07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T5AHTFE t r f 8 Evlül 1969 CTMHURÎYET KOYLU ÜYAHMAZ Ml? Fakir BAYKURT a« köklü defişiklifclerin •apılması, «hayatt derecede» bir ihtiyaç olarak belirmiştir. Her pun gelisen bilimin ortava koydnfa aydınlıkla, «mevcnt nizara» ın değiştirilemiyeceği yoInndaki kanon raaddeleri, zamanın jerisine düsmüstür. Son birkaç yıl lçinde yapılan tartısmalar, kornnması öngörülen «nizam» ın aslında halk çoğunlutnnu surtindüren boıuk bir düzen, daha doîrnsn bir dtizensizlik oldufcu da anlasılmıstır. Üstelik bn bilim gerçefinin anlasılması zor da olmamıstır. Düzen değişikliği ayın Nadır Nadı, başyazısında «d\ızen değişüüiğı» konusunu ele alarak pohtlkacılara sesleniyor. Ancak, bizce sayın başyazar kavraırüan kanştınp, büyük yanılgüara dusüyor. Sayın başyazar, seklz partinin de duzenden şikfiyetçı olduklarmı ve bu düzeni değiştırmeyl vaadederek oy toplamaya çalıştıklannı söylüyor. Ancak, türn olarak duzenden şlkâyetçi olup da, onu değiştlrnıek iddiasında olan partiler T.t P. ve CHP.'dır. Sayın Nadir Nadi'ye göre: «. çoğiiınluk partlsi bile çeşitli (refonn) sloganlannı 6ne sürerek bir bakuna düzen değişikliği edeblyatını benimse miş görunüyor» «Reform sloganlannı öne sürmenin» düzen değışlkligi ile hiçbir llişkisl yoktur. Zaten, bizce sayın Nadir Nadi'nin yanılgılannın başlıca kaynağı da sakat «dtızen» anlayışındadır. Sayın başyazar, «Demokrasi dedığimiz bu reıime geçmeden once ülkemizın kendine özgü "bır düzeni yok muydu?» diye sordulctan sonra, cevabıru da veriyor: «Elbette vardı. Anadolu ihtilâli ile yıktığımız, daha doğrusu yıktığımızı sandıgımız çürümüş Osmanlı dıizeni yerine, Atatürk'Un önderliginde yepyeni bir toplum yapısının temelllerini atraıştık.» Bundan sonra sayın başyazar, «yepyeni bir toplum vapısının tetnellerirıi atmakla neyi kasdettigini de açıklıyor: «Şeriat düzenini çökertmis, din islerini dünya islerinden ayırmıstık. Kadını, satılık maJ olmaktan kurtarmış, onu huknkça erkekle esit kılmıştık. E|itim birliğini kurnıuş, mezhep ve tarikat zedelemesini önlemiştik. Dısan • ya karşı tam bafımsız bir Türkiye varatmıstık. tçeride çaf • das uygarlığa .,etismenin bütün ön şartlarını hazırlamıştık....» "Doğu Anadolu'nun düzeni,, Eskiden üniversite öğretim üyesl deyince akhmıza bnrnundan kıl aldırmıyan oturaklı bir adam gelirdi. Bu adamın hemen iki adım gerisinde iki asistanı bulunur, biri çantasını, 5teki semsiyesini tasırdı. Sayın hoca, çoğu zaman Fransa'da veya tsviçre'de ögrenim şörmüs bnlunur. kitaplığma ögreneilik zamanından yerlestirdiği cilt cilt eserlerden pariak aktarmalat vapardı. ögrencilerin bitmez tükenmez alkışlan arasında derse baslar : Aristo'ya göre.. diye konuva girip bir hamlede ortaçagı geçtikten sonra Durkheim'da isi bitirirdi. Bu nakilcilik, pariak bir nutkun dalgaları gibi kafalara çarpar: hoca. hitabetin pariak simseklerini çaktırırdı dershanede... Tartısma götürmez bir otoriteyle perçinlenmis ve yaman bir diktayla kireçlesmis kürsülerde, profesörler birbirlerini kollnyarak, al gülüm ver giilüra idare eder giderler, Batılı bilim adamlannın çoktan bayatlamıs teorilerini çoğu zaman hazır elbise gibi çiyinerek yüfcsek öiretim adına kurulan tiyatro sahnesine bilim adamı poıunda çıkarlardı. Slmdi bn Ublo çatlamakta, yenl blr bllim adamı tipl jretl»mektedir Türkiye'de... Bilim adamlıgının aktarmacılıkan 6te bir araştınna ve » h met isi olduğu, her günün on iki saatinde bn yola kosurap terlemiyen kisinin, deçil bilim adaralığı, adamlığın yanından geçemivecefi anlasılmaktadır. Artık birtakım genç adamlar, uygarlığın ortak malı olan bilim yöntemlerini benimsnerek gözlerini Anadolu insanına ve Anadolnya çevirmislerdir. Bnnlar, bildigimiz alıstıŞınm soydan «hoca. degil. el defmemis Türkiye'nin gerçeklerini keşfetmeye çalışan birer mütevazı insandırlar. îçinde yasadıgı toplnmdan habersi» kişilerin otorite sayıldıgı ülkemizde, gerçek pesinde zahmete kosulan ne kadar bilim adamı varsa saygıyla karsılamak gerekir. Bunlardan biri de Ismail Besikçi'dir. 1939 yüında dofmus bn tenç sosvoloeun veni kitabı birkaç gündÜT elimde... Bu kitabın adı : «Doğu Anadolu'run Düzeni» dir. Doğu Anadoln son vıllarda bir aktüel konu olarak Batı Anadolu'vu mesgul edivor. Bozuk düzenin vogunlastıgı. elle tutulur nitelife eristiği bölgelerden biri ve belki birincisi Dogu Anadolu'dur. Ülkemizin dofusunda hangi düzen yürürlüktedirt Bütün avnntılani la bili^or mnyuz? îsmail Besikçi, Doğu Anadoludaki düzeni, bütün ön yargılardan sıyrılmaya çalısarak, ve tüm politik kavgılardari nzaklasmaya gavret ederek incelemis. Zahmetinin sonncu üç yüz büvük savfalık bir kitaptır. Bu eserde rakam rakam, belge belge ispatlandıfı çibi, Atatürk cumhuriyetinin Dogu Anadolusunda bugün hâlâ feodal ilişkiler egemendir. özendigimiz Avrupa'da Teni Çag ile hirlikte silinmis düzenlere benzer bir düzen, kendine 6zgü renkleriyle karsımıza çıkıyor Dogn AnadoInda . Tıl 1969 !.. Ve bizler bu ortaçağ manzarası fistüne bir kiirsü koyarak demokrasi nntukları atıvoruz çevrek yüzyıldan beri... Doğn'dan parlâmentova giren sevh, derebevi, aşiret beyleriyle bnrjnva demokrasisine özeniyoruz. KSlelik toplumundan bir adım iltri teodal düzen ki bir soy toprak kölelijine dayanır Türkive Cumhuriyeti sınırlarının içinde hâlâ yürüyen düzendir . Ve ne yazık : Bu duzen yıkılsın.. diyenlerin başına belâ açacak blr gerici siyasi iktidar basımızdadır. Ismail Besikçi'nin kitabı üniversite lçinde ve dısında tüm aydınların okuması gereken bir kitaptır. Tazara göre, Doğn Anadoln'nun üretim iliskileri feodaldir; bu feodal düzenin siyasl yüzü bazı yerlerde aşiret be\li£ine dönüsür; feodal düzenin zorbalıça dayanarak yürüdugü yerlerde derebeylik söz konnsndnr; \e bn düzenin dinsel yüzünü de seyhlik kurumu tamamlar. Etnik mesele asla ihmal edilemez. Sınıfsal açıdan deferlendirilecek bir etnik sorun bize çok şevler ögretecektir. Do|u ve Batı arasındaki iktisadi uçurum ise korkunçtur. Oknma yazma bilme oranı Türkive'de vüzde 49, Doğuda vüzde 28 . Traktör sayısı Türkiye'de 50Mİ. Dogu'da 1.680 tş Kanununa baglı isveri savısı Türkive'de 43.263. Dogu'da 2.421 . Biçerdöver savısı Türkive'de 5.992. Dogu'da 270 . Kara taşıt vasıtası Türkiye'de 80.695. Dogu'da 5.253 . Doğu Anadolu düzenini her vatandas öğrenmelidir... Ancak bu düzeni öğrendikten sonradır ki : Düzeni değıştırmek gerek. Turkne'rip kaikınma ve ça£daslaşma bır düzen degifikliği demetrtir.. b*k verileceköf. ^ ^ . ^ S on yillarda haystımısın ekonoratk, politik, «ofyal, kültürel bütttn ütskilerin Zor olart, bn değisikliiin nagıl hıtlandınlacağı ve gerçekleştirüeceğidir. Tarih kosulJarının son dereee elverişli oldnğn dönemlerde bile, çok uzun gecikmelerin meydana geldiglni biliyoruz. Değisme, bir tarih knralıdır sma asla kendili|inden değjldir. Tarihgel ko«nlların elverişli hale geldi£i zaman bile ortaya baska koşnl çıkmaktadır. O da «insan» koşnlu, insan etkenidir. Degisikligi yapacak, bavatımızın bozuk ilisklierini yeniden knracak olan, eninde sonnnda insan'dır. Toplumıın büyiik bölümü Mn etkeni de »ınıflar halinde bulnnmaktadır. Düzen degisikliginin bugün bizde köylü sınıfına baflı oldufunu anlamak ve anlatmak zor ©ImaMadır. L'Iosal emefin en az yansını söntüren yabancı nnsarlann nzafclastınlması, bütün antidemokratik etkenlerin, yani agalığın. şeyhlitln kaldınlması, bunlardan da öte, hirim basına üretimin artırılması, halkın beslenme, barınma. giyinme, egitim, sa|1ık, ulagım \e her türlü tüketim sorunlarının bolluk ve yeterlik içinde çözümlenmesi, ciddî anlamda bir devrimden daha asafı bir sözle anlatılamıvor. Seçlmli bir politik düzende bn devrim kimin oyuvla, kimin ağırlıgıyla, kirnin tarafından yapılabilir? îşçi sınıfının, gençlifin, sivil asker aydının belirli gücünü yok saymadan gözlerimiz hemen Türk toplumnnnn '»72'sini meydana fetiren köylü üzerine çevrilmektedir. Daha eskiyi bırakalım, 1945' ten bu yana bütün seçimlerln sonucnnu köy,]filerin belirlediğini görüyoruz. Bngüne kadar bSyle olmustur. kırsal tarım bölgelerindeki nüfusumnz, çogunlukla endflstri ve hizmetler bölümüne geçineeye kadar da politikamızda ajhriık köylünün olacaktır. Bugünkfi bozuk ve ezici kapitalist iliskiler içinde bn Keçisin kendiliginden olusmasım beklemeye kimsenin dayancası yoktnr. Önümüzdeki sorun'nn çözümlenmesi bir tek kosula, köylünün nvandırılması kosuluna ba&lıdır. Köylü•üz kurtulus. köylüsüz devrtm, kövlüsüz kalkınma, Türkiye'de sadece zor degil. olanaksızdır. ydınlanmızın A rüşleri olumsuz.köylü sımfıyla iljili ;5dağınık, hattS ilkeldir. kapitalizm önceıi her K apitalist veetkeni fibi, Türkiye'dekifilkedekl insan in «inaktsdır. thtiyaç duyulan ve önerilen köklü düzen değişikligi din, aile ve kadın ile doğmdan do|mya ilçili ve halkın oyuna zıt ve baskıcı olmadığı balde, öyle imis gibi yürütölen efemen stnıflar pTopajandasının da etki derecesinde belirli düsmeler förülmektedir. Bütün bnnların sonnco olarak köylünün de kafasında olnmln değisikllkler meydana felmekte, bn defisiklikler mevent yöneticilerle, klâıik politikacıları bocalatmaktadır. Çayet köylüyü nyandırms yönündeki çabalar daha yotnn ve nyrnn hale getirilebilirse, köylüdeki dfŞisiklik ve nvanma hızının artacağı yolnndaki gönisler biraz daha haklüık kazanacaktır. ar arazide karasapan ve kağmyla yapıIan üretimle, genis arazide makineyle yapılan üretim arasındaki farkı çörmemesi ve daha iyi bir üretim biçimine doğra derin bir istek dnymaraası için köylünün başının içinde beyninin bnlnnmaması ve bakan çözlerinin :::: hiçbir seyi görmemesi çerekir. Tüzyıldan faz •••• la bir süredir çojnnlukla Dyustnncu bir e4itim yapması istenilen okulların hepsinin bövle olmadıfını. ba oknllarda görev yapan herkes sribi öfretmenlerin de de^iserek halkın yanıbasında ver aldıjını da akılda tntmak jerekir. Köylüye sadece bir alfabe ögrettigimiz zaman bile bunun büvük vararlan olmaktadır. 16 Mart 1969 eünu Atalan köyünde A. thsan DikilitaVın öirendiei alfabe ile, otnrdn|n evin yoldan vandaki dnvarına, «Bn kövde toprak mücadelesi var !> diye yazdtejnı (öziimle (fördüm. Üstelik butrünün bilgisi. dünün saraya kapalı bilfisi defildir. G«çmisteki devrimci değismelere ısık tntan bil^inlerin çotn, yıllar süren cabalarla yazdıkları bir tek kitabı götürüp ancak kırala, padişaha sunabilirlerdi. Çünkü çeçimlerine vanyacak parayı bnnlardan baska kim^e veremezdi. Basımevi knrnldnktan sonra da o kitaplar çok çok bes vüz kadar basardı. Bnçünkü kitaplann baskı savısı bizde on binlere. baska filkelerde yüzbinlere. milvonlara tırmanmıştır. Gene, tirajları artan çazeteler köylere kadar nlaşmaya başlaraıştır. Radyonnn yaptıgı etkivi kırmak, yerli yaym postalan nynstnrncn bir tatnma soknlsa bile vabancı yayın postalannın dinlenilmesini enfcllemek kimsenin gücü lçinde dejrildır. S tirme» olarak anlıyor. RalbuM bılımsel anlamda «düzen» le bir memleketin sosyo • ekonomik yapısı anlaşılır. Kurtulus Savası sonrasının Türklyesl az gelişmiş bır tanm ülkesiydi. Bunun bilimsel ifadesi, o zamanki TUrkiye'nin feodal ve yanfeodal tmsurlann hâkim oldugu preka pıtalıst bir yapıya sahlp olduğudur. Bu durumda olan bır ülkede, «düzen değişikliği» ancak «kapitalist toplum» a geçılmekle sağlanabilirdi. Bunun saglanması için ise, feodalizmin tasfıyesi gereklıydi. Mustafa Kemal ve arkadaşlan bir ölçüde ve yüzeyde bunları gerçekleştirdiler. Hayalcılıği bırakıp, ger çekleri doğru değerlendırme zorundayız. sonra devlet yönetimlnin tutucu çevrelertn eline geçişl bu yüzdendır. BATILI ANLAMDA DEMOKRASİ ayın başyazann: «Oy avcılığına çıkan partiler Ata türk devrimlerinden tâviz üstüne tâviı verdikçe aslında demokratik sistemin canına okuduklarım ve her seyden önce kendi varlık sebeplerini kendi elleriyle yok ettiklerini fark edemivorlardı» yargısı da bizce yanhştır. Bir kere şunu kabul etmek geretar kı, TürVcıye'de hiçbir zaman Batılı anlamda bir demokratik düzen olmamıştır. Esasen olması da imkân • sızdı. Aynca, yazann «Atatürk devrimleri» dedigi reform teşebbüslerı de eoktan tarihe mal olmuşlardır. Bunlara kutsal metinler gıbi bağlanmak hem favdasızdır. hem de bir anlamda gerici bir tutumdur. Nihavet. sayın yazar yazısının sonunda polıtıkacılara sesleni yor: «Siz hanei duzenden söz ediyorsunuz. Atatürk'ün ynrdumuzda kurduğn düzeni şimdi tanıvabiliyor musunuz? Onu bu hale getirenler, yani düzen değişikliğini ters yönden gerçekleştirenler süder değil mismiz?» îçinde bulunduŞumuz açmazda politıkacıların vebali büvük; ama bu pohtikacılann ters yonden düzen degışlkliğini gerçekleştirdiklerl lddiası da haksızdır bizce. S İyim8erlik ihtiyacı kSvlünün de|il, B nrün nzayan ihtiyaeıaydının lylmserllfe ve rnnoda vardır. Aydının, belki çok basansızhklar yüzünden lçine düştiitii karamsarlık ve nmaUvzlnk, onun köylüler yaranna yüklenmesi gerekli irörevleri daha etkin bir biçimde yapmasına engel olmaktadır. Aydınlar, balandnklan merkezlerden cıkıp birkaç köy dolasarak ve kövlülerle iliskiler knrarak mnhtaç oldnklan lyimserliği ve nmndn elde edebilirler. Bn iyimserlik ve nmnt. hayatımızın ekonomik temellerinl dpğiütinneyi de kapsayan devrlm düsüncesi çevresinde daha çok insanı birlestirir ve devrimci çabalanmızın verlmini artırır. Taz tatlllnde ben, kendi kSvfimde ve çev ,. remizde; öfcrencilere, Sfretmenlere yakısıksıt aözlerle saldıran bir milletvekilinin bfiyük tepkivle Uarsılandıîını ve köyden kofnldnjtann saptadım. Benden iki ya; büyük ve sadece ilkoknl 3'e kadar oknyabilmis bir korasumnn, niçin kövlülere de sendika knrma olanafının h i l i verilmedi^ini açıklayışını dinledim. Baska bir kövün kahvesinde, gebirden celmis bir aday, konnsmasını vaparken din' den aöz etroeye baslavınca köylüler kcndisine, «Eğer dinden konusacaksan camıve git. isteyen gelip seni orada dinlesin !» dediler. Malatva kövlerinden beş kisinin bildiri vayınlıvarak fiklr snçn islediklerini ve bn yüzden tutnklandıklarını, bnnlar «;ibi fikir snçn (!) islemeye başlayan kövlülerin çogaldığını da biliyornz. Bufün Adıyaman'ın Sambayat köyünden oknmamıs Cnmali Çiçek, yazdıjh şilrlerle, Yağ yapar, bal yapar kendi yiyemez •••• Haksızhğı billr amına diyemez Eskiye şükreder, acar (*) giyemez Bu milletin efendısı bu mudur? :::: siirini yazan Karaözülü oknmos Arif Arslan' •••• ın yanınd» yer almaktadır. «Kuçuk mülkıyel, kuçuk ve dağımk yerleşrne, yeni kültür ilişkilerinden yokuunluk. kövluyıi dar goruşlu ve 7or değişir yapmıstır. Buyüzden 'köyludeıı hayır gelmez» dîyenler vardır. Bunlar kövlülerin, daha yetkin kisilerin Tönetiminde bazı üretim basanları gösterebilecegini öne sürerler. «Köylü, kendismden daha ust bir sınıftan olan yüzbaşının emrinde ivi bir er olabilir, lyi bir usak. ırgat olabilır, fakat baş olamaz, başa geçemez» derJer. Hattfi bu teze dayanarak romanlar yazarlar. Tanlıs bir tarih görüsüyle, köylünün Kurtulas Savasımızdaki rolünü de yanhs yornmlayarak. 27 Mayıs'ta kövlünün etkin olmadıtını. kimi yerlerde Anavasa'va hayır bile dedigini hatırlatanlar çıkıyor. Do^ada ve toplumda her sey sürekli ve zorunln bir defisirlik Içinde iken. kövlünün defısmez bir sımt olduğuna «avunmjk tcarip bir vanlıslıktır. Sayın başyazann: «tçeride çafdaş uygarlıga yetişmenin bütün ön sartlarım hazırlamıştıls..» yargısı da yanhştır. Bir kere Cumhuriyet TUrkiyesinin «çağ daş uygarhk» tan anladığı, Batı emperyalizmiydi. Daha savaş sırasında Ingiliz, Pransız ve A menkan emperyalizminın tem sılcileriyle temaslar başlamıstı. 1923 tzmir tktisat Kongresmde ise Batı tıpi bir kapitalist kalkınma modeli benımsendl. Kısa sürede beklenen sonuç alınamayınca da devlet elivle ozel müteşebbis yaratma çabasmdan başka bir sey olmıyan devlet kapitalizmi yolu seçildi. Batının zaman sUresi içinde, kendi sosyoekonomik yapısı ve tarihl gelişimi sonucu, ekonomik bir kategori olarak kapitalist yoldan kalkınmış olduğu gerçeğı gözden uzak tutularak, bizıra SONUÇ de aynı yoldan kendi kalkınrnamızı gerçekleştirebilecegimiz sauçün,' Türkive'de ekono • nıldı. Ancak, 27 Mayıs'tan sonra mik ve sosyal sorunlar bır takım tabular yıkılınca. halka mal olmaktadır. GeTürkiye gıbi emperyalizmin yorüngesindeki az gelişmiş bir ül nelhkle, halk bunların bilincine varmakta, kişilerin peşine takılkenın bu yoldan kalkmmasınm maktan vazgeçmektedİT. Bütün mümkün olmadığı açıkça ortaters ve kotü durumlara rağ ya konulabildı. ANLAŞILDIĞINA men halk devlet yönetimini etBu yüzden, sayın başyazann kilemektedır. Grevler, toprak 1leri sürdügünün tersine bız, hıç ışgalleri, öğrenci hareketleri küGÖRE bir zaman «yepyeni bir toplum çunısenecek gibı değıldir. Şeri yapısımn temellerini» atmadık; atı getirmek isteyenler, nurcuütün bunlardan açıkça an «çağdaş uygarhgı» yanlış anlalar ve faşizm özentUeri çag dılaşüdığına göre, sayın başdıgımız için, bu uygarlıga yetışşıdır ve yenılmeye mahkumduryazar padişahlıgı kaldınp. menin «bütün ön şartlannı» da lar: zehirlenni ancak bir süre cumhuriyet ilan etmegi, JF» da hazırhyamadık. 27 Mayıs'ın da daha akıtabilirler. tek partiU politik havattan çok btttün yararlanna ratmen bır Av. YILMAZ HALKACI partiliye geçmeyi «dUzenl değısdevrim olmayısı T«, kısa sure *• tstanbul B B Muoyenehone 8EVİM OKYAT ile ENİS TANDR Nı^anlandllar. BAKIRKÖY Nakli Doktor • Operat Emir Necib Atakam Harbiye • Cumnunyet cad 309 • Kat 1 (ürduevi karsısı) Hastalarraı kabule bâşlamıştır. Tel.: 46 84 37 (Cumhunyet: Köylü de değişir kere araçlardaki ve teknolojideki selisme iiretkenli|i artırmakta, yeni mallann ve düsüncelerin ulasımına etki yapmakta, bn da insanm defismesine yol açmaktadır. E^itim olanaklan, ne kadar boznk. ne kadar yabancı etkiler altında, esitlikten nzak ve yetersiz olursa olsnn. kövlülere dofnı yayılmakta ve genişlemektedir. özellikle nlasım ve haberlesme araçlarının relismfsi, yayınlann gittikçe kitlevî bir nitelik kazanması, hattft bfitün nyutucu istek \f çabalara karsın, herkes jibi akıl, fikir ve yaratıcı zekâ sahibi olan köylülrrimiz üzerinde etkili olmaktadır. 1946 *eçimierinden bu vana, kendi temel çıkarlarına ters düşen bütün uyeulamaların ve arka arkaya gelen demokratik (!) aldanmaların varattı^ı tepkiler dc kövlünün kafasında yenl düsüncelerin eelfsmesine yol açan birer cşlfa» objektif etkenlerden her B irtakım dc^istirilmesiköylünündolayı, Bir sey ve herkes sribi de degismesi, ya da kaçınılmazdır. (Cumhurivet: 10890> Sonuç irçok eksiklerl bnlnnan bngünkfi politik düzen içinde dahi köylüler bızlı nyanıslarını sfirdürecek ve dflnyanın başka yerlerindeki köylüler «ibi dojrulnp kalkarak hayatımızın ekonomik ve sosyal yapıSAnı de^istirmede en büvük etken olaeaklardır. Tam bafımsızlı|ımizın saflanmasında, taklidinden ve sahtesinden bambaska bir sey olan gerçek demokrasinin knrolmasında ve köklü. âdil bir kalkınmanın basanlmasında başlıca destek ve dayanak köylü olacaktır. Liseyi Birinci, İkinci, Üçüncü Olarak Bitirenlere Hacettepe Üniversitesi Kontenjan flyırmıştir Hacettepe Üniversitesi. geçen yıl olduğu gibl bu vıl da Devlet lıselennıa Fen ve Edebiyat kollarını 196869 öğretım yıü Hazıran dönemınde birinci ıkincı ve üçüncü olarak bitiren lere 220 kişılık bır lcontenıan ayırmıştır. Bu kontenjandan vararlanmak ıstıyen adaylann, Lise Miidürlüklennden alaraklan muracaat formunu doldurup en geç 13 Eylul 1969 Cumartesı günü saat 12.000 ye kadar Hacettepe Ürüversitesi Öğrenci tşlen Müdürlüfünde" bulunacak şekılde göndermeleri; ayrıca Lise Mudurluklennın de Fen ve Edebiyat kollannı derece ile bıtiren oğrencılerın adlannı resmen Üniversıteye bUdirmelerl gerekir. Daha fazla bılgı. Lise Müdüriüklerinden ahnabüir. (Basın: A146232185910875> B :::: •••• •*•• •••• ••>• •••• •••• •••> •*•• İşten Anlavanlar Romanya malı TAHTA İŞLEME MAKİNELERl'ni (*> Acar : Yeni İJgffgKffffŞ:! HATIRLATIYORUZ tercih etmektedirler • • • • • • • • • • • • MI5 tip Planya Makinesi MRG8 tip Rende Makinesi SC210 tip, çift silindirli Zımpara Makinesi FP.8 tip Şerit Testere Makinesi CTAM tip, mekanik avanslı Döner Bıçkı Makinesi CUM3 tip, üniversa] Döner Bıçkı Makinesi MAA13, MA \lt ve MAA24 tip tutkal Sürme Makineleri PH.6 tip, 6 kademeli ffidrolik Pres MNF10 tip Freze Makinesi MGL tip, Zıvana Açma Makinesi APF tip, otomatik. Testere Bileme Makinesi FRB tip. yuvarlak çubuk Freze Makinesi ihracatçısı : MiLLî PiYANGO yann çeküiyor ve yine servet dağıtıyor Sevgili okuyucular Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlügü 17. Bölge Müdürlüğünden: Oriaköv İSTANBUL 1 tstanbul çevre yolunun Esentepe Ortaköy (taknben Km. 16+3(1019400) arasında yapılacak otoyol. yanyollar, eşanjör bağlantı yolları alt yapı işleri 2490 sayılı kanun uyannca kapalı zarf usuluyle eksiltmeye konulmuştur. 2 İşin keşif bedeli 27 000 000. TL olup, geçici teminatı 823.750. T L. dır. 3 Eksütme 26 Eylül 1969 Cuma günü saat 15 00 de İstanbul Ortaköy Emın Vafı Korusu içindeki Bölge MüdürlOğö binasında toplanacak Komişyon tarafından yapılacaktır. 4 Bu işe ait ihale dosyası 250. TL mukabilinde Bölgemizın Malzeme Amırlığinden alınabüir. 5 Eksiltmeye gırebilmek için, eksütme şartnamesinin 3. maddesindeki işlemlerın yapılması ve istenilen belgelerin eksıksız olarak dilekcesıne ekleyıp 20 Eylül 1969 Cumartesı günu saat 13 00 e kadar Bölge Müdürlüğüne muracaat ederek yeterlik belgesi istenmesı lâzımdır (Müracaatta bölge evrak kaydı tarıbı esastır.) Telgrafla yapılan müracaatlar geçersızdır. 6 fsteklıler ihale günö ihale saatınden bir saat evveline kadar 1969 vizelı Ticaret Odası vesikası, yeterlik belgesi. temınat mcktubu veva almdısı ile ıhale dosyasım ıhtıva eden zarfla birlikte 2490 sayılı kanun hükümlenne gore hazırhyacaklan kapalı zarflarmı 3. maüdede yazılı adresdekı Komisyon Başkanlığına malîbuz mukabıli vermeleri üân olunur. 7 Postadaki gecikmeler nazan itibare aün ŞANSINIZ BOL OLSUN (Basun: 21545 10874) GİRESDN VftLÎLİGİNDEN 75 000 lıra keşif bedelli Giresun Ui Meteoroloji Müdürlügü Rasat ve fenoloji parklan ıhata duvan mşaatı 2490 sayılı kanuna göre kapalı zarf usulü ile eksütmeye konulmuştur. Eksütme 22/9/1969 günu saat 15 de Meteoroloji Müdurlüğünde toplanacak komisyonca yapılacaktır. Bu 15e ait keşıf, şartname, sözleşme ile diğer evraklar ilgili mödürlukte görülebilir. Eksiltmeye iştirak için plân. teçhizat. teknik personel beyannameleri üe, keşıf bedeli mıktarı kadar 1 bitirme bel5 gesi eklenmek suretiyle, en geç ihale tarihinden 2 gün evvel dilekçe ile muracaat edilerek yeterlik belgesı alınması ve bu belge ile (besbin) liralık geçicı temınat mektup veya makbuzu, 1969 yılı Ticaret Odası belgesi ve teklif mektubunu ihtiva etmek Ozere hazırlanacak zarfların ihale günO saat 14 00 e kadar Komisyon Baçkanlıgına verümesi gerekmektedir. Keyfiyet üftn olunur. (Basm: 21025 10884) VEFAT E=:ki Kastaraonu Muhafızlarından Rızapaja'nın torunu; MiUi Saraylar Mes'ul Muhasıbi Reg»t beyin ve Iffet hanımın çocuHarı; merhunı Saime Kansu'nun eşı; Edıbe Arca ve Vedat Kansu'nun ağabeyi: emekli general Dr. Hamlt Arca'nın kayınbıraderî: merhum Cihat Utku'nun eniştesi; T C. Ziraat Bankası mensuplarmdan Ugur ve Büge Kansu'nun çok sevgili babalan: Zejtıep Aksel'ln amcası ve Cenap Arca'nıtı davısr D D Yolları Mülettlslerinden emekli MASINEXPORT Buca'est Roumaiıe Telegranmes . MAŞEXPORT Bucarest Çabuk b 'c' eriinTiek için muracaat : 7, rje Wat«ı Mıllo Telex 2 6 SEDAT KANSU 7 Eylul 1969 pazar sabahı vefat etmıştır Cena?esi 8 Eylul 1989 pazartesl gunü (bugünl öğle namazım müteaktp Üskudar Dogancılar CarBİİnden kaldırılactktır. Mevlâ rthmet «ylly». ROMANYA TİCARET ATAŞEL'ĞI ANKARA, Rıza Şah Pehlevı Sokak No. 33 Telefon : 12 45 60 İSTANBUL Sırasel>/:!e' Cadd#s' 143147 Ittıhadı Mıl i Han Kaî 4 Ttl»fon . 44 82 61 A t L I l t maz. i 4Û935 » 10874) (Basın: 21284 10880ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle