20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
»AHÎFE DÖRT lann bu kadar zebunu ve eslri olmak ibret verici bir manzara idl. 13 \.rıı«tos 10G9 CUMHURİYET ıkl kordelâ kestik, teşkUâtla tomas ettık, kazalara haber gitti. Bu sefer eski Halkevi olan Hallc Eğitim merkezinde toplaııdüc, îzmir Milletvekili olarak ben hitabet masasııun önünde va karşısında oturuyordum. Teşkilât mensubu arkadaşlar, çeşitli sualler sordular, Menderes ounlara gereken cevabı kendi us1ubü içinde verdikten sonra, delege ödemişli Hasan da bir soru ile «Ispat Hakkı» meselesinl dile getirdi. Partiden uzaklaştınlan milletvekilleri cidden haksıs mıydüar? Neydi bu mesel» ki, partiyl, kongreyi meşgul etti. Ve hâla etmektedir. Menderes bu soruya hararetle cevap vermeye basladı: « Evet arkadaşlar, böyle M» mesele geçti, bir takım cahil v» insafsız muhterisler ellerine bıçağı alarak ana rahmini içerlden delmeye çalıştılar. Bunlann ruhunu ihtiras kaplamıstu Bu sözleri ben duyunca »aşırmıştım. Meleklerle sarmaş dolaş olan Menderes gitmis y»rine. şeytanın zebunu Menderes gelmişti. Başvekil bir kere daha şahsiyet degiştiriyordu. « Evet. neymiş. ıspat hakkı mı? İsmayil Hakkı mı ne ise onun iddiasiyle ortaya çıktılar, Türkiye'de hırsrza hırsız denmezmiş.. Kim demiş onu? Türkiye'de hırsızlıgı sabit olmuf tek insan var mı ki cezasını gör memis olsun!.. Maksat fazllet değil, içerde fitne...» POUHKABÖSTLERvePORTRELER GALERB! '* • Fmat koüsyıcılar, kefen aBn olur mu?» dlyordu. •oyneular...» «Bu Tırcalı'ya karsı değil, bana KUIretmekten meseleyi anlat karşı. Benimle uğraşıyorlar. rnaya vakit bulanuyordu. NilıaBunlann hepsinl, kahvelerde de yet güç belâ öğrendik ki DP gru dikodu yapmaktan kurtararak punda Hüseyin Ortakçıoğlu bir insanlar arasına ben soktunu. takrlr vererek, o zaman Ekono Hüseyin Ortakçıoglu o ha... ala ml Bakam olan Sıtkı Yırcalı cağı olsun » hakkmda gensoru istemiş.. MenKarşımdaki insanın bu hallne deres: baktıkça üzüldüm, politika de Yazan C1HAD I İSTİFA TEKLİFİ Birdenbire onun hiddetll hali ni hlç düşünmeden ve içimden gelen bir acıma hissiyle: « Adnan bey» dedim, «Blraz kendinizi düşunün ve sinlrlenmeyin, hattâ beni dinlerseniz, şu Başbakanlıktan Istifa fdin... Neden bn işte bu kadar israr ediyorsunuz? Sizin de kendi ha yatınızı yaşamaya hakkınız yok mu?.» O hiddetli ve öfkenin bunalı'mı içindeki adam, birdenbire borusu patlamı? istim kazam gibi, takattan düşüverdi. Çenesini kaşımaya başladı. Sualim onun üzerinde bir şok tesiri yapmıştı, belki de o anda o d a aynı çeyi düşünüyordu: " «Evet» dedi, «Neden istila etmedim?» « Etsenlz çok lyi edeceksiniz, evvelâ sıhhatinizi ve canınızı kurtaracaksınız, sonra kalkınma devresi ile çok açıldınız. Bir çok işlere basladınız. Parasızlık yüzünden bnnlar dnrnyor, bn işleri sevdijiniz ve yapılmasını istediğiniz için hiç birisini sıraya koyamıyorsnnuz. Bir adam sizin yerinize gelir. Bu adam yine Demokrat Parii'den olur, sizin verdiginiz açıkları kapar, hatalannızı 8rter, islerinizi sıraya koyar. Siz de bu dertten kurtulursnnuz. Kimbilir belki bir jrün gelir bu millet, «Ah! Menderes nerede?, simdi olsav dı?» diye yine sizi arar ve belki de is basına getirir, o zaman çok daha kuvvetli olursunuz... Ama istifa etmemekte ısrar ederseniz. bir gün zorla yıkılacaksımz ve ondan sonra da istikbaliniz körlenecek .. öyle görünüyor ki otnrmakta ısrar ederseniz fena olacak!...» O, yüzüme dikkatle bakınc» ben ısrar ettim: « îşler fena» dedim. Menderes. sözlerime kızmadı. ya'.nız merak etmişti: « >fe gibi fena Allahını »eversen?...» < Bir gün gelecek hani gemilerde, tayfalar kalın ayakkabılarla eüvertede dolaşan fareleri küpeşteye sıkıstınp ezerler ya... Evet, bir gün gelecek siz bu enflâsyon politikasında ısrar ettikçe, gruba karsı bu gözle baktıkça, onlara karşı bu sözleri söylemekte ısrar ettikçe, evet bir gün gelecek. tayfanın fareyi ezdigi glbi sizi de ezecekler, bu memlekette demokrat avı başlayacak, için felâketi adamı kapı arasından demokrat diye vuracaklar. cehinden Halk Partisi hüviyeti çıkacak. Biz böyle bir kargasalıia ridiyoruz..» BABAN "Bıktım usandım ama ıstifa etmeme imkân yok 99 Hareket içln tekrar uçaga glrÜğim taman, Menderes yerias oturmus, kapılar kapanmak U tere idl. Zorakl bir tebessümle pencereden teşyle gelenlerl selâmlamaya çalışıyordu. Bu ara da son olarak gözums camdan Mehmet Ünaldı çarpmıştı. Uçak yerlnden oynar oynamaz, Menderes sinlrli sinlrli sövraeye başladı, kufrediyordu.. Kaba kaba küirediyordu. Bu kilfUr dinmiyordu. Menderes sövdükç« sinirlenlyor, sinirlendikçe küfürlerin yogunluğunu arttırıyordu. Hayatımda bu kadar uwon süren küfür dinlemedigiml düşündügüm blr anda: • Ankara'ya gidecegim, onlann.. Ilh... ilh...» Benim h!ç blr şeyden haber8iz oldugumu bakıglanmdan anlayınca: « Olaa bitenl duymadın miS dedi. «Duymadun. .» «Biz Bagdata glder ritme» henl arkadan vunnaya kalknuslar. gösterecefim onlara...» « Ne olmus?» > • • • • • • • • • • ı • •m mım ıı Demokrat Partl Grupundan Hüseyin Ortakçıoğlu o devirde Ekonoml Bakanlığı gorevindekl Sıtkı Yırcalı hakkında gensoru istemişti. BaJJrdat dönüşü, haberi uçakta alan Menderes dellye dönmüştü. Fotoğrafta Yırcalı görülüyor. aileo lnsan alıs verişi tlcaretin den bir kere daha nefret ettim. Daha yeni milletvekili oldugum sıralarda Refik Ahmet Sevengil'in bir gün koluma girip: • Şu Meclisin koridorlan yok mu? Buralarda insan zaaflınnm hepsi, en koyu dozda akar... Bu insanlann birbirlerine saygı ile «Hünnet ederira efendlm!.» demeleriae bakma.. Hiç khnse kimseyi HHHM. Ego'nun sivrile sİTTÜe insanm altından girip tepesinden çıktığı yer.. tşte bu parlâmentodur» demesl hatınma geldi... Kişlnin seviyesf, müesseseleri d« kendi hizasına indiriyordu. Bir Başbakan sokaktaki kül hanbeylerden daha kötü küfredebüiyordu. Politika ihtirası ne kadar çirkin hale geliyordu? O dakikada gerilen sinirleri ile yüzünde derinleşen çizgileriyle Menderes bana on yas daha ih tiyar ve bezgin göründü. Bu ada mın da kendl hayatına sahlp ol maya, çocuklannı sevmeye, ge celeri başırn endlşe ile kaşımadan uyumaya, siriir ilâcı alma dan yaşamaya ihtiyacı vardı. Kudret ve haşmet içinde olay Menderes, istifa edememeslni mâzur föstermek İçln şöyle demişti: «Günün birlnde böyle blr şey yaptığım takdirde Inönü beni kulağımdan tuttuğu gibi Divanı ÂU'nln karşısına çıkarır, hiç Insaf da etmez.» şündük.. Menderes: «^ Bu mesele yalmı siyasî olsaydı, halli çok kolay olurdu» dedi. «Halil özyörük de ise karıştı ve ıspat hakkının aleyhincl • b i r i l e koskocaman ıctva rerdl..^ îki gun sonra Izmir'e beraber gidiyorduk. Nedense Bağdat'tan döndükten sonra Ankara yolculuğunu geciktirmek istiyordu. î/mir'de bir iki gün kalıp bir Yarın : SONDAN BİR EVVELKİ "NIHAL KARAMAĞARAU q Beş gündür dargındılar. Ama bu defaki dargınhk, kıskançlık darguılığı, kapris darguılığl, kısacası sevgili, arkadaş dargınlığı değildi. Yaşan tüarma yön verecek temel bir meselede Çatışmış'.ardı. Selim, ilk kez, Nilüfer'in kafasındaki saplaniinm kendinden önemli olduğunu, genç kızın varlığmda kendisinin ancak ikinci plânda yeri buiunduğunu kesinlikle anlamı?, gocunmuştu. Ya hep ya hiç sloganını benimseyen Selim'in buna tahammülü yoktu. Nilüfer ya kafasınm içiyie de, kalbiyle de yani bütünüyle kendinin olacak. ya da yolları bir daha asla bir ka\şakta birleşmemek üzere ayrılacaktı. Zira Nilüfer, Selime göre uçunımlar kıyısındaki keçi yollanndan gidiyordu körlemesine.. Saplantısınm önderliğinde ğidecekti de.. Iradesini kullanmazsa Selim de sürüklenecekti, öyle görünüyordu. Selim, sürüklenmek istemiyor, direniyordu. Direnecekti sonuna kadar. Bütün gücünü. bütiin hünerini kullanacak Nilüfer'in sürüklenmesini önliyebilirse önliyecekti. Dört yıldır her ayrıntısı üzerinde titizlikle durarak hayal etükleri müşterek hayatlannın, evlerinin, beraber kurup beraber çalışacaklan disyanserlerinin iskambil kâğıdından yapılma ?ato örneği dagılıvermesine sonuna kadar engel olmaya uğraşacaktı. Savunacaktı gelecekteki güzel |ünlerini Vehimlerle bunahsurdu Selim. Nilüferse, tâviz vermek föyl« durıun fittikç» katılaşmakta: Sen, Sosyalist değilsin, Selim. Öyle mi dersin, sevgilim?.. Yine ne pot kırmışız? Beyazıt camiinin böğrüne sığmmıj Küllük kah vesinde yemişlerdi öğle yemeklerini. Kahvelerini içiyorlardı. tmkân belirince eyleme geçmeyen gerçek bir sosyaÜFt olamaz. Sen bana baksana kızım. eyleme geçecek durumum var mı benim? Devlet hesabına okuyorum üniverîitede. Bir çelme attılar mı yanar onca yılhk emeğim. Yanarım. Nilüfer, san kirpiklerini kısarak Selim'in gözl» rine dalmıştı: Ne demiş şair? Sen yanmasfln Ben yanmasam Biz yanmasak Nasıl çıkar Karanlıklar Aydınlığa Selim. öfke'.enmişti: Yanmanın yolu ille dostlar alışverişte görsun, sosyalistler meclisinde nâmım söylensin diye hapisliğe çanak tutmak değildir. Kahraman rolüne özenmek değildir. Beni enayi sanıyorsan «ldanıyorsun. Ben yanarsam. yerinde yanarım anladın mı? Ama Selimciğim, ben sana yan demiyorum. Eyleme karış da demiyorum. Sen sadece bana karışma, diyorum. Dilediğim öğrenci derneklerine girebileyim. dilediğim insanlarla arkadashk edeyim. Simdilik bu kadar. Bu kadarcık ttnden istediğim. Bana kanşmamak fedakârlığını göstererek isbat et sosyalist olduğunu yeter. Nasıl karışmam? Kendi imkânîarınla okudn ğun için sana çeime atmazlar mı sanıyorsun? N« devir bu devir? Daha kaç yıl oldu şunun şurasmda, nice profesörleri kürsülerinden uğrattılar. Üniversiieye saldırılar oldu... Nicelerinin de kürsülerl ni kaldırdılar. Sen biçareyi mi düşünecek'pr Nilüfer'in omuz silkişini görür gibi oluyor: Vız... Derneğimin yapacağı toplantıya katıl mışım diye varsınlar atsınlar beni de üniversiteden, ben göze almışım. Sırasmda bir dâvlyı onaylâ yan bir fazla ses çok önemlidir. Sen göze almışsın ama, ben seni gözden çıkaramıyorum, Nilüfer, Demek beni gözden çıkarmaman ille doktof olmama bağlı, sevgili Selimciğim? Selim, tartıjmadan bezgin, bir süre dalmıjtı: Değil... Değil elbette... Seni ne türlü sevdlJimi biliyorsun. Evet, bir türlü sevdiğini biliyorum: Tek telU «az olacağım. Yahıız seni çalacağım. Seni! Seni! Selim. alaycı: Oysa sen, orkestra olmak sevdasmdasın, de» mişti. Militan sosyalist. Dispanser sahibi kadın dok toru. Selim Gediz'in bağımsız zevcesi. tkisi oğlan, ikisi kız dört çocuğun fedakâr anası... Yavaş gel kl zım! Bütün sazlan birden çalmağa savaşan hiç birini i}*i çalamaz. Tartumaları uzun sürmüs, sonra Nilüfer, avuca firmi? kanarya gibi çırpınmaktan vaz geçmiş; sarıjın başmı yana bükerek: Pekâlâ gitmiyeceğim toplantıya, demisti. Annem ikizleri derse götürecek. Evde dörde kadar onun işlerini yaparım. Eğer îzmit'e gitmezse, Ay» han'ı da alır, dört buçukta Maçka'daki Taslık kah vesine gelirim. Ayhan okulda değil mi bugün? Hayır, tâtili var. Babam smavlarına çalıştın yordu sabahleyin. Akşam belki Izmit'e gidecek. Çok yüz veriyorsunuz oğlana, Nilüfer. ll^rak^etme, ahlâkını bozmayız. Evet, Ayhsn'ı alır, gelirim kahveye. Sen de gel. Beraber çay Içeriz. Ve «ynlmıslardı. Koltugunun altında kitaplan, o gergin yürüyüşüyle Nilüfer, durağa yönelmişken dönmüş, gülümseyerek elini sallarmştı. Onun Maçka tramvayına bindiğini görmüştü Selim. Genç kızın gidişi hiç kuşkulandırmamıstı. Ancak saat üç buçukta randevuya biraz gecikeceğinl bildirmek üzere evine telefon edip de Nilüfer'in kardeşi Fadik'ten: Ablam bir saat önce babamla çıktı. Seüm »îsbey. Toplantılan varmı?, cevabını alınca at'.atıldıtını nnladı. Yıkılır gibi oldu dünyası. Sanki o anda Nilüfer'in ihanetini haber vermişlerdi. Öyle bir acıyla yüreği burkuldu. Onurundan yaralandı. Hiçe sayılışını hazmedememekte. Bütün çabası» na raemen genç kızın hayatına ağırlıgını koyams» dığından, onu tümüyle kendine bağlayama^ıiındaa Stüni kendi biçareîiğine kızmakta. Simdiye kadar amaç edindiği ne varsa elde etti: Doktor olmak istedi, bitiriyor bu yıl fakülteyi. Nilüfer'i istedi, hayat boyu »rkadaslıgs karsr verdiler. D*1 5îr»>nmpk fstedi. gecesinl plndüze kat tı iki dil öğrendi. Okudufu mrada, çevirilerlt. fotoSrafcıhVla ceo harchjını çıkartmak lrtedî. sınıl arkadası Suad Cetin'in yardımıyla onu da basardı. Suad Cetin'in aeaKev<H bir fotoSrafhsne gahiblydi. Staj eördii orada Selim bir süre... Bir yaz bahkçılıktan knzandıh paraUrla bi» fotogrsf makinesi aldı. TJSrastı, didindi bir dergiy» kapılandı. Fakültede de hocalannın, arkadaşlarının fotograflarını çeker, kimine parayla satardı. Bu de» virde tanışmıslardı o yıl fakülteye giren Nilüfer'le... Bir gün bahçede kitap okuyan kızın resmlni, ona kur yapan blr »rkadasm isranyla çekmif, sonra büyüttii?ü resml götürüp özür dileyerek NU lüfer'e vermişti. Onun: «Bu ne llubalilik!» der gibi kaşlanm ha fifçe catarak fotojrafa göı attıktan l o n n kendifİBİ süzdügıinü hatırlıyor: Borcum ne kadar? Borcunuz yok... Buyunm fllmlnl d». öyle bir arm»ğan H, k»bul edemiyeceğim, ılzde kalsm diyemem. Dostçt gülümsemişti. Hep dotfça gülümser NİKifer. Dosfç» (tülümseyerek ina'laşır. Dostça fülümgeyerek söyler aei sözlerinl. Dostc» gülümseyerek bildiğini okur. Dort ça gülümseyerek atlatır. Daima dostça... ••• ' ! ' ! " ! ! ! ! ! MODESTY 6LAISE KÖTÜ NİYETLİLER Garth ••••••••••••••••••••••••••••••••••••a••••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••«•••••••••••••••••• ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••««••••••••«•••••••••••••«•••••••••••••••••a «•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a•••••>«••••••••••••••••••••••••••••••*•••• •••••••••••••a» ••••••••••••••a ••••••••••••••a Mlıııifiiamı Tif fany /Jones •••••••••••••••••••••••mtaııtıifiııııtıııı lll||l||||||||||i a i||t t | ll | tal | |a , aı||t | ||| , iııııttıtaııııımıııiBnaınaıan,,!,,,,,,, a i l l i a a i l i a i a i l > l l l i a i l u a i a > l t l ı a ı a M l l t ı a ı MIIII«tlllltf1ltlllllliaitlt| TIFFANY JONES konu v«yr«iıtt; AYHAN BAŞOĞLU J j N T İ K A M YEMİNİ Başvekil sözleriml çok mübalâğali buldu. « Amma yaptın ha'...» dedi. Sonra durdu: «* ISalV sana bir çey söyJeyeyim, Allah belânu versin. eger bu makamda oturmak istivorsam. Görüyorsun hayat dejil.. Cehennem azabı.. Ne gecem ne gündüzüm vır, önüne gelen bana başvurur. Ben karşımdaki daha lâfa başlamadan onun söy leyeceğini anlar oldum. Sözler, söze girişler, muhabbet ve sadakat teraneleri hep birbirine benziyor, bıktım, bıktım usandım... Ama buna rağmen istifa edemem..» Hayretle onu dinliyordurn. « Evet istira edemem!. Çünkü uen memleketi hızla kalkındırmak için yüreğimdeki ateşle her işe birden saldırdım. Her işi de 2490 sayılı kanuna uygun yapmadım. Kötü niyetliler, lıakkımda fena düşünenler, beni bîr çok ışlerden sorumlu tutabilirler. Bugün istifa etsem, tsmet Paşa. yok mu? O beni kula ğimdan tuttuğu gibi Divanı Âlinin karşısına çıkarır. hiç insat etmez. onun için istifa rdemem. bana iki sene izin verin, ortalığı derleyip toplayayım, yeni icraat artık yapacak deçilim... Bu memlekette ne yapsan boş, bu güne kadar memleketi düşündüm, bundan sonra analannı esek kovalasın... Artık kendimi düşüneceğim. Evet iki jil, ortalığı bir derleyeyim, toplayayım, temizleyeyim. başımı alıp gideceğim, oh çekeceğim. Başbakanlık da onların olsun. her şey onların olsun... Teter Ulâllah, vallâhi. billâhi iğneli fıçı üzerinde oturuyorum.» Istanbul'a döndüğümiizde yine boş durmadık. Yanşjndan harap olan Kapalıçarşı yen^den restore edilmiş olduğu için onun açıhş merasimine gittik. Bir gün Liman Lokantssmda yemek yedik ve ıspat hakkının kanunlara nasıl girecefini dü (Arkan rsr) Su Borusu Döşettirilecektir Ekibank Genel Müdürlüğünden Bankamızın Anbarlı Elektrik Santrah kazan katma ve lçme suyu ile isale hattına ait boru işi sâbit birim fiat esası üzerinden eksiltmeye çıkarılmıştır. 1 Eksiltme 1 Eylül 1969 pazartesi günü saat (15.00) de Etibank Genel Miidürlüğünde yapılacaktır. 2 tslerin tahmini kesif tutan (554.798,30 TL.) olup geçlci temln=»tı 25.942. TL. dır. 3 Eksiltmeye ijtirak için yeterlik belgesi ahnması iart olup isteklilerin, a) Mâlik olduklan müteahhitlik karnesl, b) Bir def ada benzeri bir işi taahhüt «uretiyle yaptıklanna dair belge, ci Eksiltme şartnamesinde belirtilen vesikal«r, ile bırükte yeterlik belgesi almak üzere 20 Ağustos 1969 çarsamba günü saat (17.001ye kadar Genel Müdürlüğümüze müracaat etmeleri lazımdır. 4 Yeterlik belsreleri 27 Ağustos 1969 çarşamba gününden ltibaren Bankamız înşaat Dairesinden ahngcaktır. 5 Teküflcrin ektüTne günü saat (14.301a kadar Bankamız Umumi Mnhaherat Servisine verilmis veya gönderilmiş bulunması lazımdır. 6 Eksiltme dosyalan 18 Arustos 1969 pazartesi günü skşamma kadar Banlıamız înşaat Dairesi ile Anbarlı Tesis Gpjp Müdürlüğünde görülebilir. 7 Eksiltmeye iştirak için eksiltme dosyası satm alınması sart olup dosyalar eksiltme günü saat (12.00>ye kadar Bankamız înşaat Dairesinden (100 Tl.l mııkshi' : nde satın ahnabilir. 8 Bankamız yeterlik belgesi verip vermemekte. ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yanmakta •ierhesttir (Basın: A. 1349520529/9728) Kars Valiliğinden Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinin 1 Kar» Merkezinde yapılacak Eğitim Araçlan Merke* binasi inşaatı 2490 tkyılı ktnucun 31. maddeıi uyannet re kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 lşin kesif bedeli (165.811.58) llradır. 3 Eksiltme Kar» Hükumet Konağı içlnde Bayındırlık Müdürlüjü lhale kotnieyonu Urafından 28.8.1969 ıılı günü taat 15.00'de yapılaeaktır. 4 Eksiltme «artaameti ve dlger evrak meıal tattlerin* de Bayındırlık Müdürlügünde «Srülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için lıteklilerln; a) (9.530.80) lirahk «eçlci teminat, 198S yılı Ticıret Odan vetikaıı. b) Müracaat dilekçelerl İle blrlikte şartnıme ve utu» lüne göre hanrlanmıı teknik techizat, taahhtit, teknik personel, malt yeterlik belgetl İle lşln ke?lf bedeli kadar iı bitirme belgesinin tbrazla eksıltmeden once Bayındırlık MüdUrlüğü tstlrak belge komlsyonundan yeterlik belgesi alarak zarfa koymalan, Belge için son müracaat 23.8.1969 mesai sonuna kadardır 6 tstekliler teklif mektuplannı lhale gflnfl saat 14.00'e kadar makbuz karşıhjında Ihsle Komtsyonu Ba;kanhSına vermelert şarttır Postadalsl vâki gecikmelerın nazara ahnmıyaeajı ilSn olunur (Basın: 20315/9731)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle