Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE tKl 9 Ocak 1970 CUMrTTJrttYFI «•••••••>•• bugüne kadar açık bulunan bir bosjuğu dolduımaya namzet görünmektcdir. 1963 yılında yürürlüğe giren Türk kalkınma plânı, iktisadî konuları daha ziyade «fiziksel» yön lerl ile ele almış ve «parasal» faktörleti, çeşitli zururetlerle, plânla birleştirip bir bürünleme yapmamıştır. Bu sebeple millî tasarruf, finansman, fiat politikası. sistematize edilip bilimsel bir model içine sokulamamıştır. Yine aynı sebeple millî tasarrufun, smai yatınmların artırılması. ihracatın tesviki, sektörler arası ahengin kurul ması ve böylece kalkınma için gerekli tasarruf açığı ile dış ticaret açığının kapanması yotanda Dcvlet Planlama Teşkilâtınca alınan tedbirleTİn para kredi yönü aksamıs, geoel plânla hağdastırılarak bir biitünleme yapılamaraışrır. 9T0 yılmın başlarında girmesl 1 beklenen yeniveMerkezyürürlüğe Kanunu, Bankası iktisat politikasuıda kalkınma plânlanmasında MerkezBankasıKanunu Prof. Dr. Ahmet K LIÇBAY kez Bankası tarafından alınacak kararların koordine edilmesi. Bu ve daha başka yetki ve ödevlerle Merke» Bankası, eski ismine ragmen, yeni bir kisilikle karşımıza çıkmaktadır. Bu niteliğl ile kanun iimit verlcidir. Zira bugüne kadar sistemaüze edilmeyen. bilimsel bir kalıba sokulamıyan, plân lıcdrflcri il« bağdaştırılamıyan para ve kredi politikasının genel bir iktisat politikası modeli içinde, bir bütün olarak ele alınması sağlanacaktır. Göniillü özel tasarrufun arttınlması, «ınai yatırımların finansmanı için uzun ve orta vâ deli kredinin temini, ödemeler bilânçosunn denk leştirerek dış yardım ihtiyacını kaldıracak faaliyetleriıı teşviki, tasarruf meblâğlarının spekülatif faaliyet kollarıııa akmasınm önlenmesi, hattâ daha büyiik bir kalkınma hızınr gerçekleştirecek munzam finansman kaynaklannın bulunması iyi bir para politikası ile gerçeklejtirilebilir. Bu bilgi karşısında akla gelen soru sndur: Acaba Merkez Bankası bu ödevi basarabilecek midir?. kanunlarM erkez Bankası kendisine eski içinde dala tanınmış yctkilcr çerçevesi deki isleyisini belirtip yol gösterecek bilimsel araştırnıalardan uzak kalmış ve geleneksel bankacılık zihniyetlnden kartulamamıştvr. Ekonomik sistemin parasal işleyişini tammlayıp özelliklerini ortaya koyan bir bilgiye sahip değildir. Para kurumlarının isleyişi ve bunlarla ekonomi arasında karşıhklı etkileme ve etkilenme mekanizması bilinmemektedir. Bankada bugüne ka dar tutulan kayıtlar ve mevcut dökümanlar gerekli istatistiklerin bulunup çıkarılmasına elverişli görulmemektedir. Öte yandan. Banka buRÜn kü hâli ile bu kadar öncmli bir ödevi sarsıntısız ve piirüzsüz olarak yürütecek teknik kadroya sa hip değildir. Klâsik bankacılık zihniyetinin hâkim hulunduğu bu Kuruluşu bir gün içinde geleneğin ağmdan kurtarıp modern para ve kredi deryasmın içine sokmak çok güç olacaktır. Yeni yetküer cni kanun Merkez Bankasına. ilk kuruluşunda verüenlerden çok farklı ödev ve yetkiler taııımaktadır. Bu kanunla plânlı bir dıizende para ekonomisinin genel iktisat politikası ile bağdaştırümnsı, hattâ yol göstericilik ödevl Merkez Bankasına bahşedilmls bulunmaktadır. Verilen yetki ve ödevler arasında özellikle dikkatl çekenler sunlardır: • Faiz haddinin kontrolu. • Selektif kredi kontrolu. • Para ve Krsdi Tanzim Komitesinin odev ve yetkilerinin devralınması. • Bankaların faaüyeUerinin kontrol edUmesl. • Sçrroaye piyasasının genisletilmesi ve denetlenmesi, • Sınaî kredilerle ihracatı teşvik kredilerinin dolaylı dolaysız kontrolu. • Para kredi konularında, MaUye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı ve Mer Sonııç sinl sağlayacak «kurumsal» ve «örgütsel» yaklasımdır. Ancak bunun başarılı olması için «zihniyet» ve «davranışlann da değişmesi şereklidir. İki değişme ve iki yenileme bir arada istenen he defe ulasabilecektir. 1970 ile başlayan gelecek on yıl ekononıimizin kader) bakımından çok önemlidir. Kritik sayılabilecek bu on yıl içinde «hataya» ve «yazbot"a» ayrılan payın çok küçük olması gerekgörüşü koyan Y eni kanun modern kısmınınortayaiktisadi yeni bir «kurum» yaratmıştır. Bu. meselelerimizin öncmli bir çözümlenme mektedir. Kalkmmamıra hız vcrme. onu ke«hı*Mz ve âruasız yütıitme bakımından cok önemli sayılacak bu yeni yetkinin kullanilmasında ve ödevi n yerine pctirilmesinde Merkez Bankasına büyiik sorumluluk diişmektedir. Zira ekonomi nin para kredi sektörünün yeniden kurulmasında, para kurumları arasındaki fonksivonel baelantılann İHİinme<;mde, faiz politikası ile selektif kredi politikasinm tâyininde, kredlnin kollara akışındn. sermaye piyasasının kurulus ve işleyişinde ve bütün bunlann ekonomlk faaliyetleria bütünü içine en iyi biçimde yerleştirilmesinde M. Bankasının rolü çok büyük ola caktır. Aynca Maliye Bakanlığı, Devlet PlânlaniH Teştnîâtı ile Merkez Bankası, dolayısiyle bütün para kredi sistemi arasında koordinasyon kurulması ödevi çok önemlidir. Bu yönü ile M. Bankası urmanlarının plânı. plânın işleytşi ni. hedcîlerini, âletlenni, kamu vergilerini ve haıcama düzenini çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Bankanm bu kadar önemli bir ödevi yerine getirebilmesi için büyük bir hızla yenilenme ye ve kadrolarını uzman iktisatcılarla zenginleştlrn\eye ihtiyaeı vardır. Bu alanda yeterll va sıfta personele sahip eluncaya kadar çeşitll kollardan saglanan blr «uzmanlar kurulunun» >ol gösteriri ve îstişarî hizmetîne muhtac göriilmektedir. Aksl halde kanunla getirilen yetkilerinin ve ödevleriıı gercek ufkunu gorcmeden dar kalıp içinde sıkışıp bir cıkmaza girmesi \e umu lanın çok azını vermeM tehlike<ii me\cuttur. Mutluluğun topoğrafyası | S hi kjlKınmamızın ana felsefesini anlayıp ona yarduncı olacak bir davranış ve görüş içinde bulunmamıştır. Merkez Bankacılığını ve para • kredi mekanizmasıııı 19. asırdaki niteliği ile ta» nımıs bulunan bu teşkilâtın ultra modern bir fonksiyonu yerine çetirmesi çok güç göriimnek tedir. Merkez Bankası, bütün imkânlanna rağ men, para kredi mekanizmasmın, bütün Için DÜZELTME Dünkü sayımızdakı maKalenın baslığı «BESİN VE tLÂC KONTROLC», vazarı da «Dr. KEMAL SARAÇOGLt' Dahiliye Mütebassısı» olacakken bir yanhslık sonucu başka bir başlık ve ımza ile yayınlanmıştır. Düzeltir. özür dileriz. Yazarlığın imtiyazı ömrüm yazı yazmakla geçti|i için olacak, onüme bir kitap gelince sevinirim, hele o kitap yaıannın inuası ile bana ithaf edilmişse çocuk gibi sevinirim. Bir zamanlar Tasvir ve Tercüman'ın başyazan olduğum sıralarda Millî E|itim Bakanlığı bana kl&sikleri, takvimleri, ansiklopedileri muntazam yollardı. Kitabevleri, yeni yayınlarını sunarUrdı. Tasvir ve Tercüman elimden (fittikten sonra kitap çöndcricilerinı de teveccühlerini benden esirgemeje başladılar, ben yalnız yakın dostlanmla, yeni filiı veren şsirlerin yapıtları ile haşır neşir oldum. Oyle iken yine de levinmeje devam ettim. Bu kitap eönderme olayı ile bayram ve yılbaşı tebrikleri srasında da bir iliski gözüme çarptı. Milletvekili iken aldığım tebrik kartlarını saklamıstım. Senelerden beri kimden ne çeleceğini bildiğim için, bayramdan veya yılbasından evvel elimdeki kartlara çöre ben de karsılıklarını hazırlamaja başlardım. Geçen Seker Ba\ramı ile bu yılbasında da aynı işi yaptım, fakat kitap göndericilerimden bana karşı nasıl itibar, ilgi ve sevgi kotası degisikligi olduysa. bayramda ve yılbasında bana mesa.i çönderen dostlarımda da aynı şey oldu.. Hazırladığım bir sürü cevap elimde kaldı. Ona karsılık Cnmnnriyet'te fıkra yazalı beri, imzamı görüp beni hatırlayan birçok eski ve yeni dostlarla tekrar bulustnm. Bunun çibi Millî Egitim Bakanlıfı da «Bin Temel Eser» den son çıkan üç tanesini lutfetmis göndermis. kendi yayınladığım biriki kitabın alınıp abnmıyacafi h.iKkjnda nlumf^yey» olumsu^ by cevap eldjr çttne% tçbx kcndisini telefoııt» aradıÇım zaman, sekreterinin cevabı «Burada», ismimi verdikten sonra «îok !» dedigi Sayın Tayımlar ve Basımlar Egitim Malzemesi Genel Müdürü, ben sfitonlarda tekrar gözükünce lutfetmis, (yeni bir mb ve hamle ile ele alınmıs bulunan) Türk Ansiklopedisi'nin 136 ncı fasikülünü tstanbnl'a Cumhuriyct Gazetesine yollayarak tetkikime saygı İle »unmuş . *** Hepsine çok teşekkür ederim, yazı hayatıns döndüğüm günden beri yine kitapların iltifatına ugradığım için çok memnunum, ne var ki bu kitaplar hakkında yazı yazma taahhüdünde bulunamıyacaŞımı da söylemeliyim. Yazamıyacatımı söylemeliyim ki, yazacağımı tahmin ederek, bana klUp gönderen varsa bu niyetinden vazgeçsin.. Evvelâ sütun dar, sonra birinden bahsedip diğerinden bahsetmemek dost incitir; hele hele, «Sana kitap gönderdim, haydi bir methive yaz !.» diyenler çıkarsa, onlar da beni incitir, yazamazsam onlar incinir. Onnn için laman zaman pek önemli bulduklarım müstesna, enteresan bnldnium kitapların yalnız isimlerini vermekle yetinece|im ve böylece sulh olalım, diyeceğim, bana kitap yollayanlara !„ Cîliucl ll»tl»tır» G I U N KİTAFLAR ayın Nadir Nadi yandaki başlık altında çıkan baş, yazısında; Türkiyemizin en önemli siyasal konusunu ele alarak, 2. Meşrutiyet devriminden sonra Beylerbeyi Sarayında üzüntülü günler yaşamakta olan düşük Padişah Abdülhamit için örneğin Enver Paşanın, «Bu adama yazık oluyor. Ona devlet yönetiminde söz ve oy sahibi olmak imkânını sağlıyalım» diye bir kampanya açabileceğini havsalanıza sığdırabilır misiniz? Ya da meselâ, Kurtuluş Savaşından sonra yurt dışına kaçarak San Re rao'da çile doldurmakta olan Vahidettin için Atatürk'ün «Bu adam aldanmış, aya&ı sürçerek kuyuya düşmüstür. Zaten kusur onda değil, daha ziyade onıın zamanında vürürlükte bulunan Anayasada idi. Admı kuyudan çıkaralım» diyerek düşük Vahidettini devlet vönetiminde söz sahibi olmak üzere yurdumuza çağırabileceğini tasavvur ..ebilir misiniz? diye çok hakh ve yerinde bir soru ile Türkiyenin son yıllardaki politik dramma. kısaca 1960 ihtilâliyle düşürülmüş olan eski politikacılann durumuna de&inmektedir. S Boşalan çuvallar ederek siyaset alanında esen günlük havalara göre değişen bir iç po litika izlemişlerdir. özellikle 95Ş den sonraki yanlış ve halalı gidi« yüzünden Türkiyemizin bugüne kadar siyasi huztır ve istikrarı ku rulamamıştır. Gercek sudur ki ar tık bu memleketi, tarihi hizmet ve kişiliğine her zaman saygı duyulmakla beraber ilerlemiş yasları gibi siyasi ömürleri de sona ermis sayılabilen zevat ve ihtîlâl öncesi siyaset kadrosundaki politiendişesinden kacılar değil, iktidar endişesinden r degll, ve partizanca tutumdan tamamen uzak, kurtancı devrim ilkeleri etrafında birleşrniş. iktîdarda da, mu halefette de gerçekten samimi, genç ve enerjik dimağlar idare edebilirler. Yazımı bir örnekU sona erdir»ceğıra. Bursa tmam Hatip Okulu Müdürü Okulunun oğretmenle ri huzurunda: «Yakında Bursa İmam Hatin Okulu da dahil, Türkiyedekl bütün tmam Hatip Okul lan cihada hazırlanmaktadır. Bu cilıat kansız olmayacak, çok kan dökülecek diyerek konusmasını pekiştiriyor. Müdür tlâhiyat mezunuyinıiş. Yani Hse kültürünü aüdıktan sonra simdiki sıfatını şıyor. Nnreuiuğu ile açıkça iftihar iyorrrruş; 'A'rftıyasanırr e8iyorrmiş! 'A'riayasanıfr gölgesi at tında. devletimizin memuru ve Millî Egitim Müesseselerinden birinin Müdürü. Mutlaka bu zat bosa konusmuyor. Dayandığı pek çok yerler var. En basiti iki ay kadar önce işlediği buna benzer suçlan olduğu halde daha da kuv vet'.i olarak yerinde kalmasıdır. Sonuç D TAŞKENT'E DOGRU : Eski Sanayi Bakanı Mehmet Turgut'un Başbakanla Sovyet Rusya'yı ziyaretinde edindiği intiba ve onun bir gazeteci kadar akıcı kalemıyle röportajı ve duygusal düşünceleri. GAZETE VE GAZETECİ : Orhan Remzi Yüregir'in dünya gazeteleri ve meşhur gazeteciler hakkında yazdıŞı u yapıt b okuyucuyu yakıntlan ılgilendirecek niteliktedir. Ansiklopedik bilgiye sahip olmak isteyenlere tavsıye ederim A2İZ İSTANBUL : Yahya Kemal'in 41 yıl içinde lstanbul ve Istanbul'un fethi hakkınd'a pırlanta dizer gibi sıraladığı, yüzüne dıkkatle ve ciddiyetle bakılacak, sonra da mahfazasında sımsıkı saklanacak yazılar KENDt GÖKKUBBEMİZ : Yine Yahya Kemal'in seksen kadar herkesin dilinde dolasan şıirlerınden yapılmış bir demet. Eser daha evvel birkaç kere basıldığ» için, Türk aydınına kendi ker.dini tavsıye etmektetfir SETAHATNAMESt : Ahmet Haşim'in düzyazılan, Ikdam'da yazdığı ve henüz Türkiye'de hiç kimsenin sanatının tncelığine erişemediğı, derir.lığine inemedığı fıkralar. KAPUTT : Ünlü yazar Malaparte'nin bu meshur kitabı da Zühal Avcı tarafından dıhmize çevrilmiş ve Toplura Yayınevi tarafından basılmıstır. 6 BtZE GÖRE, GLREBAHANE1 LÂKLAKAN FRANKFURT Personel Alınacaktır Teknik işlerde yetiştirilmek fizere 16/1/1970 tarihinda saat 14.30 da yapüacak sınavla ortaokul me2aınu elemanlar alınacaktır. Aşağdaki nitelikîeri haiz olanlann diploma nüfus cüzdanı ve bir fotoğrafla Personel Amirligine müracaatlan ilân olunur. * İST. TELEFON BAŞMÜDtRLÜĞÜ 1 Enaz Ortaokul mezunu olmak. 2 18 yaşmdan küçük 30 yaşından büyük olmsmak. 3 Askcrliğini yapmış olmalc. (Basın: 27496/339) erçekten eski politikacılann af fı ve siyasi haklannın iadesi konusu ile yukarda verilen iki ömeğin bîrbirine benzerliğinde hata yokrur. Nitekim Anayasa değişikliğine müncer olan çaba sonunda siyasi hakları iade edilmiş olanlann yazıda belirtildiği gibi önümüzdeki yıldan itibaren seçim lere girmek isterlerse 27 Mayısın öcünü almak propagandasiyle kampanyaya katılmak hakkını ka zanmalarmın, özellikle Bayar'ın normal bir Cumhurbaşkanı gibi Parlâmeato catısı altında kendi?ini deviren rejim mekanizması içinde söz ve oy sahibi olmasının devrim sosyolojisi ve mantıkı ile açıktan açığa çelisen acayip bir durum meydana getirdiği kimsenin dikkatinden kaçmamaktadır. Bütün bu acayip ve sakıncalı duruma rağrnen eski politikacılann tekıa Parlâmentoya girmelerinden. Bayar'ın Inönü ile bol. bol kucak!a«masından başka ne beklenebilir? Yine yazıda, çok yerinde ifade edildiği üzere her iki po litikacmm tutumları artık kimseyi ilgilendirmez. Ve her ikisi de yorgun birer çuval gibi kişiliklerini tarihin kapı arahğma boşalt maktan haska bir iş görüyor ol•nayacaklardır. $ Nimbiis uhsin Ertuğrul, denilince akıllara ne gelir?.. Bu soruya aynı açıdan cevap verenlerin, çoğu (Muhsin Ertuğrul demek Türk tiyatrosu demektir). diyecek kadar işi ileri götürenlere şas mamak lâzım.. Neden sasmamak lânm?. Çünkü Muhsin Ertuğrul. Türk tiyatro?unu yok»»n var eden. ve ona yön veren bir sanatçıdır. Altmtş yıl önce tiyatromuz nasıldı?.. Genç ayın llhan Selçuk'un yazısmı kuşak. bu eski yaşantıyı pek bilokuyup da üzüntü duymayamez.. Hattâ hiç bilmez. Ama buna vatansever denir mi? Sagün elli yaşmda olanlar. eğer aklı dece üzüntü duymak k&fi de seliminj kullanır ve dün ile buğil. Bunu önleme çarelerinı araRünkü tiyatrovu. birbiriyle kıyas mıyan. elinde o imkân olup da selarsa, altmıs senenin çok verimli yirci kalanlar da ihanet içindedir. Okuyamamış olup da gerici ve hilâfetçilerin safında olanlara. is vallı diyor, asıl suçlunun onlar olmadıklarını kabul ediyor, bir derece affedebiliyoruz. Ya okuEşim Handan Ünal'ın uzun yan hilâfetçiler ne olacak? Sayın zamandır çektigi ıztıraplaryazarm dediği gibi: «Millî Eğitidan. vaptığı hazık ameliyatmin kontrolu altında Derviş Meh la esiml sağlık ve rahathğa rr.etler yetisiyor.» Bu eylem içinkarustııran çok değerli mesdejken o Bakanlığın adını değişlektasım. tirmek gerekir. Bence sânına yakısır bir isim MtLLETİ DAĞÎTDoçent Dr. MA BAKANLIĞI olmalıdır. MilFİKRt ŞENOCAK'a lîlikle ilişiği kalmadı. Birlik ve te ve bizlere bütün imkânları sanüt yolunu da tıkadı. Dağıtma hazırlayıp, yakm alakalanm ve parçalama devresine girdi. Buesirgemeyen çok değerli sınu her kademesinde görebiliriz, ı urası acı bir gerçektir ki Atanıf arkadaşım. Cerrahpaşa türkten sonra devleti idare eMillî Eğitimin bir bölümü oTıp Fakültesi K.B.B. Kliniği denler sağa. sola sapmadan lan Din Eğitimi Genel MüdürlüDirektörti Sayın. onun müsbet yolundan yürüyeğü ters yönde çahşmalanyla, bün bilmek kudretini gösterememişyesini kemiren habis bir ur gibi Prof. Dr. ler, O'nun ilkelerini rejimin tegelişmekte. îmam Hatip OkullaHİKMET ALTUĞ'a meli olarak gören aydınlara, genç rı Cumhuriyeti yutmaya çalışan | ve devrimci güçlere rağmen irbir Cumhuriyet çoeuğudur. Bu t Narkozjtör Dr. Bn. Nilüfer ticaâ ve karşı de\Tİm hareketgünkü durumuyla aksini iddia e 4 ARAS'a, Doçent Dr. Orhan t lerine tâviz vererek ve müsamaha den buynırsun. # SUNAR'a, Servis Başasistanı *• Dr. Demir CANAKAN'a. asisf tan Dr. Birlm ŞENGÎL'e, IMiamtltllMlflllllllMMMItMmtlllMtll * asistan Dr. Alpay TEKELλ • • • • •• • • « •• • • » • • • • • • • • • •• • • « • • • • • « • • •• « • • a• • • • • • • • • • « • • a« • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • « • i â Z • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • •• • l ı aa f ye, Servis Başhemşlresi Bn. lftllllllltllllllllllllllllHIUIIIIIIIIIIIIKttlMllllıııı, •••••••«,••••€••••«••«•••••••••••••••••«••••••••••••••••««««Sı f Saniye FAZLA'ya ve diğer f doktorlarla müstahcîerfllere \ candan teşekkür ve minnet'. lerimi sunarım. | Dr. Bedri ÜNAL emokrasiyi, parti mücadelesini, devlet ve milleti yönetme politikasını çeşitli çıkar düşüncesiyle, günlük siyaset oyunlarına dayanan sark kafası zihnıyet ve sisteminden kurtaracak, si yasi mücadeleyi çıkmaza sokmıyarak oy avcıhğı peşinde tâviz ver meden ve prensipleri asla feda et meden. iktidarları temiz ahnla ve vicdan huzuru ile birbirlerine dev redebilecek yeni. genç kuşakların ve kadrolarm Türkiyenin siyasi kaderinde hâkim olacağı günler demokrasi tarihimizin yeni ve gü neşli bir çağının alkışlanacak en mutlu başlangıcı olacaktır. Avni YURTSEVER Ankara Cebeci Sonuç S şte sizlere diplomalı, kravatI lı Derviş Mehmetlerden bir ta " nesi. Anayasamızın şemsiyesi al tında, diplotnasmı sallayarak bizleri nurlu yeşilliklere çekip götürüyor. Hoşça kalabilirseniz, hoşça kalın. Mehmet GARİBAN BURSA bir şekilde geli<itiğini göreeektir.. Dün bir tiyatromuz vardı. ve bu tiyatro senenin bir ayında, y i ni Ramazanda her aksam perdesini açacak bir ortamdaydı.. Bugün elliye yakın tiyatro, her aksam perde=ini açıyor ve kapıyor Bir tiyatromın perdesinin açı'.abilmeîn içın neler yapılır?.. Ve bu perdeler, uzun seneler aynı ortam içinde açtlıp kapanırken, toplumun nelor kazandığını tekrafUunaya lü zum yok... tste sadece bu yönü ile Muhsin Ertuğrula, Türk tiy»trosu çok şey borçludur.. Onun çok yönlü çalışmalan içinde, neler yok ki.. Sanatçıya olumlu bir ortam ya ratan. sanatçıya toplum içinde mevki y a ratan ve onun gercek bir ögretmen olduğunu, calışmalarıyle açıklayan Muhsin Ertuğrul değil raidir? Ya toplumun fikir ala ••••«••••••••••••>•••••••••••••••••••••••••••••••••••••• nındaki gelismesine hizmet eden, Batı klâsiklerine ne demek lâzım?. yeni belgeler •Bütün bunları, altmıs seneye naaçıklanıyorsıl sığdırdı?» diye düşünecek olursa'.c. her halde parmağımız ağzımızda kalır.. Şeyh Saadi'nin bir sözü var : • « Her nefeste öraürden bir nefes eksiliyor» demiş Şirazlı S azan . • Gerçekte her nefeste ömürden bir nefe» eksiliyor, zaman . gelip geçiyor, saatin tiktakları dormnyor, kopanlan tak\im • yapraklarının hısırtısı dinmiyor. saçın teline yagan ak durmu • yor, bedenin yaslanmau mola vermiyor, vaktin giderek voğalı ; yor hızı... S Ve diyor ki Saadi : S « ömür, Temmuz süneşi altındaki kardırj» ; Sonunda eriyip toprağa karısacak insan... S Öyleyse ne yapmalı? Ş Ne yapmalı kısacık bir yasam boyo? S Günnnfi gün etmeli insan.. boşvermeli dünvaya.. lece kn ; lüplerinin los köselerine yayılmıs müsterilerin bir aSızdan söv ; ledikleri sarkılara kapıp koyvermeli kendini.. «Aglama. değmez Ş hayat gözyaslarına..» Hiçbir seyi dert edinme kendine.. çam . kasaveti kısala üstünden Bn vıl havalar da ne güıel gıdivor ! • Çık bir sabah evinden, lodoslava lodoslaya nı»n Bofaz'a.. Her • bir dSnemecte veni bir güzellik. ve herbir güzellijin ardından • yeni bir dönemeç... Taa Sanyer'e kadar» GİT bîr meyhaneye.. • ikitek rakı. biraz beyaz peynir. vecil salata... • Ne o be^enmedin mi? . J öyleyse daha bızlı yasantılar zincirine ozlemin var senin .. • Hayat demek. renkli filimlerdeki heyecan dalgaları demek • senin için.. Mustang'ın kilomelre saatinde yollan yutmak. Dol • ce Vita dslcalarında bofculmak. esrar partilerine karısmak. se • kiz kere evlenip dokuz kere hosanmak. ricekten ck'fie konmak, J rlbisenin birini atıp birini giymek, lük<iün ve sefahatin araba \ sında «azı dibine kadar koklemek istivor canın senin.. polis ro \ manı oknyarak. plâk dinliyerek Bldürdüjün saatler dısında De S li Sultan Ibrahim'in 20'nci yüzyıldaki yasamına öıeniyorsun 2 belli ki... / ; Ama gene de canın «ıkılacak : • Sultan tbrahim'in de sıkılırdı canı .. j Hokkabazlar. perendebazlar. cambazlar, sihirbazUr, ateş • bazlar, kırallann ve padişahlarm mutsuzluiunu tarıh boyn da ; gıtamadı. Dünyanın bu yollarda icat edilmi* tOm nnmaraları. ; burjuva yaşantılannı hayat albümüne dizmeyi mntluluk diyr • belliven kisinin cansıkıntmnı yokedemez. En marifrtlı strip • tiıciler. en soıı model arabalar. en güzel plâklar. en süzel met ; resler, en fanfinfon jieololar tüketemeı cansıkıntısını... Ve ; bu nedenledir ki, renkli dergilerin basit bavaiılıgında trafigi çi S zilmis bir yaşam haritasını gençlerimizin eline tutastnrup : 2 Haydi bakalıtn mutlnluğa dogrn kos... dedikçe. mntsnz 2 ln|a mahkfim ediyomı onlan Ve sonra da hayatın yamına â varmadan mutsuzlnfun aeısını iliklerinde dnvuvor kişi Daya S dı mı merdiveni orta yasa, kadın erkek insanımızın içinde bir • bunıklnk haşlıyor : • Eyvah. bosana geçil Smfir... • Nasıl bosa geçmez ömür? J Ve nasıl mntln olvr insan? • Eçer kisi, çajımızın insanı etarak bilinçlenmisse. tarihin t« ; pofrafyasında yerini biliyorsa, kendi bencillijinin çevresinde • dönenmeyip tnm intanlarla beraber mntlnlnsnn savaşına kattl ; mıssa, mntlnluîa tiden yoldadır. Dünyanın ve yasamın anlamı • nı kafasında belirliyen ve evren yasalannın nasıl sürdüftünü • kavrayan bir kisinin mntsnzlnga düsmesi kotay değildir. Çatı S mızın büyük kaveasında kendi rapına uyjrnn gSrevi vaklene S biliyorsa insan. iste o zaman içtiti bir kadeb rakı bal gibi olnr; S sabahlırı sabah, aknmlan gündüz olnr o zaman . Giyditi el S biseyi taşır. vcditi lokma midesine otnrmaz, okudujo kitap ka S fasının kitaplıiında tam yerine otnmr, gerçekdısı nzlemlerin S «olmayana erti> Tontemlerinde bosuna vakit tüketme*. yalan • ların avuntusund» gelecetin kör karsnlı|ına dotrn kosmar. • cSrmedi^i hedeflrre knrsnn sıkıp gamıni dagıtmaya kalkısmaz. • Mutlnlok carip bir arkadastır. J Bazan lük« etlenee yerlerinde balamazsın onn da. Altıncı • Filo'yu protrvto ederken bnlnrsun.. sevtilinle dolasırken bakar ; <ın ki vanında detitdir mntldiak; ama devrimci eylemin sonnn • da polin nezarethanesine dflstün mü. gelir yanına.. aldım sat • tımla bir saatte vüzblni mrdnğun gece korkulu rüva cnrarsün J de, öfretmen sendikasın» elli kâgıt verdin mi vürrftin ısır J Hilton salonlanndaki lüks dötünde matlululhı hnldum sanırsın. J bir yıl sonra «kavıp aranıyor» diye gazetelere ilân vermrk ge { lir içinden . Mntlolak, bir devrimci vazının hesabını a|ır oeza * mahkemesinde vermektir bazan Bazan satılmıs iktidara rest S cekip, istif»yı politikacının burnnna davavarak, koltuktan çe S kilmektir. Mntlolnk yalanlt sürmer: do|rnyu «Syledîttn '«« S dedir. Ve odanda yalnı* basın s kaldıfında. virdsnmm aynasına ! bakttfın zaman namnunztojrnn simjeslni görmüvorsan : • Ne rantİByum diyebilirtin. • Sonuç Muhsin Ertuğrul O M Kubilâv ve Derviş Mehmet tiyatroyu, bir mabed haline ge tirmiş ve bu mâbedin kutsal mihrabı önünde diz ç"*enler, bir gün mutlu olacağına inanmıştı.. Bu inanışı altmıs yıl içinde top îurna mal eden Muhsin Ertuğrul, şayet Bafı 'ilkelerinde yassmış ol saydı. adma yapılan törenlere devletin de ne türlü katıldığı göri''"ırdü. Biz ne yaptık ona?.. Hiç.. Bir ta rafa ittik. Adından söz etmemeyi ve ettirmemeyi «mârifet» sandık. Necmettin AR 'ÜSKÜDARı haydar tunçkanat ıkılı anlaşmaların içyuzü Bütun Yurtseverlerin Başucu kitabı 36SSayfaJ5fira | süleynıan ekim \ sırrı sakak t ıı" " yayınları ynnişnhinankara S VEFAT Arkadaşım ve ortağım Burdur esrafmdan ve istanbul manifatura tüccarlarından ömer Kurtoğlu'nun vefakâr eşı ÇOK ACI BİR KAYIP Merhum Hacı Hasan Kurtoğlu ve Hatice Kurtoğlu'nun kerimeleri, merhum AIi Kurtoğlu ve Sıdıka Kurtoğlu'nun gelinleri, Burduı eşrafından, Istanbul Tüccarlarından Ömer Kurtoğlu'nun eşi, Orhan, Tuncer Kurtoğlu ve Ayla Kor'un sevgili anneleri, Güner, Hannele. Kurtoğlu ve Samim Kor'un kaymvalideleri Nimet Gümen, Zekiye Kabalak, Refia Artok, Hamise Türk ve Şadiye Bayer'in sevgili kardeşleri Ali, Emre. Ömer, Ayla, Pat Kurtoğlu, Beyza Kor'un Büyükanneleri, Hamza Oğlu ve Kor ailelerinin dünürleri çok iyi insan f;. TEŞEKKUR ! } ücalc 8 Mürüvvet Kurtoğlu li)70 tarıhınde vefat etmiş olup, cenazesı 9 ücak 1 T Cuma günü Cu9U ma narnBzını müteakip Teşnkiye camünclen kaıdırılarak Zincirlikuyu'da ebedi istırahatgâhına tevdi edilecektir. Merhumeye Tanndan raağfiret, kederli aüesine başsağlığı dilerim. RüŞTÜ SJAHİN 8.1.1970 Perşembe günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 9J.1970 Cuma günü (bugün > Teşvikiye Camiinde kıhnacak öğle namazmı mütaakıp Zincirlikuyu'daki aile mezarlığına defnedilecektir AtLESİ .Cumhuriyet 349 Mürüvvet Kurtoğlu grıp vesoğuk algınlıklanna karsı dünyaca tanınmıs 3 « preparatı B Refagan TABLET BAYERİ I::::: [tekrar bol mıktarda pıyasaya arzedilmıştır İmal yeri : .Birleşik Alman İlâç Fabrıkalan T.Ud. TookaDi / İstanbul (Cumhuriyet: 333> • • • • •» » • »» » • • • • »•• •»• • : Tarık L KırdaKart OOK1OB DfcKl re ZCUKKVı \\ HMtalıklan Mfitebmsm \ \ tsriklltl <^<ı Parmakkapı < > Literatur ve nümune için Ştı. *>&ayct« burnsu Saadet Hanı Fındıkh / İstanbul • •••• *•••• • •••• «•••• ••••••••»••»»»»•••••• Reklâmcüık: 43/355