25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DORT hştılu. Onun mls6flrl«rtnl rtplsyerek «msbremi esntn» olmanın Mvkini tattılmr. Bu jvmkuüığı on» ödetmeic iıtedüer va çok za man ödettiler... 10 Ağustos 19G9 POUHKA 6ALSUSI *BİÎSTLERvePORTRELER olunca, kocasının lidere karşı gelmesine hiç bir zaman nza gösteremiyordu. «Kızımız koleje gidiyor, ev borcumuz var, vataru yalnız sen mi kurtaracaksın?» telkinleri, zateri zayıf Iradell olan insanı btlsbütün görevini yapamaz hale getiriyordu. MiKetvekili duşünemiyordu kl, sorumluluklan kabul etmemek kolaydır, fakat o sorumluluklann yarattığı neticelerden ne kendisini ne de memleketi uzak tutmak mUmkün degildir. muhatefettni ekseriyetle hayv tiyle öder. Bi* çolc şükür bu merhaleyi atlatmıs buhınuyoruz. Bizde simdilik .yalnız Insanın geçimi ile oynanmaktadır. 1954'd» Türkiye'dekl «OBVBI ortam bu sebeblerden dolâyı birden blre Adnan agabeyi nlmet dağıtan (beyefendl) ympmıştı. Meclise yenl gelenİM kendisi 1 Yüzan: C1HAD BABAN İSPAT HAKKI tst* Mender«s'in ktaüiği böy;e bir devrede rlya kazanlannda kaynarken ortaya bir de «tspat Hakkı» meselesi çıktı. Partiye mensup bir milctîir miUetvekili bir kanun teklUi yaparak, Ceza Kanununa ispat hairVirnn konmasını lstemişlerdi... Bu hak eskiden vardı, iakat, HaUl Özyöriik'ün Tetnyiz Ba$karJiğı zamanında bir içtihat karanyla ve galiba Kenan öner Hasan Âli dâvasmda, Kenan öner bu hakkı kullanarak beraet ettiği ve bu beraetinde dolayısiyle rahraetli Hasan Âli'yi zor dumma düşilrdüğü için ortadan kaldınlmiştı. Şimdi Fethi Çelikbaş, Enver Güreli, Raif Aybar, Alican... ve diğer bazı milletvekiUeri DU hak km Ceza Kanununa huküm olarak girmesini istiyorlardı. Çünkü isbat hakkı dâvacılan görüyorlardı ki, D.P. içinde bir çok insan görünür gtfrünmez yollarla niifuz suiistimalinin kapısını açmışlardı. Ispatçılar için topyekun tasfiye kararı Türkiye henüz o memleketlerdendir ki lider kuvvetli yani sörünü parti içinde yerlne getirmeye muktedir oldukça. o idare ettigi toplumda riyakarlık da o oranda arünaktadır. Bunun sebebiııi Ttirk toplumunun skonomik olarak az geîişmişliğinde aramak gerekir. llçe avukatlığında veya ilçe çapında gelir sahibi olan vatandaş, o lamanların 4800 liralık m&aşı ile baş çehre intikal edince, kalorlferli bir eve yerleşiyor. Kansı ılçe hayatının sıtantılanndan, yani soba yakmaktan, ev işlerinden •bir oran içinde sıynldığı için kocasmı milletvekili yapana kar ş; minnet duygusu taşıyordu. Hele bu milletvekilliği sırasında. rüyalanna giren, hasretle arzuladığı kürke kavusunca, hele hele ucuz dövlzle Dir de Avrupa'ya gitme imkâmıu bulunca, ondaki minnet duygusu büsbütün yoğun bir hal alıyordu. üstelik banka kredisinden is'ifade ederek bir de kat tedarik edince, yan çarpık yollardan bir de otomobil sahibi n« sokulmak istediklert için eskilerini her vasıtaya başvurarak körüleyerek itelemege başladılar. Ashnda toplumun içinde hiç bir manevî mert«besi olmamıs ve olmayacak öyle kişiler politikada sivrildl ki bunlara hayret etmemek mümkün değil di. Kapah sistemlerde lstifa (selection) iyrye dofcru defil, kötüye dojnı işUyordu. Dalavereci, yalancı, çılEkrcı ile onu kullar.ma pahasına sır arkadaşı otma heveslne kapılan lider, zayıf tarafıyla bu gibilere teslim oluyordu. Onlar da blrbirl«rlne göz kırpa kırpa onun sırtını kendislni en kuvvetll rannettiği amanda yer« getlriyorlardı. Bu nun arkasından da sahte ahlar, vahlar, ve teessurds birbirleriyle yanşıp uydurma göz yaslan dökerek sadakât gösterüeri yapıyorlardı. D.P. devrinde tıu gi biler, telefon kabinlerini dinleyerek konuşulanlan «B^yefendlT^» nJüüettiler v« karşılığında «Aferln» aldılar. Bu gibiler kendl evlerini kadınlı erkekll ziyaretlere açtılar, hiç bir şey iken miUetvekili oldular.. Bunlan görenler de plâj mevsiminde «Beyefendi»nin evinin jranmda oda tutup gözüne girmeye ça Kahir bir rkseriyetle ikinci dffa iktidar» gelen D.P.'nin 1955 Büyük Kongresi her bakımdan usolsüı ve kannn dışı şartlarla baslamı» ve bitmisti. tspat hakkı savnnncnlannın psrtiden ııkat karan ds ba kangrcde vtrilmisti. Fotofrraf, D.P.'nin tstanbal kongrelerinden biri firasınd» çefcilmiştir. taraftar ve ispata muhalif olduğumu zannediyordu. Ben ise gayet soguk olduğunu tahmin ettiğim bir eda ile: « şükrü bey» dedim, «sen bir memursun, böyle şçylere k»rışma...» O sırada Faruk Gürrunca, elinde gazete ile kokteyle geliyordu. kendisini karşıladım. «Şükrü Bey bir nıakalrden bahsetti, Abdurrahman Şercf Lâç ıskat mfselesini savunuyormuş. Scn de bu yazıyı gazetcne koymuşsun'... doğru mu?» diye sordum. < Dofru» dedi, ve g&zeteyt bana uzattı. Makalenin hiç blr tarafı hukuka u.TnEdığt için yazınm muhtevası kp.famda yer etmedi, yalnız, o raman bu yazıya karşı büyük bir tepki gösterdigimi hatırlıyorum. BEYEFENDİ îleri demokrasüerde politikanm içinde yaşayan insanlarm hiç degilse çoğunluğu lidere veya poHtikaya minnettar değildir. Görevini yaparken bakkalm kasabın borcu, telefon faturası, lazının okul taksiti gözünün önüne gelmez, liderle çarpışırsa, aç kalmaz, vatandaşa iktisadi hürlüğü veren ortam, onu politikada da cesur yapar. Türkiye politikacınm elini kolunu iktisadi zorluklardan kurtarabilmiş bir ülke değüdir. Gerçl mill! gelir bakımından bizden daha geri olan memleketler vardır. Oralarda muhalif, Menderesin gö^üne girmek isteyenler, etrahnda pervıne kesilmisti. Başbakanda beliren büyüklük dnygosn ds böylece büsbütün körüklenivorda. zaman Anadolu Ajansınrn tstanbul müdüril olan Şükrü Parairtan yanıma geldi: « Beyefendi» dedi, «bugiin 1954'ün muzaffer Başbakanı, Faruk Gurtunca'nın asünda ispat hakkının karsısınHergün'de çok ınühim bir mada olmayabilirdi. Fakat, dört kale var. Abdurrahman Serrf >ilda yaptıklan gizü işlerin giiI.iç partiden istifa eden veya nâhını bizzat kendileri bilenler, çekilenlerin mületvelıilliğinden teklif karşısında birdenbire ayaklandılar. Menderes zor du iskat edilmesl şart divor. tltni bir yoldan giderek bu ıskat karumda kaidı.. Ya telefon kabinrartnın Anayasa'ya uyjrun oUlulerini dinleyerek cBeyefendiye» ğunu da isbat ediyor.» haber nakleden, onun sır »rkaŞükrü Pamirtan Menderes'in dası olan ve kader arkadaçı görünen, iyiye de kötüye de uy yakını olarak geçinen bir kişiydi, ve benim ıskat meselesine durma göz yaşı dokmesini bilen insanları tercih edecek, yahut, şahsiyetine, bilgisine, şerefine as hnda kendi kendine kıymet verdigi için, Florya'da ev tutmayan, sabahleyin beyefendinin geçecegi yollarda saatlerce beklemek tenezzülUnde bulunm8yan insanîarı tercih edecekti. O gevşek mizacıyla birincilerin yanında yer aldı, ve galiba hemen arkasından da pıştnan oldu.. PİŞMANLIK Yarın : IBRET ALINACAK MANZAR\ KONGREDE ZORBALIK Demokrat Parti 1955 yüında büyük kongresini toplamıştı. As'anda bu kongre de 1954 seçim leri gibi, D.P.'nin hayatında zafer şeklinde görünen fakat Ielâketlere yol açan bir kongre oldu. 1954 zaferi, ister istemez Demokrat Partiyi 1955 kongresi' ne o kongre de bu parttyi dibi olmayan bir çukura sürükleyecekti. Bu kongrede herşey nizamsız, kanunsuz oîmuş, bu konıireye zorba'.ık hükmetmişti. Fakat, iktidar D.P.'de olduğu için kimse bu nizamsız hattâ kanunsuz olaylardan dolavı Men deres'e hesap soramadı. Menderes'e muhaiif olduğu zannedilen aelegeler, dümdüz «Beyefendi»nin iraoesiyle kongreye sokulmadı. Rakipierini parti içinde zor kullanarak tasfiye eden lider, e'.betre iktidarda da aynı işi diğer partilere karşı yapacaktı. Js'itekim bu kongre ispat hakkı ugruna mücadeleys gırenleri tasfiye etti. Arkasmdan bu her şeye evet demeye hnzır kongreye Başvekil bir de şöyîe bir karar kabul ettirdi: «Partilerdcn istifa eden milletveküIrri milletvekilliğinden de iskât edilmelidir...» Yani miUi 'rade ile Meclise giren temsilc'vi. Menderes artık kolundan tuttuğu gibi, Meclısten atabılecekti. .NIHAL KARAMAGARAU Mümkün mü ki o devirde, iki kalbli Şekip bey, bir başka hesapla hareket etsin? Lâpacı kızıma ev» de koca yetiştiriyorum diye riüşünmüş olsun? Yok hayır, vasiyetdi filân lâf... Okkalı Nebil» hanımın okkalı yalanı. Acaba Nilüferin bu konuda vereceği hiiküm n« olacak? Sarı kıvırcık kirpiklerini kısar. şöyle bir daiar. Yoğunlaştınr düçüncelerini... Terazinin o kefesine koyar ihtimalleri, bu kefesine koyar, hangisi ağ;r basacak? Bekler. Bekler sabırla. Bekletir de.» Bir kez de:.Kararım karar» dedi miydi? Bakar Selim'in gözbebeklerine: «Evet, yarım porsiyonumla arkadaş!» Kabul kabul... Yarım porsiyonunla da kabulU Evet, evet. Sabahleyin fakültede göremezse Nilüfeı'i evin« de aramalı: « Sana söylüyordum ya. bana yaptıklan iyiliğin karşılığını faiziyle istiyeceklerini? Din'se bakt Nilüfer, dün aksam üzeri Şekip beyin evine gittiğimde. üç haftadır görünmediğim halde sitem etm» »••IIKIIfflllll ..••«lllll 6 IVSODESTY BLAîSE ^'"^ t*••«••«••••••* •••••••••••••a» SÜREKLİ ALKIŞLAR ••••••••••••••a ••••••••••••••a ••••••••••••••a •••••••»••••••a (IIIIIIIIIIHI Tiffcıny Jones YEMiNi Menderss arrık gözlerini gerçekleıe dikevels;, olaylara cepheden bakamıyordu. onun için de cepheden bakrnaya korktuğu gerçekler bir süre sonra onu sırtmdan bıçaklayacaklardı. Herkes bu partide sanki sağır olmuştu. Yağmur suyunuıı taş iizerinde kayıp gitmesi gibi, Meridfrps'in iradesine esır t\üşmüç rıüılann sahiplenne, ne rica. ne nasihaî, ne tavsiye tesir etmıyodu. Bu kongre sürekli ve hararetü alkışlar arasmda bitti ama, Deınokrat Par^i'nin de beli bu kongrede kırıidı. Menderesin ispat hakkı önergesıni verenler, aleyhindeki demecini içeride alkışlayanlar, büyük sinema kapısının önüne çıkarak: « Bir u|ursuz iş yapıyonız ama. Allali encamım hayra yorKunl.» demeye başlamışlardı. Mendeıes, çılgınca alkışlanmıştı fakat, Dcnokrat Parti aklı eren vatardaşların karşısında. bir mum gibi erimişti. Bu partiyi artık yola getirmenin ır.ümkün oiamayacagı kanaatt genel bir inanç haline gelmeye b?şlamıştı. BİR MAKALE Bu meşhur kongreden bir kaç giin sonra, tstanbul'da, Hilton Otelinde tzmir Belediye Baskanı Selâhattin Akçiçek bir kokteyl veriyordu Bu kokteylde o Selim, eli paket tutmağa başîadığından Vıeri ba ba«ının dükkânmda çıraklık yapmış, katı gerçeklerle tâ küçük yaçtan yüzyüze gelmişti. tnsan münasebetlerini her türlü çelişk'min dışında, bir >'önüyle, sadece karşılıkh slı; veriş yönüyle oğrenmiş ti. Malı alırsın, o anda ödeyecek paran yoksa deftere yazıhr hesabın. Paran olunca ödersin. Ama mutlakn ödersin. Bedava yok. îyiîikte de bedava yok. îyilik de karşılıklı. Değişmez bir kural bu. Bu sebeple.. Hayatıntn dönüm noktası saydığı bir olayı ha tırladı: Nüfus kütüğüne geç kaydedildiğinden ilk okula dokuz yasmda başlatılmıştı ama, birincilikle bitirmişti. O çağda fakir olan biitün esnaf gibi fa« kir olan babası da Selim'i ortaokulda okutaınıyaca ğım söyliyerek Kuleli'ye yazdırmak için direniyor du. Selim, hem ağlıyor. hem bağınyordu: Asker olmayacagım işte. Hiç okumam daha iyi. Izmite ablamın yanına giderım. Eniştemin maEvet, NeH'.e hanımla Melâhat'ın sitem etmeyiı* rangoz dükkanında çalışırvm. lerinden, durgunluklarmdan yine birbirleriyle da» Blcif yapıyordu. O yaştan aklına koymuştu, lajtıkları kanısına varmıştı: operatör Mazhar beyin yalmna erzak t»f*rken., Ha • , ...Yenge hanım, kuını ınuttaka «umkı*d»n kom • yatta başarı sağlayabilmek, zengin olmak^ hürmet su delikanhlarla şakalaşırken yakaladı» diye kendi gdrmek, e. öptürmek. öyle bir yalıya, öyle bir kırkendine gülümsemişti. Melâhat. son iki yıldır kamızı olomobüe sahip olabilmek için mutlaka dokbak çiçeği misâli açıldı. Şellafeleşti. Süse, türküy» tor olması gerekir. Her ne bahasına Seîim, doktorde pek düştü. Hele aşki romanlara! Ağlatıcı filiraluğu arnaç edinmişti. Bu amacına erişmek uğrunda lere... SeHm'e asıhr: hiç mi hiç sevmediği asker'.ik disiplinine de razı Beyoğlu'na, sinemaya... Gidelim de. gidelim... ama, hele biraz daha keçileşedursun, belki babası Kısacası tedirgin etti Selim'i evde. Selim, bu anasız oğlunun gözyaşlarına dayanamaz, yelkenleri suya indirir. yüzden tâtilinin büyük kısmmı Nilüfer'den uzak kalmak bahasma Izmifte ablasınm yanında ve baBasırışmayı duyan Sekip bey, kara saplı basto hkçı reislerin teknelerinde geçirdi. Melâhat'i gez* nunu havada döndürerek yaklaşmış, çekişme konu dirmek belâsından kurtulmak için hafta sonu ziyasunu öğrenince bir merhamet esintisiyle araya gir retlerir.i türlü bahanelerle se>Teklestirıw Nice *imiş'i: temlere göğüs gererek... Selim'i ben okutacağım Abdullah efendi. DaAkşam sofrada hiç konuşmamışlardı. Yemek» ha bir diyeceğin var mı? ten sonra kahveleri yapıp bulaşıklan yıkamak üz« Babasının bir diyeceği yoktu ama. Se'.im'in re Melâhat mutfağa savusunc», Nebile hanım bir vardı. Selim, önünde açıhveren imkân kapısından konuştu. pir konuştu. Tepeden indi: girmeden duralamıştr. Şekip bey amca okutur okut mas'.na ama ge'gelc'.im karşıhğmda ne ister? Daha fo! yok yumurta yokken nasü ettin M» lâhat'e bu i;i? Yumruğuyla gözlerini si'erek başını diklejtirip sormuştu: Hangi işi yenge hamm? Suçlamalara gebe bir sessizlik... Sen beni oku'acaksra amca ama, karşıhğında ben sana ne vereceğim? Derken: Bu soru^a. babası da Şekip bey de gülmüştü: Oh benim güzel oglum, kirletti||nl temlzl» Sen Mazhar bey gibi ünlü bir doktor olagsyrı vakit geçirmeden. Kızın hali perişan. cak değil mişin? İhtiyarlığımızda Nebile hanım Selim. bir süre daldı. Niceliğini, niteliğini ka*yengfnle bana bedava bakarsın. Karşılığını ödersin rayamadıjı sözlerin yankısı kulaklaruıd», Nebile h» Gerçi Şekip amcaya ödeyemediydi karşılığını. nımı ?aşkın ince'iyor. İlk görüyormuî gibisine.» Adamcağız. k;rk sekiz sart dayanabildi zembereği Bir yönüyle de ilk görüyor: Saldırıy» hazırlanmif bozuk k^lbine... Ama onun üstüne titrediğ; evine kararlı tavrını. pır pır eden kara bakıjlannı, yuödeyecek karşıl:|ını... muk ellerin'm gereksiz •telâşmı... Kırmızv basma 6rtülü kerevetlerde karşıhkh oturuyorlardı, yazlık Hâlâ durur hesap defterleri şu kurt yeniği, ayoturma odasmda. Bir dizini bol lâcivert eteklerinia nalı konsoHm Ü5t gözünde. altmda kıvırmıştı Nebile hanım. Bir dizini dikmia. Emekli yarbaydnn yarcîım görmeğe başladığınElinde tesbih saat rakkası gibi «allıyor. Bir eliyl» dan beri tuttuğu hesap defterleri. Kendisine yapıde beyaz baş örtüsünün ucunu »ijmmn yantğuUB lan masrafiar! kuruşu kuruşuna yazardı: kıyısına iliştirmek çabasında: Amca, sorması ayıp srr.a çantayı kaça aldın? Kız belıi etmiyor eviâdun, lâkin içinl yiyor. Amca, sorması ayıp ama bu kitaplara kaç patcini yediği de yok ya Melâhat'in. Selim, bugön ra verdin Ve bunun ?ihi... onu daha yuvarlaklasmı;, bir çene daha kazanmaga Sekip bey, Birinci Dünya Savaşmda uzun süre yüz tutmuş buldu. AHın bilezikleri de ak bilekl»Almanya'da kalmıçtı. Dil öğrenmişti. Olağanüstü rine daha gömülmüştüler. yetenesini feıdiği oğlana da Almanea öğretiyordu. Anlıyamıyorum, efendim. Ben n« y»pmi| elaHer akşanı ders verirken usulü üzere kara takkebilirim Meîâhat'e? sinin altına kıllı parmaklarını sokup dazlak k»Ia Daha ne yapacaktın diyemem, oğlum. BI» sını kaşıyarak şaka ediyoydu: rezüliktir etmişsiniz. Ateşle barutun yanyan» b a n . Der? başına elli kuruş. Yaz defterine... tlerinamıyacaşmı vaktiyle ben rahmetliye löyledinıdl. ki muayenelevine yatırım yapıyorum ha! «Rezillıkti, ateşle baruttu»... Birden idrski uy»a Setim, lise dokuzdayken bahssı ölmüs, bakkal dı Selim'in. Sıçradı yerinde: dükkânı. küçük evdeki kırıntı eşyaları satılmış, Ben... Ben ha? Ben Melthat'e uia dokunSekip beyin onca israrlanna rağmen gelen paralara madım. Melâhat benim kardeıim. Reddederim •<*• elini rarmemişti. Borcuna saymıştı. lerinizi. Ve böylece emekli yarbayın evine göç etmişti Selim. Ev halkından biri olmustu. MATAŞ Ticaret A.Ş Adres: Halaskarsazi Caddatl No. 133 Pangalb . Istanbul YENİ TELEFON NUMARALARI (5 hat) llâncılık: 3S63 9616 » • • • •• • • • • • ••••»••••• I Tarık 7. Kırbakan j: • J + • O K K t SAC "• Z t i H R K V l <> Hastalıfclan M ü t e h a M i » J[ Istiklâl Cs<t P a r m a k k a p ı • No f» 1*1; M H' 1 • 3 4 6 4 1 B I HOOVER SİPARİŞSATIŞ «•••••••••• ••••••••••
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle