyleyen ve sakalı dığerlerıne gore daha uzarnış olanı surduruvor konuşmayı: Çok oluyor. Birbu«^ık yılı geçri Susehri'oden avnlalı. GeC^nlerde mektnp aldık. Çoluk çocuk «Gcl ga>n» divor Elde avuç ta da birşey yok. N'etsek, neylesek mumkunu yok. Üç ay mı ne o kadar daha. eeçti aradan. Hangi aradan mı* Mekruptan sonra ya ni. Çocukfoun en kıiçujii de hastalanmıs. Yeniden blldirdiler bunu da. Tophanedeki sabahçı kahvelerinde calıştyok. Altı kahve, ustu han. Temizligini yapıyoruz. Zaman buldukça da hamalhk ya parız. Ne kazanıyorsunuz günde? Ne mi kazanınz? En çok on beş, onsltı lira. Bunun nesini har cayıp ne«ini biriktirecez? Biz de $aşirdık. Ö>le bi sasırdık ki Tann şaşırrmasin. beğ. Gidip n'oluvo bi bakalım bizimkilere. Bir. Ikl ay mı olnr <'avri, eidelim bl yol da lekrar çelirik herhal. Elleri kocaman, bodur gövdeli, hattâ biri ivıce tıknaz üç Sıvaslı hemşehrinin koca koca vükleri kendılerinı czercesıne sırtlayıp goturmeleri gozlerımde canlanıy ov Uç gun önce Teşvikive'de bü vu! bır ^andığı vuklenmi?, sandığın ağırlığıyla ıki büklüm olmuş bır hamal gormüstüm. Zayıf da bır adamdı hani. Nasıl taçıyabildığine şaşıyordum. Sivaslılarla konuşurken bunu hatırlayınca onların biiyük bir çabavla, kendılerini harcarcasma yük taşıyış larmı yeniden görür gibi oluyorunv »Kiminin sırtında perişan bir kiıfe . Kıminin <=ırtmda nakışlı semer şehrın cumbıisüne krtıIır gider . Kaln yağl; bir kolana koşulur PKano taşırlar omur omuza . Kendinden agır vfl kün altında adamlar Balmumu gıbi enr dururlar Sonra kanter içinde soluk alırlar Nâzik eşya nâzık hamallar ister neylersin" Ama onlar kadar pivanovu ciddıve ahrlar mı dersın . Nazdan nâzık çmıden bılezık elîer» (2) (1) Yunus Emre. (2) Bedri Rahmi Erüboğln. K Jşte Istanbul... Biraz yağTnur yağmaya gorsun... Meydanlar göle, yollar ırmağa dönecektir derhal... Ama şehri su basmış, vatandaş ne yapacağuu şaşırmış... Aldıran kim?... Hayat yuruyecek, hamal da sırtındaki perişan kufeyle hamallığım yapmağa devam ede* cektlr. (Fotoğraf: İbrahım KÖSEOĞLU) DEFINE TALÎP APAYDIN 7 Kedi başına vurulmuş gibi gözlerini yumup fculaklannı kıstı. Öylece kaldı. Seyit Alı bağdaş kurup oturdu. De başlayıa. Şu kediye bıraz aş ver kız' Dudu kadın bir 1aşık püâv goturdu, kapının ardına yere doktu Gel pisı pısi... Kedi birden canlanıverdi, kostu. Yemeği sessizce yedıler. Seyit Ali kansınıa yfizüne bakmadan: Para bulamazsarn, bir alttn daha çıkar sandıktan, dedı. Sonra hepsini birden alırım. Kadın cevap vermedi. Kaşık ağzında öyleca kaldı. Yere bakti. Yüzü dümduzdü. Duydun mu sözümü? Para lâ^ım. Sonra hepsini geri alacağım, korkma! Kerim bir babasına, bir anasına baktı. önemli bir durum olacağmı anladı hemen. Gene kavga edeceklerdi şimdi. îstersen katın satayım. Ama katırsız olmaz. Tütün ışı, odun Işi hep onunla dönüyor. Kadın gene cevap vermedi. Solgun yüzü bungundu. Cevap versene sözüme kız? Kime diyorum ben? Ne diyeyim' Kaldı mı zati? Tükettin, bitü. Nıye bıtmış' îki tane daha var ya? Bılmem Bende yok. Ne demek o? Boban gile ml götürdün yoksa 9 Kadın cevap vermedi. Kaşığı bırakıp kalktı. Yüzu ağlıyacak gibiydL Seyit Ali arkastndan kötü kötü baktı. Cınsi bozuk! diye bağırdı. Kan diye lâf söylüvoruz sana Bobanin malı mı o alünlar? Senin demek benim demektir. Istediğım zaman bozar harcanm Kanşamazsın' Harcadın ya işte. Kodun mu? Mırlanma kız, kalkartm bak! Çocuklar da yemeği bıraktılar. Küçuk kız elinde kaşık, korkusundan ağlamağa başladl. Gozlerinden domur domnr ya? akıyordu. Sus b z ' Sen ne ağhyorsun yezit! Kız susmağa çalıştı. Hıçkjnklannı yutuyordu. Seyit Ali kaşığı siniye fırlatıp ayağa kalktı. Bulacağım o gdmüyü. Bulacağım ve seni de pişman edeceğım deyyusun kızı. Görürsün o zaman . Kapıyı çarpıp çıktı. Karanlıkta merdıvenleri indi. El yordamı ile sigara sardı. Bumundan soluyordu. Sıgarayı yakarken sınirlı yuzü ışıyıp söndu. Yarbav daymın evine vannca pencereye baktı Durup or*ahğı dınledi. Mırıl mınl bır ses duvuluyordu Namaz mı kılıyordu kimbilır? Başını kaldırıp bağırdı: Yarbay dayı! Yarbay dayı, hoo! He. Pencere açıîdı. Başında kara takke, Yarbay dayı baktı; Kim o? Benim, Yarbay dayı. Evde mîsin? Bır diyeceğım var sana. Evdeyim, buyur. Açın kız kapıyı. Kapıyı açtılar. îçeriden ışık tuttular. Selâmunalevküm, diyerek girdı Aleykümselââm. Gel bakalım. Buyur. Yarbay dayı mindere bağdaş lcıırmuş oturu^o!du. Arkasında halı vastıklar vardı. Kocaman bir kıhm odajT kaplamtştı. Gel bakalım Seyit yeğen. Havrola' Hayırdır dayı. Günduz konuştuğumuz I? Bana yardun edeceksın Bir de ben şansımı denl» yeceğım. Haa iyi. Dene emme». Başını indirip duşundu. Hemen anlamıştı para lsteyeceğıni. Samsunda namlı bir hoca varmış. Kltaba bakıp hemen buluyormuş defınenin yenni Îstersen git onu getır. Boşuna arama. Fazla para ister o iş dayı. Gücüm yetmez. Emme arayınca bulmalı. Bizim gibi emeğuı zayi oJmasın. Bulacağım Allahm iznıyle. Nereyı anyacaksın? Söylemek istemedı. Bakalım. Bır ıki yeri kestirdim, anyacağun. Yahnız biraz para lâzım. Ne kadar lâzım? tki yiız Hra versen yeter. Sonra fazlasiyla öderim dayı. Bende paran kalmaz, korkma. Oo... Iki yuz lira ne gezer bende a Seyit? Deli misin? Vardu dayı, biliyorum ben. Yok yeğen VaUa yok. Olsa veririm Hem ne edeceksın ıki yuzu canun? Fazla o. Sana elli lira olsa yeter. Cık. Yetmez. Nıye >eğenım? Bır iki arkadaşın olacak elb e t Ellışer lira da onlar katar. Gider kazarsuuz. Ne edeceksimz fazla parayı? Seyit Ali cevap vermedi. •Doğru, doğru emme bizim dünya kadar borcumuz var, a devyus dayıl Ver de onlan ödiyelim. Kısalım çenelerini. Hazineyi bnlunca O zamaa oderim.> Sonra hökümatm haban ounasın ha? Başına iş açarlar Ben kaç kere gittîm geldim karakollara. Hele ki kaymakam ahbabımdı da vakayı kurtardık. Allahın bıldığım kuldan mı saklıyak, biraz da para ovnattık orada. Değilse altından kalkılmaz bu işlerin. Biz de gızli anyacagız dayı. Ne kadar gızli desen de duyulur o. Gider ihbar ederler lzinsız defıne aranmaz. Toprak altuıda n j varsa hokumatındır. Orası öyle. Yo.. Sonra başm ağnmasın. •Ula dürzu, ben senden atal almağa mı gel. dım 7 Para istemeğe geldim Vereceksen ver Na dır dır edersin?. Madem davı deyip gelmişsın, bir elli lira olacaktı çekmecede Kız Anşa! Çekmecede elli lira var, al gel' Yuz bari vap dayı. Elli yetmez. Sonra fazlasıjle ndenra, korkma. Hele sen sımdılık elliyi al yeğen. Biristade alacağım var, getınrse veririm. Bunu bir harcet. insallah hulıifun Haa çunu da deyim. buîursan doğruca bana getır Onun volunu yordamını ben bılınm Kım^eye bır şev söylems Bu işın s ı m Bizlılık. Benim bir vpkil ehbabım var, Memduh bev Onun Ank^. ada adsmlan var îşı dbkmeden saçmadan hallederiz. Anladin mı? Başkasına kaptıravım deme SOPTP okkanın altma gidersin Gel benden akıl danıs Ovle elin gâvuruna mavuruna guvenrrp Beni dınle. Olur dayı. Dinlerim. Lâkin bir yüzJük verseydm cok hora geçecekti. Hele sen aramaya basla. Birşeyler bul Veririm. kolay. •Hadı be dürzü1 BuJduktan sonra neydeyim senm noranı' Bıze şımdı lâzım.» Yarbav dayının kuçiık karısı buruş burus bır ellılık getırdi, minderin ustune bıraktı (Arkasj var) C^İMJCÜ OG.UJPA. S'ÇZÜII % TIFFANY JONES UATSE YARIN • SİRKECt'DE BİR GÜN ÜGÜ ISTANBUL VAKIFLAR BAŞMÜDÜRLÜGÜNDEN KIRALIK EMLÂK Semtl Mahalleri Emınonu Hobjar Karakoy Kemankeş Emınonü Şevh Mehmet Geylânı Beşıktaş Ortakoy Mecıdıye Eminönü Çeyh Mehmet Geylânı Eminferju Hobvar 8 •k a | 1 Yeni Cami Celâl bey So. Vakıf îşhanın Süncü kat Galata Mumhanesı Kozlucahan yenı kısım 4 uncu kat Yah Koşku Sokak (Dosyasındakı şartnamesine gare) Sutçu Alı ve Vapur Iskelesı So. 40 ada 19 parsel (Dosyasındakı şartnamesine göre.) Mımar Kemalettın Cad. 5. Vakıl Hanın zemın katta 4 ve 5 NoJu dukkânların arkasına isabet eden Rahvancılar So. 1 ınci Vakıf hanın 3. katta Kapı No. 7 18 1 4 Cinsi Oaa Oda Ardıye 793 M2 Arsa Depo Oda Aylık Kırası Lr. Kş. 630,00 425,00 3000,00 750,00 500,00 650.00 Mnvakkat Teminat Lr. Kş. 585,00 392,50 2700^)0 675.00 450,00 585,00 38 Yukarıda adresi, aylık kırası ve muvakkat teminat bedellerl yazıh gayrımenkuller 13/2/1970 CUMA günü saat 15'te muhammen kıraları uzennden kapah zarf usulu ile dosyalarındaki şartnamelerıne göre 28/2/1972 tarıhıne kadsr müddetle kiraya . venlecektır. Isteklılenn ikametgâh senedi, muvakkat tpmına» ™«fc>. • • •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle