Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ13 Evliil I!î3fl BARNARD Bunca yıldan sonra büttln bu ©layların hâtırası bende hali taptazedir ve sanki daha dttn vukubulmuş gibı en küçük teferruatına kadar gözlerimin önündedir. Benzer olayları sık sık tekrarlıyorşam bu maksatsız bır >sey değil tabiî. O çaglarda ka.pildığım ümitsizliğin derecesi 'hakkında kesin bır fikir vermek istiyorum. Derdimi anlata cak, için için duydugum sımrsız korkuları itiraf edecek can dan bır kimsem yoktu. Söz ko rıusu manzaraları seyretmeğe nıçin tahammül edfcmiyordum ac&ba'.. Tahmirüerin, tasav•vurlann ve hayâl kurma niteliginin bu çeşit şeylerle pek ilgisi olmasa gerekti. İşin içyüzü çok başkaydı muhakkak. Bu başkalığın ölümle alışvcriş derecesi n« olabilır?.. Evet, ölum denen şeyde beni rahatsız eden bazı noktalar vardı ama neydi acaba?.. DUşünmeli bu sonınun cevabını bulmftlıydım. Sea Polnt sihili boyunca yürüyerek ısrarla denedim ama olmadı. Okul çev resindekf parka girıp bir süre dolaştım, otlayan geyiKleri seylettim. Ylne olmadı. Tekrar patolojik snatomi anfisinde dönmekten başka çlre yoktu. Ders bitmiş, ögrenc ler çıkıp gıtmişti. Koltuklardan bi!•••••••••••••••• ••«•••••••«•••«•a ••••••••••••••••a ••••••••••••••••a llllllllll* • CHRISTIAN Y HAYATIM "Erken gelecek ölüme karşı durmalıydık,, rumdakl enerji gidiyor, baçka bir şekle intikâl ediyordu. 3ünyenin şekli ıse kendinde rnevcut maddenin şekıl degıştırmesıyle birhkte değişiyordu. Bu durumda maddenin son clegisimi, dolayısı ile sekli de değıştiriyor, böylece ölüm geliyordu. Bu normâl bir şeydi. Fakat hiç hesapta bulunmayan anı hastahklar sebebiyle meydana gelen şekil değiştirmeler tamamiyle ters orantılı sonuçlara yol açıyordu. Sapsan saçlan henüz yumuşacıkken ve dalga dalga iken bır genç kınn ölüp gltmesi ya da öldükten hemen biraz sonra bir adamın kesilip biçilmesi, paramparça edılmesi.. Korkunç şeylerdi bütün bunlar ve ihtimali hesapların dısında şekil degiştirmelere gotürüyordu insanı. ÖLÜME KARŞI DÜŞMAN MUAMELESİ Durum, bütün beşeri nıahluklar için bundan ıbarettı ışte. ÖlÜmti ve hayatı dünyayı kapsayan müşterek bir olay halinden çıkanp ferdileştirmek ve sınırlandırmak hevesi deli saçmasından başka bir şey saevvelâ ölüm denen şeyi nasıl rularıma kendimin cevap bulrine yığılırcasına oturdum. Biyılmazdı. Ölümün nereden ve yorumladıgımı kendi ker.dıma masıydı. TKZ bnce, genç bir kjıdın cese nasıl geldiğini bildiği halde bir anlatmam gerekiyordu. Duşündinin paramparça edildigı nıerdoktor da her zaman için ölucelerimin tam bu r.oktasında mer masa olduğu yerde duruyor İNSANLAR NİÇİN me mahkumdu. Benini endişebasımı kaldınp tavandaki Hazdu. Dayanılmaz bir KOku kap lenm, hırsım ve korkulanm öreti Isa'ya baktım, sonra tek lümün mevsimsiz bır darbeyle lamıştı her yttnı. Neyai bu koÖLÜYORDU ACABA?.. rar yumdum. ku böyle?.. Bilmiyordum anıa, insanlan yıkması, yok etmesiydayanılmaz olduğu besbellly «Pekâlâ...» diyordum kendi. Her insan. hayatının norBaşlangıç itibariyle benirn kedl. Koşar adımlarla dışan fırdi kendime. «Temelden baslayst mal bolümlerirJ yaşamalı, bünsip biçme konusundaki bütün f layarak Groote Schuur epesilım. Biz de dahil, dtuıya bir yesindeki enerjiyi ranat sartdenemelerim bir tek noktada ne dogru tırmanmağa başlalarla harcamalı sonra ölmeiiytüm olarak bir enerji kaynağıtoplanıyordu. Beaufort Wesfte dım. ki ameliyat, otopsi ve daha ön dır. Bunu ispat etmek de ga dı. Fakat damdan düşercesıne gelen ölüme karşı bız dmima yct koUy. Her rarlığın bünyeceki anatomi kurslan. BunHastanenin arkasında küçüduşman muamelesi yapmalı, sindekl atomlar hareket halinlar, degişik görüntülü yönlecük bir kilise vardı. Girip bır yıldırmalıydık. Tam vaktinde de. Bu, insanlar için olduğu karlne ragmen hep aynı kapıya köşeye oturdum. Görülecek, gelen normal ölümlere ise hoş dar herşey konusunda da geçer seyredilecek fazla bir >ey yok çıkan olaylardı. Her üçüıtde geldin demekten daha tabii bir li bir kaide. Şu halde ytrjüzün tu burada. Ahşap taranın or be'şer d&nemesinin uç bölümlü de mevcut en baslt bir madcle şey tasavrur edılemezdi. bir durumu meydana çıkıyordu. ta kısmı buzlu camdı. Tzerine nin bile kaybolup gitnıesine im Olmek üzere bir insan, yenl de Hazreti îsa'mn bir resmi çi «Muhterem peder. ruhumu kân yok. Bunu alimler vaktiyölmüs bir insan, bir sure önce zilmişti. Ona sorülnıası geresenin eUerine emanet edijoölmüş bir insan. Hepsi de ha le örnekleriyle ispat etmişler rum...ken bitmez tükenmez suâller zaten.» yattan ölüme intikâl zorunluguürperiyordu kafamın içinde. Tekrar be^ımı kaldınp yukana boyun eğmiş kimselerdi. Ka Fakat bana kadar imp bunlaölümün de bu konuyla bağrı baktım. Hazreti Isa, yerli famın içini kurcalayan sorun cevaplandıracağından emin lantılı tarafları olsa gerakti. yerinde duruyordu. Artık kılisenun cevabını verebilmek için degildim. En doğrusu kendi soİnsan bunyesinde gizlenmış du den çıkabilirdira. Burada başka Ianna muhtaç olmaksızın kendi imanımı bizzat takviye et• llllllllltlllllllllllllllılllll|lllllllllfllllllfllllllllllllll*t*tHlllllllMIIIII miş, mantık yolu ile düşmek ••••••••••••«•••••••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•• ••••*•••••••••••••»•••••••«•••••••••••••••••••*•••••«•••••••••••••••••••*•••••••••** üzere bulunduğum çıkmazdan ••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••«••••«••••••••••••••••••*••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••*•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• kurtulmuştum. Kalb cerrahlsi konusunda yeni bir çığır açan üniii operatör Prot. Christian Barnard, 1916 da bitirdijH Tıp Fakültesinde diploma tftrcninde görülüyor. (soldan blrind) «Hatıriıyor musun Chris?. Hani bir gün Piet Theron'u karga tulumba suya atmıştık. Elbiseleriyle...» «Hatırlamaz olur muyutn? Çıktıktan sonra bizi pataklamak için saatlerce pesimizden koşmuştu.» «Ya ihtiyar Jaap?. Ona da hatıriıyor musun?..» Öksürmege başlamıstı birden bire. Ağzını kâğıt bir mendılle örttü. Elleri ne kadar zsyıf ve renksizdi. Oksürdükçe yanaklan kıpkırmızı kesiliyordu. Sonra kâgît mendili telâşlı hareketlerle yastığın altına soktu. Bir yudum su istedj benden. Içmesine yardım ettim. Sonra komodinin Ustündeki kutudan bana çukulata ikram ettı. Öteden ben her şeyini berumle bölüşürdü zaten. Aksi gıbi dersim vardı. En kısa bir zamanda tekrar 7iyaretine gidecegimi vaadederek çıktım. Çıkmadan önce de göz göze gelmemek için ne lâzımsa yapacaktım. Michel bana çocukluk yıllanmızda çok şey vermiştl. N'e yapsam hakkını ödeyemezdim. Evimizin pencereai altında çaldığı düdük benim bakımımdan başka dünyalara açılan kapılar konusunda bir maymuncuktu sanki. Çocukluğumun en mutlu anlannı onlara ait evde geçirmiştim. Kalbi dahil nesl varsa benimle paylaşırdı Michel.. Oy' sa şimdı ben onu kahreden has talıgı paylaşmak lmkânlarından yoksundum. YapabüeceSim tek şey onu sık sık ziyaretten ıbaretti. yARIN: Bir gecenin yarısında MİCHEL ölüyor.. MODESTY BLAISE ESKİ YILGINLIKTAN ESER KALMIYOR Degişikliğe esas teşkil eden mekanik formülü bulduktan, kutsal lnançların devamlı şaşmazlığına da bır kere daha kanaat getirdikten sonra o güne kadarkilere kıyasla korkunçtan daha korkunç 17 otopsi ameliyesıni tam bir cesaretle başarabildim. Cerrahi denen şey de benim için ürkütücü bir ınesele olmaktan çıkmıştı artık. Hoş kaldığım ?amanlar belkı yeni bir ameliyatı izleyebilırtm ümıdiyle hastanenin cerrahi anfisi etrafında tur atmaya başlamıştım. Hastanede uzmanv doktorlann k koVıtrolu altında olmak üzere bize bazı hastalarm teşhıs ve tedavi gdrevi verilmistı. tlk hasfam yaşlı bır hanımdı Mafsal romatizması çekivordu Garıp tesaduf vıllarca sonra ben de aynı hastalıftı çekecektim. Beşınci oğretim yılının ber.de bıraktığı en unutulmaz hâtıralanndan biri de insan rtmrtlnün g07 açıp kapatıncava 1 a dar geçiD gidivermesivdi Dile kolaydı doğrusu. Insana bıtmez tükenme7 gibi gelen beş vıl nasıl da akıp gitmişti?. Zaman mefhumuna biz istedigimiz kadar arkamızı dönüp görmezlikten, dmmazhlOan gelelimdt.. Günler birbirinde eriyor, örnür ler tükenivordu. S ••••••••••••••• ıılııuııJ . BS#WWsY% ıımtııtnıtıiinmnnııtnnM»» ıtımtffiftfffnmnılııınHnıııııı ••••••••••••••••••«««••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••a •«••••«••••••••••••••••••••••••••••a « • • •ııı>ıaııııtıııll|iııııııııııtııııııtııtıllif«ıiM •••« IIINIHItlllMnhlllltltKlfll^ftMftlilltllMİU !*'(lv'İUfl"MH!ll"||*ı>ıiM*Mrıııııııı»ıiMiı niHimııiıinniıııııımiıııiııiMiHiııııiK BANA... DOHMS. «•••••••••lllll lllltlllııııııı (llllaılllllllıl «llllllllllıaıl ^ • • • • • • l l Tiffany Jones • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • •• » • • • • • • • • • I • • • • • • • • • • • •• • • • • • • • • • • « •• • • • • • • • • • • l l l t l l l l l l l t « I I M I I * l l l t l l f l l l l l l « t f l l HESAPTA r BULUNMAYAN TİFFANY JONES U6P.BİC SÜBE PİYANO DEJ3Sİ AJU. BİR FÂCİA DAHA O yılın başlangıç günlerinden birinde çocukluğumun en samimi, en yakın arkadaşı Michel Rossou bana telefon etti. Hastaymış, Rondeboschda bır klinıkte yatıyormuş. Hastalıgı mı? Tüberküloz maalesef... Onu ziyarete gittigımde cigerleri ile kaburga kemiklerinin arasına hava sıkma amelıyesi yeni bitmişti. Bu yüzden kısık sesle ancak fısiltı halinde konuşuyordu. Gözleri nasıl da derindi.. Bakışlan nasıl da mahzundu?. însan bu derinliklerde boğuluyor kanısına kapıiıyordu. Ve Selım'in cevabı: Evet, karar verdim. B»n devlet he«abı» na okuyorum. Bu bızden yanadır, ju ortadadır, bu bizden yana dejjildir dıye ayırım yapamam. Ben, sızıltıya meydan vermeden dıplomamı aımak zorundayım. Fasi'tlikle damgalı öğrencileıe lelâm çakman neye? Gammazlamasınlar diye... Malum ya, »enınle arkacîasız. Nılufer. yurekten kırılır, bir süre do'îtlukları arasına mesafe koyardı. Anlardı Selım onu yaralad'.fını, affettirinceye kadar kendini, yalvarırdı. Boylece e^ki'anılara dalıyor, geçmiş ıamanla ?imdiki zaman arasında gidip geîiyor. Kulaklanna arada bir cümle parçacıkları çalınıyor: Aramızdan biri dah»aeksildi,,4 ed İ. ŞMlj; mjn, Belçk. tr . ., . Cevabını beklerfi Nilüfer babasının: Selim aramızda değıldi ki, asla bizim yanımızda degildi. Bizden yana olmadı. Nılufer, yıne dalıyor: Bir gün ?u odada, şu pencerenin önünde koltuklarda karjılıklı otururlarken Selim de mişti ki: Ben kalbımle sizden yanayım ama, eylemden yana değilim. Sadece fıkir yönünden benim«edım sosyalıstliği. Ve bu fikri kendime saklıyoıum. Nilufer gülmüştü: Seninkisı ben dindarım ama, natnaz kılmam, oruç tutmam, dinin gereklerıni yerine getırmem demek gibi bir sey. Kızdıydı Selim: Eylem diyorsunuz da sizler ne yapıyor» sunuz? Hıç .. Bir bakıma hıç bır şey yapmıyoruz. Elı kalem tutanlanmız yazılarınria kendi ınandıkları likırlerı savunuyorlar. Resim yapanlarımrz resimJennde. Türkü düzenlerimiz türkülerind'e. Bu türlu hünerlerı olmayanlar da fıkirlerinı kendılerıne saklamıyorlar Uyarabildıklerinı uyarıyorlar guçlerince. Bılmeyenlere kendi haklarını savunmaları gerektiğinı öğretmeğe çabalıyorlar. Yanı, kısacası zeytin ağaçlan dikiyoruz, Selim'ciğim. Eylemın başında bu gelir. Benim anladığım türden eylem... Fırlamış yerinden Selim, Nılüfer'e sarıN mıştı. Gozlerinı, yanaklarını, dudaklannm kıyısını öpmü«tü: Işte bu, bu, bu .. Kılufer. o sahneyi karşi'inda görerek haykırtacak aSnsını dislerini sıkıp geçıştırdi. c Beîkı de doğum ağnsı bu turlüdür,» âiye düşundü. Artık doğumdu, doğurmaktı, analardan doğacak ve Nilüfer'in özlemini duyduğu dunyayı kuracak bebeklerdi, hep^i vız .. Kilüfer'i hayata bağlayan ne varsa Selim'le birhkte Oldu. AYHÂN BAŞOĞLU TÜMA CASÜSÜ Ve Selim, gerçekten öldü. Hanı beraber yasa» yıp beraber öleceklerdi? Hanı Nılufer? Bilirim dost ihaneti yıkar ınsanı, dıyor babası... Cezaevlerındekı denemelerımden bılırim. Ve eylem içindekı nıce çatı?malarımdan bılırim. « Bizim dostluğumuz prangalanmış gıbıy di: diye düşünüyor Nılufer. Bız kendi ırademizle birbırımizden ayrılamayız sanıdırm .\a« sıl başardı prangamızı kopartmağı? Daha dogrusu kim, kımler ayırdı öizı prangamızdan.'» Dalıyor yıne anılarına... Yarı uykuda gıbi. Annesıyle babasının konuîmalannı çok uzaklardan duyuvor: Sadece eğıtımle insan İnsan olsaydı, ejitilmiş sosyalıstler fire vermezriı, diyor annesı... Oysa verıyorlar, dıyor. Canla başla eyleme karışmış olanlar da fire verıyorlar, diyor. Ferit .Belek, elleri kırnv.z] çizgıli robdo»ambnnın ceplennde, Nilüfer'in başını döndıiren bir hızla odada gidıp gelıyor. Yüksefc sesle düşünür gıbı konuşmakta: • • ' 'Selfrn gibılen iyı tanırım. Amaca gıder» lerken çok zıkzak yaparlar. Şaşirtırlar ınsanı.» Ama mutlâka ulaştrlar amaclarına. Bızler?e, dogru bildiğimız yola koyuluruz. L"zun vola .. Turlü engeller çıkar karşımıza, duralarız Canım şöyle bir vıraj alıver de, yıne koyul yoİJ.. Biz engeli kaldırmağa çabalarız. Gücümüz yet medi mi, zamana bırakırız yine savaşaraktan engelin kalkmasını. Ergeç yolumuzun ortasında kalmıyacaktır o... Baska biçım alacaktır. Ya da yok olacaktır. Sabırla bekJerız. Nilüfer'in önünde durdu: Seüm sabırsız Baktı sen yolunun orts«mda engelsın Bıraktı senı olduğun >ercte, bır viraj aldı. taraam. Nilüfer« Dürüst saydıâı bır alısveriş olsaydı Seliminkı dururaunu bana da açıklardı Benı engel sa\mazdı.» diyecektı aemedı Bu konuvu artık ko'iusmayalım dedı Konusmayalım, kızım. Sana pıyanu ı;alayım mı? l?ler mısin? îsterlm. " Ne çalayımT Nilüfer, hıç düsünmed'en: Chopen'ın cenaze mnrşını, dedi. Ferıt Belek hıç yadırgamadı bu ısteji G«ç ti pıyanonun başına. Oturduğu koltuğun az ölesındekl parşomen aba.ıuru sondürdu Nılüfer. Başını koltuğun arkasına dayacı. Bu son dınlevısl babasının pıyanosunu Son görüşü pıyano çaiarken hareket halındekı başını, keskin profılını .. Son çoruşu anasının kı» zılîara sarı karı?mış, sonbahar vapraklan reu* gını Hİm.ş saçlarını pıvanunun ustundekı ıs:k» ta yaldızlanırken Son eoru"=ü kavıtsı? maskei »ltınrfa kendısine sık sık çevrilen kavgılı gozlerinı. Son gece^ı bu alle ocağında Son göru« şü bu, kitaplıkta gumuş çerçevesınde gulumsejen Selim'ın resmını... (Arkasi *ar) ETİBANK Köy Elektrifikasyonu Daire Başkanlığmdan: 10.000 Adet Sokak Aydınlaima Lâmbası İmâl Ettirilecektir Resim ve şartnamelerine göre 10.000 adet ağaç direk tıpi sokak aydmlatma lâmbası. kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle imâl ettirilecektir. Bu işle Ugili teklif isteme eyrakı. 1 ETİBANK KÖY ELEKTRİFİKASYONU DAİRE BAŞKANLIĞI Mıthatpaşa'Cad. Ko: 60/5 Yenişehir ANKARA 2 ETJBANK ALIM SATIM ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ Meşrutıyet Cad. Asmalımescit No: 241 Beyoğlu/İSTANBUL 3 ETİBANK KÖY ELEKTRİFİKASYONU IBÖLGE BAŞMÜHENDİSLİĞİ Haht Ziya Bulvan Ko. 1/B İZMİR adreslerınden 50, TL. karşılığında temin edilir. Yeterlik belgesi muracaatlan şartnamede istenüen belgelerle birlikte 25/9/1969 günü saat 16.30 a kadar Dairemizin Muhaberat Servisinc verilmiş olacaktır. Geciken teklifler dikkate almmaz. Dairemiz yeterlik verip vermemekte, ihaleyi yapıp yaomamakta veya işi dilediğine kısmen veya tamamen yaptırmakta serbesttir. ILAN Istanbul Teknik Cniversitesı Nükieer EneTji E^nstitüsüne 1969 1970 öğreninı yılında 25 öğrencı almacaktu Ünıversjte üstü nükieer müfiendısiık eğıtımı yaptıran bu enstıtüye gırebiimek ıçın Teknik ünjversıte Fakültelerınden Dirlnı Dltır miş olmak (Mimarhk Fakültesı hanç) veya ynn ıçınae ve dı şında eşdeger bır eğitım yaparak yüksek mühendıslık derecesınff sahip olmak veya Fen Fakültelerınden Fızık Matematılt lisansı almış olmak lâzımdır. ögrend kayıtlan 15 Eylul • 11 Ekim lWit tanhlerı arasında yapılacaktır Tekrar derslere devam etmek Isıeyen eskı ögrencilerin de kayıt yenileme lşlemlenm Dı süre ıçınde yap tırmalan gerekmektedir Bnstıtunün gınş ımtihanlan 14 EKım Salı Matematık. 15 Ekim Çarşamba Fizık, Kimya şeklınde yapılacaktır tmtihanlara saat 9.00 da başlanır lsteklılerın t.T.U. Gümüşsuyu binasmdaki 410 numaralı odaya müracaatlen tlân olunur (Basın: 21802/11081) Taşköprö Belediye Başkanlığmdan: 1 Mücadele uzmanlannın murakabesi altında 12 dela ilânlanması yapılan Belediyemiz işletmesine ait nümune fidanlık bahçesindeki tahminen 80 ton eima altmıs. öin lira tnuhammen bedel ile satışa çıkarılmıştır. 2 Geçici teminatı 4500 liradır. 3 Elmalar doluya karşı Ekim ayı sonuna kadar 50000 liraya sigortalıdır 4 thale 25 Eylül 1969 Perşembe günü saat 14 de bahcede Encümen huzurunda yapılacaktır. 5 Para tahsilin.de alıcıya kolaylık gösterilecektir 6 Araı edüdiginde on lira bedel karşıüğında îartnamesi gönderüir. îlân olunur. 21G07.11073) iBasin: A. 14"9822118U077j