22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA tKti : CUMHTTRİYET: 21 Ekim 1970 1960 tan sonraki MecUslerln baslattifi yeni diziden bir numaradır bu. öncekilerle 7 • 8 taioe vardı kanun numaralan. Dataa da öncekilerle kaç olduğunu belki bazı hukukçular bilebilir. Ama Türkiye Cumhurlyeti «ilelebed» yaşıyacağına ve kanunlanmız nttfas artışımızl da geride bırakan bir hızla çoğaldığına göre ileride aavdannın kaç olacağuu ise ancak AUah bUir! Personel Kanurm Ue bn persontUn 634 sayüı sendika lcanunu, birbirine çok yakm g&nlerde doğdular. Bn kanunlann dogumlan birbirine yalondır am» sendika ile devlet birblrinden hayli uzaklarda oturuyorlar galiba! Yıllardjr r.e buluştukları, ne gBrüştükleri var. Personeli ilgilendiren kanunlar bile saklı, gizli tasarlaıur, girer Meclise, çıkar Meclisten. Bu yüzden de sonuç sadece haksızlıklarla defil, tutarsızlık ve tuhaflık gibi garip niteliklerle donanır. Bazan doğumun sakat, eksik, bsttâ fazla sonuçlandığı görülür. GUya bugün memnr sendikaları var Türkiyede! Örceğin T.Ö.S. kurulab altt yıla devrildl, biliyonıtn, bir gün bile bir masaya oturmadık sayın işverenimizle. Bon haberlere göre İngilterede Lordlar Kamarasının kaldınlıp yerine sendika liderlerinden oluşan bir «üst meclis» kurulması önerilerl tartışılmaktadır. Çalışan kitlcleri temsil eden sendikalar, kannnların yapümasında yük* sek yetM sahibi bir meclis meydana getireeeklerdlr. Zaten giderek dunyayt işçiler yd. netmiyeeekler mi? Biıdeyse durum, özellikle «beyaz yakalı işçiler» kesiminde, bunun tam tersine! Bn yüzden «ânzalı» doğan kanunlardan biri de «Kadro Kanunu» dur. ugtinlerde bütün memurlann ve bakkalB lann veilgilenniği Personel Kanunu,Mayıs 1965 te çıkmış 657 numarayı almıştır. 27 BİR KANUHUH HİKÂYESİ Fakir BAYKURT TÖS GENEL nışı küçük numaralı kanundan bir gün önce!.. Demek ki o hadar çok kanun var, resmî makamlar bunların numarasım karıştırdığı gibi, galiba Meclis Basımevi UgUileri de yayın günlerini kanştırnuşlar! Üstelik bunlar dıstan görülen karışıklıklar. Bir de iç kanşıklıklar var. Şimdi her memur, «Acaba 1 Aralık 1970 te intibaklı maaş alacak mıyım?», «Maaşım 50, kendim 70 ten alıyorum, ikisinı nasıl birleştirecekler?», «Biz 40 takiler kalabahğız, yetecek kadro var mı? Batcanlar Kurulu emrine verilen torba kadrolann dağıtımı bi*e gelene kadar »abah olur!» diye düsfinüp, krvranıp dururken, öğretmenlerin tasası daha da başkadır: öğretmenlerin başındaki tasa az çeliyormuş ve daha dfin yapüan ciddî haksıılıklann rarattığı bnnalım yetmlyormus fribi, bu son tasaya da doğrusu diyecek yok! tnsaa, resmi istatlstiklerden hanpisLne inanacağını şaşınyor. Çünkii bunlann da biri ötekini iutmuyor. Bunlara pöre hugün Öğretmen sayımız 170.000 1 buluyor. Yukarıda sözünü ettiğim Kadro Kanunuyla İlkokul öğretmenlerine 136.804; orta. llse ve sanat okullan Rİbi orta dereceli okul 8gretmenlerine de 38.691 kadro verilmistir. Personel Kanunnnun 6. maddesine göre kadrosut devlet memuru çalıştırılamaı. Diyelim ki bu kadroler öğretmenlertmlzin sayısına denktir ve yeterlidlr. BAŞKANI derecenin son basamağına kadar çıkabilirslnir» dedi. Orta dereceli okul öiretmenlerinl de, 10. dereceden baslattı ve «1. derecenin son basamatına kadar çıkablUrsini*» buyurdu. Eskiden Dkokul öiretmenleri üç vtlda bir terfi ederlerdi. Bu sefer, «dört vılda bir terfi edebllirler» demekle, Devlet Baba nazannda minevi itlban kalmanus olan öğretmenliii, maddl itlbardan da düşürdü. Ve kadro kanunu, öğretmenlerin baslama derecelerini, 657/1327 nin söylediklerinden de aşafcıya lndlrdi: Bir kere. 81.585 ilkokul ögretmeni bu kanuna g&re 12. dereceden defeil de. süresi tam dört yıl tutan bir asat) dereceden. yani «13» ten işe baslatılıyor. Ve bu kanunda yer alan cetvele göre, aşaği derecelerde kadrolar çok kabank, yukan derecelerde çok düşfik. Yani, 136JM4 öfretmenin ço|u tabana yiRilnuş, yukanlara tırmananların sayısı az; örneği> en üst derece olan «4* te sadece 1220 öğretmen yer alıyor. Orta dereceli okullarda cali<ıanlann kadrolanna gelinee: Onlar da, 10. dereceden değil, 3 derece aşaÇıdan, yani «13» ten başlıyorlar. 1070 öğretmen «13», 1493 öğretmen «12», 14.700 öğretmen de «11» dereceden Tavan ise, Personel Kannmumn t/b maddcsinin söylediğl gibi «1» derecenin «on basamağına kadar varmıyor, «3» te kalıyor. Bnnlann da çoğnnluğu tabana yıgılmı?. En yttksek görflnen «3» derecede sadece 725 öğretmen var. «2» ve «1» ise bomboa. «Kadrosus devlet menrarn çalıstmlamaı.» T.Ö.S.'un bn dorumu ortaya atması üzerine Millî Egithn Bakanlıgı merkez örçütün dekilçr, ıBunun Sneml yok! Aralık 1970 baaında maaslar kadroya bakılmaksızın ödenecek, kimse raagdur olmıyacak.» diyorîar. Maliye Bakanlığındakiler ise, bunun Mecliste bir dalgınlık sonucu meydana geldiğini, ama bağIaytcı olduğunu, düzeltmek için veni kamm çıkartmak gerektiğini söylüyorlar. Tasanyı Maliye Bakanlıgı, kapalı kspüann ardmda, belki Devlet Personel Dairesine de açmadan, hiç bir sendikaya sormadan hanrlayip Bakanlar Kunılana yoUadı. Bakanlar Kurulu Meclise, Meclis, Bfitçe ve Pttn Kar> ma Komisyonuna, sonra Genel Kurula, sonra Senatoya. . Sonra da Saym Cumburbaşkanunn onayma sunuldu kanun. Onaydan sonra da Resmi Gaıetede vayınlandı. Çok is araamda dikkatleri iyice zayıfiayan rallletvekilleri. muhalif muvaiık. bu çellsik iki durnmun farkına varmadüar. SeiMtörierimig de tatile yakm ince eleyip n\k dokuma fırsatı bulamadüar. Cumhnrbnşkanımıı ise her seyde lalı kırka yaramaz. Böyle meydana geldl bu tutarsnhk ve kahak en az 98.847 Srretmenln basında patladı. Tabil bu arada milletvekillerimiz kendi 10 bin 500 er Hralannı hemen aldılar. Yüks*k bürokratlarm maaslarında, kadrolannda on kurusluk bir dalgınUk vapılmadı. Musibetlerin eğitimi Blr musibet. bln nasihatten yeğdlr, demlsler. Kolera İstanbul'un ne Hke» blr sehir olduğunu hepimlze anlattı. Susuz ve lâğımsu İstanbul'da, koleranın önü alınırsa. Allahuı kullarına «cımasıyla alınacak Lâgımları açıkta akan. apartımanların yaaıbasında dışkı çukurlan bulunan bir kentte yaşıyoroz. Ve susuz yaşıyoruz. Anadolu ise bir bajka âlcm. Aptesane ve lâğım diye birşey yoktur Anadoluda... Bançeye blı cukur kazüır. üstüne tahtalar konur. bir de toprak testl... ve tamamdır 100 numara. Bu rür 16» numara üstüne blr fıkta var. Amerikalının blrl bizim herhangi bir köyevine mlsaflr lnımş. Köylü vatandaş. misafiri ağırladığı kadar ağırlamıs. Geç vaklt olunca defi hacet ebnek için yol sormus Amerikalı. Köylü dayı eline feneri alıp gecenin karanlıgınd» Amerlkalının önüne duşmüş: lüks transatUntiği yedefrinde getiren yoksul kılavuz gemUl gibi gerenln karanlığında Uerlemüs~. Sıkılmış Amerikalı: Daha gidecek miyiı? Evet. Burası neresi? Butim babadan kalma tarla. Babadan kalma tarlada blra* daha yflrÖTnüsler, hell çulcuruni»n basına geldiklerinde Amerikalı: Slzde organizasyon kötü.. demis. Cevap vermiş köylü dayı: Ahbap, bizde organizasyon lyi olaa, ben seıün babanın tarlasına ederdim. Türkiye'de durum bu. Köylerde helâ yok, şehlrlerde lâftm yok. Çoluk cocuk ttskı ile dıskı arasmda yuvarlanarak büyur. Mllyonluk binaların diblnde pislik çukurlan kokar. Lüks apartımanlannda su yoktur. Çöpler. debdebell villalann kapılannda lürünür. Ve bu pislik ile cöplük ortasında koleraya yakalanan vatandaslar öldükleri zaman, şairin iki mısraı gelir insanm aklına: «Ne şehit oldu ne gazi.. (. .) yoluna gitti Niyazi..» Nice Nivazilerin ve nice niyazlann ülkesldİT Türkiye.^ Başbakanhk koltuğunda oturan Usl. her resmi demecüıin arduu: Cenabı Haktan niyaz eylerfan.. diye noktala». Şimdi en yetkilî ve en sorumlu kişiler: Koleranın geçmesinl niyaz ederün.. diye yakanya geçtiler Oysa niyaz, Niyazilere pek yaramıyor. Lâjfım çukurlan açıktayken, susuzluk ve pislik her yani sarmışken, Niyazilerio kurtulmasına nlanak yok. Büyük politikacılann veya devlet adamlarının nlyazla hiten konujmalannı ptyaz sayarak dinltyor ve Izliyor Niyaziler.. Bütün büvüklerimizin defeti adamakıllı devalüe edildi sa cünlerde . Bulçaristandan 30 milyon dolarlık kredi hikâyesine kolera salgını da eklenince, vurduk berber makasmı toplumun zülfüne .. Saçımız ak mı kara mı. Bnümüze düştü. Hele resmî tnakamlann kolerayı gizlemek içln bir de parakolera icat etmeleri, Türkiyede yalan aaltanatının nerelere kadar ulaştığını göstermek bakımmdan yararlı oldu. Bogaz köprüsu tartısması da ilginç bir fcesime girdi. Şimdi sokaktaki Niyaziye: Köprü mü, lâgnn cm Veya: Köprfl mft, m ma diye •oranmL Niyazi: Lâğım.. dlyecektlr. Ama Niyazi, gSriiyorstm U, Kabatesta, OaHdarda otomobüler hekliyor saatlerce... Bekleıinler. Ama yola gidecekler bunlarNiyazi: Ben de (...) yoluna gidecegim. Kolera Niyazinin g&zünü bir dereceye kadar açmıştır. Zaten bizim kaderimiz böyle Başunıza blr felâket gelmeden •dnllanamayız. Kıbrıs olaylan, dış politikada kamu oyunun göziinii açmıştı. Kolera «halk sağlı|i» ne demektir öğretti bise... tstanbulun lâğunsız ve susus bir şehir olduğunu idrâk ettik. Lâjfımsız ve susuz blr şehirde yaşamanın yalnız ayıp defil, ayni •amanda tehlikeli olduğu kolera korkusnyla kafamıza dank etti. Musibetlerin öfretmenliflnde vuvarlanm giden blr toplumo» Sonuç unun Ozerine bizim Dursun *kçam, *orum düzelmezse ögretmenler yenlden boykota gitmek lorunda kalacaklar yollu demecler yayınladı. Bazı dostlar ttkılıyorlar şimdi: «Canım ne önemi var? tlkokul öğretmenlerinin 4 vıl, orta dereceli okul öğretmenlerinin de 3x3=9 yıl zararlan var. Halbnk! halk yüzyıllardır zararda! Sizlnki ballı b6rek.. » divorlar. Evet. bunun. kavıp degirme» nin çakıldagı olduğunu biz de kabul ediyoruz. Elbet hallamızm derdi daha bfiyük ve önemli! Biz fiğretmenler vıllardır bunun için çalınıp çırpınivoruı. süriilüyornz, dayak yiyoru», hor> lamyoruz. Fakat halkımır bağışlasın bizi. Ateş düştü^ü yeri yakar. Mesleği bırakip Almanyaya. Belçikaya işçi giden öğretmen sayısı altı bini aştı! SadOn Tanjunun röportajı Cumhuriyette daha yeni yayınlandı. Okullann okul denecek vanı kalmadı. Yarı dersler bofgeçiyor. Dolu geçen derslerin de hayn fok. Baska islerde yorulan öjrretmenler ders verecek yetde dinleniyorlar sımfta. Mllll Eğitlm Bakanı ise, öğretmenlerin benimsemediği ilke ve yöntemlerle 3uralar toplayıp reform vapmaya çalısryor. Iste böyie bir Olke oldu simdi Türkiye... B Dalgınlık mi, hasıt mi? adro Kanunn, Personel Kanunnnun getirdigi îlke ve ölçfileıi memunın hayatına yansıtacak kadrolan gösteriyor. Kabul tarihi 31/7/1970 ve nnmarası 1322. Resmi Gsıetenln 15/8/197» gttnlü sayısmda yaymlandı. Daha lyi anlaşdsın diye parağrat başı yaptyorum. 657 sayılı Personel Kanunnntı degişüren ve kabul tarihi gene 31/7/1910 olan bir «Personel Kanunu» daha var. Bunun numar u ı da H!/U"8 günls Resmî Gazeteye g8re 1323, Maliye Bakanlığmın yayınladığı kamm metnine Röre 132"! Bırakın bu iki resmî yanndaki tutarsıılıği. ister 1323, irter 1327 olsun, her ikisi de kadro kanununun numaranndan yflksek, ama Resmî Gazetede yayınla Arap saçı gibi... am bir yiiaan hlkayeslne d5nen 6S7/1391 sayılı Personel Kanunn, ilkokul ftfretmenlerlni 12. dereeedea ise baslattı ve «4, Biıi inecek H ay ır biri çıkacakl tMilletimizin kendi Meclisine olan inancını ve güvenini muhafaca edebilmesi için daha köklü tedbir alınraalıdır.» Bozbeyli Meclis Başkanîığından ayrıldı. Şimdi yalnuca bb? milletvekiii. tstifasını verdi, gaaetecilerle konuştu, makam araba* 8im bıraktı, beş yıldır birlikte çahştığı is arkadaslanndan f8» yaşlariyle vedala^tı. Yeni utuklara doğru gidiyor şimdi. Bes vd süreyle MUIet Meclisine Başkanlık yapmak, hem de iktidara da. muhalelete de kendini heğendirmek az bir basan degildlr. Gerçek anlamıyla bir halk çocufcu Bozbeyli. Sıkıntılı bir çocukluk, bir gençlik geçirmis. Elinden tutanı yok, arkasmda dayısı yok. Fatih medreselerindeki yurtlarda los, rütubetli odalarda hukuk öfrenimi yapmış. Üniversite yıllarınd* Ulski kurdultu lnsanlar, arkadaşları, öğretmenleri daha çok bu toplumun tutucu saydığı kişiler. MilUyetçiler Derneğine ttye olduğu söylenlr. Hem de bu dernekte (aal bir rol oynamıs. Böyle bir yetişmesi var Bozbeyli'nin! 1960 dan sonr» A.P. kurulunca ftenç bir avukat olarak katılmıs saflanna. E»W bir DJP. li, hera de D.P. nin «mukadde8atçı» cephesinden gelmis bir politikact olarak yerl elbette ki A.P. deydi. 1961 seçlmlerinde mnietvekilliği, d8rt yrl süreyle Meclis Baskanvekilligi, 1963 den 70 e kadar da Meclis Başkanlığı. Fatih medreselerindeki loş. rütubetli odalardan Meclis Başkankftınin geniş, ısıklı, sıcak salonlanna, makam otomobillerine, yabancı ülkelerdeki satafatlı gezüere, kısacası Türkiye Cumburiyetlnin protokolde üç numaralı kişisi olmaya.. Genç avukatm aftığı yol önemli dir. Daha önce kimler ne yollar aştı, nerden felip nereye »»rdı? Bunda şasacak bir şey yok pek. Bir çoban Sfilü de Basbakan O İ madı mı? Bozbeyli'nin bir baska yönü var, asmlıklara düsmeden yörrvlnin sınırları içinde kalmayı bilişi, gençlik yıllanndaki eğilimlerinden yavaş yavaş kendini kurtarışı, uygar bir JdşUikle demokratik hayatımıza renk katışı .. Beş yıl Başkanlık yaptığı bir Meclisten mnudunn kesmesi, milletin kendi Meclisine inar.cını, güvenini yitirmemesi için köklü tedbirler aunak gerektiğini söyliyebilmesi de Bosbeyli'nin kişiliğındeki gelismenin bir yanıdır. «Anayasamızın tetnel ilkelerine saygılı olmahyız» diyor görevinden ayrüırken. Demek Meclis çoğunluğunu kuran A.P. grupunda, A.P. hükümetinde bu saygıyı görememiy, beklemiş, yülarca, ama umudu tükenmiş sonunda. Anayasanm temel ilkelerine aldırıs eden olmamıs bes yıldır. Varsa yoksa sandıktan çıkmamn erdemlerini sayıp dfikmek!» Bozheyli böyle bir parti grupunun temsilcisi olarak Meclis Baskanlığında kalmayı aydm kişiliğlne, yurtseverliğine aytan görmüş. basmış istifayı... Giderayak gazetecilere söylediği bir söz var. Kime seslendiği belli sözleriyle: «Deraokrasi üe demirtıaşlılc hevesi telit edilemez. İnilecek yere çıkanlar, günün birinde kendi istekleriyle inebilmelidirler». Demokrasiyle demirbaşUfı ej tutmuyor Bozbeyli. rutanların da yanlış yolda olduğunu söylüyor! Karşımızda sağduyulu bir insan var. Parti Başkanlıgına. Bakaıüığa, Başbakanlıça kadar yolu uzanabilecek bir kişi. tnilecek yere çıkanlarm, günün birinde kendi istekleriyle inmeleri gerektiğine inanan Bozbeyli'nin «yüksekçe» bir yere çıkmasına tanık olacağa benzeriz! A.P. Genel Başkanı mı olacak, yoksa A.P. yi kendi yazgisına bırakıp veni kurulacak bir D.P. nin başnta mı geçecek? Fatih medreselermin rütubetli odalannda yetişmis bir halk çocugu başka bir halk çocugu olan çoban Sülü'nün yerini alacak gibi görüntiyor. tr.en inecek, çıkan çıkacak. tkisi de halktan gelme, ama halka ne denli yakın, ne denli halktan yana? Halk arasmdan cıkmak. kendi kendini yetiştirmek, çile çekmek başka şey, halkmı düşünmek, gerçek bir halkçı olmak büanütün baska t«y!. Varsm cici demokrasimiz bir kaç yıl da Bozbeyli efsanesiyle oyalansın! Yaşıyanlar için »amanın büvük bir önemi yok. Bakalun Bozbeyli demokrasi ile demirbaşlığı birbirinden ayırabilecek mi? Anayasayı, demokrasiyi her şeyin üstünde tutacak mı? Kaç ay, kaç yıl? Neler neler gördük şimdiye drt. ««vfık «nılrr rtııvtını» bu yüzden inanaınıyorum. Hele bi».»»«ı~ . . # . • « teçsin görelim, diyorum. ünyada Havacılık Endüstrisinin ne derece pelişmiş olduğu hemen herkes tarafından bilinmektedir. Daha önce, «Türkiyede Havacüık» konusunda yapüan açıklamada deginildiği üzere, geç mişte memleketimizde de bu alanda zaman zaman olumlu R ler kaydedümiştir. O Türkiye'de Havacılık Endüstrisinin durumu Seyiettin RÜBAL EMEKLt HAVA GENERALt Y AZAN Turkıye'de. Havacıhk Endü»triıi alanında bu güne kadar neler yapılmıs olduğunun bilinmtıl, bundan lonra neler yap«bileceğımız hakkında fikır ı»hibi olabilme bakımından buyük önem tasır. Bu ıtibarla, biraz daha detay» inerek, havacılıjın Türkıye'd» ılk dojuj v« örgütlenişinden bu yana, Havacılık Endüstrisi yonünden zamar.a göre askeri ve «ivil alanda ne gibi çalışmalar yapıldığını, ne derece basan »»£landığım ve günümuzde ne duruma gelindiğini imkân nisbetinde ned'enlerile açıklamakta fayda mülâhaza edümışür. T Cumhurlvetten önce U I I I I ncı ve XIX'ncu yüz• U | | y ı U a r d a Türkıye'de•• • •• ki uçuş denemelerı, bızzat bu denemelerı yapan Türk bilim adamlarının bulduğu ve imal ettiji araçlarla başarılmıştır. Ancak; bugünkü plânör, roket ve uçafcın esasını teşkil eden, iptidal, fakat ilmi esaslara dayanan bu araçlar ve bunlarla yapılan başanlı denemeler zamanında değerlentfirilemediğinden, maalesef mahallî ve münferit olmak tan ılen gıdememiş ve Türk Havacılığı gibi, Turkıye'de havacılık endüstrisinin kurulması da bilihare bu alanda başkalarının kaydettıkleri gelişmelere bağlı kalmıştır. 1914'de Birincl Dünya Savatma girdiğimizde, başlangıçta uçak temininde karsılasılan güç lükler, elde bulunan iki savaş uçağını kendi imkflnlanmızla arttırmaya zorlamış, bunun sonucu olarak îstanbulda toplanan değerli Türk sanatkârlan, mevcut uçakları kopya suretile, bir uçak yapmayı başarmışlardır. Böylece bu sava?ta boğaıların gözetlenmesinde bajlangıç ta bir de Türk yapııı uçak gorev almıştır. Kurtuluş Savaşının Büyük Taarruzdan öneeki ilk safhasında Milll Kuvvetlerin uçak ihtiyaçlarım karsılayanlar Türk havacı ve tekmisyenleri olmustur. Pilotu, Tasıdı ve teknik elemanı ile 40 kişiyi geçmeyen bir avuç insanm, teknik yapısı birbirine uymayan hurda parçalan onanp birbirine ekliyerek, kanat ve dümenlerin bez kısımlarına emayit yerine patates ve paça suyu sürerek, yokluk içinde 8 savaş uçağı hazırladıkları ve bunlarla önemli hizmetlerde bulundukları bilinen EerçekletcSr. raz bekleyelim. hele bir kaç yıl ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ OKTÜY AKBAL Sağırlar Okulu Müdürlfigünden: Okul binasımn 1500 lira keşif bedelli elektrik tesisatı proje çizimi Işi 26/10/1970 günü saat 1100 de Yıldız Sağırlar Okulu binasmda açık eksîltme İle yapılacaktır. Şartname okulda görülerek isteklilerin Beşiktaş Mal MüdürlOgü veznesine yatıracaklan 11250 lira. geçici teminat makbuzu ile muracaatlan rica olunur. (Basm: 22294/10508) ürkiye'de Cumhurlyetln kuruluşu Ue birllkt* havacılık endüstrisi konuau önemle eie shntnıs ve önceleri askeri, »onra da »ivil alanda eiddl adımlar atılmiftır. Askeri Alandaki FaallyeUer: 1925 yılında, Hava Kuvvetle» rinin ihtiyacı olan uçakları imal etmek üzere, Kayseri'de Uk uçak fabrikası ve hemen bir yıl sonra da Eskişehir'de, mevcut uçaklann bakım, onarım ve revizyonu İçin bir uçak tamtr fab Tikası kurulmuştur. Kayseri uçak fabrikasmda iisans «stınalmak suretiyle, çeşitli zaraanlard» PZL, HAWK, GOTHA ve MİLES MAGtSTER gibl, tamanın modern savaş, irtibat ve eğitim uçakları »er! halinrfe imal edilip hizmete konmuştur. Ancak: dünyada uçak imalindeki seri gelişmeler yakmdan lx> lenemediği ve bir geliştirme liboratuvan kurulmadıgı için, kendi dlzaynımu (plfin ve projeleri tamaraen kendimize ait) olan bir modelin imaline fddilemediği gibi, madent uçaklar yapımına rfa geçilememiş ve böy lece 1935 yılında uçak imali durdurularak, bu fabrika mevcut uçaklann bakım, onarım ve revizyon tesisi haline eelmıştir. Sivil Alandaki Faailyetler: Yurdumuzda, Askerî Havacılık Endüstrisinin günün modern uçak ihtiyaçlanna cevap veremez hale geldigi tarihten itibsren Sivil Havacıhk Endüstrisinin kurulup, daha olumlu bir yönde eeliştiği görülmektedir. Nitekim: bir inşaat müteahhiâl olan Nuri Demirağ'm 1935 yılında Besiktas'ta kurtfugu uçak (abrikası ile, 1941 yılmda Yeçilköy'de tesis ettigi hangar ve stelyelerde ve Türk Hava Kurumunun keza 1941'de Etimesgut'ta açtlgı uçak fabrikasmda lisans »atın alınarak yapılan imalâtla yetinilmemiş, kendi dizaynlan ile yeni tipler yapımına da ötıetn verilmistir Aynca, Türk Hava Kurumu 1945 yılında Gazi Çmiiğinde bir de motor fabrikası kurarak, Türkiye'de ilk defa uçak motoru imalini saglamıştır. Nuri Demirai Tesislerindekl Çalışmalar: Nu. D. Uçak Fabrikasıncra: 1936 yılında lisans satm alınarak, madent yapılı ve bez kaplamalı iki kişilik Nu.D36 tipi başlangıç egitim uçağının vapımına başlanmış ve bu uçaktan 12 adet imal edilmiştir Yine bu fgbrikada 1938 yıhnda, ken di dizaym elarak, çitt motorlu, tamamen madent, altı kısihk Nu.D^S tipı uçagın da yapımına geçilmlş ve bir adet imal edilmijtir. Aynca, gerek bu fabrikada ve gerekse Yesilköy'deki atelyelerde çeçıtli tipte birçok plânör yapılmıstır. özellikle 194\ ve 1944 yıllan arasmda büyük faaliyet gösteren bu tesisler, gelistirmeye önem verilmediğinden, daha sonra yavaş yavaş günün isteklerinden uzaklaşmış ve çeşitli neden lerle 1952 yılında kapanmak zorunda kalmıştır. Türk Hava Kurnmn Tesislerindekl Çalışmalar: 1944 yılından ltibaren ımalâta başlayan uçak fabrikasmda, lisans satın almak suretiyle, MİLES MAGtSTER tiplnde baslangıç eğitim uçatı ile, tek kişillk akrobad eğitim uçağı (THK2) ve iki «p pltnSr imal edildikten başka, dizaym fabrika mühendlslerine alt olan, 8 kijilik çift motorlu Ambulâns Uçağı (THK5), 6 kisüik çift motorlu hıfif nakllye uçagı (THK10V 4 kişilik hafif turizm uçağı (THKU) ve iki kişülk baslancıç egitim uçaği (UGUR) gibi, 4 tip uçak İle 5 değişik tipte plânör yapılrats ve 12 kişilik bir yoleu uçagt (THK12), iki kişilik bir madenî başlangıç eğitim uçağı (THK15) ve iki kişilik blr Jet eğitim uçağının (THK16) da projeleri hanrlanmıştır. Paaliyette bulundugu sörece, seri haliııdeld imalâti ile, Türk KuBunun her Up uç*k ve plânör ihtiyacını karsılıyan, Hava Kuvvetlerimize başlangıç eğitinı uçagı yaptıktan başka, bu kuvvete ait MİIJK MAGİSTER, CONSUL, OXFORD. FAtRE7 BATTLE gibi uçaklann tam revizyonunu saglayan. C47 uçafc larrnı DC3 tipine çeviren ve Danlmarkaya blr T.H.K.5 ambulâns uçağı satan bu fabrika, 1952 yılında Makine Kimya Endüstrisi Kunununa devirle birlikte. uçaklarla ilgili lınalât vesair faallyetlerini durdumauş, sadece plânör yapımıra 1956 yılına kadar sUrdürmtistüT. Halen bu fabrikanın, fcapısı üzertnde «üçak Fabrilrası» adını ve arşivlerinde evvelee tmal etmis bulunduğu uçak ve platıbrleTe ait dl> kümanlan tmıhafaza etmek dısında Havacılık Endüstrisi İle hiç bir lltfsl bulunmamakta, sa> deca Tekstü Makine ve Tezgahlan imal etmektedir. Turk Hava Kurumu üçak Fab rikasmda imal edilen uçaklann motör İhtiyacını karşilamak U zere kurulan Motör Fabrlkasında, Usans satın almak suretiyle, GtPSY MAJORX tipi uçak m o törü yanında. MotoPomp ve 5 B.G. motör lmalfttı yapılmıs ve 10 B.G. blr motörun de projeleri hazırlanmıştır. 1952 yılında, Dçalt Fabrikası gibi, Makine Kimya EodUstrisl Kurumuna devredilen bu fabrika da motör İmali ile Ugili faaliyetlerini durdurmuş, bu taribten itibaren tarun aletlerl yapımına yönelmlş ve daha sonra 1954 yılında da Mlnneeapolis Mollne Traktör Pabrikası haline gelmiştir. ••••••«•••• ÛLU«»»WI OLUNUZ Sİ2 O l KtNDİ İNGİLİZCEFRANSIZCA ALMANCAMUHASEBE STENO VE DAKTİLO Sonnt Y ukandakl açıklamalar riyor ki: havacılıgın başlangıç yıllannda TUrkiyede münferit çaba ve başanlar hallnde göze çarpan havacılık endüstrist. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, bugtlnkünden daha az mUsait koşullar altında, hem askeri ve henı de sivil alanda, başlıbaşına blr endustri dalı olarak ele alırup geliştlrilmiş ve memleket havaolifma olduğu kadar reilll ekonomiye de büyük niımetlerde bulunmustur. Ancak; havacılık alanındaM seri ceHsmelere ayak uydurulamadığından 10 seneden fazla SÜT dUrülemiven askeri uçak İmalâti Bibi, daha srmra kurulup hızla gelistirilen sivil havacılık endüstrisi de, elde edilen olumlu sonuçlara rağmen devamlı ve uzun Ömürlü olamamıştır. Bugün memleketimlrdeki havacılık endüstrisi, mevcut uçaklann bakım. onanm, revlıyou ve çok cüzT parça isteklerint karşılamalrtan ileri bir taaliyet göste^ mecURinden, evvelee yapabildlğimiz ve halen çesitli maksatlarla kullanılabilecck olan en basit uçak ve plânör tiplerini blle dısandan temln etmek zonmda bulunmaktayı». Büyük çaba ve masraflarla lcurulan ve önemil eelişmeler kaydedea Bze!likle Türk Hava Kurumu Oçak ve Motör Fabrikalannın 1952 yjlmda devlet eliyle yıkılması ve bugüne kadar tekrar ele alınmaması. bu dönemdekl yetkililerin, milll bir havacılık lndüstrisinin lüzumu uzerinde sahip bulundukları olumsuz görüş ve kanaatlerdeo ileri gelse gerektir. MtKTUPU öfiKtlM ENSIITOSÖ EVİNİZE GELEN ÖĞRETMENDİR niı b r l ı ü rö m ü l O ı s t ı y l n l l . FONO ÖĞRENEBİLİRSİNİZ ReklâmcUık: 2433/10512 Çorum Belediye Ba$kanlısından: Belediyemizde 1250. lira kadro maaşlı Baştabip. 1100 lira maaşlı tabip ve 1100 lira maaşlı veterinerlik kadrolan münhaldir. Tabiplik kadrosuna 1250 Ura roaaslı Baştablplik kadrosundan da vekâlet ücreti ve kanunî tazminatlan verilecektir. Keza veterinerlik kadrosuna istekli bulundugu takdirde kanunî tazminatlan verilmek suretiyle tâyini yapılacaktır. Askerliğıni yapmış olan isteklilerin hâl tercümeleri ile birlikte muracaatlan Uftn olunur. Basın: 22797/105101 Kara Kuvvetleri Adına Fakülte ve Yüksek Okullardan Askerî öğrenci Alınacaktır 1 ANKARA V« ÎSTANBUL OnlversHelert TıpEezaeı »• Diîçilik Fakülteleri; Istanbul Oniversitesi Makine. Madea Eektronik, İnşaat ve Rimya TakülteleH blrinei oıuflaruıdan Kara Kuvetleri aduıa askeri gğrene) «lınaeaktı». 2 Adı geçen Fakültelere daimî kaydını vaptıran tsteklller; bir dilekçe ve Fakülteye daimt kaydını doSrulavan bir belge üe tSTANBUL (Kumkapı) veya ANKARA fCebeel» Pakülte ve Yüksek Okullar Askert öârend KomutanhŞına müraesat edecekler ve k»yıt v« kabul için detavlı bnrfv» »d> eeçen Komutanlüüardan temln •deceklerdir (Basın: A. 1473222660/10507) YARIN ENDÛSTRİ KURULMALIDIB Vekâletten Azil Müessese ve şahsımuı umumi vekili ve fabrikamın teknik müdürü olarak çalışmakta olan MACİT DURAN bundan sonra müstakil olarak çalışacagını bildinnesi Ozerine 13/10/1970 tarihinden itih^ren rati arzusu ile müeşsesem ve şahsımla olan ilişkilerini kesmiş bulundugundan kendlsine Ankara Birinci Noterliğinden 9/10/1970 tarih ve 22684 sayı Üe vermiş olduğum vekâletnamenin ve daha evvel muhteliî tarihlerde vermiş bulunduğum vekftletnamelerin kaldınlmasma zaruret hasıl oldugundan bu suretle kendisini büumum vekâletlerimden azil eylediğimi uçuncü şahıslann malumu olmak Ozere ilfln ederim. RAGIP ALEMDAft 'Alemdağ; Tereyağ Fabrikası sahibi ANKARA : 2066/105 NİMBÜS İLÂN Kiiciikeekmeee Belediye Başkanîığından Küçükçekmece Duz, Barbaros, Kartopu, Güverdn sokaklan parke kaldınm yol inşaatı 2490 sayılı kanun hükümleri içinde kapalı zarf usulü üe 4/11/1970 tarihine rastlayan Çarşamba gunü saat 15J00 de Belediye Encumen salonunda talibine ihale edilecektir. İşin keşif tutan 36372257 TL. olup muvakkat teminatı 17798.00 lira olup en geç 2/11/1970 günü saat 16.30 a kadar möracaat edilmesi. Bu işe ait keşiî dosyası FEN İŞLERINDE görOlebüir Posta gecikmeleri kabul edilmez ilân olunur. = 8 masın: 22642/10571)]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle