22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHTFE DO"T 31 Ağmtos 1969 CUMHURÎYET j"h renkH kinıselerl? i'ıvev ıvabi kurdugu sıkıfıkı ilişHlerden ünŞıiu b u ,?ey Uıcti'iazuı HflYflTIM Yazan: BARNARD Evet, babam mütevazı. kendi haiinde ve haddini bîlir bir din adamıydı. Görevi de din konusunda beyazlara değil, siyahlara ışık tutmaktı. Kilisesine kayıtlı duromdaki iman sahiplerinin sayısı yedi bin kadardı. Nasıl fakir, nasıl perişan kimselerdi zavallılar. Öbür kiliseye devam eden 3 bin 400 beyaza kıyasla bunlann hayat seviyesi yürekler acısıydı. Diğerleri en uygun hayat şartlanna sahipdller. Hiçbir şeye muhtaç olmaksızın huzur dolu bir yaşantı sürdürüp gidiyorlardı. Bu durumda babamın, yüklend;Şri büyük »orumluluğu aksatmaksızın yürütmesi hiç de kolay değildi. Eline ücret olarak ayda topu topu 20 sterlin geçiyordu... Öbür kiliseyi yö• « • • « • • • a •• • •• • • • ••••••••••••••••a • • • •• « • • a • • • « •• • • !•••!••t••••••••• (•••••••••••••••• CHRISTIAN "Bahamm elini sıkmaktan çekinenltr bile vardı,, ile Çıkan kısımların özeti , mek amacıçalma Boekerk kilisesinde org zahmetine katmasraflara bir şey ekliyebil Doktor Barnard, hayat hikâyesine henüz 12 yasındı iken hazir bulunduğu bir âyin gecesini anlatarak başlıyor. Kalabahk bir cemaate vâiz veren din adamı günablardan ve günahkârlardan bahsetmektedir. Bu vesileyle kendi giinahlarını hatırlıyan kiiçıik Barnard, sınırsız üzüntülere kapılır, j vicdan azabı çekmeğe başlar. Çiinkü onun da bir takım j STÜnahları vardır: Bahçelerden meyva çalmak, bir depodan . gıda maddeleri aşırmak, boş çuvalları yürütüp satmak, bun | lann parası ile sinemaya gitmek, bir de kedi öldürmüş olmak. Tannnın bile hoş göreceği çocukça günahlar. Bunları tek başına da işlemiş değildir ama yine de üzüimektedir. Çfinkü babası bir din adamıdır ve bir kiliseyi idareyle görevlidir. Söz konusu kilise küçük ve sade hir mabettir. Müdavimleri de beyazlar değil, siyahlardır. lanıyordu. Ama, buna ragmen yeni yılın arifesinde Noel münasebetiyle ocağın içine astığımız boş çoraplara ucuz kara melâlar dışında ne hediye giriyordu ne bir şey. Yıllaıca sonra Besuıort \Vosl cie karşılaştıg'.m bir avu.<at e?,ı ie büzüle bana bir itırafta bu.unacaktı: « Şimdi size buna sSylerkeıı nasıl utandığımı bilemr/siııiz Takat o devirde başka tiirlü davranmams imkân yokta Ba banızın elini sıkmamak için ne lâzımsa yapıyor, her tüıJü çâre ye başvunıyordum. Çünkii söz konusu el, Tannnın her günü zencilere dokunuyor, onlann sır tını sıvazhvordu.» Bu acı bir gerçekti. Fakat çocukluk yıllarımda dunımu fark edemiyor, işin derintne ıneıniyordum. EŞİT MUAMELE ACI BİR GERÇEK Rahip Barnard genellikle ucuz kumastan dikilmiş siyah bir elbise giyer, aynı renkteki yeleğinl de asla ihmâl etmezdi. Beyaz ve kolalı gömleğinin yakasına da papyon bir kravat takardı. încil'ini ve Mezamirler ki tabım bir kerecik olsun yp.nından ayırdığım hatırlamıyorum. Yolda kendisine rastlayanlarm «Günaydın efendim» demekle yetindiği daha dünmüş gibi aklımda. Babamı gönnezlikten gelerek iltifatın bu ka darım bile esirşpyenlcri sık sık farketmişimdir. Sebep, si ••••••••••a* neten Rabie'nin ücreti ise babama kıyasla en azından üç misli idi. Bizim pedere, karşılığı ancak bir sterlin ve 10 şilin tutan sözüm ona bir de ek görev vermişlerdi. Pazar günleri sabahın köründe kalkıp iki millik bir yolu tabana kuv vet yürtiyerek cezaevine gidiyor, orada mahkumlar için özel bir âyin yapıyordu. Hava şartları ne olursa olsundu... Her Pazar sabahı saat tam yedide cezaevinde bulunmak zorundaydı. Bu arada annem de günlük •••• •••• MODESTY BLAISE O devirde, akranlarımla benim aramda ayrıgayrıhğa benzer bir şey yoktu. Çocuk arkadaşlanmla rahat rahat oynuyor, evlerine de serbestçe girip çıkıyordum. Bunlarm arasında, büjoidügii zaman Dışişleri Bakanlığma getirüen Eric Louw da vardı. Şununla ya da bununla kurduğum dostluk münasebetleri normâl bir yönde gelişiyordu. « Durum madem böyle ben de onlar gibi bir çocuğum .. Aranuzda fark olamaz » diyordum kendi kendirne. Oysa, böyle bir fark mevcuttu, elle tutulacak kadar da kuvvetliydi. Çevremde, ballandıra ballandıra anlatılan Noel heâiyelerinin ne olduğundan öteden beri habersizdim. Spor yarışmalannda giyilen özel spor pabuçlarına hiçbir devirde sahip olamamıştım. E\xt, bauamın kilisesinde yal mz zencjjer dua ediyordu. Sırf bu yüzden ben. vaftiz, takdıs ve buna benzer dini teferruatm yerine epfirı:mesi sırasıncin baİHaım kihsesine gitmek iK:kân lannuaıı da mahnım vaziyerteydim. Öbür kiliseye yidip peder Rabie'nin or.ünde oiz çökmcnı gerekn.işti. Oysa bdn habanu son derece seviyor ve sayıyordum. Engin bir hayranhk duygusunu cia unutmamak lâzımdı bunun yanısıra. Toplunıdaki basit bir aksakhk beni boylesine miistesna bir zevkten bile yoksun bıra kıyordu... Hazin bir şeydi do^rusu ya... Bu fotograf ]!;bb yılının ilkbaharına ait bir hâtırayı canlandırmaktadır. Barnard. çorukluk yıllarında babasından öğrendiği avcılığı ilerki yıllarda da sürdürmüş. boş vakitlerinden çoğunu ara çıkmak suretiyle değrerlendirmiştir. Yukarda av arkadaşlarından bir kısmı ile bir arada görülen Barnard daha o devirde Güney Afrika'da kalb cerrahı olarak Isim yapmış durumdaydi. daki büyük Karooda. Uçsuz bucaksız harikulâde bir ovaydı burası. Yaşadıgımız yerdi demek daha doğru olacak. Keskin bir nişancı ve benzersiz bir avcıydı babam. Bir tepenin üstüne çıkıp çevreyi gözden geçirişini görmeliydiniz. Bakışları a\nnı kollayan bir kartahnkinden îarksız oluyordu böyle anlarda. Daha ziyade tavşan avına çıkıyorduk... Babam, ben ve üç arkadaşı. Karoo'yu asıl bu av gezilerden sonra sevmege ve benimsemeğe başladığım bir gerçektir. Ufuk çizgisindeki dağlar sabahları mavi, batı zamanında da üstüne »ltın tozu serpiştirilmiş pembe lâcivert karması bir renge uürünüyordu. YARIN: BABA DEĞİL SANKİ ARKADAŞ .NIHAL KARAMAGARAU Sen benimle için için alay etmektesin. Ne münasebet Selimciğim? Seninle arkadaş lıktan kıvanç duyuyorum. Yalnız ara sıra örneğin, sayın profesörlükten söz ederken gözlerinde öyle bir pırıltı beliriyor ki. o pırıltıyı beğenemiyorum. Bana öyle geliyor ki, sen, profesörlüğe değil, sadece «Sayuvlığa tutkulusun. c Selim'in gerçek tutkusu profesörlüğe değil. «Sayın.lığa diye hâlâ düşünür Nilüfer ama, ir kilir verdiği hükümden, kaçınır bu konudan kendi kendine biie. Kaldırımda durup birbirlerine bakarak gülmüslerdi. Geçenler de onlara bakmıştı. O anıyı düşündü, sonra kaşlarını çatıp daldı: O günkü Selim, bugünkü Selim! Fakülte arkadaşlığı, yıllarm arkadaşlığı derken işte hayat arkadaşlıkları başlayacak yakında. Bu odalarda birleşecekler. ' Çeyresine bakm<iı. Mavy'in kapepede tırnak büedlğini gördü, 1% keıfijfi. Geıçe ^rtmasa da Mavij, eşyalar bu ndiylekullamlamafc"Onarümak ister. Kanepelerin ve koltukların üzerine serilmiş tozlu, saraımış çarşafları dertop edip kaldırdı. Ku maşları yokladı. Yer yer güve yemiş şarap rengi soluk kumaşlan. Orasından burasından saçakları da kopmuş. Kılıf geçirilirse. oturulur hale gelirler. Yeter ki plânlarını ait üst edecek bir durum mey dana gelmiş olmasın. Selim'e kavuşmadan tereddüt ten kurtulamıyacak. Kötü bir önsezi jureğine ağır ağır çöreklenmekte. Çıktı odadan. Koridorun sonundaki mermer tu valeti, oymah çeşmeyi inceledi: Temizlenmek ister, parlatılmak ister. Duvar lar da boya ister. Anacığım bulur adamları, kalkar bu işlerin altından ama, sen paradan haber ver, Nilüfer kızım. Kendi kazancı bile tehlikede. Son zamanlarda hastahaneöe çok tedirgin. «Ateş olmayan yerde duman çıkmaz» derler. Ateş yakmsdı hiç. Hatîâ, par Jamağa hazır kıvılcımlan bile üfîemedi, görmemez likten geldi çevresinde. Buna rağmen yine de için için ateş yanmakta. Duman çıkıyor, kanısmda oli malılar ki, çahştığı hastahanede kontrol çemberi I biraz daha daraldı. Her hareketi yakından izleniyor \ muş inancı belirdi Nilüferde. Telefon konuşmalaj rıyla santral kızın fazlaca ilgilendiğini, konuşmala| rı dinlediğini biliyor. Açık hattâ merakh bir ku! !ak farkedilmekte. Odasındaki çekmeleıi araştır; dıklarm: Nilüfer bir bakışta anladı. Kilitli çekme ; /leri... Masasmın üstündekı kitaplan bile incelemiş r ler. Bu arada sahife işaretini düşürmüşler, yerini i bulamayıp başka sahifelerin arasında koymuşlar. Bir hastasma yazdığı ve kâğıtların arasına bırak>ğı üç dört satırhk mektubun zarfı açılmış, yeniden yapıştırmışlar. Geçenlerde ziyarete gelen bir arkadaşmın kimliğini öğreneyim derken başhemşire. baş hafiyeliğini ele verdi. En önemlisi Himmler suratlı müdürde son zamanlardaki değişiklik. Bur nundan kıl aldırmazdı. Şimdi yalpakla^tı, lâubalileşti. «Doktor hanım»dan «hanım kızun»a geçiverdi. Günlük işler dışında hiç konuşmazdı. Şimdi özel hayatmı, titiz karısmı, kumarbaz ablasını, oto mar kasını anlatır ve Nilüfer'in de özel hayatını kurcalar oldu. Kahve sohbetieri sırasında da konuşmala rt sık sık politik alana yöneltiyor. Hükumetin bir numarah savunuculanndanken ağız değiştirdi. Yal nız densizliklerden söz eder oldu. Durmadan zorlu yor Nilüfer'in açmak istemediği kapıları... Kısacası. Nilüfer, hastahanede sağlama basma dtğı duygusunda. Huzursuz. Deprem bölgesinde yü rür gibi. lnceden inceye bir ağ örülmekte. Ne türlü bir ağ ve kimin hesabına? Hangi cerbezeli dümenci nin iltimashsı göz dikti de yerine bu dalgalanmayı yaratıyor? Nilüfer, özel hastahaneyle ilk anlaşmayı yapü ğı zaman babası demişti ki: Senin bildiğin ve cümlenin bildiği gerçekleri sana tekrarlamayı görev sayıyorum. Dikkattea kaçırma ki, Diz sosj'alistler bu memîekette Nazi Almanya'daki Yahudiler durumundayız Tümümuzü toparlayıp ^amplara atmıyorlarsa, bu hoşgörürlüklerinden değildir. tkinci Dünya Savaşından sonra totaliter rejünlere karşı dünyadaki tepkiyi. kendi çıkarları gereği hesaba katmak zorunluğunda oluşlarmdandır. Demokrasi oyununu yürütür görünmek, yardım kopardığımız devletleri aleyhimize çevirmemek çabasmdadırlar. Genel bir «yok etme» hareketine girişemiyorlar. Ancak teker teker bazan küçük gruplar haünde düzenlere, iftiralara kurban edilmekteyiz. İlk kez iş hayatına atılıyorsun. Ayakiarının altında görünmcyen çeşitli tuzaic lar hazırlandıfını her adım atışta hatırla. Ekmeğin İe oynamak istiyenlerin eline ipucu verme. Nilüfer gerçekten hiç bir ipucu vermemişti ama, iftira düğümüyle kıskıvrak bağlamaya kalkışırlarsa nasıl karşı durur? Zira iftira emir kulluğunu ka bullenmişlerin elinde önemli silâhtır. Tam Selimle evleneceği sırada işsia kalıverirse? Daha korkuncu, Selim'in iftiraya karşı tepkisi ne olur? Ya «Sayın Profesörlüğünü tehlikeye girmiş sayar da...? Yok. kötü ihtimallerle moralini bozmamaiı. Ki3 malı düşünce lâmbasının fitiîini. Kurulu düzenini bozucu oldu bittileıie karşılaşırsa nasıl bir yol izle.yeceâini o zaman düşünür. Simdiiik Başhekimla ve diğer iki doktor arkadaşla ilişkiıeri sağlam Kaldı ki Nilüfer'i atlatır'arsa. böyle gelişi güzel bir muhasebeci maaşıyla fedai gibi çalışan bir doktoru nereden bulurlar hastahaneye? Kuruntulara kapı l:p pot kırmaktan kaçınmalı. Ama kuruntu mu sadece? Son zamanlarda havada tehlikelerle yüklü bir elektriklenme sezilmekte. Gerilim yükseldi. Rermi demeçierde, akıntıya küreksiz dümensiz katılmış bir k:5im basında. sokakta. evde bir deprcşme var. İzleyici polisîerin de sayısı arttı mimli evlerin çevrelerinde. Okullar bile basıncın etki^ine girmiş olmalı ki. zavallı ikizleri tedirgin ettiler bu yıl yeni başladıkiarı lisede. (Arkası var) DİKKATE DEĞER BİR INSAN Akreplerin taşlık ve kayalık yerlere nasıl gizlendigini bana i:k defa babam Eöstermis, bu minirr.ini hayvanlann. aslmda ne büyük bir tehlike olabüece£ini bana etraflıca anlatmıştı. Ağaç çeşitleri. yabani çiçekler, zehirli otlar ve benzeri şeyler konusunda ne bıliyorsam babamdan öğrenmişimdir. Sonra kuşlar neydi. nasıl uçuyorlardı? Hangi hayvanlann oti yenir, hangileriniri yenmezdi?. Niçin yenirdi, neden yenm»zdi? Uunlan tekec teker bir anlatışı vardı;" rBfiIeTriKCTe • doyamazdınız.. Bir kertenkeledeki sürat ve çeviklik... Bunun sırrı neydi acaba"1. Üşenmiyor, bıkmıyor, usanmıyor, bir takım kitâp ve ans:klopediler kanştırma pahasına bile olsa sorularımı cevaplandınyor, beni meraktan kurtarıyordu. Fakat her şeyin iistünde bana unutmavacağım bir şey daha öğretmişti: Av ve avcılık. Hem de nerede'.. Yarı çöl manzarasma bürünmüs durum •••••••••••••••« *••••••••••••••• *•••••••••••••••> ^••••••••••••••a Garttı ••••••••••••••••••••••••••••••••••••«••••••••••• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • • • • • • a ı • • • • • « •* « • • • • • • • • • • • • • • • # • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• « •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • . •ııiMiııı*(t ı •ııııııaııııııiHiııı ıtaatafn* mıı lâiaııaıııı •••••••••••••«•••••••••••••••••••••••a „„ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . •••••••••••••••••^••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•«••••••••••«•••••••••«•••••«•••ıi i(iı«*ıııtııııt ••••••••••••••a Hliatııııınıı laııaıııtıııan Tiffany •••(•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••l ••••••••••••••••••••••••(•(•••••••••••••••(••••••••••••(•••••••••••••••I •ı«aai(iıaıııııtıııııtııııılı**ıatııaı*ıııııi(aaa(a*ııııltı*«ıaat*tııaaı Mevlidi Şerif ve Hatim Duası Kıvnıetli Aile Reisimiz Ebediyete intikalinin 3üncü senesi münasebetiyle 31 Ağusîos Pazar günü öğle namazını müteakip Bakırkoy Çarşı Camiinde kıymetli hafızlar tarafından okunacak Mevlidi Serif ve Hatim Duasına ken. disini tanıyaniarın teşrifleri rica olunur. Eşi ve Çocukları TIFFANY JONES TlFGuUY İ COUJ . Auyocsuu p UAVA TAUMİMLECİ D E fâiE. KEMAL YEGİN in Cumhuriyet 10536 Çubuk Demîr Satın Alınacaktır konu **™™ AYHAN BAŞOĞLU JjNTİKAM YEMİNİ 1 Başnıüdürlüğümüz ihtiyacı o'arak 30 ton 1 4 mm.'lik. bir ton 10 mm. lik. bir toıı 8 mm.'lik çubuk demir kapalı teklif alma suretiyle satın ahnacaktır. 2 Bu işe ait şartname Malzeme Servisimizde görülebiür. 3 Muvakkat teminat. teklif edilecek bed'el üzerinden ve şartnamede yazılı nispetlere göre verılecektir. 4 Iştekli olanlann kapaI] teklif mektuplarım 4,9 1969 günü saat onbeşe kadar Maîzerr.e Servisimize tevdi etmeleri ilân olunur. PTT İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLtGÜ (Basın: 20958/10514) DİKKAT! SAKLAMBAÇ PAY KUPONU NEŞRİNE BÜGÜN BASLADI Çocuğunuzun okul ihfiyaçlarını bu yıl Saklambaç'ın Pay Kuponları ile para harcamadan bedava temin edeceksiniz! Saklambaç'ın Pay Kuponlarını, Pay Kuponu mağazalarında para ı/erinc kullanacaksınız. Türkiye'nin 13yerinde Pay Kuponu mağazası vardır. ÖZEL Y UV AM ANA O K U L U Geniş çamlık bahçe içindeki kaloriferli yeni bınasında kayıtlara başlamıştır. Adres : Bomonti Fırın sok 7 Sişli. ) Tel: 47 87 9( ( H e r ş : 328) 10448 Pay Kuponu ı.ıağazalarında normal para geçmez. Para ile alışveriş yoktur. Saklambaç tan keseceğiniz Pay Kuponları ile beğendiğiniz malı bedava alacaksınız. Pay Kuponu mağazalarında bulunan mallar, kendi cinsinin en iyisıdir. Herşey bedavadır. DOKTOR MTTSTAFA ÖZDİLER Dahılıye Mtltebassısı randevu alınması nca oiunur Lâlell Mesıhpasa CaG. No. 13 r«l: 21 88 40 AKSARAV PAY KUPONU MAĞAZALARINDA HERŞEY BEDAVADP? KESBİRİKTİRGÖTÜR KUPONLARI,AL BEGENDİĞİN MALI! M Cumhuriyet 10533
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle