04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 4 Tnumuz 1969 CUMHURİYET Ergun ÇAĞATAY Ana Üniversitelerin özerkliklerine kavuştukları tarihten bu yana son 20 yıl içinde gösterdıkleri bilim istismarı ve dirayetsiz yönetim Türkiyede yeni kurulan üniversitelerin başka başka sistemlerde ortaya çıkmasına sebep olmuştur. O Bilimsel yönden muhtar olan fakat mali yönden muhtar olmavan üniversiteler. (Ankara, Sonuç olarak duruma hangi açıdan bakılırsa bakılsın gösterdiği manzara karamsarlık kaynağıdır. Öyle gözüküyor ki, Türk ulusu önümüz îstanbul, Ege, Istanbul Teknik deki 10 yıl içinde, eği Üniversitesi) £ Mall yönden muhtar otim ve kültür alanında lan fakat bilimsel yönden muhbüyük bir sıçrama yapa tar olmayan üniversiteler (Ormadığı takdirde. bugün ta Doğu Teknik Üniversitesi) kii koşullarından çok 8 Hiçbir yönden muhtar daha dar bir düzeyde, olmayan üniversiteler (Atatürk kalkmma yönünden her Üniversitesi, Karadeniz Tekümidini yitirmiş, üçiincü nik Üniversitesi) 4 smıf ülke olarak kalma limsel Hem mali yönden hem biyönden muhtar olan üniğa mahkum olacaktır. versiteler (Hacettepe Üniversi Dengesiz ücretler ve Dengesiz öğretim Eğitim sistemlerl de ayn ayndır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, tıp efitiminde Amenkanın Westem Reserve Üniversitesinden ilham alarak genişlettiği bir sistemi takip ederken, ana üniversitelere bağlı tıp fakülteleri yıllardan beri uyguladığı klasik sistemi uygulamaktadırlar. Orta Dogu Teknik Üniversitesi ise, hiçbir Türk üniversitesinde olmayan, tamamen Amerikan Üniversitelerinin sistemine sadık bir egitim metodu tesi) uygulamaktadır. Meselâ bu değişik öğrenim sisBir de bunlann yanı sıra hiçteminın sonucu olarak, Orta bir yönden özerk olmayan üniDoğu Teknik Üniversitesinde, versiteler var M, gerek öğretim oğretim üyelerinn ders verme üyelerinın tâbi oiduğu yönetyetenekleri ve aldıklan ücretler, menlik ve gerek eğitim sistemi Ana üniversitelerden tamamen ayrılmaktadır. Hacettepe Üni bakımınd&n hiçbir metoda bağversitesi, öğretim Üyelerine ö lanmarraşlardır. dediği fazla ücretleri, üniversiBu iddialara karşı, gelişmetenin ek gelir kaynağı olan Hanin basanya ulaşması için sücettepe tesisinden vermektedir. rekli olarak yeni yolların aranması ve denenmesi gerektiği ileri surülebilir. Anoak Türkiye henüz bu lüksü hazmedecek kıvama gelmemıştır. Üniversitelerde ayn ayn sistemlerın kurulması çeşıtli öğrenim metodlannın doğmasına ve eğitim potansiyelinin dağılmasma se'oep olmaktadır. Ayrıca değişik üniversitelerin kabul ettiği sistemlerde, öğretim üyelerine ödenen dengesiz Ücretler yersız polemik ve gereksız çekişmeler doğurmaktadır. Bugün Türkiye kalkınma çabalan içinde olan bir ülkedir. Ünümüzdeki öğretim yılında, liselerden mezun olan öğrencilerden 15 000'e yakm bir kjsmı yeniden açıkta kalacaği gibi, her geçen yıl bu miktar çığ gibi çoğalmaktadır. Bu durumda Türk toplumunun ve dolayısiyle egitim düzeninin bunalımlarına çıkış yollan aranırken, egitim sistemimizde amaçlar ve vanlmas: gereken hedefler önceden plânlanarak güdumlü bir eğitim sısteminm tak:p edi:mesi daha isabetli olur. Şirr.dikı durumda çözüm metodlarını ikiye ayırmak mümkündür. a Hemen uygulama imkânı olanlar, b Gerçekleşmesi bir zaman süresine bağlı olanlar. Hemen uygulanma imkâru oîanlar. bazı kanun ve kararnamelerin çıkanlması ve yeni yönetmehklerin yürürlüğe girmesi ile yuksek öğrenim kuruluşlarına verilecek düzendir. Bunlar: 1 Türkiye'de genel olarak yüksek ögrenimi düzenliyecek bir komisyonun kurulması. Bu komisyon, ülkenin eleman ihtiyaçlannı, hangi fakültelenn kurulması RereJctiğinl, yeni kurulacak fakültelerm hangi üniversıteye bağlı olmasının uygun düsecefini, fakültelere alınacak öğrenci sayısmın ne oranda olacağma karar verecektir. Bunun yanısıra komisyon genel eğitim politikasının çizilmesine yardımcı olabileceği gibi üniversitelerin bilimsel yönden denetlenmesinden de sorumlu olacaktır. Komisyonda çeşitli meslek kuruluşlannın (Barolar, Mühendis ve Mimarlar, Etibba Odalarınm) yollayacağı temsilrılerd»n başka Dev'.et Plânlnama Teşkilatı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerin temsilcilerinin de görev almalan akla gelen en vakın yoldur. 2 Oğretim üyelerini gerek mesleM yönden ve gerek mall yönden üniversiteye bağlıyacak kanun ve yönetmenliklerin hazirlanarak yürürlüğe girmesi. Bu kanunlann kapsıyacağı konular, öğretim üvelerüıin maaşlan, tazminatları ve tam pün çalışma meselesi olacaktır. Bir oğretim üvesınin alacağı maaş, onun akademik çalısmaları, üniversite içinde kaMlacağı seminerler ve ders saatleri ile orantıh olmalıdır. Ancak Ulkenin şimdi içinde bulunduğu şartlar. tam gun çalışmanm bütünüyle uygulanmasına imkân vermemektedir. Her şeyden önce bazı ösretim üyelerinin dışanda meslekleri ile ilgili yapacağı çalışmalar yararlı sonuçlar verebilir. Orneğin makina fakültesi ile ilgili öğretım üyesinin dışanda fabrika kurması veya mekanik konularda çahsması or,un bilgi ve gorgüsunü arttıracaktır. Aksı takdirde sadece ders vermek bir öğretim üyesinin bilimsel yönden gelişmeslni sağlamaz. Ancak burada uygulanacak vol öğretim üyesinin kişisel çabalanna bırakılmamalıdır. öğretim üyelerinin dışanda çalışması bağlı oiduğu fakülte veya üniversite aracılığı ile belirli bir süre için olmalıdır. Öte yandan öğretim Uyesi dışanda kazandıfı paramn belirli bir vüzdesini fakülte veya üniversitesi ile paylasmak zonında bırakılmalıdır. Böylelikle, dışarıda çalışan öğretim Uyeleri üniversitelerine yeni gelir kaynakları olurken, akademik ünvanlann ticarl meta haline getirilmesi önlenecektir. Burada karşımıza başka bir problem, özel okullar yönünden çıkmaktadır. öze'. okullarda ders veren öğretim üyeleri, bu kuruluşlarda ders vermekten men edildiği zaman bu okullann kapanma tehlikesi başgöstermektedir. Ancakt özel okulların kapanması halinde oralarda okuyan 30 000 e yakın öğrenci sokakta klacak ve yüksek eğitim sorunlanmn üstüne yeni bir kambur eklenecektir. Bizce özel okullar probleminin çSzümlenmesi bir zaman süresine bağlıdır ve yeni özel okullann açılmasma izin verilmediği takdirde mevcut problem yakın bir gelecekte ortadan kalkacakt:r. 3 Öğrenci statüsünün yeniden düzenlenmesi. a) Ögrencilerin yönetime katılmalan. tSTANBUL t NİVERStTESt VE EMNtTET TEDBİRLERİ Hâlen bu konuda mevcut ltirazlann ağırlığı, öğrencılerin yönetime katılmalannm imkânsız oiduğu zira bunun Anayasaya aykın oiduğu şeklindedir. Farzedelim ki bu soruna çörüm yolu bulmak imkânsızdır, fakat ögrencilerin, rektbrlük seçimlerine katılması (Pransa'da üniversite reformundan sonra kabul edildiği gibi..) imkSnsız değildir. Böylelikh ögrencilerin kısmen yönetime katılması sağlandığı gibi iddıa edilen Anayasaya aykın durum da giderilecektir. b) îmtihan ve ders düzeninin yeniden düzeltilmesi. c) ögrencilerin derslere devam mecburiyetinde olmalan. Derslere belirli bir oranda katılmayan öğrencinin sınav hakkını kaybetmesi gerektiği gibi, öğrencilerin fakültelerde okuma süreleri kısıtlanmalıdır. Bir öğrenci devamlı sene kaybederek yeni yetisen gençlerin yerini üniversitede işgal edemez. Eski öğrencinin üniversitedeki başansızlığ: üniversitede okumak isteyenlerin bu lmkândan mahrum kalmasma sebep olmamalıdır. 4 Öğretim Üyelerinin yeni açılan üniversitelerde belirli bir süre için görev görmesl mecburi olmahdır. Doğu Universiteleri öğretim üyesi bulamazken, ana Üniversitelerde birçok doçent eylemsiz doçent olarak vazLfe görmekte. doçentliği kabul edilmemekte, veya kadrolarda yer olmadığı için kapırı cedvelinden rnaas almaktadır. 5 Bütün ders kitaplannı düzenliyecek üniversiteler arası bir kurul ve matbaanm kurulması. Ders kitaplannın gerek yazılması ve tercüme edilmesini bu kurul düzenliyerek, öğretim üyelerine yazdıklan »serlerden dolayı venlecek ticretlerı kesin olarak belirtmelidir. 6 Her ders yılı başında öğretim üyelermin takip edecekleri ders programlan ve okutacakları kitaplar kesin bir şekilde belli olmalı ve öğrenciler» bildirilmelidir. Bugun Türkıve'de çok az sayıda öğretim üyesı. okutacagı dersin proftramıru yaparak. vereceği dersler için aynca çalıv ma yapar. Buna benzer bir durumu hiçbir batı üniversitesinde görmek mümkiin değildir. Yarın : Gercekl«>şmesi h»»zaman süresine bağlı çözüm yolları MODESTY BLAISE T T r $¥ H V ^ v m ^ T İORHAN KAGITCI K M L E A Daha olmazsa basıyordu azan: « Sevincik olma bu kadar sevincik olma. GüHerin de yarılma*ın Zamanında biz de »enin gibiydik amma, n» fayda?. Bajlıyordu içini çeke çeke Bğlamıya. Ontın için, yengesi, yani Nefîse ablasinın annesi sık sık: « Aman kızım, sakm karşılık verme. Bu karı yakında tımarhanelik olacak'» diyor, ekliyordu: « Nefîse'yi kıskanıyor! Nefise ?u kadar yaı küçüğü oiduğu halde, nasıl oluyormu? da ikfnd sefer evleniyor. hem de Kudret bey gibisine kendini yamıyabiliyormus. Vallaha deli bu. Yakında akhnı peynir ekmekle yer, dağlara düşer'» JCudret Yanardpg ilk gördüğü^vi pek beğen*ü#i Hn* beğendiğini belli etoıek ijine gelm»njişti: .~ P a ?a dedemin zamanında, dadımm kız kardeşı bir Dilrübâ abla vardı.. Onun evini hatırlattı bana. Kozyatağuıda.. Eeeeh eski günler! Îdris : Getir eıki günleri de bugünü yakalım! dedi. Kudret Yanardağ'ın işine geldi îdris'in sözleri : Getireceğir, eski günleri ihya edeceSiz. Mademki Müslümanı?, mademk! damarlarımızdaki kana islemis lslâmiyyet, elbette ihya edeceğiz o günleri! Başta Nefîse. ablasıyla amca kın, eteklerini bellerine sokmus. vemek masasırıı haziTİıyorlardı. Nefise uçuvordu sevlnçten. Ablasinınsa nasıl fiMİdavıp rfurdugu umurunda degildi. Bereket. evde yemek vardı. Taze so*an, marul da vardı. Güze! bir salata vapıverirdi şimrii Kudrefçieine, bir si?e de rakı aldırırdı. Aklına rakı çelince, salona geçti. îdris ve annesiyle tatlı tatlı konusmakta o?an koca«ını sordu : Hangi rakıdan istersin sekerim? Kudret Yanardağ can attıgı halcîe : Rakı raı? dedi. Valde hanım izin verirlef mı? Altmiüin üstünde yaîh ksdın alışkındı ötekl damadından : îç evlâdım iç' Gerçi namaza da başlatfım ama, bilmem ki... Nefise : Ibadet de gizli kabahat da şekerim. dpdl. Kızkardeşinin omuzu üstünden Kudref b»» ye hayranhkla bakmakta olan sbla. « Tuh, şekerim diyor hcpimizin yanında'» diye gecirdl. «Şu sıra benimki de çıkmıs olsaydı, iki bacanak karsılıklı oturup çek<evdiler, sonra c a odaT mıza çekilip vatsavdık olmaz mıydı'» Dehşetli bir erkek ihtivacıyla sar«ıldı. sonra yaşaran gözlerini ellerinin tersiyle silerck yan odava pecti. bsslsdı katıla katıia aSlamıva. Uzun uzun aglamasma amca kın gitti. O odartiki büfeden tabak alacaktı. Ablasını 5yle kesik kesik hıçkınr görünce tellşlandı : Ablacığım ne v«r? Niçin agîıycrstın"1 Karsılık vermedi. Şu, su öksüz, yetim ara» ca kızın'n bile ni<!anlıçı gelmişti de, onunki .. Git, dedl, git adamının yanına. AHah be» ni îPnin kadar bile sevmiyor ! Tabakları alıp odadan cikan amza kızı iç» lendiyse de. üzerinde durmadı. Ne derse desin, nisanlısı gelmisti ys. Onun da bulunacağı sof« ranın hazırianmasına yardım ediyordu ya ! Mutfağa geçerken, lofada, î d ı M e karşılas» tı. Bu övlesine âni oluvermi$ti ki, az kalnn ku« cağmdaki tabaklar yere düşecekti. (D«T»nn var) 61 Nefise neden sonra: Adamı bari yerneğe buyur etseydik, dedi. îdris: Yaa... hiç fena olmazdı... Kudret Yanardağ kesti attı: Ayak takımına gerçekten yüz vermiyecek»in. Işini gordürene kadar. Çunkü, çünküsü yok, ayak takırm işte! Nefise'nin betine gittiyse de, üzerinde durup tartışmaya girmemenin doğru olacağına inanıyordu. Kocasıydı o, hapisten yeni çıkmıstı, az önc« söylediği sözlerle kalabahğı cojturmuf, tl başkanmı yerin dibine sokmuî, partinın Üye f hızla artırmıştı. Sahi. üç, dört Icişi, üç dörf M dan harıl hanl üye kaydediyordu. Şimdiye kimbiür kaçı bulmuştu üye sayısıî ll başkanı kızsa büe ne yapabilirdı? Onu bozan, yerlere geçiren kendisi değil, Kudret Yanardağ'dı. Kocasıysa ne suçu vardı? Elinden geleni geri komasmdı. Iki sefer, evet tam lamına iki sefer ama, kim görmüş, kim biliyordu? Ikisinin arasında bir şeydi. Inkârdan gelir, kocama kızdı, bana iftira ediyor, derdi ki, hayır, açık edemezdi bunu. O da evliydi, boyuyla beraber cocukları, geünlik kulan vardı. Kapının tokmağını hızlı hızh vurdu. Kudret Yanardağ: Evde yoklar galiba? dedi. Nefise az gerı çekilip, ahşap evin sokağa b«kan pencerelerine baktı. Hiçbir hareket yokru. Komşuya falan geçtıler desem, kimseyi tanunazlar kı! Anahtarı neden almadın yanına? Ne bileyim? Bir yere gitmeder diye düşündüydüm.. Kudret Yanardağ kızdı: Çekip bir otele falan gidelim yahu! Sonra akletti ki. Medeni Kanun gereğince evli değiller. Hiçbir otel, resmen evli olrnıyanlan kabul etmez! Bok usul, diye homurdandı. Bu nikâh ijlerini de haline suyuna koyacağız injallab... Niye? Ne var? Ne olacak? Medenî nikâh boku olmasa gider bir oteîde geçirirdik geceyi! Ya, dedi Nefîse. Ne iyi olurdu! Îdris nişanlısını hatırlıyarak iç geçirdi ama, tek lâf etmedi. Kudret'in hapiıten çıktığını, nutuk çektiğini nereden bileceklerdi? Hele çektiği nutkun milleti şahlandırdığından da haberleri olamazdı. £ Ama yanıldıklannı beş dakika sonra anladı^ a r : Nefîse'nin annesi, amca kızı Hatice. ablası çıkageldiler. Kudret beyin beraat ettiğini işitmiı kopnuşlardı araa, yetişememişlerdi. Millet Parti'ye akın »kın gidiyordu. Onlar da katümış, sürüklenmijlerdL Nefise: Kudı%t'in konuşmasını duydunuz öyleyse? Kocası gibi tombulca sbla: Tüylerimiz asbaplarımızdan fırladı vallaha, dedi. Diline sağlık oğluuum, içim içime sığmadı. Seninle iftihar ettik tekmil: Amca kızı Idris'in yanına sokuimuçtu. Daha çok da büyük Abla. dan çekinmese adamın elini yakahyacaktı. Sadece elini adamın eline değdirmekle yetindi. Ona neydi «Kudret bey enişte. nin konuşmasından? Bu gece bir fırsatını düşürürse, Idris'e, ne zaman evleneceklerini scracaktı. Artık çekeceği kalmamıştı Kemal eniştesinin kıskanç karısmdan. Akhna îdris'çigi gelse de birazcık yüksek sesle gülüverse. kadın hemen ataıaca kesiliyordu: Ne o? Akhna İdrisçiğin mi geldi?» ••••••••••ııı«t«« •••••••••••••••a» ••••••••••>••••••• • ••••••••••••••••>' TIFFANY JONES ZWBd f ^ >A m İ^veresim: AYHAN BAŞOĞLU jj jNTİKAM YEMİNİ TCDD. İşlelmesi İsfanbul Alım ve Satım Komisyonu Reisliğinden: Muhieltf Yol Malzemesi Safılacak 1 3. îşletme mıntıkasında mevcut ray, makas, travers, dekovil şasisi ve kuçuk malzeme 17/7/1969 Çerşembe gflnü saat 15. de Sirkeci'de 7 İşlptme Müdürlüğü binasmdaki Komisj'onumuzda kapalı zarf usulü ile satılacaktır. 2 Tekliflerin o gün saat 14 30 a kadar Komisyon? verilmiş, veya gelmış olması şarttır. 3 Muvakkat teminatı teklif edilen bedel tutarının yüzde beşidır 4 Şartnamesi Komisyondan bedelsiz alınabilir. s TCDD. satışı yapıp yapmamakta veya lasmen yapmakta ve tercih ettifi talıbe yapmakta tamamen serbesttir. 1 LÂ N Bozüyük Orlaokul Müdürlüğünden: 1 bçe merkezi Ortaokul binasımn 29712.45 lira keşif bedelli onarım işi 2490 sayılı kanunun 41 inci maddesi gerefince açık eksiltme suretiyle yaptınlacaktır. 2 İhale 21 Temmuz 1969 Pazartesi günu saat 15.00 de Ortaokul binasında Komisyon huzurunda yapüacaktır. 3 Muvakkat teminat (2228.43) liradır. 4 Eksiltme çartnamesi ve diğer evrak mesai saatleri dahilinde Ortaokul Müdürlüğunde eöruIebüir. 5 thaleye Iştirak edeceklerin, ihale tarihinden üç gfln evvel Bilecik Bayırdırlık Müdürlüğüne müracaatla yeterlik belgesi almalan. 6 Taliplerin ihale günü ve saatinde, bu iş için alınmış yeterlik belgesi. 1989 yıh Ticaret ve Sanayi Odası vesikası ile muvakkat teminat makbuzunu ibrazla, Komisyona müracaatları. İlân olunur. (Basın: 18166/8183) (Basın: 18243/8177)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle