26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DÖRT ?D Ağustos 1969 CUMHURİYET POLITIKfl GflLERISI BÜSTLERve PORTRELER Sayın Cihat Baban: «Politika Galerisi» yazılannı dikkatle okuyorum. Çok kısmı yerinde ve haldkat... Yalnız 3 Ağustos giinü çıkan bir kısmında yine benden bahsediyorsun, fakat yanlış Te âdeta itham eder şekilde bahsediyorsun: Ve «Menderes'in birinci kabinesinei SarneHe Fevzi Lutfi almmamıslardı, Menderes böylece beraber yola çıktığı arkadaslanndan ikisini daha ortada bırakmıştı. Fevzi Lutfi, Meclisiıı karsısındaki Ankara Palasta küskün olduğunu belirten ko nuşmalarla etrafına partilileri topluyordu...» diyorsun. Cihat Bey, bu hükümde büyük bir yanlışlık var. Ben, hiçbir zaman ortada kalmadım. Bir kere kabineye girmemek ortada kalmak mıcur? Bunu anla mıyorum. Kaldı ki Adnan Menderes, evvelce mutabık kalınan şekilde Başvekil olunca parti işlerine Başkan olarak fiilen bakmıyor ve Genel Kurul karariyle beni Genel Başkan vekili seçmiş bulunuyordu. Ben ise zaten partide kalmak istiyordum. HiçbL gün hükumete girmek arzusunu duymamışımdır. Bunun fiilî delilleri vardır. 14 Mayısta seçim yapıldı, ben Manisa'dan Ankara'ya 20 Mayısta gittim. Kabineye girmek hevesinde olan insan, hükumetin kurulacağı yere ve kuracak arkadaşlanmn arasma bir hafta sonra gitmez ve girmez değil mi? Ankara'ya vardıgım 20 Mayıs akşamı Adnan Menderes rahmetlinin evine çağnldım. Orada bilhassa üç kurucu vardı. Diğer kurucu Bayar, arasıra gelip gidiyordu. Hilkumete girecek olanlar üstünde durulu Disi Bond MODESTY «••••••••••••••a *«•••••••••••••• «••••••••••••••a '•••••••••••••I •••••••••••••tl ••••*•••••••••• •••••••••••••II • • • • • • • a • • • • • • • Tif ffany Jones TIFFANY JONES Izzet Aksaîur glbl bu clddl ve ehliyetli kumandanlan vali ve büyükü elçi yaptırmağa muvaf fak olmuş ve haksızlığı biraz olsun telâfi ettirebilmişimdir. Işte birinci aynlık başlangırazan: cı... Ikincisini c . söyliyeyim: "e Marshall Plânı işleriyle vazifeli Deviet Bakanı iken bir gün îktisadl Işbirligi Misyon Şefi Russel Door bana gelmiş, şunu söylemiştir: «Anlaşma mnci • bince çiftçilere Marshall Plâ • nından traktör ve takımlarının verilmesi şöyle olmalıdır. Bnğday ithal etmekten kurtulun • caya kadar ve pamnk da beş yüz bin balyaya yükselinceye kadar hem buğday, hem pamnk mıntakalarına bunlar verilecekti. Pamukta yedi yüz bin balyayı buldunuz, artık makine vermeği oradan keselim, hâlâ bufday ithal ediyorsunuz, buğday bölgesine makine vermekte devam edelim!» demiştir yordu. Adnan Bey, kulağıma ğünü, bu halde vazife yapılaHUSNU YAMAN Tetkik ettik, gerçekten Marshall eğilerek Başbakan Yardımcısımıyacağını soyledim ve beni P'ânı ittihadına 948 veya 949 sın! dedi. Ben de düşünürüz, affetmesini rica ettim. Netice da bunları kendimiz istiyerek aceleraiz yok! dedim. Zaten MESELESİ itibariyle, hattâ biraz üzgün ve teklif ederek girmişiz ve bu o saatlerde dahi» yolda başlıyan olarak yanımdan aynldı, fakat böbrek sancılarım şiddetlen • yollu bir protokol da imza ether gün ziyaretime geidi ve Meselâ bu sıralarda bir gün, mişiz. Tamam!... «Madem devmişti. İzin istijerek , Ankara bir Hüsnü Yaman bana gel beni minnettar etti. Alâkası sonPalas'a gitmeğe mecbur oldum. let olarak bu yolu tutmuşuz.. miş, yatakta yatan Parîi Baş suzdu, hattâ benden habersiz Bu yolda devam ederiz» dedim. kan Vekili olarak bir takım Izmir'deki evime. eşime Taş25 GÜNLÜK TEDAVİ Fakat Başbakar.. buna razı olşeyler söylemiş. Ben kulak askent'le beraber tele/on etmişmadı. ben de istifa et:im. Ve mayınca Başbakanı yakalamış, ler, hastahğımı haber ve hattâ bu is. o zamanki Meclis ona anlatnuş ve şunlan söy Sabaha karşı bu sancılar darerek kendisini Ankara'ya çaReisinin dilinde «Fe»zi Lutfi kalemiş: yanılmaz hale gelince yattığım gırmışlar... Bu haldeki insan pitüler bir anlaşmaya imza 108 numaralı odamdan çıktım, « Ordu Kumandanlan, kıt koydugundan kabineden çıkanasıl olur da senin yazdığın giyanıbaşımdakl odadalci rahmetalan basından ayrıüp Ankararıldı» şek'ani almış. Bunu dubi anlatıbr ve küskünlük gösli Ekrem Hayri Beyi uyandıry» gelmişier. ve tnönü'ye gideyan muhterem Enver Adakan, terdiği soylenir. Nitekim 22 dım, beni bitkin bir halde görek, emret Paşam' demişler.» kızmış, bana geldi, işi anlattım, Temmuzda da iyi oldugum için ren doktor, morfin yaph, biraz Bunu Amerikan sefaretindehakhsın! ded: ve gitfi. bu tarzısrarla hükumete çagrıldım ve rahatladım ve ertesi gün de ki bir yerli Türk memurdan da konuşan Reisle kavga etti. Devlet Vekili olarak girdim. yataktan çıkamadım. Yakın arduyduğunu söylemis. Adnan Kendi dileğimizi kapsayan bir Benim Adnan Menderes'le aykadaşım Kâzım Taşkent'in deBey de hemen bana koşmuş: vesikaya bizden ev.'elki iktidar rıhklanm, anlaşmazlıklarım kalâlet ve yardımiyle muhterem Gördün mü? Neler olmuş, imza koymuş. biz bunu tutrmprofesör «Kemal Serav» ın te bineye girip girmemek veya sana anlatmışlar, sen kulak as>acak mıydık? Veyahut müzadavisi altına girdim. 25 gün alınıp aknmamak meselelerinmamışsın. Olur mu böyle şey? kerelerle radil yoluna gitmiyesondalarîa, şınngalarla yatakdemiş ve ben ise «Bu sözlerin den doğmamış, fikir işlerinden cek miydik? Fakat hayır. hata kaldım, sonra da dikkatli ve ihbarlann hepsi valandır. ve memleket idaresinin tarzınbir ayak tedavisine tftbi tutulböyle şey olmaz» demiştim, tah y\v. kestirip atıverirlerdi. Bizim dan ve şekiinden meydana geldediğimiz yapılır! diyorlardı. kik edildiğinde de hiçbirinin dum. 21 Mayıs öğle sıraları miştir. Ankara Palas'ta görüşaslı olmadığı meydana çıkmış, Adnan Bey odama geldi. Yatatüm ve aleyhte konuştum ise BİR NOKTA DAHA fakat iş işten geçerek bu kuğıırun kenarına oturdu. Hatınbu devirlerde ve bu meseleler mandanlar emekli olmuş... mı ve halimi sorduktan sonra üstünedir. Daha doğrusu daha Işte bir başka ayrılık. Bir söz, yine hükumet işine intikal Biraz sonralan da Orgeneral sonralandır. zaman sor.ra İçişleri Bakanıetti. Kendisine halimi gördü • rahmetli Muzaffer Tuğsavul ve ^m. Antidemokratik kanunlann taranması ve icabına bakılması daha evrel, Vekiller ••*•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••*••••«*•*•••••••••••••••••••••**• ••;•••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••#••••••••*•* Heyetince karara baglanmış ve ••••••••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••«•••"•*' •••••••••••••«•••••••••••••••«•••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••a* benden evvelki Bakan, bir ilim *••*•*•**•••••••••••••••••••••••••••••«••••»•••••••>«*••>•••••••••••••••••**•**"•"•* heyeti kurmuş, bu heyet çalışmış, benim zamanımda neticeye varmış. raporunu bana getirdi. Ben de bir nüshasmı derhal Başbakana yolladım. Başbakan, bunu geri al! dedi. Alamam.' dedim ve hattâ «Bu rapor gereğince İstanbul Belediyesiyle Vilâyetin aynlması için bir kanun Iâyihasının ha zırlanmasını. ilgili umum miidürüme söyleriır dedim. Aman yapmal dedi. Ben de başka türlii hareket edemem» dedim ve şu istifanameyi Baş bakana yolladım: « Birçok hâdiseler ve fikir aynlıkları. badema hükumette beraber çalışmamızın mümkün olmadığinı bana söstermiştir. aaaaaaaBaaa*aaaaa«BaaBaaaaBfl«aaaBaa*a«aat«a«a • •••• I IIIIMMIII ••••• Oııun i(in içişleri Bakanlıfı ile BBaaaaaaBaaaaaaBaaaaaaaasaaaaaaaaoaaaaaaaaaBaaaaaBaaaaaaBa l a»aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaBaaaaaaaaaa«aaB De^•Irt BakanfiRi vpkilliğjnden , »• •••• IIIMIIIIKt • i»tlf»mın kabuliinü hürmetle • rimle rica ederim.» Istersen biraz daha devam edelim Cihat Bey! Bundan bir kaç zaman sonra da bir gün, dördüncü Menderes kabinesi kurıılduktan bir müddet sonra Adnan Menderes bir sabah evime geldi. Milli Müdafaa Vekili olmamı istedi, ben de olamam! dedim. Neden? dedi. Benim Dahiliyeden istifamın tarzı ve istifa mektubum buna mânidir. dedim. O nasıl şey?... dedi. Beraberce Başbakanhğa gittik. Benim istifa mek•••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••a tubumu kalemdejj istedi, oku•••••••••••••••••ııııı •••«••••llllllllllllll •••••••lllllllllllllll du, «badema» yani «bundan sonra» tâbirini görünce işi anB.LİM p£<i ME « Ö E E H'vEBPÜL eie KÖŞKTE. C1HAD BABAN Karaosmanoğlu'nun yaphğı bir açıklama Fevzi Lütfü Karaosmanogluııun. İzmir'de, Menderes le çekilmiş fotograflarından biri. tebessüm ediyorlar. ladı. Şunu söyledi: « Bu istifanameyi alırsın, bir tane aynı tarihli «badema» sız vazarsın. dosyaya onu koyanz, olur, biter ve beraberce Valışırız.» Şimdi, yüzüne munis bir te araba içinde devrin Başbakanı Adnan İkisi de neşeli, ikisl de objektife bakarak diyorum... Allah. sebep oianlv rın belâsını versir ve o aziz çocuktan da rahmetıni esirgemesin!... Saym Cihat 581969 Fevzi Lutfi Karaosmanoğlu bessümle baktığımı hat;rlıyo rum. Bir şe> söylemediın, o da söylemedi. öpüştrek yanından aynldım. Ah bu hakıkatler ve geçmişler... Bunlan sıraladıkça üzü lüyorum ve ne idik, ne olduk! fğ f/\ KÖKSALMIŞ nGflCLflR 26 KARAMAĞARAU Nilüfer, üzüntüsünü ortaya koydu: Zorluğunu hesaba katmıyorum. Kendim» güvenim var. Elbette başanrım. Ajna daha uzun süre sizlere yük olacağımı hesapliyorum. Okudu» ğum sırada bir yandan da hayaümı kazanmarn mümkün olsa. Payladı annesi: O ne biçim lâkırdı, yük olmak... Sen bir meı lek kazan da gerisini düşünme. Bir süre, ikizlerin kumsalda alt alta üstüste vuvarlanışlarını seyrederek sustular. Sonra Ferii Belek dalgın ve ağır ağır konuştu: Şimdi anlıyorum, Nilüfer. Babaannen rahmetlisi, çölde fıstık ağacı yetiştirmeee savaşmış. Bir süre başan da saelamış. Durmadan sulamıç. eübrelemiş fidanı. Fakat elbette kök salamamıs fidan cık. O türlü özenden yoksun kaldığı gün hafif bır meltemle devriliverdi. Zira çölde çam türünden ağaç yetişmez. Zavallı fısiık ağacı. dedi Nilüfer. Hiç de zavallı değii, dedi Ferit Belek. Sanıyorum ki ben. fıstık çamının yetiîmesine elverişli torjraeı gösterdim. Artık gelişip gelişmcmek kendi büeceği iş. Nilüfer. bir süre düşündü bu sözleri ve sordu: Demek asıl önemli olan ekeceğin fıdana elverişli toprağı arayıp bulmak? Evet. başı bozuk toplumlarda öyle. Ama asrl olan bütün topraklan hiç değlise istidatlı fidanlann yetişebilmesi için elverişli duruma getirmek. Birkaç yıl sonra Nüüfer. babasından öğrendik lerini onemii bir bilgi gibi. T»f/Fakültesinde arkadaş oTdugu Selim'e satıyordü. .;. t k f srkadaş, kitaplar koltukta, sallana sallana Mercancılar Yokuşundan asağı inmekteydüer. Selim, kendi hayat kosullarmdan yakınıyordu: Nilüfer birden dönmüş, bilgiç bilgiç: Sen verimli toprağa tesadüfen düşmüş «an» h bir tohumnjn. Yakınma halinden, demişti. Kızdı Selim: Reddederim. Tesadüfen değiî asla Ben. bil» bi^e kendimi verimli toprağa ektim. Zor! Cengelköy'de doğacak yerde. örneğin Hakkâri'nin Şemdinli kasabasındaki köylü Abdul îah efendinin oğlu olsaydın. görürdüm seni Tıp Fakü'.tesinde. Ekildiğim toprak verimli imiş diyelim ama, ben de değerli tohummuşıım. itiraf et. • O çağda da yaman ukalaymışım» diye dü» sünür Nilüfer. Parmak bastığı konuyu iyice eşelerdi. Kim bilir senin gibi ne dejerü tohumlar var yurdun dört bucağında. Verimli toprak bulamadılc larmdan ekilemiyorlar. Faydalanamıyoruz onlardan. Getirebiliyor musun bütün topraklan verimli duruma bölge bölge. tohumlara da kendi önemlerini. dikilirlerse mutlaka filiz vereceklerini anlatabiliyor musun? Benim gibi yetenekli tohumlara yâni? Bari bir sör rüşveti ver de gönlüm alınsm, dedi Selim. Vereyim ama. daha ne derece yeteneklisin, ortaya cıkmadı ki... Görecek.'=in mutlaka profesör olacağım ' Sayın Profe?ör» dedi. Nüüfer. Fvet kızım. Savın Profesör!» lnşallah kürsüde saj'anlardan olmazsın da, gerçek verimli tonrağı bulmuşsurdur. Gelişirsin. Benden hâlâ kuşkuda mısın?. Yok canım. Gjlümsedi. Nilüfer. Onun gülümsediğini göî ucuyla gördü Selim. (Arhası r a r ) VAR. \/E. TARl'ULEI? DE Mevlidi Şerif ve Hatim Doası Kıymetll Aile Reisimiz Ebediyete intikalinin 3'uncü senesi münasebeîivie 31 Agustos Pazar günü öğle namazını muteakip Bakırköy Çarşı Camiinde kıymetü hafızlar tarafından okunacak Mevlidi Şerif ve Hatim Duasırm kendisini tanıyanlann teşrifleri rica olunur. , Eşi ve Çocuklan KEMAL YEGİN in Haftada birkaç gece dosilarımız gelir. Bazan bahamm öğrencileri gelir. Piyano çalar babam, dinlerler. O kadar mı? Başka ne olacak? Siyasi toplantılar filân? Karargâh kurulurmuş evinizde. Hapishaneden ipini koparan solcular, sizde alırlarmış soluğu. Sen beni sorguya çekmeğe mi geldin bu gece, kuzum? Ne münasebet kızıra.. Polisin gözcülüğü key fimi kaçırdı da... • • Öyleyse git. Gideyim. Zaten geç oldu. Öpüşmeden ayrılmışlardı o gece. Ve yine o gece. sabaha karşı polis evi basmış. arama yapmışlar. Ferir Belek'i de alıp götürmüşlerdi. Gerçi bir hafta sonra serbest bıraktılardı. Po!is Ferit Belek'i sızdıramamıştı ama Ferit Belek on lardan bir sır sızdırmıştı: .Evlerine devrin azılı solakları geliyor. Gizli toplantılar yapıyorlar», ihba rını yaoan komşuları kaptan Talât. Nil'ifer'in annesi hükmünü verdi: Bu yalanı uyduruşunun sebebi, oğlunun Niliifer'le arkadaşlığına son vermek. Bu düzeni ondan çevirdi kaptan bey. Daha ziyade Mehmet Can'a gözdağı. Ve böylece Nilüfer'in o ilk büyük aşk serüveni, sokakta. bir köşebaşında, bir kaç cümleyle sona erdiydi. Olaydan birkaç gün sonra. Nişanta?ı durâğıftda Mehmet CSîrtrİtartılaşmışlardı. Mehmet Carf, kfpkırmızı kesümiş, özür dilercesine: Kusura bakma. kaç gündür seni arayamadırn. Derslerden takmtun var, Mâlum. Çalışıyorum da, demişti. Nilüfer, alaycı: Ben seni gözden çıkardım zaten, dedi. Sebebini söyle bari, neden gözden çıkarmışsın? Asıl senin baban tekin değilmiş de ondan. Haydi Allahaısmarladık. Dönmiiş arkasını yürümüştü. Şaşılası durum. Pek de üzülmemişti bu ayrılığa. Demek ki sevgilisi kalbinde sandığı kadar esaslı yer tutmamıştı. Bu ayrıhşa karşı Nilüfer'in kayıtsızlığı sade kendini değil. annesini, babasını da şaşırtmıştı. önce kederini büyük bir güçle gizîiyor sanmıslardı. Annesi telâslanmışlı. Geceleri yatmadan türlü bahanelerle odasma gelisi ondandı. Ağlamış mı bu? der gibi gözlerini inceleyişi ondandı. Paralan olma dığı halde o yaz, Pendik kıyılarında o minicik evi kiraiayışları ondandı: Denize girsin bari, oyalansm kız. Nilüfer. işte o yaz doktor olmak kararını verdi. Bu verdiği karan nice zamandır Ferit Belek'in bü yük bir özenle ipek dantel örer gibi bilinçaltma işlediğinin farkında değildi. Evin önündeki şezlonglara uzanmışlar, güneşle niyorlardı. Sorduydu Ferit Belek: Ne düşünüyorsun, Nilüfer? Nilüfer. ilk kez babasının yanında geçmi; aşkı'na dokundu: Sefire olmak yaradıhşıma uymayacakmış. Onu düşünüyorum. Elbette uymaz. kızrm. Senin mizacına gerçek ten uyacak meslek... Ben doktor olacafîm, baba. Aferin sana... Ben de doktorluk. diyecektim. Zor bir tahsil ama, sen başarırsın, dedi annesi. YEMİNİ u ç u i ZB«[KU6=(2İUB (Cumhuryet: 10475) Yeni Blnasında Yükselis Anaokulu ve İlkokulu öğretime Baslıyor MALTEPE YÜKSELİS KOLEJİ binasına ek olarak yeniden inşa edilen ana ve ilkokullarımız bu öğretim yılında yepyeni modern malzeme ve seçkin uzman kadrosu ile faaliyete geçmek üzeredir. Okullarımız 10 Eylülden itibaren veli ziyaretine açılacaktır. İlkokul öğrencilerimize Amerika'daki DUKANE CORP. COMMUNICATIONS SISTEM DIVISION firmasmın kurduğu fonetik dil lâboratuvarlarında özel İngilizce kurslan yaptırılacaktır. Kayıt ve ayrıntih bilgiler için okuldan ve 12 92 34 12 90 50 18 41 35 numaralardan öğrenilebilir. Teşekkürlerimizle. ANKARA YUKSELtŞ MÜHENDİSLİK MİMARLIK ÖZEL YIKSEK OKULü VE KOLEJİ GENEL MÜ Desinatör Alınacaktır Başmüdürlüğümüz servıslennde çalıştırılmak üzere 12/9/1969 günü saat 14.30'da yapılacak sınavla yeteri kadar Desinatör alınacaktır. Aşağıdakı niteiiklerı haiz olanların dıploma, nüfus cüzdanı ve birer fotoğrafla Personel Âmirliğimize müracaatları ilân olunur. İstanbul Tekfon Başmüdürlüğü 1 En az ortaokul mezunu olmak. 2 18 yasından küçük 35 yaşından büyük olmamak. 3 Askerliğini yapmış olmak (Erkekler için). NOT : Belgeleri ile müracaat etmiyenlerin dilekçelerine cevap verilmiyecektir. (Basın: 21494/10482) Dt RLt Gt Has: 3174/10471 'ıri Personelimize yün terylen kumaştan (300) takım kasketli elbise diktirilecektir. İhale 12.9.1969 cuma günü saat 14'de kapalı zarf usuliyle Bölgemizde yap;lacaktır. Şartname mesai saatlerinde görülebüir. Bu işin muhammen bedeli (57000) elliyedibin lira olup, geçici teminatı 4275 lira ihale saatuıdan ö'nce Bölge veznesine yatınlarak makbuzu teklif mektubu ile birlikte verilecektir. Ofisimiz 2490 sayılı Kanuna tâbi olmayıp ihaleyi kısmen veya tamamen dilediğine yapmakta serbesttir. 1 LA A İskenderun: Petrol Ofisi Güneydoğu Bölge Müdürlüğiinden: EDIRNE VAKIFLAR BÖLGE MÜDURLÜGÜNDEN (42.029,67) lira keşif bedelli Çorlu Vakıf Işhanı onarım: işi kapalı zarf usulü i!e eksiltmeye konulmuştur. Geçici teminatı (3.152,23) liradır. İhale 22/9/1969 Pazartesi günü saat (15)'te Tekirdağ Vakıflar Memurluğunda yapılacaktır. Keşif dosyası, şartname, v.s. belgeler Tekirdağ Vakıflar Memurluğunda ve Ankara'da Vakıflar Genel Müdürlüğünde görülebüir. Eksiltmeye katılabilmek için (resmî tatil günlerı hariç) eksiltme gününden en az (üç) gün önce tstanbul Vakıflar Başmüdürlüğüne müracaatla alınacak ıhaleye iştirak belgesini, geçıcı teminat makbuz veya mutebeı Banka mektubunu, 1969 yılı Ticaret üdası kayıt vesikasını, teklif mektubu ile birlikte 2490 sayılı Kanuna göre zarflanıp, eksiltme saatinden bir saat evvel Tekirdağ Vakıflar Memurluğunda Eksiltme Komisyonu Başkanlığma makbuz mukabilmde verilmesi gereklidir. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (Basın: 21509/10483) (Basın: Ç. 119221515/10469)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle