25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA tKİ sCUMHTTRÎYET 6 Ekim 1970 ••••»••«^ Bugün kime sorarsanız sonın; Ister gazeteci olsun, ister başka meslekten, yeter ki Doğan'ı yakın tanıyan bir dostu olsun. Gözleri dolu dolu, yutkunarak konuşacak ve: «An, şimdi yanımızda olsaydı da, ona uzun uzun içimi dökseydim; sonra da onun bu dertlerimi ciddiye almamanın gerektiğini söyliyerek, nedenlerini, kısa ama çok alaylı bir dille sıralamasuu dinleseydim» diyecektir. yüzeyde D oğan'ı uzaktan tanıvanlar, onutam aksikalmış bir kişi sanır; oysa her gün aklımiMİ», yanmuzda, renkli dostu O ,her gün yaşantımızınberengün yasamakta, ve lnsanı olarak bizimle beraber DOGAN İle YEDIDAKİKA Mücap OFLUOĞLU | i gibi; «Doğan'ın içkisi bu derin içlüiğinin örtüsüdür.» Ben de ayıu kamdayım. Doğan, kimsenin başını ağntmamak için, çok kere yalmz başma içer, kendi kendine dertleşirdi™ Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birinİB başıydı o. Şu elinizde tuttuğunuz gazetenin her şeyiydi Doğan. Yazısından, baskısından, dizisine, ve dağıtımına kadar her isi ile ilgiIenirdi. Gazeteci dostlan çok daha iyi bilirler, saçından tırnağına tam bir gazeteciydi Doğan. Gazeteci bir babanın, gazeteci doğmus ve gazeteci ölmeye and içmiş bir parçasıydı. Gerçekten öyle oldu. Doğan hasta yatağinda, hâlâ gazetesini düşünüyordu. Onu gazetesinden ve mesleğinden anoak ölüm ayirabilirdi. Biraz şansmuz olsaydı onsuz kalmayacaktık; o da gözlerini içinde açtığı gazetesinden kopup ölüme koşmayacaktı... oğan konuşmayı, ne de yazDkendi ne uzunanladığı birüzerindeuzuniner, mayi severdi. Bir konu konuşurken. bildiği, işse deUya türünün yirmibeş yıllık öncüsü idi. lki, üç küçük satır içinde, o günün olaylarından birini alays alnıak. Kimseyi kırmadan, incitmeden, terbiye kurallarım aşmadan. lste rahmetli sevgili Doğanımınn özeUiği. Az lâf, çok iş, az yazı, çok anlam .. Bir Dakika Yedi Dakika, Doğan'ın unutamayacağımız iki başlığı... Bir kaç yıl oluyor, bazı sebeplerden canı sıkılmıs, altı ay kadar yaa yazmamıştı. Sonra ilk «Yedi Daklka»sını yazdığı hafta içinde, eski bir okuru olan karım, kendisine bir mektup yazarak tebrik ve teşekkür etmiş, bir daha bizi yazılannızdan mahrum etmeyin, demişti.. Doğan, bu mektubu ne yapacağını, nereye koyup &aklayacağını bilememiş; karıma, karşılastıkça, bir çocuk sadeliği ve heyecanı İçinde teşekkürler etmişti. Ona, bir yazısını beğendiğinizi söylemek, en büyük trmağan yerüıe geçerdi... Bir de Doğan'ın dostluğundan arkadaşlığından örr.ek vermek isterim... Bir, iki yıl önce yazdığı «Yedi Dakika» tonn birinde, fıkralardan birini, büyük burun ttzerine sürdürürken, yazryı benim burnum Uzerine getinnis, bu arada da parantez açıp, (Bu hafta yeni oyunu, falan komediye baslıyor) diye, okurlarına bizim oyunu duyurmuştu. Ben de bu ince dostluğuna nasıl ne; Doğan, içli, yarrtım sever, gerçek değere, değer veren, candan, gerçek bir dosttu. Her yastan, her meslekte insanla dertleşir, güler, arkadaslık kurardı. Onun yeteneklerine sahip kişilerde görülmeyen, alçak giinüllü. çocuksu bir kişiliği vardı. İnsanlan olduğu gibi kabul eder, sonradan hayal kınklığına uğramamak için, kimseden ne yardım, ne de dostluk beklerdi... Bunun yanı sıra, sevdiklerinin yardımma koşmak, onlara taydalı olmak için de, elinden geleni yapmaktan geri kalmazdı... Ne yönde, ne kılıkta ve ne renkte olursa olsun aşırılığın tam karşısındaydı . Onu yalmz, bir kaç dostu ile başbaşa kalıp, sohbet ettiçi saatlerde, belki içkide biraz aşırılığa kaçtığını görmüşüzdür. Ne var ki bu ânını da, kimseye meydan vermeden kendisi alaya almıştır. En yakın dostlarının bulunduğu bir içHU sohbette şöyle demişti: «Ne büyük adam, ne büyük gazeteci olamadık ama, çok şükür büyük sarhoş olduk.» Bir başka gün de, «Şu sarhoşluk ne güzel şey», dediğini hatırlıyorum. Gerçekten de, dostu Bedii Faik'in dedi teyekkflr edecefbni bnememifthn... WT *• aramızda geçen tartıştnalı bir konu var... O sırada oynadığımız oyunda (PEPSİ) dublfir (Doublure) deyimi geçiyor. Bizde bu deyim dilimize, dublör olarak geçmiştir. Bas oyuncunun yerine geçen oyuncu anlamına geliyor. Aynca, dublür astar, dublör de astarlayan anlamına gelir Fransızcada . Bir gece oyuna, müşterek dostumuz karikatürist Ali ülvi gelmişti. Oyundan sonra Ali Ulvi tiyatronun kulisine gelip, «Tebrik ederim, çok gfizel oynuyorsunuz, ama neden «dublör»e, «dublür» di yorsunuz. şunu düzeltîverin», demişti. Ben de Ali Ulvi'ye, «Dublür olduğu için, biı de dubliir diyoruz» demiştim. Ertesi giinü Doğania karşılaştık, ker.disinc gülerek bu olayı anlattım. Doğan gayet ciddi, «Aman Mücap kardeşira. elbette dublör'dür, hetnen düzelt», demez mi? Ben de bu konuda bahse girmeyi tek* lif edinee; Doğan, «Ben vüzde yüz emin oldnğum konularda dostlarımla bahse girmem», demi$ti, sonra bunun bir Tiyatro deyimi, doğrusunuıı da «dublür» olduğur.u öğrenince, bana bir tnektupla Fran<ız gazetelerinin bîrinden kcsilmis bir karikatfir gSndermlfti. O aralık bu eflenceli konu. çevremizde oldukçıa hos nüktelere. alaylara vol açtı. Hatta, sevimli dostumuz Hasan Pulur da kendi sütununda çok boş bir fıkra yazmıştı . Doğan uyu; aeni, her s»»t, Sevgiligün yıhm rahat yazı yazmıştm.virmiher anmaktayız. Sen benim beşlnci sanat için Bu iskenderun'daki açmaz Kendi kendime aradasırada sorarım : Sund Arabistaninda kadmlar neden köleliğe başkalâırmaz? Hitler dünyamn en uygar bilinen toplumunu nasıl kandırabildi? Hindistan'da inekler neden balâ kutsal sayılır? En ilerdekinden en «eridekine kadar toplnmlann basına 5yle işler selmis ki, oturup nedenini arastıraığınız zaman kafanız bulanır. Haydi divelim. Suud Arabistanında kadınlar daha çok küçükken sartlandırılıvor, kölelik bilinci asılanıyor beyinlerine Hindistan'da milyonran bin yıllık çeleneklerinden sıyınp silkelcmek çok güç 'Ama Alman milleti gibi oknmuş yazmıs Avrupalı nlusn. bir adam : Sen Cennensin, üstün ırksın.. oiyeTek elsonlayabiliyor. Tarihte böylesine «açmalıklar çok g8rülmüstür. Birkaç kıtipyoz albay, Yunanistan"ı avncu içine alabiliyor. Cstelik bu adamlar. bir savas eörmemis, bir kursun sesi işitmemis barem albaylan Endonezya'da milvona yakın insan. mesbahada boğazlanır gibi boğaılanıyor. f rdün'de daha birkaç haîtt önce bir «alhane kuruldu. Aklı basında bir kisinin bunları seyrederken keçileri kaçırması beklenebllir. Ne var ki. bövlesine «saçmahklar» sadece bizim dısımızda çeçerli değildir. Törkive'nin bueünkü durumu. saSduvu karsısında bizi kepaze etmek için birebir sayılabilir. Düsünün ki, kendimizi kurtarmak ve «komünizme karsı Batmın kale=!» sıfatını kazanabilmek icin Anadolu'vu atomik ü« ve silahlann barınağı vapmısız. Incirllk. hir strateiîk üstOr; ve Törkive'de «avısı çok taMik nükleer «ilâh vardır. Bu tür bir savasın Tiirkive'vi Hirosimî>lar iilkesine döndörereSi 3ncesinden belli... Ama göılerimize Sylesine bir mil çekilmiş ki : Biz komünizme karsı Batı'nın kalesiyiz.. diyotuz da başka sey demivornz. Çotnğumuzu çocufnmuzn bn propasanda üstüne yetişilriyoruz. sartlandırıvoruz. Bav Sülevman Demirel ve benzerleri bn yolda nutuklar atarak tünlerini çiin edivorlar. Sonra birsrün bakıvornz: avnı Sülevman bey ve benzerleri, tskenderun'da bir demirçeiik fabrikasının temel atma tSreninde nnrlu nfuklar edebtyatına devam edivorlar : Eserlere e»erler katıyonız, büyük ve muazzam abldelerin temellerini atıyoruz.. diyorlar. On binlerce kisi kamyonlarla tSrene taaınıyor, yüzlerce knrban kesiliyor, davullara vnruluyor, rnrnalara üfleniyor, millî kıyafetlere bürünmüş ekipler yollarda Sülevman beyl karşılıyor. «Yeni bir Türkiye» varatma yolunda Sülevman Bey, şapkasıyla selâmlıyor kalabalığı . Ziyafetler, nutuklar, içkiler, övgüler arasında tskenderun Demir Çellk Sbidesinln rakamlan uçnşayor... 65 milyar liTaya malolacak, WJ4'te bitecek. 148 milyon dövlr tasarrufîı sağlıvacak, vani ber yıl 2 milyar 100 milvon Türk Hrannın memlekette ve cebimizde kalmasını sağlıyacak, Çukurova ve tskenderun bölgesinin kalkınmasın» hız veıecek bir tesis imlş bn... Peki kim yapıyor bu dev tesiil? Cevap kısa : ı Komünistler ! Evet, komünistler yapıyor bn teıisl.. Bolsevikler. Demtrel Iktldanna kredl açıyor, vardım ediyor, A.P. ile kncak kucağa 1ı çeviriyor. Sülevman Bey de Iskenderun b61gesinde oy toplamak için komflnistlerin desteğini arkasma alarak kürsüye çıkıyor, ve basıyor nntku, açıyor ağzını, işletiyor dilini : Değerli vatandaslaaaaar ! Eserlere eaerler katıyoruz, ynrda mamureve çeviriyoruzKalabahk, elindeki dövizleri nllıyor t « tslâmköyün imanlı evlârfı, Çukurova'ya hoşgeldin, lenlnle berabenz. güçlüyüz, imanlıyız..» Süleyman Bey, komüniıtlerin knracaği tesisin temelini atarken komprador kapitalizmlnin propagandasını yapadarsun, bitim birtakım sivri akıllılar da «komünizme karşı Batı'nın kalesı> ülkemizi atom sllahlanvla nasıl donatmz diye hesap yapıyorlar. Bu nasıl bir istir ki, komünlstlere demir çelik tesisi knrdump da komünizme karsı kale oluvornz? Bu demir çelik fabrikasından elde edeceğimiz ürünlerle sllâb yaparak komünistlere karsı kullanacagımıza efire. bn çelişmenin içinden nanl çıkaeağız? Çıkamavız bu çelişmenin içinden... Bazan toplomların gfizünü kor ederler. o zaman ya kadınlar kSleltğe devam eder, ya milyonlarca insan salhanede kesilir, ya inekler caddelerdeki trafiği idare eder: ya da bizim bugünkü halimiz gibi eloğlunun ovuncağı olur. Tanrı, toplumnn aklını şaşırtmasın bir kere ! Dünyaya ve kendimize kendimizi güianç ediyoruz. Seryü•flnde bir toplumnn bizim kadar gttiün'ç çelisme'tere düsmesı çok zordur. "'' yoksa sözfl kısa kesip, dinlemeyi, anlamayı tercih ederdi. Genellikle, memleket meselelerini mizahla eleştitir, sonuçlannın, ciddi yönden neye varması gerektiğîrj meselenin asü ilgililerine bırakırdı... En giiç bir yax> vazı benim için büyük bir hâtıra olarak kalacah... Sen de her davranışın. her rengtnle dostlannın kalbindesin. AUahaısmarladık. UNDEN UNE Dünya Bankasuıın yayınladığı (Finances et developpement) Maliye ve Gelişme isimli dergide, bu Bankanın yüksek seviyede ve aslen Hintli olaan bir memuru Bay Deena Khakhata yazdığı bir makalede, az gelişmis milletlerin büyük bir dramına parmak basıyor ve beyin ihracatı dediğimiz, yetişmiş insanların anavatanlarını terkederek gelişnıiş memleketlere iltica etmesi olayını kenrine göre inceliyor. Yazarın, Türkiyenin de beyin ihracatçısı bir memleket olması bakımından bizim için önem fcaşıdığını açiklamalıyız. Bu rata göre, fakir toplumlann güçbelâ yetiştirdikleri insanlan, zengin toplumlara kaptırmaları üzerinde önemle durulacak büyük bir felâket değildir. Aslında kendi memleketlerini terkeden insanlar, küitür alanmda üretim fazlasıdırlar. Miktarları çoğaldıkça, kendi yurtlanmn dısında bir kalkınm» (potentiel), yani birjkimi kurmaktadırlar. Böylece günün bîrinde memleketin iktisadî üretimi artarak bu gibilerini memlekete getirecek hale ulaştığı zaman, bu insanlar o memleket için değerli bir hazine olacaklardır. Kalkınma emelinde olan bir memleket, kendisinde mevcut olan sosyal durgunluğu ve metodlarındaki tutuculuğu çözemedikçe bu insanların başka memleketlere gitmesi, bir emniyet KÜpapı olmaktadır. Zira bu insanlar işsiz olarak memlekette kalacak olurlarsa, tencereyi kaynatırlar ve çatlatırlar, gelişmis memleketlerin fakir diyarlardaki entellektüel kadroyu emmeleri, o fakir memlekette kalan memurların değerlerini arttırdığı gibi, o memleketteki sosyal ve ekonomik kavgaların ve çatısmaktnn yumusamasma yaramaktadır. Vstelik, memleketi terkeden kim»eler ekseriyetle ailelerine kıymetli dövizler yollayarak kalkınmaya dolayısiyle de olsa yardımcı olmaktadırlar. Bay Deena Khakhata'ya göre entellektüel akımını durdurmaya çahşmak faydasızdır. Çünkü mümkün değildiı, bu gibileri memlekette tutmak için sert tedbirler almak, yurtta memnuniyetsizliği tahrik etmekten basta» Mr işe yaramamaktedrr. Aslında •kılh bir memleket, aydını kendi kalkınmasına paralel bir tempo ile yetiştirmelidir. *** G8re\1 az gelismiş milletlere yardım olan Dünya Bankasının dergisinde böyle bir yazının insanı şaşırtmaması mümkün değildir. Washington'un konforlu hayatına kendisini alıştırmış ve bizzat kendisi memleketini terketmis kaçak bir beyin olan Bay Khakhata'nın sözlerine kulak asacak olsak; şu neticeye varacağız.. teknisyene, okumuş insana, ir.san yetiştirecek öğretmene muhtaç olan az gelişmis memleketlerde bu gibi de|erlerin memleketi terkedip gitmeleri hayırlıdır. Peki bu gibiler kendi toplunılannı sömürüp ona pahalıya mal olduktan sonra, Dünya Bankasına yerleşirlerse, kendi memleketlerinin maliyesini, endüstrisini, mimarisini, sanatını kim kalkındıracak? Az gelişmis milletlere yardım için kurulan Dünya Bankasının fikirlerini yayan dergide, bu acayip sözler yer alırsa, bu Bankadan ümidi kesmek lâzım .. Genel toplantısını geçenlerde Danimarkada yapmış olan bu Bankanın önünde, gençlerin yaptıklan numayişin anlamı şimdi biraz daha kolay anlaşümaktadır. memleketleıin dramı avacılık hakkmda herkesin kendine göre bir bilgisi ve görüşü vardır. Özellikle havacüığuı değeri konusunda farkİı görüşlere sahip olunduğu, her ülkede, her devirde bu alana verilen önemin değişik olduğunu gösteren örneklerle de sabittir. Havacılıgın gerçek değerini anlıyabilmek için, onun savaşta ve banşta neler yapabildiğini iyice bilmek gerekir. Bu yazının maksadı, dünyada havacıhğın doğuşu ve gelişmeleri hakkındaki bilgileri tazeliyerek, memleketimizde bu suufm önetni üzerinde görüş ve anlayış birüği teminine yardımcı olmak tır. HJ DUNYA'da H^VACILIK YAZAN Seylettia RURAL HAVA GENERALt günkü hava güçlerinın esasını teşkil eden jet uçakları, füzeler ve atom silâhlarının yapılması olanağını gerçekleştirmiştir. Bu savaştan sonra da devam eden gelişmelerle gunün havacılığı, ses üstü sürati katlariyle aşmıs, kıt'alararası mesafeleri hiçe ayan menzıllere ulaşmış. lek bomba ile genış bolgelerde taş üstünde taş bırakmıyacak ve buyük insan kitlelerini bir anda yok edecek tahrip gücünü kazanmış ve hattâ uzaya da el atarak. Ay'a.insan indirjp gen getırmeyi bile başarmiştır. Oysa, ilk uçak tleOÇTTj sadece 67 yıl evvel yapılmıs ve İlk havacılıV teşkilâtının kurulmasmdsr bu yana ancak 62 yıl geçmiştir. nüz bir kursnn »tmamış 5 mllyonluk vatan ordusu varken, bem orduyu, hem de Japonya' yı, kayıtsız ve şartsız, Japonya havalannın hâkimi kesilen Amerikalılara teslim etmezdim^ ölçesel Savaşlarda Havacılık: Kore savaşlarında müttefik hava kuvvetleri, Yalu Nehn kuzeyındeki hayatl hedeflere taarruza müsaade rdilmemesıne rağmen, düşmana en büvuk kayıp'arı verdiren, kritik durumları lehe çeviren ve Birleşmi» Mılletler Kuvvetlerint yemlglden icılrtaran kuvvet ol* muştur Vietnam savaşlarında havaya karşı hassas olmıyan gerillâcılara karşı görev alan Hava Kuvvetleri, durumu Güney Vietnam lehine çevırmeyi başarmıştır. 1964 Agustosunda Kıbrıs Rumlanntn Turklere karşı girıştlklerı katliâm, Türk Hava Kuvvetlerinin Rum hedeflerine indırdifiı agır darbelerle durdurulmustur 1967 sonlarındaki Rum saltfınlarını da önleyen ve büyuk tavizler verdirtrek Adada sükOnetl sağlayan, yine Türk Hava Kuvvetlerinin ilk müdahalesinde yarattıgı dehşet havası ve her an müdahaleye hazır bulunmasıdır. 1967 Haziramndakt Arap îsrail savasında, tsrail'in üstün Arap kuvvetlerine karşı 6 gün içinde elde ettigl büyük zafer, .bölgede sağladıgı kesin hava üstünlüğünün bir sonucudur Görülduğü üzere, îkinci Dünva Savasının basından bu yan« nerede bir zafer kazanılmıssa, orada en etkili rolü Hava Kuvvetleri oynamış ve savaşlann sonucunu Hava Kuvvetleri tâyin etmıstır. tkıncı Dünya Savaşından sonra havacıhğın önemi daha iyi anlaşıldıgindan, özellikle bu savaşı bilfiil yaşsmış bulunan ülkeler bu sınıfa en yüksek önce» lik derecesini vermislerdir. Savaşın bitişı ile birlikte başlavan bloklasma ve gerginlik devresl de. öteden beri aüreeelen silShlanma van^ını havacılık alanmda bir varıs» donüstürerek, daha rfa hi7İanrlırmıstır Çünku bu savas. dünvava hâkım olmanın. havalara hâkım olma şartına bağlı bulunduSu ve keza havalarına hâkim olmıvan milletlerin vasama hakkının kalmadıSı gerçpklerini ortaya koymustur B Gelişmesi H ' AVACILTGm DOGt'ŞU VE GELlŞMESt î îlk defa 1903 yılmda havadan ağır ve motorla hareket eden bir cismin uçurulmasında elde edilen başan ile gerçeklesen havacılık, insanların özgürİük ve bagımsızlıklannı koruma ve daha iyi yaşantı olanaklan sağlama amaçları ile. en kısa zamanda askeri alana uygulanıp geliştınl miştir. Askeri havacıhğın kurul roası ve gelışürilmesinin çabuk olması, esas unsuru teşkil eden uçağın, sürat, yükseklik, oynaklık ve coğrafî engelleri tanımama gibi, ılk anda göze çarpan özellikleri kadar, Birinci Dünya Savaşı öncesinde beliren gerginlikten ve birbirini takip eden savaşlardan ileri gelmiştir. Daha bebek çağında Trablusgarp, Balkan ve Bırincı Dünya Savaşlanna gıren havacılık, Ikinci Dünya Savaşı içlnde, bu önemi H MALLAK GEMİYE YÜKLENİRKEN. Kaliteli Sanayi Mamullerinin İhracatı Basiadı... Devalüasyondan sonra iç piyasalardan dış piyasaya yönelen sanayicıler dış piyasalarda yeni pazarlar tesis etmek amacıyla büjiık bir ıhracat kampanyasuıa girmişlerdir. Memleket ihtiyacmdan fazla imâl edilen mamıüleri daha iyi değerlendirmek, memleket ekonomisine katkıda bulunmak Türk sanayi mamullerini dış ülkelerde tanıtmak ve dövız sağlamak amacıyla sanayicıler Avrupa piyasalarında pazarlar aramaya başlamışlardır Ülkemizin makarna ihtiyacını temin edîp iç ve dış piyasalarda satan ve daha önceleri de dış ülkelere makarna ihraç eden Piyale Fabrikası, açılan ihracat kampanyasına iştirak etmiş ve ilk defa olarak lonian gemisi ile Ingiltere'ye makarna ^aç etmiştir Muntazam ambalâjlard itina fle hazırlanan mallar Alsancak Limanmdan İngütere'ye gönderılmek üzere gemiye yuklenmiştir. Açılan kampanya ve ihracat konusunda İngütere'ye makarna ihraç eden Piyale Makarnası Umum Müdürü Yılmaz Adıgüzel bu konuda: •Mamüllerimizin kalite bakımından dış ülkelerde de tutunacağından eminiz. Esasen bugüne kadar girdiğimiz dış ülkelerdeki kalite yarışmalannda bunu tescil etmiş bulunayoruz. Dış ülkelerle olan münasebetlerimizi daha da geliştirerek, dış Ülkelerde teşkilât kurmanın zarurî olduğunu gördük. Bu yü da çalışmalanmıza devam ermekteylz. Amacımız mamüllerimizi yalnız tngiltere"ye değil, bütün Avrupa memleketlerinc tanıtıp. ihracat kapasitemlzl Senislftmek. yurda döviz satlamaktiT» demiştir. tDuyuım»; 305 . S83İ) lAVACILIÛIN ÖNEMÎ: Havacıhğın önemi en çok »a' vaştaki degerinden ilerı gelmektedir. Çünkü hava RÜçleri, savaşların kazanılmasınrfa eösterdikleri vetenekle, banşın korunmasında ve riünva politikasının sevkı idaresınde de başlıca rolü oyntyan bir Unsur halıne gelmtçtir. O halde, havacıhğın önemini iyice anlıyabilmek ve bu alanda izlenecek politikanın tesbitinde isabetli olabilmek içın, bu sınıfın yakın Reçmi$te ve gün'imüzde, savaşta ve banşta ne derece değer taşıdfıgını gerçek örneklerle ortaya kovmak yerınde olur Ikinci Dünya Savasında havacılık: Almanlann Polonva'yı üç haftada çiSneyip eeçmelen. koskoca Fransa'vı be$ haftada çökertmeleri ve Rusya seîerınde uç avria Moskova kapılarına dayanmaları, Alman hava kuvvetlerinin sağladıgı fistünlük savesinde başanlmış, bu arada, Norveç'in derizden C'^ai""13 v e ^ a " vadan ifıcfirme harekatı He istilâ^ında ve Girit'ın tamamen havadan atılan ve indirilen kuvvetlerle ele geçirilmesinde başhca TOIÜ Alman hava kuvvetleri oynamıştır Buna karşılık; Britanya savaşlarında, Almanlann genel hava üstünlüğünü kazanmasını önüven tneiliz Hava Kuvvetleri tngiltere'yi htilâ tehlikesinden kurtarmış, Doğuda Moskova savaşlanndan sonra hava üstunlüğünü kazanan Rus Hava Kuvvetîeri güçlü Alman Kara Kuvvetlerinin yenilgisini sağlamış ve Batıda hava hâkimiyeti derecesinde üstünlük temin eden müttefik hava kuvvetleri. Fransa kıyılanna büyük müttefik çıkarmasmı hazırlamada, kuvvetli Alman ordularına ve tahkimatına rağmen bu çıkarmayı hava indirmelerl ile birlikte gerçeklestirmede ve Almanya'mn lsgalini saglamada «n büyük âmil olmuştur. Japonlann havadan baskmla »tesledikleri Pasifik savaşmd» süratle elde ettikleri başarılar da, ilk 48 saat içinde bölgedeki Amerikan îngiliz hava kuvvetleri ve donanmalarına hava taarruzlariyle büyük kavıplar verdirerek. havada ve denizde saSladıklan hâkimiyetin bir sonucurfur. Buna karsılık, Midwav savaşlanndan itibaren üstünlügü kazanan Amerikan Hava Kuvvetleri. sonunda Nagazakl ve Hirosima'vı atom bombalan ile tahrip ederek, Japonya'nın vakitsiz teslimini gerçekleştiren esas kuvvet olmuştur. Japon Basbakanı Tojo. hav» kuvvetlerinin bu savaştaki gerçek degerinl gövle «çıklamıştır: «Amerikan hava tsarrazlanna karsı Jspon Hava Kuvvetleri Jspon hava «avnnmasını basarahilselerdi. <n rnilvon vatansever > Japon millrtinln sgva» moraii de eUmde be bu maksatla silAhlanma yanşına devam ederek dünyamn en buyük savaş guçlennden birine sahip bulunan Sovyet Rusya bile, sürüp giden çerginliğe, çıkar çatışmalarına ve yer yer görülen çıban başlanna rağmen, gerekli hava hâkımiyetini kazanmayı ve savaştan kabul edilebllir nispette az bir kayıp ve tahrıbatla çıkmayı önceden garantı edemediğınden, böyle Mr Mvaşı yıllardır göıe aUmamaktadır. Nitekim, blok Hderlerinl zaman zaman karşı karşıya, büyük savasların eşığine kadar getiren bolgesel savaşlann sınırlanması. Küba gibi önemll krizlerin «avaşsız geçıştirilmesı, nükleer bir savaşın sonuçlarını kabul edilemez hale getiren havacıhftın dehset varid gücü styeıinde mümkün olmuş, böylece hava gücü, genel dünya banşını sürdürme ve dünya polltikasınt hükmetme nitellginl d« kaıtnmıştır Son gelişmelerle taraflann hava güçlerinın hemen hemen den geli bir hale gelmest, bir yından muhtemel bir düny» s*v«sının tahripklr teıirlerinl az«ltmak İçin karşılıklı oltrak silAhsızlanma, kuvvetleri azaltma nükleer silahlann vapılmasını ve kullanılmasım sınırlama gibi. çareler aramaya vöneltirken. öte yandan esas amaçlann gerçekleştirilebilmesi için. uztyd» üstünlük saglama yanşına yol açmıştır. Büvük masraflarl» uzava atılan uvdulann ve Ay'» Eönderilen araçların «sıl amaeı* nın da. Heride veriîmeri muh« temel ölüm kalım s»vaşlan için öngörülen uzay hakimlyetinin kazanılmssı oldujundan artık şüphe edilmemektedir. ••••••••••••••••••••••••••*•••••••• HER SALI HADÎSE CLAN Türk yetkilileri, ABD Savunma Bakanının askerî yardım şantajına nasıl boyun egdi? • Sonuç TÜRKİYE'NİN CENEVRE'DE VERDİĞİ AFYON SAVASTNIN HÎKÂYESİ CIA'NIN AFYON RAPORU DEVBİM. Adakal* Sok. 2 8/4 Yenişehlr Ankara H avacılıftm hızla Rellsmesi, arka arkava Rirrilgi savaşlar ve bu savaşlarda oynadıftı önemli rol savesinde olmuştur. Savaşlann kazanılmasinda esaa sınıf olduSunu kabul ettiren havacılık, son eelişmelerden eld» ettigi veteneklerle, (îenel bir «ava»ı ERze alinamaz hale getirerek, genel dünva bansını koruma ve dünva politikasma hükmetme niteliklerini de kazanmıe tır Bu durumda (fiınva politl» knsındn «o? cahihi nlmak kadar, rnill? eövenliŞin. ba8im»i7İıSm ve milll çıkarlann korunma^ınria Ha ilk sart hsvarılıSın öneminin iviee »nlasılması ve en \\ arından rnuhtempl düsmanların hava eücİPHTie rtenk hir hava eı'icürü temin vp idamovi fineören bir poliHkanın kararlaştırıIıp. azimle Cumhuriyet 9942 TESFKKÜR Evlendik çok tnutluyuz 5.10 970 ILKNUR OZKAN ERDtN ÖZOEMİR Istanbui 3.10 970 Cu martest sabah) 9ni Kalb ferızi tle Hakkın rahmetıne kavusan • Emekh Albav Goz uutena«is< Dr 6957 Cumhuriyet D iinva Barıs ve Politikasında Havacıhğın Rolü: Havacılık alanındaki eelismeler, genel bir savaşı o derece korkunç ve <=onu belirsİ7 hale getirmiştir ki, dünva hâkimivetini temin gavesinde hiçbir dejisiklik olmıyan. YARIN Türkiyede havacılık Başanlı bir böbrek ameliyatı ile benı süıhate kavuşturan Ankara Tıp Fakültesi uzmanlarından Prot. Dr. TESEKKUR İHSAN GÜRALP ıle Doç. Ur. cenaze merasinııne otzzat ıstırak ederek veya çelenlc gondererek acnmızı paylaşan butun akraba ve arkadaslara teşekkurlerimızi du. yururuze$l ve Oğulları Cumhurivet 99: Sabahattin Bamacın LAN Yan Kız Enstitüsü Müdiirlüğünden 1 Aşağıd» einsl. mlktan, flatı, muhammen bedeli ve geçici temınatı yazüı bir kalem vakacak madded Mtın «lınacaktır Z Eksıltme 16/10/1970 Cuma günö saat IVOOte Van Kız Enstitüsü binasında toplanacak olan Satınalma Komiıyonu tarafından yapılacaktır 3 Bu ihaleye ait »arrnameler mesal aaatleri dabillnde Van Kız Enstıtüsünde görülebilir. 4 tsteklilerin teminat mektuplarıyla birlikte teklif mektuplarmı ihale saatinden bir saat evvei Satıaalma Komiıyonu Başkanlığına vermeleri lazımdır. Postadakl vâkl gecikmeler kabul edllmez. Mnhammen Geelel Bedeli Teminatı flatı UnL Lira K. C 1n •I Miktan Ura K. I755.C 23.400,00 Llnyit Taş kBmflru 120 ton 195,00 (Basm: 21473/99391 Başasistan Sayın Dr. Orhan Göğüş'e, Başasistan Dr. Yusut Müftüoğlu'na, Asistan Dr. Saadettin KUpeli'ye, ügill bütün doktorlarla has tahanenin dığer bütün personeline şükranlanmı sunanm. RAMİ TAN | »••••••••••• •••«•>•••••••••••••••••• « » * «11 SEZAİ YAMAN'a Vefat ve Teşekkür Müessıt on tralık Kazasmda aramızdan ebedıyyen aynlan fedakâr tyı msan, öğretmen NAFİA BERİRE IŞINDAĞın (Basaran: 2804) 9958 VEFAT Emekll Tfimeeneral (Erzincan 1327/6) 5 Ekim 1970 günü vefat etmiştir. Cenazesl, 6 Ekim 1970 Salı günü 6ğle namazını müteakıp Hacıbayram Camiinden kaldırılaea'ktır. AİLESİ IPoyıazlaı: 33SÜ/a9ö4) HAMDİ TURGAY cenaze merasımıne ıştırak eden, telefonla. telgrafla mek tupla ve evlerimize gelere'* acımızı paylaşan dostlarıttuza. Hevbeliada Usesi ve Beyoğlu Kız Orta Okulu MUdür ötretmen ve öğrencılerine sayın gazeteniz aracılığı üe teşekkür ederiz. Işuıdağ. Taş< ve Hısnn aileleri Cumhurlyet • 89! den aldıgım dlplomamı KavberU Hükümsüzdür Tankat KAHRAMAt Cumhuriyet 496, KAYTP B u n a Erkett Ltsesiı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle