Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UIIFE DÖRT 1 AJtıstos 1969 CUMHURİYET razan: C1HAD ı *BUSTLERvePORTRELER mmm BABAN Rakiplerini yere vurmak için çaıenin her türtüsüne hazırdı îsraili gönnek, oradaki kooperatiflerin köylüyü nasıl kalkındırdı|inı yakından incelemck isterdi. 1946 dan 1950 ye kadar Mecliste veya Ankara Palasta buluştuğumuz zamanlar, «fsraile şöyle bir kaçalım!. Telâvive gidelira, hem dinlenir, hem de yeni şeyler görürüz» derdi. «tsraile gidelim» sözünü dört yıl tekrarladık, fakat, hiç bir zaman elele verip yola çıkamadık. 1950 seçımlerinden sonraydı, o aşmetli ve sevılen bir Başbaandı. . Odasmda bana kendisiı o zamanlar şıddetle eleştirıeye başlıyan Ahmet Emin Yal\an'ı çekiştiriyordu Halbuki •akanlar Kurulu, içeride topınmış. Başbakanı beklıyordu; en müsaade istedikçe o: o Beklesinler!.» diyor, yüreinde binken acılan boşaltmak tercesine dert yamyordu. Söyiyor, soylüyor, soyledikçe sinir leniyor ve sinirlendikçe söylediği için ben de Bakanlar Kurulunu bekletmeye sebep olduğumdan dolayı üzülüyordum. « Müsaade etmez misiniz? Bakanlar bekledikçe siıe değil, bana kızacaklar.» Tepkisi sert olmustu: « Patlamıyorlar ya!.» Menderes'in bu insanlan bekletme haline bir aralık Bakanlar Kurulundan aynldığı için küskünlük duyan Seyfi Kurtbek'in bir sözünü bugiin birbirine yaklaştırarak hatırlıyorum. Kurtbek: « Şu MenderesM bilmezsiniz» demişti. «Ona gelsinler, ve haber versinler ki, düşman dört kolordu ile sınırlardan içeri girmiştir, telâşlanır, takat tam o sırada birisi ortaya çıksa ve «Beyefendi dese. Bölükbaşı filân toplantıda sizin hakkımzda şöyle atmış, böyle tutmuş!.» O zaman Menderes dört kolordu ile ilerliyen düşmam unutur ve Bölükbaşıya veriştirmek için ilk rastgeldiği adamı saatlerce meş gul eder.» ÜÇ ÇEYREK SAAT Hıç şüphe yok bu yakıştırma onun dedikoduya eğilimini gös termek için mübalâğalı bir izahtı ama, pekala Ahmet Emin'i çekiştirmek için Bakanlar Kurulunu üç çeyrek saa; bekletebılmişti. Gelişl gtizel şu bir T & misalî. cç anlatışımm sebebı, onun karakteri hakkında bir lüur verebilmek amacını gütmektedir. Onun kendlne dönük mizacı bütün siyasal hayatında onu etkiledi. Pasternak'ın Doktor Jivago'ya söylettiği gibi, «Insan yafunak için yar»tılmı?tı. Yaşamaja haztrlanmak için defil» Menderes de istediğini yaparak sözünü geçirerek, kcyfederek, emrederek yaşamak istiyorduAslında bunun için yaratılmıştı Pakat bu hayata ulaşmak için sarfettiği emeklerle sarfedeceği emekleri sermemişti. Böylece hayatuun sonuna kadar, tikrine ve anusuna karşı ne çıktıysa ona kızdı, onu sevmedi. Sevmediği konularda derinleşmeyi de istemezdi. Heyecanlannın yoğunlugu bu sebepten bilgisi ile ters orantılı idi. Bertrand Roussel'in insan tarifine uygun olarak bilmedikçe. meselelerin sırrına erişemedikçe zahmete katlanarak o işler hakkında bilgi sahibi olacağma, iddiacı çocuklar gibi öfkelenmeyi tercih ederdi. AKINTININ KUVVETİ 1946 dan 1950 ye kadar Demokrat Partinin en aktif, en hareketli adamı olarak göründü. Parti iç kavgalannda hıç müsamaha göstermedi. Biraz şüphe, karşısındakini rakip telâkki etmeye yeterdi. Rakiplerini yere vurmak için başvurmadığı çare kalmazdı. Aslında 1948 de Millet Partisini yaratan olaylar, Menderes'in Köprülüyü peşine takarak yarayı lüzumsuz yere kaşımasından ileri geliyordu. Ahmet Tahtakılıç, Hasan Dinçer, Hâzım Bozca. Ahmet Oğuz, Sadık Aldoğan, Osman Nu n Köni. Enver Kök, Enis Akayş;en, Suphi Batur gibi Demok:at Partinin gelişmesinde hizmeti geçmiş kimseler: mılletvekili oldukları halde bir kalemde par tiden uzaklaştıran da Menderes oldu. D.P içinde ya ona uyarak geçinebiürdiniz. yahut komiteciliğin ince oyunlan, kulisçiliğin insamn kişiliğini eriten dedikodulan. hattâ gayretkeş taraftarlann icad ettikleri iftiraların akıntısı ile Demokrat Parti derüzinden uzağa doğru kaymaya mecbur olurdunuz. Bu akıntı o kadar kuvvetli idi ki, onun tarafından mahkum edılenleri Bayar'ın atacagı simitler bile kurtaramazdı. FLAT KÖPRüLÜ, Demokrat Parti Kurucula rından biri oldn|u için bunu bir imtiyaz B»yı« yor, herseye «Evet» demiyor, direniyordn. Bu yüı den bir süre sonra Mtndtres ona harcayacak, Dışişleri Bakanlığına Fatin Rüştü Zorln'yn getirecek ti. BİR İBRET LEVHASI Doğu'da Halife Hazreti Ali, Mısır a vali gönderdiği Malik Bin Hans'e zamana mağlup olmayan şu sozlen söylemiştır. « Nefsini hırs, şehvet ve tama'dan menet, çünkü bunlar senı. senin olmayan şeyleri istemeye, yani ıstıbdada götürür. Unutma ki, senin oturduğun koltukta, senden evvel başkaları da oturmuştu. Onlar da gurur ıçınde yasadıktan sonra, toprak oldular. Sen, senden e\vel gelenlerın haline nasıl bakıjorsan halk da sana öyle bakıyor. Bütün insanlara eşit muamele göster. Oniara karşı yırtıcı arslan kesilme.. Onlar arasında fark gözetme. Zulmetme. sonra zulmettiklennin intikamına ugrarsm, nefsini savunmaya kendinde kudret göremezsin.. Korkutma; halkın b&sma keyli emirlerinle belâ kesilme.. Bu emirlere sonuna kadar :taat edileceğini sanma!. Emırlerinı yüriit*ükçe, gurura dogru yol alacağını unutma. O zaman kalbine fesat girer. Uîaştığın makam sende azamet ve kibir yaratmışsa, semn üzerinde de Allahu taalânm bulunduğunu, Cenabı Hakkın kahir oldugunu, seni bir lâhzada toprak yapacagını hatınndan çıkarma.« Yakınlanna, akrabalarına, sana dalkavukluk edip baş efenlere imtiyaz verme . Onlan zengın etme.. Eğer oniara ımtiya» verırsen, başkalannın hakkınt yemiş olursun, bunu Allah'ın affetnıeyeceğıni bil. Bir devlet, milletten göreceğl ıtibarla yaşar. Sen o milleta itibar etmezsen, etrafına dalkavukları toplarsan, milletı d» kendini de perişan edersin'..» Yarın : YI KINTİ Ç I Ğ I R I MENDERES, iktidara gelir gelmez, çevresinde kendi görüş ve egilimlerine yatkın olmayanları derhal harcamaja haşlamıştı. Bunlardan biri de DJP.'nin kurulnşonda büyük emefi geçen Reiik Şevket tnce idi. H. mm 89 MODESTY BLAISE •X peHİZDEKİ UuPP PLME ÇOK ISTEBOM AMMr DÜNYADA SÖZ SAHİBİ 1946 dan 1960 yılma kadar süren Demokrat Partinin tarihi ayni zamanda Menderes'in hu partide tek adam olmaya doğru yaptığı savasların da tarihidir. 1946 ile 1950 arası isımlerini yukarıda saydığım kimselerden sonra, Adnan Menderes Başvekil olunca günün birinde Demokrat Partınin kurulmasında büyük emeği geçen Refik Şevket Ince de harcanacaktı. Ko. raltan ve Kopıülü kendilerinden çok şevler feda ederek dayanıyorlardı, fakat 1954 seçimlerinden sonra Köprülü de Menderes in smirlerini ezmeye, ona afır gelmeye başladt. Çünkü Refik Şevket tnce merhum gibi. Köprülü de işe beraber başlamanın imtiyazı ile her şeye (evet) demiyordu. Nitekim bir siire sonra, Fuat Köprülünün yerini Fatin Rüştli aldı. Menderes'in ken disine en buhranlı günlerde gözü kapalı olarak yardımını esirgememiş olan Köprillüyü îeda etmesmde Köprülünün Dışısleri Bakanlıîmdaki gevsek görünen tu'umu tek başına rol oy namıyordu. Turkıyede baş olan Menderes. milli sımrlaTi da aşarak dünyada söz sahibi olmak, milletlerarası arenada döğüşen pehlıvan rolünde gö7Ükmek arzusuna da kapılmıştı. Onun için Köprülüyü arka plana atmak lâzımdı. tıpkı 2800 yıl e\y^i Menderes nehrinın suladığı yerlerde hükümran olan Trassibulus gibi, Menderes de halka hitap etmış, size hürriyet vaad ediyorum demişti Tıpkı inleyen İîint toplumuna rehberlık eden Gandi gibi «Hürriyet ilâhî bir mevhibedir» diye bağırmıştı. «tnsan oglu bu Allah vergisinden kendi evlâtlanm ebediyyen mahrutn edemez» demiştiTarih yazarı Trassibulus iktldarı ele geçirdikten sonra sözünü tutmamıştı. Menderes ovalannm hükümdan, onun hürriyet vaadine inanan insanlan kazığa oturtmuştu. Ovalar yalnız buğday değil yeni bir dıktatör yetiştirmişti. O diktatör sevmediklerinin ayağına demir bağlatır, onlan denize attırırdı. Başı dinç kalsm oiye, halkm içkiye düşmesine, kadınların fuhuşa sürüklenmelerine aldırmaz, bilâkis onlan bu düşkünlüklere sevkederdi. Halkı baskı altmda nasıl idare ettiğini öğrenmek için Yunanistandaki Korent'ten Milet'ye kadar gelen hükümdar Perianderi'yi buğday tarlalarma götürmüş, sivrilmiş, basaklan bileğine sararak koparttıktan sonra «Rahat etmek için sivrilmiş baslan böyle koparırsm'...» demişti. AU3OL UZAY ABAgJ^! İ f n CMCE:Tl İUTIY4S BU5tJK B G£RE< 1FFANY JONES ^ veresim: AYHAN BAŞOĞLU ||İNTİKAM YEMİNİ Deve: Tenezzül bile etmeyin.. Bana kalırsa da öyle. dedi îdris. Nefise boşandı: Sanki karşısında yarım pabuçlu bir mahal1* karısı varmış gibi, basını kaldırıp yuzurtıe bile bakmadı be! Masasının önünde dikıl dıkıl dıkıi. Akıl. önündeki hokka takımını kap, kafasına geç.r dedi ama, kör şeytana uymadım gene de. Bir daha va evlenme cüzdanınızı da getirinmış Pıs herif. W iimiyeceğim işte, Akıl. atla git Ankara'ya, Genel Başkanla görüş. bir tepeden inme yaptır dıyor ama, ney«e. Su secimler hele geçsın... Birden aklına 946 seçimleri geldı. Herkesın agzmda dolaştığına göre. seçimleri kazansalar bile bakalım iktidarı teslim alabilecekler mıydı. « lsmet vermezl. deniyordu. «Bir kıncılırhk çıkara, allem eder. kallem eder işleri üç kâğıda getınr!. Nefise'nin içmi kapkara bir sıkıntı dolaştı. Ona da byle geliyordu. Seçimleri alsalar bile iktidarı dev Tetmiyebttrrdi. İktidarı t«M»n«azeteiar hemen ne• men "bir ağızdan, Yeni partinin kazansa bile, hiTkumeti yönetecek kadrosu olmadıimi h«r fırsatta yazıp duruyorlardı. Üç günde ellerıne vüzlenne bulaştırabilirlerdi. O, bu değil, Kudret Yanardağ ka zanmalıydı seçimi, hapisten «otomatikman» çıkma hydı. Kazanamazsa, burnundan fitil fitil getireceklerine zerrece kuşkusu yoktu. Yeni İl Başkanı onlan tam da Nefîse'nin istediği biçimde karşıladı. . Vay efendim buyursunlar.. nereVerdesınızT Kudret bey tutuklanalıberi güzel yüzünuze hasret kaldık.. Masasına geçti, zile bastı. Gelen odacıya: Bak oğlum hamfendiye bak, beylere bak.. Çeylar kahveler söylendi. tl Başkanı o dehşetli dışa dönük, neşeli havasıyla boyuna diller döküyordu: Söyle buyurun hamfendi. siz de jöyle... Fakat Nefîse hanım haberler istedığimizden âlâ! Mem leket tek vücut hâlinde şahlanmış vaziyette. İktidarı büyük çoğunlukla mutlaka mutlaka alacağız! Üç gun once Ankara'da. Genel merkezdeydim, Genel merkeze, hattâ Ankara'ya coşkun bir neşenin sevinci hâkim. Alacağız, seçimleri mutlaka alacağız! Koltuğuna oturdu, masasının kristalini avucunun içiyle sildi. O zaman Kudret beyefendiyi yıldırım telgrafıyla hapisten çıkarıp, Ankara'ya davullar, zurna larla yolcu edeceğiz! Nefise deriin bir iç geçirdikten sonra: înşallah. dedi. Zerrece şüpheniz olmasın. Benee bu, iki kerr« iki dört eder kadar kati. Göreceksiniz... Bırden farkına vararak: Sizin canınız mı sıkkın? Deve: Hem de nasıl! dedi. tdris yerinden kımıldandıktan sonra: Sıkılmıyacak kadar da değil, dedi. Şunlann çanına otun tıkandığını bir görsek.. İl başkanı yerinden heyecanla kalkıp. Nefise'nin yanına geldi. Kadm içini çeke çeke ağlamağa başlamışt!. Bu, İl başkanını daha da telâşlandırdı: Ne var hamfendi? Nâhoş bir şeyler mi geçti yoksa? Deve'ye baktı, bakışını Idris'e kaydırdı. Ha? Deve: Mâlumu âliniz. dedi, Müdür istifa etmişti.. Savcı. yeni Müdür gelinceye kadar vekâlet edecek miş. Binâenaleyh, herif bizzat Müdürlük yapıyor. Bu bakımdan.. tl başkanı anlamıştı. Sordu: Voksa bir terslik mi çıkardı? Nefise boşandı: Beni yarım pabuçlu bir mahalle karısı sandl ahlâksız herif. Ama alacağı olsun. Atlayıp Ankara'ya gideceğim, görür o. Deveden büyük fıl var 1 Hayret! Kudret'i tecrite atmaya hakkı var mı bunun kuzum? Mesleği doktorluk olan İl Başkanı isin hukuki yanını biımemekle beraber, gene de: Yok, dedi. Tecrite mi atmış? Evet. Eskiden ne zaman gitsem Müdür'ün odasında görusürdük. Şimdi tel arkasından. Bir uğultu, bir gürültü.. ne konustuğumuz anlaşılmıyor. Herkes hemen her an konusuyor. Bugun gelmedi konuşma yerıne. Müdüre çıktım Beni masa« sı önünde uzun uzun bekletti teıbiyesiz Bi: kadına karşı ne türlü davranmak gerektiğinden habersiz! Sonra? Sonva, lepem attı. Dedim vereyim şunun ağzının payını, fakat olmaz. Vazgeçtim. Hani şu seçimleri kazansak, yahut da hiç olnjazsa Kudret seçilse â e telgrafla tahliye ed.lse... o zaman, o zsman biürim ben ona söylenecek sözü! ~Tam"bü sırada İl başkamnm avukat kardeşi ıç« ri girdi. Üçüyle de tanışıyordu. Ağabeysi kadar değilse de. gene de cafcafh bir hâl hatır sorrnadan sonra, Nefîse hamfendinin meselesine geündi İl başkanı durumu kîsaea anlattı, elini kardesinin omu zuna koyarak: Hemen şimdi atla, Cezaevine git. Savcı, Mudür'e vekâlet ediyormuş. Gö'r. Kudret beyin vekâletini almak istediğini sdyle. Beyefendiyi çagırt. Hamfendi hasta olmalanndan endişeli. Gör. görüş.. Sonra. haa... beyefendiyi tecride koymuşlar. Buna hakları var mı? Genç kadma sordu: Mahkeme kararı var mı bu hususta? B'ılrrem. sanmıyorum.. Avukat kısa kcsti: Neyse, ben şimdi hemen gider, oğrenirim du rumu. Merak etmeyin geıekirse. Gerekir?e ne yapardı? Henuz bilmiyordu ama, ağzından kaçıvermişti ışte. Odadan çıktı. Kel Mıstık sofada sinirli sinirli dolaşmaktaydı. İ! Başkamnm kardeşini görünce, kasketini çıkarıp saygıyla selâmladı. Beni Cezaevine kadar çabucak götürüver Mıstık! An'.anv.ştı. sevinçle koştu. Yolda sordu: Kudret beyi mi göreceksiniz? Evet. Çok ceza verirler mi? Kime? Kudret b e y c Avukat güldü: Adam mebus olacak be! Olunca? Olunca telgrafla tahliye edilir, atlar gide? Ankara'ya! Yok be, Allah be! Bacak bacak üstüne attı. Kendisi seçilecekmiş, tahliye olunup Ankara'ya kendisi gidecekmişçesine sevinmişti. Kırbacını hayvanlarımn yeleleri üzerinde keyifle şaklattıktan sonra, haykırdı: Deheeeeeyt arslanlarııım! Yoldsn geçenler güldüier. Herif gene neye sevinmişti acaba? Öfkeli zamanlarında da bu kırbaç saklar ama, ardmdan da kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit gibilerden silme kantar giderdi hay vanlara. Kütahya Kız İlköğretmen Okulu Müdiirliinüntlen Cınsl Pirinç Kuru Fasulye Yoğurt Koyun Etı Kemıklı Dana Eti Erkeç Etı Margarın Yagı (Teneke) Ekmek Manto Bornoz Gömlek Terga! Etek Kazak Kıslık Ayakkabı Yazlık Ayakkabı H l k U t ı 5000 Kgr. 5000 Kgr. 10000 Kgr. 2000 Kgr. 10000 Kgr. 5000 Kgr. 3000 Kgr, 100000 Adet 280 Adet 280 Adet 675 Adet 675 Adet 675 Adet «75 Çift «75Clft Muhammen bedelı Lir» Kuroş 26 000 00 19 O0U 00 20 000 00 24 000 00 100 000 00 50 000 00 18 750 00 70 000 00 81 600 00 23 800 00 28 687 50 35 437 50 33 750 00 25 312 50 23 62f 00 O. teminatı Lira Kuruş 1 9SO 1 425 1 5(10 1 HllU 7 5011 3 75U 1 406 00 00 00 00 11 X thalt taati 10 30 10 40 10 50 11 .00 11 .1(1 11 .2(1 11 .30 11.40 11 .50 12. 00 14 45 14 55 15 05 15 15 15 25 YILLARDAN SONRA Aradan 2800 yıl geçtiği için tabil ayni olaylar tekerrür edemezdi. Ama, Uşak olayları zaman îarkları içinde sivrilmiş başakları koparmaktan başka bir şey mi idi? Koskoca Türkiyede bütün vatandaşrarı içki ile sarhoş etmek kabil olmazdı, ama, kendisine bağlanan ve onun etrafında vücutlan ile etten riya duvarları çeviren insanlara refahın yolu açılabilirdi. Milet nasıl bir bezginlik, sefalet ve sefahat içinde bir gün çöktü ise, Demokrat Parti iktidarı da böylece bezşınlık ve ümitsizliğin kucağında can vermişti. Tarih, iktidara geımek için halktan yana gözükeolerle iktidara geldikden sonra halkın karşısına dıkilenlerin hıkâyelerl lle dolu oldugu için Menderes bu hikâyelerc bir yenisini ilâve etti. 5 4 1 2 2 2 1 1 250 620 785 151 657 531 898 771 25 00 00 00 60 uo 90 25 50 90 1 Yukanda cinst, tnlktan, geçiei teminatı ytzıh yiyecek maddesi ve dvlm mal?emelerı 2490 sayıh kanunun 31. maddesi gereginee kapalı zarf suretıyle 12 Agu?tos 19«9 ^alı gunü hi7alarında gösterilen «aatlerde Kütahya Kıı Ilkogretmen Okulu'nda ıhalest vapılataktır 2 Talipler, her cins tçin «yrı ayn rarT düzenliyeceklerdır 2490 sayılı kanunda açıklanan esaslar dahilinde teklif mektuplannı lüzumlu belgeleri ile blrlikte ıhale saatınden bir saat öncesine kadar Komisyon Başkanlıjın» vermeleri, postad^ vâkı eecikmelerın kabul edılmıyeceği, 3 5artn»meler okulun açık bulundugu günlerde mesai taatlerı dahıtınde oktılda flcret•iı oltrak görülebilecegi ilân olunur. (Basın: 19197/919?)