28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE 6 Temmuz 1969 CUMHURtYET Daşlarken : Roma'da, Parlâmento binaaı olan meşhur Montecitorio rarayının, birinci katında duvarları göz alıcı Goblenlerle süslü dik dörtgen uıun bir salon, Italyan mületine hizmet eden insanlann büstleri ile süslenmis bir galeri haline getirilmlf.. 1 talya, geçmişi ile yarııu arasındaki bağlan san'at yoluyl» kurmakta çok usta olduğu için bu galerinin içinde tarihte dolasır gibi dolaşırsınız. lkişer metre mesafe ile hep tarihin aize tanıttığı yiizler karşımza çıkar. Yaşınız ilerlemişse, gazete »ütunlanna geçen isimlere rastgeldiğiniz zaman bu kimaeler beyaı mermerin soğukluğunn size unutturarak gözlerinizin içine bakarlar. Bunlann ber birl memleketlerine hizmet etmis o]an insanlardır. Doğmuşlar, 51müşler şimdi de hafııalard» yaşasıniar diye bu galeriye yerleşraişler. tecitorlo nrayuıda hlsnetlerl uzerlnde lttifak kazanmış in I sanlar yerine benim politika | galerimde 1946 dan bu güne kadar tanıdıgım, TUrk siyasal I hayatmda iyl ve kötü tartışma | lara hedef olmus insanlar yer alacaklar ve ben onlan size I büdlgim ve valnıa kendi tanı | dığızn gibi anlatacagım. Bahis konusu edeceğim Myi I ler bir arada ve aynı olaylann içinde yaşamış olduklan ı İçin, onlardan teker teker bah | sederken, iç lce münasebetler ylizünden onlan bir büst veya I portre yapar gibi blrblrlerinden | kesin çizgilerle »yırmak da mUmkün deglldlr. I 1945 yılının tath bir sonbahar akşamı, Eylul ayının ikinci haftası Bursa'da Çelik Palas'ın, Amerikan barında, Atatürk'ün eski İçişleri Bakanı merhum Şükrü Kaya ile yaşlanmızın araya koydufu mesafe içinde tartışıyordnk. O benim Celâl Bayar'ın 5 Kasım 1945 tarihinde milletvekilliğinden istifa etmesi nedeniyle yazdığım makaleyi eleştiriyordu. Babamın ve amcamın arkadaşı olması ve beni daha Galatasaray'dakl bğrencilik ramanundan tanıması dolaylaiyla bana karşı duyduğu sevlmll bir yakınlıkla: «Cıhadcıgtm, dlyordu, ben Bayar'ı iyl tanınm, goreceksin yavaş yavaş slyaset alanından uzaklaşacak... indn'J hayatta iken onun karşısına geçerek mücadeleye girişmesi mUmkün ve muhtemel degildlr.» Halbukl ben o gün Bursa'ya gelen Tasvir gazetesinde bu kanaatın tam aksinı savunmuştum. Bayar, iki satırlık bir mek tupla mılletvekilliğinden istila etmış, bu istif'asına hiç bir gerekçe eklememişti. Mektubunda sıhhî sebeplerden bahsetmemişti. Kamu oyuna karşı bir mâzeret sunmak lüzumunu duymamıştı. Eğer Şükrü Kaya'nın iddia ettiği gibi, siyasî hayatı terketmek niyetinde olsaydı, seçimlere kadar bekler ve sessiz sedasız arkasına bakmadan mey dandan uzaklaşabilirdi. Yenl seçimlere ya bir yıl vardı ya biraz fazla.. Bu süreyi bile bek lemek zahmetine katlanmaması onun politika yolunda yeni bir şeyler tasarladığını göstermlyor muydu? Şükrü Kayanın lntlbalan «engindl. O bu intibalardan v« POLIT1KA GÛL "Bayar, prli kurup 1 kaliyen İııiiııii'yt l\«ır\ı ııl\.iııi(i/ılı,, Mutluluk da. mutsuzluk da geçmişteki davranışlarınızın neticesidir. Mutlu^fenız mutlulugrun, mutsuz isenız mutsuzluğun aebebini kendi hareketinızde arayınız. Yazan: CİHAD BABAN BÜSTLERvePÛRTRELER Amacım biyograflk bir eser meydana getirmek olmadığma göre otuz beş yıla yaklaşan gazetecilik, yirml bes yıla ulaşan politika yaşantımın içinde, tamdıklanmı tanıdıgım gibi, İçinde beraber yaşadığımız olaylaÇok defa Ankara'dakl Büvük nn dill ile size tanıtmaktır. TaMillet Meclisimizde de böyle nıdıklanmı, tanıdıgım gibi debir galeri kurulsun diye duşün dirn, bu sözden de anlaşılıyor düm. Meclis sorumlularına bir ki bu yazı dızısi, ben ne kadar de yazılı öneride bulunduğumu objektif olmak istesem de yihatırlıyorum. Biliyonım kl TUr ne subjektiT bir nitelik taşıyakıye'deki kıymet yargılan çok caktır. Ne var ki ben son çeyI sübjektü* olduğu için beş kişi rek yüz yılı kaplayan çalkantılar bir araya gelse, Ankara'dakl arasında yalnız olayların dili ile I Meclıs galerisine büst olarak konuşmak sınınnda kalacağım. | yerleştirilecek vatan hlzmet Herkes benim gibi bildiği ve kârlannın üzerinde ittifak et gördüğü kadarını ortaya koya I meleri zor olur. Buna rağmen cak olursa, olaylara bir gün te I bu adımı atmalıyız, fikrinde bu peden bakacak tarihçi belki bügün de israr ediyorum. Belki î yük gerçeğin sentezini yapmak I talya'da olduğu gıbi, bir çokta bu taruklıklardan yararlanabüst ile Meclisteki salonumuzu billf. BelM bu yazılar, bazı o • süsleyemeyiz ama, memleket 1 laylann nedenlerinl, daha de I çin samimî çaba göstermiş bes rinden anlamaga da yardım ede ' on büyük isim ile işe başla billr. I mak pek alâ mümlriindUr. BöyBu kadarcık bir himıet de } le bir minnet borcunu ödemekaderin gevldyle politika arenanin artık zamanı gelmlştir. • sında, bazen seyirct, bazen döğüşçü olarak ;>er almn olan Ben Montecitorio sarayından esinlenerek bu yazı serisine bana Uç jüphe yok kıvanç ve«Politika Galerisi» ismini ver rir. mek istedim. Bu elbet benim kafamm içinde yaşayan bir gaCihad BABAN leri olacaktı. Bir farkla kl Mon BOUDDHA gelmlş geçmiş olaylardan kuvvet alarak konuşuyordu. «Yani ne yapacak?» diyordu. «Par"i kurup înönü'nün karşısına mı çıkacak? Hayır, ha>nr o bu işe hıçbir zaman cesaret edemıyecektır.» düşundugu içm, Tasvir'd» yazdığı bir fıkrada Bayar'ın ıstıfasır.ı bahis konusu etmiş, onu şıddetle hırpalamıştı. Peyami' ye gore Bayar; devrini kapatmış. îktısat Bakanlığı ve Iş Banicasında iken güttüğü yâran zengin etme politıkasıyla kendısıni aşındırm:? bir insandı. Benim makalem ise hem kendi düşüncemı açıklıyor, hem Peyamı'nin gene bizim gazetemız Tasvir'de yazmış olduğu iıkraya eevap veriyordu. Bana belki bu yazıyı yazdıran kendimln bıle sezemedığım gizli ve hissl sebeplerin arasında Bayar'ı, tek parti idaresine karşı akttf muhalefet polıtikası içinde görmek ve onun memlekette o tarıhlerde hasretini çektiğimiz çok partili ha>ata yardımcı olmasını istemek arzusu da vardı. Çünkü îkincl Dünya Sava«ıra burnu kanamadan geçıren Türkiye'de, demokratik hürrtyerlere yer vermenin sırası gelmiştl Bunu söylerken belki de çuurumuzun altında yetişmekte ve palazlanmakta olan bizim kuşağın yiizüne o tarihlere kadar politika kapılarını kapalı tutan kodamanlara karşı duyulan tepkinin de etkisi vardı. Bursa'da hâtırası hafızamda canlı olarak yaşayacak bir akşam geçtriyorduk. ŞükrU Kaya da artık mületvekıli defildi. Kslamıstaki köşküne çekllmiş, eski günlerin zens^n ve renkli anılarını tada tada anlatan ve geleceğin sorunl?rmı da kafasında sekillendirmege çalışarak faal hayattan hüsranla aynlan bir emeklinin hayatını yasryordu. • Bavar hiçbir şey yapamaz'» derken, acaba politikadan kendısine rağmen uzaklaştınlm:? bir insanın kcridi durgun tutumu ile Bavar'ı mukayese etmesi pibi bir ruh hali içinde olmasındr Oeç vakitlere kadar konuştuk Ben bır ihtimalin savunmasım, tetnernilerimle sarmaş dolaş edprek içtenlikle yapıvordum O da bövle bir ihtimalin mümkün olmadıfım eelmiş geçmis olavlardan ç'.kardıŞı anlamlarla isbafa çalışıvordu.. Ankara'da da Sükrü Kaya ve Peyanr; Safa elbi düşünenler veva öyle düsünmedikleri halde, Milli Rrfin hosuna gider dive, onlar eibi hüküm verenler çoktu.. Bayar, înönü'nün karşısına nesivle, kimlerle çıkacaktı? Çıksa bilp r.etice r.e olacaktı"" Serbest Fırka tpcrübesinde Fethi Okrar'ı bi?zat A'atürk teşvilc e*+i*i halde. bu t?crübe U7vın sürmemis, Fethi Okvar, înönü ile çarmsırken. daha ilk ravund *a ringi terk etmeve mecbur ol mamıs mıvdı? Milli Çefle çarpısmak kimin haddine düşmüşHi' Atatürk devrinin ünlü tçişleri Bakanı merhUtn Şükrü Kaya. 1945 yıknda şöyle diyordu: «İnonıi hayatta iken Bayar onun karşısına geçerek mücadtlevi göze alanıaz.» Fotoçraf, Şııkrü Kaya'yı o devirdeki Meclis oturumlanndan biri sırasınıla göstermektedir. Sağındaki Tevfik Rüştü Aras. solundaki Şükrü Saraçoğlu. Yalnız değil Atatürk devrınin ve Inönü kabinesinin Içişleri Bakanı bu düşüncede yalnız değıldi. Peyami Safa merhum da onun gibi KAGITCI | KEMAL 63 Kudret Yanardag masaıun bas köjesine geçmeyi reddetti: V»lde hanun, lütfen «lı buyurun ferel köjesine! Valde hanım memnun, gene de nazlandı: Aman oğlum, bundan sonra evimizin reisi sensin.. Öyle bile ols«, gene de. Türk an'anesinden uzun uzun söz ettl ki, doğru muydu, eğri mi? Eski Türklerde anaya. ataya saygı bajta gelirdi. Anasmı, atasını saymıyan, Tann'çını da saymazHı. Kadın, hele yaşh kadmlar evin direğiydiler. Erkek, kadınm koruyucusu. ama fözünden çıkmaması gereken bir parçasıydı. Kadınm saçı uzun ama, akh kısa değildi. His bakımından kadm erkekten elbette ki üstündü. tlim bunu böyle nitelerdi! Kadehine rakı koyup, hafifçe gvılandırdıktan sonra, kaldırdı: Gecemizin ve hepimizin şerefine! îdris'le tokusturdu. Tam içecekti, aklederek: Ablanuı nerde? Kaynana: Biraz rahatsız, dedl. Yabyorl Üzerinde durmsdılar. Bec vakte kadar yeaildl, Içîldi, tatlı tath komjşuldu. Bu arada yann çifüiğe gidüıdeEİ ka> rarlaştırıldı. Bu vesileyle kasabalarını da göriirdü Kudret bey. Bir soluk kasabada parti ilçesine de uğrarlar, gerekir»» orada da birkaç »öı söylerdi. tlçe bafkanı nasd adam? Nefîse: Acenta sahibi, dedl. Acenta sahibi anıa, tatlıdır çok. îl başkanı gibi ukalâ değil 1 Isterse olsun, dedi. Alır cevabını.. Yok yok, gayet tatlı adamdır. Bu, avukat, korkak, fazlaca kanuna nizama düjkün. O öyle değil .. Vakit hayli llerlemiştl. Nefıse heyecanla odasına koştu. Kaç vakittir onları bekleyen. bir gelininki kadar süslü karyolanın pike örtüsünü falan, hiç lüzum yokken düzeltti. Kudret b«yin tuvalete girdiği sıra, kaynana, • Allah rahatlık versin..» diye, Hatice'y: de alıp büyük kızının hâll gözyaîi dökerek oturduğu odaya geçti. Idris için sofadaki sedire vatak yapılmıstı. Kudret Yanardag tuvaletten döndükten sonra Idris'i aoyunur buldu. Yanına gitti. îdri» güldü: Aaah bekârhk, ah! Kudret Yanardag: Sık difini, dedi. Çoğu gitti azı kaldı! Kansının pemb* bir ıtıkla hafifçe aydml'.k odasının yolunu tuttu. XV. SemS'yla DürdSne hamfendi mektuplan «lınca, Kudret beyin tutuk'u bulunduğu şehre gitmekten vazgeçtiler. Semâ hattâ memnun bile olmustu. O sehirde eski dostu otelci, daha kötüsü kansı varcfı. Kudret bey tutuklu olmsta bir derece. Ama tutukluydu. Otele inmesi gerekecekti Semâ'mn. Bütün otelciler tanıyorlardı. Haber mutlaka eski dostuna ulaşacak, asılacaktı yenibaştan. Onun maksadı malum, Kudret bevi liyaret, kurtulmasıca yardım, bir de, U2ak ihtima! de olsa onunla evlenmekti. Dürdtne hamfendinin'se canı bıyagi ııkılmıştı. Adam madem hapısteydi, felâket ıçınd» demekti. Ona can atması, liyaretine gitmek ıstemesini «evinçle kabullenmesi, bunu minnetl» karşılaması gerekirdi. Kalrfı ki, bütün malını mülkünü, naktini, e^ham ve tahvıUtını da u«» tüne yapacağım yazmıştı. Deve'ye gelınce.. O, mektubu ahnca büsbü» tün kuskulandı. Hergele herhalde işlerini yolu» n« koymuş olacaktı ki. gelmesini istemiyor, « Gerekirse sonra yazarım, gelirsin!» divordu. Gidecekti. En çok da ldris'e içerlivor, Kudret'i kendi aleyhine kazanmış olabileceğinı ^anıyordu. Bir şeyi şöyle ya da böyle sandı mı, sandığı gibi çıkardı o. Degü'tasvon epceei ıçin kimbilir neler uydurmuîtu atfama. Belki de Semâ'yı alıp... Bu duygusu ağır basarak o gece stladı Semâ'nın çahştıgı pavyona gitti. Kadının ızinlı oldugunu ögrenerek, kuşkusu daha da arttı De» mek doğru dü^ünmüstü. Hersele, karıyı da alıp gitmişti. E, içerdeki bir ınsan için paralı karı nur, nimetti. Hele paralı kadın Semâ gıbısl olursa, kaymaklı ekmek kadavıh demekti. Arkadaslanna durumu anlatıp, atlsdı ekıprese. Bu jehre ilk geliyortfu. Kudret'in ba«ına belâ olan jehri hiç de öyle ahım şahım bulmadı. Büyük, çok büyük bir köy görüntüsü içindeydi. Trenden indi. Kendi gibi inen üç beş kişinin ardına takılarak, birkaç taksiyle külüstür faytonun dolmus yaptıkları dısarıya çıktı. Şehre biir, çehre biür! Koştu. öndeki daracık yere kalınca birivla rorla sıkıştılar. Sıska ama güclü iki bevsirın çektigi, cıvatalanndan lâçka araba şakırtıvla yürüdü. Geveze arabacı, kırbacmı havvanlannın yelesi üzerinde jaklatarak, « Deheeevt ar=!anlarııım'» diye narayı basınca, arabanın gidisi hızlandı. îstasyonu şehre bağlıyan asfalt cadde kıvı«ındaki harap evler dizisi bitip tiikenmek biN meden uzarken. arada gümrah aSaçlara eömülmüs bir apartman vavrusu. va da kösk parlayıp geçiyordu. Ama Deve'nin gördüğü yoktu. Büvük ümitler kurarak, cebindeki iiç bes kurusu gözden çıkardıâı bu eezı. araba bos bir macera mıydı? Kudret fena k!<='[nn'*fı da, kuyruju kurtaramamıs, Semâ'ya dört el!« mi «arılmıstı? Bir ara arabacıyla. karşısınd'ski meçin minderde beslik simit gibi oturan tüccar yapılıla« nn konusmalarına dikkat etti. Beyefendi m i ' Çiftliğinin bulunduğu kasabaya gitti şu sıra! Demek tevatür konusuyor ha7 Tevatür de lâf mı? öyle konusanı hu memleket. Mu«tafa Kemal Pasa'nın Yunanı Izırir'de denize döktügü eünrienberi çormedi. Bak. hep biliyorsunuz, ben de o zamandanberi arabacıvım.. lâkin pardonl SaJ bastaki sordu : Ne diyorf Ortadaki : Ne tfemivor ki birader? dedi Denmlye* cek çeyler; lâkin milletın demek ısteyip d« diyemediklerinı dıyor! Söylesene Mıstık! Kel Mıstık : Bir «efer herif sapına kadar dinci, dedl. Bej vakit namazında, nlyazmda. Rakı makl koymuyormuj agzma.. (Devamı var) OiSl Bond MODESTY BLAISE • • • • • • • •» •••••••» Tiffany Jones TIFFANY Yarın : IVIallcoçoğluı konu ve resim: AYH AN BAŞOĞLU | j N T İ K A M YEMİNİ Bayar'la ilk konuşma Alibeyköy Belediye Başkanlığından İLfîN 1 Alibeyköy Belediyesl hudutlannda bulunan Namıkkemal Caddesi parke kaldınm inşaatı 19i 2490 sayılı kanunun 31. ci maddesi geregince kapalı zarf usulO İle ihaleye çıkarüacaktır. 2 tşin muhammen bedeli 84.447.64 TL. dır. 3 tşe ait şartname ve ihale dosyası Belediye Fen İşleri Müdürlügünde mesaî saatleri dahilinde görülebilir. 4 İhaleye i?tirak edeceklerin 12 Temmuz 1969 günü mesaî saati sonuna kadar aşagıda yazılı evrakla birlikte muracaat ederek i^tirak belgesi almalan şarttır. a) 5 472.35 TL lık teminaUn yatınldıgıru göstenr vezne makbuzu. b) 196S Ticaret Odası belgesL c) Keşıf bedeli kadar B grupu muteahhitnamesi veya keşif bedeli kadar benzeri ingaat yaptıSmı gösterir belge. 6) Plân teçhizat beyannamesl dilekçeye eklenecektir. 5 lhale 15 Temmuz 1969 Salı günfl saat 14.00 de Belediye Encümeninde yapüacaktır 6 Taliplerin ihale saatinden en az bir saat öncesine kadar usultJne göre hazırlanmış zarflannı İhale Komısyonuna vermeleri «arttır. 7 Postada Y&ki olan gedkraeler t e telgrafla iaQr»e*at kabul edilmez. (Basın: 18178/8266) Çorum Belediye Başkanlığından 1 Nısıf hissesi Belediyemize ait Tapunun Yenlyol Mahallesi 417 ada 35 parsel numarasmda kayıth tamamı 142JO M2.'den ibaret Fınnın ve Fırına müteallik tesislerin M hissesi 2490 sayılı Kanunun 31 inci maddesi gereğince kapalı zarf ujulü satılacaktır. 2 Fırının nıs:f hıssesinin muhammen bedeli 200.000, llra olup geçici teminatı 11^50. liradır. Ihalesl 21/7/1969 pazartesi günü saat lö.Ofl'te Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır. 4 İhaleye ait şartname her gün mesai saatleri dahilin<h Belediye Yazı İşleri Kalemınde görülebilir. 4 Taliplerin 2490 «ayılı Kanun hükümlerlne g5re hazırlıyacaklan kapalı teklif mektuplarım ihale gaatinden bir saat öncesine kadar Belediye Başkanlığına vermeleri şarttır. 5 Postada v»ki olacak gecikraelerin nazara ahnmıyacaJı llân olunur. (Basın: 18336/8282) Trabzon Doğn Karadeniz Fuarı Müdyrlüğünden: Fuanmız 25 Ağustos 1969 günü saat 18 de açılacaktır. 15 Temmuz 1969 tarihine kadar Pavyon müstecirleri kira bedellenni yatırmadıgı takdırde hiç bir hık iddia edemezler. (Basın: A. ıiu4u,.02551
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle